Neandertaller, Modern İnsanlar Gibi Düşünebiliyorlardı

Bilim insanları, daha önce modern insanlara özgü olduğu düşünülen “düşünme” yeteneğinin yaklaşık 40 bin yıl önce soyu tükenen Neandertaller için de geçerli olduğunu öne sürüyorlar.

Haber Merkezi / Neandertaller, Homo Sapienslere (modern insanlar) göre, fiziksel olarak daha büyük organlara sahiptiler ve özellikle soğuk iklimlere daha iyi adapte olmuşlardı.

Yeni bir fosil keşfi, Neandertallerin insanlar ile etkileşime girmeden önce soyut düşünce ve fikirlere sahip olabileceğini gösteriyor.

Bilim insanları, Neandertallerin şimdiye kadar anlık deneyimlerinin ötesinde düşünme yeteneğinden yoksun olduklarını düşünüyorlardı.

Bilim insanları, İspanya’daki bir mağarada bulunan fosilleri analiz ettikten sonra, daha önce Homo Eapiense özgü olduğu düşünülen “düşünme” yeteneğinin Neandertaller için de geçerli olduğunu söylüyorlar.

İspanya’daki Burgos Üniversitesi ve Malaga Üniversitesi’nden araştırmacılar, Burgos’taki Prado Vargas Mağarası’nda bulunan 15 küçük deniz fosilini incelediler.

Deniz fosillerinin, Neandertaller için bir değeri olmadığı, bunun yerine koleksiyon amaçlı toplandıkları düşünülüyor.

Deniz fosillerinin, 39 bin 800 ila 54 bin 600 yıl öncesine ait olduğu ve Neandertallerin yaşadığı bir kampta bulunduğu ifade ediliyor.

Bilim insanları, deniz fosillerinin bir amaç için toplanmadığı, bu nedenle soyut düşünceye işaret ediyor olabileceğini düşünüyor: “Fosiller, alet olarak kullanıldıklarına dair hiçbir kanıt yok. Bu nedenle, fosiller, toplama faaliyetlerine atfedilebilir.

Bu faaliyetler çok sayıda somut ve soyut nedenden kaynaklanıyor olabilir; bu da toplama faaliyetlerinin ve bununla ilişkili soyut düşüncenin modern insanlardan önce Neandertallerde de mevcut olduğunu düşündürmektedir.”

Bulunan fosillerin amacı konusunda bazı tartışmalar yaşanmıştır; bunların çocuklar için oyuncak olduğu, takas için kullanıldığı, süs değeri taşıdığı veya grubun kültürel kimliği olarak hizmet ettiği yönünde teoriler ortaya atılmıştır.

Bilim insanları, “Bunlar kasıtlı olarak veya tesadüfen bulunmuş olabilir, ancak yaşam alanına taşınmaları kasıtlı olmalı, bu da bu fosilleri toplama dürtüsünü ima ediyor” diyor ve ekliyorlar: “Her iki durumda da, özel bir anlam ifade ederler.”

Paylaşın

Neandertaller Ve Modern İnsanlar: Ayrı Mı Yoksa Aynı Türler Mi?

Neandertaller, Homo Sapiens’e ne kadar benziyordu? Neandertaller ile Homo Sapiens tek bir tür müydü yoksa insanın büyük ve karmaşık aile ağacında sadece kardeşler (belki de sadece kuzenler) miydi?

Haber Merkezi / Bu sorular, Neandertal fosilleri ilk olarak 19. yüzyılda ortaya çıkarıldığından beri tartışılıyor, ancak yeni bir araştırma tartışmayı daha ileri bir boyuta taşımayı amaçlıyor. Londra Doğa Tarihi Müzesi ve Leuven Katolik Üniversitesi’nden araştırmacılar, Neandertaller ile günümüz insanının (H. Sapiens) alt tür olarak değil, ayrı türler olarak sınıflandırılması gerektiğini savunuyor.

Her iki türe ilişkin çok sayıda morfolojik, ekolojik, genetik ve zamansal kanıtı inceleyen bilim insanları, coğrafi alanın bulmacanın hayati bir parçası olduğunu ve Neandertaller ile modern insanın iki farklı tür olarak sınıflandırılabilecek kadar ayrı oldukları fikrini doğrulamaya yardımcı olduğunu savunuyorlar.

Araştırmanın baş yazarı Dr. Andra Meneganzin, “Türümüzün ve Neandertallerin sınıflandırılması konusundaki taksonomik anlaşmazlık, türleşmenin doğasına ilişkin aşırı basitleştirilmiş beklentilerin başlıca bir örneğini sunuyor. Hem şimdiki hem de geçmiş taksonlarda türleşme, farklı karakterlerin kademeli olarak edinilmesini içeren çoklu aşamalar boyunca uzay ve zaman boyunca ortaya çıkar” diyor.

Andra Meneganzin, “Fosil kayıtlarını, geçmişteki insan çeşitliliğini şekillendiren zamansal ve coğrafi boyutlar üzerinden okuyarak, mevcut veriler sınırlayıcı olmaktan ziyade giderek daha bilgilendirici hale gelebilir ve tartışmaların verimsiz çıkmazların ötesine taşınmasına yardımcı olabilir” diye ekliyor.

Bir türü tanımlamak çok zordur ve biyologlar hala bir türün tam olarak ne olduğu konusunda anlaşamıyorlar. Yeni araştırmada bilim insanları özellikle H. Sapiens ile Neandertaller arasındaki anatomik farklılıklarla ve bunun evrimleştikleri dünyanın farklı bölgelerine nasıl yansıdığıyla ilgileniyorlardı.

Fosil kanıtları H. Sapiens’in Afrika’da ortaya çıktığını, Neandertallerin ise Avrasya’da evrimleştiğini göstermektedir. Bu kökenler fizyolojilerinde açıkça görülebilir.

Neandertaller, H. Sapienslere göre, fiziksel olarak daha büyük organlara sahiptiler ve özellikle soğuk iklimlere daha iyi adapte olmuşlardı. Buna karşılık, H. Sapiens, ince bir iskelet ve enerji açısından verimli bir fizyoloji ile Afrika’nın sıcak koşullarında hayatta kalmak için evrimleşmişti.

H. Sapiens, Afrika’yı terk etti ve Avrasya’daki Neandertallere katıldı ve belirli bir dönem beraber yaşadılar. Bu birlikte yaşama, bazı insanların DNA’sında günümüze kadar devam eden genetik bir miras bıraktılar.

Araştırmanın ortak yazarı olan Prof. Chris Stringer, “Neandertaller ve Homo Sapiens bağlamında, türleşmeyi 400 bin yıldan uzun bir sürede gerçekleşen kademeli bir süreç olarak görmemiz gerekiyor. İkisinin coğrafi olarak ayrı olmadıkları yerde çiftleştiği doğrudur, ancak zamanla farklılaşma, ikisinin belirgin şekilde farklı türler olduğu bir noktaya kadar devam etti” diye açıklıyor.

Prof. Chris Stringer, “Neandertaller yaklaşık 40 bin yıl önce yok olduklarında, iki tür türleşme sürecinin son aşamasındaydı ve birbirlerinden üreme izolasyonu geliştiriyorlardı” diye ekliyor.

Araştırma Linnean Society’nin Evrim Dergisi’nde yayımlandı.

Paylaşın

Dünyanın Bilinen En Eski Mezarlığı Bulundu: 236 Bin İla 335 Bin Yıllık

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Johannesburg kenti yakınındaki “İnsanlığın Beşiği” (Cradle of Humankind) adı verilen paleoantropolojik sit alanında bilinene en eski mezarlık buldu.

Mezarlıkta Homo naledi’lere ait kalıntılar keşfedildi. Dünyadaki en eski mezarların daha önce Ortadoğu ve Afrika’da yer aldığı ve yaklaşık 100 bin yıllık olduğu düşünülüyordu. Güney Afrika’daki mezarlıkta tespit edilen kemiklerse 236 bin ila 335 bin yıllık.

Bilim insanları, mezarlıkta iskelet kalıntıları içeren sığ ve oval çukurların cesetlerin gömülmesi için kasten kazıldığını ve üzerlerinin örtüldüğünü kaydetti: Bu keşifler, ölüm sonrası uygulamaların Homo sapiens ya da beyni büyük boyutlarda olan diğer insansılarla sınırlı olmadığını gösteriyor.

Güney Afrika’da çalışmalarını yürüten bilim insanları, dünyada bilinen en eski mezarlığı bulduklarını söyledi. Kalıntıların, Latince adı Homo naledi olan primatlara ait olduğu açıklandı.

Dünyaca ünlü paleoantropolog Prof. Lee Berger’in yönettiği araştırma ekibi, keşfin insanın evrimine dair düşünceleri değiştirebileceğini belirtti. Zira ölüleri gömmek gibi davranışlar şimdiye kadar daha büyük beyinlere sahip Homo sapiens ve Neandertallerle ilişkilendiriliyordu.

Araştırmacılar mezarlığı, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Johannesburg kenti yakınındaki “İnsanlığın Beşiği” (Cradle of Humankind) adı verilen paleoantropolojik sit alanında buldu.

Mezarlıkta Homo naledi’lere ait kalıntılar keşfedildi. Dünyadaki en eski mezarların daha önce Ortadoğu ve Afrika’da yer aldığı ve yaklaşık 100 bin yıllık olduğu düşünülüyordu. Güney Afrika’daki mezarlıkta tespit edilen kemiklerse 236 bin ila 335 bin yıllık.

Bilim insanları, mezarlıkta iskelet kalıntıları içeren sığ ve oval çukurların cesetlerin gömülmesi için kasten kazıldığını ve üzerlerinin örtüldüğünü kaydetti: Bu keşifler, ölüm sonrası uygulamaların Homo sapiens ya da beyni büyük boyutlarda olan diğer insansılarla sınırlı olmadığını gösteriyor.

Mezarlığın yakınında, yüzeyinin kasten düzleştirildiği düşünülen bir sütunda geometrik şekiller yer aldığı da görüldü. Berger, “Bu, sadece insanların sembolik uygulamaların geliştirilmesinde benzersiz olmadığını değil bu tür davranışları icat etmemiş olma ihtimalini de akıllara getiriyor” diye konuştu.

57 yaşındaki paleoantropolog, Homo naledilerle ilgili önceki çalışmalarında bilimsel titizlik eksikliği ve acele ettiği gerekçeleriyle bilim camiasının tepkisi çekmişti. AFP, Berger’in yeni açıklamalarının paleontoloji dünyasında tüyleri diken diken edeceğini yazdı.

Homo naledi, Pleistosen Devri’nde, yaklaşık 335 bin yıl önce ortaya çıkmış ve 236 bin yıl önce soyu tükenmiş arkaik bir insan türü.

Türün beyni modern insanlara göre epey küçük. Zira beyin boyutları Homo sapiens’inkinin kabaca üçte birine denk geliyor.

Türün kalıntıları ilk kez 2013’te, yine Rising Star mağara sisteminde keşfedilmişti. Berger bundan iki yıl sonra, küçük beyne sahip Homo naledi’lerin düşünülenden daha fazla iş yaptığını öne sürmüştü. Berger’e çok sayıda kişi karşı çıkmıştı.

Ünlü paleoantropolog şimdiyse şöyle konuştu: O zamanlar bu, bilim insanlarının kabul etmesi için çok fazlaydı… Dünyaya bunun doğru olmadığını söylemek üzereyiz.

Araştırmacılar daha fazla analize ihtiyaç duyulduğunu ancak yine de keşiflerin “insanın evrimine dair anlayışı değiştirdiğini” yazdı.

Araştırmada yer almaya antropolog Carol Ward, bulguların doğrulanması halinde önemli arz edeceğini ifade etti. Berger ve ekibinin konu hakkında yaptığı üç araştırma, eLife adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanacak.

Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın