TÜİK Duyurdu: Dış Ticaret Açığında Tarihi Rekor

Türkiye’nin dış ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 159 arttı ve 11.19 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı geçen yılın Ağustos ayında 4 milyar 307 milyon dolar olarak kaydedilmişti.

Haber Merkezi / Ağustos ayında ithalat yüzde 40 artarak, 32.53 milyar dolar olarak verilendirildi. İhracat ise yüzde 13.1 artışla 21.34 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ağustos ayında dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 159,9 artarak 11 milyar 194 milyon dolara yükseldi.

TÜİK, ağustos ayına ilişkin dış ticaret istatistiklerini bugün yayınladı. Buna göre; ihracat, ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,1 artarak 21 milyar 337 milyon dolar, ithalat ise yüzde 40,4 artarak 32 milyar 531 milyon dolar oldu.

Enerji ve altın hariç ithalat yüzde 16,6 arttı

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, ağustosta yüzde 9,3 artarak 17 milyar 981 milyon dolardan 19 milyar 647 milyon dolara yükseldi. Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat, yüzde 16,6 artarak 18 milyar 392 milyon dolardan 21 milyar 453 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı, ağustos ayında 1 milyar 806 milyon dolar oldu. Dış ticaret hacmi, yüzde 13,0 artarak 41 milyar 101 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı, yüzde 91,6 oldu.

Ağustosta dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 159,9 artarak 4 milyar 307 milyon dolardan 11 milyar 194 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 ağustos ayında yüzde 81,4 iken 2022 ağustos ayında yüzde 65,6’ya geriledi.

İmalat sanayinin toplam ihracattaki payı yüzde 95

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, ağustos ayında imalat sanayinin payı yüzde 95,0; tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,5, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 2,0 oldu. Ocak-ağustos döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,6; tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,9, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,9 oldu.

Özel ticaret sistemine göre, ağustos ayında ihracat, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,7 artarak 19 milyar 540 milyon dolara, ithalat ise yüzde 37,5 artarak 30 milyar 746 milyon dolara yükseldi.

Ağustos ayında dış ticaret açığı, yüzde 146,1 artarak 4 milyar 554 milyon dolardan 11 milyar 206 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 ağustos ayında yüzde 79,6 iken 2022 ağustos ayında yüzde 63,6’ya geriledi.

Ara mallarının toplam ihracattaki payı yüzde 79,5 payı yüzde 79,5 oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, ağustos ayında ara mallarının payı yüzde 79,5, sermaye mallarının payı yüzde 11,6 ve tüketim mallarının payı yüzde 8,8 oldu. İthalatta, 2022 Ocak-Ağustos döneminde ara mallarının payı yüzde 81,6, sermaye mallarının payı yüzde 10,6 ve tüketim mallarının payı yüzde 7,7 oldu.

Ağustos’ta enfazla ihracat yapan ülke Almanya oldu

Ağustos ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 664 milyon dolar olurken bu ülkeyi sırasıyla 1 milyar 483 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 258 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 104 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 949 milyon dolar ile Rusya Federasyonu takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,3’ünü oluşturdu.

Ocak-ağustos döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 13 milyar 775 milyon dolar olurken bu ülkeyi sırasıyla 11 milyar 416 milyon dolar ile ABD, 8 milyar 609 milyon dolar ile Irak, 8 milyar 604 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 8 milyar 352 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,6’sını oluşturdu.

İthalatta ilk sırayı Rusya aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Ağustos ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 6 milyar 297 milyon dolar olurken bu ülkeyi sırasıyla 4 milyar 147 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 49 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 750 milyon dolar ile İsviçre, 1 milyar 324 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 47,9’unu oluşturdu.

Ocak-ağustos döneminde de ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 38 milyar 413 milyon dolar olurken bu ülkeyi sırasıyla 28 milyar 34 milyon dolar ile Çin, 15 milyar 328 milyon dolar ile Almanya, 10 milyar 295 milyon dolar ile ABD, 9 milyar 132 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,3’ünü oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat yüzde 2,6 arttı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; ağustos ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 2,6, ithalat yüzde 3,8 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 9,5, ithalat yüzde 37,5 arttı.

Genel ticaret sistemine göre ihracat, ocak-ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,2 artarak 165 milyar 608 milyon dolar, ithalat yüzde 40,7 artarak 239 milyar 43 milyon dolar oldu.

Ocak-ağustos döneminde dış ticaret açığı, yüzde 146,3 artarak 29 milyar 817 milyon dolardan 73 milyar 435 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 Ocak-Ağustos döneminde yüzde 82,5 iken 2022 yılının aynı döneminde yüzde 69,3’e geriledi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, ocak-ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,3 artarak 154 milyar 437 milyon dolar, ithalat ise yüzde 38,0 artarak 225 milyar 486 milyon dolar oldu.

Ocak-ağustos döneminde dış ticaret açığı, yüzde 132,3 artarak 30 milyar 591 milyon dolardan 71 milyar 49 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 Ocak-Ağustos döneminde yüzde 81,3 iken 2022 yılının aynı döneminde yüzde 68,5’e geriledi.

Paylaşın

Dış Ticaret Açığı Rekora Koşuyor!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son dönemde politika faizini düşürmeye devam ederken, Türk Lirası’nın değer kaybı sürüyor. Türkiye’nin ihracatı artmasına rağmen dış ticaret açığı rekora koşuyor. Çünkü Türkiye’nin ithalatı rekor seviyede artış gösteriyor. Bu yılın Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı son 10 yıldaki en yüksek seviyeyi gördü.

