NATO, İngiltere Ve Almanya’dan ‘Uzun Soluklu Savaşa Hazır Olun’ Mesajı

Ukrayna’nın Avrupa Birliği’nden üyelik adaylığı için destek aldığı bugünlerde Rusya ülkenin doğusuna yönelik saldırılarını şiddetlendirirken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Ukrayna’ya silah desteğinin arttırılmasının Donbas bölgesinin kurtarılma şansını güçlendirebileceğini söyledi.

Alman Bild am Sonntag gazetesine konuşan Stoltenberg savaşın uzun süreceği uyarısında bulundu. Stoltenberg “Bunun yıllar alabileceği gerçeğine hazır olmalıyız” diyen Stoltenberg bedeli sadece askeri destek açısından değil, yükselen enerji ve gıda fiyatları açısından yüksek olsa da Ukrayna’ya destekten vazgeçilmemesi gerektiğini söyledi.

Ukrayna’ya sürpriz ziyaret gerçekleştiren İngiltere Başbakanı Boris Johnson da uzun süreli bir savaşa hazır olunması gerektiğini vurguladı.

İngiliz The Sunday Times gazetesine yazan Johnson “Ukrayna işgalçiden çok daha hızlı şekilde silah, ekipman, cephane ve eğitimi almalıdır” diyen Johnson zamanın hayai bir faktör olduğununu belirtti ve “Herşey Ukrayna’nın topraklarını savunma kapasitesinin Rusya’nın saldırı kapasitesini yenilemesinden hızlı yapmasına bağlı olacak” diye yazdı.

Almanya’dan G7 ve AB zirvelerinde Ukrayna’ya destek sözü

Ukrayna’ya desteğin sürdürülmesi gerektiğini vurgulayan bir diğer lider de Allmanya Başbakanı Olaf Scholz oldu.

Scholz gelecek hafta Almanya’nın ev sahipliği yapacağı dünyanın en gelişmiş ekonomi ve demokrasilerinin yer aldığı G7 zirvesini Ukrayna’yla ilgili uzun vadeli beklentileri dile getirmek için kullanmak istediğini açıkladı.

Alman dpa haber ajansına konuşan Scholz “Ukrayna’yı gerekli olduğu sürece d2stekleyeceğiz. Rusya liderine (Vladimir Putin) hesaplamalarının işe yaramadığını göstermek istiyoruz” diye konuştu ve Ukrayna’nın G7 zirvesinden beklendiği desteği göreceğinin altını çizdi.

Scholz “Putin yeterince toprak zapt ettiğinde herşeyin yerli yerine oturacağını ve uluslararası toplumun eski haline döneceğini bekliyor” diyen Scholz bu durumun bir “illuzyon” olduğunu söyledi.

Scholz ayrıca Fransız, İtalyan ve Rumen meslektaşlarıyla Kiev’de yaptıkları temaslarda Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy’e özellikle cephane ve ağır silah gönderme konusunu görüştüklerini hatırlattı ve dört liderin gelecek hafta Brüksel’de yapılacak olan Avrupa Konseyi Zirvesi’nde Ukrayna’nın AB üyeliği için adaylığını destekleyeceklerini vurguladı.

Avrupa halkı ne düşünüyor?

Öte yandan yeni yapılan bir anket Avrupa halkının Ukrayna’daki savaşın ne şekilde bitmesi gerektiği konusunda liderlerden farklı düşündüğünü ortaya koydu.

Berlin merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin (EFCR) yaptığı araştırmada katılımcıların “savaşın toprak kaybına razı olunarak bir an önce bitmesi” ve “uzun sürse de Rusya’nın cezalandırılması” şeklindeki iki görüş arasındaki kutuplaşmayı sergiledi.

Araştırmada Avrupa halkının yüzde 35’inin ekonomik yaptırımların ve nükleer savaş geriliminde endişe duyduğu ve çok önemli bir değişiklik olmadığı takdirde uzun soluklu bir savaşa karşı olduğu anlaşıldı. Bu aynı aynı zamanda Ukrayna’nın toprak kaybını kabullenmesi anlamına geliyor.

Katılımcıların yüzde 22’si ise savaş ne kadar uzun sürerse sürsün Rus saldırganlığına karşı durulması gerektiğini ve adalet yerine geldiğinde barışın sağlanabileceğini ifade etti. Yüzde 20’lik kesim karasız olduğunu, yüzde 23’lük kesim ise farklı görüşleri bulunduğunu belirtti.

Ülkeler açısından bakıldığında ise İtalyan, Alman ve Fransızların çoğu erken bir barışı tercih ederken, Polonyalıların çoğunun adaletten yana görüş bildirdi.

