Mehmet Şimşek’e Göre Ekonomide Her Şey Yolunda

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, uygulamakta olan dezenflasyon programına ilişkin, “Programın ikinci evresindeyiz, ilerleme kayda değer. Enflasyonu yeniden tek haneye indirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da düzenlenen “Ekonominin Ön Safları: Ticaret Çatışmaları ve Yeni Küresel Rekabetler” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Küresel belirsizliğin hiç bu kadar yoğun hissedilmediğini dile getiren Şimşek, buna rağmen küresel ekonomi dirençli kaldığı için piyasa algısının hala olumlu olduğunu söyledi.

Son yıllarda küresel ekonomideki büyüme oranlarının önceki dönemlere göre daha düşük olmasından bahseden Şimşek, küresel anlamda karşılarında çok sayıda zorluğun bulunduğunu, bunlardan başlıcalarının “küresel ticaretteki korumacılık”, “yüksek küresel borçluluk”, “yaşlanan nüfus”, “yapay zekanın muhtemel yıkıcı sonuçları”, “iklim değişikliğinin etkileri” ve “jeopolitik gerilimler” olduğunu anlattı.

Şimşek, küresel ticaretteki korumacılığın artık yeni normal haline geldiğini belirterek, zaman zaman Çin ile ABD arasında olduğu gibi geçici yumuşamalar yaşansa da uzun vadeli eğilimin değişecek gibi görünmediğini bildirdi.

Bundan 20 yıl önce Çin’in küresel imalattaki payının yüzde 9’un altında olduğunu, bugün söz konusu oranın yüzde 30’un üzerine çıktığını kaydeden Şimşek, “Aynı eğilim devam ederse bu pay yüzde 45’e bile çıkabilir. Kim pay kaybetti? Genel olarak Batı. ABD’nin küresel imalattaki payı yüzde 22’den yüzde 11’e geriledi. Avrupa Birliği yaklaşık 10 puan kaybetti. Japonya da öyle. İşte korumacılığın asıl nedeni bu.” diye konuştu.

Bakan Şimşek, Çin’in son 20–25 yılda dünyanın çok daha fazla ülkesi için bir numaralı ticaret ortağı haline geldiğine dikkati çekerek, üretimin giderek Asya’ya, özellikle de Çin’e, kaydığını söyledi. Gelişmiş ülkelerde reel ücretler yerinde sayarken, gelişmekte olan ekonomilerde artışın sürdüğünü belirten Şimşek, bu dengesizliğin küreselleşmeye ve kurallı ticaret sistemine yönelik sosyal ve siyasi tepkinin başlıca kaynağına dönüştüğünü ifade etti.

Üretim kaybının yalnızca düşük katma değerli işlerin kaybı anlamına gelmediğini vurgulayan Şimşek, bu kaybın aynı zamanda ona bağlı hizmet sektörlerini de ortadan kaldırdığını belirtti. Bu nedenle korumacılığın artık kalıcı bir eğilim haline gelmiş göründüğünü dile getirdi.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye’nin bu süreçte görece daha az kırılgan olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü ihracatımızın yüzde 62’si serbest ticaret anlaşmamız olan ülkelere gidiyor. Yüzde 80’den fazlası ise yakın coğrafyamıza, Orta Asya, Orta Doğu, Kuzey Afrika gibi dost ve komşu bölgelere gidiyor. Bu bizi kısmen koruyor. Bir diğer avantajımız, hizmet ihracatımızın payının uluslararası ortalamalara göre güçlü olması. Hizmet ticareti henüz korumacılıktan etkilenmiş değil. Bu tabloyu fırsata çevirebiliriz.

Küresel ölçekte parçalanma sürüyorsa biz bölgesel entegrasyona odaklanabiliriz. Bölgesel entegrasyonu, küresel parçalanmaya panzehir olarak görüyoruz. Bu nedenle bölgesel bağlantıları güçlendiriyoruz. Körfez ülkeleri ile yeni serbest ticaret anlaşmaları yaparken, Birleşik Krallık ve AB ile mevcut anlaşmaların güncellenmesi için çalışıyoruz. Tedarik zinciri dayanıklılığını artıracak yatırımlar yapıyoruz.”

Şimşek, Irak’taki FAV Limanı’ndan Londra’ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa’nın her ülkesine Türkiye’den kesintisiz ulaşım sağlanabilecek Kalkınma Yolu Projesi’nin ülkeye sağlayacağı katkılardan bahsederek, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Çin’e uzanan koridorlara ilişkin örnekler verdi.

Bakan Şimşek, Türkiye’nin hizmetler ihracatında çok güçlü olduğunu belirterek, bu yıl hizmet ticareti fazlasının 65 milyar dolar civarında olacağını, mal ticaretinde açık verilse de turizm, müteahhitlik, sağlık turizmi, eğitim ve yaratıcı endüstrilerde güçlü olduklarını söyledi.

Son 25 yılda küresel borcun GSYH’ye oranının dramatik şekilde artarak yüzde 324’e çıktığını dile getiren Şimşek, “Türkiye’de bu oran yüzde 89. Bu önemli bir avantaj ve altyapı, eğitim ve sağlık harcamalarına daha fazla alan açmamızı sağlıyor. Borç yükü yüksek ülkeler aynı şansa sahip değil. Biz bu alanı, yapısal reformlar, üretkenliği artıracak yatırımlar, yapay zeka ve yeşil dönüşüm için kullanıyoruz.” şeklinde konuştu.

Şimşek, küresel alanda nüfusun yaşlanmasının bir başka problem olduğunu kaydederek, “Türkiye bu konuda da avantajlı. Henüz yaklaşık 20 yıllık demografik fırsat penceremiz var. Kadın istihdamını artırmaya yönelik adımlar atıyoruz. Ayrıca gümüş ekonominin, yani yaşlı nüfus ekonomisinin küresel hacim olarak 5,5 trilyon dolardan 8,5 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Türkiye bu alanda hem sağlık hem yaşlı bakım hizmetlerinde uluslararası bir merkez haline gelebilir.” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin yapay zeka, 5G, savunma sanayisi, yenilenebilir enerji gibi alanlarda yaptığı çalışmaları ve hayata geçirdiği yatırımları anlatan Şimşek, “Yenilenebilir enerji dönüşümünü hızlandırıyoruz. Güneş, rüzgar, jeotermal ekipman üretim potansiyelinde Türkiye ilk 10’da. Yeşil teknolojilerde önemli bir oyuncu olma potansiyelimiz yüksek.” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, şu an uygulamakta oldukları dezenflasyon programına değinerek, “Amacımız fiyat istikrarını sağlamak, mali disiplini güçlendirmek ve cari açığı azaltmak. Bu alanda ciddi ilerleme var. Yapısal dönüşüm sürdürülebilirlik için kilit unsur. Programın ikinci evresindeyiz, ilerleme kayda değer. Enflasyonu yeniden tek haneye indirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

İhracatta yüksek ve orta teknolojiye sahip ürünlerin payının arttığını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti: “Türkiye yeniden doğrudan yatırımlar için bölgesel merkez olma yolunda. Son 20–25 yılda doğrudan yatırımlar yaklaşık 20 kat arttı. Yeni kredi notu artışlarıyla yatırım yapılabilir seviyeye dönmeyi hedefliyoruz.

Son 20 yılda ortalama reel büyüme yüzde 5,4 oldu. Bu, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan dönemindeki ekonomik performansı yansıtıyor. Gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında, özellikle Çin ve Hindistan hariç tutulduğunda, Türkiye’nin büyüme performansı açık biçimde önde.”

Paylaşın

Bütçe Açığı 1,2 Trilyon Lirayı Aştı

2025 yılının ilk dokuz aylık döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 10 trilyon 222,2 milyar lira, bütçe gelirleri 9 trilyon 4,9 milyar lira ve bütçe açığı 1 trilyon 217,3 milyar lira oldu.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanlığı, Haziran ve Ocak – Eylül 2025 yılı bütçe gelir ve gider verilerini açıkladı.

Buna göre; 2025 yılı Eylül ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 331 milyar TL, bütçe gelirleri 1 trilyon 21,4 milyar TL ve bütçe açığı 309,6 milyar TL olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 1 trilyon 94,4 milyar TL ve faiz dışı açık ise 73 milyar TL olarak gerçekleşti.

2025 yılı Ocak – Eylül döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 10 trilyon 222,2 milyar TL, bütçe gelirleri 9 trilyon 4,9 milyar TL ve bütçe açığı 1 trilyon 217,3 milyar TL olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 8 trilyon 559,8 milyar TL ve faiz dışı fazla ise 445,1 milyar TL olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Şimşek’e Göre Enflasyonun Nedeni “Zirai Don Ve Kuraklık”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Zirai don ve kuraklık kaynaklı gıda enflasyonu uzun dönem eylül ayı ortalamasının 3 puan üzerinde gerçekleşti ve aylık enflasyona 1,1 puan katkı yaptı” dedi.

Hazine ve Maliye Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabı üzerinden enflasyon rakamlarını değerlendirdi. Mehmet Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Eylülde yüksek gerçekleşen aylık enflasyonda gıda fiyatları belirleyici oldu. Zirai don ve kuraklık kaynaklı gıda enflasyonu uzun dönem eylül ayı ortalamasının 3 puan üzerinde gerçekleşti ve aylık enflasyona 1,1 puan katkı yaptı.

Okulların başladığı eylül ayında eğitim grubu ve ilgili diğer kalemler aylık enflasyona yaklaşık 0,7 puan katkıda bulundu.

Enflasyonun ana eğilimi dezenflasyonun süreceğine işaret ediyor. Dönemsel etkilerin azalması ve uyguladığımız arz yönlü politikalarla program önceliğimiz olan dezenflasyonun devamını sağlayacağız.”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yıllık enflasyon ise yüzde 33,29 olarak gerçekleşti. Bu sonuçla aylık enflasyon piyasa beklentilerinin üzerinde açıklandı.

Ana harcama gruplarına yıllık olarak bakıldığında en fazla artış yüzde 51,36 ile konutta oldu. Gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 36,06, ulaştırmada ise yüzde 25,30 fiyat artışı kaydedildi.

Aylık bazda gıda ve alkolsüz içecekler kategorisinde fiyat artışı yüzde 4,62 oldu. Ulaştırmada yüzde 2,81, konutta ise yüzde 2,56 artış kaydedildi.

Kötü gelen enflasyon verisiyle Borsa İstanbul’da endeksler aşağı yönlü hareket etti. Güne yukarı yönlü başlayan BIST 100 endeksi gerileyerek 11 bin seviyesine indi.

Bağımsız araştırma kuruluşu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Eylül’de enflasyonun aylık bazda yüzde 3,79, yıllık artışın ise yüzde 63,23 olarak gerçekleştiğini açıkladı.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) da İstanbul için hesapladığı endekste aylık enflasyonu yüzde 3,19 olarak duyurmuştu. Böylece Eylül’de aylık tüketici fiyat artışlarına ilişkin TÜİK, ENAG ve İTO verilerinin birbirine yakın seyrettiği görüldü.

Paylaşın

Hazine, Rekor Borçlanmaya Hazırlanıyor!

Hazine, yılın son üç aylık döneminde, toplam 823,2 milyar lira tutarında rekor bir borçlanma hedefliyor. Borçlanma, Hazine’nin hem mevcut borçlarını çevirme hem de yeni finansman sağlama politikasını gözler önüne seriyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2025 yılının son çeyreğine girilirken eylül, ekim ve kasım aylarını kapsayan üç aylık iç borçlanma stratejisini kamuoyu ile paylaştı.

Açıklanan programa göre Hazine, bu üç aylık dönemde piyasalardan toplam 823,2 milyar lira tutarında rekor bir borçlanma hedefliyor. Program, Hazine’nin hem mevcut borçlarını çevirme hem de yeni finansman sağlama politikasını gözler önüne seriyor.

Bakanlık tarafından yayımlanan strateji, önümüzdeki üç ay boyunca Hazine’nin atacağı adımlara ilişkin piyasalara net bir yol haritası sunarken, borçlanma takviminin en yoğun olduğu ayın ekim olacağı dikkat çekiyor.

Açıklanan strateji, Hazine’nin bu dönemde yapacağı borç geri ödemeleri (iç borç servisi) ile bu ödemelere karşılık piyasadan ne kadar yeni borçlanma yapacağını detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Buna göre aylık planlama şu şekilde:

Eylül 2025: Hazine, ay içinde vadesi gelecek olan 255,7 milyar liralık anapara ve faiz ödemesini (iç borç servisi) karşılamak için piyasalardan 346 milyar liralık iç borçlanma gerçekleştirecek.

Ekim 2025: Üç aylık periyodun en yüksek borçlanmasının yapılacağı ekim ayında, 263,5 milyar liralık iç borç servisine karşılık 350,7 milyar liralık bir borçlanmaya gidilecek.

Kasım 2025: Yılın sonuna yaklaşırken borçlanma temposunun düşeceği kasım ayında ise 94,9 milyar liralık borç servisine karşılık 126,5 milyar liralık iç borçlanma yapılması öngörülüyor.

Paylaşın

Hazine, Her 100 Lira Ödeme İçin 400 Lira Borçlandı

Hazine’nin ödediği her 100 liralık anapara borcuna karşılık tam 407 lira yeni borç aldığı ortaya çıktı. 2025 yılının ilk yedi ayında, Hazine 519,5 milyar lira anapara ödemesi yaparken, 2,1 trilyon lira borçlandı.

Ekonomist Alaattin Aktaş, Türkiye’nin borçlanma dinamiğine ilişkin yaptığı son analizle ekonominin röntgenini çekti ve “Böyle bir dengesizlik daha önce hiç görülmemişti” diyerek uyarıda bulundu. Hazine’nin iç borçlanma verilerini yeniden hesaplayan Aktaş’a göre, Hazine’nin ödediği her 100 liralık anapara borcuna karşılık tam 407 lira yeni borç aldığı ortaya çıktı.

İç borç çevirme oranı genellikle “anapara + faiz ödemesi / toplam borçlanma” formülüyle hesaplanıyor. Ancak Aktaş, faizin bütçeden ödendiğini hatırlatarak, Hazine’nin yeni borcu aslında sadece anaparayı ödemek için aldığını vurguladı. Bu nedenle, gerçeğe en yakın oranın yalnızca anapara ödemesi ile borçlanma miktarı karşılaştırılarak bulunabileceğini belirtti.

Klasik yönteme göre bu yılın ilk yedi ayında iç borç çevirme oranı yüzde 141 seviyesinde gerçekleşti. Ancak yalnızca anapara ödemesi dikkate alındığında oran yüzde 407’ye ulaştı. Aktaş, “100 birim borç ödemek için 407 birim borç alındı” ifadesini kullanarak durumun vahametini ortaya koydu.

Verilere göre, Hazine 519,5 milyar lira anapara ödemesi yaparken, 2,1 trilyon lira borçlandı. Bütçeden yapılan faiz ödemesi ise 985,6 milyar lira oldu. Böylece, Hazine sadece yedi ayda ödediği anaparadan 1,6 trilyon lira daha fazla borç aldı.

Aktaş’a göre bu tablo, bütçe açığının büyüklüğünden kaynaklanıyor. Açığın kapatılması için Hazine sürekli yeni borçlanmaya gidiyor. Ancak borçlanma miktarının ödemelerin çok üzerinde olması, borç yükünü her geçen yıl artırıyor ve faiz yükünün de bütçe üzerinde ağır bir baskı oluşturmasına yol açıyor.

Ekonomist Aktaş, durumu bir aile şirketi örneğiyle anlatarak, borç sarmalının nasıl kalıcı hale geldiğini vurguladı. Hazine’nin giderek büyüyen borç yükü, vade sonunda hem anapara hem de faiz olarak yeniden ödenecek ve bu da kısır döngünün devam etmesine neden olacak.

Paylaşın

Şimşek’ten Bilindik Sözler: 2027’de Tek Haneli Enflasyona Ulaşacağız

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enflasyonla mücadele sürecinin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayarak, 2027 yılında tek haneli enflasyona ulaşmayı hedeflediklerini belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Reuters’a verdiği röportajda Türkiye ekonomisine ilişkin kapsamlı bir değerlendirmede bulundu.

Enflasyonla mücadele sürecinin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Şimşek, 2027 yılında tek haneli enflasyona ulaşmayı hedeflediklerini belirtti. Ayrıca, döviz rezervlerinin arttığını, kur korumalı mevduattan (KKM) çıkışların hızlandığını ve cari dengede iyileşme yaşandığını ifade etti.

Şimşek, uygulanan ekonomik program sayesinde Türkiye’nin dış kırılganlıklarını azalttığını ve şoklara karşı direncini artırdığını söyledi. “Türkiye ekonomisi pozitif bir döngüye girmiş durumda” diyen Bakan, kalıcı ve sürdürülebilir yüksek büyüme için sağlam bir zeminin oluştuğunu belirtti.

2025’in ilk çeyreğinde ekonominin yüzde 2 oranında ılımlı bir büyüme gösterdiğini kaydeden Şimşek, bu dönemde özel tüketimin yavaşladığını ancak toplam yatırımların büyümeye pozitif katkı sunduğunu ifade etti. Sanayi üretimindeki daralmanın ise büyük ölçüde çalışma günü eksikliğinden kaynaklandığını vurguladı.

Bakan, 2025 yılı genelinde büyümenin Orta Vadeli Program (OVP) hedefinin bir miktar altında gerçekleşmesini beklediklerini ancak bunun “sert bir inişten ziyade, geçici bir yavaşlamaya” işaret ettiğini söyledi.

Enflasyonla mücadeledeki kararlılıklarını yineleyen Şimşek, dezenflasyon sürecinin kesintisiz 14 aydır devam ettiğini belirtti. Temmuz ayında yıllık enflasyonun yüzde 33,5’e gerileyerek 44 ayın en düşük seviyesine indiğini hatırlatan Şimşek, gıda enflasyonunun yüzde 28’e, temel mal enflasyonunun ise yüzde 20,7’ye düştüğünü söyledi.

Hizmet enflasyonunun üç yılı aşkın bir aradan sonra ilk defa yüzde 50’nin altına gerilediğine dikkat çeken Şimşek, bu gelişmelerin dezenflasyon sürecinin kalıcı nitelikte ilerlediğini teyit ettiğini ifade etti.

Şimşek, enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin ve maliye politikasıyla sağlanan eşgüdümün süreci desteklediğini vurguladı. Jeopolitik risklerin halen canlı olduğunu ancak gerekli adımların atılarak dezenflasyonun kesintiye uğramasının önleneceğini belirtti. Bakan, “2027 yılında tek haneli enflasyona ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

Ekonomik programın, zorluklar karşısında başarılı olduğunu belirten Şimşek, brüt uluslararası rezervlerin Mayıs ayından bu yana 33 milyar dolar artarak 171,8 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Göreve geldikleri tarihten bu yana toplam rezerv artışının ise 73,4 milyar dolar olduğunu söyledi.

Şimşek, cari açıkta geçici etkilerin ötesine geçen yapısal bir iyileşme olduğunu ifade etti. 2024’te uygulanan politikalar sayesinde cari açığın milli gelire oranla yüzde 0,8’e düştüğünü ve altın hariç cari fazla verildiğini belirten Şimşek, 2025’te de bu seyrin devam edeceğini öngördü.

Bakan, sanayi, yeşil ve dijital dönüşüm alanlarında reformlara odaklandıklarını söyledi. Stratejik ve yüksek katma değerli üretimi destekleyen Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) ve Hit-30 Programı gibi projelerden bahseden Şimşek, yeşil dönüşümü çevresel ve ekonomik bir gereklilik olarak gördüklerini, bu kapsamda yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırıldığını belirtti.

Kayıt dışı ekonomiyle mücadele ve mali disiplin

Kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin en önemli önceliklerinden biri olduğunu vurgulayan Şimşek, yapay zeka destekli analizlerle riskli mükelleflerin tespit edildiğini söyledi. 2025’in ilk altı ayında yapılan denetimlerde yaklaşık 13 bin kayıt dışı mükellefin tespit edildiğini belirten Şimşek, vergi beyanname sayılarında ve beyan edilen gelirlerde önemli artışlar olduğunu kaydetti.

Şimşek, bütçe açığının OVP hedeflerinin üzerinde gerçekleşme ihtimaline değinerek, “Harcama disiplinine sıkı sıkıya bağlıyız. 2025 Bütçe Kanunu’nda belirlenen nominal harcama tavanı bizim için mutlak bir sınırdır” dedi. Faiz dışı bütçe harcamalarında da bütçe tavanının altında kalacaklarını vurguladı.

Paylaşın

Mehmet Şimşek Borçlanmayla Övündü

Mehmet Şimşek, Dünya Bankası’nın toplam 657,7 milyon avroluk bir finansman paketini onaylamasına ilişkin yaptığı açıklamada, bu onayın Türkiye’nin ekonomi programına olan güvenin bir göstergesi olduğunu söyledi.

Dünya Bankası, Türkiye’nin enerji altyapısını güçlendirmek amacıyla “Türkiye İletim Sisteminin Dönüştürülmesi Projesi” (İSDP) için toplam 657,7 milyon avro tutarında bir finansman paketini onayladı. Bu paket, Türkiye’nin enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji entegrasyonu hedeflerini destekleyecek.

Söz konusu finansman paketi şu bileşenlerden oluşuyor:

625 milyon avro Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) kredisi
32,798 milyon avro (yaklaşık 38 milyon dolar eşdeğeri) Temiz Teknoloji Fonu (CTF) kredisi
2 milyon dolar tutarında CTF hibesi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu onayın Türkiye’nin ekonomi programına duyulan güvenin bir göstergesi olduğunu belirtti.

Şimşek, “Ekonomi programımıza duyulan güven sayesinde uluslararası kuruluşlardan temin edilen uzun vadeli ve uygun koşullu dış finansman artıyor. Kalkınma hedeflerimiz doğrultusunda 2025 yılında sağladığımız kaynak tutarı 7 milyar dolara ulaştı” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Hazine’nin Borcu 11,5 Trilyona Yükseldi

Merkezi yönetim brüt borç stoku, haziran sonu itibarıyla 11,5 trilyon lira seviyesinde yükseldi. Borç stokunun 5,3 trilyon liralık kısmı TL, 6,1 trilyon lira tutarındaki bölümü ise döviz cinsiden oluştu.

Haber Merkezi / Ayrıca, hazine alacakları, şubat sonu itibarıyla 32,1 milyar lira oldu. Alacak stoku içindeki en yüksek payı 11,1 milyar lirayla mahalli idareler oluşturdu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 30 Haziran itibarıyla merkezi yönetim brüt borç stoku verilerini açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Merkezi yönetim borç stoku 30 Haziran 2025 tarihi itibarıyla 11.462,4 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Borç stokunun 5.309,7 milyar TL tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsi, 6.152,7 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluşmaktadır.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 30 Haziran itibarıyla Hazine alacaklarına ilişkin verileri de açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Hazine Alacak stoku, 30 Haziran 2025 tarihi itibarıyla 32,1 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Hazine alacak stoku içerisinde en yüksek pay 11,1 milyar TL ile mahalli idarelere aittir. 2025 Haziran ayı sonu itibarıyla Hazine alacaklarından toplam 7,8 milyar TL tahsilat gerçekleştirilmiştir.”

Paylaşın

Mehmet Şimşek: Faiz Enflasyon Oranında Düşecek

Enflasyonun 2026’da yüzde 20’lere ineceğini, 2027’de 15 ve altında olacağını söyleyen Mehmet  Şimşek, aynı dönemde faiz oranının da enflasyonun biraz üzerinde konumlanacağını ifade etti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin AK Partili vekilleriyle art arda bir araya geldi ve değerlendirme toplantıları yaptı.

Hürriyet’in haberine göre; Şimşek, AK Partili vekillere yaptığı sunumda enflasyonu tetikleyen üç sektör olduğunu söyledi. Bunları; konut, gıda-hizmet sektörü ve enerji sektörü olarak sıraladı. Bu üç sektörün enflasyonu artırdığını ifade eden Bakan Şimşek, söz konusu üç sektörde fiyatların düşürülmesi yönünde çalışma yaptıklarını açıkladı.

Mehmet Şimşek, enflasyonun düşmesiyle birlikte özellikle kira ve konut satış fiyatlarının düşeceğini de kaydederek, TOKİ’nin konut sayısını artırmasıyla da söz konusu sıkıntıların çözüleceği bilgisini verdi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, faizi enflasyon oranında düşüreceklerini belirtti. Enflasyonun 2026’da yüzde 20’lere ineceğini, 2027’de 15 ve altında olacağını söyleyen Şimşek, aynı dönemde faiz oranının da enflasyonun biraz üzerinde konumlanacağını ifade etti.

Paylaşın

Mehmet Şimşek İstifa İddialarını Yalanladı

Mehmet Şimşek, son dönemde sıkça gündeme getirilen istifa iddialarına ilişkin, “Net olarak ifade edeyim: İstifa gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İsrail-İran gerilimi nedeniyle Hürmüz Boğazı’nın kapatılma ihtimaline karşı ekonomi yönetiminin hazırlıklı olduğunu açıkladı. Dünya petrol ticaretinin yüzde 25’inin bu kritik su yolundan geçtiğini hatırlatan Şimşek, “Petrol fiyatları şu an tolere edilebilir seviyede. Ancak olası bir kriz durumunda gerekli tüm tedbirleri devreye alacağız” dedi.

Türkiye Gazetesi’nin haberine göre; AK Parti’nin doğu ve güneydoğu Anadolu milletvekilleri ile bir araya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek istifa edip etmeyeceği sorularına da yanıt verdi.

Son dönemde bazı çevrelerce sıkça gündeme getirilen istifa iddialarına kesin bir yanıt veren Bakan Şimşek, “Kusura bakmayın, bu iddialara gülüyorum. Göreve başladığımdan beri aynı dedikodular dönüp duruyor. Aslında bu soruya cevap vermeye bile gerek görmüyorum ama net olarak ifade edeyim: İstifa gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil” şeklinde konuştu.

Toplantıda ekonomik tedbirlere ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Şimşek, yüksek kredi faizleriyle ilgili eleştirilere, “Çiftçinin faizinin yüzde 70’ini, ihracatçının ise yüzde 50’sini devlet olarak karşılıyoruz. Buna rağmen şikayetler devam ediyor” yanıtını verdi. Vergi politikalarına yönelik eleştirilere ise, “Zenginlerin vergi yükünü artırdık, dar gelirlilerin vergisini yüzde 15’e düşürdük” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İBB’deki operasyonlarla ilgili MASAK raporuna dair eleştirilerine de yanıt veren Şimşek, “MASAK bağımsız bir kurumdur, gerekeni yapmıştır. Benim bu konuda bir dahlim söz konusu değil. Özel’in bu tür açıklamalarla ekonomiyi yıpratmaya çalışması üzücü” ifadelerini kullandı.

Son olarak TCMB’nin haziran ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’ne değinen Şimşek, 12 aylık enflasyon beklentisinin yüzde 24,6’ya gerilediğini belirterek, “Enflasyondaki düşüş eğilimi devam ediyor. Bu, ekonomimiz için olumlu bir gelişme” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın