Kemiklerinizi Doğal Yollarla Nasıl Güçlü Tutabilirsiniz?

Yaş aldıkça kemikleriniz zayıflayabilir. Bu da, kemiklerinizi ince ve kırılmaya daha yatkın hale getiren bir durum olan osteoporoz (kemik erimesi) gibi sorunlara yol açabilir.

Haber Merkezi / Neyse ki, her yaşta kemiklerinizi güçlü tutmanın basit ve doğal yolları vardır. Gençliğinizi çoktan geride bırakmış olsanız bile, kemiklerinizi korumak ve gelecekteki sorunları önlemek için bazı adımlar atabilirsiniz.

İşte kemiklerinizi doğal yollarla güçlü tutmanız için ipuçları:

Beslenme:

Kemiklerin ana yapı taşı kalsiyum ve kollajen proteinidir, ancak diğer vitamin ve mineraller de kemik sağlığı için kritik öneme sahiptir.

Süt ve süt ürünleri: Yoğurt, peynir, kefir (A2 sütü gibi alternatifler de kullanılabilir).
Yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, kale, brokoli, roka.
Kuruyemiş ve tohumlar: Badem, chia tohumu, susam.
Balık: Somon, sardalya (özellikle kılçığıyla yenirse).
Baklagiller: Nohut, mercimek, kuru fasulye.

D Vitamini:

Güneş ışığı: Günde 15-30 dakika güneş ışığına maruz kalmak (cilt tipi ve coğrafi konuma bağlı).
Gıdalar: Yağlı balıklar (somon, uskumru), yumurta sarısı, zenginleştirilmiş süt veya tahıllar.
Takviyeler: Gerekirse doktor kontrolünde D vitamini takviyesi alınabilir (özellikle kış aylarında veya güneş ışığı azsa).

Magnezyum ve diğer mineraller: Magnezyum, kemik mineralizasyonu için önemlidir, çinko ve fosfor da kemik sağlığını destekler.

K Vitamini: K vitamini, kemik proteinlerinin oluşumuna yardımcı olur.

Protein dengesi: Kemiklerin kollajen yapısı için yeterli protein gereklidir. Ancak aşırı protein alımı kalsiyum kaybına neden olabilir. Dengeli bir diyetle et, balık, yumurta, baklagiller veya tofu gibi kaynaklardan protein alın.

Fiziksel aktivite:

Yürüyüş, koşu, hiking, dans veya ip atlama gibi aktiviteler kemiklere yük bindirerek güçlenmesini sağlar. Haftada en az 150 dakika orta yoğunluklu aerobik aktivite önerilir.

Ağırlık kaldırma, direnç bantlarıyla çalışma veya vücut ağırlığıyla yapılan egzersizler (şınav, plank, squat) kemik ve kas sağlığını destekler. Haftada 2-3 gün kas güçlendirme egzersizi idealdir.

Yoga, pilates veya tai chi, düşme riskini azaltarak kırıklara karşı koruma sağlar. Özellikle yaşlı bireylerde denge önemlidir.

Zararlı alışkanlıklardan kaçınma:

Sigarayı bırakın: Sigara, kemik yoğunluğunu azaltır ve kırık riskini artırır.

Alkolü sınırlayın: Aşırı alkol, kemik yapımını engeller. Günde 1-2 kadehten fazla tüketmekten kaçının.

Kafeini dengede tutun: Aşırı kafein kalsiyum emilimini azaltabilir. Günde 2-3 fincan kahve veya çay genellikle sorun yaratmaz, ancak kalsiyum alımına dikkat edin.

Şekerli ve işlenmiş gıdaları azaltın: Yüksek şekerli diyetler, kemik sağlığını dolaylı olarak olumsuz etkileyebilir.

Yaşam tarzı değişiklikleri:

Yeterli uyku: Kemik yenilenmesi için uyku önemlidir. Günde 7-9 saat kaliteli uyku hedefleyin.

Stresi yönetin: Kronik stres, kortizol seviyelerini artırarak kemik kaybına yol açabilir. Meditasyon, nefes egzersizleri veya doğa yürüyüşleri stresle başa çıkmada yardımcı olabilir.

Kilo kontrolü: Çok düşük kilo, kemik yoğunluğunu azaltabilir; aşırı kilo ise eklemlere fazla yük bindirir. Sağlıklı bir BMI aralığında kalmaya çalışın.

Paylaşın

Yüksek Tansiyon, Kemiklerin Zayıflamasına Nasıl Neden Olabilir?

Yüksek tansiyonun kalp hastalığı ve felç için bilinen bir risk faktörü olmasına rağmen, son araştırmalar başka bir potansiyel riski daha ortaya çıkardı: Kemik zayıflaması.

Haber Merkezi / Osteoporoz, kemiklerin kırılgan hale geldiği ve kırılma olasılığının daha yüksek olduğu bir durumdur ve genellikle yaşlılıkla ilişkilendirilir. Bilim insanları, hipertansiyonun da kemiklerin zayıflamasında rol oynayabileceğini ortaya koydular.

Bilim insanları, yüksek tansiyon ile kemik yoğunluğu kaybı arasındaki ilişkinin hipertansiyonun kan damarlarını nasıl etkilediğiyle ilgili olduğuna inanıyor.

Journal of Bone and Mineral Research dergisinde yayınlanan bir araştırmada, yüksek tansiyonu olan kişilerde özellikle kalça ve alt omurgada düşük kemik yoğunluğu ve osteoporoz riskinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.

Bu bağlantının bir nedeni yüksek tansiyonun neden olduğu iltihaplanmadır. Tansiyon yüksek olduğunda, kan damarlarında küçük yaralanmalar oluşturur ve iltihaplanmaya yol açar. Bu iltihaplanma yalnızca kalbi ve kan damarlarını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda kemiklere de ulaşır.

İltihaplanma, vücutta osteoblast adı verilen kemik oluşturan hücreleri ve osteoklast adı verilen kemik kıran hücreleri bozabilecek belirli kimyasallar salgılar. Bu dengesizlik, yeniden inşa edilenden daha fazla kemiğin parçalanmasına ve bunun sonucunda daha zayıf kemiklere yol açar.

Kaliforniya Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından yürütülen başka bir araştırma, yüksek tansiyonun idrar yoluyla kalsiyum atılımını artırabileceğini bulunmuştur. Kalsiyum, güçlü kemikler oluşturmak ve korumak için gereklidir.

Kan basıncı yüksek olduğunda böbrekler çok fazla kalsiyumu filtreleyebilir ve kemik sağlığını desteklemek için kullanılabilecek kalsiyum miktarını azaltabilir. Zamanla, bu kalsiyum kaybı kemik yoğunluğunda azalmaya yol açabilir, kemikleri daha kırılgan ve kırılmaya yatkın hale getirebilir.

Bazı tansiyon ilaçları da kemik yoğunluğu üzerinde de etkili olabilir. Örneğin diüretikler, vücuttaki fazla tuzu ve suyu atarak tansiyonu düşürmeye yardımcı olur. Ancak, bu ilaçlar vücudun kalsiyum kaybetmesine de neden olabilirler.

Osteoporosis International dergisinde yayınlanan bir araştırmada, uzun süre belirli tipte diüretik kullanan kişilerin kemik yoğunluğunun, diğer tansiyon ilaçları kullanan kişilere kıyasla daha düşük olduğu bulunmuştur.

Ancak, tüm tansiyon ilaçları bu etkiye sahip değildir. Kan damarlarını gevşetmek için kullanılan kalsiyum kanal blokerleri, kemik yoğunluğunu etkilemiyor gibi görünüyor.

İlginçtir ki, yüksek tansiyon ve kemik kaybı da benzer risk faktörlerini paylaşır. Örneğin, tuz oranı yüksek bir beslenmenin tansiyonu yükselttiği bilinir, ancak bu beslenme modeli vücuttaki kalsiyum emilimini de azaltabilir.

Ayrıca, hareketsiz bir yaşam tarzı sürdüren veya yeterli egzersiz yapmayan kişilerde hem yüksek tansiyon hem de osteoporoz riski daha yüksektir. Bu, daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenin her iki duruma karşı da aynı anda korunmaya yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.

Hem yüksek tansiyon hem de kemik yoğunluğu kaybı riskini azaltmanın yolları var. Yürüme, ağırlık antrenmanı veya yoga gibi düzenli egzersizler kemikleri korumaya ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir.

The American Journal of Medicine dergisinde yayınlanan bir araştırma, haftada birkaç kez yapılan orta düzeyde egzersizin bile yaşlılarda hem kan basıncını hem de kemik yoğunluğunu iyileştirmeye yardımcı olduğunu göstermiştir.

Ayrıca kemik sağlığı için kalsiyum ve D vitamini açısından zengin bir beslenme düzenine sahip olmak, tuz alımını azaltmak da kan basıncını kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, araştırmalar yüksek tansiyonun kemik yoğunluğunda kayba ve osteoporoz riskinde artışa katkıda bulunabileceğini göstermiştir. Bu, iltihaplanma, kalsiyum kaybı ve bazı ilaçların etkileri yoluyla gerçekleşmektedir.

Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek hem kalbinizi hem de kemiklerinizi koruyabilirsiniz: Düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve uygun kan basıncı yönetimi…

Paylaşın