Mevduat Faizleri, Sekiz Haftanın En Yüksek Seviyesinde

Bankalardaki toplam mevduat oranı 15 trilyon 487 milyar 63 milyon 696 bin liraya yükselirken, 1-3 aylık mevduat faizleri de yüzde 52 ile sekiz haftanın en yüksek seviyesine ulaştı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dün haftalık para ve banka istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, bankacılık sektörünün toplam mevduatı (bankalar arası dahil) 16 Şubat ile biten haftada 209 milyar 266 milyon 706 bin lira artışla 15 trilyon 487 milyar 63 milyon 696 bin liraya çıktı.

Bloomberg HT’nin aktardığına göre, 1-3 aylık mevduat faizleri de yüzde 52 ile sekiz haftanın en yüksek seviyesine ulaştı.

Aynı dönemde bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 2,43 yükselişle 8 trilyon 846 milyar 704 milyon 980 bin lira, yabancı para (YP) cinsinden mevduat ise yüzde 0,03 artışla 6 trilyon 17 milyar 998 milyon 482 bin lira oldu.

Bankalarda bulunan toplam YP mevduatı, geçen hafta 206 milyar 657 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, bu tutarın 174 milyar 630 milyon doları yurt içinde yerleşik kişilerin hesaplarında toplandı.

Yurt içi yerleşiklerin toplam YP mevduatında, parite etkisinden arındırılmış veriler göz önünde bulundurulduğunda 16 Şubat itibarıyla 615 milyon dolarlık azalış görüldü.

Paylaşın

Türk Lirası Mevduat Faizi Yüzde 47’ye Kadar Çıktı

Türk Lirası (TL) mevduat faizi bir yılda 20 puan, 2022 sonundan bu yana ise 13 puan arttı. Bankacılık sektörü kaynakları ise geçen hafta TL mevduat faiz oranının yüzde 47’ye kadar çıktığını vurguladı.

Ekonomi yönetim değişse de henüz bankacılık sektörüne yönelik makroihtiyati önlemlerde bir düzenleme gelmedi.

Sektör halen daha TL mevduat oranında yüzde 60 ve yabancı para dönüşüm oranında hedefl erini tutturmak ile ihtiyaç ve ticari kredi faizlerinde belli bir oranın üzerine çıkmamaya çalışmak zorunluluğunda. Bu durum TL mevduat faizlerinde sert yükselişin de devam etmesine neden oluyor.

Bankacılık sektörü makroihtiyati önlemler nedeniyle hedefleri yakalamak için mevduat faizi yarışını hızlandırdı.

Ekonomi yazarı Şebnem Turhan’ın aktardığına göre Merkez Bankası verilerine göre 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizleri 2 Haziran haftası itibariyle ortalamada yüzde 37,39’a yükseldi.

TL mevduat faizi bir yılda 20 puan, 2022 sonundan bu yana ise 13 puan arttı. Bankacılık sektörü kaynakları ise geçen hafta TL mevduat faiz oranının yüzde 47’ye kadar çıktığını vurguladı.

Türkiye’de seçimlerden sonra başka Hazine ve Maliye Bakanlığı olmak üzere ekonomi kadrolarında değişiklik yaşanıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ardından geçen hafta Merkez Bankası başkanlığına Gaye Erkan atandı. Ancak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) başına ise eski Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu getirildi.

Bu durum piyasada eski politikalardan dönüş bekleyen piyasada soru işareti yarattı. Kavcıoğlu döneminde bankacılık sektörüne yönelik sonunda menkul kıymet alım zorunluluğuna çıkan birçok makroihtiyati önlem getirildi.

Yönetim değişse de henüz bankacılık sektörüne yönelik makroihtiyati önlemlerde bir düzenleme gelmedi.

Sektör halen daha TL mevduat oranında yüzde 60 ve yabancı para dönüşüm oranında hedefl erini tutturmak ile ihtiyaç ve ticari kredi faizlerinde belli bir oranın üzerine çıkmamaya çalışmak zorunluluğunda. Bu durum TL mevduat faizlerinde sert yükselişin de devam etmesine neden oluyor.”

Paylaşın

Döviz Mevduatları Erimeye Devam Ediyor: 3 Yılın Dibinde

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 23 Aralık haftası itibariyle döviz mevduatları 4,9 milyar dolar azalışla 194,4 milyar dolara geriledi. Böylelikle döviz mevduatları 3 yılın en düşük seviyesine indi.

Haber Merkezi / Pariteden arındırılmış veriye göre 23 Aralık haftasında döviz mevduatları 5 milyar dolar azaldı. Bu veri setinde gerçek kişilerin döviz mevduatlarının 2,3 milyar dolar, tüzellerin 2,7 milyar dolar düştü.

Merkez Bankası rezervleri 128,4 milyar dolar oldu! 

Ayrıca, 23 Aralık itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 2 milyar 657 milyon dolar azalışla 82 milyar 938 milyon dolara indi. Brüt döviz rezervleri, 16 Aralık’ta 85 milyar 595 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu.

