Suriye İle Normalleşme: Rusya’dan Yol Haritası Önerisi

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye, Suriye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarını bir araya getiren Dörtlü Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın basına açık kısmında yaptığı konuşmada, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi için bir yol haritası hazırlanması gerektiğini söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov “Görevimiz daha ileri gelişmeler için ana hatları belirlemek” dedi. Lavrov “Bugün yapacağımız müzakerelerden çıkabilecek en iyi sonuç, bir dahaki Dörtlü Dışişleri Bakanları Toplantısı’na kadar Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için bir yol haritası taslak metnini hazırlayacak uzmanların görevlendirilmesi olacaktır” diye konuştu.

Sergey Lavrov,  hazırlanacak teklifin ardından Rusya, İran, Suriye ve Türkiye hükümet ve devlet başkanlarına sunulabileceğini belirtti. Lavrov, kesilen nakliye ve lojistik hatlarının onarılması konusunda Suriye ile Türkiye’nin müzakerelere başlaması ve “engel olmaksızın ticari ve ekonomik işbirliğini yeniden hayata geçirmesi” gerektiğini söyledi.

Lavrov’dan seçim mesajı

Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine de değinen Lavrov seçimlerin adil ve şeffaf bir biçimde yapılacağından emin olduğunu söyledi. “Türk mevkidaşlarıma başarılı bir genel seçim diliyorum” diyen Lavrov “Seçimlerin adil ve şeffaf olacağından, Türk milletinin iradesini herhangi bir dış müdahale olmadan ifade etmesine imkan sağlayacağından eminim” dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana dışişleri bakanları düzeyinde ilk kez resmi görüşme için bugün Moskova’da bir araya geldi.

Toplantıda ilişkilerin normalleştirilmesinin yanı sıra Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan 3,7 milyon Suriyeli mültecinin ülkelerine gönüllü geri dönmeleri konusunun da ele alınacağı kaydedildi.

Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde konuyla ilgili yer alan açıklamada “Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunulması, terörle mücadele, siyasi süreç, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşleri de dahil olmak üzere insani konuların ele alınması planlanmaktadır” denildi.

Normalleşme sürecinin ilk adımı 28 Aralık’ta atıldı

Ankara ile Şam arasındaki normalleşme sürecinde Rusya’nın da girişimleriyle ilk somut adım bakanlar düzeyinde 28 Aralık’ta atıldı.

Moskova’da 28 Aralık 2022’de Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katılımıyla yapılan üçlü toplantıda Suriye krizi, mülteci sorunu ve Suriye topraklarında bulunan tüm terör örgütleri ile ortak mücadele çabaları ele alındı.

İlk görüşmede Şam yönetiminin, Türkiye’den, topraklarından çekilmesini ve Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) “terörist” olarak tanınmasını istediği ancak bu taleplerin Türkiye tarafından geri çevrildiği bildirildi.

Nisan başında dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılan toplantıya İran da katıldı. Türkiye, Suriye, Rusya ve İran savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katıldığı 25 Nisan’da yapılan toplantı, Ankara ile Şam arasında başlatılan normalleşme sürecinde yeni bir adım oldu.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye “Suriye topraklarında her şekliyle terör örgütleri ve tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele, Suriyeli mültecilerin topraklarına dönmelerine yönelik çabaların yoğunlaştırılması”na vurgu yaptı ve tarafların “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını teyit” ettikleri belirtildi.

Suriye ise “Türk birliklerinin Suriye’den çekilmesi” talebini yineledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Aralık toplantısı öncesinde Suriye’nin kuzeyindeki YPG güçlerine yönelik olası kara operasyonuyla ilgili açıklamada bulunurken, “Biz şu an itibarıyla Suriye, Türkiye, Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz.

Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” şeklinde konuşmuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Rus medyasına yansıyan haberlerde, Moskova’nın Türkiye tarafından önerilen üçlü diplomasi mekanizması fikrine sıcak baktığı belirtilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım ayında Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşebileceğinin sinyalini vermiş ancak Esad, Türkiye Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekmeyi kabul etmediği müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeyeceğini söylemişti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: Soğuk Savaş’tan Daha Tehlikeli Bir Eşiğe Ulaştık

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Aynen Soğuk Savaş’ta olduğu gibi tehlikeli, hatta muhtemelen daha da tehlikeli bir eşiğe ulaşmış bulunuyoruz” dedi. Batı ülkelerini hegemonyacı planlara sahip olmakla suçlayan Lavrov, ülkesinin Ukrayna’yı işgalini savundu.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, “Ukrayna sorunu” olarak nitelendirdiği meselenin, NATO’nun Rusya’nın güvenliğini yıllar boyunca tehdit etmiş olmasından bağımsız olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’nın daimi üye olduğu ve geçici olarak başkanlık ettiği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), “etkili çok yönlülük (multilateralizm) ve BM Şartı” konulu bir oturumu yönetti. Söz konusu oturumda Lavrov, “Aynen Soğuk Savaş’ta olduğu gibi tehlikeli, hatta muhtemelen daha da tehlikeli bir eşiğe ulaşmış bulunuyoruz” diye konuştu.

Batı ülkelerini hegemonyacı planlara sahip olmakla suçlayan Lavrov, ülkesinin Ukrayna’yı işgalini de savundu. Lavrov, “Ukrayna sorunu” olarak nitelendirdiği meselenin, NATO’nun Rusya’nın güvenliğini yıllar boyunca tehdit etmiş olmasından bağımsız olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Lavrov, “Uluslararası ilişkiler, ya çıkarlar dengesi temelinde sağlam bir uzlaşının kurulması ya da Washington’ın hegemonyasının saldırgan ve değişken ilerleyişi vasıtasıyla şekillendirilmeye devam edecek” ifadesini kullandı.

Söz konusu oturumla ilgili üye devletlere gönderdiği notta “tek kutuplu dünya düzenini” kınayan Moskova, söz konusu düzenin, “BM sisteminin etkililiği ve istikrarı için ciddi bir sorun teşkil ettiğini” savundu. Notta, “Bugün dünya, yeni bir derin sistemik dönüşümle karşı karşıyadır. Tek kutuplu dünya düzeninin doğal ve hızlı bir biçimde reddi ve yeni bir çok kutuplu sistemin ortaya çıkışı söz konusudur” ifadelerine yer verildi.

Her ay dönüşümlü olarak bir üyenin başkanlık ettiği konseyin başkanlığı, Nisan ayında Rusya’da bulunuyor.

BM Genel Sekreteri Guterres’ten eleştiri

Lavrov’un yönettiği Güvenlik Konseyi oturumunda, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de açıklamalarda bulundu.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yol açtığı “felaketi” kınayan Guterres, Rus işgalinin uluslararası hukukun bir ihlali olduğunu ve Ukrayna halkına “devasa bir acı getirdiğini” söyledi. Genel Sekreter, Rus işgalinin “koronavirüs pandemisinin tetiklediği küresel ekonomik istikrarsızlığı pekiştirdiğini” de savundu.

Oturumun konusuyla ilintili olarak, Guterres, “Çok yönlü sistem, Birleşmiş Milletler’in yaratılmasından bu yana tüm zamanların en büyük baskısı altındadır” diye konuştu. Guterres, “Büyük güçler arasındaki gerilim tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Aynı şekilde yanlış maceralar veya yanlış hesaplamalar nedeniyle ortaya çıkan çatışma riskleri de” açıklamasında bulundu.

Oturumla ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtlayan, AB’nin BM’deki temsilcisi Olof Skoog, Rusya’yı “alaycılıkla” suçladı. Skoog, “Rusya, bu oturumu organize ederek, kendisini BM Şartı’nın ve çok yönlülüğün bir savunucusu olarak sunuyor. Bundan daha gerçek dışı olan başka bir şey yok” diye konuştu.

(Kaynak: DW Türkçe)

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: Avrupa’ya Tavrımız Sertleşebilir

Rusya’nın Avrupa ve Çin ile olan ilişkileri hakkında açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Lavrov, AB’nin Moskova’ya “düşmanca tavrının ve duruşunun” anlamının “AB’nin Rusya’yı kaybetmiş olması” olduğunu söyledi.

Bakan Lavrov, açıklamasının devamında, “Rusya’nın ulusal çıkarları ve diplomasideki mütekabiliyet prensibi gereğince, gerekirse Rusya Avrupa ile daha sert bir tavırla mücadele eder” ifadelerini kullandı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Argumenty i Fakty isimli Rus haber sitesine açıklamalarda bulundu.

Lavrov, Avrupa Birliği’nin (AB) Moskova ile kötü ilişkisinin, AB’nin Ukrayna’daki “suçlu rejime” silah yardımı sağladığı için kendi hatası olduğunu belirtti. Lavrov konuya ilişkin, “AB, Rusya’yı kaybetti. Ancak bu onların hatası. AB üye ülkeleri ve AB liderleri, kendi tabirleriyle Rusya’ya stratejik bir kayıp yaşatılması gerektiğini açıkça söylüyor” dedi.

Lavrov, AB’nin Moskova’ya “düşmanca tavrının ve duruşunun” anlamının “AB’nin Rusya’yı kaybetmiş olması” olduğunu söyledi ve “Rusya’nın ulusal çıkarları ve diplomasideki mütekabiliyet prensibi gereğince, gerekirse Rusya Avrupa ile daha sert bir tavırla mücadele eder” ifadelerine yer verdi.

Lavrov’un bu açıklaması, Finlandiya’nın Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (NATO) resmi olarak 31’inci üyesi olacağı günün sabahında geldi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgale başlamasının ardından Mayıs ayında NATO’ya üyelik için başvuran, aylar süren görüşmelerin ardından Türkiye’den de onay alan Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğinin Salı günü gerçekleşeceğini söylemişti. Bu adım, Batı ile Rusya’nın arasındaki gerilimi daha da tırmandırıyor.

“Batı, Rusya ile Çin’in arasını açmaya çalışıyor”

Lavrov ayrıca Rusya ve Çin ilişkileri hakkında da konuştu. “Batı, Rusya ve Çin arasındaki eşitsiz ilişki hakkında ve Moskova’nın Pekin bağımlılığından bahsederek iki ülkenin arasını açmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. Lavrov, söz konusu “eşit olmayan ilişkinin, düşmanca davranan ülkeler tarafından uzun süredir abartıldığını” söyledi, bu adımın da “iki ülkenin ilişkilerini zora sokmaya çalışmak” olduğunu belirtti.

Lavrov geçen ay Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in on saat süren görüşmelerinin, Rusya ve Çin arasındaki “stratejik ortaklığı” ileriye götürdüğünü belirtti. Lavrov, Rusya ve Çin arasındaki bu ortaklığın, “omuz omuza durup, birbirlerinin temel çıkarlarını savunmayı” da içerdiğini ifade etti.

Ne olmuştu?

Rusya Devlet Başkanı Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi, Moskova’da yaptıkları görüşme sonrasında 21 Mart tarihinde ortak bildiri imzalamış, bu bildiride, ikili işbirliği, Rusya-Çin ilişkilerinin kapsamlı ortaklık ve yeni bir çağda stratejik etkileşiminin geliştirilmesi hakkında detaylı görüş alışverişinde bulunulduğu hatırlatılmıştı. Bu bildiri, Batı’nın tepkisine neden olmuştu.

(Kaynak: DW Türkçe)

Türkiye – Suriye Yakınlaşması: Rusya’dan Üçlü Görüşme Açıklaması

11 yıl sonra yeniden başlayan Türkiye-Suriye ilişkilerinde bakanlık düzeyindeki görüşmelerin ardından liderler düzeyindeki görüşmenin ne zaman olacağı tartışılırken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dan dikkat çeken bir açıklama geldi.

Sergey Lavrov, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat’ın Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesini ele almak üzere üçlü bir görüşme gerçekleştireceklerini açıkladı.

Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında “Bildiğiniz gibi Türkiye Şam’la ilişkilerini normalleştirme girişiminde bulundu” diyen Lavrov, Rusya’dan iki komşu ülke arasında aracılık talep edildiğini belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanı, ihtilaflı konuların başında İdlib’in geldiğini belirterek Ankara’nın bölgedeki Türkiye yanlısı grupları Şam’ın ve Moskova’nın terörist olarak kategorize ettiği El Nusra’dan ayırması gerektiğini söyledi. Lavrov, Halep bölgesindeki Türk-Rus ortak devriyelerinin de şu ana kadar işe yaramadığını ifade etti.

Lavrov: Batı’dan gelebilecek ciddi önerileri değerlendiririz

Lavrov, Ukrayna’da devam eden savaşa ilişkin açıklamalarda da bulundu. Batı’nın Moskova’ya karşı yürüttüğü “hibrid savaşa” rağmen Rusya’nın Ukrayna’daki hedeflerine ulaşacağını söyleyen Bakan, “özel askeri operasyonun” hedeflerinin Rusya’nın “temel meşru çıkarlarına” göre belirlendiğini savundu. Ukrayna’daki Rusların haklarının korunduğundan emin olmak istediklerini vurgulayan Lavrov, ”Ukrayna’da Rusya’ya tehdit oluşturacak hiçbir askeri altyapı bulunmamalıdır” diye konuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Moskova’nın Ukrayna topraklarından tamamen çekilmesi ve Kiev’e savaş tazminatı ödemesi talebine ise Ukrayna lideriyle herhangi bir müzakerenin olamayacağı sözleriyle yanıt verdi.

Batı’yı tüm kararları Ukrayna adına almakla itham eden Lavrov, Rusya’nın Batı’dan çatışmayı sonlandırmaya yönelik gelecek her türlü girişimi ciddi biçimde değerlendirmeye hazır olduğunu, ancak henüz ciddi bir öneri görmediklerini sözlerine ekledi.

Hitler karşılaştırması

Lavrov’un açıklamalarında ABD’yi de eleştirdi. Washington’ı “Adolf Hitler ve Napolyon Bonapart” ile karşılaştıran Dışişleri Bakanı, bu ülkenin “Rusya’yı bitirmek için Avrupa’yı boyunduruk altına almaya” çalıştığını savundu. Lavrov, “aynı Hitler’in Yahudi meselesine nihai bir çözüm istemesi gibi Batılı politikacılar da şimdi açık açık Rusya’nın stratejik bir bozguna uğratılması gerektiğini söylüyor” ifadelerini kullandı.

“Nihai çözüm”, Nasyonal Sosyalistlerin Yahudilerin ve diğer azınlık mensubu altı milyon insanın sistematik olarak öldürülmesine yol açan soykırım planıydı. Lavrov, daha önce de Hitler’in “Yahudi kanı” taşıdığını söylemiş, Bakanın bu sözleri İsrail’de öfkeli protestolara yol açmıştı.

Rusya’dan Suriye Çıkışı: Yeni Askeri Harekat Kabul Edilemez

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Suriye’de yeni bir askeri harekatın ‘kabul edilemez’ olduğunu söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yeni askeri harekat için hazırlık yapması bağlamında söz konusu bölgede yeni askeri faaliyetlerin başlamasına izin verilmemesi gerektiğini belirtti.

Suriye’de yeni bir askeri harekatın ‘kabul edilemez’ olduğunu belirten Lavrov, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’la Moskova’daki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Sputnik’in aktardığına göre Lavrov, “Önemli olan, yeni askeri faaliyetlere izin verilmemesi, daha önce Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerde bulunan siyasi ilkeler temelinde diplomatik kanallar üzerinden anlaşma sağlanması” ifadelerini kullandı.

İsrail’in hava saldırılarına kınama

İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırılarını kınadığını da dile getiren Lavrov, “İsrail’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına ve her şeyden önce Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymasını talep ediyoruz” dedi.

Sergey Lavrov: Ukrayna’da Önceliğimiz Donbas’ın ‘Özgürleştirilmesi’

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransız televizyonu TF1’e verdiği mülakatta, Ukrayna’nın Donbas bölgesinin “özgürleştirilmesinin” Moskova için koşulsuz bir öncelik olduğunu söyledi.

Rusya, 3 ayı geride bırakan Ukrayna işgalinde ülkenin doğusunda yer alan, Donetsk ve Luhansk’tan oluşan Donbas bölgesine odaklanacağını ilan etmişti.

Lavrov, Rusya’nın devam eden işgalini savunduğu konuşmasında, yaptıkları operasyonun amacının Ukrayna’yı “silahlardan arındırmak” olduğunu ileri sürdü.

Rusya Dışişleri BakanıSergey Lavrov, ülkesinin Ukrayna’da “neo-Nazi rejimiyle savaştığı” savını da yineledi.

Öte yandan Lavrov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hasta olduğu iddialarını ise yalanladı.

Donbas’a odaklanan savaş

Başlangıçta Rusya’nın amacının Ukrayna’nın büyük şehirlerini ele geçirmek ve hükümeti devirmek olduğu tahmin ediliyordu. Ancak, sert bir direnişle karşılaşan Rusya’nın savunma yetkilileri, “operasyonun ilk aşamasında hedeflediklerine genel olarak ulaştıklarını” ve birliklerin başkentin çevresindeki bölgelerden çekildiğini söylemişti.

Bunun ardından Rus yetkililer, planlarının Rusça konuşan Donbas bölgesine odaklanarak, bölgeyi “özgürleştirmek” olduğunu duyurdu.

Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk bölgelerinin içinde belirli alanları 2014’teki çatışmalardan bu yana fiilen kontrolü altında tutan Rusya yanlısı ayrılıkçılar, bu alanlarda tek taraflı olarak bu iki “cumhuriyeti” ilan etmişti.

TF1 televizyonuna konuşan Lavrov, “Rusya Federasyonu tarafından bağımsız devletler olarak tanınan Donetsk ve Luhansk’ta kazanmak, koşulsuz önceliğimiz” dedi.

Lavrov, Ukrayna’nın geri kalan bölgelerine hitaben, “Özünde Rus karşıtı olan neo-Nazi rejimi altında yaşamaya dönmekten mutlu olup olmamak onlara kalmış” ifadelerini kullandı.

Ukrayna şehirlerindeki insani yıkımla ilgili soru üzerine Lavrov, “Rus askerleri sivil altyapıya zarar vermemek konusunda katı emirler altındadır” dedi.

Rusya 24 Şubat’ta işgal operasyonunu başlattığından bu yana, Birleşmiş Milletler verilerine göre, 4 bin 31 sivil öldürüldü, 4 bin 735 sivil yaralandı. 14 milyonu aşkın kişi ise evlerini terk etti.

İsrail İle Rusya Arasında ‘Hitler Krizi’

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un “Hitler Yahudi’ydi” ve “En büyük Yahudi karşıtları Yahudilerdi” şeklindeki açıklamaları Moskova ve Tel Aviv arasında diplomatik kriz yarattı. İsrail, Rusya’nın Tel Aviv Büyükelçisi’ni pazartesi günü Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı ve Lavrov’un açıklamasını protesto etti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov söz konusu ifadeleri, Pazar günü İtalyan TV programı Zona Bianca’ya verdiği röportajda sarf etti. Röportajda Lavrov’a Rusya’nın Ukrayna’yı işgal gerekçesi olarak öne sürdüğü “ülkeyi Nazilerden arındırmak” söyleminin nasıl mümkün olabileceği soruldu.

Rus bakan bu soruya, “Yanılıyor olabilirim ama Hitler’in de Yahudi kökleri vardı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin Yahudi olması kesinlikle hiçbir şey ifade etmiyor. En büyük Yahudi karşıtlarının, yine Yahudiler olduğu söylenir” diye yanıt verdi.

