Yeni Yol Partisi Kuruldu; Genel Başkan Celal Mümtaz Akıncı

TBMM’de güçlü bir grup kurmayı hedefleyen Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, “Yeni Yol” olarak belirledikleri çatı partinin kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na teslim etti.

Haber Merkezi / Bu adımla birlikte, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisi’nin Meclis’te güçlü bir grup oluşturma hedefi somut bir aşamaya geçildi. Yeni Yol Partisi’nin Genel Başkanlığı’na ise geçmişte baro başkanlığı ve Anayasa Mahkemesi üyeliği yapan Celal Mümtaz Akıncı getirildi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, konuya ilişkin yaptıkları ortak açıklamada şu ifadeleri kullanmışlardı:

“Üç partinin Genel Başkanı bugün akşam saatlerinde buluşmuş ve ortak grup yapısıyla ilgili çalışmaları mutabakatla tamamlamıştır. Genel Başkanlar, partiler arasında kurulan ortak komisyonun önerisi üzerine, ortak grup amacıyla kurulacak parti tüzel kişiliğinin isminin ‘Yeni Yol’ olmasına karar vermiş, kurucular kurulunda yer alacak isimleri ve program ve tüzük taslağını onaylamışlardır.”

Üç parti, çatı parti formülü üzerinde uzlaşırken, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nde arka arkaya istifalar yaşandı.

Ankara Milletvekili Nedim Yamalı’nın geçen ay istifasıyla Saadet Partisi çatısı altında Gelecek Partisi’nin katılımıyla oluşturulan Meclis grubu düşmüş, DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen ve Ertuğrul Kaya’nın bu partiye katılımıyla, grubun yeniden oluşması sağlanmıştı.

Çatı parti oluşumu, DEVA Partisi’nden de istifaları getirdi. İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “atalet içinde olmakla” eleştirdiği partisinden 26 Aralık’ta istifa etti.

Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın ise “DEVA Partisi bir çatı bünyesinde farklı bir yola giriyor” açıklamasıyla, Salı günü partisinden ayrıldı. Dalgın’ı, Çarşamba günü ise eski Devlet Bakanı da olan Selma Aliye Kavaf izledi. Kavaf, “Çatı parti kararını doğru bulmadığını” belirterek, istifasını açıkladı.

Son istifalarla, DEVA Partisi’nin milletvekili sayısı resmi olarak 10’a düştü. Çatı Parti kuruluşuna kadar yeni istifalar olmazsa, yeni Meclis grubunun 30 üyeli olması bekleniyor.

Akıncı kimdir?

Celal Mümtaz Akıncı, doğduğu şehir olan Afyonkarahisar’da 10 yıla yakın bir süre Baro Başkanlığı yaptı. Akıncı, daha sonra Baro Başkanları tarafından yapılan seçimde en yüksek oyu alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilen 3 aday arasına girdi ve 2010 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçildi. 12 yıla yakın bir süre de AYM üyeliği yapan Akıncı, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına seçildi.

Akıncı, 2022 yılında görevinden emekli oldu. DEVA Partisi’ne katılan Akıncı, 12 Ekim 2024 tarihinde yapılan Olağan Büyük Kongre’de DEVA Partisi GMYK üyeliğine seçildi, Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.

Paylaşın

DEVA Partisi, Saadet Partisi Ve Gelecek Partisi’nden “Yeni Yol” Hamlesi

TBMM’de güçlü bir grup kurmayı hedefleyen Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, çatı partide anlaştı. “Yeni Yol” ismiyle kurulacak çatı partinin resmi kuruluş süreci, 10 Ocak Cuma günü başlayacak.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, akşam saatlerinde bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmede, partiler arasında oluşturulan ortak komisyonun önerisi doğrultusunda, kurulacak partinin tüzel kişiliğinin isminin “Yeni Yol” olmasına karar verildi. Ayrıca, kurucular kurulunda yer alacak isimler ile partinin program ve tüzük taslakları da genel başkanlar tarafından onaylandı.

Partinin kuruluş dilekçesinin, 10 Ocak Cuma günü İçişleri Bakanlığı’na sunulmasıyla resmi sürecin başlayacağı açıklandı. Bu adımla birlikte, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisi’nin Meclis’te güçlü bir grup oluşturma hedefinin somut bir aşamaya geçtiği vurgulandı.

Üç partinin genel başkanları tarafından yapılan ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Üç partinin Genel Başkanı bugün akşam saatlerinde buluşmuş ve ortak grup yapısıyla ilgili çalışmaları mutabakatla tamamlamıştır. Genel Başkanlar, partiler arasında kurulan ortak komisyonun önerisi üzerine, ortak grup amacıyla kurulacak parti tüzel kişiliğinin isminin ‘Yeni Yol’ olmasına karar vermiş, kurucular kurulunda yer alacak isimleri ve program ve tüzük taslağını onaylamışlardır.”

Üç parti, çatı parti formülü üzerinde uzlaşırken, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nde arka arkaya istifalar yaşandı.

Ankara Milletvekili Nedim Yamalı’nın geçen ay istifasıyla Saadet Partisi çatısı altında Gelecek Partisi’nin katılımıyla oluşturulan Meclis grubu düşmüş, DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen ve Ertuğrul Kaya’nın bu partiye katılımıyla, grubun yeniden oluşması sağlanmıştı.

Çatı parti oluşumu, DEVA Partisi’nden de istifaları getirdi. İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “atalet içinde olmakla” eleştirdiği partisinden 26 Aralık’ta istifa etti.

Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın ise “DEVA Partisi bir çatı bünyesinde farklı bir yola giriyor” açıklamasıyla, Salı günü partisinden ayrıldı. Dalgın’ı, Çarşamba günü ise eski Devlet Bakanı da olan Selma Aliye Kavaf izledi. Kavaf, “Çatı parti kararını doğru bulmadığını” belirterek, istifasını açıkladı.

Son istifalarla, DEVA Partisi’nin milletvekili sayısı resmi olarak 10’a düştü. Çatı Parti kuruluşuna kadar yeni istifalar olmazsa, yeni Meclis grubunun 30 üyeli olması bekleniyor.

Paylaşın

DEVA Partisi, Saadet Partisi Ve Gelecek Partisi “Yeni Yol”da Buluşuyor

Meclis’te güçlü bir grup kurmayı hedefleyen Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, “çatı parti” kuruluşunda anlaştı. Edinilen bilgilere göre, “çatı parti” için ağırlık kazanan isim ise “Yeni Yol Partisi”.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, çatı partiye son biçimini vermek için yarın bir araya gelme kararı aldı.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın‘ın parti kaynaklarından edindiği bilgilere göre, her üç parti kurumsal kimliklerini koruyacak ve mevcut genel başkanlar da partilerinin başında kalacak. Ancak milletvekilleri , TBMM’de yeni parti çatısı altında grup kurarak temsil edilecek.

