Suriye’de Yedi Ayda 8 Bin 67 Kişi Öldürüldü

08

SOHR açıklamasında, “Bu veriler, ülkedeki güvenlik açığını ve toplumun en kırılgan kesimlerine yönelik tehditlerin ciddiyetini açıkça ortaya koyuyor” dedi.

Suriye’de Beşar Esad’ın ülkeden kaçışı ile siyasi, askerî ve güvenlik bürokrasisinin çöküşünün üzerinden yedi ay geçti.

Birleşik Krallık merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre bu süreç, Suriye’nin birçok vilayetinde büyük bir boşluk yarattı. Ülkeyi kontrol altına alan yeni askerî güçler, özellikle güvenlik ve ekonomik alanlarda ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldı. Eski yönetimin çöküşüyle birlikte neredeyse tüm bölgeleri saran kaos ortamı, fırsatçılar tarafından kamu mallarına el koymak amacıyla kullanıldı.

Aynı dönemde, özellikle azınlıkların yaşadığı bölgeler başta olmak üzere, ülkenin birçok yerinde saldırılar meydana geldi. Kimlik temelli infazlar ve katliamlar artış gösterdi. Eski yönetime bağlı olmakla suçlanan kişilere yönelik bu saldırılar, Suriye toplumu içinde derin bir yarılmaya neden oldu ve demokrasi, özgürlük ve eşitlik talebiyle şekillenmesi hedeflenen “yeni Suriye”nin inşasını daha da güçleştiren bir toplumsal kırılma yarattı.

SOHR, 8 Aralık 2024 ile 7 Temmuz 2025 tarihleri arasında Suriye genelinde devam eden şiddet, yerel ve dış aktörlerin ihlalleri ile süregiden güvenlik kaosu sonucunda 8 bin 67 kişinin hayatını kaybettiğini belgeledi. Bu sayının 6 bin 150’sinin sivillerden oluştuğunu belirten SOHR, “Ölenler arasında 330 çocuk ve 451 kadın bulunuyor. Bu veriler, ülkedeki güvenlik açığını ve toplumun en kırılgan kesimlerine yönelik tehditlerin ciddiyetini açıkça ortaya koyuyor” dedi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, şiddetin devam etmesi ve faillerin cezasız kalması karşısında, sivillerin korunması ve tüm suçların faillerinin adalet önüne çıkarılması için acil adımlar atılması çağrısını bir kez daha yineledi. Gözlemevi ayrıca, ayrım gözetmeksizin tüm Suriyelilerin haklarının güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Suriye’de Kadınlara “Kamu Ahlakı” Gerekçesiyle Tesettür Mayo Zorunluluğu

Suriye’de kadınlara yüzerken, “kamu güvenliğinin standartlarını iyileştirmek ve kamu ahlakını korumak” gerekçesiyle, vücudu örten tesettür mayo giymesi zorunluluğu getirildi. 

Aralık 2024’te Ahmed Şara liderliğindeki İslamcı isyancı güçler Beşar Esad rejimini devirerek yıllardır süren iç savaşı sona erdirmişti. Bunun ardından ülkenin geçiş hükümetinin başına geçen Şara, ülkeyi kapsayıcı bir şekilde yöneteceği sözünü yinelemişti.

Suriye’de geçiş hükümeti, kadınların halka açık plajlarda ve yüzme havuzlarında yüz, eller ve ayaklar dışında vücudu örten tesettür mayo veya diğer “uygun” kıyafetleri giymesi gerektiğini duyurdu.

Suriye devletine ait haber kanalı El-İhbariye el-Suriye’nin haberine göre, Turizm Bakanlığı tarafından çıkarılan düzenlemelerin amacı “kamu güvenliğinin standartlarını iyileştirmek ve kamu ahlakını korumak”.

Yönergede, özel plajlar, kulüpler ve havuzlar ile dört yıldızın üzerindeki otellerin düzenlemeden muaf tutulduğu belirtildi. Kadınlar Suriye’deki halka açık plajlarda genellikle muhafazakar giyiniyor ancak bazı kadınlar Batılı mayo stillerini tercih edebiliyor.

Yeni yönetmeliğe göre, plaj ve halka açık havuzlara gidenlerin “daha muhafazakar mayolar” giymesi gerekiyor. Düzenlemede “vücudun daha fazla kısmını kapatan burkini veya mayolar” ifadesine yer veriliyor.

Kararnamede, kadınların yüzme alanları arasında hareket ederken de mayolarının üzerine kapalı veya bol giysiler giymeleri gerektiği belirtildi. Kararnamede, “Plaj dışında uygun şekilde örtünmeden mayo ile dolaşmak yasaktır” denildi.

Karara göre erkeklerin de yüzmedikleri zamanlarda gömlek giymeleri ve yüzme alanları dışında çıplak göğüsle gezmemesi gerekiyor. Açıklamada muafiyet tanınan yerlerde “normal Batı mayolarının” genel olarak serbest olduğu belirtildi ancak bunların “kamu zevki sınırları içinde” kalması gerektiği belirtildi.

Kararda, genel olarak omuz ve dizleri kapatan bol giysiler giyilmesi ve “şeffaf ve dar giysilerden kaçınılması” gerektiği ifade edildi. Yönergede kurallara uymayanların cezalandırılıp cezalandırılmayacağı veya kuralların nasıl uygulanacağı belirtilmedi. Ancak plajlarda uyumu izlemek için cankurtaranlar ve denetçiler atanacağı belirtildi.

Aralık 2024’te Ahmed Şara liderliğindeki İslamcı isyancı güçler Beşar Esad rejimini devirerek yıllardır süren iç savaşı sona erdirmişti. Bunun ardından ülkenin geçiş hükümetinin başına geçen Şara, ülkeyi kapsayıcı bir şekilde yöneteceği sözünü yinelemişti.

Mart ayında Şara, beş yıllık geçiş dönemini kapsayan bir anayasa bildirgesi imzalamıştı. Belgede, önceki anayasada olduğu gibi cumhurbaşkanının dininin İslam olduğu belirtiliyor. Buna ek olarak İslam hukukunun yasamanın “kaynaklarından biri” değil “ana kaynağı” olduğu söyleniyor. Bildirgede ayrıca kadın hakları, ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğü de güvence altına alınıyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

ABD Öncülüğündeki Koalisyon, Suriye’ye Ağır Silahlar Gönderdi

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ABD öncülüğündeki koalisyonun, Suriye’deki çok sayıda üsse, ağır silahlar da dahil olmak üzere askeri takviye konuşlandırdığını bildirdi.

Haber Merkezi / SOHR, askeri malzeme takviyesinin, bölgenin güvenliğini sağlama ve IŞİD’in gizli hücrelerinden gelebilecek potansiyel tehditleri önlemeyi amaçlayan devam eden askeri operasyonların bir parçası olduğunu belirtti.

SOHR, ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’a ait askeri, lojistik malzeme ve silah taşıyan bir kargo uçağı, Haseke’nin kuzeyindeki Rumeylan kırsalındaki Harab el-Ceyr üssüne indiğini duyurdu.

SOHR’un açıklamasına göre, büyük zırhlı araçlar, ağır silahlar, toplar, askeri araçlar, mühürlü konteynerler ve akaryakıt tankerleri taşıyan 60 tırlık bir konvoy da kara yoluyla Suriye’ye girdi.

SOHR, “Askeri ve lojistik malzeme taşıyan 20 tır ile yakıt kamyonları da Qasrek üssüne ulaştı” açıklamasını yaptı.

SOHR’a göre, 28 Ocak’ta koalisyona ait bir kargo uçağı da Haseke ilinin güneyindeki Şeddadi üssüne inerek askeri ve lojistik yardım malzemesi teslim etti.

ABD’nin Suriye’de dokuz üssü bulunuyor. Bunlardan biri Humus’un doğusundaki Tanf’ta, ikisi Deyr ez Zor’da ve altısı da Haseke’de bulunuyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, aralık ayının başından bu yana kargo uçaklarının düzenli olarak Bradley Savaş Araçları da dahil olmak üzere gelişmiş askeri teçhizat taşıdığını bildirmişti.

SOHR ayrıca, Koalisyon güçlerinin özellikle Koniko gaz tesisi ve El Ömer petrol sahası (Deyr ez-Zor’da) olmak üzere kilit üslerdeki varlıklarını güçlendirmesiyle birlikte, Kuzey Suriye’deki gerginliğin tırmanmaya devam ettiğini belirtti.

SOHR, askeri malzeme takviyesinin, bölgenin güvenliğini sağlama ve IŞİD’in gizli hücrelerinden gelebilecek potansiyel tehditleri önlemeyi amaçlayan devam eden askeri operasyonların bir parçası olduğunu belirtti.

Paylaşın

SDG İle SMO Arasında Şiddetli Çatışmalar: 31 Ölü

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında devam eden çatışmalarda, tarafların 31 kayıp verdiğini bildirdi.

Suriye’nin kuzeyinin büyük bir kısmı, ana unsuru olan YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) altında. SDG, 2019 yılında ABD desteğiyle ülkede IŞİD’in yenilgiye uğratılmasına öncülük etmişti. Türkiye, YPG’nin PKK’nın Suriye kolu olduğunu söylüyor. PKK, ABD’nin de terör örgütü listesinde yer alıyor.

İngiltere merkezli gözlemevi SOHR, Halep’in kuzeydoğusundaki Menbiç bölgesinde çıkan çatışmalarda, Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) 7 kayıp verdiğini bildirdi. SOHR, Menbiç şehrine sızdığını da belirtti.

Gözlemevinin açıklamasında, bir gün önce de Halep vilayetinde SMO’nun 6, SDG’nin 3 kayıp verdiğini kaydetti. SDG yaptığı açıklamada, Fırat Nehri üzerindeki stratejik bir köprünün yakınında “Türk işgaline ait iki radar, bir sinyal bozucu sistem ve bir tankı” imha eden saldırılar düzenlediğini açıkladı.

SOHR, köprü ve Tişrin Barajı yakınlarında yaşanan şiddetli çatışmalarda Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) 13 üyesi ile SDG’nin iki üyesinin öldürüldüğünü bildirdi.

SOHR, bölgedeki çatışmaların yaklaşık üç haftadır “her iki tarafın da ilerleme çabası” nedeniyle sürdüğünü söyledi. Türkiye, 2016’dan bu yana SDG bölgelerine çok sayıda operasyon düzenlerken, SMO son haftalarda Suriye’nin kuzeyinde SDG’nin kontrolündeki birkaç kasabayı ele geçirdi.

Suriye’de çatışmalar, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki silahlı grupların 8 Aralık’ta uzun süredir iktidarda olan Beşar Esat’ı devirmesinden bu yana devam ediyor.

El-Şara’dan DSG’ye ulusal ordu çağrısı

Uzun zamandır Türkiye ile ilişkileri bulunan HTŞ’nin ve Suriye’deki yeni yönetimin fiili lideri Ahmed el-Şara, El Arabiya televizyonuna yaptığı açıklamada, DSG liderliğindeki güçlerin ulusal orduya entegre edilmesi gerektiğini söyledi.

El-Şara, “Silahlar sadece devletin elinde olmalı. Silahlı olan ve Savunma Bakanlığı’na katılmaya yetkili olan herkesi memnuniyetle karşılayacağız” dedi. El-Şara, “Bu şartlar ve koşullar altında uygun bir çözüm bulmak üzere SDG ile bir müzakere diyaloğu başlatacağız” diye konuştu.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın