“Türkiye, Irak ile Tazminat İçin Pazarlık Yapmak İstiyor” İddiası

Türkiye, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile yaptığı petrol sevkiyatı anlaşmasından dolayı geçen ayın sonunda 1,4 milyar dolar tazminat cezasına çarptırılmıştı. Türkiye’nin, boru hattının faaliyete geçmesi için pazarlık yapmak istediği iddia edildi.

Paris merkezli Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin verdiği tazminat kararı sonrası 25 Mart’ta Irak’tan Ceyhan Limanı’na petrol akışı durdurulmuştu.

IKBY’nin Yabancı Medya İlişkileri Sorumlusu Lawk Ghafuri, “Federal hükümet, Türkiye’nin petrol ihracatını yeniden başlatmasını sağlamak için gerekli adımları atmalı” demişti.

IKBY Başbakan Danışmanı Bevar Hınsi de Irak bütçe yasa tasarısına göre IKBY hükümetinin günlük 400 bin varil petrol göndermesi gerektiğini belirterek, “O nedenle eğer IKBY’den çıkan petrol sevk edilmezse Irak bütçe tasarısı da sorunlu hale gelir.” ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye’yi tazminata mahkum eden kararı sonrası Irak’tan petrol akışı durduruldu. IKBY ile Bağdat yönetimi arasında yapılan görüşmelerin ardından taraflar anlaştı.

Ancak tazminata mahkum olan Türkiye, Bağdat yönetiminden gelen talebe karşın boru hattının faaliyete geçmesine izin vermedi.

ABDmerkezli medya kuruluşu Bloomberg’e konuşan iki kaynak, tazminat kararı sonrası Türkiye’nin Irak’la pazarlık yapmak istediğini söyledi.

İsminin açıklanmasını istemeyen kaynaklardan biri, Türkiye’nin ödeme mekanizması veya 1.4 milyar dolar miktarındaki tazminatın düşürülmesine mi çalışacağı konularında yorum yapmayı reddetti.

Reuters’a konuşan kaynaklar da Türkiye’nin günde 400 bin varil petrol ihraç eden boru hattının yeniden açılmadan önce “bu davanın çözülmesini istediğini” kaydetti.

Bağdat yönetimi ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında, bu hafta Türkiye’ye petrol ihracatının yeniden başlatılmasına yönelik anlaşma imzalandı. Ancak herhangi bir müzakere sürecinin hattın açılmasını geciktirebileceği belirtiyor.

Paylaşın

Pakistan, İklim Krizine Neden Olan Ülkelerden Tazminat Talep Etmeye Hazırlanıyor

Pakistan’da yönetim, iklim krizine neden olan ülke ve şirketlerden tazminat talep etmeye hazırlanıyor. Pakistan’da haziran ayı ortasından itibaren yaşanan yıkıcı sel felaketlerinin maliyeti 30 milyar doların üzerinde.

Bianet’in aktardığına göre, Pakistan, haziran ortasından itibaren ülkede yaşanan yıkıcı sel felaketi sebebiyle, iklim krizine neden olan ülke ve şirketlerden tazminat talep etmeye hazırlanıyor.

Bilim insanları, bu yıl Pakistan’da yıllık yağış ortalamasının üç buçuk katı üzerinde gerçekleşen muson yağmurlarında tartışmasız bir şekilde iklim krizinin rolü olduğunu söylüyor.

Pakistan’daki sel felaketinden sonra ülkede yaşam neredeyse durma noktasına gelmişti.

Selden sonra Pakistan’da:

  • 2 milyondan fazla ev,
  • Yaklaşık 24 bin okul,
  • 1500 sağlık tesisi,
  • 13 bin kilometre yol ya hasara uğradı ya da tamamen yıkıldı.

Ülkede yıkılan diğer yapılar arasında çok sayıda köprü, otel ve baraj da var.

İklim krizini tetikleyen küresel karbon salınımında yüzde 0,8 payı olan Pakistan’ın sel felaketi sonrası karşı karşıya olduğu hasarın maliyeti 30 milyar doların üzerinde.

Bu miktar, ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 10’undan fazlasına tekabül ediyor.

İklim adaleti tartışmaları

Pakistan’daki ekolojik yıkım, iklim adaleti üzerine yürütülen tartışmaları da yeniden gündeme getirdi.

İklim krizinde büyük payı olan zengin ülkelerin, iklim krizi sebebiyle zarar gören yoksul ülkelere tazminat verip vermemesi şimdi daha yüksek sesle tartışılıyor.

Pakistan ve diğer gelişmekte olan ülkeler, 6-18 Kasım’da Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenecek 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP27) bu konuyu tüm boyutlarıyla gündeme getirmeyi planlıyor.