Türkiye’nin ihracatı Ocak-Temmuz döneminde 144 milyar Amerikan Doları’nı aşarak son 10 yıldaki en yüksek seviyeye yükseldi. Aynı dönemde ithalat ise 206 milyar doları geçti. Böylece Türkiye’nin dış ticaret açığı yılın ilk yedi ayında 62 milyar 177 milyon dolara yükseldi. Dış ticaret açığı 2021 yılının aynı döneminde 25 milyar 510 milyon dolar idi. Peki, Türkiye’nin dış ticaret açığı yıllar içinde nasıl değişti? AK Parti döneminde dış ticaret açığı ne oldu?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre “yeni ekonomi modeli”ne geçtikten sonra Türkiye’nin dış ticaret açığı hızla artıyor. Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı yüzde 144 artarak 25 milyar 510 milyon dolardan, 62 milyar 177 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise 2021 Ocak-Temmuz döneminde yüzde 83 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 70’e geriledi. Genel Ticaret Sistemi verilerinin tutulduğu 2013 yılından bu yana son 10 senede dış ticaret açığının en yüksek olduğu yıl 2022 oldu.

Ocak-Temmuz dönemlerinde dış ticaret açığı 2013 yılında 60,5 milyar dolar iken 2016’da 31,9 milyar dolar; 2019’da ise 17,1 milyar dolar idi. Pandemi öncesi dönem ile kıyas edildiğinde açık katlanarak artmış durumda.

Yılın tamamına bakıldığında ise 2013’teki dış ticaret açığı 99,3 milyar dolar olmuştu. 2021 yılının tamamındaki açık 46,2 milyar dolar idi. Bu yılın ilk yedi ayında açığın 62 milyar doları aşması sene sonunda en yüksek seviyenin görülebileceği yorumlarını beraberinde getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ısrarla faizin düşmesi gerektiğini savunuyor. Ancak Erdoğan’ın 30 Kasım 2021’de ilan ettiği yeni ekonomi modelinden sonra Türk lirası Amerikan doları karşısında eridi. TCMB verilerine göre Kasım 2021’de 1 dolar 10,5 TL iken Eylül 2022’de 18 lirayı aşmış durumda.

Yeni ekonomi modeli: Faizler düştü

TCMB 24 Eylül 2021’de politika faizini yüzde 19’dan yüzde 18’e düşürerek yeni bir dönemin yolunu açmıştı. Merkez Bankası 22 Ekim 2021’de politika faizini yüzde 16’ya, 19 Kasım 2021’de yüzde 15’e ve 17 Aralık 2021’de ise yüzde 14’e kadar düşürdü. TCMB son olarak 19 Ağustos 2022’de faizi yüzde 13’e çekti.

İktidar faizin düşmesi ve Türk lirasının değer kaybetmesiyle ihracatın artmasını bekliyordu. İhracat beklendiği şekilde arttı; ancak aynı dönemde ithalat da yükseldiği için dış ticaret açığı hızla yükseldi.

Dolar kuru fırladı

AK Parti’nin iktidara geldiği Kasım 2002’de 1 dolar 1,61 TL idi. Dolar ilk kez Ağustos 2018’de 5 TL bandını aştı. Yeni ekonomi modeline kadar 10 lira seviyesini görmeyen dolar kuru Kasım 2021’de 10,5 TL oldu. Dolar kuru Ağustos 2022’de ise 18,03 TL gerçekleşti.

Dış ticaret açığı 2002’de 15,5 milyar dolardı

AK Parti iktidarı başladığında Türkiye’nin dış ticaret açığı Özel Ticaret Sistemine göre 15,5 milyar dolar idi. Açık 2011 yılında 105,9 milyar dolar çıkarken 2019’da 31,2 milyar dolara kadar gerilemişti.

Dış ticaret açığı büyürken tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) Temmuz ayı itibariyle yüzde 80’e varması ülkede satın alma gücünü ciddi şekilde etkiledi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

‘Dış Ticaret Açığı’ Yüzde 147 Arttı

Temmuz ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,4 artarak 18 milyar 551 milyon dolar, ithalat yüzde 41,4 artarak 29 milyar 240 milyon dolar olarak gerçekleşti. Temmuz ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 147 artarak 4 milyar 329 milyon dolardan, 10 milyar 690 milyon dolara yükseldi.

Haber Merkezi / İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Temmuz ayında yüzde 79,1 iken, 2022 Temmuz ayında yüzde 63,4’e geriledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle hazırlanan “Dış Ticaret İstatistikleri Temmuz 2022” verileri yayınlandı.

Buna göre; İhracat 2022 yılı temmuz ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,4 artarak 18 milyar 551 milyon dolar, ithalat yüzde 41,4 artarak 29 milyar 240 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Genel ticaret sistemine göre ihracat ocak-temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19,1 artarak 144 milyar 331 milyon dolar, ithalat yüzde 40,7 artarak 206 milyar 508 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, temmuz ayında yüzde7,4 artarak 15 milyar 665 milyon dolardan, 16 milyar 820 milyon dolara yükseldi.

Temmuz ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 19,3 artarak 16 milyar 560 milyon dolardan, 19 milyar 763 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı temmuz ayında 2 milyar 943 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 13,5 artarak 36 milyar 582 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 85,1 oldu.

Dış ticaret açığı yüzde 147,0 arttı

Temmuz ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 147,0 artarak 4 milyar 329 milyon dolardan, 10 milyar 690 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Temmuz ayında yüzde 79,1 iken, 2022 Temmuz ayında yüzde 63,4’e geriledi.

Dış ticaret açığı ocak-temmuz döneminde yüzde 143,7 arttı

Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı yüzde 143,7 artarak 25 milyar 510 milyon dolardan, 62 milyar 177 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Ocak-Temmuz döneminde yüzde 82,6 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 69,9’a geriledi.

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, temmuz ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,2, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 2,9 oldu.

Ocak-temmuz döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,0, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,9 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, temmuz ayında ara mallarının payı yüzde 80,5, sermaye mallarının payı yüzde 11,3 ve tüketim mallarının payı yüzde 8,1 oldu.

İthalatta, ocak-temmuz döneminde ara mallarının payı yüzde 81,9, sermaye mallarının payı yüzde 10,5 ve tüketim mallarının payı yüzde 7,6 oldu.

En fazla ihracat Almanya’ya

Temmuz ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 490 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 315 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 15 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 2 milyon dolar ile Irak, 850 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,6’sını oluşturdu.

Ocak-temmuz döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 12 milyar 114 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 9 milyar 938 milyon dolar ile ABD, 7 milyar 501 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 7 milyar 460 milyon dolar ile İtalya ve 7 milyar 355 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,7’sini oluşturdu.

İthalatta ilk sıra Rusya’nın

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Temmuz ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 374 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 804 milyon dolar ile Çin, 1 milyar 779 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 446 milyon dolar ile İsviçre, 1 milyar 389 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,7’sini oluşturdu.

Ocak-Temmuz döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 32 milyar 116 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 23 milyar 887 milyon dolar ile Çin, 13 milyar 279 milyon dolar ile Almanya, 8 milyar 971 milyon dolar ile ABD, 7 milyar 956 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 41,7’sini oluşturdu.

Paylaşın

FT: Türkiye’nin Rusya’ya İhracatındaki Artış, Batı’yı Kaygılandırıyor

Birleşik Krallık merkezli uluslararası iş gazetesi Financial Times, Türkiye’nin Rusya’ya ihracatının son üç ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 46 arttığını ve bu durumun Batılı ülkeleri kaygılandırdığını yazdı.

Gazetenin Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu’ndan derlediği ihracat verilerine göre, Mayıs-Temmuz döneminde Türkiye’nin Rusya’ya ihracatı 2 milyar doları aştı.

Sadece Temmuz ayında ise Rusya’ya yapılan ihracat geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 75 artışla 730 milyon dolara yükseldi. Rusya’nın Temmuz ayında Türkiye’nin toplam ihracatındaki payı geçen yıla göre yüzde 2,6’dan yüzde 3,9’a yükseldi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi verileri, Rusya’ya yapılan ihracattaki artışta tekstil, elektrik ve mobilya ile birlikte kimyasallar, yaş meyve sebze ve diğer gıda ürünlerinin başı çektiğini gösteriyor.

Financial Times’taki haberde, “Ticaret hacmi, Türkiye’nin Rusya’dan enerji ağırlıklı ithalatı karşısında nispeten küçük kalsa da, iki ülke arasında artan ticaret Ankara ile Moskova arasındaki ekonomik işbirliğinin derinleşmesinden endişe duyan Batılı yetkilileri rahatsız edecek gibi görünüyor” yorumu yapıldı.

Gazeteye konuşan iki Avrupa Birliği (AB) yetkilisi, üye devletlerin Türkiye’nin Rusya ile artan ticaretinin, Avrupa’yla ticaretin yerini alması ihtimali nedeniyle giderek daha fazla tedirgin olduklarını söyledi.

Yetkililerden biri “İzliyoruz. Bu hoş değil ve AB tarafından iyi algılanmıyor. Rahatsız edici” yorumunu yaptı.

Financial Times, bazı AB ülkelerinin Türkiye’den, Rusya’yla ilişkisi hakkında bilgi istediğini yazdı.

Gazeteye göre “Batılı yetkililer Ankara’nın, Ukrayna’ya açtığı savaş nedeniyle Putin’i cezalandırmaya yönelik önlemleri benimsemeyeceğini büyük ölçüde kabul etti”. Türk Lirası’nın dolar karşısında bu yıl yüzde 25 değer kaybetmesi ve bu nedenle Türkiye’de üretilen ürünlerin nispeten ucuzlaması da ihracatın artmasında rol oynamış olabilir.

Türkiye Ticaret Bakanlığı’ndan bir sözcü gazeteye yaptığı açıklamada, Rusya ile ticaret hacminde “dikkate değer bir değişiklik olmadığını” söyledi ancak detay vermedi.

Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, son üç ayda Rusya ile deniz yoluyla yapılan otomotiv ticaretinde yılın ilk dört ayına kıyasla yüzde 58’lik bir artışın, açık denizde “Türkiye’nin liderliğini” gösterdiğini söylemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iki hafta önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Rusya’nın tatil beldesi Soçi’de bir araya gelmiş, görüşme 4 saat sürmüştü.

Görüşme sonrası, enerji ve ticaret alanında işbirliğinin artırılacağı açıklanmıştı.

Ukrayna’yı işgali sonrası Rusya’ya uygulanan AB yaptırımları; ileri teknoloji elektronik ve yazılım, makine ve ulaşım ekipmanları, petrol rafinerisi, enerji, havacılık ve uzay endüstrileri tarafından kullanılan mal ve teknolojilerin ihracatına yönelik yasakları içeriyor.

Financial Times, bazı Batılı yetkililerin, Ankara’nın, Batılı şirketlerin Rusya’dan ayrılmasını, Türk şirketlerin onların yerini doldurması için bir fırsat olarak görmesinden endişe duyduklarını yazdı.

Avrupa Komisyonu Sözcüsü Peter Stano, “Avrupa, Ukrayna’ya karşı saldırganlığına yanıt olarak Rusya ile bağlarını azaltırken, Moskova ile bağları veya etkileşimi artırmak uygun değil” demişti.

Financial Times ise haberinde Türkiye’nin güçlü ve etkili bir NATO üyesi olduğunu ve yaklaşık 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını hatırlattı.

Gazetedeki haber şu satırlarla noktalandı:

“Batılı yetkililer, Birleşmiş Milletler’in aracılık ettiği Ukrayna’nın deniz yoluyla tahıl ihracatını yeniden başlatmasına izin veren son anlaşmanın gösterdiği gibi, Erdoğan’ın Putin ile müzakere kabiliyetinin değerli olduğunu kabul ediyor.”

Konunun hassasiyeti nedeniyle adının açıklanmaması koşuluyla konuşan bir Avrupalı ​​yetkili ise ‘Türkiye’den bahsediyoruz, (AB’deki) herkesin şu ya da bu nedenle onlara ihtiyacı var” dedi. Aynı yetkili, ‘AB, Türkiye’nin kabiliyetlerinin farkında olmalı… (Erdoğan)’a sadece, bizim kurallarımıza uyması gerektiğini söyleyemeyiz’ diye konuştu”

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Türkiye, Neden En Çok Buğday İthal Eden 3. Ülke?

Birleşmiş Milletler’in (BM) Haziran ayında yayımladığı iki ayrı gıda görünümü raporunda Türkiye en çok buğday ithal eden ülkeler arasında sıralanıyor. Ancak aynı zamanda en çok buğday üreten ülkelerden biri.

Uzmanlara göre, Türkiye’nin buğday ithalatı, ihracata yönelik üretimde hammadde olarak kullanılıyor. Bu nedenle iç piyasada kendine yeterliliği artırması gerekiyor.

BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) bu yıl Haziran ayı başında yayımladığı BM Gıda Görünümü raporunu ay sonunda, FAO ile Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) hazırladığı Gıda Görünümü 2022-2031 raporu izledi.

BM Gıda Görünümü raporuna göre, 2020-2022 ortalamasıyla Türkiye en çok buğday üreten ülkelerden biri. 2022’de Türkiye’deki buğday üretim miktarı 19 milyon ton olarak öngörülüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, Türkiye’de buğday üretiminin 2020’de 20,5 ton; 2021 yılında ise 17,6 ton olduğunu gösteriyor. Bu düşüşün başlıca sebebi olarak kuraklık, gübre ve mazot fiyatlarındaki artış gösteriliyor.

BBC Türkçe’den Günce Akpamuk’un sorularını yanıtlayan FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, “Türkiye son 5 yılda FAO verilerine göre ortalama 19,7 milyon ton yıllık buğday üretimi ile dünyanın sayılı buğday üreticisi ülkeleri (Avrupa Birliği, Çin, Hindistan, Rusya Federasyonu, ABD, Kanada, Ukrayna, Pakistan, Avustralya ve Arjantin ile birlikte) arasında. Türkiye bu üretim seviyesi ile dünya buğday ticaretinin de, ithalat ve ihracat bakımından, önemli aktörleri arasındadır” diyor.

Ancak Türkiye önemli üreticiler arasında olmakla beraber en çok buğday tüketen ülkelerden biri aynı zamanda.

Gıda Görünümü raporunda, Türkiye’nin buğday kullanımı 2021/22 döneminde 24,2 milyon ton olarak belirtiliyor. Bunun 2022/23’te 24,4 milyon tona çıkacağı öngörülüyor. Türkiye bu konuda Çin, Hindistan, Pakistan ve Rusya gibi ülkelerin ardından ilk sıralarda yer alıyor.

Fakat Türkiye’deki buğday üretimi ve iç tüketim neredeyse başa baş giderken nasıl oluyor da en çok buğday ihraç eden ülkeler arasında ilk 10’da ve en çok buğday ithal edenler arasında üçüncü sırada yer alıyor?

“Buğday ithalatı, buğdaya dayalı gıda endüstrisini karşılamaya yönelik”

Gıda Görünümü 2022-2031 raporuna göre, 2019-2021 yıllarının ortalamasında Türkiye 9,5 milyon ton ile Mısır ve Endonezya’nın ardından en çok buğday ithal eden üçüncü ülke oldu ve bu rakamın 2022/23’te de aynı kalması bekleniyor.

Aynı dönem buğday ihracatı ise 4 milyon ton olarak ölçülmüş ve önümüzdeki dönemde bu şekilde kalması öngörülüyor.

Selışık, Türkiye’nin iç piyasa tüketiminden çok buğdaya dayalı gıda endüstrisinde kullanmak için ithalat yaptığını, bu ürünleri de ihraç ettiğini belirtiyor.

Türkiye’nin “toplam buğday kullanım düzeyi, üretim düzeyinden fazla. Bunun temel nedeni Türkiye’nin buğdaya dayalı gıda endüstrilerindeki üretim potansiyeli ve avantajıdır” diyen Selışık şunları ekliyor:

“Buğday ithalatı, bu endüstrilerdeki buğdaya dayalı mamul madde ihracatını (un ve diğer unlu mamuller, makarna, bisküvi, bulgur gibi) karşılamaya yöneliktir. Örnegin, Türkiye un ihracatında dünyada ilk sırada, makarna ihracatında ise İtalya’nın ardından ikinci sırada bulunmaktadır.

“Türkiye’nin buğday ithalatı, dahilde işleme rejimi çerçevesinde (ithal edilen ham maddenin ihracat için işlenerek gıda ürünlerine dönüştürülmesi), iç tüketimden ziyade buğdaya dayalı gıda sanayi ürünlerinde çoğunlukla ihracat için üretim girdisi ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmaktadır”.

Özellikle Covid-19 salgını nedeniyle küresel ölçekte dayanıklı kuru gıda ürünlerine olan yüksek talebin, buğday ve buğday ürünlerine olan tüketim talebini tetiklediğini; haliyle dünya buğday dış ticaretini artırdığını vurgulayan Selışık, “Bu konjonktürel sebebin yanı sıra, ülkedeki buğday ekim alanlarındaki daralma ve aşırı hava olaylarından kaynaklanan verim kayıpları da buğdayın ithalat miktarını etkilemektedir” diyor.

Buğday fiyatları küresel olarak arttı

FAO Fiyat Endeksi’ne göre küresel gıda fiyatları halihazırda savaş öncesine göre yükseldi.

Ukrayna’da devam eden savaş ve bölgedeki tahılın ülke dışına çıkarılması sorununun yanı sıra güçlü bir gıda ve hayvan yemi talebi, ana tedarikçilerde kötü hava koşullarının yaşanması, bazı büyük ihracatçıların politikalarındaki belirsizlikler, ihracatçı ülkelerdeki enerji ve gübre başta olmak üzere yüksek nakliye ve üretim maliyetleri ile COVID-19 nedeniyle tedarik zincirlerindeki kesintiler bu artışın başlıca sebepleri.

Buğday fiyatları da savaş başladığından beri rekor seviyede arttı.

BM Gıda Görünümü raporunda, Ukrayna ve Rusya’nın buğday, arpa, mısır, ayçiçeği tohumu başta olmak üzere dünyanın en önemli ekilebilir bitki üreticileri ve ihracatçıları arasında olduğu belirtiliyor.

Son beş sezonun ortalamasına göre Rusya ve Ukrayna’nın, dünya buğday üretiminin sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 3’ünü; küresel ihracatın sırasıyla yüzde 20 ve yüzde 10’unu oluşturduğu; Rusya’nın birinci ve Ukrayna’nın beşinci en büyük buğday ihracatçısı olduğu vurgulanıyor.

Savaşın başından bu yana Türkiye’nin buğday ithalatının neredeyse tamamının Rusya ve Ukrayna’dan yapıldığı (2021’de yüzde 70’e yakını Rusya olmak üzere toplam yüzde 87’si) tekrar tekrar vurgulanmış, savaş dolayısıyla buğday ve ürünlerinde fiyat artışı ya da kıtlık görülüp görülmeyeceği tartışılmıştı.

Tarım ve gıda sektörüne yönelik çalışan gazeteci İrfan Donat BBC Türkçe’ye, Türkiye’nin Haziran 2022’de Rusya’dan buğday tedarikiyle ilgili bir problem yaşamadığını, yine de savaşın yarattığı ek maliyetler olduğunu söylemişti. Bu nedenle Türkiye’nin iç piyasada kendine yeterliliği artırıp arz fazlasıyla ihraç edeceği hammaddeyi kendisinin imal etmesi için üretimini 24-26 tonlara çıkması gerektiğini ifade etmişti.

Paylaşın

Dış Ticaret Açığı Yüzde 155,2 Arttı

TÜİK verilerine göre, dış ticaret açığı yüzde 155,2 artışla 10 milyar 605 milyon dolara yükseldi. İhracatta ilk sırayı Almanya alırken, ithalatta ise ilk sırada Rusya yer aldı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) mayıs ayına ilişkin dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Buna göre dış ticaret açığı mayıs ayında yüzde 155,2 artarak 4 milyar 156 milyon dolardan, 10 milyar 605 milyon dolara yükseldi. İhracat yıllık yüzde 15,3 artarak 18 milyar 984 milyon dolar, ithalat yüzde 43,5 artarak 29 milyar 588 milyon dolar olarak gerçekleşti.

İhracatın ithalatı karşılama oranı 2021 Mayıs ayında yüzde 79,8 iken, 2022 Mayıs ayında yüzde 64,2’ye geriledi.

İhracat 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,4 artarak 102 milyar 469 milyon dolar, ithalat yüzde 40,8 artarak 145 milyar 675 milyon dolar olarak kaydedildi. Ocak-Mayıs döneminde dış ticaret açığı yüzde 136 artarak 18 milyar 310 milyon dolardan, 43 milyar 206 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2022 Mayıs ayında yüzde 13,2 artarak 15 milyar 472 milyon dolardan, 17 milyar 514 milyon dolara yükseldi.

Mayıs ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 22,6 artarak 17 milyar 339 milyon dolardan, 21 milyar 264 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı mayıs ayında 3 milyar 750 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 18,2 artarak 38 milyar 777 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 82,4 oldu.

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2022 Mayıs ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,7, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 2,9, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,9 olarak hesaplandı.

Ocak-Mayıs döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,1, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,8 olarak kaydedildi.

En çok ihracat Almanya’ya, ithalat ise Rusya’dan

Mayıs ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 492 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 273 milyon dolar ile ABD, 978 milyon dolar ile Irak, 953 milyon dolar ile İtalya, 911 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 29,5’ini oluşturdu.

İthalatta Rusya ilk sırayı aldı. Mayıs ayında Rusya’dan yapılan ithalat 4 milyar 487 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 234 milyon dolar ile Çin, 1 milyar 980 milyon dolar ile Almanya, bir milyar 529 milyon dolar ile ABD, bir milyar 305 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,4’ünü oluşturdu.

Paylaşın

Dış Ticaret Açığı Yeni Rekor Kırdı

Ticaret Bakanlığı’nın öncü verilerine göre Mayıs ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 157 artışla 10,7 milyar oldu. Mayıs ayında öncü göstergeler dış ticaret açığının rekor tazelediğini gösterdi.

Ticaret Bakanlığı’nın öncü verilerine göre Mayıs’ta ihracat yüzde 15,2’lik artışla 19 milyar dolara çıkarken, ithalat ise yüzde 43,8 artışla 29,7 milyar dolar oldu.

Böylelikle dış ticaret açığı yüzde 157 artışla 10,7 milyar dolar oldu ve yeni rekor seviyeye yükseldi.

İhracatın ithalatı karşılama oranı 15,9 puan azalarak yüzde 64 olarak gerçekleşti. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı 12,3 puan azalarak yüzde 77,4 oldu.

Tüketim ithalatı artışı, yatırım ithalatını aştı

Mayıs ayında ekonomik gruplara göre en çok ithalat 24,1 milyar dolarla hammadde grubunda yaşandı. Bu grupta yıllık ithalat artışı yüzde 52,4 oldu.

Hammadde grubunu 3,2 milyar dolarla yatırım malları izledi. Yatırım mallarında yıllık ithalat artışı ise yüzde 10,8 olarak kaydedildi. Tüketim malları ithalatı ise yüzde 22,3 artışla 2,4 milyar dolar oldu.

Ocak-Mayıs döneminde dış ticaret açığı yüzde 136 arttı

Ocak-Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre ihracat, yüzde 20,4 oranında artarak 102,5 milyar dolar, ithalat ise, yüzde 40,9 oranında artarak 145,7 milyar dolar oldu.

Bu rakamların ardından aynı dönem için dış ticaret açığı yüzde 136 artışla 43,2 milyar dolar olarak kaydedildi.