Zelenskiy meydan okudu: Bizim olan her yeri geri alacağız

Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesindeki Luhansk’ı ele geçirmek için saldırılarını yoğunlaştıran Rusya’nın TASS haber ajansı Ukraynalı savaşçıların Metolkine’yi Rus yanlısı ayrılıkçı güçlere teslim ettiğini bildirdi. Uzmanlar Rus destekli güçlerin Sieviredonetsk kentini ancak güçleirni küçük alanlara yoğunlaştırması halinde birkaç hafta içinde tamamen ele geçirebileceğini bildiriyor

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ise pazar günü sosyal medyadan yayımladığı bir videoda meydan okuyarak askerlerin moralinin yüksek olduğunu ve zaferden işüphe duymadıklarnı belirtti ve “Güneyi kimseye vermeyeceğiz ve bizim olan her yeri geri alacağız” mesajını paylaştı.

(Kaynak: Euronews Türk)

Paylaşın

NATO’dan Türkiye Ve Yunanistan’a Çağrı

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye ve Yunanistan’ı Ege Denizi’ndeki ayrılıklarını güven ve dayanışma ruhu içerisinde çözmeye çağırdıklarını söyledi.

Stoltenberg Yunan haber ajansı ANA’ya verdiği röportajda, NATO müttefikleri arasında zaman zaman güçlü anlaşmazlıkların yaşanmasına şaşırmamaları gerektiğini ifade ederek, Yunanistan ve Türkiye’nin en aciliyet gerektiren güvenlik sorunlarıyla başa çıkmada diğer 28 müttefikle birlikte yıllardır NATO’da birlikte çalıştığını söyledi.

Akdeniz’in NATO açısından çok önemli bir bölge olduğuna işaret eden Stoltenberg, geçmişte bu bölgede Yunan ve Türk güçlerinin dahil olduğu kazaların yaşandığını ve gelecekte bu tür kaza risklerini düşürmek için ellerinden ne geliyorsa yapmaları gerektiğini, bunun herkesin çıkarına olduğunu vurguladı.

Stoltenberg, “Yunanistan ve Türkiye’yi Ege Denizi’ndeki ayrılıklarını güven ve dayanışma ruhu içinde çözmeye çağırıyoruz. Bu da itidal ve ılımlılık, gerilimi tırmandırıcı her türlü eylem ve söylemden kaçınmak anlamına geliyor. Putin’in Ukrayna’ya açtığı savaşın Avrupa’da barışı bozduğu bir zamanda müttefiklerin bir arada durması daha da önemli hale geldi” diye konuştu.

“Tüm müttefikler Türkiye’nin meşru kaygılarını ciddiye almalı”

Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine Türkiye’nin muhalefetiyle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Stoltenberg, bu iki ülkenin NATO’ya üyelik başvurusunu tarihi olarak niteleyerek, “Türkiye’nin terör örgütü PKK’ya ilişkin ciddi kaygıları da dahil olmak üzere şimdi tüm müttefiklerin güvenlik kaygılarını ele almamız ve ileriye dönük bir yol bulmamız gerekiyor” ifadesini kullandı.

Stoltenberg, Türkiye’nin PKK terörünün acılarını üzücü şekilde yaşadığını ve müttefikler arasında terörden en fazla acı çeken ülke olduğunu belirterek, “Dolayısıyla Türkiye’nin meşru kaygıları bulunuyor ve tüm müttefikler bunu ciddiye almalı” dedi.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye’nin endişelerini ele almak ve Finlandiya ile İsveç’in NATO’ya katılımı konusunda ilerleme sağlamak için Türkiye, Finlandiya ve İsveç temsilcileriyle yakın temas halinde olduklarını ekledi.

Stoltenberg Çavuşoğlu’yla görüştü

Bu arada Stoltenberg’in bugün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla telefon görüşmesi yaptığı bildirildi. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, görüşmede NATO’nun genişlemesi konuları ele alındı.

Paylaşın

NATO: İsveç, Türkiye’nin Talepleri Doğrultusunda Adımlar Attı

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İttifak’a üyelik başvurusunda bulunan İsveç’in, Türkiye’nin taleplerini yerine getirmek için “önemli adımlar attığını” dile getirdi.

Resmi ziyaret amacı ile gittiği İsveç’in başkenti Stockholm’da, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ile bir araya gelen Stoltenberg, görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Finlandiya ile birlikte İsveç’in NATO’ya üyeliğine karşı çıkan Türkiye’nin talepleri ile ilgili iki noktada Stockholm’ün çalışmalarda bulunduğunu dile getiren Stoltenberg, bu bağlamda İsveç’in terörle mücadele yasasında değişiklikler yapmaya başladığını ve ayrıca silah ihracatı ile ilgili olarak, gelecekte bir NATO üyesi olduğunda müttefiklerine karşı edineceği yeni sorumluluklar doğrultusunda yeni bir yasal çerçeve hazırlandığını ifade etti.

Andersson: Türkiye’nin kaygılarını çok ciddiye alıyoruz

Stoltenberg, “Bunlar, Türkiye tarafından dile getirilen kuşkuların giderilmesi adına önemli iki adım” derken, İsveç Başbakanı Andersson, ülkesindeki terörle mücadele yasalarının geçen yıllar içinde değiştirildiğini ve değiştirilmeye de devam edileceğini ifade etti. Andersson açıklamasında, “Türklerin kaygılarını ve özellikle terörizmle mücadele ile ilgili güvenlik kaygılarını çok ciddiye alıyoruz” söyleminde bulundu.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “tarihi karar” olarak nitelendirdiği İsveç’in başvurusunun ardından, şu an itibarıyla çok sayıda NATO üyesinin bu ülkeye güvenlik garantisi verdiğini ve İsveç’e yönelik olası bir saldırıda NATO müttefiklerinin buna kayıtsız kalacağını düşünemediğini belirtti.

NATO, Rusya’nın Ukrayna’yı 24 Şubat’ta işgale başlamasının ve İsveç’le Finlandiya’nın başvurularının ardından bu iki ülkeyi mümkün olan en kısa sürede üye olarak görmek istiyor. NATO zirvesi 28-29-30 Haziran’da İspanya’nın başkenti Madrid’de yapılacak.

Şu ana kadar NATO’da, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine karşı çıkan tek ülke Türkiye.Türkiye, İsveç ve Finlandiya’yı “terörle mücadeleye destek vermemekle” suçluyor ve iki ülkenin de PKK üyelerine ev sahipliği yaptığını savunuyor.

Ankara özellikle İsveç’in, “PKK’nın Suriye’deki kolu” olarak gördüğü YPG’ye askeri ekipman ve mali destek vermesinden rahatsız. Türkiye ayrıca “PKK üyesi ya da Gülen yapılamasına mensup oldukları” gerekçesiyle İsveç’ten 21, Finlandiya’dan da 12 kişinin iadesini istiyor.

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Türkiye’nin Endişeleri Meşru

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bugün Finlandiya’ya yaptığı ziyarette, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik başvurularına karşı çıkarken dile getirdiği güvenlik endişelerinin meşru olduğunu söyledi.

Haber Merkezi / Stoltenberg, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto ile Finlandiya’nın Naantali kentindeki yazlık Cumhurbaşkanlığı konutunda düzenlediği ortak basın toplantısında, “Bunlar meşru endişeler. Bu terörizmle ilgili, silah ihracatıyla ilgili” dedi.

Sorunun mümkün olan en kısa sürede çözülmesini istediğini ifade eden NATO Genel Sekreteri, “Bu nedenle bu sorunları çözmek için NATO müttefikimiz Türkiye ve ayrıca Finlandiya ve İsveç ile birlikte sıkı bir şekilde çalışıyoruz. Başka hiçbir NATO müttefikinin Türkiye’den daha fazla terör saldırısına uğramadığını anlamalı ve hatırlamalıyız” diye konuştu.

İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında geçen ay Batı’nın savunma ittifakına katılmak için başvurmuştu. Ancak bu iki ülke, kendilerini Kürt militanları ve terörist olarak kabul ettiği diğer grupları desteklemek ve barındırmakla suçlayan Türkiye’nin muhalefetiyle karşılaştı.

İsveç’ten “Türkiye’ye silah ihracatı” açıklaması

Öte yandan İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, ülkesinin NATO üyeliği ve Türkiye’nin itirazları ile ilgili İsveç’in STV kanalına konuştu.

Dışişleri Bakanı Linde, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine izin vermesi halinde Türkiye’ye silah satışına onay verilebileceği mesajı verdi.

Linde “Türkiye’ye yönelik silah ambargosunun kalkıp kalkmayacağına” ilişkin bir soru üzerine, bunun için ilk önce Ankara’nın İsveç’in NATO üyeliğini kabul etmesi gerektiğini ima etti:

Biz dünyanın en katı silah ihracatı kurallarına sahip ülkesiyiz. Yasada bir çok uyulması gereken kriterin dışında İsveç’in dış, savunma ve güvenlik politikasının da göz önüne alınması ile ilgili konular var. NATO üyesi olursak bunlar da değişecek.
Ann Linde ayrıca İsveç’in “Türkiye de içinde olmak üzere NATO’nun tam güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunacağını” ifade etti.

