NYT’den Dikkat Çeken Yazı: ABD Ve NATO Masum Seyirciler Değil

NATO ve ABD’nin Rusya’yı kışkırtan hareketlerinin bugünkü duruma giden yolda hatalı adımlar olduğu belirten The New York Times yazarı Thomas L. Friedman’a göre, bu süreçte yangını körükleyen iki olay var. Birincisi, Sovyetler Birliği’nin çözülüşünden sonra ABD’nin NATO’yu genişletme yönündeki kötü düşünülmüş kararı. İkincisi ise Putin’in Rusya’yı komşularıyla yakınlaştıracak ve kendi insanlarını tutabilecek bir ekonomik model inşa edemese dahi NATO’nun Rusya sınırlarında genişlemesini birleştirici bir faktör olarak kullanması.

The New York Times yazarı Thomas L. Friedman “Bu Putin’in Savaşı. Lakin ABD ve NATO da masum seyirciler değiller” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Sol’un aktardığı yazıya göre, Putin’in savaşında ABD de yangını körükledi ve tamamen masum olduğu söylenemez. Putin’in Ukrayna’daki etki alanını terk etmeyi hem stratejik bir kayıp hem de kişisel ve ulusal bir aşağılama olarak gördüğünü öne süren Friedman, Putin’in pazartesi günü yaptığı konuşmayı hatırlatarak Ukrayna’nın Rusya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu söylediğini belirtiyor.

Friedman, Ukraynalıların NATO’dan çok AB’ye katılmak istediğini belirterek, Putin’in bir analoji kurulacak olsa aslında “Yanlış adama aşık oldunuz. Ne NATO’yla ne de AB’yle kaçabilirsiniz. Eğer hükümetinizi ölümüne dövüp eve geri getirmem gerekiyorsa da yaparım” diyerek Ukrayna’ya bağlılığını belirttiğini yazdı.

‘Yangını körükleyen iki olay’

Friedman’a göre, bu süreçte yangını körükleyen iki olay var. Birincisi, Sovyetler Birliği’nin çözülüşünden sonra ABD’nin NATO’yu genişletme yönündeki kötü düşünülmüş kararı. İkincisi ise Putin’in Rusya’yı komşularıyla yakınlaştıracak ve kendi insanlarını tutabilecek bir ekonomik model inşa edemese dahi NATO’nun Rusya sınırlarında genişlemesini birleştirici bir faktör olarak kullanması.

‘Rusya ile daha yakın çalışıyorduk ve NATO’nun düşman değil de dost olabileceği fikrine alışmaya başlamışlardı’

Friedman, Clinton hükümetinde savunma bakanı olan William Perry’nin 2016’daki, “Son birkaç yılda, suçun çoğu Putin’in eylemlerine atılabilir. Ancak başlangıçta ABD’nin suçlamaların çoğunu hak ettiğini söyleyebiliriz. Bizi gerçekten kötü yola sokan ilk eylemimiz, NATO’nun genişlemeye başlaması ve Rusya’nın sınır komşusu olan Doğu Avrupa ülkelerinin NATO’ya katılmasıydı. O zamanlar Rusya ile daha yakın çalışıyorduk ve NATO’nun düşman değil de dost olabileceği fikrine alışmaya başlamışlardı, ama NATO’nun hemen sınırlarında olmasından rahatsız oldular ve ilerlememiz için güçlü bir çağrıda bulundular” sözlerini anımsattı.

Friedman, Mayıs 1998’de ABD Senatosu’nun NATO’nun genişlemesini onayladıktan sonra, ‘Sovyetler Birliği’nin kontrol altına alınmasının mimarı’ olarak tanımladığı George Kennan’ı aradığını, Kennan’ın da, “Bence bu yeni bir soğuk savaşın başlangıcı. Rusların kademeli olarak olumsuz tepkiler vereceğini ve bu kararın politikalarını etkileyeceğini düşünüyorum. Bence bu trajik bir hata. Bu karar için hiçbir sebep yoktu. Kimse kimseyi tehdit etmiyordu. Bu genişleme, bu ülkenin kurucu babalarını mezarlarında ters çevirecek.

Her ne kadar ne ciddi bir kaynağımız ne de niyetimiz olmamasına rağmen bir dizi ülkeyi korumak için imza attık. NATO’nun genişlemesi, dış ilişkilerle gerçek bir ilgisi olmayan bir Senato tarafından yapılan tasasız bir eylemdi. Beni rahatsız eden, tüm Senato tartışmasının ne kadar yüzeysel ve yanlış bilgilendirilmiş olduğu. Batı Avrupa’ya saldırmak için can atan bir ülke olarak Rusya’ya yapılan göndermeler beni özellikle rahatsız etti. İnsanlar anlamıyor mu? Soğuk Savaş’taki farklılıklarımız Sovyet Komünist rejimiyleydi.

Ve şimdi, o Sovyet rejimini ortadan kaldırmak için tarihin en büyük kansız devrimini gerçekleştiren insanlara sırtımızı dönüyoruz. Ve Rusya’nın demokrasisi, Rusya’ya karşı savunmak için imza attığımız bu ülkelerden herhangi biri kadar, hatta daha da ileri düzeydedir. Tabii ki Rusya’dan kötü bir tepki gelecek ve ardından NATO’yu genişletenler, size her zaman Rusların böyle olduğunu söylediğimizi söyleyecekler. Ama bu tamamen yanlış” diyerek alınan karara tepki gösterdiğini belirtti.

Şu anki durumun tam olarak Kennan’ın söylediklerini doğruladığını, “İşte TAM OLARAK yaşananlar budur.” diye belirtti.

Friedman, Putin’in başlangıçtan 2008’e kadar NATO’nun genişlemesi konusunda sadece homurdandığını ama daha fazla bir şey yapmadığını hatırlattı. Bu dönemde Rusya ekonomisinin de canlanmasının bir neden olduğunu ama sonrasında Rusya ekonomisi durgunlaştıkça harekete geçtiğini belirtti. Putin’in Rusya halklarını NATO genişlemesi tehdidi etrafında topladığını belirtilen yazıda, aynı Çin’in uzun yıllarca Batı tarafından küçük düşürülmesinin ardından Deng Şioping’in yaptığı gibi Batı’ya karşılık harekete geçtiği belirtildi.

Friedman yazısını, “Bu Putin’in savaşı. Lakin ABD ve NATO, onun gelişimini izleyen masum seyirciler değiller.” diyerek bitirdi.

Paylaşın

NYT: Elektrik Faturaları Erdoğan İçin Krizi Derinleştiriyor

Dünyanın önde gelen gazetelerinden ABD merkezli New York Times gazetesi, Türkiye’de elektrik faturalarının son aylarda katlanarak gelmesini mercek altına alarak kapsamlı bir haber yayınladı. Makalede, “Artan elektrik faturaları Türkler arasında ve Erdoğan için krizi derinleştiriyor” başlığı kullanıldı.

New York Times, Türkiye büro şefi Carlotta Gall imzalı haberde, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin boyutu gözler önüne serildi… “Artan elektrik faturaları Türkler ve Erdoğan için krizi derinleştiriyor” başlığı kullanılırken, “Artan enflasyon ile birlikte ev ve iş yerlerinde elektrik faturaları sadece bir ayda iki katına çıktı. Bazı tüketicilerin sosyal medyaya Ocak ayının sonunda elektrik faturalarının iki kat artmasını gösteren fotoğraflarını paylaşmasıyla başladı. Fakat bu şikayetler kısa sürede kar topunu Erdoğan hükümeti için devasa bir siyasi krize çevirdi” yorumu yapıldı.

Makalede, Türkiye’de resmi enflasyonun şu an yüzde 48’den fazla olduğuna dikkat çekilirken TL’nin de rekor seviyede düşüş gösterdiği belirtildi. Gıda ve akaryakıt fiyatlarının da iki kattan fazla arttığına dikkat çekilirken elektrik faturalarının da aynı şekilde arttığı kaydedildi. Erdoğan’ın geçen aylarda asgari ücreti artırmasına rağmen gıda ve yaşam masraflarının artmasının büyük bir şok yarattığı belirtildi.

Gazeteye konuşan Konya’da çalışan bir berber, “Biz bittik.  Çok kötü durumdayız. Sadece biz de değil, herkes yakınıyor. Ödediğim kiradan çok daha fazla elektrik faturası geldi. İlk düşündüğüm işi bırakıp bordrolu bir iş bulmak oldu ama bu benim işletmem” yorumunu yaptı.

Birçok işletme ve hanenin bu tür bir artış yaşadığına dikkat çekilirken, gazeteye konuşan bir motokurye ise bir ev arkadaşıyla yaşadığını ve faturalarının da iki kattan fazla arttığını söyledi. Kendisi ve yakınlarının son 3 ayda borç içine girdiklerini ve para bulamadıklarını söyleyen 29 yaşındaki motokurye, faturanın düşük gibi gözükmesine rağmen bir haftalık gıda masraflarına denk geldiğini de söyledi.

NY Times’ta yayınlanan haberde, “Türkiye ekonomisi pandemiden önce de kötüydü ve turizm ve hizmet sektörüne dayandığı için kapanma zamanları birçok işletmeyi etkiledi. Hükümet bazı yardımlar yaptı fakat bunlar da kredi gibiydi. Birçok insan halen bunları ödüyor” denildi.

“Erdoğan riski göze aldı”

Restoran ve cafelerin iki yıllık kayıplarını telafi etmeye çalıştığı bir dönemde elektrik ve doğalgaz faturalarının arttığı hatırlatılırken Adana’da bir restoran işleten  bir girişimci, “Kapanma zamanında siparişle hizmet verdik fakat kredi kartlarım patladı ve icra geldi. Hükümetin sunduğu krediyi aldık fakat faizle ödeme yapıyoruz. Destek paketi diyorlar fakat bu öyle bir şey değil” yorumunu yaptı.

Makalede, “Erdoğan’ın muhalifleri aylardır ülkenin ekonomik çöküşe gideceğini söylüyordu. Fakat tek kontrol merkezinin Erdoğan’da olduğu bir sistemde Erdoğan bütün kararları kendisi alıyor. Ekonomistlerin uyarılarına rağmen Erdoğan, faizleri artırmayı reddetti. Fakat Erdoğan bu kadar sorumluluk alırken, Türklerin öfkesinin de kendisine yöneltilmesi riskini göze aldı. Muhalefet elektrik faturalarının iki kat artmasının, Erdoğan hükümetinin yönetemediğinin göstergelerinden sonuncusu olduğunu dile getirdi” yorumu yapıldı.

Dünyanın en çok okunan gazetelerinden biri olan New York Times’ta yer alan makalede özel elektrik şirketlerinin bazılarının Erdoğan ile yakın bağı olan holdinglere ait olduğu da belirtildi.

(Kaynak: Sözcü)

Paylaşın