Soylu’dan “Kayyum” Açıklaması: Erdoğan’ın Emriyle

Partisinin Gaziosmanpaşa Yıldıztabya Mahallesi’nde düzenlediği etkinlikte konuşan Bakan Soylu, Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) belediyelere kayyum atanmasının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emriyle gerçekleştiğini açıkladı:

“Ben İçişleri Bakanı oldum. Cumhurbaşkanımız beni çağırdı. ‘Süleyman, ben bu Güneydoğu’daki HDP’nin, PKK’nın belediyelerinden rahatsızım. Çünkü bunlar çocukları alıp dağa götürüyorlar. Devletin vergilerini PKK’ya gönderiyorlar. Onlar da kurşun olarak bizim Mehmetçiğimize dönüyor. Bunları derhal görevden alacaksın’ dedi. Ya benim istediğim bir göz, Tayyip Erdoğan bana verdi iki göz. İki gün geçti, sabah 8’de hepsine bir operasyon, hepsini görevden aldık.”

İçişleri Bakanı Süleman Soylu, doğu ve güneydoğudaki HDP’li belediyelere kayyum atanması sürecini anlatırken “Ben İçişleri Bakanı oldum. Cumhurbaşkanımız beni çağırdı. ‘Süleyman, ben bu Güneydoğu’daki HDP’nin, PKK’nın belediyelerinden rahatsızım. Çünkü bunlar çocukları alıp dağa götürüyorlar.” dedi ifadelerini kullandı.

Soylu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ayrıca “Devletin vergilerini PKK’ya gönderiyorlar. Onlar da kurşun olarak bizim Mehmetçiğimize dönüyor. Bunları derhal görevden alacaksın’ dediğini anlattı” ve “Ya benim istediğim 1 göz, Tayyip Erdoğan bana verdi 2 göz. İki gün geçti, sabah 8’de hepsine bir operasyon, hepsini görevden aldık” şeklinde konutu.

Soylu şu ifadeleri de kullandı;

“Bu Selo’yu, o gece evinden kuzu kuzu alıp götüren biziz. Biliyorsunuz değil mi? Kuzu kuzu. O ve onun gibileri. Aynı zamanda da o belediyeler var ya belediyeler, hepsi teröre para sağlıyorlardı. Devletin verdiği vergileri, Mehmetçiğimize kurşun olarak gönderiyorlardı.

“Şimdi diyorlar ki 15 Mayıs olacak, biz onları yine PKK’ya HDP’ye vereceğiz. Kıymetli arkadaşlarım, şu anda bana diyorlar ki çok çalışıyorsun. Herhalde Murat Karayılan’dan az çalışacak halim yok. Herhalde, Cemil Bayık’tan daha az çalışacak halim yok. Veya oradaki Duran Kalkan’dan daha az çalışacak halim yok. Çıkmışlar masanın üzerine tepiniyorlar, Tayyip Erdoğan gitsin de gitsin diye. Bak Tayyip Erdoğan 14 Mayıs’tan sonra gelecek, biz de sizin üzerinizde tepineceğiz, hiç merak etmeyin”

Paylaşın

İçişleri Bakanı Soylu’nun “Siyasi Darbe Girişimi” Açıklaması Tepki Çekti

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kaldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun seçimlere ilişkin “siyasi darbe girişimi” olarak tanımlaması tepkilere neden oldu.

bianet’e konuşan siyasi parti temsilcileri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarını “seçimi kaybetmenin korkusu” olarak nitelendirdi.

“Toplumda bir karşılığı yok”

Kendilerinin bir iktidar partisiyle yarışmadığını söyleyen HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Biz bürokratından uçaklarına dek devletin bütün aygıtlarıyla yarışıyoruz. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bu söylemi, kaybettiklerinin itirafıdır. Biz kaybedersek darbedir diyerek kendilerince psikolojik bir hazırlık yapıyorlar. Ama bunun toplumda bir karşılığı yok” dedi.

HDP’ye yapılan operasyonu anımsatan Beştaş, “Aslında 4 Kasım 2016’dan beri onların yürüttüğü kesintisiz bir darbe girişimi yaşıyoruz. Biz seçimlere gölge düşürmelerine izin vermeyeceğiz. Düşürtmeyiz. Gidişiniz sandıktan çıkan oylarla halkın gücüyle olacak. Kafa bulandıramayacaksınız” tepkisini verdi.

“Konuşmaya değmez”

Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, Soylu’nun sözleri için “konuşmaya bile değmez” dedi ve devam etti: “AKP, Türkiye’de kendisine muhalif olan herkesi ‘hain’ kategorisine koymayı gelenek haline getirdi. Bu açıklamada bunun bir parçası fakat 14 Mayıs Türkiye’de ne ilk ne de son seçimdir.

“Türkiye’de Turgut Özel, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit iktidarı döneminde de partiler bir araya geldi ve iktidarı değiştirmek istedi.

“Bugün de çok doğal bir süreç olarak partiler bir araya geldi. Halk 14 Mayıs’ta iktidarı değiştirmek için oy kullanacak. Doğal bir durumu terekeye düşürmek istiyorlar. Halk 14 Mayıs’ta Türkiye’nin yeni bir döneme ihtiyacı olduğunu sandıkta gösterecek. İktidar da halkın kararına saygı duymak zorundadır.”

“Tek adam düzeninin son bulacağının korkusu”

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “Diyarbakır’da Kürt gazetecileri ve siyasetçileri hedef alan siyasi bir operasyonla seçim sonuçlarına doğrudan müdahale eden Soylu, 14 Mayıs’a farklı mana vermeye çalışıyor. Oysa kendileri her gün böyle darbeler yapıyorlar. Taksim’de 1 Mayıs kutlamasını engellemek de bunlardan biri” dedi.

Aslında “kendi aynalarına bakarak” konuştuklarını belirten Akdeniz, “Tek adam düzeninin son bulacağının korku ve endişesidir. Ayaklarının altındaki seçmen desteği kayınca, gerici söylem ve zora başvuruyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bu gidişatı engelleyemeyecekler” şeklinde konuştu.

“Soylu istirahate çekilmeli”

DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin ise; “iktidarın ve Bakan Soylu’nun toplumla bağını kopardığını” belirtti ve ekledi:

“Milletle bağını koparan insanlar, milletin iradesine ‘darbedir’ diyor. Yegane olan milletin iradesidir. Böyle bir açıklama Süleyman Soylu’nun ne kadar yorgun olduğunu gösteriyor, bir an önce istirahate çekilmeli.”

“Baskıcı zihniyetin bir ifadesi bu”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İçişleri Bakanı’nın açıklamaları için “Bu darbeci kafanın ifadesi. Demokrasiye inanmayanların, halkın iradesine saygı göstermeyenlerin, baskıcı zihniyetin bir ifadesi bu” değerlendirmesinde bulundu.

ANKA Haber Ajansı’na konuşan CHP Ordu Milletvekili Torun, “Sonuçta 14 Mayıs’ta vatandaşımız hür iradesiyle sandığa gidecek ve bundan sonra ülkeyi kimin yöneteceğini, Meclis’te kimin olacağına karar verecek. Bunu siz “darbe” olarak ifade ediyorsanız, demek ki sizin vatandaşın iradesine hiç saygınız yok. Vatandaş sizi destekliyorsa sorun yok ama sizi desteklemiyorsa, eğer size onay vermiyorsa darbe ve farklı şekilde ifade edilmesi. Bu anlaşılır gibi bir şey değil” dedi.

“Şu anda devletin bütün imkanlarını kullanıyorlar. Kamunun bütün imkanlarını kullanıyorlar. Yetmedi, şimdi 14 Mayıs’ta milletin iradesine hakaret ediyorlar. Milletin iradesini gasp etmeye çalışıyorlar, milletin iradesini tehdit ediyorlar. Bunların anlayışı bu” ifadelerini kullanan Torun, “Kaybetmenin verdiği bir panik ve korku hâli. Kaybedeceklerini bildikleri için de bunu o seçim gününü, milli iradenin tecelli edeceği, vatandaşın hür iradesiyle oyunu darbe olarak nitelendiriyor” diye ekledi.

“Seçim darbe girişimiyse YSK darbe yöneticisi”

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ise Twitter’dan yaptığı açıklamada “Seçim darbe girişimiyse YSK darbe yöneticisi, sandık kurulları örgüt üyesi, oy kullanan 85 milyon da darbeci mi? Egemenlik milletindir. 14 Mayıs bu sözün ne demek olduğunu öğrendiğiniz gün olacak” dedi.

“Seçimi kaybetme korkusu”

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan da “Gün geçmiyor ki Millet İttifakı’nın 14 Mayıs’ta yapılacak seçimi açık farkla kazanacağına dair umudumuz daha da büyümesin 🙂 Seçimi kaybetme korkusu ile 14 Mayıs’a ‘siyasi darbe’ bile diyebilecek raddeye gelmeleri tek kelimeyle trajikomik” diye tweet attı.

“Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınmalıdır”

Ata İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, “Demokratik bir seçimi darbe girişimi olarak niteleyen bu şahıs İçişleri Bakanlığı koltuğunda 1 dakika bile oturamaz, oturmamalıdır. Onuru varsa istifa etmeli, yoksa da Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınmalıdır. Bu şahısın İçişleri Bakanı olarak gireceğimiz bu seçim ve sonrasında yaşanacaklar ülkemiz için tehdittir, tehlikedir, beka sorunudur. #soyluistifa” diye tweet attı.

“Demokrasimiz, hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit altındadır!”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da Soylu’nun görevden alınması gerektiğini söyledi. Soylu’nun “Türk Milleti’nin oy kullanma hakkını darbe, Türk seçmenini ise darbeci ilan ettiğini” söyleyen ve “#Soyluİstifa” etiketiyle paylaşımda bulunan Özdağ “Demokrasimiz, hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit altındadır!” dedi.

“O kadar hapishane yok”

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 14 Mayıs’ı “siyasi darbe girişimi” olarak tanımlayan Soylu’ya “O halde seçimde oy kullanan herkesi, darbe girişimi gerekçesiyle tutuklaman gerekecek Kirli!” diye seslendi:

“O halde seçimde oy kullanan herkesi, darbe girişimi gerekçesiyle tutuklaman gerekecek Kirli! Fakat o kadar hapishane yok. Neyse ya. Bu problemi çözmek için hapiste düşünecek çok zamanın olacak!”

Soylu ne demişti?

AK Parti’nin İstanbul ikinci bölge, birinci sıra milletvekili adayı da olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Nur cemaatine bağlı İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın düzenlediği toplantıda batı için “15 Temmuz onların fiili darbe girişimiydi. 14 Mayıs da ‘siyasi darbe’ girişimleridir. Bu kadar açık ve net ” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

Bakan Soylu Açıkladı: Depremlerde Can Kaybı 50 Bin 783’e Yükseldi

11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybının 50 bin 783’e yükseldiği açıklandı. Hayatını kaybedenlerin 7 bin 302’sinin göçmen olduğu ifade edildi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 50 bin 783’e yükseldiğini açıkladı.