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Rusya Petrolüne İthalat Yasağı

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya uygulayacağı yeni yaptırımlar paketini açıklayarak, “Rusya’dan ham petrol alımının 6 ay içinde, işlenmiş petrol ürünlerinin alımının ise yıl sonuna kadar tamamen durdurulmasının hedeflendiğini” söyledi.

Von der Leyen, Rusya’ya uygulanacak altıncı yaptırım paketini “Ukrayna’nın Rusya’ya karşı verdiği savaşın sonucu AB’nin geleceğini de belirleyecek. Avrupa’nın güçlü, toplumlarla kaynaşık ve krizlere dayanıklı olmasının cevabı Ukrayna’da verilecek” sözleriyle duyurdu.

Yeni yaptırım paketinin içeriği hakkında Avrupa Parlamentosu’nda bir konuşma yapan Von der Leyen, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı açtığı savaşın sadece Avrupa’nın güvenliğini değil, küresel güvenliği de tehdit ettiğini belirterek, uluslararası toplumun tepkilerinin haklı olduğunu dile getirdi.

Avrupa Komisyonu Başkanı, “Güçlünün değil, uluslararası hukukun üstün ve belirleyici olacağı tartışılmaz. Bu yüzden Putin’in vahşice başlattığı saldırının bedelini ödemesi gerekiyor” dedi.

27 AB ülkesinin onayı gerekiyor

27 AB ülkesi tarafından onaylanması gereken yeni pakette Rusya’ya karşı petrol ambargosu ve bankacılık sektörüne yeni yaptırımların yanı sıra Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile yakınlığıyla bilinen Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’in AB ülkelerine girişini yasaklama kararı da yer alıyor.

Pakette yer alan en önemli yaptırım ise, Rus petrolünün Avrupa’ya ithalatının yasaklanması. Von der Leyen, “ham petrol alımının 6 ay içinde, işlenmiş petrol ürünlerinin alımının ise yıl sonuna kadar tamamen durdurulmasının hedeflendiğini” söyledi.

AB ülkeleri enerji bakanları önceki gün Brüksel’deki buluşmalarında, petrol ambargosunu ele almış, Polonya ve Baltık ülkeleri ithalat yasağının hemen başlamasını isterken, Almanya ve diğer AB ülkeleri ise bu yaptırımın hayata geçirilebilmesi için zamana ihtiyaç olduğunu savunmuştu.

Konuşmasında bu konuda yaşanan anlaşmazlığa değinen Von der Leyen, daha önce petrol ithalatı yasağına onay vermeyeceklerini duyuran Macaristan ve Slovakya’ya özel bir konum tanınacağını ve bu ülkelerin petrol ambargosuna sonradan dahil olabileceklerini bildirdi.

Macar hükümeti, petrol talebinin yüzde 65’ini Rusya’dan karşıladıklarını belirterek, “Ülkenin enerji güvenliğini garanti altına almanın bizim tarafımızdan somut adımlar gerektirdiğini açıkça söylüyoruz. Bu nedenle Rusya’dan Macaristan’a gaz ve petrol tedarikini sınırlayacak yaptırımlara onay vermeyeceğiz” açıklaması yapmıştı.

Bankalar SWIFT’den çıkarılıyor

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yeni yaptırım paketi kapsamında Sberbank, Moskovskiy Kreditniy Bank ve Rosselhozbank dahil büyük Rus bankalarının SWIFT sisteminden de çıkarılacağını ifade etti. Von der Leyen, böylece Rusya’nın küresel ödeme sisteminden tamamen kopacağını dile getirdi.

AB ve ABD, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının hemen sonrasında bazı Rus bankalarını SWIFT’ten çıkarmışlardı. Von der Leyen ayrıca, Rus devletine ait uluslararası yayın yapan kuruluşlara da yasak getirileceğini duyurdu. Von der Leyen, “AB’de kablo, uydu, internet veya akıllı telefon uygulamaları aracılığıyla, hangi şekil ve biçimde olursa olsun yayın yapmalarına izin verilmeyecek” dedi.

Ukrayna’ya AB üyeliği perspektifi

Konuşmasının sonunda, “Biz Ukrayna’nın bu savaşı kazanmasını istiyoruz” diyen Von der Leyen, devletin ayakta kalabilmesi için her ay 5 milyar Euro mali yardım gerekeceğini, savaş sonrasında ülkenin yeniden inşası için ise 100 milyarlarca Euro desteğin kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Von der Leyen, “AB olarak bize düşen sorumluluğu üstleniyoruz. Bu yolun sonunda Ukrayna’nın AB üyeliği de bulunuyor” diye konuştu.

Paylaşın

‘Yeni Ekonomi Modeli’ Dış Ticarete De Yaramadı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yüksek kur-düşük faiz” söylemi ile hayata geçirdiği model, ihracatta rekor büyüme yaşanmasını ve cari fazla verilmesini vaat ediyordu. Ancak “yeni ekonomi modeli,” yalnızca enflasyonda değil; dış ticarette de bekleneni veremedi.

Enflasyon rekor kırarken, cari açık son yılların en yüksek seviyesini gördü. İhracat ise pandemi ile geçen son iki yıla nazaran 2022’ye iyi bir başlangıç yapmış olsa da, ithalattaki sert yükseliş, endişeleri artırdı. DW Türkçe’den Aram Ekin Duran’a konuşan iş dünyası temsilcileri ve ekonomistler, hükümetin uyguladığı modelin yalnızca iç piyasayı değil, dış ticareti de olumsuz etkilediği görüşünde.

Dış ticaret açığı büyüyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayata geçirdiği “yeni ekonomi modeli” yalnızca yüksek enflasyonun yarattığı hayat pahalılığı ile değil; Türkiye’nin dış ticaretinde de sıkıntılara neden oluyor. Ticaret Bakanlığı verilerine göre, hükümetin “düşük faiz-yüksek kur” söylemi ihracatta umulan artışı sağlamazken, ithalatta ise hızlı yükselişin önünü açtı. Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başladığı Eylül 2021’den bu yana geçen son 6 ayda, 125 milyar dolarlık ihracata karşılık 165 milyar dolarlık ithalat faturası ortaya çıktı. İthalat mart ayında 30 milyar dolar sınırını da aşmış oldu.