İsveç hükümetinin Kürdistan İşçi Partisi’ni (PKK) “terör örgütü” olarak tanımladığını kaydeden Linde, ülkesinin “son 30 yıldır terörle mücadelede en katı kurallara sahip ülkelerden biri olduğunu” söyledi.

Finlandiya: Görüşmeler sürecek

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö de Türkiye ile müzakerelerde herhangi bir gelişme olup olmadığına ilişkin soruya yanıt verdi.

“İlerleme, diyalog kanallarımızın açık olması, görüşmelere devam etmemiz olarak düşünülebilir” diyen Niinistö, “ülkesinin, Türkiye’nin endişeleriyle ilgili diğer NATO ülkelerinden farklı bir tutumu olmadığını, neden özellikle bu konuda hedef gösterildiklerini anlamakta zorlandığını” söyledi.

Türkiye’nin ‘İsveç ve Finlandiya’ itirazları

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte NATO’ya üyelik başvurusu yapıp yapmayacakları merak konusu olan Finlandiya ve İsveç, “süreci el ele yürütmeye” karar vererek 18 Mayıs’ta NATO üyeliğine başvurdu.

30 üyeli Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) genişlemesiyle ilgili kararların üyelerin oybirliğiyle alınması gerekiyor.

Fakat Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili ilk defa 13 Mayıs’ta bir açıklama yaparak İsveç ve Finlandiya’nın muhtemel NATO üyelik başvurusu konusunda “olumlu bir düşünce içinde” olmadıklarını açıklamış, iki ülke için “terör örgütlerinin adeta misafirhanesi gibi” ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye’nin itirazları karşısında İsveç ve Finlandiya heyetleri Türkiye heyeti ile 25 Mayıs’ta Ankara’da istişarelerde bulundu.

Heyetin başkanlığını yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, İsveç ve Finlandiya heyetleriyle yaptığı görüşmenin ardından medyaya yaptığı açıklamada “Türkiye’nin güvenlik kaygılarının, somut adımlarla belli bir takvim çerçevesinde karşılanmadığı takdirde, sürecin ilerleyemeyeceğine dair mesajımızı çok net bir şekilde ifade ettik” dedi.

İsveç’in Expressen gazetesi, Türkiye’nin İsveç’ten NATO üyeliğine “Evet” demek için beş temel talepte bulunduğunu hatırlatıyor: “Teröre siyasi desteğe son verilmesi; terörü finanse eden kaynakların ortadan kaldırılması; PKK ve PYD’ye silah desteğinin durdurulması; Türkiye’ye yönelik ambargo ve yaptırımların kaldırılması; teröre karşı küresel işbirliği.”

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’den ‘Türkiye’ açıklaması

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile başkent Kopenhag’da bir araya geldi; ikili, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği başvuruları ve Türkiye’nin itirazlarına da değinen Stoltenberg, “NATO’da anlaşmazlık olması yeni değil, sorunlar çözülür. Türk yetkililerle diyalog halindeyiz” dedi.

Türkiye için “önemli bir müttefik” ifadesini kullanan Stoltenberg, NATO’nun böyle bir müttefikinin “güvenlik endişelerini dile getirdiğinde bu konuda harekete geçmesi ve endişelerini gidermesi gerektiğini” söyledi:

“Tüm müttefiklerin güvenlik endişeleri dikkate alınmalıdır. İsveç ve Finlandiya’nın NATO katılmaları konusunda ortak bir karara kısa sürede varacağımıza inanıyorum.

“Türkiye’nin ifade ettiği endişeleri ele alıyoruz. Türkiye gibi önemli bir müttefik güvenlik endişelerini gündeme getirdiğinde bunu halletmenin tek yolu ortak bir zemin bulmak için oturup konuşmak.”

Stoltenberg, NATO’nun 30 müttefiki arasında bazen farklılıklar olabildiğini ancak bunların konuşularak aşılabileceğini belirtti.

Stoltenberg, iki ülkenin NATO’ya katılmaları durumunda Avrupa Birliği (AB) nüfusunun yüzde 96’sının NATO içinde olacağını belirterek, NATO ve AB’nin Batı Balkanlar, Ukrayna, siber güvenlik gibi konularda her zamankinden daha yakın iş birliği içinde olduğunu kaydetti:

“AB’nin savunma çabalarını memnuniyetle karşılıyorum. Doğru yönde yapılırsa bunlar hem NATO’yu hem de AB’yi güçlendirecektir.”

Tüm üyelerin onayı gerekiyor

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte NATO’ya üyelik başvurusu yapıp yapmayacakları merak konusu olan Finlandiya ve İsveç, “süreci el ele yürütmeye” karar vererek 18 Mayıs’ta NATO üyeliğine başvurdu.

30 üyeli Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) genişlemesiyle ilgili kararların üyelerin oybirliğiyle alınması gerekiyor.

Fakat Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili ilk defa 13 Mayıs’ta bir açıklama yaparak İsveç ve Finlandiya’nın muhtemel NATO üyelik başvurusu konusunda “olumlu bir düşünce içinde” olmadıklarını açıklamış, iki ülke için “terör örgütlerinin adeta misafirhanesi gibi” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Türkiye’nin Güvenlik Endişeleri Giderilmeli

Finlandiya’nın ardından İsveç de NATO’ya üyelik başvurusu yapacağını açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Her iki ülkenin de terör örgütlerine karşı açık, net bir tavrı söz konusu değil” dedi. Jens Stoltenberg açıklama sonrası Çavuşoğlu ile telefon görüşmesi yaptı.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Stoltenberg, görüşmede Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine başvurma kararlarının ele alındığını belirtti, “Türkiye değerli bir müttefik ve güvenlik endişeleri giderilmeli.” ifadesini kullandı.

Stoltenberg, “böyle tarihi bir zamanda” birlikte olunması gerektiğini de açıklamasına ekledi.

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un ziyaretinin ardından ortak basın açıklaması yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir soru üzerine, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği konusunda “NATO’ya girmelerine biz ‘Evet’ demeyiz” demişti.

“Her iki ülkenin de terör örgütlerine karşı açık, net bir tavrı söz konusu değil. Bu süreç içerisinde bu terör örgütlerine biz karşıyız deseler bile, teslim etmeleri gereken bazı teröristleri teslim etmeyeceklerine dair açıklamaları var.”

“İsveç, terör örgütlerinin kuluçka merkezi. PKK yanlısı teröristler var parlamentolarında. Biz bunların neyine güveneceğiz?”

“Türkiye’ye geleceklermiş. Bizi ikna etmeye mi gelecekler? Kusura bakmasınlar, hiç yorulmasınlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta da bu iki ülkenin NATO üyeliği konusunda “Olumlu bir düşünce içinde değiliz” açıklaması üzerine, İsveç Savunma Bakanı Peter Hultqvist, görüşmeler yapmak üzere Türkiye’ye bir heyet göndereceğini açıklamıştı.

İsveç Devlet Televizyonu SVT’ye konuşan Hultqvist, “(Sorunun) ne olduğunu ve nasıl çözülebileceğini anlamak üzere görüşmeler yapmak için Türkiye’ye diplomatlardan oluşan bir heyet göndereceğiz” demişti.

Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayine yönelik yaptırımlara da değinerek “Türkiye’ye yaptırım uygulayan ülkelerin, bir güvenlik örgütü olan NATO’ya girmelerine biz ‘evet’ demeyiz. Bir sokulduğumuz yerden bir daha sokulamayız, kusura bakmasınlar.” dedi.

Türkiye’nin 2019’da Suriye’de Fırat Nehri’nin doğusunda başlattığı (Barış Pınarı Harekatı) operasyonun ardından, İsveç ve Finlandiya da dahil bazı Batılı ülkeler Ankara’ya silah satışını kısmen veya tamamen durdurmuştu.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini de Rusya da tepki gösteriyor

Pazar günü Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto, resmi olarak NATO üyeliğine başvuracaklarını açıkladı.

İsveç Başbakanı Magdalena Andersson da, Pazartesi günü hükümetinin NATO üyeliği için resmi başvuruda bulunma kararı aldığını açıkladı.

Andersson, “İsveç ve İsveç halkı için en iyi şey NATO’ya katılmaktır” ifadesini kullandı, ancak ülkesinin topraklarında kalıcı NATO üsleri veya nükleer silahlar istemediğini söyledi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin en önemli sonuçlarından biri de askeri olarak tarafsız statüde olan bu iki İskandinav ülkesinin olası bir Rus saldırısına karşı NATO’ya katılmayı gündemlerine alması oldu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise ülkesinin Finlandiya ve İsveç ile herhangi bir sorunu olmadığını, bu ülkelerin NATO’ya katılmalarının kendi başına Rusya’ya doğrudan bir tehdit olmayacağını söyledi.

Vladimir Putin, askeri altyapının genişletilmesi halinde ise Rusya’nın tepki göstereceği uyarısında bulundu.

Putin, NATO’nun Rusya’nın güvenliğini tehdit edecek şekilde ABD tarafından yapay olarak genişletildiğini söylüyor.

