Kılıçdaroğlu’ndan Kurmaylarına Dikkat Çeken Talimat

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın önceki gün yaptığı “Gönlümün adayı kısmını kaldırıyorum, o ‘gönlümüzün’ kısmı kalktı. Artık CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu diye bir algı oturdu” sözlerinin ardından parti içinden çarpıcı kulis bilgisi geldi.

İddiaya göre “Gönlümün adayı” kelimesini yasaklayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurmaylarına “Kılıçdaroğlu CHP’nin adayı deyin” şeklinde talimat verdi.

CHP dün Maltepe’de binlerce kişinin katılımıyla “Milletin Sesi” mitingini gerçekleştirdi. Miting için muhalefet cephesinde “Adaylık ilanı gibi miting” yorumlarında bulunulurken, CHP kulislerinden çarpıcı bir iddia ortaya atıldı.

Oda TV’de yer alan habere göre, Kılıçdaroğlu’nun söz konusu cumhurbaşkanı adaylığı sorulduğunda CHP’lilerden “gönlümün adayı” yanıtı geliyordu.

İddiaya göre Kılıçdaroğlu “gönlümün adayı” sözünü yasakladı. Artık CHP’liler, Kılıçdaroğlu için “gönlümün adayı” açıklaması yapmayacak, “Kılıçdaroğlu CHP’nin adayı” diyecek.

Maltepe’deki Milletin Sesi mitingi öncesinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin dikkat çeken ifadeler kullanmıştı.

Altay, “Eskiden ‘gönlümüzün adayı Kılıçdaroğlu’ deniyordu, o ‘gönlümüzün’ kısmı kalktı. Artık CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu diye bir algı oturdu” demişti.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Haramilerin Saltanatını Yıkacağız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezanın ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla Bursa’dan İstanbul’a alınan “Milletin Sesi” mitingi Maltepe Sahil Miting Alanı’nda gerçekleştirildi.

Sahneye ilk olarak parti yöneticileri ve milletvekilleri çıktı. Ardından Büyükşehir Belediye Başkanları kitleyi selamladı. Daha sonra Canan Kaftancıoğlu sahneye çıktı. Kaftancıoğlu’nun ardından Gezi Parkı Direnişi sürecinde yaşamını yitirenlerin aileleri ve Gezi Davasında tutuklananların aileleri sahnede yer aldı.  Bu sırada kitleden “Hak hukuk adalet”, “Her yer Taksim her direniş” sloganları yükseldi.

Daha sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Hak, hukuk, adalet” sloganları eşliğinde sahneye çıktı. “Kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor” diyen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Hiçkimse umutsuzluğa kapılmasın. Haramilerin saltanatı yıkılıyor. Bu meydanda milyonlarla buluşmuştuk. Az kaldı bu kentin meydanlarında, sokaklarında özgürce kucaklaşacağız. Birileri Türkiye’yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor. İnsanları korkuyla sindirmek istiyor.

Sizi, bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar. O ve Saray’ı giderse kaos olur algısı peşindeler. Evleri basıyorlar, okulları basıyorlar, tweet attılar diye liseli çocukları okullarından alıyorlar. Bebekleri babalarından annelerinden koparıyorlar.

Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar. Saray ve şurekasının elinden düşmeyen bir kelime var: O yasak, bu yasak, şu yasak…

Memleketi uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasetçilere suikast hazırlıkları. Kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz. Sonuna kadar edeceğiz ve kazanacağız.

Söz veriyorum biz kazanacağız. Ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın içinde. Bu hakka hukuka adalete sırt çevirmenin, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Sonuç: Yüzbinlerin tiranlıktan kaçmaya çalışması. En değerlimizi gençlerimizi kaybediyoruz. Gençlerimizin yüzde 70’i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile.

Yalanlardan hepimiz bıktık! Ağızlarını açtıklarında yok efendin 2023, 2071, dış güçler, Almanlar, Japonya bizleri kıskanıyor, anlaşmalarda gizli maddeler var. Bunların tamamı yalan, yalan, yalan. Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı.

Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı, uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır. Çiftçimiz, işçisi, memuru, bürokratı, esnafı, sanayicisi, tüccarı, ithalatçısı, turizmcisi, taksicisi bu değişime hazır. Bu değişime gençler hazır, kadınlar hazır. Biz bu değişime hazırız.

“Beşli çetelerin kurduğu düzeni bozacağız”

Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan kafalarına inmek zorundayız. Sarayın ve fotoğrafçı suç işleri bakanının elinden yetkiyi aldığımızda, hepsinin, bu beşli çetelerin defterini dürmek zorundayız.

‘Beşli çetelerin kurduğu düzeni bozacağız. Bunların düzenine çomak sokacağız. Beşli çetelere ses çıkarmayanlar iyilikte yarışan belediye başkanlarımıza baskı yapıyorlar. Belediye başkanlarımız kumpasları, entrikaları boşa çıkararak halka hizmetlerini sürdürüyorlar.

1 hafta süreyle karanlıkta kaldım biliyorsunuz. Ben neoliberalizme karşıyım, bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa dengesini bulur söylemine karşıyım. Toplumun belleğine yerleşen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleşmeye dönüştü.

İnsanların geçim kaynaklarını korumak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum. Vergide indirim istiyorum ama bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum. Mali sorumluluğa inanıyorum. Vatandaştan toplanan verginin hesabının vatandaşa verilmesi gerektiğine inanıyorum.

2 kadın gazeteci, işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Paramiliterlere, mafyalara, baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT’a olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına zarar gelirse, siz kendinizi unutun!

Türkiye’ye gelen kaçakların, Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde sınır namustur anlayışı var. Yol geçen hanına dönen sınırları koruyamayanlar devleti yönetemezler.

8 milyon kişiyi başımıza indirdiler, bu yük taşınamıyor. Gitmek zorundalar, gidecekler. Davul zurnayla, kardeşçe göndereceğiz. Hiçkimse unutmasın. Biz ırkçı değiliz. Irkçılığa karşıyız. Asla bu milletin alnına kara lekenin sürülmesine izin vermeyeceğiz.

Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatını kuracağız, Suriye’ye, Orta Doğu’ya barış getireceğiz. Bizim ilkemiz Atatürk’ün söylediği Yurtta Barış Dünyada Barış ilkesidir.

İnsanlar arasında eşitlik istiyorum; hak eşitliği… Fırsatların eşitliğin istiyorum. Değerle siyaseti yapılsın istiyorum. Demokrasiye saygı, işbirliği değerleri üzerinden var olalım istiyorum. 2 kelimede vücut bulan anlayışı iktidara getirmek için birlikte çalışmak zorundayız.

“İnsanca yaşayacağız, kardeşçe ve hakça bölüşeceğiz”

Dindarı, dinsizi, Türkü, Kürdü, Arabı, sağcısı, solcusu, liberali, milliyetçisi… 84 milyona, herkese; ülke elden gidiyor, birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız! Vatan bizim vatanımız, bayrak bizim bayrağımız.

Atatürk’ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi, neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini kimseyi ayırmadan, dışlamadan hep birlikte vermeliyiz. Emekçiler, toplumun tüm kesimleri, iş insanları, esnaf, kadınlar, emekliler, bilim insanları, beyaz yakalılar; insanca yaşayacağız, kardeşçe ve hakça bölüşeceğiz.

Genç muhafazakarlar; bu sorunlar hepimizin sorunu, bir kısımın değil. Bu senin de sorunun. İl Başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet senin nafakanı kesmek istiyor, seni köleleştiriyor. Sesini yükseleyeceksin, itiraz edeceksin. Aynısı sana da yapılacak. SADAT’çıların toplantılarında sen yoksun. Vatana ihanet suçu işlenirken erkekler oturdu yeni anayasa yazdı, sen orada yoksun ve olmayacaksın. Genç muhafazakar kardeşim, bu seçimde kararsızım diyemezsin. Kayıtsızlık bir cevap değildir, bir sondur. Kayıtsızlık saldırganın dostudur. Saldırgana karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın.

Bazıları hala öğretilmiş çaresizlikle bir partinin ve parti liderinin halkını dinlemesini zayıflık gibi algılıyorlar. Bir liderin kibar olmaması gerektiğini söylüyorlar. İyi kalpli olmayı zayıflık gibi gösteriyorlar. Biz birlikte oluyoruz, birlikte iktidar oluyoruz. Ben iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim, neysem oyum! Kibar olmayı, dinlemeyi, dezavantajlıların derdine koşmayı değişmeyeceğim, inadına koşacağım!

İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle yola çıkanlar bugün milletin celladı haline geldiler. Onlar saraylarda fink atıyorlar, millet ise aç. Kendi celladınızı seçmeyin. Bu bir şov değil, demokrasi arayışı; ciddi olmak zorundayız, ahlaklı olmak zorundayız, vicdanımızı dinlemeliyiz, ahlaki değerleri yüceltmek zorundayız.

“Kendi celladınızı seçmeyin”

Canan Başkan’ın başına gelene ses çıkartacaksın. Genç muhafazakar kadın, senin de başına gelecek. Ey genç muhafazakar kardeşim bu seçimde kararsızım diyemezsin. Kayıtsızlık bir seçim değildir. Bir sondur. Her zaman saldırganın dostudur. Saldırgana karşı dik durmalısın. Onurlu durmalısın.

İktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim. Ben neysem oyum! Nerede durduğumu biliyorsun. Bunu değiştirmek niyetinde değilim.

Bir yüzlükle yola çıkanlar milletin celladı haline geldi! Saraylarda fink atıyorlar, millet aç! Kendi celladınızı seçmeyin. Ahlaklı olmak, ahlaki değerlerimizi yükseltmek zorundayız.

CHP’de geçmişte şöyle yaptı böyle yaptı diyorlar. Evet hatalar oldu. Biz hatalarımızdan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Allah şahidimizdir ki kendimizi geliştirmek için çok çaba harcıyoruz. Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve talibiz. İşsizlere iş sağlamak, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bölgesinde saygın bir ülkeyi yeniden inşa etmek.

Bu söylediklerimize inanıyorsanız, akıllı bir ekonomi yönetimi istiyorsanız, Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız, Harp Akademisi öğrencileri serbest bırakılsın istiyorsanız, eğitime ve sağlığa güzel bir bütçe ayrılsın istiyorsanız, 128 Milyar doların kime satıldığını öğrenmek istiyorsanız, ödediğiniz vergilerin nereye gittiğini öğrenmek istiyorsanız, asgari ücretli açlığa mahkum olmasın istiyorsanız bize katılın. Çocuklarınızın geleceğini düşünüyorsanız bize katılın. Bu ülkeden çalınanları tavizsiz geri alacağıma bir kez daha milletimin huzurunda bir kez daha söz veriyorum!”

Paylaşın

Altılı Masada Adaylığı İçin Tereddüt Mü Var? Kılıçdaroğlu’ndan Yanıt

Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kim olacağına dair tartışmaları yorumlayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, altılı masada bu konu üzerinde hiç konuşmadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Biz cumhurbaşkanı adayının niteliklerini belirleyen bir paragraf yazalım diye konuştuk ve bunu yazıp ilan ettik” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündemde yer olan konulara ilişkin olarak Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı’nın sorularını yanıtladı .

Ana muhalefet partisi lideri, “Altılı masada sizin adaylığınız konusunda bir şüphe mi var?” şeklindeki soru üzerine bu konuyu aralarında hiç konuşmadıklarını söyledi. Ardından şunları kaydetti:

“Sadece şu görüşüldü: Cumhurbaşkanlığı ile ilgili gazetecilerden çok soru geliyor, o zaman biz cumhurbaşkanı adayının niteliklerini belirleyen bir paragraf yazalım diye konuştuk ve bunu yazıp ilan ettik.

Cumhurbaşkanlığı adaylığının çok fazla gündeme getirilmesi, aslında ekonomide yaşanan bunalımı toplumun gözünden kaçırma amacı taşıyor. Çünkü bu kadar ciddi konu varken, kim cumhurbaşkanı adayı olacak tartışmasını sürekli yaparsanız ve neden Cumhur İttifakı kendi adayını açıklamıyor diye sormazsanız, doğru olmaz. Erdoğan ne zaman açıklarsa ve seçim kararını ne zaman alırsa biz de o zaman adayı açıklarız.

Ülkenin içinde bulunduğu feci tablo fazla tartışılsın istenmiyor. Bu nedenle adaylık tartıştırılıyor. Ayrıca konuyu, cumhurbaşkanı adayı kim olacak noktasına indirmeyi de doğru bulmuyorum, sorun o değil ki, tek adam rejiminin gitmesi temel sorun.”

Bursalı’nın yönelttiği diğer sorular ve Kılıçdaroğlu’nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

Cumhurbaşkanı henüz adaylığını açıklamadı.. Altılı Masa bileşenleri de ortak adaylarını açıklamakta acele etmiyor.. Erdoğan’ın adaylığına kesin gözüyle bakılıyor, acaba Altılı Masa, kendi adayını ilan etmeyi Erdoğan’ın adaylığını açıklamasına mı endeksledi?

Hayır, Altılı Masa’da öyle bir durum yok. Şu anda seçim sathı mailine girilmiş ve seçim kararı alınmış, açıklanmış değildir. Hükümetin seçimi ilan etmesi lazım. Dolayısıyla ortak adayı şimdiden açıklamanın da anlamı yok.

Seçim zamanı yasayla belirlenmiş zaten, ayrıca hükümetin seçimler şu zaman yapılacak diye bir karar alması gerekiyor mu? 

Bunun resmen kamuoyuna deklare edilmesi gerekir. Biz de Millet İttifakı olarak oturup konuşur ve ortak adayı açıklarız.

Altılı Masa’da yeni bir durum ortaya çıktı.. Milletvekili seçimi konusunda CHP ve İYİ Parti dışında ayrı bir ittifak tartışılıyor, DEVA ve Gelecek Partisi seçimlere kendi amblemleriyle girecek. Bir üçüncü ittifakın yüzde 7 barajını aşması durumunda muhalefet Meclis’te daha güçlü olur mu?

Millet İttifakı’nda partiler şimdi şunu araştırıyor: Hangi parti hangi ilde hangi ittifaklarla seçimlere girerse daha fazla milletvekili şansı elde edilir? Bunun çalışmasını yapıyor partiler; biz de yapıyoruz. Sağlıklı bir sonuç elde etmek için, illerde her birimizin bağımsız olarak yapacağı anketlerin sonucundan yola çıkacağız. Henüz bunlar yapılmadı. Olası ittifakların hangi partilere ne kadar milletvekili kazandıracağı hesaplarının kesinleşmesi lazım. Sonra bu veriler masaya gelecek, oturup konuşacak ve kararlar alacağız.

YSK, damgalı olmayan pusulaları geçerli saymak gibi kararlar almıştı. Bu kez de sonuçları etkileyecek beklenmedik kararlar alır mı?

Dilerim olmaz.. YSK hangi kararları alırsa alsın, sonuçta biz sandık tutanaklarıyla milletin önüne çıkacağız; hangi sandıktan hangi parti kaç oy aldı, hepsini biliyor olacağız, İktidar parti temsilcisinin de imzası olacak tutanakta biz bunları toplayacak ve kamuoyuna açıklayacağız. Seçimi almak için her yola başvurabilirler ama biz kararlılığımızı göstereceğiz..

Nelere başvurabilirler?

Sandık açılırken acaba Millet İttifakı temsilcilerini bir yere gönderebilir miyiz arayışı içine girebilirler, oy toplamlarını değiştirmeye, bizim oyları başka partilere yazmaya kalkışabilirler. Bütün olasılıklara göre sandık temsilcilerimizi eğiteceğiz.

Seçimleri kazandığınızı varsayalım, daha şimdiden devleti kimlerle nasıl yöneteceğinize ve gerekli atamaları yapmaya yönelik bir çalışmanız var mı?

Bu çalışma elbette yapılacak, işi uzmanına liyakat sahibine vermek için altı lider zaten bu konuda açıklama yaptı.

Devlet içinde iktidarın kızağa çektiği bürokratlar var, onlarla mı çalışacaksınız? Aralarında FETÖ’cüler de olabilir.

İçeridekiler de dışarıda olanlar da var. 27.5 yılını bürokraside geçiren kişi olarak söyleyeyim, görevini yasalara uygun yapanlarla sorunumuz yok, siyasi görüşüne bakmayız; tabii FETÖ ve başka bir terör örgütü mensubu haricinde. Bu konuyu Altılı Masa’da konuştuk, siyasi ahlak yasası çıkaracağız, parlamentoyu kirlilikten arındıracağız.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, SADAT Önüne Neden Gittiğine Açıklık Getirdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBM’deki grup toplantısında, Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ.’nin (SADAT) önüne neden gittiğine ilişkin konuştu.

Konuşmasında, “Erdoğan’a sormak isterim; sana ne danışmanlığı verdiler? Sen bunları ne için kullandın?” diye soran Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

“Kurucusu, Erdoğan’ın eski danışmanı emekli bir general. Kâr amaçlı şirketin yöneticisi, bu kişi Erdoğan’ın danışmanlığını yaptığı dönemde devletin en hassas konuların tartışıldığı masada aynı zamanda. Bir danışman ordudan atılmış Erdoğan bunu kendisine baş danışman olarak alıyor. Devletin en hassas konularının tartışıldığı yerde bu da orada oturuyor.

Devletin kârı nerede? Ne iş yapıyor? Resmi sitesindeki ifadeler: suikast, gayrı nizami harp, istihbarat, gerilla, psikolojik harp harekatı, sokak hareketleri tetkikleri anlatılıyor, tedhiş. Bunun Türkiye Cumhuriyeti devletinin cumhurbaşkanlığı danışmanlığında ne işi var?

Oraya gittik. Engin Bey zile bastı. Bu SADAT’ın görevi amacı nedir bilgilenmek istiyoruz… İki kişi gitti haber verelim dediler, bir daha da gelmediler. Bu kadar da korkak bir yapı.

“Sana ne danışmanlığı verdiler?”

Erdoğan’a da sormak isterim; bir, bunlar senin yanında hizalandılar. Sana ne danışmanlığı verdiler? Çık bu millete anlat kardeşim. İki, sen bunları ne için kullandın? Bunlarla mı bizi korkutamaya çalışacaksın? Sen kim olursan ol CHP’yi ve onun bireylerini asla korkutamazsın.

Buradan milletimize de seslenmek isterim. Bu para için mehdilik hikâyeleri anlatan şirketin ve yapıların karşısında daha güçlü daha kararlı ve daha cesur bir şekilde karşılarında dimdik durmalıyız.

“Psikolojik harbin ortasındayız”

Buradan benzer bütün yapılara, birilerinin katipliğini yapan mektupçu mafyalara kendini derin devlet ilan etmiş müptezellere, milletimizin özgürlüklerini tehdit etme gafletinde bulunanlara da sesleniyorum; haddinizi bilin.