Partinin kuruluş dilekçesinin Cuma günü İçişleri Bakanlığı’na verilmesi, gelecek hafta başında da Meclis Başkanlığı’nda grup kuruluşuna ilişkin başvurulması hedefleniyor.

Çatı partinin logosunun netleştiği, ismi üzerinde de büyük ölçüde uzlaşma sağlandığı öğrenildi. Parti ismi için “Demokrasi İçin Birlik”, “Türkiye İçin Birlik” ve “Yeni Yol” Partisi isimleri gündeme geldi. Ancak parti kulislerinden yansıyan bilgilere göre, “Yeni Yol Partisi” ismi ağırlık kazandı.

Çatı parti formülü üzerinde üç partinin uzlaştığı bildirilirken, Gelecek Partisi’nin ardından DEVA Partisi’nde de arka arkaya istifalar yaşandı.

Ankara Milletvekili Nedim Yamalı’nın geçen ay istifasıyla Saadet Partisi çatısı altında Gelecek Partisi’nin katılımıyla oluşturulan Meclis grubu düşmüş, DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen ve Ertuğrul Kaya’nın bu partiye katılımıyla, grubun yeniden oluşması sağlanmıştı.

Çatı parti oluşumu, DEVA Partisi’nden de istifaları getirdi. İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “atalet içinde olmakla” eleştirdiği partisinden 26 Aralık’ta istifa etti.

Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın ise “DEVA Partisi bir çatı bünyesinde farklı bir yola giriyor” açıklamasıyla, Salı günü partisinden ayrıldı. Dalgın’ı, Çarşamba günü ise eski Devlet Bakanı da olan Selma Aliye Kavaf izledi. Kavaf, “Çatı parti kararını doğru bulmadığını” belirterek, istifasını açıkladı.

Son istifalarla, DEVA Partisi’nin milletvekili sayısı resmi olarak 10’a düştü. Çatı Parti kuruluşuna kadar yeni istifalar olmazsa, yeni Meclis grubunun 30 üyeli olması bekleniyor.

Paylaşın

Saadet Partisi Lideri Arıkan: 85 Milyonun Kazandığı Bütün Süreçlerin Yanında Oluruz

Saadet – Gelecek ortak grup toplantısında konuşan Saadet Partisi Lideri Mahmut Arıkan, DEM Parti İmralı heyetinin ziyaretleriyle ilgili, “Bu süreçte temel bir ilkemiz var; çözümün olduğu, milletin menfaatinin olduğu, birkaç kişinin değil herkesin, 85 milyonun kazandığı bütün süreçlerin yanında oluruz. Sürecin en önemli parametresinin şeffaflık olduğuna inanıyoruz. Hangi düzeyde olursa olsun, böyle önemli bir konuda ‘kapalı kapı’ siyasetini desteklemiyoruz.” dedi.

Sürece katkı sağlayabileceklerini ancak bazı kaygıları da olduğunu dile getiren Arıkan, “Adada konuşanların siyasete katıldığı ama salonda konuşanların nezarete atıldığı bir süreç kimseye fayda getirmez. Sürecin amacının siyasi hesaplar değil, meseleye kalıcı çözüm üretmek olduğu ve tüm tarafların samimiyeti konusunda kamuoyu ikna edilmelidir. Bu süreçte; kaygıların giderilmesine bakacağız, şehit analarına bakacağız, şehit çocuklarına bakacağız, en önemlisi milletimizin arzusuna bakacağız. Zaten bunlar sağlanırsa, çözüm kolay demektir. Bunlar sağlanmazsa bir çözüm yok demektir.” ifadelerine yer verdi.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Saadet – Gelecek Grup Toplantısında yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi. Ülkenin temel sorunlarına yönelik kapsamlı bir değerlendirme yapan Arıkan, gündemin sıcak başlıklarını ele aldı. Engelli vatandaşların sorunlarından Filistin meselesine, gazetecilerin haklarından ekonomik sıkıntılara kadar geniş bir yelpazede açıklamalar yapan Arıkan, iktidarın politikalarını sert bir dille eleştirdi.

Konuşmasına, Saadet Partisi’nin TBMM’deki duruşuna destek veren siyasi partilere teşekkür ederek başlayan Arıkan, “Sesimize ve sözümüze destek veren, parlamento tarihimiz açısından tarihe geçen bir duruş ortaya koyan Sayın Özgür Özel’e ve çok değerli çalışma arkadaşımız Sayın Ali Fazıl Kasap Bey’e içtenlikle teşekkür ediyorum. Ayrıca yine tüm parlamentolara örnek olacak bir tavır gösteren, bundan sonra yapacağımız güzel çalışmaların temelini atan, DEVA Partisi Genel Başkanı Sayın Ali Babacan’a, milletvekili arkadaşlarımız Mehmet Emin Ekmen ve Ertuğrul Kaya vekillerimize teşekkür ediyorum.” dedi.

Arıkan, konuşmasının önemli bir bölümünü Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’na ayırarak, bu haftanın toplumsal farkındalığı artırma potansiyeline dikkat çekti. Görme engelli bireylerin karşılaştığı zorluklara ve toplumsal hayata tam katılımlarının önemine vurgu yapan Arıkan, bu konuda şunları ifade etti: “İçerisinde bulunduğumuz bu hafta Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası. Bu vesileyle bu anlamlı haftanın bir farkındalığa vesile olmasını temenni ediyorum. Görme engelli vatandaşlarımızın hayatın her alanında olması, güvenli ve bağımsız bir şekilde yaşamaları için devlete ve topluma büyük bir ödev düşmektedir.”

Ayrıca, engellilerin hayatını daha da zorlaştıran ÖTV düzenlemesine de değinerek, “Yakın zamanda başta görme engelliler olmak üzere engellilerimizin önüne yeni engeller konuldu. 2024 yılının son günlerinde Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklik engelli vatandaşlarımızı üzdü. Mecliste bunun sakıncalarını belirtmemize rağmen, bu düzenleme maalesef Ak Parti ve MHP oylarıyla meclisten geçti. Bu düzenleme; gelir kriteri bahanesiyle binlerce bakıma muhtaç bireyin kaderine terkedilmesi, KDV kanunu değişikliği ile ithal protez, ortotik cihaz ve tekerlekli sandalyelere erişemez hale gelmesi, ehliyet kodları ile ortopedik ve işitme engellilerin ehliyetlerinin iptal edilmesi, hafif zihinsel engellilerin eğitim haklarının yok sayılması demektir. Tüm bunlar doğrudan olmasa da dolaylı yollardan, engellilerimizin haklarının gasp edilmesi demektir.” dedi.

Arıkan, basın özgürlüğünün ve doğru haberciliğin önemine vurgu yaparak, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı. Özellikle dezenformasyonun yaygınlaştığı bir dönemde, etik ve tarafsız haberciliğin önemine dikkat çeken Arıkan, bu konuda şunları söyledi: “Toplumun haber alma hakkı için gece gündüz çalışan, doğru, etik ve tarafsız bir habercilik örneği ortaya koyan tüm gazetecilerimizin çok önemli bir vazifeyi icra ettikleri unutulmamalıdır. Dezenformasyonun ve yandaş muhabirliğin geçer akçe olduğu bir dönemde gerçekten ve meslek etiğinden ödün vermeyen tüm gazetecilerimize teşekkürü bir borç biliyoruz.”

Ayrıca, Gazze’deki gerçekleri dünyaya duyuran gazetecilere de özel bir selam göndererek, “Siyonizm’in vahşeti altında canını hiçe sayarak yaşanan soykırımı, tüm dünyaya duyuran kahraman gazetecilerimize selam ediyor; bu uğurda hayatını kaybedenleri rahmet ve minnetle yâd ediyorum.” dedi.

Arıkan, Saadet Partisi’nin önceliklerinden birini oluşturan Gazze konusuna tekrar değinerek, bölgedeki insani krize dikkat çekti. Uluslararası toplumun ve özellikle İslam ülkelerinin sessizliğine tepki gösteren Arıkan, “Gündemimiz; bombalardan, kimyasal silahlardan, sağ çıkıp donarak ölen Gazzeli masum çocuklardır. Savaşla ve açlıkla sınanan el kadar yavruların bedenleri soğuğa yenik düşüyor. 2025 yılında, tüm dünyanın gözü önünde çocuklar donarak can veriyor. Bunda sessiz kalan herkesin suçu var. Kemal Advan Hastanesi’nin boşaltılmasında, yaralıların ölüme terk edilmesinde herkesin suçu var. Bu apaçık bir savaş suçudur. Savaş suçu işleyenlerle kol kola yürüyenler de bu kara lekenin ortaklarıdır.” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, iktidarın Filistin ve Gazze’ye yönelik politikalarını eleştirerek, iktidarın asıl görevinin protesto düzenlemek ve algı yönetmek olmadığını, aksine yaşanan soykırımı engellemek için etkin diplomasi yürütmek, İslam ülkelerine önderlik etmek ve caydırıcı kararlar almak olduğunu ifade  eden Arıkan, “Çok şeyler söyledik ama iktidarın İsrail politikasını birkaç cümle ile ifade edecek olursak; Üstü hamaset, ortası ticaret, alt tarafı nedamet olan politikayı takip ediyorlar. Böyle oluncada Filistin’de hamaset sebep, sefalet sonuç oluyor.” dedi.

Arıkan, Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu zor durumu rakamlarla ortaya koyarak, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. Özellikle enflasyon ve maaş zamları arasındaki uçuruma dikkat çeken Arıkan, vatandaşların alım gücünün ciddi şekilde azaldığını vurguladı. Bu konuda Arıkan, “Nereye giderseniz gidin Dünyanın her yerinde zamlar, mevcut enflasyona göre yapılırken, iktidar tarihte ilk kez beklenen enflasyon yani 2025 enflasyon oranlarına göre zam vererek 85 milyon insanımızın hakkını, emeğini, alınterini çaldı. Bakınız; kira artışı %5851, gıda enflasyonu %43,5, yeniden değerleme oranı %43,93, akaryakıt fiyat artışı %50, elektrik ve doğalgaz zam artışı %38 olarak gerçekleşti. Fakat maaş zammı bununla doğru orantılı olmadı. Asgari ücrete: %30, emekliye: %15,75, memur ve memur emeklisine: %11,55 zam artışı gerçekleşti. Şu rakamlar, bu tablo ne demek biliyor musunuz? Maaş 22.000 lira, açlık sınırı 22.000 lira demektir. Böyle bir şey hiçbir lisanda açıklanamaz.” diyerek iktidarı sert bir şekilde eleştirdi.

Emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çeken Arıkan, en düşük emekli aylığının yetersizliğini vurguladı. Geçmiş dönemdeki düzenlemelerle kıyaslama yaparak, emeklilerin hak kaybına uğradığını savunan Arıkan, “Bakınız sadece 2008’de yapılan düzenlemeler bile korunsaydı, bugün en düşük emekli maaşı 30.000 TL’nin üzerinde olacaktı. Fakat sisteme yapılan saçma sapan müdahalelerden dolayı, bugün en düşük emekli maaşı 7-8 bin liraya kadar düştü. Milyonlarca emekli ve asgari ücretlinin açlık sınırının altında bir maaşla yaşam mücadelesi vermesi haksızlıktır, zulümdür.” ifadelerini kullandı.

Arıkan, iktidarın ekonomi anlayışını “asansör modeli” olarak tanımlayarak, bu modelin eşitsizliği derinleştirdiğini savundu. Bir kesimin zenginleşmesi pahasına geniş halk kitlelerinin yoksullaştığını belirten Arıkan, “Bilirsiniz asansörlerin yukarı çıkması için yan taraflarına bağlanan ağırlıkların aşağı inmesi lazım. İşte iktidarın yaptığı tam olarak bu. Faiz lobileri, ihale sahipleri, rantçı iş insanları asansörde yükseliyor; aziz milletimiz diğer taraftan zemine çakılıyor.” dedi.

Kuzey Marmara Otoyolu’na yapılan örtülü zamma ve iktidarın ekonomi politikalarına sert eleştirilerde de bulunan Arıkan, “Kuzey Marmara Otoyolu’na yapılan örtülü zam oranı %65. Araç geçiş ücretine zam yapmayan iktidar; garanti araç geçiş sayısına %65 zam yaptı. Bu Beşli çetenin cebine girecek olan zam oranıdır. 208 milyon adet olan garanti geçişi, bu sene 344 milyona çıkarıldı. Bu da şu anlama geliyor. Şu anda Türkiye’deki mevcut olan bütün araçlar otoyolu 22 defa kullansa bile bu rakama ulaşılamıyor. Asgarî ücretliye %30, memura %11, emekliye %15  zam yapılırken; Ekonomi çetelerine giden paraya da %65 zam yapılıyor. Şimdi niçin ‘büyüyoruz’ dediklerini daha iyi anlıyoruz. Çünkü onlar gerçekten büyüyorlar, uçuyorlar, yükseliyorlar. Ama emekçimiz gittikçe yoksullaşıyor.” dedi.

“2024’te emeklinin başına gelen, 2025’te Ailenin başına gelmez!”

Arıkan, ekonomik sorunların toplumsal dokuyu da olumsuz etkilediğini vurgulayarak, aile kurumunun zayıflaması, kadına şiddet ve çocuklara yönelik suçların artması gibi sorunlara dikkat çekti. Toplumsal değerlerin erozyona uğradığını savunan Arıkan, “2025 yılını Aile Yılı ilan ettiler. Çökmek üzere olan aile kurumu bu kararla birlikte tamamen çökecektir. Çünkü iktidar neresi en çok bozulmuşsa, orada iş yapıyormuş gibi görünmeyi sever. 2024 yılını Emekliler Yılı ilan etmişlerdi. Cumhuriyet tarihi boyunca emeklinin bu kadar mağdur olduğu bir yıl olmamıştı. Şimdi sıra aileye geldi. İnşallah 2024’te emeklinin başına gelen, 2025’te Ailenin başına gelmez!” ifadelerini kullandı.

“Biz ekonomiyi düzeltiriz. Fabrikalar açarız, enflasyonu bitiririz, üretimi artırırız. Milli Görüş için ekonomi yönetimi elbette zor değildir. Çünkü biz bunu yaptık, aziz milletimiz razı oldu, ülkemiz kalkındı. Biz yine yaparız. Ama bozulan bir nesilse, bir anlayışsa orada iş zordur. Her nesil bir sonraki nesillerin mayası ve hamurudur. Siz bu nesli bozarsanız sonrasında toparlaması imkânsız olur. Kötülüğün cezalandırılmadığı toplumlarda ahlaklı nesil yetiştirmek imkansızdır. Bizim nesil kaybetme lüksümüz yok, bizim kötü alışkanlıklara teslim edeceğimiz tek bir insanımız yok. Bütün bunlardan görüyoruz ki; Türkiye’nin tek çözüm yolu ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ ilkesine geri dönmektir.”

Arıkan, DEM Parti heyetinin ziyaretini değerlendirerek, siyasi diyalogun önemine vurgu yaptı. Başlayan sürecin şeffaflık içinde yürütülmesi gerektiğini belirten Arıkan, “Bu süreçte temel bir ilkemiz var; çözümün olduğu, milletin menfaatinin olduğu, birkaç kişinin değil herkesin, 85 milyonun kazandığı bütün süreçlerin yanında oluruz. Sürecin en önemli parametresinin şeffaflık olduğuna inanıyoruz. Hangi düzeyde olursa olsun, böyle önemli bir konuda ‘kapalı kapı’ siyasetini desteklemiyoruz.” dedi.

Sürece katkı sağlayabileceklerini ancak bazı kaygıları da olduğunu dile getiren Arıkan, “Adada konuşanların siyasete katıldığı ama salonda konuşanların nezarete atıldığı bir süreç kimseye fayda getirmez. Sürecin amacının siyasi hesaplar değil, meseleye kalıcı çözüm üretmek olduğu ve tüm tarafların samimiyeti konusunda kamuoyu ikna edilmelidir. Bu süreçte; kaygıların giderilmesine bakacağız, şehit analarına bakacağız, şehit çocuklarına bakacağız, en önemlisi milletimizin arzusuna bakacağız. Zaten bunlar sağlanırsa, çözüm kolay demektir. Bunlar sağlanmazsa bir çözüm yok demektir.” ifadelerine yer verdi.

Paylaşın

Gelecek – Saadet Grubu Yeniden TBMM’de

Nedim Yamalı’nın partisinden istifa etmesiyle birlikte düşen “Gelecek – Saadet Grubu”, DEVA Partisi Milletvekilleri Ertuğrul Kaya ve Mehmet Emin Ekmen’in Saadet Partisi’ne geçmesiyle birlikte tekrar kuruldu.

Haber Merkezi / Gelecek Partisi ile Saadet Partisi, Nedim Yamalı’nın Gelecek Partisi’nden istifa edip AK Parti’ye geçişinin ardından TBMM’de grup kurma haklarını kaybetmişti.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Milletvekilleri Ertuğrul Kaya ve Mehmet Emin Ekmen’in Saadet Partisi’ne geçmesiyle birlikte Gelecek – Saadet Grubu tekrar kuruldu.

Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Gaziantep Milletvekili Kaya, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “çatı parti” kurulmasını kararlaştırdığını hatırlattı.

Kaya, Mehmet Emin Ekmen ile birlikte, “çatı parti” çalışmaları tamamlanıncaya kadar Saadet Partisi Grubu’nun devam etmesi için bu partiye geçtiklerini bildirdi.

Davutoğlu’ndan teşekkür mesajı

Gelişmelerin ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından açıklama yaparak teşekkür mesajı yayımladı. Davutoğlu’nun paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Gelecek-Saadet Grubumuzun, TBMM bünyesinde yürüttüğü faaliyetlerini yeniden ve daha güçlü bir şekilde yürütebilmesi için destek sağlayan Deva Partisi’ne; Genel Başkan Sayın Ali Babacan başta olmak üzere, Mersin Milletvekili Sayın Emin Ekmen ve Gaziantep Milletvekili Sayın Ertuğrul Kaya’ya teşekkür ederim.

Her geçen gün kutuplaştırılarak daraltılmak istenen siyasi hayatımıza yeni bir ufuk ve yeni bir soluk olacak birlikteliğimizin ilk işareti olan bu adımın kısa sürede toplumumuzda yeni bir heyecan oluşturacağına olan inancım tamdır.

Gereken her fedakarlığı yaparak aşılmaz zannedilen her engeli aşacak, çıkmaz zannedilen her yolu açacak, tüketildiği zannedilen her umudu yeniden yeşertecek, milletimize giydirilmek istenen her deli gömleğini yırtıp atacağız. Biz buradayız ve Elif gibi dimdik ayaktayız! Son nefesimize kadar Hakkın rızası ve halkın geleceği için çalışmaya devam edeceğiz!”

Paylaşın

“Gelecek – Saadet Grubu” İçin Yeni Hamle

Nedim Yamalı’nın Gelecek Partisi’nden istifa edip AK Parti’ye geçişinin ardından TBMM’de grup kurma haklarını kaybeden Gelecek Partisi ile Saadet Partisi yeni grup için harekete geçti.

Gelecek – Saadet grubunun kurulması için DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, DEVA Partisi Gaziantep Milletvekili Ertuğrul Kaya Saadet Partisi’ne katılıyor.

Gelecek Partisi Milletvekili Nedim Yamalı’nın AK Parti’ye geçişinin ardından sayısı 19’a indiği için Meclis grubu haklarını kaybeden Saadet Partisi yeniden kuruluyor.

DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, DEVA Partisi Gaziantep Milletvekili Ertuğrul Kaya Saadet Partisi’ne katılıyor. İki milletvekilinin katılım dilekçesinin bugün Meclis Genel Sekreterliğine verilmesi bekleniyor.

Saadet-Gelecek Partisi’nin grup kurması için CHP’den Saadet Partisi’ne geçen Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın da 7 Ocak’ta Meclis çalışmalarına başladığında CHP’ye dönmesi bekleniyor.

DEVA, SAADET ve Gelecek Partisi arasında TBMM’de ortak grup kurma çalışmaları da devam ediyor.

Ertuğrul Kaya, Mehmet Emin Ekmen ile birlikte “Saadet Partisi’ne katılmak için TBMM Başkanlığına başvuruda bulundukları” yönündeki haberlere ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“”DEVA Partisi olarak, Saadet Partisi’nin grup fonksiyonunun ortadan kalkmamasını son derece önemsiyoruz. Geçiş sürecinde bu fonksiyonu devam ettirmesi açısından da bir katkı vermeye olumlu bakıyoruz ama henüz bir resmi işlem gerçekleştirmedik.”

Ne olmuştu?

Ankara Milletvekili Nedim Yamalı, dün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla partisinden istifa ettiğini şu sözlerle açıklamıştı:

“Kuruluşundan bu yana görev aldığım Gelecek Partisi üyeliğinden bugün itibariyle istifa ediyorum. Genel Başkanım Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na çalışmalarım sırasında verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyor, tüm partili arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Yamalı’nın istifasının ardından Saadet – Gelecek Partisi’nin TBMM’deki grubu düşmüştü.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında Yamalı’ya AK Parti rozetini taktı. Böylece Meclis’te AK Parti’nin vekil sayısı 268’e yükseldi.

Paylaşın

“DEVA, Saadet Ve Gelecek Partisi, Çatı Partide Anlaştı” İddiası

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin “çatı parti”de anlaştığı öne sürüldü. Partinin adının her an açıklanması beklenirken her partinin en az 20 vekil şartını sağlayacak şekilde 8 milletvekili vereceği iddia edildi.

DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi, 2023 seçimlerinde yüzde 3 barajını aşamadığı için Meclis’te kurulacak grup hazine yardımı alamayacak.

Ankara Milletvekili Nedim Yamalı’nın Gelecek Partisi’nden istifa etmesi, Saadet – Gelecek Meclis grubunun düşmesine neden oldu. Nedim Yamalı bugün AK Parti’ye katılırken Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet partilerinin genel başkanları Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Mahmut Arıkan, “ortak grup” gündemiyle bir araya geldi.

Karar Gazetesi’nin edindiği bilgiye göre, genel başkanlar “çatı parti”de anlaştı. Partinin adının her an açıklanması beklenirken her partinin en az 20 vekil şartını sağlayacak şekilde 8 milletvekili vereceği belirtildi. Bunun yanı sıra partiler kendi tüzel kişiliklerini ve parti kimliklerini korumaya devam edecek.

DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi, 2023 seçimlerinde yüzde 3 barajını aşamadığı için Meclis’te kurulacak grup hazine yardımı alamayacak.

Paylaşın

Saadet Lideri Arıkan’dan “Erken Seçim” Yorumu: Evet Deriz

Saadet Partisi Lideri Mahmut Arıkan, erken seçim tartışmalarına ilişkin, Erdoğan aday olsun diye erken seçime evet demeyeceklerini fakat ülkenin menfaatleri erken seçimi gerektiriyorsa tabi ki evet diyeceklerini söyledi.

Kendi adaylığı için de konuşan Mahmut Arıkan, her partinin genel başkanının doğal aday olduğunu belirtti. Arıkan ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşı olduklarını da söyledi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Yeni Bir Sabah programına konuk oldu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mahmut Arıkan, Türkiye’deki erken seçimleri ekonomik krizin getirdiğini belirtip 2025 Bütçesi ile 2026’yı çıkarmanın olasılığı olmadığını ifade etti.

Arıkan “2024’ü bitiriyoruz. 2025’in bütçe rakamları açıklandı. 2 trilyon lira açık, 2 trilyon faiz ödemesiyle 2025’i atlatabilirler bu bütçeyle. Ama 2026’dabu bütçenin, yani bu şekilde uçurumdan aşağı doğru yuvarlanan bir bütçeyle 2026’yı çıkarma şansı yok. Ben 2026’da erken seçim bekliyorum. Bunu rakamlar söylüyor” dedi.

Arıkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı emekli olmaya davet etti. Arıkan şöyle konuştu: “2015’teki seçimde çıktığımızda hep ekonomiyle alakalı, AK Parti’nin gelişi de AK Parti’nin böyle ara ara erken seçim aldığı dönemlerde de ekonomik krizler ortaya çıkmıştır. Artık vakit geldi. Yani 23 yıl az bir zaman değil. Çeyrek asır boyunca AK Partili yetkililer, ülkeyi yönetiyorlar.

Sayın Erdoğan’ın 2002’de göreve gelirken güzel bir cümlesi vardı. ’65 yaşından sonra siyasetin yapılmaması gerekir.’ diyordu. Kendi cümlesi, 2024’e geldiğinde de 47 yaşında bir genel başkan olarak Sayın Cumhurbaşkanı’na ben de seslenmek istiyorum. 65 yaşından sonra siyasetin yapılmaması, torunları sevmek bu ülkeye daha faydalı, eee, olacağını düşünüyorum. Kendi cümleleriyle emekliye ayrılsın diyorum evet.”

Arıkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçimle birlikte yeniden aday olma ihtimali hakkında konuştu. Arıkan, Erdoğan aday olsun diye erken seçime evet demeyeceklerini fakat ülkenin menfaatleri erken seçimi gerektiriyorsa tabi ki evet diyeceklerini anlattı.

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşıyız”

Arıkan, kendi adaylığı için de konuştu. Arıkan, her partinin genel başkanının doğal aday olduğunu belirtti. Arıkan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşı olduklarını açıkladı. Arıkan, buna karşı olmak için ekonomik göstergelerin yeterliği olduğunu belirtti.

Arıkan şunları ifade etti: “(CHP’nin olası adaylarına yakın mısınız?) Efendim, biz daha sahaya çıkmadık. Yani yeni kongremizi yapalı 2,5 hafta oldu malumunuz. Takdir edersiniz ki her siyasi partinin genel başkanı potansiyel cumhurbaşkanı adayıdır. Kendi adına yarışmak ister. 50+1’lik cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olduğu müddetçe bir parti: 0″Ben tek başıma seçimlere gireceğim, hiçbir partiyle ittifak yapmayacağım” diyorsa, onun bir iddiası yok demektir.

Bu sistemin yanlış olduğunu ben iddia ediyorum. Yani ilk cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’ye çok büyük zararlar vermiştir ki bütçe rakamlarında bunu zaten net bir şekilde görebiliyoruz. Ayın Cumhurbaşkanı’nın aday olup olmama konusu da tartışılan bir husus. Hukuk ne diyorsa, ben orada durulması gerektiğini düşünüyorum.

Bir de şu soru soruluyor: “Ya, Mahmut Arıkan, Saadet Partisi Genel Başkanı olarak, Tayyip Erdoğan’ın aday olabilmesi için erken seçime evet der misiniz?” sorusuna benim diyeceğim şey şu: Tayyip Erdoğan’ın aday olması için erken seçime biz tamam demeyiz. Ama ülkenin gerçekten erken seçime ihtiyacı varken Tayyip Erdoğan aday olmasın diye erken seçime de yok diyemeyiz. Ülkenin menfaatleri neyi gerektiriyorsa o noktada hareket edeceğiz.”

Paylaşın

Saadet Partisi Lideri Mahmut Arıkan: Din Alıp Cennet Satanlarla Mücadele Edeceğiz

Saadet Partisi Lideri Mahmut Arıkan, AKP iktidarının, 22 yıldır, “nas, başörtüsü, imam hatip liseleri” üzerinden inancı istismar ettiğini belirterek, “İnancın üzerine bir ambargo olduğunu, bir tutsaklık olduğunu, ifade etmek isterim. Benim bu ifadem özellikle bizim mahallede çok tepki görecektir. Ama din alıp cennet satanlarla da mücadele edeceğiz” dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a çağrıyla başlayan süreci de değerlendiren Arıkan, MHP Lideri’nin AKP’nin iktidara geldiği 2002 erken seçimi, başkanlık sistemine geçiş, başörtüsü yasağının kaldırılması gibi süreçlerdeki rolüne dikkat çekti.

Bahçeli’nin Öcalan çağrısının bu nedenle önemli olduğunu ve görmezden gelinemeyeceğini ifade eden Arıkan, ancak Kürt sorununun çözüm adresi olarak Meclis’i gösterdi.

Saadet Partisi’nin yeni genel başkanı Mahmut Arıkan, bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın aktardığına göre; Mahmut Arıkan, kongre yarışı, partisinin yeni yol haritası, iktidar partisiyle ilişkileri, ittifak politikasına kadar, gündeme ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.

14 Mayıs 2023 seçimlerinde parlamentoya giren Arıkan, Saadet Partisi teşkilatlarında genç yaşlarda siyasete başlayan bir isim, ancak ulusal ölçekte kamuoyunun yakından tanıdığı bir siyasetçi değil. Arıkan gençliğinin ve tanınırlığının düşük olmasının avantaj olduğu görüşünde:

“Hatırlarsınız, Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Milli Görüş gömleğini çıkardım’ dediğinde Erbakan hocamızın yaşıyla alakalı da bazı cümleler kurmuştu. Hadi buyurun, genç bir genel başkan olarak sahada olacağım. Siyasette yeni yüzlere ihtiyaç var. Bagajı olmayan, siyasette gelecek vizyonunu önyargılardan arındırılmış şekilde ortaya koyacak bir siyaset yapmaya çalışacağız. Türkiye’nin en büyük partisi kararsızlar. Bu oran yüzde 34-35’leri buldu. Demek ki yeni yüzlere ihtiyaç var. Biz de o kararsız seçmenin oyunu alabilmek için bir gayret içerisinde olacağız.”

Geçmişte denenen formüllerin başarıyı getirmediğini, 22 yıl sonra da iktidarın yüzde 52 oy aldığını anımsatan Arıkan, “Demek ki aynı şeyleri yaparsak yüzde 52 alıyorlar, orası hep duruyor. Yüzde 52’yi yüzde 49 yapmanın yollarını bizim bulmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İttifak: Partisinin yeni dönem hedefini “iktidar olmak” diye açıklayan Arıkan, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde iktidara gelmenin ancak “50+1” oy oranına ulaşmaktan geçtiğini ve bu durumun ittifakı zorunlu kıldığına işaret etti. 2018 yılında CHP ve Demokrat Parti ile yaptıkları ittifakı anımsatan Arıkan, bütün partilerle önyargısız olarak ittifak görüşmelerine açık olduklarını vurguladı:

“Bugünden çıkıp ben şurayla ittifak yapacağım, burayla ittifak yapacağım demenin çok mantıklı olmadığı kanaatimdeyim. Bugünden nasıl olur bilmiyorum ama ön yargısız ve bagajsız tüm ittifak görüşmelerine açık olacağız biz.”

Cumhur İttifakı’ndan kopan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, geçen hafta Saadet Partisi ile temel konularda aynı düşündüklerini belirtip, ileride bir “işbirliği” konusunda rezervleri olmadığını söylemişti.

Genel Başkan seçilmesinden sonra Erbakan’ın kendisini arayıp kutladığını, Yeniden Refah’tan da bir heyetin hayırlı olsun ziyaretinde bulunduğunu belirten Arıkan, bu partiyle ilişkiler konusunda mesafeliydi: “Bütün siyasi partilere bakışımızla Yeniden Refah’a bakış arasında bir fark yok. Hani Süleyman Soylu Meclis’te Sırrı Süreyya Önder’e dedi ya ‘hakkınızı helal edin’ Önder de, ‘O iş ayrı’ dedi. O iş ayrı. Yani diğer görüşmelerimizden onun farkı yok. 160 partiye nasıl bakıyorsak, onlara da öyle bakıyoruz.”

