HDP Eş Genel Başkanı Sancar: Biz Direnmeyi Biliriz

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, Kobani Davası’na ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu kumpas davasını sadece HDP’ye yönelik bir uygulama ve özel durum olarak nitelendirmek büyük hata olur. Biz direnmeyi biliriz, her türlü hukuksuzluğa karşı da sözümüz var. Bu sözü de her şart altında söyleriz” dedi.

Haber Merkezi / Sancar, açıklamasının devamında, “Bu bir kumpas davasıdır. Türkiye siyasetini dizayn etme politikasının önemli bir halkasıdır. Hiçbir muhalefet partisi, derdi demokrasi ve adalet olan hiçbir çevrenin buradaki kumpasa seyirci kalmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Mithat Sancar, açıklamasının sonuna doğru, ilk seçimlerde iktidarın gideceğini belirterek, “Bu iktidarın hukuksuzlukları, adaletsizlikleri de hem siyaseten hem de adil yargı önünde mutlaka hesaba çekilecektir. O nedenle adalet mücadelesinde bir an bile duraksamaya gerek yok. Ama adaletsizliğe bilerek ya da mecburiyetten alet olanlar kendilerini bir kez daha gözden geçirmelidir” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Sincan’da görülen Kobani Davası’na katıldı. Sancar, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Tam bir kumpas operasyonu olarak başlayan davanın bugünkü duruşmasını birlikte izleyeceğiz. Her yönüyle özel operasyon dosyasında Kobani Kumpas Davası. Şimdi de her açıdan hukuksuzluklar örneği olarak devam ediyor. Aslında hukuksuzluk demek hafif kalır. Burada karşılaştığımız şey hukukun basit ihlali değil. Burada karşılaştığımız şey basit bir adaletsiz uygulaması değil, gerçek anlamda bir düşman hukuku uygulamasıdır.

“Burada adil yargılama yok, acil yargılama var”

Onca yıllık akademisyenlik çalışmalarımda incelediğim hukuksuz davaların hepsini geride bırakmış bir düşman hukuku uygulaması olduğunu söylersem abartı değil. Tarihe hukuk adına, adalet adına yüz karası olan davalarda bile bu kadar keyfi uygulama yaşanmadı. Dreyfus, Sakko ve Vanzetti, Reichstag yangını davalarında bile bu kadar cüretkar bir keyfiliğe tanık olmadık. En azından oralarda görüntüyü kurtarma adına hukuk kurullarına şeklen uyma yaklaşımı söz konusuydu burada o da bırakılmış. Adil yargılamadan geçtik burada yapılan tek şey acil yargılamadır. Adaletin gerekleri değil, iktidarın ihtiyaçları esas alınıyor.

“Gizli tanık gizli bir şekilde, yargılananlar ve avukatlar olmadan dinlendi”

Son zamanlarda davayı hızlandırmaya yönelik kararlar çoğaldı, savunma hakkı yok sayılıyor. Savunmaya imkan tanınmıyor, süreler çok kısaltılıyor. Böylece 3 bin 500 sayfalık iddianame 324 klasörden oluşan davada gerçek bir savunma yapılması imkansız hale getiriliyor. Gizli tanık uygulamasının burada yeni bir örneği ile karşı karşıyayız. Gizli tanık ancak istisnai başvurulacak bir uygulamadır ancak özel şartlar varsa bu yola gidilebilir. Oysa Kobanî Kumpas Davasında gizli tanık uygulaması kural haline gelmiştir. Gizli tanık bile gizli dinlenebilir haline geldi. Hafta sonu mahkeme heyeti bir gizli tanığı yargılanan arkadaşlarımız ve avukatların bilgisi dışında dinledi. Gizli tanığı gizli dinleme operasyonuna da böyle bir yargılama hukukunda tanık olduk.

“Bu davayı sadece HDP yönelik değerlendirmek büyük yanılgı olur”

Bu dava Türkiye siyasetini dizayn etme konusundaki kapsamlı mühendislik projesinin önemli bir parçasıdır. Sadece arkadaşlarımızın özgürlüğü gasp edilmiyor, günleri, ayları, yılları çalınmıyor, asıl yapılmak istenen bu ülkenin geleceğinin gasp edilmesidir. Bu ülkenin hukuka uygun bir geleceğinin gasp edilmesidir. Bu ülkenin demokratik ve hukuk devletine uygun geleceğinin gasp edilmesidir. Demokrasi mücadelesini sindirme, gelecek adına umutları boğma çabasıdır karşı karşıya kaldığımız. O nedenle bu kumpas davasını sadece HDP’ye yönelik bir uygulama ve özel durum olarak nitelendirmek büyük hata olur.

“Mahkeme heyeti iktidardan talimat alıyor”

Seçimlere yaklaştıkça belli ki mahkeme heyeti de gündemini ve düzenini bunun ihtiyaçlarına göre ayarlıyor. Yani hukuktan değil iktidardan talimat alıyor. Bunun çok açık örneğini geçtiğimiz haftalarda yaşadık. Bu yargılama için özel olarak atanan Bahtiyar Çolak uzun süre mahkeme başkanlığı yaptı, ardından görevden alındı, ardından çete operasyonunda gözaltına alındı, ev hapsinde tutuldu. Bunun yargılamanın hangi dinamikler, saikler ve hedeflerle yürütüldüğünü ortaya koyan açık bir durum olduğunu kim gözden kaçırabilir. Bizim çağrımız; biz direnmeyi biliriz, her türlü hukuksuzluğa karşı sözümüz var, bu sözü de her şart altında söyleriz. Tıpkı burada duruşma salonunda arkadaşlarımızın o sözü, o hakikatin sözünü en etkili şekilde dile getirmelerinde olduğu. Arkadaşlarımız hakikati dile getiriyorlar, sözlerini en cesur şekilde söylüyorlar. Bizler, halkımız, her alanda hakikati söylemeye devam edeceğiz.

Bu bir kumpas davasıdır. Türkiye siyasetini dizayn etme politikasının önemli bir halkasıdır. Hiçbir muhalefet partisi, derdi demokrasi ve adalet olan hiçbir çevrenin buradaki kumpasa seyirci kalmaması gerekiyor. Burada hazırlanan gelecek ya da düzen ülkenin nasıl bir geleceğe mahkum edilmek istendiğinin tipik bir örneğidir. Çarpıcı bir timsalidir. Adaletsizliğe her alanda karşı çıkmazsak her alana adaletsizliğin yayılmasını da önleyemeyiz.

“Bu dava ülkenin geleceğini gasp etmek için yapılan hazırlıkların en önemli parçasıdır”

Son zamanlarda başka davalarda da bu keyfilikleri ve pervasızlıkları gördük. Gezi yargılamaları bunlardan biriydi. Bu gibi durumlarda sadece kendisi ile ilgili bir adalet sorunu gören kısıtlı anlayış yatar. Adaletsizlik kime yapılırsa yapılsın, hep birlikte buna karşı çıkılmadıkça bu ülkeyi adaletsizlik pençesinden kurtarma imkanımız yoktur. Bu dava HDP’yi hedef almakla sınırlı bir dava değildir. Bu dava arkadaşlarımıza ceza vermek için hukukun bütün kurallarının bir kenara bırakıldığı, keyfi bir planın parçasından ibaret değildir. Bu dava ülkenin geleceğini gasp etmek için yapılan hazırlıkların en önemli parçasıdır. O nedenle bütün muhalefet partilerini, demokrasi ve adalet isteyen bütün çevreleri gözlerini bu davaya çevirmeye ve buradaki düşman hukuku uygulamalarına hep birlikte karşı çıkmaya çağırıyoruz.

“Yakın zamanda bu gidişata dur denilecektir, ilk seçimlerde bu iktidar gidecektir”

Biliyoruz ki bu iktidarın da sonu yaklaştı. Bu hukuksuzluklara alet olanlar veya bilerek bu hukuksuzlukları, adaletsizlikleri hayata geçirenler tarihte pek çok örnekte olduğu gibi bunun hesabını gerçek anlamda adil mahkemeler önünde vermek zorunda kalacaklardır. Hukuksuz ve kanun emri uygulamak onları suç işlemiş olmaktan kurtarmaz. Bu ülke bu düzene, bu anlayışa mahkum değildir. Yakın zamanda bu gidişata dur denilecektir. İlk seçimlerde bu iktidar gidecektir, bu iktidarın hukuksuzlukları, adaletsizlikleri de hem siyaseten hem de adil yargı önünde mutlaka hesaba çekilecektir. O nedenle adalet mücadelesinde bir an bile duraksamaya gerek yok. Ama adaletsizliğe bilerek ya da mecburiyetten alet olanlar kendilerini bir kez daha gözden geçirmelidir.”

Duruşmayı DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Tunahan Elmas, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, DEVA Partisi Seçim İşleri Başkan Yardımcısı Yusuf Şahin, CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ve CHP Ankara İl Başkanlığı takip etti.

Paylaşın

HDP’li Sancar: Bu Rejimi Tarihin Çöplüğüne Gömecek Gücümüz Var

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kobani Davası duruşması öncesi yaptığı açıklamada, “Bu rejimi tarihin çöplüğüne gömecek gücümüz vardır. Yeter ki bu gücü ortak mücadelenin kaynağı haline getirelim” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, 108 sanıklı Kobani davasının dokuzuncu duruşması öncesinde Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü önünde açıklama yaptı. Sancar, Kobani davasının sadece Türkiye değil dünya tarihine de hukuksuzluk ve adaletsizlik örneği olarak geçtiğini söyledi.

Evrensel normlara uygun bir yargılama yapılmadığını belirten Sancar, “Bırakın evrensel normlara uygunluğu, Türkiye’de asgari hukuk kurallarına uygunluk bile söz konusu değildir” dedi. Mahkeme heyetinin tutumunun ve iktidar ile ortaklarının mahkemeye yönelik açıklamalarının bu davanın amacını net bir şekilde ortaya koyduğunu dile getiren Sancar, “Bu dava, HDP’ye karşı bir siyasi tasfiye ve intikam davasıdır” ifadelerini kullandı.

HDP Eş Genel Başkanı Sancar konuşmasının devamında ise şunları söyledi;

“Bu dava, HDP’ye karşı bir siyasi tasfiye ve intikam davasıdır. Hedef sadece HDP değildir; hedef adalet arayışı, demokrasi mücadelesi ve barış özlemidir. Bu dava adalete, demokrasiye, barışa karşı yürütülen çok yönlü programların laboratuvarı gibidir. Adaletsizliklerin burayla sınırlı kalmayacağını, herhangi bir alanda karşılaşılan hukuksuzlukların sadece o alanla sınırlı kalmayacağını bizler söylüyoruz, dünya tarihi söylüyor. Türkiye’deki tecrübeler gösteriyor. O nedenle bir yerde bir adaletsizlik yaşanıyorsa, o adaletsizliğin ülkenin diğer alanlarına ve diğer meselelerine de yayılacağını aşikar.

Adalet herkes için varsa ancak anlam taşır, ancak gerçekleşebilir. Sadece kendisi için adalet isteyenlerin adaletsizlik sisteminin yaygınlaşmasında doğrudan ya da dolaylı bir paylarının olduğunun bilinmesi gerekiyor. Bu duruşmada gördüğümüz keyfilikler ülke yönetiminin niteliklerini de ortaya koyuyor. Her gün yeni bir olayla karşılaşıyoruz. Cumhurbaşkanı, bir çocuğu mitinge çıkarıp muhalefet liderlerine hain dedirtebiliyor. Bu iktidarın zavallılığını, çaresizliğini ortaya koyuyor.

Burada bugün olan aynı zamanda Kürt halkının Kobani direnişine yönelik sergilediği dayanışmanın yargılanmasıdır. Kürtçeye, Kürtlere, Kürt kültürüne ve halkına karşı baskılar yaygınlaşıyor. Daha dün İstiklal Caddesi’nde Kürtçe müzik yapan sokak sanatçılarına polisin pervasızca müdahalesinin görüntülerini gördük. Buna benzer örnekler başka alanlarda da karşımıza çıkıyor. Amacımız bu ülkede adaleti herkes için eşit şekilde tesis etmektir.

“Kobanî davasını, kapatma davasını boşa çıkaracağız”

Adaletin mahkeme salonlarında aranamayacağı bir rejim yaratılmıştır. Adaletin gerçekleşmesini mahkeme salonlarına sınırlayarak izlemek, bununla yetinmek bu sistemin pervasızlaşmasını teşvik etmektedir. Mahkeme salonlarında yargılanan arkadaşlarımız, bu davayı ve arkasındaki zihniyeti etkili bir biçimde yargılamaktadır. Avukat arkadaşlarımız hukukun ve adaletin gereklerinin yerine gelmesi için var güçleriyle çalışmaktadır ama adaleti sağlayacağımız yer sadece burası değildir.

Adalet mücadelesi HDP’nin varoluş sebeplerinden biridir. Adalet olmadan barış ve demokrasi olmaz. Bu nedenler Kobani Kumpas Davasında adalet arayışını hem burada mahkeme önünde hem içeride ama en çok halkın içinde yürüteceğiz. Çünkü biliyoruz ki hakikat, adalet, barış ve demokrasi birbirine kopmaz bağlarla bağlıdır. Kim adaletsizlikle karşılaşırsa HDP orada olacaktır.

Bu sisteme karşı gerçek alternatifi ortaya koyacak şey de demokrasi güçlerinin bir araya gelmesidir. Barış ve demokrasi üzerine kurulacak bir gelecek için güçlü bir birlikteliğe ihtiyaç vardır. Kobani Kumpas Davasını boşa çıkaracağız, kapatma davasını boşa çıkaracağız. Bu rejimi dayandığı adaletsizliklerle birlikte tarihin çöplüğüne gömecek gücümüz var. Yeter ki bu gücü etkili ortak mücadelenin bir kaynağı haline getirelim. Herkesin bu konuda üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirmesi gibi bir sorumluluğu var.

Paylaşın