Türkiye Yaşlanıyor: Yaşlı Nüfus Oranı Dünya Ortalamasını Geçti

Türkiye’de yaşlı nüfusun son beş yılda yüzde 24 arttığını ifade eden CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, 2021 yılı itibari ile Türkiye yaşlı nüfus oranının dünya ortalamasını geçtiğini söyledi.

CHP’li Purçu, “Ağır hayat koşulları ve yaşlılara uygun olmayan şehirlerden dolayı yaşlılar evlerinden çıkamıyorlar. Bu yüzden hem aktif bir hayattan uzak kalıyorlar hem de psikolojik sorunlar yaşıyorlar” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Özcan Purçu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) verdiği araştırma önerisi ile Türkiye’de 65 yaş sınırının kritik sınır olarak kabul edildiğini belirterek, 65 yaşından sonra kişilerde psikolojik ve fiziksel gerilemelerin meydana geldiğini söyledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) istatistiklerine bakıldığında Türkiye’de yaşlı nüfusun son beş yılda yüzde 24 arttığını ifade eden Purçu, 2021 yılı itibari ile Türkiye yaşlı nüfus oranının dünya ortalamasını geçtiğini söyledi.

Purçu konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

  • TÜİK rakamlarında açıklandığı üzere; Türkiye’de 65 yaş üstü nüfus, 2016’dan 2021’e 1,5 milyon kişi artarak 8 milyonu aşmıştır.
  • 65 yaş üstü nüfusun yaklaşık yüzde 65’ini 65-74 yaş grubu, yüzde 27’sini 75-84 yaş grubu ve yüzde 8’ini 85 ve daha üzeri yaş grubu oluşturmaktadır.
  • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ‘2030’da Türkiye’de yaşlı nüfus oranının yüzde 12,9’a çıkacağı öngörülüyor’ diyerek Türkiye’de yaşlanma gerçeğini kabul etmiştir.

2022 Eylül itibari ile açlık sınırının 7 bin 500 TL, yoksulluk sınırının ise 23 bin 600 TL olduğunu ifade eden Özcan Purçu, buna karşılık yaşlı nüfusunun büyük bir kesiminin 3 bin 500 TL gibi asgari ücretin altında bir maaş aldığını, temmuz ayında yapılan 1684 TL zammın ise yüzde 130’luk enflasyon karşısında eridiğini söyledi.

Purçu, bu koşullarda yaşlılara neredeyse “Ne halin varsa gör” dendiğini belirtti.

Yaşlıların barınma sorunu

Barınma sorunu yaşayan yaşlılara da değinen Purçu, şöyle dedi:

“Barınma sorunları ya da hayat sorunları nedeni ile huzurevine yerleşmek isteyen yaşlılar ise ne kamuya ne özele yerleşebiliyor.

“Kamu huzurevlerinin yetersiz kapasitesi ve çok uzun bekletme sürelerinden dolayı yaşlılar yerleşemiyorlar. Halihazırda 452 huzurevinde kalan 14 bin 535 yaşlı var. Buralara yerleşmek isteyenlerin aylarca, hatta yıllarca sıra bekledikleri bilinmektedir.

“Özel huzurevleri ise Bakanlık kararı ile taban ve tavan fiyat uygulamasına sahipler. Taban fiyat 1390 TL, tavan fiyat ise 12 bin TL olarak belirlenmiş durumda. Dar gelirli yaşlılar bu fiyatlandırmasında ötesinde her ay depozito ödemekteler ve ayrıldıklarında da depozitolarını alamıyorlar. Gerek özel gerek kamu huzurevlerinde ise yaşlıların zaman zaman kötü muameleye maruz kaldıkları bilinmektedir. ”

Yaşlıların hayatı eve sığmıyor

Son olarak “Ağır hayat koşulları ve yaşlılara uygun olmayan şehirlerden dolayı yaşlılar evlerinden çıkamıyorlar. Bu yüzden hem aktif bir hayattan uzak kalıyorlar hem de psikolojik sorunlar yaşıyorlar,” diyen Purçu, yaşlıların mağduriyetlerine karşı TBMM’de bir komisyonun kurulmasını teklif etti.

Paylaşın

Müzik Yasağı Meclis Gündeminde: Kovid Bahane

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Özcan Purçu, TBMM Genel Kurulu’na, Kovid 19 tedbirleri kapsamındaki maske, HES Kodu gibi bir çok konudaki kısıtlamaların kaldırılmasına rağmen, gece 12’den sonra müzik yasağının devam etmesinin yol açtığı sorunlara ilişkin araştırma önergesi sundu.

Bianet’te yer alan habere göre; Meclis’te temsil ettiği grup olan Romanların yoğunlukta olduğu müzisyenlik meslek grubunun sorunlarına ilişkin yasama çalışmalarıyla öne çıkan CHP’li Purçu, şöyle dedi:

“Kovid-19 pandemi sürecinde birçok iş kolu olumsuz etkilenirken, belki de ilk sırayı eğlence dünyası aldı. Ne zaman sona ereceği belli olmayan kısıtlamalar sonucu müzisyenler enstrümanlarını satmak, eğlence mekanları işyerlerine kilit vurmak zorunda kaldı. Hatta bu zorlu süreçte müzisyen intiharları gündeme geldi. Buna rağmen halen bir adım atılmıyor!

Yasağın devam etmesi, pandeminin olumsuz etkilerini en çok hisseden eğlence sektörü emekçilerini zor durumda bırakmaya devam etmektedir” diyen Purçu, şöyle devam etti:

Müzisyenlerin birçoğu, geçimlerini gündelik kazançla sağlamakta, kayıtsız bir şekilde, güvencesiz koşullarda çalışmaktadırlar. Son yıllarda pandemi gerekçesiyle artan yasaklar, geçim kaynaklarını kaybetmelerine, dolayısıyla yoksullaşmalarına neden olmaktadır. Giderlerini karşılayamadığı için zarar eden birçok işyeri sahibi de zor durumdadır.”

2020 Mayıs ayında Türkiye’de yayımlanan genelge ile uygulanmaya başlayan gece 12.00’dan sonra müzik yasağına ilişkin olarak da konuşan Purçu şöyle dedi:

“Artık anlamını yitirmekle birlikte, sektörler arasında eşitsizlik yaratmıştır. Ayrıca, pandemi tedbirleri kapsamında alınan yasaklama kararlarının, yaşam tarzına müdahale sınırını aşmamasına özen gösterilmelidir. Bu nedenle, söz konusu müzik yasağının kaldırılması konusunda gerekli düzenlemelerin yapılması şart olmuştur.”

Paylaşın