Arıkan “İttifak” konusunda, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne de kapılarının açık olup olmadığı sorusuna ise “Ne söyleyeceğine bağlı. Ülkenin yeni dönemiyle alakalı, neler ortaya konacak, bunlar üzerinden yürüyebiliriz” yanıtını verdi. Ancak, AKP ile ittifak konusunda “ümitvar” olmadığını belirtip ekledi:

“Kongremize katılan siyasi partilerin hepsini arayıp teşekkür edeceğim. Oradan biri iletişim kanalını açmaya çalışacağım. Gurur, ego yapmanın zamanı değil. Ülke elden gidiyor. Suriye’de, Gazze’de yaşananları hep beraber görüyoruz. Bütün dünya yeniden şekillenirken, Ortadoğu’da haritaları yeniden çizme hazırlığı yapılırken bizim ego yapma, birbirimizle çekişme şansımız yok. Bu cümleleri kullanırken de biraz tedirgin oluyorum. Sanki AK Parti’ye yeşil ışık yakıyormuş algısının oluşmasını istemem.”

İktidar partisinden henüz kendisini kutlamak için arayan olmadığını belirten Arıkan, 22 yıllık iktidarı değiştirmek için yeni bir siyaset anlayışının egemen olması gerektiğini dile getirdi. Arıkan, “Bunun için konuşabilmemiz gerekiyor. Bir futbol takımı mantığıyla değil, yanlışa en sert tepkiyi vererek, kısmen, nadiren de yapılan doğruları tebrik etmek seçmenle barışmayı sağlıyor” dedi.

Siyasetin normalleşmesi gerektiğini, ancak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Erdoğan’la görüşmesiyle başlayan sürecin yanlış tartışmalara yol açtığına işaret eden Arıkan, “diyalog” vurgusu yaptı:

“Benim kastım o normalleşme değil. Yanlışa en sert muhalefet yapmak. Diğer partilerin de hakkına girmek istemem ama Meclis’te de iktidarı en rahatsız eden grup Saadet-Gelecek Grubu. Sayımız az olmasına rağmen yaptığımız etkili muhalefet, geçmişinden bu yana kodlarını iyi bildiğimiz AK Parti’nin hatalarını yüzlerine karşı konuşabilmemiz oranın kimyasını bozuyor. Bu da yapılabilmeli, nadiren yapılan doğru işlerde tebrik edilmeli diye düşünüyorum.”

Son dönemde siyasi kulislerde, DEVA Partisi ile ortak grup kurma konusunda ilerleme sağlanamaması üzerine, grubu olmayan muhalefet partilerinin bir “çatı parti” formülü üzerinde çalıştığı konuşuluyor.

“Çatı parti” formülünün 2023’ten bu yana masada” olduğunu belirten Arıkan, grubu olmayan siyasi partilerin etkin muhalefet yapması, hem de Türkiye’nin “iki parti arasında sıkışmış siyasetten kurtulması için” “çatı parti” formülüne olumlu baktıklarını anlattı:

“Bu her zaman masada, Sayın Davutoğlu’yla, Sayın Babacan’la bir buçuk yıldır görüşme halindeyiz. Bu masada olmaya devam edecek. Bunun Türkiye için bir kazanım olacağını düşünüyorum. Yeni nesil siyasette onu da başaracağız inşallah.”

Saadet Partisi lideri Millet İttifakı’nın dağıldığını, CHP ile de şu anda bir ittifak durumunun söz konusu olmayacağına işaret ederek, Türkiye’de bir “ikinci yol” oluşturacaklarını vurguladı.

Arıkan’ın, gerek kongre konuşmasında, gerekse söyleşi boyunca, yeni dönem parti siyasetine ilişkin en çok kullandığı ifade “yeni nesil siyaset” oldu. Bunu açmasını istediğimizde, önümüzdeki günlerde detaylarını bir “tanıtım” programıyla açıklayacağını belirtti, ancak ipuçlarını da verdi:

“Bu kutuplaştırıcı siyasetten arındırılmış bir dil geliştireceğiz. 22 yıldır iktidarı, bir türlü iktidardan edemeyen dili biraz daha güncelleyerek, oraya oy veren yüzde 52’lik bloğun oyunu alabilecek bir dil geliştireceğiz. Bu kutuplaştırıcı dilden uzak bir siyaset diyoruz. Kongre konuşmasında da özgürlük üzerine beş noktaya dikkat çektik. İnancı, adaleti, ekmeği, umudu, ülkeyi özgürleştireceğiz, dedik. Mecelle ’deki en önemli şeylerden tabirlerden biridir. Bir kötülüğü öncelikle def etmek, iyiliğe gayret göstermekten daha önemlidir. Öncelikle yanlışı bertaraf etmenin yollarını aramak durumundayız.”

Partide “ortak aklı” egemen kılmaya özen göstereceğini vurgulayan Arıkan, yakın dönemde hayata geçireceği bazı projeleri ise şöyle anlattı:

“Bugün 270 bin üyemiz var. Onların görüşlerini alacağımız bir platform oluşturduk. ‘Yeni nesil siyaset’ ve ‘ilk 100 gün Saadet Partisi ne yapmalı’ adı altında bütün üyelerimizin kanaatlerini toparlayacağız. Yapay zekâdan da destek alacağız. Bu veriler önümüzdeki süreçte siyasetimizin belirleyicisi olacak. ‘Az toplantı, çok saha çalışması, olarak da bir başlık belirledim. Bütün bu teşkilatlarımızla sahada olacağız.

AKP iktidarının, 22 yıldır, “nas, başörtüsü, imam hatip liseleri” üzerinden inancı istismar ettiğini savunan Arıkan, “İnancın üzerine bir ambargo olduğunu, bir tutsaklık olduğunu, ifade etmek isterim. Benim bu ifadem özellikle bizim mahallede çok tepki görecektir. Ama din alıp cennet satanlarla da mücadele edeceğiz” diye konuştu.

Arıkan, yeni nesil siyasetin ilk provasını da 24 Kasım’daki kongrede yaptıklarını ifade etti. Genel Başkan adaylarının yönetim listelerinde rakiplerine yer vermesini, Birol Aydın, Mustafa Kamalak’la kongre salonundan “kol kola beraber çıkmalarını” örnek gösterdi.

Bahçeli’nin “Öcalan” çağrısı: MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a çağrıyla başlayan süreci de değerlendiren Arıkan, MHP Lideri’nin AKP’nin iktidara geldiği 2002 erken seçimi, başkanlık sistemine geçiş, başörtüsü yasağının kaldırılması gibi süreçlerdeki rolüne dikkat çekti.

Bahçeli’nin Öcalan çağrısının bu nedenle önemli olduğunu ve görmezden gelinemeyeceğini ifade eden Arıkan, ancak Kürt sorununun çözüm adresi olarak Meclis’i gösterdi.

AKP grubunun da parlamentodaki hiçbir siyasi partinin de bu çağrının nedenlerine ilişkin bilgi sahibi olmadığını vurgulayan Arıkan, “cezaevindekiler”den ziyade, Meclis’in muhatap alınması gerektiğini vurguladı:

“Öcalan üzerinden de bu sürecin götürülmesini ben de çok sağlıklı görmüyorum. Bütün bu problemi DEM Parti’ye indirgenmesini de ben çok doğru buluyorum. Yani Kürt vatandaşlarımızı temsil eden tek parti Dem parti değil, AK Partisi, MHP’si, CHP’si, Saadet Partisi hepsi Kürt vatandaşlarımızdan oy alıyorlar. DEM Parti muhatap olması gereken aktör ama tek aktör olmasını doğru bulmuyorum.”

Paylaşın

Saadet Partisi’nde “Mahmut Arıkan” Dönemi

Saadet Partisi’nin yeni genel başkanı seçilen Mahmut Arıkan, “İktidarın ülkemize vermiş olduğu zararları tez zamanda kaldırabilmek için üzerimizde olağan üstü yükler var. 81 ilde, 973 ilçemizde, 50 bin mahallemizde, 240 bin sandıkta bir kaç gün sonra bismillah diyeceğiz, çalışmalara başlayacağız” dedi ve ekledi:

“Az zamanda çok iş yapmak zorundayız. Seçimler 1 veya 2 yıl sonra mı olur bilemiyoruz ama çok yakın zamanda seçim olacakmış gibi hep beraber omuz omuza vereceğiz, en güzel zaferleri hep beraber kazanacağız.”

Saadet Partisi’nin ‘Yaşanabilir bir Türkiye ancak Saadet’le olur’ sloganıyla düzenlenen 9. Olağan Büyük Kongresi, Atatürk Spor Salonu’nda yapıldı. 823 delegenin oyunu alan Mahmut Arıkan, Saadet Partisi’nin yeni genel başkanı seçildi.

Arıkan, şöyle konuştu: “9. Olağan Kongremizi gerçekleştirdik. Hayırlı uğurlu olsun. Cenabı hak en güzel hizmetleri yapmak için karar aldığımız bir kongre nasip eylesin. Recai Kutan büyüğümüz ‘Cumhuriyet tarihimiz en büyük badireli günlerini yaşıyor’ derdi. O cümle bugün 24 Kasım’da ışık tutuyor.

Cumhuriyet tarihi en badireli günlerini yaşıyor. Yakın tarihimizin milli görüşe en çok ihtiyaç duyduğu zamanı yaşıyoruz. Hepimizin omuzlarında çok büyük yükler var. 5-6 aylık bir süreç geçirdik. Saadet Partisi teşkilatları ne kadar büyük bir teşkilat olduğunu ortaya koydu. Her zaman kucaklayıcı oldu. Hiçbir zaman ötekileştirmedi. İktidarın ülkemize vermiş olduğu zararları tez zamanda kaldırabilmek için üzerimizde olağan üstü yükler var.

81 ilde, 973 ilçemizde, 50 bin mahallemizde, 240 bin sandıkta bir kaç gün sonra bismillah diyeceğiz, çalışmalara başlayacağız. Az zamanda çok iş yapmak zorundayız. Seçimler 1 veya 2 yıl sonra mı olur bilemiyoruz ama çok yakın zamanda seçim olacakmış gibi hep beraber omuz omuza vereceğiz, en güzel zaferleri hep beraber kazanacağız.”

Görevi Mahmut Arıkan’a devreden Temel Karamollaoğlu kongrede bir konuşma yaptı. Sağlık sorunları nedeniyle Karamollaoğlu, partililere masada oturarak hitap etti. “Bugün Saadet Partisi Genel Başkanı olarak son kez hitap ediyorum” diyen Karamollaoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Elbette bugünden sonrada bir kardeşiniz olarak ama en önemlisi bu büyük hareketin bir neferi olarak sizlerle kol kola, omuz omuza yürümeye devam edeceğim. Çünkü bizler davaya koltukla değil yürekten bağlıyız. Saadet Partisi herhangi bir zorlukta veda edenlerin değil, ahde vefa gösterenlerin partisidir. Saadet Partisi konjonktüre göre değişmez. Saraydaki Yusuf’a dost olmak kolay, asıl olan Kuyudaki Yusuf’a dost olabilmek, kuyudaki Yusuf’un yanında olabilmektir. Saadet Partisi, sarayların şatafatına kananların değil kuyudaki Yusuf’a el uzatanların partisidir.”

Karamollaoğlu, partisinin genel başkan seçimlerinde Genel Başkanvekili Mahmut Arıkan’ı desteklediğini açıkladı. Konuşmasında “Minnet eylemem” şarkısının sözlerini de söyleyen Karamollaoğlu, İsrail başta olmak üzere iktidarın politikalarını eleştirdi.Karamollaoğlu şunları söyledi:

“Siyasi ikbal için, makam için, mevki için, oy için, koltuk için, asla kule minnet eylemedik. Kınayanların kınamasından korkup hakikati dile getirmekten çekinmedik. Evet Netanyahu ile el sıkışmakta beis görmeyenler, Sayın Kılıçdaroğlu ile el sıkıştık diye bize demediklerini bırakmadılar. Şimon Peres’i Meclis’te alkışlatıp, İzak Herzog’u sarayda ağırlayanlar, millet için bir araya gelen Altılı Masa için demediklerini bırakmadılar. Beyaz Saray’da oval masada Trump ile Biden ile buluşanlar, biz Altılı Masa’da buluştuk diye bize demediklerini bırakmadılar.

Herkes bir şeyler söyledi. Washington’u, New York’u kendilerine mesken edinenler, bize İrancı demeye kalktılar. BOP eşbaşkanlığı yapmakta bir beis görmeyenler, İslam birliği dedik diye bizi hayalcilikle suçladılar. Ocu dediler, şucu dediler, bucu dediler. Ama elhamdülillah hiçbir zaman ‘yetim hakkı yiyorlar’ diyemediler. Hiçbir zaman ‘haksız ihale alıyor’ diyemediler. ‘Karanlık odalarda BOP projelerine eş başkanlık ediyorlar’ diyemediler. ‘Gazze’de masum çocuklar katledilirken, İsrail’e ticaret gemisi gönderiyorlar’ diyemediler.”

Karamollaoğlu’nun konuşması sırasında salonda partililer, “Katil İsrail, iş birlikçi AKP”, “Kahrolsun zalimler, işbirlikçi hainler” sloganları attı. Sloganlar atıldığı sırada kongreyi izlemek üzere salonda bulunan AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz salonu terk etti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın