“Yeni Emeklilik Sistemi”nin Ayrıntıları Belli Oldu

Emeklilerin ekonomik durumu her geçen gün daha da kötüye giderken, iktidar, emeklilerin gelirini artırmak amacıyla harekete geçti. İktidar, 2025’in dördüncü çeyreğinde Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ni (TES) uygulamaya koyacak.

Ekonomide üç yıllık dönemi kapsayan yeni Orta Vadeli Programı’na (OVP) göre, Otomatik Katılım Sistemi’nin ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) kurulacak.

İktidara yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesinden Önder Yılmaz’ın haberine göre, yeni kıdem tazminatı sistemi olan TES, emeklilikteki gelir kaybını telafi etme üzerine kurulu bir yapı olacak. 2025 yılının 4. çeyreğinde yasal düzenlemeler hayata geçirilecek.

Habere göre, çalışma dönemindeki yaşam standartlarını koruyacak, ek emeklilik geliri oluşturacak ve hane halkının daha fazla tasarruf yapabilmesine fırsat verecek bir çalışma olarak kurgulanan TES ile hem sosyal güvenlik sisteminden hem de tamamlayıcı emeklilik sisteminden emeklilik maaşı alınabilecek.

TES ile birlikte çalışan, işveren ve devlet tarafından çalışanın bireysel hesabına nakdi katkılar yapılacak. Çalışanın brüt maaşından yapılan kesintiye ek olarak işverenin de belli bir oranda çalışanın sözleşmesine katkı sağlamasının planda olması bekleniyor.

Ayrıca işverene, yapacağı katkı için devlet tarafından bir destek verilmesi öngörülüyor. Bu açıdan bir ikinci basamak emeklilik sistemi olarak tanımlanıyor.

Bir hesaplama örneğine göre, çalışanın maaşından 500 TL kesildiği takdirde işverenden de 500 TL destek yatırılacak. Buna ek olarak devlet de katkı sağlayacak ve toplam tutar işçinin sözleşmesine aktarılacak.

TES taslağında, işverenler her ay çalışanlara maaşlarının yüzde 8.33’ünü tazminat olarak ödeyecek. Bu tutar, çalışanın kişisel hesabında toplanacak ve emeklilikte kullanılacak.

Yeni sistem kimleri kapsayacak?

TES’in, 4/A’lı işçi statüsünde çalışanlarla, 4/C memur statüsünde çalışanları kapsaması planlanıyor. 4/B statüsünü (Bağ- Kur) ise kapsamayacağı öngörülüyor. Tamamlayıcı emeklilik sisteminde çıkışlar bazı şartlara bağlanacak.

Sadece yalnızca emeklilik için gerekli şart ve koşulları yerine getirenlerin sistemden çıkabileceği yönünde düzenleme yapılacağı ifade ediliyor.

TES ile beraber kıdem tazminatı, işten ayrılma durumunda alınamayacak. Çalışanlar, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi içerisinde kıdem tazminatlarını emeklilik döneminde alabilecekler.

TES’te yer alacak katılımcılar, 60 yaşına kadar işten ayrılma durumunda bir defaya mahsus olmak üzere kıdem tazminatının belirli bir oranını alabilecek. Kıdem tazminatının kalan kısmını ise 60 yaşına geldiği ve emeklilik şartlarını yerine getirdiği zaman alabilecek.

Tasarruf bilincinin ve finansal araç yetkinliğinin artırılması amacıyla bireysel emeklilik ve otomatik katılım sistemini geliştirici düzenlemeler hayata geçirilecek. Otomatik Katılım Sistemi’nin işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacak.

Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki standart emeklilik yatırım fonları, katılımcıların birikimleri için daha fazla katma değer üretecek şekilde yeniden tasarlanacak.

OKS katılımcılarına BES’te yer alan emeklilik fonlarına erişim imkânı tanınacak, kesintilerin sadeleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacak ve bu kapsamda sistemin cazibesi artırılarak fon tutarı ve katılımcı sayısında artış sağlanacak.

Paylaşın

Erdoğan’dan “OVP” Mesajı: Enflasyonla Mücadele Vurgusu

OVP’ye ilişkin açıklama yapan Erdoğan, “Bir yandan enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ederken, diğer yandan yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı ve büyümeyi önceleyen; tarımı, sanayiyi, yüksek teknolojiyi, turizmi ve birçok farklı sektörü güçlendirecek olan OVP’ye güvenimiz ve desteğimiz tamdır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Hükümet olarak OVP kapsamında belirlediğimiz hedeflere ulaşmak, vatandaşımızın refahını artırırken sağlam temellere dayalı ekonomimizin gelecek nesillerimiz için de sürdürülebilirliğini temin etmek amacıyla durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabı üzerinden, Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin bir mesaj yayınladı. Erdoğan mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün açıkladığımız ve Türkiye ekonomisi için büyük önem arz eden 2025-2027 Orta Vadeli Program’ın (OVP) ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Bir yandan enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ederken, diğer yandan yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı ve büyümeyi önceleyen; tarımı, sanayiyi, yüksek teknolojiyi, turizmi ve birçok farklı sektörü güçlendirecek olan OVP’ye güvenimiz ve desteğimiz tamdır.

Hükümet olarak OVP kapsamında belirlediğimiz hedeflere ulaşmak, vatandaşımızın refahını artırırken sağlam temellere dayalı ekonomimizin gelecek nesillerimiz için de sürdürülebilirliğini temin etmek amacıyla durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz.”

Orta Vadeli Program (OVP)

Ekonominin 2025 – 2027 dönemine dair 3 yıllık yol haritasını sunan Orta Vadeli Program (OVP) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklandı. Yılmaz, yeni OVP’yi anlattığı sunumda “Programımızın temel amacı enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesi” dedi.

Yılmaz, 2024 için yıllık enflasyon hedefinin yüzde 41,5 olarak revize edildiğini açıkladı. Önceki OVP’de bu oran yüzde 33’tü. Önceki OVP’de yüzde 15,2 olarak belirlenen 2025 enflasyon hedefi de yüzde 17,5’e yükseltildi. 2026 için ise yüzde 8,5 olan hedef, yüzde 9,7’ye çıkarıldı.

2024 büyüme oranı hedefi ise yüzde 4’ten 3,5’e çekildi. 2025 büyüme oranı hedefi de önceki plana göre 0,5 puan aşağı çekilerek yüzde 4 oldu. Büyüme oranı hedefi 2006 için yüzde 4,5; 2027 için ise yüzde 5 olarak hedeflendi. Yeni OVP’de cari açığın gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı için belirlenen hedef 2024 yılı için yüzde eksi 3,1’den yüzde 1,7’e çekildi.

Cari Açık/GSYH oranı hedefi, 2025 için yüzde eksi 2,6’dan 2’ye düşürüldü. Aynı hedef, 2026 için yüzde eksi 1,6; 2027 için ise yüzde eksi 1,3 olarak belirlendi. İşsizlik oranı hedefi ise 2025 için yüzde 9,6’ya, 2026 için 9,2’ye ve 2027 için yüzde 8,8’e indirildi. Bu tahminler önceki OVP’de 2025 için 9,9, 2026 için ise 9,3’tü.

Paylaşın

Sermaye Sınıfından “Orta Vadeli Program”a Tam Destek

TOBB, İTO, TİM, İSO gibi sermaye sınıfının önde gelen örgütlerinden, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan “Orta Vadeli Program”a (OVP) tam destek açıklamaları geldi.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Orta Vadeli Program’ın (OVP) uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel sektör istişaresinin artırılmasını önemli gördüklerini belirtti.

TİM Başkanı Mustafa Gültepe, yeni Orta Vadeli Program’ın (OVP) yine ihracat ekseninde şekillendiğini belirterek, bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla beklediklerini bildirdi.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Yeni OVP dönemi boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullanırken, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise, programın üreteceği sonuçların reel sektörün yapısal gücüne halel getirmemesini vazgeçilmez gördüklerini söyledi.

Sermaye sınıfının önde gelen örgütleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan Orta Vadeli Program’a ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, revize edilen OVP’nin dezenflasyonu temel öncelik olarak ilan ederken, programın üreteceği sonuçların reel sektörün yapısal gücüne halel getirmemesini vazgeçilmez gördüklerini söyledi. Türkiye’nin kapsamlı bir ekonomik program yürüttüğü bu dönemde, OVP’nin güncellenmesinin proaktif bir yaklaşım olduğunu belirten Avdagiç, “Bununla birlikte OVP’nin ‘dengelenme programı’ olarak ilerlemesini ve terazinin iş dünyası kefesini ihmal etmemesini istiyoruz.

Farkındayız: Ekonomik programın uygulama sürecinde sıra zor kazanımları elde etmeye geldi. Kalıcı düşük enflasyona ivedi şekilde ulaşılması önemli. Zorlu hedeflere, iş dünyasının üretim ve istihdam hedeflerinden ödün vermeden ulaşmak daha da önemli. Görüyoruz ki yeni OVP’de hem enflasyon tarafında hem büyüme tarafında revizyonlar oldu. Böylece ekonominin gerçekleriyle uyumlu, yeni gelişmeler karşısında anında refleks gösterebilen bir yönetim anlayışı ortaya kondu.” değerlendirmesinde bulundu.

Avdagiç, OVP hedeflerinin yakalanmasının bir ayağı topyekûn kararlılık ise diğerinin de bugünkü programda sıkça vurgulandığı gibi yatırım ortamının süratle iyileştirilmesi olduğunu kaydetti.

İTO Başkanı Avdagiç, şunları kaydetti: “Yeni Türkiye ekonomisi hikayesinin temelleri, mutlaka reel sektörün eliyle atılacaktır. Bu nedenle özellikle KOBİ’lerin, ayakta kalmak için finansman imkanlarının artmasına, üretimlerini güçlendirecek şekilde yatırım koşullarının revize edilmesine ihtiyacı var. Bir kere daha ifade etmeliyiz ki; enflasyonla mücadele ederken üretim, ihracat, istihdam ekosistemini korumayı ihmal edemeyiz.

Özel sektörün nefesi güçlü olmalı ki hedeflerimizi gerçekleştirebilelim. OVP hedeflerinin yakalanmasının önemli ayaklarından biri, kur politikasının gerçekçi olmasıdır. 2025 sonrası kur ve enflasyon arasında bir korelasyon öngörülmüş olmakla beraber, 2024 için öngörülen kur, ihracatçıyı ve ihracata çalışan sektörleri ciddi şekilde zorlamaya devam edecektir. Bu durumun ithalatı artırarak cari dengede bir risk oluşturmaması için gerekli tedbirlerin alınacağının beklentisi içindeyiz.”

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Orta Vadeli Program hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Yeni OVP dönemi boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu görüyoruz. Özellikle enflasyonla mücadeleyi iş ve ekonomi dünyamızın en büyük hedefi olarak gördüğümüzden dolayı; yeni OVP’de bu konunun temel felsefe olarak ele alınması noktasındaki kararlı duruşunu çok önemli ve değerli buluyoruz.

Ancak toplumun bu mücadeleye olan inancının oluşması için yapılması gereken fedakarlıklar noktasında bir uyumun olması da kaçınılmaz. Bu bağlamda yine OVP yılları için konulan büyüme oranlarını bu enflasyon hedeflerine ulaşılmasında biraz iyimser bulduğumuzun bilinmesini isteriz. Çünkü OVP’de 2025-2027 arası enflasyon tahminleri ile büyüme tahminleri arasında bir tutarsızlık bulunmaktadır. Enflasyonla mücadeleye halkın güvenmesi çok büyük önem taşırken bu tür tutarsızlıklardan kaçınılması gerektiğini, sağlıksız bir yüksek büyüme yerine; ekonominin gerçekleriyle uyumlu, sürdürülebilir nitelikli bir büyümenin hedeflenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sanayinin üretiminde uzun vadeli katma değer ve nitelik artışı için konulan hedefler de önemli. Fakat dezenflasyonist süreçten kaçınılmaz olarak etkilenecek olan reel sektörümüzün, başta finansmana erişim olmak üzere bu sürece adapte olmasına dönük, güçlü, proaktif tedbir ve önlemlere de ihtiyaç olduğunun altını çizmek durumundayız.

Her zaman belirttiğimiz istihdam odaklı hedeflerin ve politikaların yeni OVP’de bulunmasını da çok olumlu buluyoruz. Ama unutmamalıyız ki nitelikli istihdam yaratabilmenin yolu uzun vadeli eğitim politikalarından geçmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin uzun vadeli istihdam ihtiyaçlarını gözeten eğitim politikalarının da artık OVP’lerde yön belirleyici bir şekilde bulunması gerektiğinin altın çizmek isteriz.

Kabul etmek gerekirse geçtiğimiz yıl açıklanan OVP, hedeflerini önemli ölçüde tutturması açısından toplumsal bir referans olmuştur. Umuyoruz ki bu OVP de kararlılıkla uygulanacak. Böylece geçen yıldan gelen olumlu motivasyonla, kredisini güçlü bir şekilde koruyacak bir OVP dönemi daha yaşayacağız.”

“Yeni adımları heyevanla bekliyoruz”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yeni Orta Vadeli Program’ın (OVP) yine ihracat ekseninde şekillendiğini belirterek, bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla beklediklerini bildirdi. Gültepe, yazılı açıklamasında, 2025 ihracat hedefinin 279,6 milyar dolar, 2026 hedefinin 296,1 milyar dolar, 2027 hedefinin ise 319,6 milyar dolar şeklinde belirlendiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

“İhracatçılarımızın yaşadığı sorunları her platformda dile getiriyoruz. Bir önceki OVP’ye göre 3 yıllık periyodun toplamında 13 milyar dolarlık bir hedef düşüşü var. Bu arzu ettiğimiz bir tablo değil. İhracat ailemizin yaşadığı sorunların net bir göstergesi olan bu rakamları iyi okumamız gerektiğine inanıyorum. Diğer yandan dış ticaret açığı noktasında programda önemli bir iyileşme öngörülüyor. Özellikle ithalatta beklenen düşüş bir önceki OVP’ye göre 71 milyar doları aşıyor. Toplam dış ticaret hacmi de bu eksende negatif yönde revize edilmiş durumda.

Büyüme hedefimiz kısmen gerilerken, enflasyon beklentisi ise yükseldi. İşsizlik oranlarında da bir iyileşme mevcut. Makroekonomik göstergeler ve politika araçlarında ürün ve pazar çeşitlendirmesi, etkin ticaret diplomasisi, ticaretin kolaylaştırılması, ihracatın finansmanı, ithalat bağımlılığının azaltılması, hizmet ihracatının geliştirilmesi, ihracatta yeşil ve dijital dönüşüme vurgu yapılmış olması son derece önemli. Yeni OVP yine ihracat ekseninde şekilleniyor. Bu alanlarda atılacak yeni adımları heyecanla bekliyor, açıklanan programın ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz.”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Orta Vadeli Program’ın (OVP) uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel sektör istişaresinin artırılmasını önemli gördüklerini belirtti.

Hisarcıklıoğlu, yazılı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından kamuoyuyla paylaşılan ve 2025-2027 dönemini kapsayan OVP’ye ilişkin değerlendirmede bulundu. OVP’nin ülke ve millete hayırlı olmasını dileyen Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak temel beklentilerinin finansal istikrar, öngörülebilirliğin artması, enflasyonun tek haneye düşürülmesi, sürdürülebilir büyüme ve yapısal reformlara öncelik verilmesi olduğunu vurguladı.

Hisarcıklıoğlu, programdaki yapısal reformlar konusunda atılacak güçlü adımların ülkenin küresel rekabet gücünü artıracağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Bugün açıklanan OVP, enflasyonla mücadele, öngörülebilirlik ve sürdürülebilir büyüme için önemli bir yol haritası sunmaktadır. Özellikle bir hususu vurgulamak isterim. Programın uygulanma sürecinde, finansmana erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere, reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesini ve kamu özel sektör istişaresinin artırılmasını önemli görüyoruz. Bizler de, iş dünyası olarak, ülkemizin hedefleri doğrultusunda tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”

(Kaynak: BloombergHT)

Paylaşın

Orta Vadeli Program Açıklandı: Enflasyon Hedefleri Yükseldi

2025 – 2027 dönemini içeren Orta Vadeli Program’a göre; 2024 enflasyon hedefi yüzde 33’ten yüzde 41,5’e revize edildi. Geçen yıl 15,2 olarak belirlenen 2025 enflasyonu da yüzde 17,5’e yükseltildi. 2026 için ise önceden yüzde 8,5 olan hedef, yüzde 9,7’ye çıkarıldı. 

2024 büyüme tahmini yüzde 4’ten yüzde 3,5’e çekildi. Önceki programda 2025 için 4,5 olan tahmin de yüzde 4’e indirildi. 2026 büyümesi de 0,5 puan indirilerek yüzde 4,5 olurken, 2027 ise yüzde 5 olarak hedeflendi. Böylece, önceki program tahmin ufkundaki bütün büyüme oranları 0,5 puan aşağı çekilmiş oldu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde 2025-2027 dönemini içeren Orta Vadeli Programı açıkladı. Habertürk’ün aktardığına göre; Cevdet Yılmaz’ın açıklamasındaki satırbaşları şu şekilde:

“Bu programın amacı makroekonomik politikaları belirlemek ve temel ekonomik büyüklükleri ve borçlanma durumunu ele almaktır. Uygulamaya koyduğumuz ekonomi programıyla politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. OVP’nin ilk yılına yönelik uygulanacak politikalar ve somut tedbirler, 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda ayrıntılı olarak yer alacak.

OVP, makroekonomik politika çerçevesi ve hedefleri ile öncelikli reform alanlarını ve takvimini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, ekonomik istikrarı sağlamak ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için belirlenen politikalar ve reformlar, önümüzdeki üç yıllık dönemde ekonomimizin yol haritasını oluşturacaktır. Bu çok yönlü ve katılımcı süreçle birlikte, siyasi sahiplenmenin yanı sıra OVP’nin tüm kesimler tarafından sahiplenilmesi ve uygulanabilirliğinin artırılmasını hedefliyoruz.

Öngördüğümüz takvime uygun olarak dezenflasyon sürecinin etkileri 2024 yılı Haziran ayından itibaren başladı. Büyüme kompozisyonundaki dengelenme ile birlikte cari işlemler dengesi, beklentilerimizin de altında gerileyerek olumlu bir tablo çizdi. İşsizlik oranları hedeflerimizin de üzerinde bir iyileşme göstermiştir. Programımız başarıyla çalışıyor ve çözüm üretiyor.

Enflasyon tarafına baktığımızda biliyorsunuz başından itibaren 3 dönemden bahsettik. Geçiş döneminin bu program yılında tamamlandığını ve dezenflasyon döneminin başladığını görebiliyoruz. İstihdamdaki artış ve işsizlikteki düşüş, uygulanan ekonomi politikalarının etkinliğini ortaya koyuyor. Türk Lirasına olan güven önemli derecede artmıştır.

TL mevduatlarının toplam mevduatlar içindeki payı ciddi bir yükseliş kaydetti. TL’ye olan güven arttı ve vatandaşların tasarruflarının yerli para biriminde değerlendirme eğilimleri güçlendi. TL’nin güçlenmesi ve milli para birimine olan güvenin artması da enflasyonla mücadelede son derece olumlu bir gelişme. Kur Korumalı Mevduat bakiyesi 47,8 milyar dolara kadar indi.

Rezervlerdeki artış, risk primindeki düşü ve TL mevduatlarının artışı, ekonomi politikalarının doğru yönde ilerlediğinin somut göstergeleridir. Temel amaçlar, enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesi, büyüme potansiyelinin enflasyonist baskı oluşturmadan yükselmesi, yapısal reformlarda verimliliğe dayalı yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılmasıdır.

Ekonomik büyümenin herkes için eşit fırsatlar sağlaması temel amacımızdır. Kadın ve gençlerin ekonomiye katılımının artırılması da kritik hedeflerimiz arasındadır. Yeni OVP dönemi Türkiye’nin ekonomik yapısını güçlendirmek için önemli adımları kapsamaktadır.

Öncelikli reform alanlarını belirlemiş durumdayız. Bunlar makroekonomik ve finansal istikrarın kalıcı hale getirilmesi, kamu reformlarının hayata geçirilmesi, ar-ge yenilikçilik kapasitenin geliştirilmesi, yeşil ve dijital ekonomiye geçişe yönelik teknolojik dönüşümün sağlanması, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, işgücü piyasasının etkinleştirilmesi, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmeye devam edilmesi ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasıdır.

2025-27 yılları arasında küresel büyüme oranının yüzde 3,1 ila yüzde 3,3 arasında yatay seyretmesini bekliyoruz. Özellikle Euro Bölgesi ve ABD ekonomilerinde büyüme oranlarının daha düşük seviyelerde olması bekleniyor. Dış talep koşulları destekleyici olackai bu da Türkiye’nin dış ticaret dengesine ve genel ekonomik büyümesine olumlu yansıyacak.

Diğer yandan küresel finansal koşullara baktığımızda burada da özellikle gelişmekte olan ülkeleri ve Türkiye’yi olumlu etkileyecek bir görünüm var. Diğer yandan yine küresel emtia fiyatlarına baktığımızda da Türkiye için olumlu bir perspektif oluştuğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Son dönemlerde giderek normalleştiğini görüyoruz.

OVP Hedefleri

Öncelikle büyüme ile başlamak istiyorum. 2023 yılında GSYİH büyümesi 5,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu Türkiye ekonomisinin direncinin yansıtmaktadır. Büyüme oranının 2024’te yüzde 3,5 olarak gerçekleşmesi beklemektedir.

OVP’de büyüme tahmini yüzde 4’ten yüzde 3,5’a; 2025 yılı büyüme tahmini yüzde 4,5’ten yüzde 4’e; 2026 yılı büyüme tahmini ise yüzde 5’ten yüzde 4,5’a indi. OVP’de 2024 yılı işsizlik oranı tahmini yüzde 10,3’ten yüzde 9,3 seviyesine indirildi. 2026 yılı işsizlik oranı tahmini yüzde 9,2; 2027 yılı tahmini ise yüzde 8,8 olarak belirlendi.

OVP hesaplamasında kullanılan ortalama Dolar/TL tahmini 2024 için 33,2; 2025 için 42; 2026 için 44,4; 2027 için ise 46,9 oldu. Uygulamaya konulan sıkı maliye politikaları için enflasyon oranının yüzde 41,5’e gerileyerek önemli bir mesafe kat edilmesi beklenebilir.

2024’te yüzde 33 olan enflasyon beklentisi 41,5’e, 2025’te 15,2’den 17’5’e, 2026’da 8,5’ten 9,7’ye yükseltildi. 2027 için enflasyon tahminimiz ise yüzde 7’dir. OVP’de 2025 yılı cari işlemler açığının milli gelire oranının yüzde 2 seviyesinde olması öngörüldü.

Yıl sonu itibarıyla ihracatımızın 264 milyar dolar, dönem sonunda ise 320 milyar dolara yakın seviyelerde olmasını bekliyoruz. OVP dönem sonunda 83 trilyon TL’lik ekonomik büyüklük, 1 trilyon 774 milyar dolarlık ekonomik hacim ve 20 bin dolar seviyelerine çıkmış kişi başına geliri hedefliyoruz.

İthalatımızın yıl sonu itibarıyla 345 milyar dolardan OVP dönemi sonunda 417 milyar dolar seviyesine çıkmasını bekliyoruz. Program dönemi sonunda bütçe açığının milli gelire oranının, uzun dönem ortalamasının altına, yüzde 2,5 oranına gerilemesini hedefliyoruz.

OVP’de bütçe açığının milli gelire oranı beklentisi yüzde 4,9 olarak belirlendi. 2025 yılı bütçe açığının milli gelire oranı beklentisi yüzde 3,1 olarak belirlendi. 2027 yılı beklentisi ise yüzde 2,5 oldu.

Büyüme noktasında sanayide yapısal dönüşüm, ar-ge ve yenilik ekosistemi, yeşil dönüşümün hızlandırılması, dijital dönüşüme geçişin desteklenmesi, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, kamu altyapı ve yatırımlarının etkinleştirilmesi, tarımda verimliliğin ve üretimin artırılması öne çıkmaktadır.

İstihdam tarafında ise yeni nesil çalışma biçimleri ile sektörel dönüşümler, işgücüne katılımda güçlük yaşayan kesimlerin istihdamı, beşeri sermaye ile beceri uyumu ile iradi işsizliğin azaltılması öne çıkmaktadır.

Finansal düzenlemeleri sadeleştireceğiz. Seçici kredi uygulaması, sermaye piyasalarının, katılım finansal sistemin ve finansal teknolojilerin geliştirilmesi sağlanacak, tasarruflar artırılacak. Ödemeler dengesinin iyileştirilmesi için ürün ve pazar çeşitlendirilmesi büyük önem taşıyor.

Paylaşın

Cevdet Yılmaz “Orta Vadeli Program” İçin Tarih Verdi

TÜİK’in açıkladığı büyüme verilerini değerlendiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program’ın (OVP) 5 Eylül’de açıklanacağını söyledi. Yılmaz, OVP’nin Erdoğan’ın onaylaması ve Resmi Gazete’de yayınlanması gerektiğini de belirtti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı büyüme verileri ve Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili açıklamalar yaptı. Yılmaz’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Tüketimin iç talebim payı gerilerken dış talebin net ihracatın payının yarıdan fazlasının dış talep kaynaklı net ihracat kaynaklı olduğunu görüyoruz. Bu gerçekten sevindirici ve bizim de öngörülerimizle uyumlu. Büyümeyi yorumlarken dünyadaki durumu Bölgemizdeki durumu da mutlaka dikkate almamız lazım. Büyüme oranlarımız tarihsel ortalamaların bir miktar altında. Niye böyle 2 temel meselemiz var.

Bir taraftan Tabii enflasyonu düşürmek için sıkı bir politika izliyoruz, sıkı para politikası disiplinli maliye politikası bunun şüphesiz etkileri var. Diğer taraftan dünya talebi dünya büyümesi de iyi değil Maalesef dünya büyümesine baktığınızda özellikle temel pazarımız olan Avrupa’ya baktığınızda maalesef büyüme oranları çok düşük. 2023 yılında sadece 0,5 oranında büyüyebilmiş Avrupa yüzde biri bile olmamış.

2024’te 0.9 büyüme bekleniyor Avrupa’da. Dünya büyümesine baktığınızda %3’ler civarında dolaşıyor. İşte dünyanın da tarihsel ortalamaların altında büyüdüğü bir dönemdeyiz. Buna ilave olarak bölgemizde jeopolitik gelişmeler gerilimler maalesef son bir yılda artmış durumda kuzeyimizde malum Ukrayna, Rusya çatışması yoğun bir şekilde devam ediyor. Güneyimizde de hepimizin içini yakan manzaraları Gazze’de görüyoruz ve bölgesel yansımalarını da görüyoruz. Bütün bu ortam içinde bir de geçen yıl tarihimizin en büyük deprem afetini yaşadık. 11 ilimizi 14 milyon nüfusumuzu etkileyen bir deprem bu.

Uzun bir süredir çalışıyoruz güncellenmiş OVP ile ilgili. Bir taraftan teknik çalışmalar yürütüyor kurumlarımız, Strateji Bütçe Başkanlığımız Cumhurbaşkanımıza bağlı biliyorsunuz yoğun bir şekilde bu konuları çalışıyor. Hazine Maliye Bakanlığımız yine yoğun bir şekilde mesai sarf etti. Diğer ilgili tüm bakanlıklarımız çalıştılar fakat teknik çalışmalarla da yetinmedik. İlgili tüm kesimlerle katılımcı bir anlayışla istişare sürecini de yine yürüttük.

Paylaşın

Cevdet Yılmaz: Ekonomi Programı Güncellenecek

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’a açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program’ın (OVP) eylül ayında güncelleneceğini söyledi.

Cevdet Yılmaz, ekonomik tahminlerde yapılacak güncellemelerin başta cari açık ve bütçe olmak üzere büyük oranda olumlu yönde olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’a açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet’in aktardığına göre; Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “tam desteğini” alan dezenflasyon programının ve reform gündeminin korunacağını, tasarruf ve verimlilik paketinin de etkisiyle bütçe açığının yüzde 5’in altına bile inmesinin mümkün olduğunu söyledi.

Güncel OVP’de bütçe açığı yüzde 6.4 öngörülmüştü.

Yıl sonunda enflasyonun Merkez Bankası’nın yüzde 38 tahmine yakın tamamlanacağını belirten Cevdet Yılmaz, gelecek yıl yüzde 20’in altında, 2026’da ise tek haneli enflasyona ulaşmakta kararlı olduklarına vurgu yaptı.

Yaz aylarında bugüne kadar atılan adımların etkisiyle enflasyonda belirgin bir düşüş görüleceğine dikkat çeken Yılmaz, bu düşüşün vatandaşın beklentilerini de pozitif etkileyeceğine dikkat çekti.

Cevdet Yılmaz, Kara Paranın Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu’nun (FATF) kısa süre önce Türkiye’ye gelerek saha çalışmaları gerçekleştirdiklerini, önümüzdeki ay Türkiye’den gri listeden çıkmasını beklediğini söyledi.

FATF’in kamu ile özel sektörü de kapsayan görüşmelerin “olumlu” geçtiğini belirten Yılmaz, Türkiye’nin gri listeden çıkarılması haricinde bir kararın siyasi olacağını söyledi.

Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinde 40 milyar dolar artış olduğuna ve yabancı yatırımcı ilgisindeki artışa ve dikkat çeken Yılmaz, önümüzdeki dönemde yabancı ilgisindeki artışın doğrudan yatırımlara da pozitif yansımasını beklediğini söyledi.

Doğrudan yatırımlara ilişkin hedef ülke ve sektörel çalışmalar yapıldığını belirten Yılmaz, eylül ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın küresel şirketlerin CEO’larıyla bir araya geleceğini de belirtti.

Paylaşın

Şimşek’ten Seçim Sonrası İlk Mesaj: Kararlılıkla Devam Edeceğiz

Seçim sonrası ilk açıklamasını yapan Mehmet Şimşek, “Eylül 2023’te açıkladığımız Orta Vadeli Programımızı (OVP) güçlendirerek kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / Mehmet Şimşek, açıklamasının devamında, “OVP’de açıklanan takvime uygun olarak hayata geçireceğimiz yapısal reformlar ile ekonomide dönüşümü gerçekleştirerek verimlilik ve rekabet gücü artışı sağlayacağız. Böylece sürdürülebilir büyüme amacımıza ulaşarak sağlayacağımız kalıcı refah artışı toplumun tüm kesimlerince paylaşılacaktır” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Şimşek, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Mahalli seçim sonuçları milletimiz ve ülkemiz için hayırlı olsun. Eylül 2023’te açıkladığımız Orta Vadeli Programımızı (OVP) güçlendirerek kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Ana hedefimiz olan enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmek için sıkı para, seçici kredi ve gelirler politikasına ilaveten kamuda harcama kontrolü yaparak tasarrufu ön planda tutacağız.

OVP’de açıklanan takvime uygun olarak hayata geçireceğimiz yapısal reformlar ile ekonomide dönüşümü gerçekleştirerek verimlilik ve rekabet gücü artışı sağlayacağız. Böylece sürdürülebilir büyüme amacımıza ulaşarak sağlayacağımız kalıcı refah artışı toplumun tüm kesimlerince paylaşılacaktır. Başarıya giden yol azim, kararlılık ve sabır ister. Azimliyiz, kararlıyız, başaracağız.”

TÜSİAD VE TOBB’dan hükümete “ekonomi ve yapısal reformları odaklanılması” çağrısı

Öte yandan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nden (TÜSİAD), yapılan yazılı açıklamada, Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler yer aldı.

Demokrasinin temel unsurlarından yerel yönetim seçimlerinin geride bırakıldığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Görevlerine başlayacak belediye başkanlarımızı ve yerel yöneticilerimizi kutluyoruz. Yerel yönetimlere kentlerde tüm vatandaşlarımız için yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, iyi yönetişim ve etkin hizmet sunumuna yönelik çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Başta afet yönetimi olmak üzere tüm konularda merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında işbirliğinin güçlendiği bir dönem olmasını temenni ediyoruz. Yerel seçimlerin ardından ekonomimizi, demokrasimizi ve hukuk sistemimizi güçlendirecek yapısal reformlara hızla odaklanarak daha gelişmiş, saygın, adil ve çevreci Türkiye hedefine ulaşmak üzere el birliğiyle çalışmalıyız.”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yaptığı yazılı açıklamayla Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin sonuçlarını değerlendirdi.

Sonuçların ülke ve millete hayırlı olmasını temenni eden Hisarcıklıoğlu, “Yerel seçimlerin geride kalmasıyla, 4 yıllık seçimsiz bir dönem ülkemiz için önemli bir fırsattır. Ekonomide atılacak çok adım, yapılacak çok iş var, tüm gücümüzle enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız. Enflasyonla mücadele, para ve maliye politikası eş güdümünde daha başarılı olacaktır. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ile öngörülebilirlik güçlenecektir. Böylece teknoloji içeriği ve katma değeri yüksek yatırımlar artacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Hisarcıklıoğlu, ülkenin üretim gücünün korunması ve firmaların sürdürülebilirliğinin zarar görmemesinin önemine işaret ederek, yapısal reformlar konusunda etkin ve kararlı adımlar atılması gerektiğini aktardı.

Paylaşın

AK Parti ‘Yeni Orta Vadeli Program’ İle İddialı Hedeflere Veda Etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ında katıldığı ve bir konuşma yaptığı törende, ekonominin 2024-2026 dönemine ilişkin enflasyon, istihdam, büyüme gibi temel makro hedeflerinin yer aldığı Orta Vadeli Program (OVP) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklandı.

Ardından Orta Vadeli Program’ın (OVP) onaylanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Gerek yurt içi gerekse yurt dışı yatırımcılar ve piyasa oyuncuları tarafından merakla beklenen OVP’de, enflasyon beklentilerindeki artış ile büyüme beklentilerindeki düşüş dikkat çekti.

Hükümet uzun yıllardır sürdürdüğü yüzde 5 ve üzeri büyüme hedefini 2023 için yüzde 4,4’e, 2024’te yüzde 4’e ve 2025’te yüzde 4,5’e çekti. AKP’nin daha önceki yıllarda Cumhuriyet’in 100. yılı olan 2023 için koyduğu 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin ise 2023 sonunda 255 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği tahmini kayıtlara geçirildi. İhracatın 2024’te 267 milyar dolar, 2025’te 283,6 milyar dolar, program sonunda 302,2 milyar dolar olması hedeflendi. Enflasyonda ise TCMB’nin yüzde 58’lik yıl sonu tahmini yüzde 65’e yükseltildi. Enflasyon hedefi gelecek yıl için yüzde 33, 2025 için yüzde 15,2, 2026 için yüzde 8,5 olarak belirlendi.

Yeni OVP, iş dünyası temsilcilerinin katılımı ile düzenlenen toplantıyla dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklandı. OVP tahmin ve hedeflerini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz duyururken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da programın genel görünümüne ilişkin bir konuşma yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise sosyal medya hesabından Orta Vadeli Program: Makro-finansal istikrar, dezenflasyon ve yapısal dönüşüm…” açıklaması yaptı.

Peki yeni OVP’deki hedef ve öngörüler ne kadar gerçekçi ve bu hedeflere ulaşmak mümkün mü?

OVP’yi DW Türkçe’den Aram Ekin Duran’a değerlendiren Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’na göre hükümet, ekonomide geçmiş yılların iddialı hedeflerinden geri adım attı. Buna karşın ülke ekonomisinin sıkıştığı bu dönemde, yeni OVP’deki mütevazı hedeflere bile ulaşmanın çok zor olduğunu kaydeden Prof. Kozanoğlu, “Şöyle ki, 2024-2026 arasındaki üç yılda toplam 96,4 milyar dolar cari açık bekleniyor. Bu dönemde Merkez Bankası rezervlerini de takviye etmek gerektiği için en az 150 milyar dolar dış kaynak girişine gereksinim var. Bu da ancak sıkı para politikaları, yüksek faiz, sıcak para girişine elverişli bir ortam sunmakla olanaklı” değerlendirmesinde bulunuyor.

Yeni OVP’de işsizliğin 2024’te yüzde 10,3’e çıkacağının tahmin edildiğini hatırlatan Kozanoğlu, “Bu işsizlikte sınırlı bir artışa işaret etse de, bir ekonomi yönetiminin daha fazla yurttaşını yedek iş gücü ordusuna katacak bir projeksiyon yapması da manidar. Kaldı ki işsizliğin bu oranda durması da kolay değil” yorumunda bulunuyor.

OVP’de çokça üzerinde durulan başlıklardan biri de Türkiye’de her geçen gün hayat pahalılığına yol açan ve özellikle milyonlarca sabit gelirlinin alım gücünü eriten enflasyon oldu.

Yeni OVP’de 2023 yıl sonu enflasyon beklentisinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) enflasyon tahmininin 7 puan üzerine çıkılarak yüzde 65 olarak belirlendiğine işaret eden Kozanoğlu, “Bu tahmin artışı, enflasyonda trendlerin bu düzeyde kalmasının da zor olduğu izlenimi veriyor. Gelgelelim 2024 yılı yüzde 33 enflasyon hedefi ise revize edilmemiş” diyor.

Yeni OVP’de 2023 yılı için ortalama dolar kuru 23,9 TL olarak belirlenirken, 2024’te ise ortalama dolar kuru yüzde 54 artışla 36,8 TL’ye çıkarıldı. Ancak aynı dönemdeki enflasyon beklentisi yüzde 33’te kaldı.

Prof. Kozanoğlu, bu durumun TL’de ciddi bir reel değer kaybı yaşanacağına işaret ettiğini belirterek, “Buna karşın dolar kurunun 2025’te yüzde 20 artışla 43,9 TL ve 2026’da yüzde 8,8 artışla 47,8 TL olması bekleniyor. Bu 2024’te doların sıcak paraya cazip gelecek şekilde yükseldiği, sonra da istedikleri zaman çıkışlarına izin verecek şekilde istikrar kazandığı bir senaryoya denk geliyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

Kozanoğlu’na göre, ortalama yurttaş açısından OVP’nin hedefleri tutsa bile; işsizliğin arttığı ve enflasyonun sürdüğü “pek de iç açıcı olmayan bir yol haritası” sunuluyor.

İş dünyasından ‘Orta Vadeli Program’a destek geldi

OVP’nin açıklanması sonrasında iş dünyası temsilcilerinden destek mesajları geldi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, iş dünyasının geleceğe dair yol haritası beklediğini hatırlatarak, “Orta Vadeli Program’ı belirsizliği azaltma noktasında son derece önemli görüyoruz. Ekonomik aktiviteye ivme sağlamasını, öngörülebilirliği artırmasını bekliyoruz” dedi. TOBB Başkanı, programın temel amaçlarına ulaşmak için ortaya konan reformların belirlenen takvimlendirme çerçevesinde hayata geçirilmesini beklediklerini vurguladı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de yazılı açıklamasında, yeni OVP’nin ortak akıl ve istişarenin bir ürünü olduğunun altını çizerek, “Geçtiğimiz dönemde yüksek enflasyon sebebiyle üretim ve satış aşamalarında fiyat tutturmakta zorlandığımız günleri yaşadık. İnşallah önümüzdeki dönemde daha istikrarlı bir çizgide ilerleyecek ve bu sorunları aşacağız” diye konuştu.

Kırklareli Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın’a göre, iş dünyasından hükümete verilen destek mesajlarına karşın, yeni OVP ekonomide bir “istikrar programı” ortaya koymaktan çok uzak.

OVP’nin ilk açıklanmaya başladığı 2006 yılından beri ekonomi yönetiminin üç yıllık dönemde uluslararası finans kapital çevrelerine verdiği taahhüdü içerdiğini anımsatan Prof. Alçın, “Uluslararası yatırımcı OVP’deki hedeflerin kendi arasında tutarlı olup olmadığına bakar. Örneğin büyüme hedefi ile bütçe açığı ve enflasyon ilişkisine dikkat eder. Buradan bakınca yeni OVP için dağ fare doğurdu diyebiliriz. OVP yapısal bir reform içermiyor, bu açıdan uluslararası kurumların referans alacağı nitelikte bir metin olduğunu söyleyemeyiz” diyor.

2023 sonu için enflasyon beklentisinin yüzde 58’den yüzde 65’e yükseltilmesinin mevcut sıkı para politikasının çok da işe yaramadığının bir itirafı olduğunu dile getiren Prof. Alçın’a göre, büyüme hedeflerinin yüzde 5’in altına çekilmiş olması da genel seçim öncesinde daha “dengeli” bir seyir izleneceğini gösteriyor.

OVP’deki beklenti ve hedeflerin 31 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerin yaratacağı atmosfere uygun şekilde dizayn edildiğini öne süren Alçın, şu görüşleri dile getiriyor:

“Yerel seçim süreci boyunca kapsamlı bir enflasyonla mücadele programı uygulanmayacağını söyleyebiliriz. Hatta seçimlere kısa süre kala, bütçe harcamalarını artıracak bazı uygulamalar görebiliriz. Yakın vadede Türkiye ekonomisi açısından çok da umut vaat edecek bir durum ortaya çıkmıyor. OVP bu kapsamda iç kamuoyuna dönük yerel seçim öncesi bir propaganda aracı olarak kullanılıyor. Yani bir süredir halkla ilişkiler kampanyası gibi yürütülen ekonomi politikasının seçime yaklaşılan süreçte de devam edeceğinin bir göstergesi.

Paylaşın

OVP Açıklandı; Ne Kadar Gerçekçi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ında katıldığı ve bir konuşma yaptığı törende, Orta Vadeli Program (OVP) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklandı.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, OVP’yi “Orta Vadeli Program’daki ‘yumuşak iniş’ için yol haritası ne kadar gerçekçi?” başlığıyla BBC Türkçe‘ye değerlendirdi.

Geçen seneki program üzerinde yapılan revizyonlara baktığımızda bu seneki programın ayakları daha yere basan, içsel tutarlılığı daha güçlü, ve öncelikleri daha doğru belirlemiş bir program olduğunu görüyoruz.

Öncelikle geçen OVP’den kalan ciddiye alınması mümkün olmayan 2023-2025 enflasyon tahminlerinin her bir sene için iki katından daha fazla yukarı çekildiğini görüyoruz. Verilen hedeflerin inandırıcılığını sağlamak açısından bu kıymetli bir adım.

2023 yıl sonu enflasyon tahminine bir parantez açalım.

Temmuz ayı enflasyon raporu toplantısında Merkez Bankası yıl sonu enflasyonun tahminini yüzde 58 olarak açıkladı.

O günlerde benim Koç Üniversitesi’nden arkadaşlarım Cem Çakmaklı ve Sevcan Yeşiltaş ile paylaştığımız yıl sonu tahmini yüzde 72 idi.

Ağustos ayı Para Politikası Kurulu (PPK) kararı açıklandığında Merkez Bankası (TCMB) 750 baz puanlık “jumbo” faiz artışını açıklarken enflasyon tahmininin de önceki ay açıklanan rapordaki üst banda yakın olacağını yani yüzde 62’lere doğru yükseleceğini dile getirdi.

Dün açıklanan OVP bu tahmini de yüzde 65’e güncelleyerek bizim yıl sonu beklentilerimize bir adım daha yaklaşmış.

Resmi ağızlar tarafından açıklanan enflasyon beklentilerinin bağımsız ekonometrik analizlerimizden elde edilen rakamlara yaklaşması inandırıcılık ve raporun diğer hedeflerini daha ciddi bir şekilde değerlendirmemiz açısından son derece olumlu.

Beni rahatsız eden durum ise şu: 2023’teki yüzde 65’lik enflasyon tahmini, 2024’de yarı yarıya düşüp yüzde 33’e gelecekse ciddi bir dezenflasyon program uygulanacak demektir.

Popüler ifade ile “parasal sıkılaştırma” ya da “kemer sıkma” programı olarak bilinen bu politikalarda “sıkılan kemer” referansı boşuna değildir. Rejim yapıp kilo kaybettiğinizde nasılkemerinizi bir iki delik sıkılaştırıyorsanız, enflasyonu düşürmek için de ülke çapında tüketimi yavaşlatıp kemer sıkmanız gerekir.

Özellikle talep enflasyonu ve beklentilere yerleşmiş enflasyonu değiştirebilmenin başka yolu yoktur. Ancak ciddi bir kredibilite kazanılırsa “minimum kemer deliğini sıkarak” dezenflasyon mümkün olur.

Programdaki en belirgin soru işareti

OVP’deki büyüme tahminlerine bakıp kemerlerde ne kadar bir sıkılaştırma yapılacağını incelediğimizde oldukça ılımlı bir yavaşlama öngörüldüğüne şahit oluyoruz.

Programdaki en belirgin soru işareti bence burada.

2023 büyüme tahmini deprem etkisi ile yarım puan kadar azaltılarak yüzde 4,4’e çekilmiş.

2024’de ise yarım puan kadar daha düşüşle yüzde 4’e inecek büyümenin enflasyonu yüzde 33’lere kadar çekebileceği varsayılmış.

2025’e girerken ise büyüme tekrar 4,5’e yükselirken, enflasyonun yüzde 15’e gerileceği öngörülmüş.

Böylesine “yumuşak bir iniş” mümkün olabilir mi? Bir taraftan iç talebi baskılayıp enflasyonu iki senede 50 puan düşürmek, öbür taraftan yüzde 4-4.5 gibi oldukça yüksek sayılabilecek büyüme rakamları elde edebilmek için hane halkının tüketimindeki yavaşlamaya paralel olarak yatırımların ciddi şekilde artışa geçmesi gerekir. Ekonomiye inancın tam olduğu bir milli seferberlik senaryosu bu.

Bu şekilde, üretici zayıflayan bir iç taleple karşılaşacağı için fiyat artışlarını aşağı çekerken diğer taraftan üretim kapasitesini artıracak yatırımlar olacağından istihdam ve büyüme olumsuz etkilenmez. Nitekim OVP hedeflerinin alt kalemlerine baktığımızda özel tüketimdeki ciddi yavaşlamaya karşılık özel yatırımların güçlü kalışı benzer bir senaryonun öngörüldüğüne işaret ediyor.

Teorik olarak mümkün olan bu dönüşümü 2001 sonrası yaşamıştık. O dönemde bağımsızlığı kanunla tesis edilen Merkez Bankası reel faizi yüzde 20’li seviyelere çekerken, uygulanan programa duyulan güven ile doğrudan yabancı yatırımlar ciddi şekilde artmış ve büyüme rakamları 2002-2006 döneminde yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmişti.

Bugün benzer bir noktadan uzağız. Reel faiz ciddi şekilde negatif. OVP sunumu sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ekonomik büyümeden kesinlikle taviz verilmeyeceğinin” altını çizmesi, eğer büyüme ya da dezenflasyondan birisi seçilecekse, büyümenin seçileceğini düşündürüyor.

Büyümeyi hepimiz istiyoruz. Ancak büyümeden feragat etmeden büyüyebilmek için, tıpkı 2001 sonrası olduğu gibi gerekirse büyümeden feragat edeceğinize piyasaları inandırabilmeniz gerekiyor.

Paylaşın

Davutoğlu Ve Babacan’dan ‘Orta Vadeli Program’a Sert Tepki

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları açıklama ile bugün açıklanan yeni Orta Vadeli Program’a tepki gösterdiler.

Haber Merkezi / Ali Babacan, “Bu yıl sonunda tek hane enflasyon vadeden Erdoğan, tek haneyi kâğıt üstünde bile ancak 2026 sonunda öngörüyor” derken, Ahmet Davutoğlu, “OVP ‘Kaybedilen 10 yılın belgesi’ olmuş” yorumunu yaptı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Orta Vadeli Program’a sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:

“Şimdi bize kaybolan yıllarımızı kim verecek? Orta Vadeli Programda 2014’te sahip olduğumuz kişi başına düşen milli gelire ancak 2024’te, tek haneli enflasyona da ancak 2026’da ulaşabileceğimiz öngörülmüş. En son tek haneli enflasyon 2016 yılında gerçekleşmişti. OVP ‘Kaybedilen 10 yılın belgesi’ olmuş.

2021 yılında açıklanan OVP’de 2023 enflasyonu yüzde 8 olarak vaat etmiştiniz. Bu hatalarla yüzleşmeden milletin size nasıl inanmasını bekliyorsunuz? Sayın Erdoğan; Madem ‘Kur Korumalı Mevduat görevini yerine getirdi’, bugüne dek ne kadar kamu kaynağı aktarıldığını da açıklayın da milletimizin cebinden yaptığınız israfın bilançosu ortaya çıksın.

OVP’de milletten toplayacağınız vergilerin enflasyonun çok üstünde olacağı görülüyor. Siz kamuda herhangi bir tasarruf yapmayı düşünüyor musunuz?”

“Erdoğan, kendisi dışında herkesi sorumlu görmeye devam ediyor”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise, Orta Vadeli Program’a sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:

“Bugünkü Orta Vadeli Program (OVP) konuşması gösterdi ki sayın Erdoğan yüksek enflasyon konusunda hâlâ kendisi dışında herkesi sorumlu görmeye devam ediyor.

Devleti batırma projesi olan Kur Korumalı Mevduat (KKM) konusunda samimi bir itiraf yapmak yerine kelime oyunlarıyla KKM’yi savunuyor. Bu yıl sonunda tek hane enflasyon vadeden Erdoğan, tek haneyi kâğıt üstünde bile ancak 2026 sonunda öngörüyor.

OVP’de Merkez Bankası bağımsızlığını güçlendirecek, şeffaflığı artıracak hiçbir somut adım yer almıyor. Programda rant gelirlerinin vergilendirilmesiyle ilgili hiçbir adım yok. Yük yine dar ve sabit gelirliler üzerine yıkılıyor.

OVP yapısal adımlar konusunda bugüne kadar tekrarlanan soyut ve genel ifadeleri tekrarlamaktan öteye gitmiyor. Özetle, yapılan yanlışlardan bahsetmeyen, içsel tutarlılığı zayıf, somut adımlar yerine soyut ve genel ifadeler içeren bir programla güven tesis edilemez, öngörülebilirlik sağlanamaz.”

Paylaşın