Aynı zamanda bir psikolojik harbin ortasındayız. Bu kurumlar sarayla iş birliği yaparak pek çok pozisyonlar yaratabilirler pek çok yalan yanlış söylemler geliştirebilirler. O nedenle SADAT’a gittim. Herkesin dikkatini çekmek için gittim.”

CHP lideri, partinin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen mahkeme kararına dair de şunları söyledi: “Geçen hafta Erdoğan’ın bir siyasi intikamına tanık olduk. İstanbul İl Başkanımız Canan Hanımı mahkum ettiler. Mahkum etmekle kalmadılar bir de siyasi yasak getirdiler. Yasaklarla özellikle siyasi tutuklularla Türkiye asla yol almamıştır.

Parti kapatmakla, farklı düşündü diye bir insanı hapse atmakla demokrasi gelmez. Demokrasi herkesin özgürce düşüncesini ifade edebildiği ortamı yaratmak demektir. Benim söylemime katılmayabilirsiniz ama dinleyebilirsiniz.”

Gezi davası tutuklularının da yalnız olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Onlarla, aileleriyle, onların düşünce ve idealleriyle beraber olacağız. Mücadelemiz demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, kadın erkek eşitliği mücadelesidir. Mücadelemiz hakkı, hukuku bu ülkede inşa etme mücadelesidir” dedi.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Sureti Muhalif Görünenlere Dikkat Edilmeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinin Atatürk Havalimanı’na yönelik projesi hakkındaki sözlerini paylaşarak CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu hedef gösteren Ümit Özdağ’a, isim vermeden tepki gösterdi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Atatürk Havalimanı’nın imara açılacağı iddialarının üzerine başlayan tartışmalarla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

Kılıçdaroğlu, CHP’nin Atatürk Havalimanı’nın yıkımına karşı yaptığı eylemi, “Canan Kaftancıoğlu Atatürk Havalimanı’nın önüne yarın CHP’lileri çağırmış. 2 yüzlü utanmaz siyaset böyle olur. Hem bahçe projesini AKP bizden telefonunuzu dinleyip çaldı diyeceksin hem yıkımı protesto edeceksin. Canınız cehenneme Atatürk düşmanı kadrolar. Kandırmayın vatanseverleri” sözleriyle eleştiren Özdağ’a CHP 26. Dönem Milletvekili Doç. Dr. Gülay Yedekçi’nin sözlerini alıntılayarak yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu, isim vermeden Özdağ’a tepki göstererek, “Türkiye’de üzerine en çok algısal operasyon yapılan kişiyim. Bu değişmez, ben alışığım. Ancak yurttaşlarımıza önerim, sureti muhalif görünen ama psikolojik harp dahilinde kurulmuş yapılara dikkat etmeleridir. Sarayın troll içeriklerini yayanlara bakmak yeterli olacaktır kanımca” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun alıntıladığı videoda Yedekçi, CHP’nin Atatürk Havalimanı’na yönelik projesini şu sözlerle anlattı:

“Aslında Atatürk Havalimanı’yla ilgili ben bir proje hazırladım. Atatürk Kent Parkı ve Uygarlık Kütüphanesi diye ve bununla ilgili de bir kanun teklifi hazırladım. Neden? Çünkü böyle bir şey olacağı daha önceden de konuşuluyordu. Sonra erken seçim oldu, kanun teklifini hazırladık ama veremedik. Şunu dedik; oradaki bütün çalışmalara STK’lar, mühendisler, orada yaşayan insanlardan başka kimse karışamasın dedik. Gerçekten de iyi bir çalışma çıktı. Oraya gençler için bir teknoloji merkezi, orada bir uzay üssü, uzay izleme merkezi yapılabilir ama pistlerin korunup havalimanı şeklinde kalmasını istedik. Atatürk Havalimanı’nın binasının ve pistlerinin kullanılmaya devam edilmesi şart. Bırakın iyi bir havalimanı olmasını, asıl önemli olan noktalardan biri de bir simge yapı olmasıdır. Bunun da altını çizmek isterim”

Ümit Özdağ’dan yanıt

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu’nun sözlerine sosyal medya hesabından yanıt verdi. Kılıçdaroğlu’nun paylaşımını alıntılayan Özdağ, “2016/2021’de Suriyeli sığınmacılar kalacak çalıştayı yapan, 2022’de Zafer Partisi’nde halk desteğinden dolayı ‘gönüllü giderler’ noktasına gelen, 2.5 milyon mühürsüz oyu kirli referandumda kabullenen sarı muhalefet, Zafer Partisi’nin ana muhalefet olduğunu anladı” diye yazdı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Milletvekillerine ‘İktidara Hazırlanın’ Talimatı

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun 51 ilde yurt gezileri yapacak milletvekillerine, “AKP’nin artık hiçbir sorunu çözme şansı yok. İktidara geliyoruz. Ticaret odaları, esnaf odaları, ziraat odaları gibi meslek örgütlerine gidin ve ‘Acil sorunlarınız neler’ diye sorun” talimatı verdiği öğrenildi.

Kılıçdaroğlu’nun vekillere iktidara geldiğimizde yapacaklarımızı hazırlayalım” talimatı verdiği de öğrenildi. Sığınmacılar konusunun da ele alındığı öğrenilen toplantıda Kılıçdaroğlu’nun, “Bu konuyu ilk gündeme getiren parti CHP’dir. Sığınmacıları iki yıl içerisinde göndereceğiz” değerlendirmesini yaptığı belirtildi.

CHP PM, dün Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında partinin genel merkezinde toplandı. Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal’ın haberine göre, toplantıda, 21 Mayıs’ta İstanbul Maltepe’de yapılacak mitingin sadece Yargıtay’ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’yla ilgili kararına tepki olarak değil, genel olarak tüm ülkedeki adaletsizliklere tepki olarak yapıldığı vurgulandı. Kılıçdaroğlu’nun, toplantıda, “Yol arkadaşlarımıza da sahip çıkacağız” dediği belirtildi.

Sandık güvenliğinin de konuşulduğu toplantıda, “bütün sandık görevlilerinin aranarak kontrol edilmesine yönelik karar alındığı” aktarıldı.

“İktidara geldiğimizde yapacaklarımızı hazırlayalım”

Partililerden daha önce 51 ilde ziyaretlerde bulunmalarını isteyen Kılıçdaroğlu’nun, milletvekillerine, “AKP’nin artık hiçbir sorunu çözme şansı yok. İktidara geliyoruz. Ticaret odaları, esnaf odaları, ziraat odaları gibi meslek örgütlerine gidin ve ‘Acil sorunlarınız neler’ diye sorun. İlk çözülmesini istedikleri sorunları öğrenin. İktidara geldiğimizde yapacaklarımızı hazırlayalım” talimatı verdiği de öğrenildi. Sığınmacılar konusunun da ele alındığı öğrenilen toplantıda Kılıçdaroğlu’nun, “Bu konuyu ilk gündeme getiren parti CHP’dir. Sığınmacıları iki yıl içerisinde göndereceğiz” değerlendirmesini yaptığı belirtildi.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: SADAT, Suriye Konusunda Erdoğan’ın Talimatıyla Farklı Roller Üstlendi

SADAT’ın Suriye konusunda “farklı roller üstlendiğini” söyleyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Buna ilişkin açıklamalar, duyumlar, görseller hepsi var. Yasadışı bir işlem yasal görünümlü bir dernek aracılığıyla yapılıyor” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “uluslararası savunma danışmanlığı” yaptığını söyleyen SADAT’a gerçekleştirdiği ziyaret hakkında Cumhuriyet gazetesinden Orhan Bursalı’ya açıklamalarda bulundu.

CHP liderinin ifadeleri şöyle:

Sayın Kılıçdaroğlu, aniden SADAT örgütünün kapısına dayandınız milletvekillerinizle beraber, gündemde yokken.. Ciddi bir duyum almadan hareket etmezsiniz. Size gelen mesajda ne deniyordu?

“SADAT gibi bir kuruluş demokratik bir ülkede dernek adı altında örgütlenemez. Gayri nizami harp, sabotaj, terör gibi konularda insanları alıp eğitmek bir derneğin işi değil. Eğer bunu bir dernek üstlenmişse ve bu bağlamda iktidardan da destek alıyorsa, Türkiye sağlıklı bir demokratik sistem oluşturamaz. Bu durumu eleştirmek lazım ama insanlar korkuyor, çünkü bu kuruluşun ne yapacağı belli değil. Ayrıca, daha garip olan, bu derneğin başkanının daha düne kadar Erdoğan’ın başdanışmanlığını üstlenmiş olması. TSK var, Emniyet, MİT var, bunları bir tarafa bırakıyorsunuz, gayri nizami harp konusunda, sabotaj, suikast nasıl düzenlenir gibi konularda insanları eğiten bir derneğin başkanlığını yapan eski askeri, başdanışmanlığınıza getiriyorsunuz. Özellikle Suriye konusunda bu derneğin Erdoğan’ın talimatıyla farklı roller üstlendiği kanısındayım. Buna ilişkin açıklamalar, duyumlar, görseller hepsi var. Yasadışı bir işlem yasal görünümlü bir dernek aracılığıyla yapılıyor.”

Bu örgütün iç siyasete de benzer müdahaleleri olabileceğini mi söylüyorsunuz?..

“Evet, Saray’ın talimatıyla yasadışı bir işleme girenler, aynı talimatla yurtiçinde de bu işleri yapabilir. Aslında iki taraf da yasadışı işlem yapıyor. Geçmişte biz suikastlarla ortalığın karıştırılacağı duyumları aldık, bunları ben de başka liderler de dillendirdi. Bu konuya toplumun dikkatini çekmek istiyoruz, seçimler var, seçim güvenliği söz konusu. Demokratik bir ülkede seçim güvenliği elbette ki Emniyet güçleri, valisi, kaymakamı, sandık kurulu yöneticileri, siyasi partilerin temsilcileri görevlerini yasal çerçevede yaptıkları bir ortamda alınır.Eğer siz bu yasal ortamı yok etmek ve daha farklı bir ortamda seçime gitmek istiyorsanız, o zaman ciddi sorunlar var demektir. Buna toplumun dikkatini çekmek istedim.”

Size ulaştırılan belge-duyumda ne söyleniyordu?

“Bu konuya girmek istemem… Kamuoyunun dikkatini bunların üzerine çekmemiz lazım; bunlar, toplumu sarsacak olaylar yapmasınlar.

Anketler iktidarın kaybedeceğini gösteriyor. Ama toplumda şöyle bir inanç da var: Cumhurbaşkanı iktidarı öyle kolay kolay teslim etmez. Buna katılıyor musunuz?

Seçimler olacak ve biz demokratik yollardan Erdoğan’ı göndereceğiz buna inanıyorum. Elbette ki Erdoğan gitmemek için toplumu tahrik edebilir, ama bu tahriklerden toplum özenle kaçınmalı, demokratik yollardan onu göndermek gibi bir güzellik var…”

SADAT örgütünün toplumu sarsacak eylemlere girişmesi konusunda endişeniz ne ölçüde?

“SADAT ve benzer kuruluşların hepsine meydan okuyoruz, herkes korkusuzca gitmeli ve oyunu kullanmalı, bu süreç bu tür olayları düşünenleri planlayanları hayal kırıklığına uğratacak… İnsanlarda “Yahu sandığa gitsem de bir şey değişmeyecek, nasıl olsa bunlar gitmeyecek” algısını beslemek istiyorlar. Bu algıdan toplumun kesinlikle kurtulması lazım… Evet biz sandığa gideceğiz ve bu ülkeye demokrasiyi demokratik yollarla getireceğiz, bu inançla sandığa gitmeli.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, SADAT Hamlesiyle İktidara Bir Mesaj Verdi

“Seçime doğru, suikast-provokasyon-terör duyumu alan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, SADAT hamlesiyle, iktidara bir mesaj verdi. Testi kırılmadan ‘Aklınıza bile getirmeyin’ dedi. Geçmişten öğrenen insan, geleceğe de yön verir. Yeter ki izleyici olmak yerine müdahaleyi seçsin.”

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, seçime doğru gidilirken, suikast-provokasyon-terör duyumu aldığını belirttiği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SADAT “hamlesi” ile iktidara bir mesaj verdiğini söyledi.

“SADAT bir günde doğmadı. Kumpas davalarıyla eşzamanlı büyüdü” diyen Terkoğlu, “Adnan Tanrıverdi’nin anlattığına göre, kumpas davalarının propagandasını yapan ASDER de şeriat anayasasıyla gündeme gelen ASSAM da SADAT’ın öncülüydü. Bunun ötesinde 28 Şubat davasının hazırlayıcısı onlardı. Davadaki 387 asker müştekiden 128’i, ASDER’in hazırladığı basmakalıp dilekçeleri verdi. Siviller arasında da sekiz kişi SADAT danışmanıydı” hatırlatması yaptı. Terkoğlu, devamında şunları kaydetti:

“TSK’de, Atatürkçüleri tasfiye eden kumpasları destekleyen SADAT’ın öncülü ASDER. Şeriat anayasası yazan SADAT’ın ağabeyi ASSAM. TSK’ye personel seçen mülakatlara giren, TSK’den ayrılan genç personeli bünyesine alıp gayri nizami harp eğitimi verdiren SADAT. Suikast, sabotaj, tedhiş-terör kabiliyeti kazandıran kurslar…

Öyle anlaşılıyor ki seçime doğru, suikast-provokasyon-terör duyumu alan Kılıçdaroğlu, SADAT hamlesiyle, iktidara bir mesaj verdi. Testi kırılmadan ‘Aklınıza bile getirmeyin’ dedi. Geçmişten öğrenen insan, geleceğe de yön verir. Yeter ki izleyici olmak yerine müdahaleyi seçsin.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’nun SADAT Çıkarmasının Perde Arkası Ortaya Çıktı

Gazeteciler Sedat Bozkurt ve Saygı Öztürk, Yargıtay’ın İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki kararı sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ın kapısına gitmesini köşelerine taşıdılar; perde arkasını anlattılar.