Daha önce de Pakistan İklim Değişikliği Bakanı Şeri Rehman, zengin ülkelerin iklim krizinden etkilenen ülkelere tazminat borcu olduğunu hatırlatmıştı.

Geçen yıl, İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen COP26’da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, iklim krizine bağlı kayıp ve hasarlar için yoksul ülkelere tazminata yönelik fon talebini reddetmişlerdi. İslamabad yönetimi ise zengin ülkelerin iklim krizinin kurbanı olan Pakistan’a yardım etmesini ahlâki bir zorunluluk olarak görüyor.

İklim tazminatı nedir?

İklim krizinin büyük orandaki sorumlusu olan zengin ülkelerin, iklim krizinin en çok etkilediği ülkelere, meydana gelen iklim felaketleri nedeniyle maddi-manevi zararlarına karşılık ödeyecekleri bedel veya edim.

Paylaşın

Polonya, Almanya’dan 1,3 Trilyon Euro Tazminat Talep Etti

Polonya, İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı tarih olan 1 Eylül’de, savaşta verdiği zarar nedeniyle Almanya’dan tazminat talep etti. Polonya’nın bu talebi iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi (PİS) lideri Jaroslaw Kaczyinski tarafından açıklanan bir raporla dünyaya duyuruldu.

Polonya iktidar partisi lideri tarafından tanıtılan raporda, savaşta verdiği zarar nedeniyle Almanya’dan talep edilen tazminat miktarı 1,3 trilyon Euro olarak yer aldı.  Bu tutar Almanya’nın yıllık milli gelirinin yaklaşık üçte birine denk düşüyor.

Almanya ise Polonya’nın talebini reddetti.

Almanya’ya göre tazminat meselesi 1953 yılında Polonya’nın tazminat istemeyeceğini belirtmesiyle kapanmış ve 1990 yılında da ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği arasında imzalanan Paris sözleşmesiyle nihai olarak sonlandırılmıştı.

Tazminat talebi ilk kez gündeme gelmiyor. Adalet ve Hukuk Partisi, Polonya’da iktidara geldiği 2015 yılından bu yana Almanya’ya karşı tazminat talep edilebileceğini defalarca gündeme getirmiş, ancak Almanya’ya yönelik resmi bir başvuruda bulunmamıştı.

Polonya savaşta 6 milyon kurban verdi

Kaczynski tazminat için istenen miktarın, savaşta Almanya’nın Polonya’ya verdiği zararın en asgari hesaplarla çıkarılmış sonucu olduğunu, aslında bu rakamın daha da artabileceğini de söyledi.

Alman ordularının Polonya’ya saldırmasıyla başlayan İkinci Dünya Savaşı’nda ve savaş dönemindeki Polonya işgalinde yarısı Yahudi asıllı olmak üzere yaklaşık 6 milyon Polonya vatandaşı hayatını kaybetmişti.

2 milyonu aşkın vatandaşının da Naziler tarafından çalışma kamplarına gönderildiği Polonya, savaşta en çok zarar gören, şehirleri yerle bir olan ülkelerin başında geliyordu.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Polonya’nın 1953’deki tazminattan feragat etme taahhüdünün geçerli olduğunu söyledi. Sözcü Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı ile ilgili olarak politik ve ahlaki sorumluluğu bundan böyle de üstleneceğini, ancak tazminat ödemeyeceğini vurguladı.

Tazminat talebi neden şimdi gündeme geldi?

Uluslararası siyaset yorumcuları Polonya tarafından gündeme getirilen ve miktarı çok yüksek olan böylesi bir tazminatın ödenmesinin mümkün olmadığını ve bunu Polonya liderleri tarafından da bilindiğini düşünüyorlar.

Peki o zaman, bu kadar yıl sonra ve kriz döneminde bu talep neden gündeme getirildi?

Uluslararası siyaset yorumcularına göre bu talebin gündeme getirilmesinin asıl nedeni Polonya’ya Avrupa Birliği tarafından verilen yapısal dönüşüm fon ve yardımlarının bu ülkedeki hukuk ihlalleri nedeniyle kesilmesi.

Yorumcular, “Polonya ikinci bir tartışma ve pazarlık konusu açarak Avrupa Birliği’nden alacağı yardımların musluğunu  yeniden açmayı deniyor olabilir” diyor.

Polonya’daki muhalefete göre tazminat talebinin bir nedeni de iktidarın ülke içinde destek kazanma çabası.

2023 yılı sonbaharında gerçekleşecek genel seçimlere giderken iktidar partisinin seçim kampanyasına tazminat talebiyle başladığını düşünenlerin sayısı da az değil.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın