DEM Parti: AKP Hileyle İrademizi Gasp Etmeye Çalışıyor

Partisinin genel merkezinde açıklama yapan DEM Parti Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, “AKP’yi demokratik bir seçim yarışına davet ediyoruz, mert bir seçim yarışına davet ediyoruz” dedi ve ekledi:

“Asıl çağrıyı AKP’ye yapmayacağım. Çünkü AKP bildiği şeyi yapıyor. Hilelerle seçim sonuçlarını manipüle etmeye çalışıyor. Ben halklarımıza bir çağrı yapmak isterim; AKP hile ile hurda irademizi gasp etmeye çalışıyor. Lütfen buna izin vermeyin. AKP sizin oylarınızla değil, taşıdığı memurlar askerler ve korucu aileleri ile belediye başkanı belirlemek istiyor. Buna izin vermeyin. Halkın gücünü AKP’ye de bütün halk düşmanlarına gösterin.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Batman Milletvekili ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, partisinin genel merkezinde taşınan seçmenlere ilişkin açıklama yaptı.

Tiryaki, Iğdır, Kars, Diyarbakır’ın Kulp, Hazro, Mardin’in Savur, Dargeçit, Batman’ın Hasankeyf, Gercüş, Hakkari Çukurca, Şemdinli, Yüksekova, Şırnak merkez, Uludere, Silopi ilçeleri ile Muş’ta birçok adrese seçmen kaydedildiğini söyledi.

Seçim güvenliğine dair DEM Parti seçmenine seslenen Tiryaki, “AKP’yi demokratik bir seçim yarışına davet ediyoruz, mert bir seçim yarışına davet ediyoruz” diyen Tiryaki, “Asıl çağrıyı AKP’ye yapmayacağım. Çünkü AKP bildiği şeyi yapıyor. Hilelerle seçim sonuçlarını manipüle etmeye çalışıyor. Ben halklarımıza bir çağrı yapmak isterim; AKP hile ile hurda irademizi gasp etmeye çalışıyor. Lütfen buna izin vermeyin. AKP sizin oylarınızla değil, taşıdığı memurlar askerler ve korucu aileleri ile belediye başkanı belirlemek istiyor. Buna izin vermeyin. Halkın gücünü AKP’ye de bütün halk düşmanlarına gösterin” dedi.

Tiryarki, taşınan seçmen profiline dair bilgi de verdi ve seçmenin büyük çoğunluğunun erkeklerden ve askerlerden oluştuğunu söyledi.

Tiryaki’nin verdiği örneklerden bazıları şöyle: “HDP’nin bin 514 farkla kazandığı Iğdır merkezinde seçim sonucunu etkilemek için bakın AKP ne yapmış; Pir Sultan Abdal mahallesi, 831. Sokak, No:5, bu adres yeni bir adres. Bu adrese tam bin 450 seçmen kaydedilmiş. Bunların yalnızca 5 tanesi, 14 Mayıs seçimlerinde Iğdır merkezinde oy kullanmış. Bin 445 seçmen Iğdır merkeze dışarıdan getirilmiş.

Konaklı Mahallesindeki Kazım Karabekir Caddesi üzerinde bulunan 220 numaralı adrese 6 ay önce toplam 743 erkek seçmen kaydedilmiş. Adres sorgulama sisteminde söz konusu adres İl Emniyet Müdürlüğü olarak geçiyor. Bir işyeri. Bu işyerine 743 erkek seçmen kaydedilmiş. Adres olarak belirtilmeyecek yerden bahsediyoruz. 2023 seçimlerinde yurtdışı seçmen kütüğüne kayıtlı bin 186 seçmen, 2024 yerel seçimlerinde oy kullanabilmeleri için Iğdır merkeze kaydedilmiş. Bu da yeni bir şey. Adeta bir seyyar seçmenden bahsediyoruz. Güvenlik görevlilerini, jandarmayı, polisi bir seyyar seçmen gibi bir dönem yurt dışına, bir dönem istedikleri şehirlere, köylere, ilçelere, kasabalara taşıyan bir siyasi iktidar var.

Siirt merkezde en az 6 bin şüpheli seçmen tespit edilmiş. Hayali seçmenden bahsetmiyorum. Bunların her birisi seçmen. Fakat seçimlerde adresleri Siirt merkeze nakledilmiş binlerce kişiden bahsediyoruz. Yeni mahalle, Cengiz Topel caddesi, No: 40; Bu adrese Mayıs 2023 seçimlerinde 10 tane seçmen kaydedilmiş. Şimdi ne kadar artmış? Yüzde 20 bin 890 artmış, yani 2 bin 99 kişi kaydedilmiş. Bunlardan yalnızca 10 tanesi Siirt merkez seçmeni. Diğerlerinin tamamı dışarıdan getirilmiş kişiler.

Doğan mahallesi Abdurrahman Kavak caddesi, No: 75; Burası da adres sorgulama sisteminde Emniyet Müdürlüğü Özel Hareket Şube Müdürlüğü olarak geçiyor. Emniyet Müdürlüğü Özel Hareket Şube Müdürlüğü’nde 7 olan seçmen sayısı bin 989’a yükselmiş.

AKP, 2019 yılında Şırnak Belediyesi’ni 8 bin 500 oyla kazanmış. Yanına bir parantez açmak gerekiyor. Şırnak’ta ahırlara bile seçmen kaydı yaptırılmıştı. Biz bunların hepsini belgeledik, YSK’ya başvurduk ama sonuç alamadık.

2023 Mayıs seçimlerinde Şırnak merkezi kazanamayacağını anlayan AKP, bu mühendisliği bir başka biçimde sürüyor. Yeşilyurt Mahallesi, Şehit Tümgeneral Erdoğan Aydın caddesi; adres sorgulama sisteminde burası askeri alan. Seçmen taşınan en yoğun alandır. Bu yerleşkeye kayıtlı seçmen 752.

Yüzde bin 600 artışla şu anda 5 bin seçmene ulaşmıştır. Bu seçmenlerin 4 bin 368’i yeni kayıtlı seçmen. Hiçbiri Şırnaklı değil. 4 bin 368’li yeni seçmen garip bir şekilde AKP’nin seçimi hiçbir şekilde kazanamayacağını bildiği Silopi ve Cizre’den Şırnak merkeze getirilmiş.

AKP, Hakkari Çukurca’yı 2019 seçimlerinde 94 oyla kazanmış. Aslında büyük bir rakam. AKP Çukurca’yı olağan koşullarda kazanamayacağı için inanılmaz seçmen taşımış. Çukurca Yeşilçeşme mahallesinin yalnızca yüzde 15’i Hakkarililerden oluşuyor. Bu mahallede seçmen yalnızca 801’i Hakkârili. Üstelik bu adreslerden bir tanesi No :6/2.

14 Mayıs seçimlerinde tek bir tane seçmeni olan bir adres. Adı soyadı bizde. Buradaki seçmen artışı yüzde 92 artarak, 923’e ulaşmış. 923 tane yeni seçmen kaydedilmiş. Yine bir başka adresteki 67 seçmen sayısı bin 224’e çıkmış. Yüzde bin 726 artış olmuş. Bir başka adres 501 seçmeni bin 455’e ulaşmış. Yüzde yüz 90’lık bir artış olmuş. Bunlara AKP adına biri konuşacaktır. Ama şunu bilsinler ki her adresi bütün ayrıntıları ile biliyoruz ve bunlara itirazlarımızı yapacağız. Polis evi, askeri yer, emniyet özel hareket yeri diyerek kurtulamayacaklar.

Kulp ilçesinde 2019 yerel seçimlerinde HDP belediyeyi bin 757 oy ile kazanmış. Turgut Özal mahallesi, Turgut Özal Bulvarı, No:103; Adres sorgulama sisteminde Jandarma Misafirhanesi olarak gözüküyor. 6 ay önce böyle bir misafirhane kayıtlarda yoktu.  Ekim 2023 itibariyle bu adrese bin 62 tane seçmen kaydedilmiş. Bunlardan sadece 13 tanesi 14 Mayıs seçimlerinde Kulp’ta oy kullanmış. Kulp’a gelen, Kulp’ta olmayan toplam 2 bin 100 seçmenin bin 49’u bu adrese kaydedilmiş. Misafirhanede bulunan askerlerin 572 tanesi de kazanma ihtimalinin olmadığı düşündüğü Lice’den Kulp’a getirilmiş kişilerden oluşuyor.”

“Kazanan biz olacağız, kazanan halkımız olacak”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, polis ve askerlerin gezici seçmen olarak kaydedilmesine dair sanal medya hesaplarında yaptıkları paylaşımlarla tepki gösterdi.

Hatimoğulları, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda şunları belirtti: “İktidar ölülere bile oy kullandırın talimatıyla başladığı yolda seyyar seçmenle Kürt halkının iradesini gasp etmek istiyor. Bunların hile ve hurdalarını bir araya getirsek fizana yol olur. Sadece birkaç örnek vermek istiyorum:

Siirt İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Müdürlüğü olarak görünen bu adresin Mayıs seçimlerindeki seçmen sayısı 7 iken %28314,29 artarak 1.989 olmuştur. Şırnak’ta askeri alandaki bir yerleşkeye kayıtlı seçmen sayısı Mayıs 2023’te 752 iken %692 artışla şu anda 5.956 seçmene ulaşmıştır. Bu seçmenlerin 4.368’i yeni kayıtlı seçmendir ve hiçbiri Şırnaklı değildir. Yine Şırnak’ta polisevi olarak görünen adreste Mayıs seçiminde seçmen sayısı 14 iken %3514 artarak 506 olmuştur. 506 kişinin yalnızca 10’u daha önce Şırnak merkez seçmenidir.

Kars’ta orduevi olarak görünen adresin Mayıs 2023 seçimlerindeki seçmen sayısı 13 iken %23015,38 artarak 3.005 olmuştur ve bu 3.005 kişiden yalnızca 10 tanesi daha önceden Kars Merkez seçmenidir. Emniyet, jandarma ve güvenlik bürokrasisini seferber edip hile ve usulsüzlüğe başvurarak Kürt halkına ve iradesine düşman hukukuyla yaklaştıklarını bir kez daha gösteriyorlar.

Bu hukuksuzluğa karşı halkın hakkını savunacağız. Tek bir şüpheli seçmene bile izin vermeyecek şekilde itirazlarda bulunacağız. Siz halkın iradesini çalmak için hilelere devam edin. Biz halkın gönlündeyiz ve size boyun eğmeyecek, kazanacağız.”

Bakırhan ise sosyal medya hesabına yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Her türlü devlet imkanını kullanarak, halkın iradesine kayyım atayarak Kürt kentlerindeki iflasını engelleyemeyen iktidar şimdi de seçmen kaydırmayla sonuç almaya çalışıyor.

Sadece İdil’deki tek bir hanede beş olan seçmen sayısını bin 450’ye çıkararak, Iğdır’da Emniyet Müdürlüğü’ne ait bir adrese 743 seçmen ekleyerek hukuksuzlukta çığır açtınız.

Siirt Kurtalan’da misafirhane olarak görünen adreste Mayıs 2023 seçimlerinde 13 seçmen kayıtlıyken şu anda 1.003 seçmen kaydedilmiş. 1.003 seçmenin 994’u önceki seçimde Kurtalan seçmeni değildi. Bunun gibi birçok yerde hile ve usulsüzlük yaptığınızı biliyoruz. Ensenizde olacağız. Bu hile ve usulsüzlük irade hırsızlığıdır. Vicdanınız olsa kuruyup giderdi. Ahlakınız olsa çürür, kokardı. Sizin pusulanız hile, usulsüzlük; bizim pusulamız halktır! Ne yaparsanız yapın. Kazanan biz olacağız. Kazanan halkımız olacak.”

Paylaşın

Yerel Seçimler: HEDEP Nasıl Bir Strateji İzleyecek?

Yerel seçimler yaklaştıkça, siyasi partiler de seçim çalışmalarına hız verdi. HEDEP’li Rüştü Tiryaki, kazanabilecekleri kentlerde belediye eşbaşkanları ve meclis adaylarını belirlemek için sandık kuracaklarını söyledi.

Rüştü Tiryaki, batı kentlerinde ise “kazandıran bir ittifak” ile halkın karşısına çıkacaklarını ifade etti.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, yerel seçimlere ilişkin belirledikleri politik hattı MA’ya değerlendirdi.

Daha önceki süreçlerde de farklı ön seçim modelleriyle aday belirleme deneyimine sahip olduklarını belirten Tiryaki, “Kent Uzlaşı” modelinin geçmiş modellerden daha kapsamlı ve geniş olduğunu söyledi. Tiryaki, “Bu sefer daha geniş kesimlerin katılımıyla adaylarımızı belirleyeceğiz. İddiamız; birinci ve ikinci parti olduğumuz, ön seçim koşullarının olduğu yaklaşık 200 yerde ön seçimi gerçekleştirmek” dedi.

“Halk adayları belirleme hakkına sahip olacak”

Tüm adayların ön seçimle belirleneceğinin altını çizen Tiryaki, şöyle dedi: “Belki de bu ülkede ilki gerçekleştireceğiz; sadece belediye eşbaşkan adaylarını değil belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyelerinin de üçte ikisini yine ön seçimle belirleyeceğiz. Halkımız kimi aday olarak görmek istiyorsa, onu seçecek. Büyükşehir belediye eşbaşkanları için ilçelerde de oy kullanılacak. Sadece Diyarbakır, Van veya Mardin şehir merkezinde değil, ilçelerinde de halk adayları belirleme hakkına sahip olacak.”

Aday adaylarının yüzde 50’inin üzerinde oy almaması halinde en çok oyu alan iki aday ile seçimin ikinci turunun gerçekleştirileceği bilgisini veren Tiryaki,  “İkinci turda en çok oy alan belediye eşbaşkan adayı olacak. Ön seçimde oy pusulasının bir yanında kadın, bir yanında ise erkek adaylarımız olacak. Sadece belediye eşbaşkanlıkları için değil aynı zamanda diğer alanlar için de eşit temsiliyet modelimizi esas alıp, adaylarımızı belirleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bu güne değin pek az siyasi partinin ön seçim yaptığını belirten Tiryaki, ön seçimle ilgili Anayasa’da yer alan haklara işaret etti. 298 sayılı yasaya dikkat çeken Tiryaki, bu yasanın ön seçimde sadece parti üyelerinin adayları belirlemeyi ön gördüğünü dile getirerek, ekledi: “Yasaya göre, ön seçim yapan siyasi partinin üyeleri dışında kimse oy kullanamaz. Ama biz bileşen partilerimizin tamamının oy kullanmasını istiyoruz. Yani HEDEP, HDP, DBP, ESP, Devrimci Parti, SODAP ve SYKP gibi çok sayıda bileşenimiz ön seçimlerde oy kullanabilecek. Gençlik ve kadın meclisinin yanı sıra Barış Anneleri, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin oy kullanmasını istiyoruz. Saydığım bileşenlerle bir delegasyon oluşturacağız.”

Ön seçime katılımı geniş tutmayı önemsediklerini dile getiren Tiryaki, “Müşahit, sandık kurulu üyesi, okul sorumlusu veya mirasını devraldığımız siyasi partilerin il, ilçe örgütlerinde ya da genel merkezlerinde görev almış kişilerin tamamının oy kullanması için bir çalışma yürütüyoruz. Olabildiğince katılımı geniş tutmaya çalışıyoruz. Bu partiye emek vermiş, seçimleri kazanmasını isteyen herkesin ‘Bizim oyumuzla belirlendi’ diyeceği adaylar belirlemek istiyoruz. Bunları halkımızın karşısına çıkarmak istiyoruz. Ön seçimlerimiz birer demokrasi şölenine dönüşecek. Gerçek anlamda bir demokrasi şöleni olmasını istiyoruz” dedi.

Aldıkları ön seçim kararının tabanda heyecan yarattığını sözlerine ekleyen Tiryaki, “Yönetim kademelerinde yer alan arkadaşlarımızla toplantılar yaptık ve bu modeli anlattık. Bu herkesi heyecanlandırdı. Şunu da itiraf etmek gerekir; arkadaşlarımızın ve halkımızın bir kısmı bunu inandırıcı bulmuyor. Bunu yapamayacağımızı düşünüyorlar. Bu kuşkuda, bizim geçmiş pratiklerimizin etkisi var elbette. Eğer halkımıza anlatamadıysak bu bizim sorunumuz. Bu kuşkuları giderecek bir iş yapacağımızı söyleyebilirim. Emin olun bu seçimi yaptıktan sonra ‘HEDEP bir iddia ortaya koydu ve bu iddiayı da hayata geçirdi’ diyecekler” ifadelerini kullandı.

“İttifakta halkımızın çıkarlarını gözeteceğiz”

Yerel seçimlerde ittifak olup olmayacağı hususunu da yanıtlayan Tiryaki, güçlü oldukları yerlerde ön seçim sonucu öne çıkan adaylarla seçime gireceklerini ancak Türkiye’de henüz aday adayı başvurularını almadıklarını söyledi. Seçimlerde iş birliğine açık olduklarını dile getiren Tiryaki, “Ancak geçmiş iş birliklerinden farklı bir iş birliği hedefimiz var. Yaptığımız kamuoyu araştırmalarında veya gerçekleştirdiğimiz halk toplantılarında aslında halkımızın iş birliğine kapalı olmadığını gördük. Sadece bu ittifakın biçimine göre eleştirileri var. Bunun daha açık, şeffaf ve kazandıran bir ittifak olmasını istiyorlar. Eğer bir işbirliği yapacak isek bunun aynı zamanda bize de kazandırması gerekir. Halkın uyarısı bu yönde. Emin olun ittifakta da halkımızın çıkarlarını gözeteceğiz” diye belirtti.

Tiryaki, bu ittifak kapsamında sol ve sosyalist ile demokratik kitle örgütleriyle görüşmelerini sürdürdüklerini ancak henüz nihayete ermediğini de paylaştı. Tiryaki, “CHP veya başka bir parti ile henüz böyle bir girişimimiz olmadı. Bunun da bilinmesini isterim” dedi.

Kayyım uygulamasının halkta duygusal kırılmaya neden olduğunu söyleyen Tiryaki, şöyle devam etti: “Seçimsiz belediye kazanmak AKP’nin hoşuna gitmiş olmalı ki 2019’da sudan bahanelerle seçilmiş arkadaşlarımız hakkında soruşturma başlatarak, hatta hiçbir soruşturma yok iken belediye eşbaşkanlarımızı görevden uzaklaştırarak yerlerine kayyım atadı. Meclisleri de feshetti. Fakat ne 2016’daki ne de 2019’daki kayyım görevlendirmesi halkın desteğini alabilmiş değil. Siyasi iktidar bunu çok iyi biliyor. Muhalefet bir bütün olarak kayyım siyasetini doğru bulmuyor. AKP seçmeninin önemli bir bölümü de kayyım siyasetini doğru bulmuyor. Önümüzdeki dönem için AKP’nin kayyım atama konusunda rahat olmayacağını söyleyebilirim. Çünkü Kürtlerde duygusal kırılmaya yol açan bir uygulama bu.”

Paylaşın

Yeşil Sol Parti Sandık Kurullarında Yer Alabilecek Mi?

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Peki seçim güvenliğinin çok önemli olduğu göz önünde bulundurulduğunda, HDP adaylarının da yer aldığı Yeşil Sol Parti sandık kurullarında görev alabilecek mi?

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki, YSP’nin bazı yerlerde sandık kurullarında yer almasının mümkün olduğunu belirterek, bunu şöyle açıkladı:

“YSP son seçimlere girmediği için sandık kurulu üyesi olamıyor. Ama son seçimlerde en çok oy almış beş parti üye veriyor ya, diyelim ki biz sandık kuruluna girmedik, bizden sonraki parti kurula giriyor. Ama o ilçede eğer örgütü olan başka bir parti yoksa o zaman seçime giren partilere bakıyorlar. O parti seçime giriyorsa, ki giriyor ve ilçede teşkilat varsa, ki çoğunda var, o zaman bazı ilçelerde sandık kurulu üyesi verebiliyor.”

Bunun örneğinin 24 Haziran 2018 seçimlerinde yaşandığını söyleyen Tiryaki, İYİ Parti’nin o dönemde henüz bir seçime girmediği halde bazı sandık kurullarına üye verdiğini hatırlattı.

Anayasa Mahkemesi’nde devam eden kapatma davası nedeniyle Yeşil Sol Parti (YSP) listesinden seçime girecek olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve diğer bileşenler adaylarını geniş bir organizasyonla tanıtırken, Yeşil Sol Parti’nin bazı ilçelerde sandık kurullarında yer alabileceği belirtiliyor.

TBMM’nin üçüncü büyük partisi olan HDP, hakkındaki kapatma davasında tam seçim öncesi bir karar alınabileceği riskini düşünerek seçime Emek ve Özgürlük İttifakı çatısında yer alan Yeşil Sol Parti’nin listesinden girmeye karar vermişti.

Cumhur ve Millet ittifaklarına alternatif olan Emek ve Özgürlük İttifakı; HDP, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ve Sosyalist Meclisler Federasyonu’ndan (SMF) oluşuyor.

İttifak içinde uzun süren görüşmelerin ardından HDP, EHP, EMEP, Sosyalist Meclisler Federasyonu ve TÖP seçimlere 81 ilde Yeşil ve Sol Parti çatısından ortak listelerle katılmaya karar vermişti. İttifak içinde yer alan TİP ise seçimlere 49 il ve 52 seçim çevresinde kendi listeleriyle girerken, diğer tüm il ve seçim bölgelerinde Yeşil ve Sol Parti’yi destekleyecek.

Ankara’da bugün düzenlenen geniş katılımlı bir toplantıyla YSP adaylarını tanıttı.

Adaylar arasında iki dönem kuralının esnetildiği HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan ile DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, Meral Danış Beştaş, Sezai Temelli ve Saruhan Oluç gibi bazı isimler bulunuyor. HDP’li 33 HDP milletvekili ise iki dönem kuralı nedeniyle bu seçimde aday olmadı.

HDP’nin kapatılması durumunda ise şu anda aday gösterilen Saruhan Oluç ve Meral Danış Beştaş gibi bazı isimlerin durumları tehlikeye girebilir. Bu durumda bu isimden sonra gelen adayın seçime girmesi söz konusu olacak. Kapatma davası kapsamında HDP’li 53 milletvekili için siyasi yasak isteniyor.

Bu arada iki tecrübeli gazeteci Hasan Cemal ve Cengiz Çandar seçilecek yerlerden aday olurken, çözüm sürecinin aktif isimlerinden Sırrı Süreyya Önder, barış akademisyeni Sevilay Çelenk, hukukçu Mehmet Emin Aktar, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, babası ve iki abisi AKP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve akrabaları tarafından öldürülen Ferit Şenyaşar gibi isimler de adaylar arasında.

Aday tanıtım toplantısının yanı sıra Yüksek Seçim Kurulu’nun yurt dışı seçim bölgesi ile ilgili aldığı son karar da gündemin önemli konularından biri.

YSK’nın 14 Mayıs seçimindeki sandık kurullarına ilişkin aldığı son kararla seçimlere Yeşil Sol Partisi listelerinden girme kararı alan HDP’nin sandık kurullarında temsilci hakkı bulunduramayacağına hükmettiği basına yansımıştı. Bu kararın MHP’nin başvurusu üzerine yapıldığı da belirtilmişti.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in aday tanıtım toplantısında konuştuğu HDP’nin YSK Temsilcisi Mehmet Rüştü Tiryaki, konunun basına yansıdığından biraz daha farklı olduğunu belirterek, son durumu ve genel yasa hükmünü şöyle aktardı:

“YSK’ya biz başvurduk. Çünkü yurt içindeki sandık kurulu üyelerinin oluşumuna dair şöyle bir hüküm var; eğer son seçimlerde ilk beş parti içinde yer alıyorsa ve o ilçede teşkilatı varsa sandık kuruluna o parti üye verebiliyor. Ama parti seçime girmezse eğer, sandık kuruluna üye verme hakkını da kaybediyor.”

Tiryaki, seçimden çekilen partinin aynı şekilde ilçe seçim kurulu üyeliği hakkının da sona ereceğini ve yasada bu konularda açık hüküm bulunduğunu belirterek, yurt dışı seçim bölgesi ile ilgili farklılığı ise şöyle açıkladı:

“Ancak yurt dışındaki sandık kurulları için böyle kesin bir hüküm yok, genel kural son seçimlerde en çok oy almış üç siyasi partinin yurt dışı sandık kurullarına üye vermesi şeklinde. Yurt dışı için üç partiden birisi seçime girmezse sandık kurulu üyeliğinin düşüp düşmeyeceğine ilişkin açık hüküm yok. Biz de yasa koyucu yurt içi hakkında açık hüküm koyarken yurt dışı için koymamış diyerek YSK’ya başvurup sandık kuruluna üye vermek istediğimizi belirttik.”

YSK’nın HDP’nin bu başvurusu ile birlikte aynı anda başvuran MHP’nin başvurusunu da değerlendirdiğini aktaran Tiryaki, “YSK bu iki başvuruyu birlikte değerlendirdi ve yurt içindeki sisteme paralel olarak yurt dışı için de bir parti seçime girmiyorsa sandık kuruluna üye veremeyeceğine hükmetti” diye konuştu.

Yeni Sol Parti sandık kurullarında yer alabilecek mi?

Peki seçim güvenliğinin çok önemli olduğu göz önünde bulundurulduğunda, HDP adaylarının da yer aldığı Yeşil Sol Parti sandık kurullarında görev alabilecek mi?

Tiryaki YSP’nin bazı yerlerde sandık kurullarında yer almasının mümkün olduğunu belirterek, bunu şöyle açıkladı:

“YSP son seçimlere girmediği için sandık kurulu üyesi olamıyor. Ama son seçimlerde en çok oy almış beş parti üye veriyor ya, diyelim ki biz sandık kuruluna girmedik, bizden sonraki parti kurula giriyor. Ama o ilçede eğer örgütü olan başka bir parti yoksa o zaman seçime giren partilere bakıyorlar. O parti seçime giriyorsa, ki giriyor ve ilçede teşkilat varsa, ki çoğunda var, o zaman bazı ilçelerde sandık kurulu üyesi verebiliyor.”

Bunun örneğinin 24 Haziran 2018 seçimlerinde yaşandığını söyleyen Tiryaki, İYİ Parti’nin o dönemde henüz bir seçime girmediği halde bazı sandık kurullarına üye verdiğini hatırlattı.

Paylaşın

HDP’den Anayasa Mahkemesi’ne ‘Kapatma’ Başvurusu: Siyasete Müdahale

HDP Milletvekilleri Mehmet Rüştü Tiryaki, “Olağan koşullarda yapılacak seçimlere 6 aydan kısa bir süre kaldı. Daha erken bir seçimin yapılması tartışması sürüyor. Bugün de iktidarın küçük ortağının böyle bir çağrısı olduğunu gördük. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının seçimlere müdahale anlamına gelecek, seçim yarışının adil bir biçimde yürütülmesinin önüne geçecek bir talepte bulunmuş oldu.” dedi ve ekledi: 

“Biz doğrudan AYM’ye bir başvuru yaptık. Özü itibariyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bu talebinin AYM’nin kuruluş yasasına ve ceza yasasına aykırı olduğu yönünde tespitimiz var. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebi doğrudan siyasete, Türkiye’de zaten sınırlı olan demokrasiye bir müdahale anlamına geliyor. Umarın AYM bu talebi incelenmeksizin reddeder ve aksi bir karar AYM’nin seçimlere müdahale etmesi anlamına gelecektir.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) parti kapatma davasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yaptı. Davanın seçim sonrasına bırakılmasını istedi.

Konuya ilişkin parti genel merkezinde Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan, milletvekilleri Mehmet Rüştü Tiryaki ve avukatlarla bir basın toplantısı düzenleyen HDP, ayrıca Yargıtay cumhuriyet başsavcısı Bekir Şahin’in hesaplara bloke konulması talebini siyasete doğrudan müdahale olarak değerlendirdi.

Tiryaki: Talep incelemeden reddetmeli

Toplantıda ilk olarak Demokratik Yerel Yönetimler Kurulundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki söz aldı.

Yargıtay’ın partinin hesaplarına bloke konulmasıyla ilgili başvurusuna dair henüz bir tebligatın yapılmadığını belirten Tiryaki şunları söyledi:

Olağan koşullarda yapılacak seçimlere 6 aydan kısa bir süre kaldı. Daha erken bir seçimin yapılması tartışması sürüyor. Bugün de iktidarın küçük ortağının böyle bir çağrısı olduğunu gördük. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının seçimlere müdahale anlamına gelecek, seçim yarışının adil bir biçimde yürütülmesinin önüne geçecek bir talepte bulunmuş oldu.

Biz doğrudan AYM’ye bir başvuru yaptık. Özü itibariyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bu talebinin AYM’nin kuruluş yasasına ve ceza yasasına aykırı olduğu yönünde tespitimiz var. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebi doğrudan siyasete, Türkiye’de zaten sınırlı olan demokrasiye bir müdahale anlamına geliyor.

Umarın AYM bu talebi incelenmeksizin reddeder ve aksi bir karar AYM’nin seçimlere müdahale etmesi anlamına gelecektir.

Özdoğan: HDP halkın emeğiyle kurulan bir partidir

Daha sonra söz alan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan da kapatma davası sürerken hesaplara bloke konulamayacağını ifade etti:

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebi zaten siyasi bir süreç olarak tanımladığımız iddiamızın altını kalınca çizmiş oldu. Bir seçim sürecindeyiz ve HDP yönelik kapatma davasının yanı sıra Kobanê davasında gelinen süreçte siyasetçilerin halen tutuklu olması iktidarın HDP’nin olmadığı bir seçim süreci istemektedir. Bunu da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının eliyle yapmak istemektedir.

Biz hep söyledik, yargı siyasetin aracı olmasın, siyasetin eli olmasın. Kapatma davası ne yazık ki birçok başlıkta basınla paylaşılan ve bizim sonradan duyduğumuz bir şekilde gerçekleşiyor. Seçimi kazanmanın aracı haline dönüştürülmüş durumunda.

Başsavcılık hukuksal bir merci, mevzuatı bilmeyen bir kurum değil. Mevcut yasada Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası sürerken, bir partinin hesaplarına bloke konulması ya da hesaplarının kesilmesi söz konusu değil. Anayasa 69/7 açık. Başsavcılık bu maddeyi bilmektedir, bunu bile bile siyasetçilerin açıklamalarının akabinde bir talepte bulunmaktadır.

Siyasetçilerin açıklamalarını takip eden bir Yargıtay Başsavcılığıyla karşı karşıyayız. Hukuksal süreçleri değil, siyaseti veri alan bir başsavcılık var karşımızda. HDP gibi güçlü bir siyasi gelenek, elbette yardımlarla hazineden alınan paralarla kurulmadı. Halkın emeği ve mücadelesiyle kurulan bir partidir. Hazine yardımı da hak edilen meşru bir haktır. Partiye yönelik sopa gösterme politikası karşılık bulmayacaktır. Elbette HDP ve HDP siyaseti devam edecektir.

Erol: Talebin hukuksal bir yönü yok

HDP avukatlarından Özgür Erol ise iki yıldır süren kapatma davasında HDP’ye yönelik ciddi bir siyasi kampanyanın yürütüldüğünü söyledi:

Bu siyasi kampanya çeşitli gerekçelerle örülmeye çalışıldı. Geldiğimiz noktada HDP’nin hazine yardımı alacağı hesaplara bloke konulması talebi artık son noktayı ifade ediyor. Hukuksal bir yönü bulunmayan bir talep. Mart 2021’deki ilk iddianamede bu talep öne sürüldü, iddianame reddedildi, Haziran 2021’deki iddianamede bu talep yenilendi ve AYM tarafından yine reddedildi.

Aradan geçen bir buçuk yıldan sonra davada ne tür yeni bir durum oldu da başsavcılık bu talebi yenileme gereği duydu? Yeni olan tek şey, seçim sürecine gelinmiş olundu. Yasal veya anayasal bir temeli olmayan bu talebi incelenmeksizin reddini talep ettik.

Kapatma davasında 10 Ocak’ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı AYM’de sözlü görüşlerini sunacak. Bu artık son merhalelerden biridir. Bundan sonrasında da HDP adına bu görüşler sunulacak, bu aşamaya gelmeden bu talebin apar topar sunulmuş olması, bu işleyişlerin iç içe geçmesine yol açıyor. Öncelikle bu talebe doğru hususun netleşmesi gerekir. Bu husus netleşmeden, bu hususta ya ret kararı verilecek ya HDP’nin görüşü ve savunması alınacak. Bu süreçler tamamlanmaksınız bunun üstüne Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının dinlenmesi prosedürü işletilemez.

Dolayısıyla bu karara dair bir incele yapılacaksa Yargıtay’ın sözlü mütalaa prosedürünün de ertelenmesi gerekir. Mevcut dilekçemizin içeriğindeki talepler bunlar. Bizim talebimiz bu demokratik toplum değerlerine taban tabana ters HDP’yi bu yargılama sürecinde son derece dezavantajlı durumuna düşürecek, seçim sürecinde dezavantajlı duruma düşürmeye yönelmiş bu talebin AYM tarafından reddedilmesi yönündedir.

Paylaşın