Sedat Bozkurt, Kısa Dalga’da yayımlanan yazısında siyaset gündemindeki son gelişmeleri değerlendirdi

Yargıtay 3. Dairesi’nin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na tamamı eski tarihli sosyal medya paylaşımları nedeniyle verilen 4 yıl 11 ay 20 günlük hapis cezasını onaması sonrası ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin (SADAT) kapısına gitmesine değinen Bozkurt, şunları kaydetti;

“Kaftancıoğlu kararında sert tepki veren Kılıçdaroğlu, kurmaylarına bile detay vermeden, 80 öncesinin bir pratiği olan korsan miting düzenledi. Saray’ın yörüngesinde olduğu bilinen karanlık ve tehlikeli bir yapı olarak her tartışmalı meselede kendisi olmasa bile adı gündeme gelen SADAT’ın kapısına dayandı. Gündem bir anda tamamen değişti. Kılıçdaroğlu iktidarın Kaftancıoğlu hamlesine başka bir hamle ile karşılık vermişti. Merkezine koyduğu kurum ve ona yönelik suçlamaları gerçekten hayli ciddiydi.”

Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk de, ‘SADAT’ çıkarmasında CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nden oluşan altılı masaya gelen bilgilerin de etkili olduğunu söyledi.

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için ortak çalışma yapan Millet İttifakı’nda yer alan ‘6’lı masa’da ‘seçim güvenliği’ konusu konuşulurken SADAT gündeme geldi. Bu yapıyla ilgili gelen bilgiler değerlendirildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, SADAT’ın İstanbul’daki merkezine gitmesinde o masaya gelen bilgiler de etkili oldu” diyen Öztürk, şöyle devam etti:

“Toplumda konuşulan, ancak halkı sandıktan uzaklaştıracağı, seçimden soğutacağı için siyasilerin mümkün olduğunca seslendirmediği bir konu, artık Türkiye gündemine sokuldu. Kılıçdaroğlu, önemli iddialarda bulundu ve tehlikeye dikkat çekti. Bu konuda CHP Genel Başkanı’nın ilgili birimler tarafından bilgilendirilmesi, kaygılarını gidermesi gerekiyor. ‘Açık kapı’ politikası nedeniyle Afganistanlı gençler sınırımıza koşarak girdiler. Köylerden koşarak geçtiler. Sonra bunların kayıtlarının yeterli bir biçimde tutulmadığı gündeme geldi. Dahası, nerelerde olduğu konusunda da sağlıklı bilgiler bulunmadığı konuşuluyor.

İşte, ülkemize gelen Afganistanlı gençlerin SADAT’la bağlantılı olduğu söylentileri yaygın. Nitekim, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Afganistan’dan gelen gençler nerede?’ diye sorması da bu kaygının bir parçasıdır.”

Paylaşın

SADAT, Kemal Kılıçdaroğlu’na Dava Açacak

SADAT’ın avukatı Enes Malik Saran, Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ve tazminat davası açacakları söyledi. SADAT Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi ise, SADAT’ın bir paramiliter yapı olmadığını ve milis gücü yetiştirmediğini ifade etti.

SADAT’tan (Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.) dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ani ziyaretiyle ilgili açıklama geldi.

SADAT’ın ​​​​​​​Beylikdüzü’ndeki Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına, Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi, Yönetim Kurulu üyeleri Haluk Yıldırım ve Ersan Ergür’ün yanı sıra şirket avukatı Enes Malik Saran katıldı. SADAT Yönetim Kurulu üyeleri Türkiye bayrağı önünde poz verdi.

Toplantıda basın açıklamasını okuyan avukat Saran, kamuoyundaki iddialarla ilgili şirketin birçok kişi ve kuruma yönelik hukuki girişimlerde bulunduğunu belirterek, “Bir ana muhalefet liderinin yargı üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmayı hedefleyen bir saldırıyı gerçekleştirmesi hazin bir durumdur” dedi.

Saran, “CHP tarafından, genel başkanlarının iddialarını destekler herhangi bir delil kamuoyu ile paylaşılamamıştır. Madem ki CHP Genel Başkanı’nın böyle bir iddiası vardır, o halde bu iddiasını ispat yükü sırtına yüklenmiştir” diye konuştu.

Saran, Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ve tazminat davası açacakları söyledi.

”Milis gücü yetiştirmiyoruz”

Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi ise yaptığı açıklamada SADAT’ınbir paramiliter yapı olmadığını ve milis gücü yetiştirmediğini söyledi.

SADAT’ın çatışma bölgelerinde de herhangi bir faaliyeti olmadığını ifade eden Tanrıverdi “SADAT’ın Suriye iç savaşıyla ya da Suriye’den Türkiye’ye iltica eden sığınmacılarla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.” dedi.

SADAT’ın yaklaşan genel seçimlerle ilişkilendirilmesinin, seçim güvenliğine gölge düşürme gayretinden ibaret olduğunu belirten Tanrıverdi “Kılıçdaroğlu bir ticari şirketi kamuoyu nezdinde hedef göstermiş ve terörle yaftalamıştır. Şirket ve yöneticileri, ana muhalefet lideri tarafından saldırıların hedefi haline getirilmiştir” diye konuştu.

Paylaşın