CNN Türk’te katıldığı bir programda konuşan Soylu, “Nüfus Vatandaşlık İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından ölüm tescili yapılan toplam kişi sayısı şu anda 50 bin 783” dedi.

Bakan Soylu, hayatını kaybedenlerin 7 bin 302’sinin göçmen olduğunu ifade etti.

985 kişinin kimliği tespit edilemedi

Soylu, depremde ölen 985 kişinin ise hâlen kimliklerinin tespit edilemediğini belirtti.

Ailelerinin yaptığı müracaat sonucu kayıp olarak aranan kişilerin de büyük oranda bu sayının içinde olduğunu tahmin ettiklerini söyleyen Soylu, “Kayıp müraaatı şu anda toplam 297. Bunların 30’u 0-6 yaş, 20’si 7-12 yaş, 36’sı ise 13-17 yaş aralığında olmak üzere toplam 86’sı çocuk” diye ekledi.

Soylu, kimliklendirilemeyen 985 kişi içinde yalnız yaşayanlar ya da hiçbir yakını olmayanlar da bulunduğunu ve bu nedenle DNA alamadıklarını sözlerine ekledi.

Soylu, “Bu 985’in içinde yabancılar da var. Biz örneğin İdlib, Afrin, Cerablus, Azez, Mare’de de kimliklendirme işlerini aileleriyle beraber devam ettirmek istedik. Yani orada da müracaat edenlerin DNA’larını aldık, alıyoruz hâlâ. Burayla beraber karşılaştırmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Depremde çıkan yangınların da kimlik tespit çalışmalarını zorlaştırdığını vurgulayan Soylu, “Birkaç yerde yangın oldu. Onla ilgili değerlendirmemiz de devam ediyor. O yangınlar da katbekat enkazın altında olduğu için biraz devam etti” dedi.

Paylaşın

Bakan Soylu Duyurdu: Depremlerde Can Kaybı 50 Bin 500’e Yükseldi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybının 50 bin 500’e yükseldiğini açıkladı.

Haber Merkezi / “57 bin 29 binadan 40 bin 969’unun enkazının kaldırıldığını” söyleyen Bakan Soylu, “Ailesinden hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailesinde kardeşine kadar yapılacak ödemelerle ilgili bir plan yapıldı. Toplam vefat eden vatandaşlarımızın yakınlarına yapılan ödemeler yapıldı. Bunlar miras hukuku şeklinde gerçekleştirildi” dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, 66 bin konteyner evin kurulduğunu, çok yakında 100 bine ulaşacağını da aktardı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş Afet Koordinasyon Merkezi’nde, Afet Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısı’nda 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Soylu’nun konuşmasından satır başları şu şekilde:

“Deprem bölgesinde Hatay hariç enkaz kaldırma çalışmalarında birinci periyodu bayramdan önce tamamlamış olacağız. 57 bin 29 yıkık binanın 40 bin 969’unun enkazı kaldırıldı. Tüm bu süreçte ilk önce açıklanan hasarlı hanelere 10 bin lira verilecekti. Yüzde yüzüne yakını olmak üzere ödeme yapılmış oldu.

Taşınma yardımı 15 bin lira verilecekti 431 bin hane sahibine nakit yardımı gönderildi. 50 bin 500 vatandaşımızın hayatını kaybettiği söz konusu. 5 bin kişilik hayatını kaybeden vatandaşımızla ilgili ödemeler bulunmuyor. Ödemeler bloke edildi.

Kira ödemeleri önümüzdeki hafta başlayacak. Konteynerde kalanlar yararlanamayacak. Diğerleri yararlanabilecek. Bu şehirlerde kiralık ev bulmakta zorlanacaklar.

Deprem bölgesinde takibe rağmen kira fiyatlarının iki üç kat arttığına dair tespitlerimiz var. Hepimizi üzmektedir. Devlet üzülmekle kalmaz gereğini yerine getirmekle sorumludur. CİMER’e, 112’ye, karakol ve kaymakamlıklarımıza başvurularında takip başlatılacaktır.

Vatandaşlarımız kiralık ev bulamazsa onlara burada ev sahipliği yapmak görevimiz. 18’inde inşallah Çin’den gelen konteynerlar köylere sevk edilecek. Depremin ilk gününden itibaren sahra hastaneleri hizmete devam etmektedir. Bölgeye yüzde 20 oranında tespit ettiğimiz bir dönüş var.”

Paylaşın

Bakan Soylu Açıkladı: Depremlerde Can Kaybı 48 Bin 448’e Yükseldi

11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybı 48 bin 448’e yükseldi. Depremlerde hayatını kaybeden yabancı uyruklu sayısı ise 6 bin 660.

Haber Merkezi / İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Malatya’da AFAD İl Koordinasyon Merkezindeki koordinasyon toplantısı sonrası Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli merkezli depremler hakkında açıklamalarda bulundu.

Bakan Soylu, “Yabancı uyruklu sayısı ise 6 bin 660, büyük bölümü Suriyeli kardeşlerimiz. Kimliklendirilmesi devam eden vatandaşımızın sayısı ise 1615” dedi.

Deprem bölgesine çay ve şeker istedi

Soylu, AFAD Kahramanmaraş Lojistik Merkezi’ne 11 Mart’ta yaptığı ziyarette, afet sonrası bölgeden ayrılanların geri dönüşlerinin başladığını, çadır talepleri ve yemek ihtiyacının arttığını açıklamış, bölgede ihtiyaç duyulan malzemeleri sıralamıştı:

“Koli kuru gıda en çok ihtiyaç olanlardan bir tanesidir, ikincisi kişisel hijyen ve temizlik ürünleri, şampuanından ıslak mendiline kadar ihtiyaç var. Üçüncüsü çay, şeker, kahvaltılık. Mümkün olduğunca geçici barınma merkezlerinin, gerek çadır olsun gerek konteynerler olsun standartlarını yükselmeye çalışıyoruz.

Önümüz ramazan, iftarı var, sahuru var. Bunların da planlamalarını, hazırlıklarını yapmaya çalışıyoruz. Buradaki dördüncü ihtiyaç, burada yaşayan insanlarımızın eşofmana ihtiyacı var, terliğe, spor ayakkabı gibi ayakkabılara ihtiyacı var, kadın, erkek ve çocuk giysisine ihtiyaç var.”

6 Şubat depremleri sonrasında televizyonlarda ortak yayınlanan programda, 115 milyar 146 milyon 528 bin TL yardım toplandı. Kampanyaya nakit bağış yapanların yanı sıra SMS ile katılanlar da oldu, kampanya süresince yardım amaçlı gönderilen SMS’lerin sayısı 9 milyon 10 bine ulaştı.

Paylaşın

Bakan Soylu Açıkladı: Depremlerde Can Kaybı 45 Bin 968’e Yükseldi

11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybı 45 bin 968’e yükseldi. Depremlerde yaşamını yitirenlerden 4 bin 267’si Suriye vatandaşı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hatay AFAD İl Koordinasyon Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“Sahaya giden, eksiklikleri buraya gönderen tüm saha eksikliklerini, WC’den duşa, çamaşırdan herhangi sürecin eksikliğine kadar tüm eksikliklerimizi paylaşan birçok arkadaşımız var. Alt birimler de aynı şekilde Sağlık Bakan Yardımcımız, İçişleri Bakan Yardımcımız, Valimiz tüm sürecin tamamını takip edip, kurumları bir araya getiren anlayışı sürdürmektedir.

Sadece Hatay’da 233 sivil toplum kuruluşu görev yapıyor. Bunun 23’ü uluslararası STK. Buradan muradım şu; yerkürenin en büyük depremlerinden 400 kilometrelik bir yırtıktan bahsediyoruz. Bizim açımızdan önemli bir sonuç doğurdu. Bir sözü ifade etmem gerekir; büyük acılar ve büyük zaferler milletleri birleştirir.

Milletimiz bu acı karşısında büyük bir birliktelik gerçekleştirdi. Allah razı olsun. Bu acının onarılması için herkes seferber oldu. Şu ana kadar 13 bin 72 artçı sarsıntı meydana geldi. Bu çok olağan bir şey. Depremin art arda gelmesi kadar olağan bir süreç. Toplam 26 bin 32 enkazda arama kurtarma yapıldı. 28 in 300 enkaz var. Hatay’da 6 in 832 acil yıkılacak bina var.

Acil yıkılacak binalarda vatandaşımızı çağırıyoruz. Süreç itinalı şekilde devam etmektedir. Tüm deprem bölgesinden 332 çadır kent alanı oluşturuldu. Hatay’da ise 80. 370 binin üzerinde sadece bizim kurdurduğumuz çadırlar. 370 bin 482. 101 bin 168 çadır da sadece Hatay’ta kuruldu.

Toplam 1,5 milyon afetzede çadırda konaklanmaktadır. Toplam 209, 10 ilde konteyner alanı oluşturuldu. Hatay’da 21 bin 895 konteyner planlandı. Orta hasarlı, ağır hasarlı, evi yıkık, acil yıkılacak olan ev sahipliği ve kiracılara yerleşebilecekler, ayrıca kira ve taşınma paraları da yatırılmaktadır. Hatay’da 2 bin 482 tuvalet, 1281 duş konteyner, 400’e yakın çamaşır makinası çadır kentlere kurulmuştur.

Bir taraftan barınma ihtiyacını gideriyoruz, bir taraftan da halk sağlığıyla ilgili en ince tedbirlerini almaya devam ediyor arkadaşlarımız. Özellikle 10 bini aşkın bütün bölgede tuvalet, ki bunların temizliğine teker teker dikkat edilmektedir. Hijyen ve temizlik bizim en temel önceliğimizdir.

“Ne rakam varsa burada paylaşıyoruz”

Bugüne kadar gerek enkazlarda gerek hastanelerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı ise 45 bin 968. Allah rahmet eylesin. 4 bin 267 Suriyeli kardeşlerimiz var bunların içerisinde. Bunların 44 bin 235’i şu anda nüfus artı göçe tescil edildi. Yani Suriyeli kardeşimizin tescilini göç yapıyor, diğerlerini nüfus yapıyor.

Burada hayatını kaybeden her bir vatandaşımızın tek tek, defin, kimliklendirme dahil, aynı zamanda savcılık raporları, eğer kırsalda hayatını kaybedip defnedilmişse muhtarlık, jandarma ile kayıtları gerçekleştirmektedir. Ne rakam varsa burada paylaşıyoruz.

Burada her biri kendisi hukukun parçasıdır. Onun için burada tek tek bunların üzerinde bütün arkadaşlarımız gerek nüfus, gerek savcılıktan, kriminalden ek görevlendirilmeler yapıldı. Bazen birkaç kez fethi kabir yapılmaktadır.”

Paylaşın

Bakan Soylu Açıkladı: Depremlerde Can Kaybı 43 Bin 556’ya Yükseldi

Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’da büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybı  43 bin 556’ya yükseldi. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TRT Haber’de merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Soylu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Sabah 04.19 veya 20’ydi AFAD Başkanı aradı ve Maraş-Osmaniye hattında deprem olduğunu söyledi. Tabi 7’nin üzerinde bir deprem olduğu bilgisi gelince elbette ülkemiz açısından ciddi bir sonuca yol açacağı hissi kapladı. Alanın bu kadar yaygın olabileceğini düşünmedim. Sonra da Cumhurbaşkanımızı aradım, bilgi verdim. Genel tabloyu alınca epey bir yaygın hale döndü.

İnsanlarımız hayatını kaybettiler, bir taraftan da medeniyetimizin en önemli sütunları devrildi ve yerle yeksan oldu. Deprem olarak değerlendirmek örtüşmüyor zihnimde. Hatay ters dönmüş. Özellikle Hatay’ın içerisinde gezerken binaların birbirine girdiğini gördüm. Bizim neslimiz bunu gördü, bundan sonraki nesiller görmesin.

Burada bir devletin milletiyle bir bütünlük içinde olduğunu gördük. Depremin o günkü şartlarında yollar kapalı, havalimanları kapalı, telefonlar, elektrik, su hiçbir şey söz konusu değil. Arama kurtarmaya odaklandık. 11 il ve 26 bin enkaz, yıkılmış bina ve bunun her birinde aynı anda arama kurtarma çalışması yapılması lazım.

17. günde geldiğimiz nokta şurası: Sadece Hatay’da 2 bina var, altında cenaze olduğunu düşündüğümüz, değerlendirdiğimiz. Bir ihbar sonucu çalışmaya başladık. Diğer tarafların tamamında arama kurtarma çalışmaları sona erdi. Yaklaşık 313 bin çadır bütün bölgeye dağıtıldı, çadır kentler kuruldu, konteynerler kurulmaya başlandı.

Konteynerlerin altyapısının bir kısmı oluşturuldu, bir kısmı oluşturuluyor. Bütün hastaneler işlevselliğini devam ettiriyor. Kamunun bütün gücü sahada. Bütün bunların yanı sıra da köylere kadar ulaşıldı. Birinci, ikinci ve üçüncü gün gidilemeyen köylerin tamamına helikopterlerle sortiler yapıldı, off-road araçları geldi onlar yönlendirildi. Her tarafa mümkün olduğu ölçüler içerisinde herkese ve her şeyle ulaşıldı.

Bu depremde, son vefat sayımız 43 bin 556. Bu az bir rakam değil. Her bir insanımızın kendine ait bir değeri, yaşanmışlığı vardır. Ve biz bu insanlara, vefat eden vatandaşlarımıza karşı da sorumluyuz. Bu travma ancak büyük bir birlik ve beraberlikle atlatılır. Bu işin içinde daha güçlü bir şekilde çıkacağız.

Bakan Kurum: 156 bin bina yıkık, acil yıkılacak ya da ağır hasarlı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 156 bin binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunun tespit edildiğini bildirdi.

“Bakanlık olarak; 200 bin konutumuzun, tüm mikro- bölgeleme, jeolojik ve zemin etütlerini tamamladığımız ve buna göre yer seçimini yaptığımız alanlarda, ilk konutlarımızın sözleşmelerimizi imzaladık” diyen Bakan Kurum, şu bilgileri verdi:

“Bu kapsamda; Gaziantep Nurdağı’nda 456, İslahiye’de 399, Adıyaman Kâhta’da 297, Kilis Merkez’de 645 olmak üzere toplam 1797 yeni yuvamızın sözleşmelerini imzaladık, inşa sürecine başladık.”

Depremde yıkılan binalar nedeniyle tutuklananların sayısı 160’a yükseldi

Anadolu Ajansı, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından açılan soruşturmalarda tutuklananların sayısının 160’a yükseldiğini yazdı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre soruşturmalarda 564 şüpheli bulunuyor.

Bunların 175’i adli kontrolle serbest bırakılırken 18 kişi hâlâ gözaltında. 62 şüpheli gözaltı işleminin ardından serbest bırakılırken altı zanlının da yurt dışında olduğu tespit edildi. AA, hırsızlıklara dair açılan soruşturmalarda ise 282 şüpheliden 181’inin tutuklandığını aktardı.

Bakan Yanık: Sitemizde refakatsiz çocuklar için yeni sorgu ekranı açtık

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, deprem sonrası aileleri tespit edilemeyen ve refakatçisi olmayan çocuklara dair, bakanlığın internet sitesinde yeni bir sorgu ekranı açtıklarını duyurdu.

Yazılı bir açıklama yapan Yanık, TÜBİTAK’ın da yüz tanıma ve eşleştirme sistemiyle çocukların kimliğini tespit etmeye yardımcı olduğunu, DerinGÖRÜ adı verilen uygulama sayesinde 206 çocuğun eşleştirmesinin yapıldığını ve 105 çocuğun ailelerinin tespit edildiğini belirtti.

Yanık deprem bölgesinde refakatçisi olmayan bir şekilde bulunan 1.858 çocuktan 1.314’ünün ailelerine teslim edildiğini, geri kalan 451 çocuğun hastanelerde, 93 çocuğun ise bakanlığa bağlı çocuk kuruluşlarında bulunduğunu ekledi.

Bakan Koca hasar alan ve tahliye edilen hastaneler hakkında bilgi paylaştı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, depremden etkilenen bölgelerdeki hastanelere dair son bilgileri paylaştı.

“Reyhanlı, İskenderun B Bloğu, Kırıkhan Devlet Hastaneleri yapılan taramada hafif hasarlı ve kullanılabilir durumdadır. Buna rağmen tahliye edilmiştir” diyen Koca, bu hastanelerdeki 95 yoğun bakım hastasının Ankara, Adana ve Dörtyol hastanelerine tahliye edildiğini söyledi.

Koca “Adana Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde orta düzeyli hasar tespit edilmiştir. Vakit kaybetmeden hastaları diğer hastanelere gönderdik” dedi.

Bölgeye kurulan sahra hastanelerinde tomografi cihazı dahil her türlü ekipmanın olduğunu vurgulayan Koca, “Bu ülkenin işinde en iyi doktorları, hastanın dilinden en iyi hemşireleri burada. Bugüne kadar 212 bin 45 muayene yaptık. Sağlık hizmetimiz ihtiyaçlara cevap verecek şekilde devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Bakan Soylu Açıkladı: Depremlerde Can Kaybı 39 Bin 672’ye Yükseldi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybının 39 bin 672’ye yükseldiğini açıkladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CNN Türk canlı yayınında depremler sonrasında yapılan çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu.

Bakan Soylu, “Depremin ilk meselesi arama kurtarmadır. Sadece arama kurtarma yapılan bina sayısı 20 binin üzerindedir. 82 bina da ağır hasar kodu konulmuştur. 10 ilde yaptığımız hasar tespitlerinde hemen hemen yarı orandayız. Tabii bununla birlikte aynı zamanda şu ana kadar 39 bin 672 vatandaşımızı kaybettik” dedi.

Süleyman Soylu, “05.05’te AFAD merkezindeydik. İlk yaptığımız uluslararası 4’üncü seviyeye çıkmaktı. Türkiye’de 5.45’te bu illere destek olacak tüm illere çağrıya çıkıldı. Araç gereç, gönüllü çağrısına çıkıldı. Birçok bakanımızla hangi illere gideceğimizi Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edip, adım atılması sağlandı. Kahramanmaraş havalimanına inmek istedik inemedik. Gaziantep Havalimanı’na zorlayarak inebildik. Kahramanmaraş’ta gördüğüm ilk manzarada dedim ki, Allah böyle felaketi kimseye yaşatmasın. Trabzon Caddesi’ydi ve insanlar yardım istiyordu” dedikten sonra gözyaşlarını tutamadı.

İlk depremin merkez üssü Pazarcık ilçesine gitmeye çalışırken ikinci depremin olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “Önümüzdeki bir araba takla attı. Ondan sonra tekrar şehre dönüp oradaki hem arama kurtarma çalışmaları hem diğer süreçleri takip etmeye çalıştık” diye konuştu.

Depremin ardından çalışmalar yürütülürken panik havası yaşanmadığını söyleyen Süleyman Soylu, “Hiçbirimizde panik, neyi nasıl yapacağız anlayışı olmadı. Üzüntülüyüz. Burada ciddi kayıplar yaşadık. Bu deprem değil başka bir şey. Antakya’yı gelip gördük. Antakya’daki yıkım oranı yüzde 51. Vatandaşlarımız elbette burada yaşananları görüyorlar. Ama içinde yaşamak başka bir şey. İçinde yaşayanların nasıl bir travma yaşadıkları başka bir şey. Burada elbirliğiyle hareket edilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Fuat Oktay: Aramanın sürdüğü enkaz sayısı 200’ün altına düştü

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, enkazlardaki arama kurtarma çalışmalarının bitirilmediğini söyledi. Oktay, depremlerden etkilenen illerde, arama kurtarma faaliyetlerinin sürdüğü enkaz sayısının 200’ün altına düştüğünü söyledi.

Bakan Ersoy: Hatay’daki tarihi binaların hasar tespiti tamamlandı, Mart ayında çalışmalara başlıyoruz

Hatay’ın Antakya ilçesindeki tarihi yapıları ziyaret eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, hasar tespit çalışmalarının tamamlandığını belirtti ve Mart ayından itibaren çalışmalara başlayacaklarını açıkladı.

Ersoy Hatay’da Sarımiye Camisi, Musevi Havrası, Habibi Neccar Camisi, Uzun Çarşı, Ulu Cami, Hatay Meclis Binası, Hatay Şehir Müzesi ve Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi’nde incelemelerde bulundu.

İncelemelerin ardından açıklama yapan Bakan Ersoy, deprem nedeniyle Hatay bölgesinde 8 personellerinin hayatını kaybettiğini söyledi.

Bakan Ersoy, hasar tespit çalışmalarının tamamlandığını belirtti, “Hasarlı olan, yıkılan yerler de var. İlk etapta Mart ayı itibarıyla rölevesi elimizde olan yapılara hızlı bir şekilde başlıyoruz. Şahıslara ait olan yapılar için de sahiplerine nasıl müdahale edeceğimizi anlatıp onlara da müdahil olacağız” dedi.

Ersoy, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğü’ne ait binalar için “çok ciddi bir fon ayrıldığını” söyledi.

Bakan Kurum: 84 bin 726 bina yıkık veya ağır hasarlı durumda

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, deprem bölgesinde yapılan inceleme için “84 bin 726 binayı yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik.” dedi. Bakan Kurum yaklaşık 685 bin binada inceleme yapıldığını kaydetti.

Paylaşın

CHP’li Özel, Bakan Soylu’nun “Trol Ordusu” Olduğunu İddia Etti

CHP’li Özel, Bakan Soylu’nun “trol ordusu” olduğunu, bu “ordunun finansmanının Soylu’nun Bakanı olduğu dönemlerde İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bazı belediyeler tarafından” yapıldığını iddia etti.

Özel, İçişleri Bakanlığı Müşaviri olduğuna dair Bakanlık web sitesinden aldığı bilgileri paylaştığı Emin Şen’in Süleyman Soylu, AKP’de Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğundan beri “il il dolaşıp sosyal medya eğitimi adı altında trollük eğitimi” verdiklerini söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki iddialarını bugün TBMM’de yaptığı açıklamada paylaştı.

Soylu’nun “trol ordusu” olduğunu iddia eden Özel, bu “ordunun finansmanının Soylu’nun Bakanı olduğu dönemlerde İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bazı belediyeler tarafından” yapıldığını iddia etti.

Özel, İçişleri Bakanlığı Müşaviri olduğuna dair Bakanlık web sitesinden aldığı bilgileri paylaştığı Emin Şen’in Süleyman Soylu, AKP’de Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğundan beri “il il dolaşıp sosyal medya eğitimi adı altında trollük eğitimi” verdiklerini söyledi.

Emin Şen’in, “yasadışı bir şekilde” iki özel şirketin kurucusu ve yöneticisi olduğunu söyleyen Özel, bu şirketlerden ilkinin Native Teknoloji ve diğerinin SM360 olarak bilindiğini aktardı.

Özel, Şen’in SM360 şirketinin geçmişte ortakları arasında Gülen hareketinin Genç Siviller oluşumunun yöneticisi Turgay Oğur’un ve yine hareketle bağlantılı Mücteva Kılıç’ın olduğunu belirtti.

Özel, şirketlerin ihaleler yoluyla “buzdağının görünür kısmında 23 milyon TL’lik” iş aldıklarını belirtti ve bu gelirin sözkonusu “trol ordusunu” yönetmek için harcandığını iddia etti.

Özel’in açıkladığına göre Ebabil Harekatı adı verilen ve Telegram mesajlaşma uygulamasında 25 kişilik kapalı bir grup tarafından örgütlenen oluşum sosyal medyada 8 bin kişilik bir trol ordusuna oluşuyor.

Bu troller, Telegram grubunda belirlenen hesapları hedefliyor ya da bunlarla ilgili hedefli mesajları yayıyor.

Özel, Süleyman Soylu’nun “trol ordusunun” “İBB Kandil kadrosu” mesajları paylaştığını, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındda videolarla karalama kampanyası yürüttüğünü ve Canan Kaftancıoğlu’nun Twitter hesabının kapatılmasında pay sahibi olduğunu iddia etti.

Özel, Emniyet ve Jandarma genel müdürlüklerinin resmi Twitter hesaplarında ortak paylaşılan mesajları örnek göstererek:

“Eminimsi’nin cep telefonunda kaç tane hesap var bilinmez ama Jandarma Genel Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün tweetlerini aynı telefondan atacak yetki var. Süleyman Soylu için oluşturulmuş trol ordusunun komutanı polisi ve jandarmayı Soylu’ya kalkan ediyor. Eminimsi’nin arka cebinde geziyor bu hesaplar… Hacklense ne olur?” diye sordu.

Özel, “Yarın MHP Süleyman Soylu ile çatışmaya girsin, ebabiller onların üzerine uçmaya başlar” dedi.

Bakanlık reddeti

Özel, açıklamalarına devam ettiği sırada İçişleri Bakanlığı Emin Şen’in Bakanlık ile bağlantısını reddeden bir açıklama yaptı. Buna göre açıklamada, “CHP milletvekili Özgür Özel’in ismini zikrettiği Emin Şen; devlet memuru olmayıp, bakan müşaviri görevi de bulunmamaktadır” ifadeleri kullanıldı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Kılıçdaroğlu Ve Soylu Arasında ‘Metamfetamin’ Polemiği

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında ‘metamfetamin’ polemiği yaşandı. Kılıçdaroğlu, Soylu’ya “kara para” ve “uyuşturucu” suçlamasında bulunurken, Soylu’da yanıt olarak, “İftiralarını yanına bırakmayacağız!” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı videoda, iktidara ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “kara para” ve “uyuşturucu” suçlamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu video açıklamasını, “Türkiye’de bir metamfetamin salgını var. Sarayın düzeni bu salgını besliyor. Bugün size Sarayın kara para ile bu zehiri nasıl sokaklarımıza davet ettiğini anlatacağım. Kirli paranın sonucudur bu” mesajıyla paylaştı.

Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için şu ifadeleri kullandı:

“Gelelim ‘Okul önünde yakaladığınız uyuşturucu satıcısının bacağını kırın’ diyen namıdiğer Fotoroman Süleyman’a. (…) Bu uyuşturucuları kendileri davet ettiler bu ülkeye. ‘Paralarınızı getirin, her şeye göz yumacağız’ dediler ve göz yumdular. Bunlar onunla bununla poz veren, gençlerin diliyle söyleyeyim ‘Breaking Bad Süleyman’ ülkenin çocuklarının zehirlenmesine göz yummuştur. Yazıklar olsun onlara.”

CHP Lideri açıklamasının tamamında ise şu ifadeleri kullandı:

“Her şey bu iktidarın ekonomiyi bitirmesiyle başladı. O kadar müsrifçe harcadılar ki beytülmale el atacak el uzatacak hale geldiler. Hazineyi boşalttılar. Ekonomiyi çökerttiler. Tüm kaynaklar tükenince de iktidarda kalmak için çok kirli bir oyuna girdiler. Bu oyun neydi sevgili halkım? Her türlü kara paranın ülkeye girmesine göz yumdular. Getir, nereden getirirsen getir, kaynağını sormayacağım dediler. Ve bu kirli parayı yani milyar dolarları, yani uyuşturucu paralarını Türkiye’nin cari açığının finansmanını da kullandılar. Kirli paraya, yani uyuşturucu baronlarının parasına göz yumarsan, onları Türkiye’ye davet edersen, onları her türlü imkanı sağlarsan, doğal olarak sahipleri de o parayla birlikte Türkiye’ye gelir.

Sonuç dünyanın her köşesinden ne kadar uyuşturucu baronu, uyuşturucu çetesi varsa paralarıyla birlikte İstanbul’a geldiler ve yerleştiler. Sonra kafelerde, AVM’lerde birbirleriyle çatışmaya başladılar. İstanbul’u dünya suç örgütlerinin, uluslararası mafyanın, uyuşturucu baronlarının, çatışma alanına döndürdüler. Bu yüzden çocuklarımız özellikle çaresiz ve arayış içindeki çocuklarımız bu tepeden aşağıya yayılan pisliğin hedefi oldu. Sonuç, kaynağı belirsiz kara para, kirli para, böylece sokaklara, uyuşturucu olarak indi. Bugün Türkiye’nin sokaklarında her gelir grubuna göre uyuşturucu satılıyor. Ama ben ‘meth’e odaklanmak istiyorum. Metamfetamin sokaklarda çok hızlı yayılıyor. Sıvı olarak Türkiye’ye getiriliyor. Türkiye’deki laboratuvarlarda özellikle İstanbul’daki laboratuvarlarda kristale çevriliyor. Dünyada uyuşturucu ile mücadele eden tüm kurumların ortaklaştığı bir nokta var.

Metamfetamin dünyanın kabusu olacak. Çünkü bağımlılık yapma potansiyeli çok yüksek olan sentetik bir uyuşturucu. Kimyasallar karıştırılarak küçük laboratuvarlarda üretiliyor. Ve çok ucuz olduğu için çok hızlı yayılıyor. Uyuşturucunun her türüyle ama özellikle de met ile savaşmamız lazım. Bu ailelerimizi, gençlerimizi, sokaklarımızı savunmak için vereceğimiz çok önemli bir savaş. Gelelim okul önünde yakaladığınız uyuşturucu satıcısının bacağını kırın diyen namı diğer fotoroman Süleyman’a. O da fotoromancı ya. Saray da çok iyi biliyor ki bu uyuşturucuları kendileri davet ettiler bu ülkeye. Paralarınızı getirin. Her şeye göz yumacağız dediler. Ve göz yumdular. Bunlar onunla bununla poz veren gençlerin diliyle söyleyeyim. ‘Breaking Bad’ Süleyman ülkenin çocuklarının zehirlenmesine göz yummuştur. Yazıklar olsun onlara. Belediye başkanlarımızla da konuştuk. Bu sokaklarda çocuklarımız için gencecik evlatlarımız için mücadele vereceğiz. Bu çetelere, bu rezil adamlara ne ülkemizi ne de sokaklarımızı asla teslim etmeyeceğiz.”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na, CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi kurucusu Hacer Foggo da eşlik etti.

Foggo: 11-12 yaşlarına kadar inmiş

CHP liderinin videosunda açıklama yapan Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo ise metamfetamin kullanımının bazı mahallelerde 11-12 yaşına kadar indiğini belirtti.

Foggo, uyuşturucu madde kullanımıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“‘Metin amca’ diyorlar. İnanılmaz derecede çok yaygın. 11-12 yaşlarına kadar inmiş. Ziyaret ettiğim ailelerin ortak özelliği, sürekli çocuklarının peşindeler. Yani okul önlerinde, hastane kapılarında…

“Yüzde 45.3 oranında bu uyuşturucuyu evlerde kullanıyorlar ama anne babaların kaygısı, çocukları yeter ki evde olsun. Sokakta düşüp ölmesin diye evlerinde çocuklarını kitleyenler var.”

Soylu’nun yanıtı: Yakanı bırakmayacağız

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından Kılıçdaroğlu’na yanıt olarak, “Yakanı bırakmayacağız! Yalanlarını yanına bırakmayacağız! İftiralarını yanına bırakmayacağız!” notuyla bir video yayımladı.

Soylu videoda, Kılıçdaroğlu’nun eski CHP lideri Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal’ın istifasını hazmedemediğini iddia etti.

Soylu videoda şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye Cumhuriyeti Devletine, polisine, jandarmasına, askerine ‘uyuşturucu parası ile cari açığı kapatıyorlar’ iftirasını atması elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir vatandaşına yakışmıyor, bırakın genel başkan olmasını.

“Hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Tazminat davası açıyoruz, hem şahsımız hem de kurullarımız. Eğer bu attığın iftiranın bir kuruşunu ispat etmezsen namertsin diyoruz.”

Bakan Soylu, konuşmasının tamamında şunları söyledi:

“Eşkıya takımının Yalova Mahkemesi baskınını, ortalığa dökülen MLKP, PKK, FETÖ ve DHKPC ittifakının kayıp 8  saatini, belediyelerinin yolsuzluklarını örtmek için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, polisine, jandarmasına, askerine, uyuşturucu parasıyla cari açığı kapatıyorlar iftirasını atması elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir vatandaşına yakışmıyor. Bırakın genel başkan olmasını, bir hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. İki, tazminat davası açıyoruz. Hem şahsımız, hem de kurumlarımız.

Üç, eğer bu attığın iftiranın bir kuruşunu ispat etmezsen, namertsin diyoruz. Tabii namertliğin elbette ki kendisi açısından bir değeri varsa. Anlaşılan o ki Kılıçdaroğlu Türkiye’ye yüzyılını, anlaşılan o ki Türkiye’nin arabası Togg’u, anlaşılan o ki Türkiye’nin başarılarını herhalde bu yıllardır uluslararası istihbarat örgütlerinin hemen hemen her dönem attığı iftiraları, bu bayatlamış iftiraları ve yalanları tekrar Türkiye’ye atarak gündemi değiştireceğini zannediyor. Ama yakanı bırakmayacağız, yalanlarının yanına bırakmayacağız iftiralarını da yanına bırakmayacağız.”

Paylaşın