PKK, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Süleymaniye kenti kırsalında, sembolik silah bırakma töreni düzenledi. Silah bırakma töreninin dış basına yansımaları ise şöyle:
Agence France-Presse (AFP): “Tören, PKK’nin son on yıldır üslerinden biri olan Irak Kürdistanı dağlarında, Süleymaniye kenti yakınlarında, gizli tutulan bir bölgede sabah saatlerinde yapılacak. Törene dair detaylar sınırlı olsa da, PKK kaynakları AFP’ye yaklaşık 30 savaşçının silahlarını imha ettikten sonra tekrar dağlara döneceğini söyledi. ‘İyi niyet göstergesi olarak, son yıllarda Türk güçlerine karşı çatışmalara katılmış bazı PKK savaşçıları, silahlarını bir törende yakarak ya da imha ederek süreci başlatacak,’ diyen bir PKK komutanı, AFP’ye yaptığı açıklamada ismini vermemeyi tercih etti.
“Ancak tören öncesinde gerilim yükseldi. Süleymaniye ve batıdaki Kerkük kentlerinde, peşmerge güçlerine ait üsler yakınında gece saatlerinde iki insansız hava aracı düşürüldü. Saldırının arkasında kimin olduğu açıklanmazken, yetkililer olayda can kaybı yaşanmadığını belirtti.”
Reuters: “Sürece yakın kaynaklara göre, yaklaşık 40 PKK’li militan ve bir komutan, Süleymaniye’deki törende silahlarını teslim edecek. PKK, son yıllarda Türkiye sınırlarının ötesine itildikten sonra üslerini Irak’ın kuzeyine taşıdı. Silahlar, daha sonra düzenlenecek başka bir törenle imha edilecek. Bu ikinci törene Türkiye ve Irak istihbarat yetkilileri, IKBY yetkilileri ve PKK’nin silah bırakma kararında arabuluculuk rolü oynayan Türkiye’deki Kürt siyaseti temsilcisi DEM Parti’den üst düzey isimler katılacak.
“PKK, DEM Parti ve Abdullah Öcalan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Kürtlerin siyasi taleplerini karşılaması yönünde çağrıda bulundu. Öcalan, çarşamba günü yayınlanan video mesajında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir komisyon kurarak silahsızlanma sürecini denetlemesini ve kapsamlı barış sürecini yürütmesini önerdi. Ankara’nın bu yönde adımlar attığı belirtilirken, DEM Parti ve Öcalan, PKK’nin demokratik siyasete geçişini kolaylaştıracak yasal güvencelere ve belirli mekanizmalara ihtiyaç olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, silahsızlanma sürecine yönelik sabotaj girişimlerine izin vermeyeceklerini ifade ederken, halka ‘tarihi bir müjde’ vereceğini söyledi. AKP’nin sözcüsü Ömer Çelik ise, sürecin birkaç ayı aşmaması gerektiğini, aksi halde provokasyonlara açık hale gelebileceğini belirtti.”
“Abdullah Öcalan’a ne olacak?”
BBC: “Süleymaniye’deki silahsızlanma töreninin ardından gözler, sürecin bir sonraki durağı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çevrildi. Ankara’da kurulacak özel bir komisyon, hükümetin bundan sonraki adımlarına ilişkin kararları şekillendirecek. Ancak yaz tatili yaklaşırken Meclis’te önümüzdeki birkaç ay içinde somut bir karar çıkması beklenmiyor. Komisyonun hazırlayacağı rapor sonrasında milletvekilleri önerileri oylayacak; nihai kararı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verecek. Abdullah Öcalan’ın durumunun nasıl şekilleneceği ise belirsizliğini koruyor. Hükümet yetkilileri, sürecin ilerleyişine göre Öcalan’ın cezaevi koşullarının gözden geçirilebileceğini belirtiyor. Ancak olası bir tahliye ya da ceza indirimi, sürecin çok daha sonraki aşamasında gündeme gelebilir. AKP ve Kürt siyasi hareketini temsil eden DEM Parti, barış süreci ile anayasa değişikliği arasında doğrudan bir bağ kurulmadığını savunsa da, Erdoğan’ın DEM’in desteğini alması halinde anayasa değişikliğini Meclis’ten geçirme şansı önemli ölçüde artacak.
“Erdoğan, son anketlerde geride görünse de, en güçlü rakibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yolsuzluk suçlamasıyla tutuklu. İmamoğlu suçlamaları reddederken, geçtiğimiz hafta başka muhalefet belediye başkanlarının da gözaltına alınması, sürecin muhalefet açısından zorlu geçeceğini gösteriyor. Sonuç olarak, PKK’nin silah bırakmasıyla başlayan barış süreci yalnızca çatışmasızlık değil, aynı zamanda Türkiye’nin iç siyasetini yeniden şekillendirecek karmaşık bir dönemin kapısını aralıyor.”
