HDP Ve TİP’li Vekillere Ait Dokunulmazlık Dosyaları TBMM’de

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Hüda Kaya ve Musa Piroğlu ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu’na ait dokunulmazlık dosyaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına sunuldu.

Haber Merkezi / Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri, Meclis Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayımlandı.

HDP İstanbul Milletvekilleri Hüda Kaya ve Musa Piroğlu ile TİP Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu’na  ait dokunulmazlık dosyaları, Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale edildi.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

HDP’li Musa Piroğlu: Devlet İçindeki Çatlak Büyük

AK Parti ve MHP’nin hazırladığı “Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” geçen hafta Meclis’ten geçti. Muhalefetin bütün itirazlarına rağmen yeni düzenleme ile seçim barajı yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürüldü.

Değişiklik ile getirilen bir başka yenilik ise ittifak oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel “D’Hondt” uygulamasıyla belirlenecek olması.

Mevcut sistemde oylar önce ittifaka oradan içindeki partilere dağıtılıyordu, şimdi doğrudan partilere dağıtılacak. Geçen kanun değişikliğini Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, Mezopotamya Ajansı’ndan Kadir Güney’e değerlendirdi.

Erdoğan’ın defalarca seçim yasasını değiştirdiğine dikkati çeken Piroğlu, 7 Haziran sonrasında bu tablonun değiştiğini ve sandığın Erdoğan karşıtlarının yan yana geldiği bir nokta olduğunu belirtti. Piroğlu, “Eninde sonunda seçime gidilecek. AKP – MHP iktidarı seçimden galip çıkabilmek için her şeyi zorluyor. Seçim kanununda yapılan değişiklik aslında klasik olarak kaybeden bütün iktidarların sandık oyunlarıyla ayakta kalma çabasının izdüşümünden başka bir şey değil” diye konuştu.

“Erdoğan henüz elindeki malzemeyi tüketmiş değil”

Toplumun gerginlikler ve travmalarla karşı karşıya olduğunun altını çizen Piroğlu, iktidarın kendi tabanı üzerinde oy ve güven kaybı yaşadığını söyledi. Piroğlu, “Bu durum karşısında doğru düzgün halkı harekete geçmeye çağıran ve Erdoğan’ı istifaya zorlayacak herhangi bir hamle yapılmıyor. Bu bir çeşit erken ve çok iyimser bir ön kabule yaslanıyor. Ön kabul ise şu, ‘bu ekonomik kriz ve sosyal kriz eninde sonunda Erdoğan’ı götürecek’. Bu kabul ediş aslında karşısındakinin de hamlelerini görmezden gelmeyi getiriyor. Seçim kanunu bu hamlelerden sadece birisi. Yani Erdoğan henüz elindeki malzemeyi tüketmiş değil” diye belirtti.

Seçim kanununda yapılan değişikliğin iktidarın, iktidarda kalmak için yasal çerçevede attığı bir adım olduğunu sözlerine ekleyen Piroğlu, şöyle devam etti: “Newroz’dan hemen önce Hakkari’den yola çıkmış bir polis, yolda Narkotik tarafından çevrildi üstünden 50 kilogram yakın C4 çıktı. Aynı gün üstü kapatıldı. Bu bombalar nereye gidiyordu, nerede kullanılacaktı? Muhalefette bunun üzerine gitmedi. Ama 7 Haziran sürecinde bu tür araçların topluma karşı ciddi hamleleri de içerdiğini görmek gerekiyor. Bu seçim süreci çok huzur içinde geçecek gibi görünmüyor. Her şey denenecek bizim Erdoğan’a çok fazla şans vermememiz gerekiyor.”

“İktidar sonu oynuyor”

“Devlet içindeki çatlak büyük, topyekün devleti arkasına alan bir iktidar yok” diyen Piroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumsal desteği en dibe doğru ilerlemiş bir iktidar olgusu var. Karşısında ciddi bir öfke birikimi var. Bu öfke her an kırılmaya açık. Seçimin üstüne yatmaya çalıştığında ciddi bir halk hareketi ile yüzleşme riski var. İktidar her şeyi zorlayacak ama yıkılmakta olan bir iktidar gerçekliği ile yüz yüzeyiz. Bizim tek eksiğimiz yıkılan, devrilmek üzere olan iktidara devrilmesi için bir tekme atmayı beceremiyoruz. Bekliyoruz kendi kendine yıkılmasını. Bence zafiyet burada, ona zaman kazandırıyor. Ama iktidar sonu oynuyor. Biz bu iktidarın yıkılma sürecine müdahale edemezsek, yenisinin kurulma sürecine müdahale şansımız olmayacak.”

Yapılan değişiklikle MHP’nin ayakta kalması için alan yaratıldığını ifade eden Piroğlu, “İttifaklar hakkında atılan adımlar bir bütün olarak millet ittifakını zora sokmak açısından önem taşıyor. AKP kendi karşıtı güçlerin özellikle de kendisinden oy alabilecek partilerin seçime bağımsız kimlikleriyle girmesinin önünü kesti. Bir bütün olarak da karşısındaki 6’lı bloğun parçalanması ya da birbiri ile problemli hale gelmesini istiyor” dedi.

“Adalet sistemi iktidarın elinde bir oyuncağa ve sopaya dönüşmüş durumda” diyen Piroğlu, iktidarın uzun bir süredir yargı üzerinde kadrolaşmasına rağmen kıdemli hakimler üzerinde yeterince baskı koşullarını oluşturamadığını söyledi. Yapılan değişiklikle tehlikede olan seçimi tamamen güvencesiz hale getirerek, “oldu bitti” yapmaya çalışacağının altını çizen Piroğlu, “Kura sistemiyle sandıkların başına bizim istediğimiz hakimler gelecek deniliyor. Bu hakimlerin nasıl bir şey olduğunu anlamak için Kobanê hakimine bakmak gerekiyor. Hakimin yolsuzluk ve suç örgütünden tutuklandığını düşünürsek karşımızdaki hakim kadrosunun sicilinin ne olduğunu görebiliriz” diye konuştu.

İktidar karşısında sadece seçime hazırlanmak ya da sandıkları korumanın yetmeyeceğini dile getiren Piroğlu, şunları ifade etti: “Sandık sonucuna sahip çıkmak gerekiyor. Bunun için bugünden halk kitlelerinin harekete geçmiş olması gerekiyor ki iktidarın hile yapmasının önü kesilsin. Muhalefet bunu yapmıyor. Sadece bekleme halinde. İktidar şaibe altında ülkeyi bir seçime götürme derdinde. Bu şaibeyi yıkması gereken şey ise yasal dinamiklerden öte, halkın örgütlü gücünün gerektiğinde seçimin sonuçlarını iktidara kabul ettirecek bir hazırlığı da şimdiden örmesiyle mümkün.”

CHP’nin seçim kanununda yapılan değişikliği Anayasa Mahkemesi’ne götürmeye hazırlanmasını hatırlatan Piroğlu, şunları söyledi: “Bunu yaparken ‘artık Erdoğan Anayasayı tanımıyor’ cümlesini düşünmek gerekiyor. Erdoğan anayasal hiçbir şeyi kabul etmiyor. Siz hem adalet sisteminin çöktüğünden söz ediyorsunuz hem de çıkıp yargı içinde hak arama çabası içerisine giriyorsunuz. Doğal olarak da meşruiyeti olmadığı bir kurum içerisinde hak arama çabasına girmek demek gayri meşru her çeşit karara boyun eğmek demektir. Bunu aşmanın yolu da yine halk hareketine yaslanmaktır.”

“Bu bir final dönemi”

“Kritik ve tarihsel bir sürecin içinden geçiyoruz” diyen Piroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu bir final dönemi. İktidar kazanmak zorunda, kaybetmek sadece Erdoğan’a saraya değil, kendini onunla birleştirmiş geniş bir güruhun ağır kaybına yol açacak. Bu yüzden bu seçimi almak istiyor. Bizim içinde kritik bir seçim. Çünkü bu seçimi Erdoğan kazanırsa, bu ülkenin gördüğü iktidarı değiştirebilecek son seçim olacak. Bu yüzden de ya bu iktidar gidecek ya bu iktidar gidecek. Bunun ortasının kalmadığı bir dönemden geçiyoruz.”

Paylaşın