Pazar günü Berlin’de yapılan NATO dışişleri bakanları toplantısı öncesinde Finlandiyalı mevkidaşı Sauli Niinistö ile telefonda görüşen Putin, “Finlandiya’nın tarafsızlığını kaybetmesinin hata olacağını” söylemiş, ancak alınacak tutumla ilgili detay vermemişti.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı’ndan ise aynı gün, NATO birliklerinin ve silahlarının nereye konuşlandırılacağı ve kapsamına bağlı olarak savunma önlemleri alınacağı açıklaması gelmişti.

Çavuşoğlu ABD’ye gidiyor

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Cuma günü gerçekleştirdiği basın toplantısında, Washington’ın “Türkiye’nin pozisyonunu netleştirmeye çalıştığını” söyledi.

Bu açıklamalarla aynı günlerde Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal da Washington’daydı. Önal, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’la görüştü. ABD tarafından yapılan açıklamada Türkiye ile ABD’nin “stratejik ilişkisinin ve birçok alandaki işbirliğinin önemine vurgu yapıldığı” belirtildi.

Sherman’ın Önal’a Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiği destek için teşekkür ettiği de belirtilen açıklamada, “Rusya’nın Ukrayna saldırısı karşısında NATO müttefiklerinin birlikteliğine olan ihtiyacın konuşulduğu” bilgisine yer verildi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Çarşamba günü ABD’li mevkidaşı Antony Blinken’la “Türkiye-ABD Stratejik Mekanizması” kapsamında görüşmesi planlanıyor. Bu görüşmede Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine yaklaşımının da masaya yatırılması bekleniyor. İki bakan, cumartesi günü Berlin’de yapılan NATO dışişleri bakanları toplantısında bu konuyu görüşmüştü.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Türkiye, İsveç Ve Finlandiya’nın Üyeliğini Engellemeyecek

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO Dışişleri Bakanları’nın Almanya’nın başkenti Berlin’deki toplantısında Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği ve Türkiye’nin konuya ilişkin yaklaşımı hakkında konuştu. 

Stoltenberg, “Türkiye’nin dile getirdiği endişeler üzerine üyelik konusunda nasıl hareket edeceğimize ilişkin bir anlaşmaya varacağımıza eminim” dedi. Stoltenberg, “Türkiye’nin niyeti Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerini engellemek değil. Bunu açık açık söylediler” ifadesini kullandı.

Blinken: Fikir birliğine varacağımızdan eminim

Stoltenberg’in ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Blinken, “Türkiye, Finlandiya ve İsveç konusunda devam eden bir görüşme var. Sonuç şu ki, NATO’ya üyelik süreci söz konusu olduğunda, fikir birliğine varacağımızdan eminim” dedi.

Blinken, “Dışişleri bakanıyla (Mevlüt Çavuşoğlu) ya da NATO oturumlarında yaptığımız özel konuşmayı açığa vurmak istemiyorum, ancak şu kadarını söyleyebilirim: Neredeyse her kesimden çok güçlü bir desteğin (İsveç, Finlandiya için) katıldığını duydum” açıklamasında bulundu.

‘Yaptırımları sürdüreceğiz’

Öte yandan Blinken, tüm NATO üyelerinin “gerekli olduğu sürece” Rusya karşıtı yaptırımları yürürlükte tutmaya kararlı olduklarını söyledi.

“İttifakın her üyesi bu savaşı mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek istiyor. Ukrayna’ya yönelik güvenlik yardımımızı, yaptırımlarımızı ve Rusya üzerindeki diplomatik baskımızı gerektiği kadar sürdürmeye açıkça kararlıyız” diye konuşan Blinken, ülkesinin ve NATO müttefiklerinin “Ukrayna’ya savaş alanında ve müzakere masasında mümkün olduğunca güçlü destek vermeye odaklandıklarını” da sözlerine ekledi.

Erdoğan’dan iki ülkeye ‘teröre destek’ suçlaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine olumlu bakmadıklarını söylemişti.

Erdoğan, “”Gelişmeleri takip ediyoruz ama olumlu bir düşünce içinde değiliz. Çünkü bizden önceki yönetimler daha önce Yunanistan ile ilgili bir yanlış yaptılar. Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı NATO’yu da arkasına alarak takındığı tavrı biliyorsunuz. Bu konuda ikinci bir yanlışı Türkiye olarak işlemek istemiyoruz.” dedi.

İskandinav ülkelerinin terör örgütleri için misafirhane hale geldiğini ileri süren Erdoğan, PKK, DHKP-C’nin buralarda yuvalandığını belirterek bu ülkelerde örgüt üyelerinin parlamentoya milletvekili olarak girdiğini ifade etti ve “Bu noktada bizim olumlu bakmamız mümkün değil” dedi.

Paylaşın

NATO’dan Rusya’ya Kimyasal Silah Uyarısı

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Welt am Sonntag gazetesine verdiği demeçte Rusya’yı kimyasal silah kullanmaması konusunda uyardı. Rusya, Ukrayna hükümetini ABD tarafından desteklenen laboratuvarda biyolojik silah üretmeye çalışmakla suçlamıştı.

Geçen günlerde kimyasal ve biyolojik laboratuvarlar konusunda bazı “saçma iddiaların” gündeme geldiğini hatırlatan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Kremlin haklı çıkarılamayacak şeyleri haklı çıkarmak için yanlış bahaneler icat ediyor” dedi.

ABD: Rusya kimyasal silah saldırısında bulunursa ağır bedel öder

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Rusya’nın Ukrayna’da kimyasal silah kullanması durumunda “ağır bir bedel” ödeyeceğini söyledi. CBS televizyonuna konuşan Sullivan, NATO’ya yönelik herhangi bir saldırının ittifakın tam yanıtını tetikleyeceğini söyledi ve potansiyel bir kimyasal silah saldırısı tehdidini incelediklerini kaydetti.

Sullivan, herhangi bir harekete karşı uyarmak için Moskova ile doğrudan temas halinde olduklarını da sözlerine ekledi. Sullivan, “Kitle imha silahlarının kullanılması, Putin’in uluslararası hukuka ve uluslararası normlara saldırısı açısından aştığışok edici ek bir çizgi olacaktır” dedi.

Birçok kente hava saldırıları şiddetlendi

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı işgal üç haftaya yaklaşırken birçok kente hava saldırıları şiddetlendi. Lviv kenti savaşın başlamasından bu yana ilk kez şiddetli saldırılarla sarsıldı. Alman Haber Ajansı (dpa) muhabiri kentte sabaha karşı çok sayıda patlama sesi duyulduğunu aktardı.

Saldırının Polonya sınırına 80 kilometre uzaklıkta düzenlendiği ve patlama seslerinin Polonya’dan da duyulduğu bildirildi. Lviv Belediyesi saldırının hedefinin bir askeri tesis olan Uluslararası Barışı Koruma ve Güvenlik Merkezi olduğunu duyurdu.

360 kilometrekare büyüklüğündeki merkezde askeri birliklerin tatbikatlar yapıldığı bildirildi. Lviv bölgesi valisi Maksim Kozitski, saldırıda 30’dan fazla roket atıldığını, 9 kişinin öldüğünü ve 57 kişinin yaralandığını açıkladı.

Ukrayna medyası saldırı doğrudan Lviv’e düzenlenmese de yetkililerin vatandaşlara yine de sığınaklarda kalması çağrısı yaptığını duyurdu. Kent Rus ordusunun düzenlediği saldırılardan kaçan

Ukraynalıların toplandığı nokta olarak biliniyor. Ukraynalılar Lviv üzerinden Batılı ülkelere göç etmeye çalışıyor. Lviv şimdiye dek Ukrayna’daki en güvenli kentler arasında sayılıyordu. Bazı ülkeler bu nedenle büyükelçilerini Kiev’den Lviv’e yerleştirme kararı almıştı.

Paylaşın

“Ukrayna’daki Savaş Rusya İle NATO Arasındaki Bir Savaşa Dönüşmemeli”

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Antalya Diplomasi Forumu’nda yaptığı konuşmada Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge ilan etmenin bölgedeki savaşı NATO ile Rusya arasında bir savaşa dönüştüreceğini söyledi. 

Haber Merkezi / NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Bu çatışmanın Ukrayna sınırlarını aşarak Rusya ile NATO arasında tam teşekküllü bir savaşa dönüşmesini engellemek sorumluluklarımızdan biri” diye konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer silahlarla ilgili sözlerinin “tehlikeli” ve “sorumsuzca” olduğunu belirten Stoltenberg, NATO’nun Ukrayna’ya askeri birlik ya da savaş jeti göndermeyeceğini de bir kez daha ifade etti.

Çatışmaların yaşandığı kentlerden sivillerin tahliyesi için insani koridorlar oluşturulmasının “en asgari” şart olduğunu belirten Stoltenberg, “Siyasi, diplomatik çözüm için sıkı bir biçimde çalışmanın önemli olduğuna inanmayı sürdürüyorum” diyerek, “En asgari olan, insanların çıkabileceği ve insani yardımın girebileceği insani koridorlar oluşturmaktır” söyleminde bulundu.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sistemlerine ilişkin de Ukrayna işgalinin NATO müttefiklerinin Rus askeri teçhizatına bağımlı olmamasının önemini gösterdiğini dile getirdi.

AB’den Ukrayna’ya 500 milyon euro ek askeri yardım hazırlığı

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin Ukrayna’ya 500 milyon euro ek askeri yardım teklifi hazırladığını açıkladı. Borrell Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin liderlerinin Fransa’nın Versailles kentindeki zirvesinde teklifin kabul edileceğinden “emin” olduğunu söyledi.

Putin’den Ukrayna güçlerine karşı savaşmak isteyen gönüllülere izin 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada Ukrayna güçlerine karşı savaşmak isteyen gönüllüleri memnuniyetle karşıladıklarını ve savaş bölgelerine ulaşmalarına yardımcı olacaklarını söyledi. Putin ayrıca Ukrayna’ya Batı ülkelerinden gönderilen ve kendilerinin ele geçirdikleri roketatarları Rusya yanlısı ayrılıkçılara vereceklerini belirtti.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Amerikan yapımı Javelin ve Stinger gibi anti-tank sistemlerinin Luhansk ve Donetsk’teki ayrılıkçılara verilmesini teklif etmişti. Şoygu ayrıca, Ortadoğu’da Rusya yanlısı ayrılıkçı güçlerle birlikte savaşmaya istekli 16 bin gönüllü olduğu bilgisini verdi.

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Savaş Ukrayna’nın Dışına Yayılmamalı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Letonya Devlet Başkanı Egils Levits ile birlikte yaptığı basın açıklamasında, Rusya’nın Ukrayna’daki sivilleri hedef aldığına dair güvenilir haberler olduğunu söyledi ve Moskova’yı çatışmayı sona erdirmeye çağırdı.

Reuters haber ajansına göre Stoltenberg, “Çatışmanın tırmanıp Ukrayna dışına yayılmasını önleme sorumluluğumuz var. Müttefik toprakların her karışını koruyacağız ve savunacağız” dedi. Stoltenberg, Rusya’nın işgalinin korkunç acılara neden olduğunu ve insani etkisinin yıkıcı olduğunu da söyledi.

Ukrayna’da 474 sivil yaşamını yitirdi

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi, Rusya’nın Ukrayna’ya 24 Şubat’ta başlattığı saldırılarda bugüne kadar bin 335 sivilin hayatını kaybettiğini veya yaralandığını açıkladı. BM’nin verilerine göre, 474 sivil yaşamını yitirdi, 861’i de yaralandı.

Yaşamını yitirenlerin veya yaralananların sayısının daha yüksek olabileceğini belirten BM, “Volnovakha, Mariupol, İzyum kentlerinde yüzlerce sivilin öldüğü veya yaralandığı iddialarının” olduğunu kaydetti. BM, dün açıkladığı verilerde ise 406 sivilin hayatını kaybettiğini bildirmişti.

Öte yandan, Ukrayna Hava Kuvvetleri Rus birliklerine karşı verilen mücadelede Hava Kuvvetleri’nden 13 askerin yaşamını yitirdiğini açıkladı. Ukrayna birliklerinden toplamda kaç askerin hayatını kaybettiğine ilişkin olarak ise resmi açıklama yapılmadı.

Ukrayna’dan kaçanların sayısı 2 milyonu aşmak üzere

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği, Ukrayna’daki savaştan kaçanların sayısının “bugün veya yarın” 2 milyonu geçmesinin beklendiğini açıkladı. Örgütün başkanı Filippo Grandi Oslo’da yaptığı açıklamada, “2 milyon eşiğini bugün ya da en geç yarın geçeceğimizi düşünüyorum” dedi.

BM’nin verilerine göre, Rusya’nın işgalinin ardından Ukrayna’dan şimdiye kadar yaklaşık 1 milyon 700 bin kişi ayrıldı. Grandi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın ilk kez bu kadar kısa sürede böylesine yoğun bir göçle karşılaştığını söyledi.

UNHCR’den ikinci mülteci dalgası uyarısı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Ukrayna’da savaşın devam etmesi halinde ikinci mülteci dalgasının çok daha savunmasız kişilerden oluşacağı uyarısında bulundu.

UNHCR Başkanı Filippo Grandi, “Savaş devam ederse kaynakları ve bağlantıları olmayan insanlar göreceğiz” dedi. Avrupa için bu durumu yönetmenin daha zor olacağını belirten Grandi, “Avrupa ve ötesindeki herkesin daha fazla dayanışma göstermesi gerekecek” dedi.

Paylaşın