ABC News: “Türkiye’de yıldır süren bir isyan yürüten Kürt militan grup mensupları, cuma günü Kuzey Irak’ta düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmaya başladı. Bu adım, barış süreci kapsamında vaat edilen silahsızlanmaya yönelik atılan ilk somut adım oldu. Irak devlet haber ajansı INA’ya göre, silahsızlanma sürecinin Eylül ayına kadar tamamlanması bekleniyor.”
Al Monitor: “Cuma günü Irak Kürdistanı’nda düzenlenen bir törende 30 PKK savaşçısı silahlarını yok etti. Bu tören, Kürt militanların Türkiye devletine karşı on yıllardır sürdürdükleri silahlı mücadeleyi sonlandırmalarının üzerinden iki ay geçmesinin ardından geldi. Tören, PKK’nin silahlı isyandan demokratik siyasete geçişinde bir dönüm noktasını temsil ediyor. Aynı zamanda, bölgenin en uzun süredir devam eden çatışmalarından birine nokta koyma çabasının parçası olarak görülüyor.
“Kısa süren törende, Kuzey Irak’taki dağlarda bir mağarada bulunan ilk 30 militanın silahlarını yaktığı görüldü. AFP muhabirinin sahadan aktardığına göre, bu savaşçılardan dördü komutandı. Sabah boyunca, PKK’ye yakın Fırat Haber Ajansı’na göre, geçmişte bir Kürt matbaasına ev sahipliği yapmış sembolik bir yer olan Şikefta Caseneyê’ye araçların geliş-gidişi gözlendi. Ayrıca, DEM Parti’den bazı milletvekilleri ve birkaç gazeteci de törende yer aldı.”
Shafaq News: “PKK’den onlarca erkek ve kadın savaşçı, Süleymaniye’de düzenlenen sembolik bir törende silahlarını yaktı. Barış ve Demokratik Toplum Grubu üyesi Mola Nader, Shafaq News’e yaptığı açıklamada, savaşçıların ardından Jasana Dağı’na döndüklerini belirterek, Türk hükümetine genel af ilan etme ve bu kişileri topluma yeniden kazandırma çağrısında bulundu. Nader ayrıca, daha kapsayıcı bir vatandaşlık çerçevesine ulaşmak için anayasal reformlar yapılması gerektiğini vurguladı. Grup tarafından yapılan açıklamada, bu adımın PKK kurucusu Abdullah Öcalan’n çağrısı ve partinin 12. kongresinde alınan kararlar doğrultusunda atıldığı belirtildi. Grup, bölgesel ve uluslararası güçlere Kürt halkının meşru haklarına saygı gösterme ve barış sürecini destekleme çağrısında bulundu. Tüm siyasi aktörlerden eğitim, taban örgütlenmesi ve demokratik gelişim alanlarında üzerlerine düşen rolleri yerine getirmeleri istendi.”
Yunanistan merkezli Kathimerini gazetesinin internet baskısı Ekathimerini: “Otuz PKK militanı, Irak’ın kuzeyindeki bir mağaranın ağzında silahlarını yaktı. Bu sembolik ama anlamlı adım, Türkiye’ye karşı onlarca yıldır süren isyanı sona erdirme yönünde önemli bir başlangıç olarak değerlendiriliyor. Törene ait görüntülerde, yarısı kadınlardan oluşan militanların AK-47 tüfekleri, fişeklikleri ve diğer silahları büyük gri bir kazan içine sırayla bıraktıkları görülüyor. Daha sonra gökyüzüne doğrultulmuş siyah silah namlularını alevler sararken, Kürt, Iraklı ve Türk yetkililer yakınlarında bu anı izliyordu. Geçmişte başarısızlıkla sonuçlanan barış girişimlerinin ardından bu yeni girişim, Ankara için 40 binden fazla insanın ölümüne neden olan, ekonomiyi ağır şekilde etkileyen ve Türkiye ile bölge genelinde derin sosyal ve siyasi ayrışmalara yol açan isyanı sona erdirmek adına yeni bir yol açabilir.”
“Demokratik bir açılım pek olası görünmüyor”
Spiegel: Spiegel dergisi “Erdoğan’ın yaptıkları kimsenin gözünü kör etmemeli” başlığıyla yayımladığı yorumda PKK’nın silah bırakma töreni “tarihi bir dönüm noktası” ve Erdoğan için de “başarı” olarak nitelendiriliyor. Bununla birlikte “Ancak Türkiye’de demokratik bir açılım pek olası görünmüyor. Erdoğan çoktan gözünü yeni bir hasıma dikmiş durumda” gözlemi aktarılıyor.
Kuzey Irak’taki sembolik törenle birlikte yarım asırdır süren, on binlerce insanın hayatını kaybettiği ve silah yoluyla çözümü mümkün olmayan bir ihtilafın sona erdiğine vurgu yapılan yazıda, son gelişmelerin barış umudunu yeşerttiği belirtiliyor. Fakat kalıcı bir barışın ancak Türkiye’de bir demokratik açılım ile mümkün olabileceğinin savunulduğu yazıda, bu haftaki gelişmelerin barış konusunda bir ilüzyona yol açmaması ve kimsenin gözünü kör etmemesi gerektiği kaydediliyor.
Erdoğan’ın öncelikli hedefinin iktidarını korumak olduğunun altı çizilerek, “Erdoğan hâlâ bildiğimiz Erdoğan. Ve geçmişte ülkede demokrasiyi teşvik etme konusunda pek de iyi bir iş çıkarmış değil. Tam tersine, son yıllarda yargının altını oydu ve medyayı istediği yönde hizaya soktu. Son olarak, en umut verici rakibi olan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hapse attırdı. Pek çok hamlesi, Erdoğan’ın gelecekte de kendi isteklerine göre bir muhalefet örgütlemek istediğini gösteriyor” deniliyor.
Erdoğan’ın devletin kurucusu Atatürk’ün muhalefetteki partisi CHP’yi kriminalize ederek şiddetli bir mücadele yürüttüğüne, bunu da iktidarını korumak için yaptığına işaret edilen yazı şu ifadelerle bitiyor: “Bunun için Erdoğan’ın Kürtlerin oyuna ihtiyacı var. Artık Erdoğan’ın bir dönem daha görev yapması, hatta belki de ömür boyu cumhurbaşkanlığı yapmasına kapı aralanması onlara bağlı. Ya da hedeflerine sadık kalıp, diğer muhalefet partileriyle birlikte ülkenin gerçek bir demokratik açılımı için mücadele mi edecekler?”
Süddeutsche Zeitung: Süddeutsche Zeitung yorumu ise “Erdoğan bir kez daha ülkesini bölüyor ama bu kez farklı bir şekilde” başlığını taşıyor. Erdoğan’ın Kürtlere barış önerisinin “bir bedeli olduğu” belirtilen yazıda, Erdoğan’ın eş zamanlı olarak ana muhalefetteki CHP’ye baskı uyguladığı, izlediği bu ikili strateji ile “iktidarını güvence altına almayı amaçladığı” yorumu yapılıyor.
“Türk Cumhurbaşkanı güç bilincine sahip bir kişi. Güç ile neler yapılabileceğinin farkında” ifadelerine yer verilen yazıda, “Erdoğan örneğin bu gücü, devlet bir yandan giderek daha fazla Kürt belediye başkanları ve aktivistleri tutuklatırken, ordunun diğer yandan PKK’yı yenilgiye uğratmasından aldı. Bu da ona barış önerisi yapma ve uyguladığı baskıya son verme gücü verdi. Tabii Kürtlerin bir bedel ödemesi kaydıyla: Oyları ile Erdoğan’ın istediği kadar cumhurbaşkanı kalmasına yardımcı olmaları gerekecek” görüşü aktarılıyor.
Yorumda, Erdoğan’ın “Sizin için iyi olan bir şeyi, sadece benden geldiği için reddedebilir misiniz?” diyerek Kürtleri bir ikilemle karşı karşıya getirdiği belirtiliyor, CHP’ye karşı başlatılan tutuklama dalgasına dikkat çekilerek şunlar kaydediliyor: “CHP lideri dokunulmazlığın kaldırılması tehdidiyle karşı karşıya. Kürtler bugüne kadar İmamoğlu’na yakın durdular, çünkü onlar da otokrasi altında acı çekti. Peki hâlâ İmamoğlu’nun serbest bırakılmasını umut etmeliler mi? İmamoğlu Erdoğan’ın yerini alabilecek mi? Alacaksa kaç yıl içinde? Oysa Erdoğan’ın teklifi hemen geçerli. Üstelik Erdoğan CHP’nin alternatif olmasını da gittikçe zorlaştırıyor.”
Der Standart: Avusturya gazetesi Der Standart da PKK’nın silah bırakma törenini mercek altına aldığı yorumunda, Türkiye ile ilgili karamsar bir tablo çiziyor. “PKK, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefeti ezmeye çalıştığı bir dönemde silah bırakıyor” denilen yorumda PKK’nın Kuzey Irak’taki töreninin sembolik niteliğine dikkat çekiliyor.
Kürt sorununun, barışın tesisini sağlayacak şekilde çözülmesi için Türk devletinin adımlar atması gerektiğine işaret edilen yazıda, “artık Türk devletinden geriye bir otokrata dönüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı” belirtilerek şu ifadelere yer veriyor: “Türk demokrasisi büyük bir tehdit altında ve muhalefet ortadan kaldırılıyor. Erdoğan’ın önceliği iktidarda kalmak, siyasi ve toplumsal uzlaşma sürecini başlatmak değil. Oysa PKK’nın silahsızlanma sürecine eşlik etmesine acilen ihtiyaç duyulan da tam da bu.”