Denizlerdeki Plastik Kirliliği 2040 Yılına Kadar 2,6 Kat Artabilir

Araştırmalar, denizlerin giderek nasıl plastik çöplüğüne dönüştüğünü ortaya koyuyor. Yasal olarak bağlayıcı küresel politikalar getirilmediği takdirde denizlerdeki plastik kirliliğinin 2040 yılına kadar 2,6 kat artabileceği öngörülüyor.

Birleşmiş Milletler, önümüzdeki yılın sonuna kadar yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma hazırlamak amacıyla Kasım ayında Uruguay’da müzakerelere başladı.

Greenpeace de güçlü bir küresel anlaşma olmadan plastik üretiminin önümüzdeki 10 ila 15 yıl içinde ikiye, 2050 yılına kadar ise üçe katlanabileceğini söyledi.

Son yapılan araştırmalara göre, dünya okyanuslarına karışan plastikler 2005 yılından bu yana “eşi benzeri görülmemiş” şekilde arttı. Daha da kötüsü önlem alınmazsa 2040 yılına kadar neredeyse üç katına çıkabilir.

Plastik kirliliğini azaltmak için kampanyalar yürüten ABD’li Five Gyres Enstitüsü tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, okyanusların giderek nasıl plastik çöplüğüne dönüştüğünü ortaya koydu.

2019 yılı itibariyle okyanuslarda 171 trilyon plastik parçacığın yüzdüğünün tahmin edildiğini belirten araştırmacılar, yasal olarak bağlayıcı küresel politikalar getirilmediği takdirde denizlerdeki plastik kirliliğinin 2040 yılına kadar 2,6 kat artabileceğini öngörüyor.

“Araştırmanın sonuçları akıl almaz boyutlarda”

Çalışmada, 1979’dan 2019’a kadar olan dönemi kapsayan altı büyük deniz bölgesindeki 11 bin 777 okyanus istasyonundan alınan plastik kirliliği verileri incelendi.

Euronews Türkçe’den Melis Ozoglu’nun aktardığına göre, Five Gyres Enstitüsü kurucularından Marcus Eriksen yaptığı açıklamada, “Milenyumdan bu yana küresel okyanusta mikroplastiklerde endişe verici bir üstel büyüme eğilimi tespit ettik” dedi.

Plastik uzmanı olan bilim insanı Paul Harvey ise “Bu yeni araştırmadaki rakamlar şaşırtıcı derecede olağanüstü ve neredeyse akıl almaz boyutlarda” şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler, önümüzdeki yılın sonuna kadar yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma hazırlamak amacıyla Kasım ayında Uruguay’da müzakerelere başladı.

Greenpeace de güçlü bir küresel anlaşma olmadan plastik üretiminin önümüzdeki 10 ila 15 yıl içinde ikiye, 2050 yılına kadar ise üçe katlanabileceğini söyledi.

Paylaşın

Okyanuslardaki Plastik Kirliliği, Yeni Antibiyotiklerin Üretilmesini Sağlayabilir

İlaca dirençli süper bakteri enfeksiyonlarıyla mücadelede yeni yollar açabilecek bir araştırmaya göre, okyanustaki plastik kirliliği gelecekte yeni antibiyotiklerin kaynağı olabilir.

Önceki çalışmalar, yaklaşık 12 trilyon ila 125 trilyon mikroplastiğin denizlerde yüzdüğünü ve okyanusa 5 milyon ila 13 milyon ton civarında plastik kirliliğinin yayılıyor olabileceğini tahmin ediyor.

Bilim insanları, plastik kirliliğinin Büyük Pasifik Çöp Alanı’nda olduğu gibi dünya okyanuslarındaki ceplerde biriktiğini ortaya koyuyor. Arktik Okyanusu ve Antarktika’nın çok soğuk kutup bölgeleri bile plastik kirliliği tehdidinden kaçamıyor.

Araştırmacılar, büyük yüzen döküntülerden mikroplastiklere kadar değişen plastik kirleticilerin, mikroplara büyüyecekleri ve bütünlüklü ekosistemler oluşturacakları yüzey alanını sağlayabileceğine dair de uyardı.

Bu mikrobiyal ekosistemlerden bazılarının, antibiyotiğe dirençli bakteriler barındırarak küresel bir sağlık tehdidi oluşturabileceği belirtildi.

9 ve 13 Haziran arasında Washington DC’de düzenlenen Amerikan Mikrobiyoloji Derneği konferansında sunulması planlanan bu yeni araştırma, okyanuslardaki plastik kirliliğinin antibiyotiğe dirençli süper bakterilere karşı yeni antibiyotikler üreten bakteriler için kaynak olabileceğini ortaya koydu.

Henüz hakem onayından geçmeyen çalışmada, ABD’deki Scripps Oşinografi Enstitüsü’nden katılanların da aralarında yer aldığı bilim insanları, Dünya okyanuslarının plastisferinin (insan yapımı plastik habitatlara uyum sağlamış ekosistemler -ed.n.) yeni antibiyotik kaynağı olma potansiyelini değerlendirdi.

Araştırmacılar, Kaliforniya eyaletine bağlı La Jolla’daki Scripps İskelesi yakınlarındaki sularda, market poşetlerinde yaygın görülen yüksek ve düşük yoğunluklu polietilen plastiği 90 gün boyunca kuluçkaya yatırdı.

Bu sürenin ardından bilim insanları, Bacillus, Phaeobacter ve Vibrio suşları da dahil olmak üzere antibiyotik üreten 5 bakteriyi okyanus plastiğinden izole edebileceklerini belirtti.

Araştırmacılar ayrıca, mikrobiyal izolatları diğer çeşitli Gram-pozitif ve negatif bakterilere karşı test etti.

Bu izolatların yaygın kullanılan bakterilere ve antibiyotiğe dirençli iki süper bakteri suşuna karşı etkili olduğu tespit edildi.

National University’den araştırmanın baş yazarı Andrea Price, yaptığı açıklamada, “Mevcut antibiyotik krizi ve süper bakterilerin yükselişi göz önüne alındığında, yeni antibiyotikler için alternatif kaynaklar aramak zorunluluk. Bu projeyi genişletmeyi, mikropları ve ürettikleri antibiyotiklerin özelliklerini daha da detaylı saptamayı umuyoruz” dedi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

BM, Plastik Kirliliğini Sona Erdirmeyi Amaçlayan Kararı Kabul Etti

Uluslararası toplum, dünyanın büyüyen plastik sorununu frenlemek için ilk kez bir çerçeve üzerinde anlaştı. Birleşmiş Milletler (BM)tarafından kabul edilen karar, “plastik kirliliğini sona erdirmek” adına yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma geliştirmek için iddialı bir plan ortaya koyuyor.

Karar, plastiklerin üretimden imhaya kadar “tüm yaşam döngüsünü” kapsayan ve önümüzdeki iki yıl boyunca müzakere edilecek bir anlaşma çağrısında bulunuyor.

BM kararında, “Yüksek ve hızla artan plastik kirliliği seviyeleri, küresel ölçekte ciddi bir çevre sorununu temsil ediyor. Plastik kirliliğinin ortadan kaldırılması için uzun vadede acil önlemler almak için küresel koordinasyonu, iş birliğini ve yönetişimi güçlendirmenin acil gereğini kabul ediyoruz” denildi.

BM yetkilileri, dünyanın bu ilk küresel plastik kirliliği uzlaşmasını bir “dönüm noktası” olarak nitelendirdi ve 2015 Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana en önemli “yeşil anlaşma” olarak tarif etti.

Kararda hangi detaylar var?

Karar, Nairobi’de iki yılda bir düzenlenen 150’den fazla ülkenin temsil edildiği BM Çevre Asamblesi’nin (UNEA) üçüncü gününde onaylandı. Buna göre, 2024 sonuna kadar yapılacak anlaşmanın ayrıntılarını ortaya çıkarmak için bir hükümetler arası müzakere komitesi de oluşturuldu.

Karar, STK’lara göre milyonlarca insanı etkileyecek bir “çığır açan gelişme” olan atık toplayıcıları tanımaya yönelik hükümler ve yerli halkların rolünün kabul edilmesini de içeriyor. Gelişmekte olan ülkelerde geri dönüştürülebilir plastik ve diğer eşyaları toplayan düşük ücretli atık toplayıcılar ilk kez bir çevresel kararda tanınıyor.

Karar, 2050 yılına kadar neredeyse dört katına çıkacağı ve küresel karbon bütçesinin yüzde 10-13’ünü oluşturacağı tahmin edilen plastik üretimiyle mücadele için önlemler alınmasını öneriyor. Dünya liderleri önümüzdeki iki yıl içinde anlaşmanın ayrıntılarını geliştirme ve sonuçlandırma konusunda daha fazla kararlılık göstermeye çağrılıyor.

Anlaşmaya mali ve teknik destek verilecek. Bunun yanı sıra tavsiyeler verecek bir bilim kurulu da bulunacak.

Öte yandan, plastik üretimine, kullanımına veya tasarımına kısıtlama getiren herhangi bir anlaşma, ham plastik üreten petrol ve kimya şirketlerinin yanı sıra binlerce ürünü tek kullanımlık ambalajlarda satan tüketim malları devlerini etkileyecek. Ayrıca ABD, Çin, Hindistan, Suudi Arabistan ve Japonya dahil olmak üzere büyük plastik üreten ülkelerin ekonomileri de kararlardan etkilenecek.

En çetrefilli konu plastik üretimi

BM müzakere komitesi, nispeten kısa bir süre içinde incelenecek çok sayıda ayrıntıya sahip olacak. Anlaşmanın raporlama standartları, finansman mekanizmaları gibi pek çok madde arasında, belki de en çetrefilli konu olan plastik üretimini de ele alması gerekecek. Uluslararası Çevre Hukuku Merkezi avukatı David Azoulay “Milyon dolarlık soru, sıfırdan plastik üretimini azaltmak hakkında ne kadar konuşacağımızdır” dedi.

Bu konunun tartışmalı olması muhtemel. Konferans öncesinde, kimyasal üreticilerinin ticaret birliği olan Amerikan Kimya Konseyi’nde plastiklerden sorumlu başkan yardımcısı Joshua Baca, plastik üretiminin kısıtlanması ve düzenlenmesini “çok dar görüşlü bir yaklaşım” olarak nitelendirdi.

Uluslararası Kirleticilerin Önlenmesi Ağı‘nın uluslararası koordinatörü Bjorn Beeler, zaman çizelgesinin tutacağından şüpheli olduğunu belirterek “İçine girdikçe, bir canavara dönüşecek. İki yıl içinde nasıl bir anlaşma yapabileceğinizi anlamıyorum” dedi ve ekledi: “Ama bu gerçekten ilk adım. Bu anlamlı, bu önemli” dedi.

Karar nasıl karşılandı?

Ruanda Çevre Bakanı Jeanne d’Arc Mujawamariya, “Plastik kirliliği her geçen gün daha da kötüleşirken kaybedecek zaman yok. Bu karar, gezegenimizin plastikler içinde boğulmasını önlemeye yönelik küresel çabada tarihi bir dönüm noktasıdır” dedi.

Okyanuslar ve uluslararası çevre ve bilimsel ilişkilerden sorumlu devlet sekreteri yardımcısı ABD’li delege Monica Medina ise “Bu, birlikte çalıştığımızda dünyanın neler yapabileceğinin harika bir gösterisi” diye konuştu. Medina gözyaşlarını tutarak “Bu, bu gezegendeki plastik belasının sonunun başlangıcı. Bugünü çocuklarımız ve torunlarımız için önemli bir gün olarak değerlendireceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Çevre aktivistleri ve sektör temsilcileri de kararı memnuniyetle karşıladı. Washington Post’a konuşan Dünya Yaban Hayatı Fonu (WWF) plastik atık ve işletme başkanı Erin Simon, “Karar, ürecin bu aşamasında gerekli olduğunu düşündüğümüz tüm kritik bileşenlere sahip” dedi.

Bir ticaret derneği olan Uluslararası Kimya Dernekleri Konseyi yaptığı açıklamada, “Plastik kirliliğini ele almak ve anlamlı bir çözüm geliştirmek adına ortak bir zemin bulmak için uzun günler harcayan hükümetleri takdir ediyoruz” diye yazdı.229795

Avukat David Azoulay ise, BM kararının yıllardır hazırlandığını, 2016’da denizlerdeki plastik bağlamında BM Çevre Meclisi’nde ilk kez bu fikrin su yüzüne çıktığını söyledi. Azoulay, “Böyle bir anlaşma tasavvur etmek düşünülemezdi” dedi. Azoulay, karardaki başarıları da şöyle sıraladı:

“Müzakere komitesi plastik üretimine de bakmakla görevlendirildi, anlaşmanın finanse edilmesine yardımcı olacak özel bir fon seçeneği var ve plastik kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsediliyor.”

Ancak, karardan anlaşmaya geçiş kolay olmayacak. Kar amacı gütmeyen bir grup olan Environment America‘da koruma programını yürüten Steven Blackledge, “Bağlayıcı kurallara yönelmeleri gerçeğini çok iyi bir işaret olarak görüyorum” dedi ve ekledi: “Şeytan ayrıntıda”.

Plastik kirliliği

Her yıl milyonlarca ton plastik okyanuslara karışıyor ve bu da birçok hayvanın atıklara yakalandığı endişe verici görüntülere sebep oluyor. Dünya kutuplardan en ücra adalara, deniz yüzeyinden en derin okyanus çukuruna kadar plastik kirliliği ile karşı karşıya. Ulusal Bilimler Akademisi araştırmasına göre, bu tufana en çok ABD katkıda bulunuyor ve kişi başına yaklaşık 130,1 kilogram plastik üretiyor.

1950 ile 2017 yılları arasında üretilen tahmini 9,2 milyar ton plastiğin yaklaşık 7 milyarı atık durumunda. Bu atığın yaklaşık yüzde 75’i ya çöplüklerde ya da karasal ve sucul ortamlarda ve ekosistemlerde birikiyor.

Geçtiğimiz ay yayımlanan Alfred Wegener Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü tarafından Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) için hazırlanan “Denizlerdeki Plastik Kirliliğinin Denizel Türler, Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistemler Üzerindeki Etkileri” adlı rapora göre, plastik kirliliğinde eşik değer aşıldı. Rapora göre, her yıl 19 ile 23 milyon ton arasında plastik atığın denizlere karıştığı tahmin ediliyor. Eğer böyle devam ederse denizlerdeki plastik kirliliği 2050’ye kadar dört katına çıkacak. Mikroplastiklerde ise 2100 yılına kadar 50 kat artış görülebilir.

Birleşmiş Milletler (BM) Göç Eden Yabani Hayvan Türlerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme (CMS), Eylül 2021 tarihli raporunda tatlı su türleri, kara hayvanları ve kuşlar da dahil olmak üzere korunan türlerin nehir ekosistemleri ve karadaki plastik kirliliğinden etkilendiğini ortaya koymuştu.

Öte yandan bilim insanları, plastik kirliliğini yönetmeye yönelik küresel kapasitenin, plastik pazarında öngörülen büyümeye ayak uyduramadığı konusunda uyarıyor.

2030 yılına kadar, iddialı önlemlerle bile yılda 53 milyon metre tona kadar plastiğin su ekosistemlerine karışabileceği ve herhangi bir iyileştirme yapılmadığı takdirde bu rakamın yılda 90 milyon tona ulaşabileceğini vurgulanıyor.

Ülkeler ne yapıyor?

Bazı ülkeler, eyaletler ve belediyeler plastik atıkları azaltmak için harekete geçmişti.

Örneğin Ruanda, on yıldan fazla bir süredir plastik poşetleri yasaklıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Sens. Dan Sullivan (R-Alaska) ve Sheldon Whitehouse (DR.I.), dönemin başkanı Trump‘ın 2020’de imzaladığı Denizlerimizi Kurtar 2.0 Yasası da dahil olmak üzere plastik kirliliği konusundaki kongre çabalarına öncülük etti.

Ancak BM’nin bu son hamlesi, plastik kirliliği sorununu çözmek için şimdiye kadarki en uyumlu uluslararası çaba.

Paylaşın