Nazi Almanyası, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Yahudi Soykırımı ile 6 milyon Yahudiyi öldürmüştü. Rusya tarafından gelen bu açıklama, İsrail siyasetinde tepkiyle karşılandı.

İsrail Başbakanı Naftali Bennett, “Böylesi yalanlar, tarihin en korkunç suçlarından Yahudileri sorumlu tutmak ve böylelikle de Yahudilere zulmedenleri, bu mesuliyetten kurtarmak anlamına gelir. Bugün hiçbir savaş ne Yahudi soykırımıdır ne de soykırım gibidir”

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, Yedioth Ahranoth’a verdiği röportajda, Lavrov’un bir İtalyan televizyonuna verdiği demeçte, “(Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) Zelenskiy’nin Yahudi olduğunu söylüyorlar. Bana göre Hitler’de Yahudi kanı vardı. En büyük Yahudi karşıtları, Yahudilerdir.” ifadelerini değerlendirdi.

Lavrov’un sözlerini “affedilemez, skandal bir açıklama, feci bir tarihi hata” şeklinde tanımlayan Lapid, Rusya’dan özür beklediklerini belirtti. Lapid, Rusya’nın Tel Aviv Büyükelçisi’nin İsrail Dışişleri Bakanlığına “kolay geçmeyecek bir görüşme için çağrılacağını” söyledi.

Öte yandan İsrail’in İsrail’deki Yad Vaşem Soykırım Anma Merkezi Başkanı Dani Dayan da Lavrov’u kınadı. Dayan, “Sözlerinin pek çoğu absürt, yanıltıcı, tehlikeli. Her türlü kınamayı hak ediyor” dedi. Lavrov’un Yahudi soykırımının ters yöne çevrilmesi için uğraştığını belirten Dayan, “Hitler’in Yahudi kökenli olduğuna dair tamamen asılsız bir iddia ile kurbanları suçlulara dönüştürmek istiyor” dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, mart ayı sonunda yaptığı bir konuşmada İsrail’in Ukrayna karşısındaki ‘tarafsız’ kalma politikasını eleştirerek, İsrail’in ülkesine silah yardımı yapmasını istemişti.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba da Lavrov’un sözlerine sert tepki gösterdi. Twitter’da yaptığı paylaşımda Kuleba, “Lavrov, Rus seçkinlerinin köklü antisemitist duygularını gizlemekten kendini alamadı. Çirkin sözleri, Başkan Zelenskiy’e, Ukrayna, İsrail ve Yahudi halklarına yönelik bir saldırıdır” dedi.

Sergey Lavrov: Dünya Savaşı Tehlikesi Ciddi Ve Gerçek

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Ukrayna’daki savaşın bir dünya savaşına dönüşmesinin mümkün olduğunu söyledi. Rus Interfax haber ajansında yer alan açıklamasında Lavrov “Tehlike ciddi, gerçek ve hafife alınmamalı” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın Ukrayna delegasyonu ile müzakerelere devam edeceğini belirten Lavrov “İyi niyetin de sınırları vardır” diye konuştu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin müzakereye açık görüntüsü çizerek aldatıcı davrandığını ileri süren Lavrov “karşılıklılık” olmadığı takdirde müzakere sürecinin sonuç getirmeyeceğini belirtti. Lavrov Ukrayna’da anlaşma ihtimaline dair de bu anlaşmanın çerçevesinin, o sıradaki “çatışmaların durumuna” bağlı olduğunu söyledi.

Austin’den müttefik ülkelere konferans çağrısı

ABD hükümeti ise yaklaşık iki aydır süren savaştan Ukrayna’nın zaferle ayrılmasını mümkün görüyor. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Kiev ziyaretisonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada “Doğru (askeri) teçhizat ve doğru desteğe sahip olursanız kazanabilirsiniz” demişti.

Austin, bugün 40 müttefik ülkenin savunma bakanları ve genel kurmay başkanlarına ABD’nin Almanya’nın Ramstein kentindeki askeri üssünde toplantı çağrısı yaptı. Toplantıda Ukrayna’ya bundan sonra yapılacak silah desteği ele alınacak. ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby daha önce Ukrayna ordusunun modernizasyonunu güvenceye almanın konferansın başlıca hedeflerinden biri olduğunu söylemişti. Austin de birçok ülkenin Ukrayna’ya “ek cephane ve top” gönderme sözü vermesini beklediklerini açıkladı.

ABD Savunma Bakanlığı’ndan alınan bilgilere göre şimdiye kadar 20 ülke savunma bakanı ve genelkurmay başkanı konferansa katılma sözü verdi. Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in de toplantıya katılması bekleniyor.

ABD’nin Rusya’yı zayıflatma hedefi

ABD dün Ukrayna ile bölgedeki müttefik ülkelere 700 milyon dolar değerinde silah desteği sözü vermişti. Austin görüşme sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada Rusya’yı “Ukrayna’daki gibi bir askeri harekatta bulunamayacak kadar zayıflatma” hedefini taşıdıklarını söylemişti.

Lavrov: NATO silahları meşru hedef

Rusya ise NATO ülkelerinin Ukrayna’ya göndereceği silahların meşru hedef olduğunu bir kez daha açıkladı. Lavrov Rus televizyonuna verdiği röportajda “Elbette bu silahlar Rus silahlı kuvvetleri için meşru hedefler olacaklar” diye konuştu. Lavrov Ukrayna’nın batısındaki depoların birden fazla kez bu nedenle hedef alındığını söyledi. “Başka nasıl olabilir ki” diyen Lavrov “Eğer NATO bir vekil üzerinden Rusya ile fiilen savaşa giriyorsa o zaman savaşta ne yapılması gerekiyorsa o yapılır” dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’dan ‘Askeri Operasyona’ Devam Sinyali

Ukrayna’ya yönelik 24 Şubat’ta başlatılan operasyonla ilgili açıklamalarda bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, askeri operasyonun barış müzakerelerinin bir sonraki turuna kadar durdurma planının olmadığını ifade etti.

Ukrayna ile müzakereleri sürdürmemek için ise bir neden görmediğini söyleyen Sergey Lavrov, Rus televizyonuna açıklamasında, “Nihai anlaşma sağlanmadığı sürece operasyonlara ara verilmeyecek” diye konuştu.

Toprak bütünlüğü kırmızı çizgimiz”

Ancak Ukrayna, iki ülkenin liderleri arasında bir görüşmenin gerçekleşmesini şu aşamada muhtemel görmüyor. Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mahail Podolyak Ukrayna televizyonunda yaptığı açıklamada, “Bir iki hafta içinde görüşeceklerini söylemeye gelirsek; hayır bu böyle olmayacak” dedi.

Kiev’in Donbas bölgesindeki çatışmalara hazırlandığını açıklayan Podolyak, Ukrayna’nın olası bir liderler görüşmesi için ancak bundan sonra “daha güçlü bir müzakere pozisyonun sahip olacağını” ifade etti. “Evet, bu zor, her gün insanlarımızı ve altyapımızı kaybediyoruz. Ancak Rusya da emperyal ilüzyonlarından kurtulmalı” diye konuştu.

Ukrayna Müzakere Heyeti Başkanı David Arahamya da müzakerelerde ilerleme kaydedilemediğini ifade etti. Kiev için “toprak bütünlüğünün” kırmızı çizgi olduğunu belirten Arahamya, Rusya’nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım ve Rusya’nın bağımsızlığını tanıdığı Donetsk ve Luhansk bölgelerine atıfta bulunarak “Hiçbir bölgemizden feragat etmeyeceğiz ve hiçbir şeyi tanımayacağız” dedi.

Rusya ile Ukrayna arasındaki görüşmelerin son turu tararların temsilcilerinin katılımı ile 29 Mart’ta İstanbul’da yapılmıştı. İstanbul’da Rus heyetiyle görüşen Ukrayna heyeti, tarafsızlık statüsünü kabul etme karşılığında güvenlik garantisi talep etmişti. Olası garantörler arasında Türkiye’nin adı da geçmişti.

Toplantı sonrası açıklama yapan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bundan sonraki süreçte dışişleri bakanlarının bir araya gelmesinin öngörüldüğünü ve dışişleri bakanlarının ardından da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenskiy’in buluşmasının gündemde olduğunu belirtmişti. Ancak müzakerelere ne şekilde devam edileceği henüz netlik kazanmadı.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: ABD’nin Düzenini Tanımıyoruz

Russia Today televizyon kanalına verdiği röportajda, ülkesine yönelik yaptırımları ve Rusya ile Batı arasındaki ilişkileri değerlendiren Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ülkesinin asla Amerika Birleşik Devletleri’nin ‘bir kasaba şerifi’ gibi tüm kararları kendisinin vereceği dünya düzenini kabul etmeyeceğini söyledi.

Sergey Lavrov, Ukrayna konusunda son gelişmelerin,  Batılı devletlerin başını ABD’nin çektiğini ve Avrupa Birliği’nin (AB) büyük ölçüde etkisiz olduğunu gösterdiğini belirtti. “Batılı partnerlerimize bir gün güvenme gibi bir illüzyon vardıysa da bu illüzyon artık bulunmuyor” diyen Lavrov, Rusya’nın yüzünü doğuya doğru döndüğünü ifade etti.

Lavrov, “Amerikalıların istediği dünyanın tek kutuplu bir yer olması ama küresel bir köy gibi değil de bir Amerikan köyü gibi olması. Ya da en güçlünün sözünün geçtiği bir bar” dedi. Lavrov ayrıca Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerin bir şerif gibi davranan ABD tarafından kendilerine ne yapıp yapmayacaklarını söylemesini istemediklerini belirtti.

“Kapıyı Batı kapattı”

ABD, AB ülkeleri, İngiltere, Kanada gibi Batılı ülkeler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in liderliğinde 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna işgaline yanıt olarak Rusya’ya birçok ekonomik yaptırım uygulamaya başladı ve yüzlerce çok uluslu şirket ülkedeki faaliyetlerini durdurdu. Bu yaptırımlar Rus ekonomisini derinden etkileyerek para birimi Ruble’nin hızla değer kaybetmesine neden oldu.

“Artık kendimize ve bizimle duran müttefiklerimize güvenmemiz gerekiyor” diyen Lavrov, Batı’ya kapıyı kapatmadıklarını, kapıyı Batılı ülkelerin kapattığını ifade etti.

Birleşmiş Milletler verilerine göre, Ukrayna’daki savaş en az 816 sivilin hayatını kaybetmesine ve 3 milyondan fazla kişinin de Ukrayna’yı terk etmesine neden olurken, bu savaşın dünyanın iki en büyük nükleer gücü olan ABD ile Rusya’yı karşı karşıya getirmesinden endişe ediliyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin, kendilerini artan bir Batı tehdidi altında hissetmeleri nedeniyle NATO’dan Doğu’ya genişlemeyi durdurmasını ve Rusya’ya güçlü, güvenilir, uzun vadeli ve hukuki bağlayıcılığı olacak şekilde yazılı güvenlik garantileri vermesini talep etmiş, ABD ve NATO ittifakı ise bu talebi reddederek her egemen ülkenin yer alacağı ittifakı kendisinin seçme özgürlüğünün olduğunu ifade etmişti. Putin, Batı ittifakıyla yaşanan bu sürece işaret ederek Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik harekatının ülkesi için gerekli bir adım olduğunu savunuyor.

Rusya’nın komşularından Norveç, Estonya ve Letonya’nın yanı sıra, Soğuk Savaş döneminde Doğu blokunu teşkil eden Varşova Paktı’nın eski üyelerinden Bulgaristan, Polonya, Romanya, Çekya ve Macaristan da NATO üyesi.