Söz konusu dönemde altın rezervleri de 1 milyar 574 milyon dolar artarak 43 milyar 916 milyon dolardan 45 milyar 490 milyon dolara yükseldi.

Böylece Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 23 Aralık haftasında bir önceki haftaya kıyasla 1 milyar 82 milyon dolar azalışla 129 milyar 511 milyon dolardan 128 milyar 429 milyon dolara indi.

Bankaların kredi ve mevduat hacmi arttı 

Ek olarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 23 Aralık itibarıyla 79 milyar 156 milyon lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 7 trilyon 415 milyar 545 milyon liradan 7 trilyon 494 milyar 701 milyon liraya çıktı.

Bankacılık sektöründeki toplam mevduat (bankalararası dahil), geçen hafta 54 milyar 640 milyon lira arttı. Söz konusu haftada yüzde 0,6 yükselen bankacılık sektörü toplam mevduatı, 8 trilyon 787 milyar 157 milyon lira oldu.

Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 23 Aralık itibarıyla 16 milyar 606 milyon lira artışla 1 trilyon 66 milyar 642 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 358 milyar 709 milyon lirası konut, 46 milyar 642 milyon lirası taşıt ve 661 milyar 291 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 9 milyar 210 milyon lira artarak 968 milyar 54 milyon liraya çıktı. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 4 yükselerek 422 milyar 267 milyon lira oldu. Bireysel kredi kartı alacaklarının 208 milyar 343 milyon lirası taksitli, 213 milyar 924 milyon lirası taksitsiz oldu.

BDDK haftalık verilerine göre, bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 23 Aralık itibarıyla bir önceki haftaya göre 1 milyar 819 milyon lira azalarak 159 milyar 107 milyon liraya geriledi. Söz konusu takipteki alacakların 136 milyar 247 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı.

Aynı dönemde bankacılık sisteminin yasal öz kaynaklar 61 milyar 268 milyon lira artarak 1 trilyon 651 milyar 245 milyon lira oldu.

Paylaşın

‘TL Mevduat’ta Reel Kayıp 25 Yılın Zirvesine Çıktı

TÜİK verilerine göre ocak ayında aylık olarak yurtiçi üretici fiyatları endeksine indirgendiğinde TL mevduat faizi yüzde 8,33, tüketici fiyatları endeksine indirgendiğinde ise yüzde 8,87 reel olarak kaybettirdi.

Yılın ilk ayında hangi finansal yatırım aracı tercih edilse de maalesef yüksek enflasyon nedeniyle her araç reel kayıp yaşattı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ocak ayında aylık olarak yurtiçi üretici fiyatları endeksine indirgendiğinde TL mevduat faizi yüzde 8,33, tüketici fiyatları endeksine indirgendiğinde ise yüzde 8,87 reel olarak kaybettirdi. Ocakta tüketici enflasyonu yüzde 48,69’a, üretici enflasyonu ise yüzde 93,53’e yükselmişti. Yıllık olarak bakıldığında ise TL mevduat faizi yatırımcısına Yİ-ÜFE’ye indirgendiğinde yüzde 40,64, TÜFE’ye indirgendiğinde ise yüzde 22,75 kayıp getirdi.

Enflasyona endeksli ürün ihtiyacı

Dünya’dan Şebnem Turhan’ın haberine göre; 1997’den beri hesaplanan reel getiri oranlarına göre TL mevduat yatırımcısı yıllık olarak 25 yılın en ağır reel kaybını yaşarken aylık kayıpta ise geçen yıl aralık ayının ardından tasarrufunda en ağır erimeyle karşı karşıya geldi.

Reel kayıpların ardından her ne kadar yeni Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında en önemli araç olarak dövize endeksli TL mevduat ürünü sunulsa da yüksek enflasyon nedeniyle analistler, yatırımcının enflasyon korumalı yeni ürünlerin kapsama alınmasını bekliyor.

Tüm finansal araçlar üretici ve tüketici enflasyonunun son 19 yılın zirvesine yerleşmesinin kaybını yaşadı. Aylık en düşük kayıp, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 7,56, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 8,10 oranlarıyla BIST 100 endeksinde gerçekleşti. Öyle ki analistler yüksek enflasyonda yerli yatırımcının kendine koruma aracı olarak Borsa İstanbul’a yatırımı öne çıkarıyordu.

Yine, üretici fiyatları endeksi ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) yüzde 8,33, külçe altın yüzde 8,81, Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 8,88, Euro yüzde 9,45 ve dolar yüzde 9,62 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) yüzde 8,87, külçe altın yüzde 9,34, DİBS yüzde 9,41, Euro yüzde 9,98 ve dolar yüzde 10,14 oranında yatırımcısının tasarrufu eridi.

Yıllıkta Yİ-ÜFE’ye indirgendiğinde kazanan yok

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde dolar TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,08 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağladı. Ancak dolar Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 5,44 oranında yatırımcısına kaybettirdi.

Diğer yatırım araçları yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; külçe altın yüzde 8,03, Euro yüzde 12,07, BIST 100 endeksi yüzde 32,13, mevduat faizi (brüt) yüzde 40,64 ve DİBS yüzde 48,29 oranlarında reel kayıp yaşattı. TÜFE ile indirgendiğinde ise külçe altın yüzde 19,70 ve euro yüzde 14,45 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; BIST 100 endeksi yüzde 11,67, mevduat faizi (brüt) yüzde 22,75 ve DİBS yüzde 32,69 oranlarında yatırımcı kaybetti.

Ocakta son yılların zirvelerini gören enflasyon oranlarına karşılık Merkez Bankası politika faizinin yüzde 14 seviyesinde olması ve Türkiye’nin en yüksek negatif reel faizi veren ülke konumuna çıkması Devlet İç Borçlanma Senetleri’nin yatırımcısına yüksek kayıplar yaşatmasına neden oldu. Her ne kadar dolar/TL sakin bir ay geçirse de DİBS’te negatif reel getiri olması yabancı yatırımcının zaten az olan ilgisini daha da kaybetmesi sonucuna yol açtı ve talep azaldı. DİBS’te yabancı yatırımcı payı yüzde 4’ün altında bulunuyor.

TÜİK verilerine göre külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 4,60, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 15,85 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Paylaşın

Bankalar Mevduat Faizlerini Yüzde 20’nin Üzerine Çıkardı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel mevduat sahiplerini yabancı para birimlerine karşı değer kaybından kaynaklanan kayıplardan korumak için ‘Kur Korumalı’ bir ekonomik modele geçildiğini duyurmuştu.

Uygulanacak yeni sistemde, gerçek kişilerin Türk lirası vadeli hesapları üzerinde işleyecek faiz ile hesap açılış ve vade tarihlerindeki kur değişim oranı kıyaslanacak, yüksek olan oran üzerinden hesap nemalandırılacak.

Reuters haber ajansına konuşan kaynaklara göre Türk bankaları, yeni sistemin duyurulmasından sonra, lira mevduatlarını çekmek için kredi faiz oranlarını yüzde 20’nin üzerine çıkardı.

Bir hafta önce yüzde 17-18 civarında olan mevduat faizleri yüzde 20’nin üzerine çıkarken, artan fonlama maliyetleri KOBİ kredi oranlarını da %30’un üzerine çıkardı. Haber ajansına konuşan banka kaynakları bu oranların geçtiğimiz haftalarda arttığını, ancak son günlerde daha da hızlandığını söyledi.

Bir banka kaynağı, “Kimse lira mevduatını kaybetmek istemiyor. Yıl sonuna yaklaşıyoruz ve bilançolar iyi görünmeli. Bu (plan) rekabeti artırdı ve geçen hafta mevduat faiz oranlarında artış olduğunu gördük.” dedi.

Reuters’a konuşan bir başka banka kaynağı, “bankaların lira mevduatına ihtiyacı olduğunu, bankaların varlıklarını artırmak için lira mevduatlarını cazip hale getirmeleri gerektiğini belirterek bunun da faiz oranlarının yükselmesine neden olduğunu dile getirdi.

Erdoğan’ın açıkladığı yeni sistemde Hazine ve Merkez Bankası, mevduatlardaki zararları tazmin edecek. Bunun kur oranlarını bir süre kontrol altında tutabileceği ancak orta vadede Hazine’ye büyük bir yük getireceği görüşü dile getiriliyor. Yeni modelin enflasyon üzerindeki baskıyı da artıracağı öngörülüyor.

Euronews Türkçe’ye konuşan Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı ve eski bankacı Kerim Rota’ya göre, bu politika seti bir devlet garantisi getirdiği için kısa vadede ‘mutlaka işe yarayacak’.

Fakat kısa vadede dövizi aşağı çeken bu adımlar, uzun vadede kamu maliyesi ve Türkiye’nin bütçesi üzerinde bir yük oluşturacak:

”Kısa vadeli etkisinin kurlarda düşüşe yol açtığını zaten gördük. Kurlarda oynaklığı düşürücü bir etkisi en başta olacak ve bir stabilizasyon kazandıracak. Çünkü bu aslında bir devlet garantisi. Ekonomi politikalarına güven duymayan döviz ve Türk Lirası mevduat sahiplerinin güveninin bir devlet garantisiyle, devletin yazacağı bir çekle satın alınmasıdır.

Bu mutlaka işe yaracaktır, önümüzdeki haftalarda da bu hesapların büyüklüğüne bağlı olarak da biz kurlarda hareketlenmeyi tekrar göreceğiz. Bu aşağı veya yukarı yönde de olabilir. Yani bu hesaplara çok giriş olursa aşağı yönlü, girişler az olursa da yukarı yönlü hareketler görme olasılığımız var. Uzun vadeli etkileri ise kamu maliyesi ve Türkiye’nin bütçesi üzerinde olacak. O yüzden kurları eskisine göre çok daha fazla takip eder hale geleceğiz.”

(Kaynak: euronews)

Paylaşın