Yeni ekonomi modelinin ilk etkilerinin görüldüğü Ekim 2021 döneminde 1,5 milyar dolar seviyesinde olan dış ticaret açığı, Mart 2022 itibariyle 8,2 milyar dolara çıktı. Yeni ekonomi modelinin uygulandığı son 6 ayda ise 40 milyar dolarlık dış ticaret açığı meydana geldi. Artan döviz kurunun etkisiyle, yalnızca Ocak-Mart döneminde enerji ithalatına harcanan para, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 188 artarak 25 milyar dolara çıktı.

“Bu ekonomik yapıyla ithalatı geçemeyiz”

Uzun yıllar Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde (TİM) birlik başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulunan Gelişen Markalar Derneği Başkan Yardımcısı Murat Akyüz, “Mevcut koşullarda, maalesef şu anda ihracatın ön plana çıktığını görüyoruz ama ülkemizde hala ciddi bir ithalat ihtiyacı var” diyor.

Türkiye’de ihracat amaçlı kullanılan ham maddeler ve yarı mamullerin ithalatına devam edildiğini, ithalat odaklı iç tüketimin de devam ettiğini ifade eden Akyüz, yaptığı açıklamada, “Bu ekonomik yapıyla, bu üretim yapısıyla ihracatın ithalatı geçebileceğini söylemek biraz iyimserlik olur diyebilirim” diye konuşuyor.

Merkez’e döviz satışına tepki

Ocak ayında alınan bir kararla, ihracatla elde edilen dövizin yüzde 25’inin Merkez Bankası’na satılması zorunlu hale getirilmişti. Geçen günlerde bu oran yüzde 40’a yükseltildi. 19 Nisan’da ise dövize endeksli taşıt satış sözleşmeleri dışındaki menkul satış sözleşmelerinde ödeme yükümlülüklerinin TL ile yapılması zorunluluğu getirildi. Söz konusu düzenlemeler özellikle döviz yükümlülüğü yüksek olan sektörlerde tepki çekti. İhracatçılar döviz bozdurma oranının her sektöre özel olarak belirlenmesi gerektiği görüşünde.

“Hiçbir rakibimizde böyle bir kural yok”

Merkez Bankası’na döviz satışı zorunluluğu getirilmesinin Türkiye’deki ihracatçı şirketlerin rekabet gücünü olumsuz etkilediğini vurgulayan Murat Akyüz, “Hiçbir rakibimizin bulunduğu ülkede böyle bir kural yok. İstediği şekilde istediği parayı, istediği seviyelerde kullanabiliyor, tutabiliyor. Ama bizim Merkez Bankası için yapıldığı söylenen bu destek mekanizması, maalesef ihracatçının maliyetlerini artırmaktan öteye gitmedi” değerlendirmesinde bulunuyor.

“Öz kaynaklarımız eriyor”

Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) Başkan Yardımcısı Bülent Aymen’e göre, yeni ekonomi modeli ile başlatılan faiz indirimleri ihracatçıların kredi imkanları üzerinde de olumlu etki yaratmadı.

Merkez Bankası’nın son 6 ayda faizi yüzde 19’dan yüzde 14’e indirdiğini hatırlatan Aymen, şöyle konuşuyor: “Ancak bizler özel bankalardan kredi kullanmaya kalktığımızda yüzde 14’ün iki misli faiz oranlarıyla karşılaşıyoruz. Artan maliyetler karşısında ihraç ürünlerimize ihtiyacımız oranında zam yapamıyoruz, bu da bizim öz kaynaklarımızın erimesine yol açıyor.”

“Dış ticarette 300 yıldır yerimizde sayıyoruz”

Son bir yılda Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı da ihracatta sıçrama yaratmaya yetmiyor. Türkiye’nin son 300 yıldır dünya ticaretinden yüzde 0,7 – yüzde 1,3 arası bir pay aldığına işaret eden Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, “Türkiye’nin ihracatı son 20 yılda ciddi bir büyüme kat etmiş olsa da, aslında üç asırdır yerimizde sayıyoruz, ne uzuyoruz ne de kısalıyoruz” diyor.

“Değersiz TL olumlu katkı yapmıyor”

Türkiye’nin ortalama 8 bin dolarlık milli gelir seviyesi ile Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde son sırada yer aldığını ifade eden Dalgakıran, “Yüksek katma değerli ürün ihracatı artmadan, dış ticarette ve milli gelirde kayda değer bir artış olması çok zor. Değersiz TL’nin ihracata çok olumlu katkı yapacağına inanlardan değilim. Geçmişe bakarsanız, ihracatın en iyi olduğu zamanlar, TL’nin en değerli olduğu zamanlarda gerçekleşti” şeklinde konuşuyor.

Cari fazla hayal oldu

Dış ticaret açığı ile birlikte, yeni ekonomi modelinin en büyük vaadi olan “cari fazla” hedefi de 2022 için hayal oldu. Cari fazla vermek bir yana, Ocak ayında cari açık son 4 yılın en yüksek seviyesini görürken, 12 aylık cari açık ise 22 milyar dolara çıktı. Açıktaki büyümede kurlardaki yükseliş ile birlikte artan ithalat ve enerji maliyeleri belirleyici oldu.

Türkiye’nin makro göstergelerindeki bozulmalar, uluslararası kurumların analizlerinde de kendine yer buldu. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) son açıklanan Küresel Ekonomik Görünüm ve Küresel Finansal İstikrar Raporu’nda, Türkiye’nin 2022 büyümesi yüzde 3,3’ten yüzde 2,7’ye revize edilirken, 2022 yılının tamamında cari açığın 45 milyar dolar seviyesine ulaşacağı tahmin edildi. IMF’e göre, yılsonu enflasyonu ise yüzde 52,4 olarak öngörüldü.

“Tarihin en yüksek cari açıklarından biri”

Ekonomist Cüneyt Akman’a göre, yüksek kurun ihracatta yarattığı avantajlar, çok kısa sürede yerini olumsuzluklara bırakmış durumda.

Akman, “Ocak-Şubat’ta iki ay içinde 12 milyar doların üzerinde cari açık verdik ve bu tarihin en yüksek cari açıklarından birisi” diyor. Döviz kurlarındaki yükselişin ilk zamanlarda ihracatçıya sağladığı avantajın dezavantaja dönmeye başladığına işaret eden Akman, “İhracatçıların bile çoğu bu modelden memnun değil” diye konuşuyor.

Türkiye’de pandemi etkisi ile geçen son iki yıla göre ihracat artışının devam edeceği öngörülse de, 2022’de cari açığın ihracat hızını gölgede bırakması bekleniyor.

“Şu anki enflasyonu arar hale gelebiliriz”

Peki Türkiye’nin dış ticaret dengesinde yaşanan bozulma, vatandaşı nasıl etkileyecek?

Türkiye’de geçmişte döviz sıkıntısı nedeniyle 70 cent’e muhtaç kalınan dönemler yaşandığına işaret eden Cüneyt Akman, şu görüşlerini dile getiriyor: “Umarım bu felaketli deneyin sonucu yine 70 cent’lere muhtaç kalmakla bitmez. Ama gidişat o tarafa doğru. Bunun sonucu şu: Birincisi piyasalarda muazzam bir kıtlık, kuyruklar ve arkasından şiddetli ama şu anda olan enflasyonun mislini, bunu arayacak şekilde enflasyon, hayat pahalılığı anlamına gelir.”

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Rusya’dan ‘Fosil Yakıt’ İthalatına Yasak

Avrupa Birliği (AB), Rusya’ya karşı kömür ve diğer katı fosil yakıtların satın alınması, ithal edilmesi veya AB’ye ulaştırılmasını içeren 5. yaptırım paketini kabul etti. İthalat yasağı 5,5 milyar Euro’ya tekabül ediyor.

Avrupa Birliği Konseyi’nden yapılan yazılı açıklamada, son yaptırımların Rus silahlı kuvvetlerinin Buça’da ve Rus işgali altındaki diğer yerlerde işlediği vahşetlerin ardından kabul edildiği bildirildi.

Buna göre, Ağustos 2022’den itibaren yılda 8 milyar Euro değerindeki Rusya menşei veya Rusya’dan ihraç edilen kömür ve diğer katı fosil yakıtların satın alınması, ithal edilmesi veya AB’ye aktarılmasının yasaklanması kararlaştırıldı.

Yaptırım paketinde neler var?

Mutabık kalınan ihracat yasakları 10 milyar Euro’ya, ithalat yasakları ise 5,5 milyar Euro’ya tekabül ederken pakette yer alan diğer yaptırımlar şöyle sıralandı:

  • Tarım ve gıda ürünleri, insani yardım ve enerji için istisnalar sağlanarak, Rusya bayrağı altında kayıtlı gemilere AB limanlarına erişim sağlama yasağı getirildi.
  • Transit de dahil olmak üzere herhangi bir Rus ve Belaruslu karayolu taşımacılığı teşebbüsünün AB içinde kara yoluyla mal taşıması engellendi, tıbbi malzemeler, tarım ve gıda ürünleri gibi bir dizi ürün ve insani amaçlarla karayolu taşımacılığı için istisnalar sağlanacak.
  • Jet yakıtı, “kuantum bilgisayarlar” ve gelişmiş yarı iletkenler, ileri teknoloji elektronikler, yazılımlar, hassas makineler ve ulaşım ekipmanları gibi diğer malları hedef alan ihracat yasakları ve ahşap, çimento, gübre, deniz ürünleri ve likör gibi ürünlerde yeni ithalat yasakları kararlaştırıldı.

  • Mevcut yaptırımları güçlendirmeyi ve yasal boşlukları kapatmayı amaçlayan bir dizi ekonomik önlem de alındı. Bunlar; Rus şirketlerinin üye ülkelerdeki kamu ihalelerine katılımına ilişkin genel bir AB yasağı, Rus kamu kurumlarına yönelik tüm mali desteğin kesilmesi gibi unsurları içeriyor.
  • Halihazırda yaptırım uygulanmış kişilerin aile üyelerinin yanı sıra ürünleri veya teknolojileri savaşta rol oynayan şirketlere, kilit konumdaki oligarklara ve iş insanlarına, üst düzey Kremlin yetkililerine, dezenformasyon ve bilgi manipülasyonunun savunucularına, Kremlin’in Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığına ilişkin anlatısını sistematik olarak yayan şirketlere de yaptırım kararı alındı.
  • Rus bankacılık sektöründeki pazar payının yüzde 23’ünü temsil eden 4 önemli Rus bankasına tam işlem yasağı getirildi. Böylece bankaların SWIFT’den çıkarıldıktan sonra varlıklarının dondurulması ve böylece AB piyasalarından tamamen dışlanmaları hedeflendi.

AB’ye temiz enerji çağrıları

Rystad Energy analistlerine göre, fosil yakıtlarla ilgili artan jeopolitik risk ve yenilenebilir enerjinin görece fiyat paritesi göz önüne alındığında, mevcut koşullar doğalgazı geçiş yakıtı olarak kullanma argümanını zayıflatıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı gibi önde gelen kurumlar ise AB’yi fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir enerjinin hızla yaygınlaştırılması ve enerji verimliliği önlemleri ile doğalgaz arzının kısa vadeli çeşitlendirilmesi dahil olmak üzere benzer önlemler almaya çağırıyor.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu da bu çağrılara yanıt olarak yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği önlemlerini hızla artırırken, Rusya’dan doğalgaz ithalatını bu yıl üçte iki oranında azaltmayı planlıyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın