Açlık Riski Artıyor: Gıda Enflasyonu Yüzde 95,7

Gıda fiyatları dünya genelinde gerilemeye devam ederken, Türkiye’de ise artmaya devam ediyor. Gıda fiyatları nisanda bir önceki aya göre yüzde 2,1 oranında arttı. Yılın ilk dört aylık dönemindeki artış ise yüzde 25’i geçerken; bu artışla birlikte gıda fiyatlarında yıllık enflasyon yüzde 95,7 oldu.

Haber Merkezi / Türkiye’nin, yanlış politikalarla yıllarca sürecek bugünkü enflasyon sarmalına sürüklendiği Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 738 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl nisan ayında 838 lira ödemek zorunda kaldılar.

Uygulanan ekonomik politikalar, hem Türk lirasının satın alma gücünü azaltarak, hem tarım sektörünün girdi maliyetlerini artırarak, hem de fiyatlama davranışlarını bozarak başta gıda olmak üzere tüm harcama gruplarında yüksek bir enflasyon sürecini tetikledi. İktidar seçim kaybetmemek için enflasyonla mücadele etmediği için bu süreçte olan ücretli, dar ve sabit gelirlilere oldu.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, ‘Halkın Enflasyonu Nisan 2024” araştırma sonuçlarını açıkladı. Buna göre; “TÜİK’in en son açıkladığı tüketim harcamalarıyla ilgili istatistiklere göre, en zengin yüzde 20’lik kesim tüketim harcamalarının yüzde 16,6’sını, en yoksul yüzde 20’lik kesim ise yüzde 35,8’ini gıda için yapıyor.

Dolayısıyla gıda fiyatlarında Türkiye’de son 47 aydır yaşanan kesintisiz artış en fazla sabit gelirli ve yoksul kesimleri etkiliyor. Açıklanan enflasyon bu nedenle bu kesimin gerçek hayatta yaşadığı enflasyonu tam olarak yansıtmıyor. Zira TÜİK, enflasyonu hesaplarken gıda harcamalarının ağırlığını yaklaşık yüzde 25 olarak esas alıyor.

İktidarın daha sonra ‘akıl dışı ilan ettiği’ ancak yerel seçimlerden önce yeniden uygulamaya başladığı yanlış ekonomik politikaların tetiklediği yüksek enflasyon sürecinin en ağır faturasını gıda fiyatları yüzünden yoksullar ödemeye devam ediyor.

Türkiye’nin, bu yanlış politikalarla yıllarca sürecek bugünkü enflasyon sarmalına sürüklendiği Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 738 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl nisan ayında 838 lira ödemek zorunda kaldılar.

Uygulanan ekonomik politikalar, hem Türk lirasının satın alma gücünü azaltarak, hem tarım sektörünün girdi maliyetlerini artırarak, hem de fiyatlama davranışlarını bozarak başta gıda olmak üzere tüm harcama gruplarında yüksek bir enflasyon sürecini tetikledi. İktidar seçim kaybetmemek için enflasyonla mücadele etmediği için bu süreçte olan ücretli, dar ve sabit gelirlilere oldu.

“Temel gıda maddelerinde önemli artışlar yaşandı”

Nisan’da sebze grubu dışındaki tüm gıda harcama gruplarında fiyatlar bir önceki aya göre arttı. Et-balık, süt ve süt ürünleri, meyve ve bakliyat, ekmek-pirinç-un-bulgur gibi temel gıda maddelerinde önceki aya göre önemli artışlar yaşandı.

Ekmek-pirinç-un-bulgur fiyatları nisanda önceki aya göre ortalama yüzde 2,5 oranında azalırken, et ve balık grubu fiyatlarında yüzde 3,12 oranında artış kaydedildi. Et ve balık fiyatlarında yaşanan yıllık artış ise yüzde 84,5 oldu. Nisan’da önceki aya göre süt ve süt ürünleri ile yumurta grubu harcamaları yüzde 1 oranında artarken, yağ fiyatlarındaki artış yüzde 7,4 olarak gerçekleşti.

Meyve fiyatlarının yüzde 6,1 oranında arttığı Nisan’da sebze fiyatlarında, bir önceki aya göre ortalama yüzde 5 oranında düşüş yaşandı. Nisan’da bakliyat fiyatları yüzde 2,7, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri işlenmiş gıda maddelerinden oluşan diğer gıda fiyatları ise yüzde 1,1 oranında zamlandı.

Vatandaşlar mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 64 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için Nisan’da, bir önceki aya göre yüzde 2,1 oranında daha fazla para ödemek zorunda kaldı.

Gıda fiyatlarında bu yılın ilk dört aylık döneminde ise toplam yüzde 25,1 oranında artış gerçekleşti. Ocak-Nisan döneminde, ekmek-pirinç-un-bulgur-makarna fiyatları yüzde 13, et-balık fiyatları yüzde 34, süt, süt ürünleri yüzde 13,9, yağ fiyatları yüzde 18,5, meyve fiyatları yüzde 51,5, sebze fiyatları yüzde 35,5, bakliyat fiyatları yüzde 18.8, diğer ürünlerin fiyatları yüzde 11 arttı.

Bu yıl Nisan’da geçen yılın aynı ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 52,1, et-balık fiyatlarında 84,5, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 56,2 oranında artış oldu. Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 103,8 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 173,2, sebze fiyatları ise yüzde 209,7 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 73,4, diğer gıda fiyatları ise yüzde 79,2 oranında zamlandı.

Tarımsal girdi fiyatları ile tarım ürünü üretici fiyatlarındaki artışlar gıda fiyatlarındaki artış hızının önümüzdeki aylarda da devam edeceğine işaret ediyor. Nisan 2024 sonu itibariyle son 12 aylık ortalama gıda fiyatları ise bir önceki 12 aylık ortalama fiyatlara göre yüzde 99,2 oranında arttı.”

Paylaşın

Gıda Enflasyonu: Türkiye, Dünyada 3. Sırada

Türkiye, gıda enflasyonunda Arjantin ve Zimbabve’nin ardından dünyada 3. sıraya yerleşti. Türkiye’yi gıda enflasyonunda sırasıyla Venezuela, Lübnan ve Filistin takip etti.

Gıda fiyatları dünya genelinde gerilemeye devam ederken, Türkiye’de ise artmaya devam ediyor.

Ekonomist Tunç Şatıroğlu, sosyal medya hesabından Türkiye’nin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gıda enflasyonunda Venezula ve Lübnan’ı da geride bırakarak dünyada 3. sıraya yerleştiğini ifade etti.

Gıda fiyatlarında Türkiye’nin zirveyi yakın seyrettiğine vurgu yapan Şatıroğlu, “Arjantin ve Zimbabwe’den başka rakibimiz kalmadı” dedi.

Merkez Bankası’nın PPK raporunda yer alan, “Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır” ifadelerine de atıfta bulunan Tunç Şatıroğlu, “Kulanın artık” dedi.

Gıda fiyatları 27,9 kat arttı

2005 Mart’ta 115 olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart 2024’te 2.139’a yükseldi. 2005 Mart’ta 113 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024 Mart’ta 3.150’ye yükseldi. Böylece TÜFE 2005’ten bu yanda 18,6 kat; gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 27,9 kat arttı.

Mart 2005’te yüzde 7,9 olan yıllık enflasyon oranı Mart 2024’te yüzde 68,5 oldu. 2005’te yüzde 4,83 olan yıllık gıda enflasyonu ise Mart 2024’te yüzde 70,41’e yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Mart 2005’te TÜFE’yle aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Mart 2024’te TÜFE’nin 1.011 puan (yüzde 47,3) üstüne çıktı.

Paylaşın

Gıda Fiyatları 19 Yılda 28 Kat Arttı

2005 yılı mart ayında 113 olan gıda fiyatları endeksi 2024 yılı mart ayında 3 bin 150’ye yükseldi. Böylece gıda fiyatları 2005 yılından bu yana 27,9 kat arttı.

Haber Merkezi /Mart 2005’te yüzde 4,83 olan yıllık gıda enflasyonu mart 2024’te yüzde 70,41’e yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 3,16, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 15,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,50 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,50 olarak gerçekleşti.

Bağımsız ekonomistler ile akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubunun (ENAG) açıkladığı enflasyon verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart ayında yüzde 5,68 arttı. TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 124,63 olarak gerçekleşti.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), enflasyon verilerinin ardından yaptığı açıklamada, “TÜİK, Mart 2024 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 70,41 olarak açıkladı. Ancak bu enflasyon halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmaktan oldukça uzak bir oran” ifadelerine yer vererek en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonunun yüzde 110,6 olduğunu kaydetti.

Açıklamada DİSK-AR’ın araştırmasına ait verilere yer verildi. DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre gıda enflasyonu ortalama yüzde 70,4 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 86,5 oldu.

Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 80,3 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 92 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 110,6 olarak gerçekleşti.

“Yüksek gelir gruplarının daha düşük enflasyon hissettiği görülüyor” ifadelerine yer verilen araştırma raporunda dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 67,3 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 51,3 olduğu kaydedildi.

Raporda, “Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 111 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 51 oranında kaldı. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor” denildi.

Gıda fiyatları 27,9 kat arttı

2005 ve 2024 verilerinin karşılaştırıldığı açıklamada son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki farkın açılmaya başladığı belirtilerek şunlar kaydedildi:

2005 Mart’ta 115 olan TÜFE endeksi, Mart 2024’te 2.139’a yükseldi. 2005 Mart’ta 113 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024 Mart’ta 3.150’ye yükseldi. Böylece TÜFE 2005’ten bu yanda 18,6 kat; gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 27,9 kat arttı.

Mart 2005’te yüzde 7,9 olan yıllık enflasyon oranı Mart 2024’te yüzde 68,5 oldu. 2005’te yüzde 4,83 olan yıllık gıda enflasyonu ise Mart 2024’te yüzde 70,41’e yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Mart 2005’te TÜFE’yle aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Mart 2024’te TÜFE’nin 1.011 puan (yüzde 47,3) üstüne çıktı.

Paylaşın

Gıda Fiyatları 30 Ayda Yüzde 721 Arttı

Gıda fiyatları Eylül 2021’den bu yana yüzde 721 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar, bu yıl mart ayında 821 lira ödemek zorunda kaldı.

Haber Merkezi / Gıda fiyatları bu yılın ilk üç aylık döneminde ise toplam yüzde 15,7 oranında arttı. Ocak-mart döneminde, ekmek, pirinç, un bulgur, makarna fiyatları yüzde 10,3, et-balık fiyatları yüzde 29,8, süt, süt ürünleri yüzde 12,7, yağ fiyatları yüzde 10,3, meyve fiyatları yüzde 42,8, sebze fiyatları yüzde 42,6, bakliyat fiyatları yüzde 15,7, diğer ürünlerin fiyatları yüzde 8,6 arttı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonunun Ar-Ge birimi KAMUAR’ın fiyatlarını Ankara’daki marketlerden düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 64 temel gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak hazırladığı gıda fiyatları endeksinin Mart 2024 sonuçları açıklandı. Sonuçların yer aldığı raporda şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK’in en son açıkladığı tüketim harcamalarıyla ilgili istatistiklere göre en zengin yüzde 20’lik kesim, tüketim harcamalarının yüzde 16,6’sını, en yoksul yüzde 20’lik kesim ise yüzde 35,8’ini gıda için yapıyor.

Dolayısıyla gıda fiyatlarında Türkiye’de son 44 aydır yaşanan kesintisiz artış en fazla sabit gelirli ve yoksul kesimleri etkiliyor. Açıklanan enflasyon bu nedenle bu kesimin gerçek hayatta yaşadığı enflasyonu tam olarak yansıtmıyor. Zira TÜİK enflasyonu hesaplarken gıda harcamalarının ağırlığını yaklaşık yüzde 25 olarak esas alıyor.

İktidarın Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ‘akıl dışı ilan ettiği’ ancak yerel seçimlerden önce yeniden uygulamaya başladığı yanlış ekonomik politikaların tetiklediği yüksek enflasyon sürecinin en ağır faturasını gıda fiyatları yüzünden yoksullar ödemeye devam ediyor.

Türkiye’nin, bu yanlış politikalarla yıllarca sürecek bugünkü enflasyon sarmalına sürüklendiği Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 721 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl mart ayında 821 lira ödemek zorunda kaldılar.

Uygulanan ekonomik politikalar, hem Türk lirasının satın alma gücünü azaltarak, hem tarım sektörünün girdi maliyetlerini ilgili artırarak, hem de fiyatlama davranışlarını bozarak diğer başta gıda olmak üzere tüm harcama gruplarında yüksek bir enflasyon sürecini tetikledi. İktidar seçim kaybetmemek için enflasyonla mücadele etmediği için bu süreçte olan ücretli, dar ve sabit gelirlilere oluyor.

Martta ekmek, pirinç, un, bulgur grubu dışındaki tüm gıda harcama gruplarında fiyatlar bir önceki aya göre arttı. Et-balık, süt ve süt ürünleri, meyve ve sebze, gibi temel gıda maddelerinde önceki aya göre önemli artışlar yaşandı.

Ekmek, pirinç, un, bulgur fiyatları martta bulgur ve şehriye fiyatlarındaki düşüş nedeniyle bir önceki aya göre ortalama yüzde 0,1 oranında azalırken, et ve balık grubu fiyatlarında yüzde 11,3 oranında artış kaydedildi. Et ve balık fiyatlarında yaşanan yıllık artış ise yüzde 112,6 oldu. Martta önceki aya göre süt ve süt ürünleri ile yumurta grubu harcamaları yüzde 2,3 oranında artarken, yağ fiyatlarındaki artış yüzde 0,2 olarak gerçekleşti.

Martta meyve fiyatları yüzde 18.4, sebze fiyatları yüzde 6,7 arttı

Meyve fiyatlarının yüzde 18,4 oranında arttığı Martta sebze fiyatlarında, bir önceki aya göre ortalama yüzde 6,7 oranında artış kaydedildi.

Martta bakliyat fiyatları yüzde 0,4, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri işlenmiş gıda maddelerinden oluşan diğer gıda fiyatları ise yüzde 1,1 oranında zamlandı. Vatandaşlar mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 64 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için Martta, bir önceki aya göre yüzde 5,9 oranında daha fazla para ödemek zorunda kaldı.

Gıda fiyatlarında bu yılın ilk üç aylık döneminde ise toplam yüzde 15,7 oranında artış gerçekleşti. Ocak-mart döneminde, ekmek, pirinç, un bulgur, makarna fiyatları yüzde 10,3, et-balık fiyatları yüzde 29,8, süt, süt ürünleri yüzde 12,7, yağ fiyatları yüzde 10,3, meyve fiyatları yüzde 42,8, sebze fiyatları yüzde 42,6, bakliyat fiyatları yüzde 15,7, diğer ürünlerin fiyatları yüzde 8,6 arttı.

Döviz kuru ve tarım ürünü üretici fiyatlarındaki artışlar gıda fiyatlarındaki yüksek artış hızının önümüzdeki aylarda da devam edeceğine işaret ediyor. Mart 2024 sonu itibariyle son 12 aylık ortalama gıda fiyatları ise bir önceki 12 aylık ortalama fiyatlara göre yüzde 99,7 oranında arttı.”

Paylaşın

Dünyada En Yüksek Gıda Enflasyonuna Sahip Yedinci Ülke: Türkiye

İktidar ekonomi dair pembe tablolar çizmeye çalışsa da, veriler, iktidarın söylemlerini yalanlıyor. CHP’li Erhan Adem, Türkiye’nin; Venezuela, Arjantin, Zimbabve, Surinam, Lübnan, Mısır’dan sonra dünyanın en yüksek gıda enflasyonuna sahip 7’nci ülke olduğunu söyledi ve ekledi: Halkın hissettiği enflasyon zaten reelde yüzde yüzü aşmış durumda.

Erhan Adem, açıklamasının devamında, “‘Tarım ülkesiyiz’, Avrupa’da tarımda birinciyiz’ diyoruz ama dünyada en fazla gıda fiyatı yüksek olan ülkelerden biriyiz. Temel neden AKP zihniyetinden kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, gıda enflasyonu ile ilgili yazılı açıklama yaptı.

Birgün’ün aktardığına göre; Erhan Adem, yaptığı açıklamada, “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün, geçtiğimiz gün açıkladığı gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi’ne göre 2023 yılında dünyada gıda fiyatları yüzde 10 düştü. Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre ise aynı dönemde Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 72 yükseldi” bilgisini paylaştı.

“Türkiye, gıda fiyatlarında son bir yıllık dönemde dünya ile tamamen ayrıştı” diyen Adem, şunları söyledi: “Dünyada 40 aydır gerileyen gıda fiyatlarının, Türkiye’de artmaya devam etmesi nedeniyle aradaki makas tümden açıldı” ifadelerini kullandı.

Türkiye, dünyada yedinci sırada

Adem, Türkiye’nin; Venezuela, Arjantin, Zimbabve, Surinam, Lübnan, Mısır’dan sonra dünyanın en yüksek gıda enflasyonuna sahip 7’nci ülke olduğunu söyledi ve ekledi: “Halkın hissettiği enflasyon zaten reelde yüzde yüzü aşmış durumda. ”

“Ülkemizdeki yüksek enflasyonun en önemli etkenlerinden birini yüksek gıda fiyatları oluşturmaktadır” diyen Adem, şunları kaydetti:

“Her ay açıklanan enflasyon verilerinde fiyatı en fazla yükselen ürünler incelendiğinde ilk sırda yer alan 20 ürünün yarısından fazlasını her zaman gıda ürünleri oluşturmaktadır. Tarım ürünlerindeki fiyat artışının en önemli nedeni yüksek girdi maliyetleridir. Ülkemizde mazot, gübre, ilaç tohum başta olmak üzere tarımsal üretimin temel girdilerinin hepsi ya tamamen ya yüzde 80’e yakını ithal ediliyor. Kur artışı oldukça girdi maliyetleri de yükseliyor. Bu da tarımsal ürün fiyatlarını doğrudan etkiliyor.”

CHP’li Erhan Adem, son olarak şunları söyledi: “Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ürettiğine kota koyup o ürünü dışardan alan ve ona pazar oluşturan bir başka ülke yoktur. Tarımda üretimin ithalata dayalı olması ve üretimi gerçekleştirmeye yarayan gübre, ilaç ve enerji (mazot) gibi ürünler ile hammadde maliyetlerinin yüksek olması. ‘Daha pahalı üretim, daha pahalı tüketime’ yol açıyor.

AKP’nin genel hamlesi hiçbir hatayı kabul etmeme üzerine kurulu olduğu için her seferinde ‘sorun yok, hata yok’ deniliyor. O süreç bir şekilde geride bırakılmış gibi oluyor ama sorun çözülmediği için sonrasında tekrar ortaya çıkıyor. ‘Tarım ülkesiyiz’, Avrupa’da tarımda birinciyiz’ diyoruz ama dünyada en fazla gıda fiyatı yüksek olan ülkelerden biriyiz. Temel neden AKP zihniyetinden kaynaklanıyor.

Paylaşın

Türkiye, Reel Gıda Enflasyonunda Avrupa’nın Zirvesinde

Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi Eurostat’ın verilerine ekim göre ekimde enflasyonun en yüksek olduğu ülke yüzde 61,5 ile Türkiye oldu. İkinci sıradaki Macaristan’da yıllık enflasyon yüzde 9,6 oldu.

Yıllık reel gıda enflasyonu ekimde Avrupa Birliği’nde (AB) yüzde 4 oldu. Türkiye’de ise reel gıda enflasyonu ekim ayında yüzde 11’ken kasım ayında bu oran yüzde 5,2’ye geriledi. Gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark reel gıda enflasyonu olarak tanımlanıyor.

Türkiye’de gıda enflasyonu uzun süreden bu yana genel tüketici enflasyonunun (TÜFE) üzerinde seyrediyor. Gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık enflasyon kasımda yüzde 67,2 gerçekleşti.

Bu durum özellikle hanehalkı bütçesinde gıda harcamalarının yüksek paya sahip olduğu dar gelirli aileleri zorda bırakıyor. Maaş artışları enflasyon civarında bile gerçekleşse gıda alım gücü geriliyor.

AB İstatistik Ofisi Eurostat’ın son açıkladığı veriler ekim ayını kapsıyor. Buna göre ekimde TÜFE’nin en yüksek olduğu ülke yüzde 61,5 ile Türkiye oldu. İkinci sıradaki Macaristan’da yıllık enflasyon yüzde 9,6 oldu. AB’de ise enflasyonda yüzde 3,6. Almanya’da yıllık enflasyon yüzde 3.

Danimarka, Hollanda ve Belçika’da ise enflasyon eksi seviyelerde. Yani fiyatlar geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre düştü. Türkiye’de kasım ayında ise enflasyon çok az artarak yüzde 62’ye çıktı.

Gıda ve alkolsüz içecekler enflasyonunun da en yüksek olduğu Avrupa ülkesi açık ara Türkiye. Ekimde yüzde 72,5 olan gıda enflasyonu kasımda yüzde 67,2’ye geriledi. İkinci sırada yüzde 11,6 ile İzlanda var. AB’de gıda enflasyonunun yüzde 10’un üstünde olduğu tek ülke Yunanistan (yüzde 10,4).

Peki, gerçek gıda enflasyonu ne durumda? Gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark reel gıda enflasyonu olarak tanımlanıyor.

Yıllık reel gıda enflasyonu ekimde AB’de yüzde 4 oldu. Zirvedeki Türkiye’de ise bu oran yüzde 11 idi. Kasım ayında bu oran yüzde 5,2’ye geriledi. Türkiye’nin hemen ardından ise yüzde 10,9 ile Belçika geliyor. Hollanda, Yunanistan, Lüksemburg ve İspanya’da da bu oran yüzde 5’in üstünde.

Romanya, Macaristan, Kuzey Makedonya ve Çekya’da ise reel gıda enflasyonu eksi durumda. Fiyatlar geçen yılın aynı dönemine göre reel anlamda gerilemiş.

Son 3 üç yılda AB ve Türkiye’de reel gıda enflasyonuna bakıldığında bu oranının her zaman Türkiye’de daha yüksek olduğu görülüyor. Zaten Türkiye sadece Avrupa’nın zirvesinde değil; dünyada da reel gıda enflasyonunun yüksek olduğu ülkelerin başında geliyor.

Öte yandan, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yayımladığı raporda, dünya gıda emtia fiyatlarının kasım ayında genel olarak sabit kaldı ve bir önceki aya göre değişmedi.

Türkiye’de ise kasımda aylık gıda enflasyonu yüzde 2,78 gerçekleşti. Son yıllarda dünyada gıda fiyatları çoğu zaman düşerken Türkiye’de 3,5 seneden bu yana sürekli artıyor. Kasım 2022’de yıllık gıda enflasyonu Türkiye’de yüzde 100’ü aşarak yüzde 102 olmuştu.

Reel gıda enflasyonu özellikle hanehalkı tüketim harcamalarında gıdanın payının yüksek olduğu ülkelerde halkı zor durumda bırakıyor. Eurostat verilerine göre 2022 yılında Türkiye’de hanehalkları harcamalarının yüzde 23,2’sini gıdaya ayırdı. Bu oran AB’de ise sadece yüzde 11,2 oldu. Gıda harcamasının payı özellikle AB adayı ülkelerde yüksek.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Gıda Enflasyonu: Türkiye, OECD Ülkeleri Arasında Zirvede

OECD’ye üye ülkelerde gıda enflasyonu üst üste 10. ayda da gerilerken, ortalama gıda enflasyonu ise yüzde 8,1 oldu. 9 OECD ülkesinde gıda enflasyonu hala yüzde 10’un üzerinde seyrediyor. Türkiye yüzde 75 gıda enflasyonuyla zirvede yer aldı.

ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, gıda fiyatlarının yükselmesinin sebebi olarak tarımsal fiyat endeksindeki artışı gösterdi. Dr. Fatih Özden ise bu durumun yeni olmadığına dikkat çekti.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), geçen hafta üye ülkelerin eylül ayı gıda enflasyonunu yayımladı. Buna göre OECD ülkelerinin genelinde gıda enflasyonunda düşüş sürerken Türkiye yüzde 75’le zirvede yer aldı. Türkiye 2’nci sıradaki Macaristan’ın dahi 62 puan üstünde yer aldı.

OECD’nin raporuna göre üye ülkelerin gıda ortalaması üst üste 10’uncu ayda da geriledi. Ortalama gıda enflasyonu ise yüzde 8,1 oldu. Ancak gıda enflasyonu 9 OECD ülkesinde hâlâ yüzde 10’un üzerinde seyrediyor.

Öte yandan yıllık enflasyon oranı ise ağustos ayındaki yüzde 6,4 seviyesinden eylül ayında yüzde 6,2’ye düştüğünü açıklandı. OECD tarafından yapılan açıklamaya göre enflasyon oranı eylül ayında ağustos ayına göre 27 OECD ülkesinde düşerken diğer sekiz ülkede arttı. Eylül ayında Türkiye, Macaristan ve Kolombiya’da çift haneli enflasyon kaydedildi.

Rapora göre gıda enflasyonunun en düşük olduğu 5 ülke şöyle:

Çekya: -%3
ABD: %2,4
İsviçre: %3,8
Finlandiya: %4,6
Avustralya: %4,7

Rapora göre gıda enflasyonunun en yüksek olduğu 5 ülke ise şöyle:

Türkiye: %75
Macaristan: %13,2
İzlanda: %12,4
Birleşik Krallık: %12,2
Kolombiya: %11,5

Birgün’den Aycan Karadağ’a tabloyu değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez gıda fiyatlarının yükselmesinin sebebi olarak tarımsal fiyat endeksindeki artışı gösterdi. Gıda enflasyonundaki yükselişin sadece bir sonuç olduğunu ifade eden Suiçmez şöyle devam etti:

“Tarımsal üretim planlaması ile arz talep dengesi sağlanamazsa, girdi maliyetleri düşürülmezse, yeterli destek verilmezse, tarımsal kredi ortamı iyileştirilmezse, aracılık sistemi tekelleşen zincir marketler denetlenmezse gıda fiyatları düşmez. Güçlü, demokratik üretici ve tüketici kooperatiflerinin yetersizliği nedeniyle üretici geliri azalırken tüketiciler fahiş fiyatla gıdaya erişebiliyor. Kamu yönetimindeki düzenleme ve denetim yetersizliği sonucu fiyat spekülasyonu önlenemiyor. Yerli üretimi ve üreticiyi koruyacak kamucu tarım politikaları yerine dışa bağımlı, özelleştirmeci, destekleri azaltıcı neoliberal tarım politikaları durumu bu hale getirdi.”

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Dr. Fatih Özden ise bu durumun yeni olmadığına dikkat çekti. Özden şunları söyledi:

“Daha önce döviz fiyatları, girdi fiyatları deniyordu ama bu sefer beklentiler de devreye girmeye başladı. Bu fiyat artışını da beklentiler tetiklemeye başladı. Bu koşullarda insanlar da nerede daha uygun bir şey bulursa onu almaya çalışıyor. Bu da talebi öne çekiyor. Ekonomiyi yönetenlerin de bütün çabası bu talebi baskılamak üzerine. Ancak talep baskılanamadığı için de gıda enflasyonunda artış yaşanmaya devam ediyor.”

Paylaşın

Türkiye, Gıda Enflasyonunda Dünyada İlk 5’te

İktidar, yaşanan derin ekonomik krizden çıkmak için her gün yeni önlemler açıklarken, Türkiye, dünyada gıda fiyatlarının en çok arttığı ülkeler sıralamasında 4. sırada. Türkiye’den önce Venezuela, Lübnan ve Arjantin var.

Türkiye’den sonra ise sırasıyla Mısır, Surinam, Sierra Leone, Gana, Haiti ve İran yer alıyor.

Dünya Bankası, eylül ayı verilerine göre dünya genelinde gıda enflasyonunda ilk 10 ülkeyi yayımladı. Buna göre, listede Latin Amerika ülkesi Venezuela yüzde 318’lik yıllık gıda enflasyonuyla ilk sırada yer alırken, Lübnan yüzde 239’luk oranla ikinci sırada yer aldı. Bu iki ülke, iç siyasi krizler ve yaptırımlar nedeniyle iflas etmiş durumdalar.

Sözcü’nün aktardığına göre; Listede üçüncü sırada yüzde 150’lik gıda enflasyonu ile bir diğer Latin Amerika ülkesi Arjantin gelirken, dördüncü sırada yüzde 76’lık resmi oranla Türkiye yer aldı.

Türkiye’de ekim ayında Türk-İş, gıda enflasyonunu yüzde 84,29 olarak hesaplamıştı.

Dünya Bankası’nın listesinde Mısır yüzde 74’lük oranla beşinci olurken, bir diğer Latin Amerika ülkesi Surinam yüzde 65 ile altıncı, Afrika ülkeleri Sierra Leone ve Gana sırasıyla yüzde 63 ve 49’luk oranlarla yedinci ve sekizinci sıralarda yer aldı.

Karayipler ülkesi Haiti, yüzde 38’lik oranla listede dokuzuncu olurken, komşu İran yüzde 37’lik oranla onuncu oldu.

Dünya Bankası raporunda, dünya genelinde düşük gelirli ülkelerin yüzde 57,1’inin, alt orta gelirli ülkelerin yüzde 83’ünün, üst orta gelirli ülkelerin yüzde 59’unun, yüksek gelirli ülkelerin yüzde 64,3’ünün yüzde 5’in üzerinde gıda enflasyonuna sahip olduğu belirtildi.

Raporda, verisi takip edilen 170 ülkenin yüzde 77’sinde gıda enflasyonunun manşet enflasyonun üzerinde olduğuna işaret edildi.

Paylaşın

Türkiye’de Gıda Fiyatları 3 Yılda Yüzde 338 Arttı

Eylül 2020 ile Eylül 2023 arasındaki son 3 yılda Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 338 artarken dünyada sadece yüzde 24 artış gösterdi. TÜİK verilerine göre yıllık reel gıda enflasyonu 2019 sonunda ve 2020 başında eksideydi. Yani, genel tüketici enflasyonu gıda enflasyonundan daha yüksek seyrediyordu.

Yeni Ekonomik Model sonrası bu durum tam tersine dönerken Nisan 2022’de bu fark yüzde 20’nin üzerine çıktı. Nonimal yıllık gıda enflasyonu ise 2021 ortasına kadar çoğunlukla yüzde 10’un altında seyretmesine rağmen Yeni Ekonomik Model ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) döneminde rekora koştu. Kasım 2022’de yıllık gıda enflasyonu yüzde 102’ye ulaştı.

Türkiye’de enflasyonla birlikte hayat pahalılığı halkı derinden etkiliyor. Gıda enflasyonu ise daha çok can yakıyor. Çünkü gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark iyice açılmış durumda.

Dünya Bankası raporuna göre yıllık reel gıda enflasyonunun en yüksek olduğu dördüncü ülke Türkiye. Rapora göre Türkiye’de yıllık reel gıda enflasyonu yüzde 15 oldu. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün açıkladığı küresel gıda enflasyonu ile Türkiye’deki gıda enflasyonu arasındaki fark da had safhada. Küresel gıda fiyatları düşüş eğiliminde olmasına rağmen Türkiye’de gıda fiyatları 36 aydan bu yana sürekli artıyor.

Dünya Bankası’nın yayımladığı Gıda Güvenliği raporuna göre, yılbaşından beri emtia fiyatlarındaki gerilemeye rağmen, özellikle düşük gelirli ülkelerde, gıda fiyatları yüksek seyrediyor. Dünya Bankası’nın tanımına göre gıda enflasyonu ile genel tüketici enflasyonu arasındaki fark reel gıda enflasyonu gösteriyor.

Mayıs-Ağustos 2023 arasında mevcut olan son ay itibariyle yıllık reel gıda enflasyonun en yüksek olduğu ülke yüzde 44 ile Lübnan olurken arkasından yüzde 34 ile Mısır geliyor. Sierra Leone yüzde 15 ile üçüncü ve Türkiye de yine yüzde 15 reel gıda enflasyonu ile bu alanda dünyada dördüncü sırada bulunuyor.

Ruanda, Gine, Gana, Pakistan, Surinam ve Malavi yüzde 11 ile 13 arasında değişen yıllık reel gıda enflasyonu ile bu alanda ilk 10 listesinde bulunuyor. Türkiye nominal gıda enflasyonunda da yüzde 74 ile dünya dördüncüsü. Zirvede ise yüzde 403 ile Venezuela bulunurken ardından Lübnan (yüzde 274) ve Arjantin (yüzde 134) geliyor.

9. ve 10. Sıradaki Burundi ile Malavi’de yıllık enflasyon yüzde 39. Bu ülkelerdeki enflasyonun Türkiye’nin neredeyse yarısı olması dikkat çekiyor. Diğer gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler gıda enflasyonunda Türkiye’den daha iyi durumda.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Eylül 2020’den bu yana 36 aydan bu yana gıda fiyatları her ay aralıksız artıyor. FAO’nun açıkladığı küresel gıda fiyatları ise bu 36 ayının 19’unda bir önceki aya göre düştü. Buna göre Eylül 2020 ile Eylül 2023 arasındaki son 3 yılda Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 338 artarken dünyada sadece yüzde 24 artış gösterdi.

TÜİK verilerine göre yıllık reel gıda enflasyonu 2019 sonunda ve 2020 başında eksideydi. Yani, genel tüketici enflasyonu gıda enflasyonundan daha yüksek seyrediyordu. Yeni Ekonomik Model sonrası bu durum tam tersine dönerken Nisan 2022’de bu fark yüzde 20’nin üzerine çıktı.

Nonimal yıllık gıda enflasyonu ise 2021 ortasına kadar çoğunlukla yüzde 10’un altında seyretmesine rağmen Yeni Ekonomik Model ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) döneminde rekora koştu. Kasım 2022’de yıllık gıda enflasyonu yüzde 102’ye ulaştı.

Maaşlara gelen zammı enflasyon eritiyor

TÜİK verilerine göre eylül itibariyle son üç ayda enflasyon yüzde 25 oldu. Bu da memur maaşları ve asgari ücrete gelen yüksek zamların etkisinin kısa sürede yitirdiği anlamına geliyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Türkiye’de Gıda Fiyatları 36 Aydır Aralıksız Zamlanıyor

Türkiye’de gerek üretim, lojistik ve enerji maliyetleri gerekse son 20 yılda giderek azalan çiftçi nüfusu nedeniyle yaşanan gıda enflasyonu, dünya genelinde fiyatların düşüş eğiliminde olması gereken yaz aylarında bile artışını sürdürdü. Böylelikle Türkiye’de gıda fiyatları 36 aydır aralıksız zamlanmaya devam etti.

Son açıklanan 2023 Ağustos dönemine ait TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), bir önceki aya göre yüzde 9,09, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 58,94 olarak açıklandı. TÜİK, Ağustos 2023 dönemindeki gıda enflasyonunu ise yüzde 72,9 olarak açıkladı.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, küresel gıda fiyatları ağustosta iki yılın en düşük seviyesine indi. Dünyada ağustosta et, süt, ayçiçek yağı, tahıl fiyatları gerilerken, sadece şeker ve pirinç fiyatları arttı. Küresel çapta ticareti yapılan gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi, ağustosta bir önceki aya göre yüzde 2,1, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 düşüşle 121,4 puana geriledi.

Türkiye’de ise gerek üretim, lojistik ve enerji maliyetleri gerekse son 20 yılda giderek azalan çiftçi nüfusu nedeniyle yaşanan gıda enflasyonu, fiyatların düşüş eğiliminde olması gereken yaz aylarında bile artışını sürdürdü. Böylelikle Türkiye’de gıda fiyatları 36 aydır aralıksız zamlanmaya devam etti.

Son açıklanan 2023 Ağustos dönemine ait TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), bir önceki aya göre yüzde 9,09, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 58,94 olarak açıklandı. TÜİK, Ağustos 2023 dönemindeki gıda enflasyonunu ise yüzde 72,9 olarak açıkladı.

Bununla birlikte son açıklanan tarımsal girdi fiyat endeksi de gıda fiyatlarındaki yükselişin önümüzdeki aylarda da süreceğini gösteriyor. Özellikle tarımsal üretimin azaldığı kış aylarında gıda fiyatlarındaki artışın hızlanması bekleniyor. TÜİK verilerine göre, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) temmuzda aylık bazda yüzde 6,54 artarken, yıllık bazda yüzde 34,32 yükseldi. Böylelikle Tarım-GFE’de on iki aylık ortalamalara göre yüzde 69,23 artış gerçekleşmiş oldu.

Aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar sırasıyla yüzde 23,76 ile enerji ve yağlar ve yüzde 18,80 ile veteriner harcamaları oldu. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla yüzde 95,89 ile veteriner harcamaları ve yüzde 89,23 ile diğer mal ve hizmetler oldu.

DW Türkçe’den Aram Ekin Duran’a konuşan tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım’a göre, Tarım Girdi ÜFE’deki sert artış önümüzdeki dönemde fiyatlar açısından belirleyici olacak. TÜİK’in son açıkladığı tarımsal girdi enflasyonu verisinin temmuz ayına ait olduğuna işaret eden Yıldırım, “Üretici enflasyonu ağustos ve eylül ile birlikte daha da yükselecek. Çünkü son 3 ayda en temel kalemler olan mazot, enerji ve gübrede yüzde 100’ün üzerine çıkan fiyat artışları oldu. Dolayısıyla kış aylarına girerken, gıda fiyatlarında artış yaşanmaması mümkün değil” diyor.

“Yıl sonunda gıda enflasyonu en az yüzde 75-80”

Bununla birlikte yaz dönemindeki tarla üretiminin önümüzdeki aylarda mevsim şartlarının etkisi ile yerini sera üretimine bırakacağına işaret eden Yıldırım, “Böylelikle de hem girdi fiyatlarının artması hem de üretimin azalması nedeniyle fiyatlar yukarı yönlü gidişini sürdürecek. Sadece tarımsal üretimde değil, bu ürünlerin lojistiğinde de mazot ve benzin kullanıldığı için gıda ürünlerindeki artışlar kaçınılmaz olacak” diye konuşuyor. Enflasyonda yıl sonu tahmininin resmi makamlar tarafından bile yüzde 65’lerde gösterildiğini kaydeden Yıldırım, “Genelde gıda enflasyonu genel enflasyonun 10 puan üzerinde olur. Yani yıl sonunda gıda enflasyonunun en az yüzde 75-80’ler düzeyinde seyredeceğini söyleyebiliriz” şeklinde konuşuyor.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Ankara’da dört kişilik bir ailenin yapması gereken gıda harcamasının eylül ayında aylık yüzde 9,31 arttığını, yıllık artışın ise yüzde 84,04 oranında gerçekleştiğini açıkladı. Türk-İş hesaplamalarına göre; 2021 Ocak’tan 2023 Eylül ayına 4 kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı 5 katına çıktı.

İstanbul Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Murat Kapıkıran’a göre, Türkiye’deki gıda enflasyonunu yalnızca son birkaç yıldaki maliyet artışları ile açıklamak mümkün değil. Türkiye’de yaklaşık son 10 yıldır girdi fiyatlarındaki artışın istikrarlı biçimde devam ettiğine işaret eden Kapıkıran, “Girdi maliyetlerindeki artış son 10 yılda 20 kata yakın gerçekleşti. Bir çuval 2gübre 50 TL’lerden şu anda 800-900 TL’lere çıktı. Mazot fiyatları 40 TL’nin üzerine çıktı. Yapılan desteklemeler bu maliyetlerini karşılamaktan çok uzak” diyor.

Üretim maliyetlerinin artması ile neredeyse zararına üretim yapan çiftçilerin yeni ürün ekmekten uzaklaşmaya başladığına da dikkat çeken Kapıkıran, “Üretim yapan çiftçiler örgütsüz olduğu için aracı ve alıcı firmaların önerdiği düşük fiyatları kabul etmek zorunda kalıyor. Bu durum piyasadaki arz miktarını olumsuz etkilerken, market ve pazarlarda fiyatların çok daha hızlı yükselmesine neden oluyor. Hükümet piyasada arz eksikliği nedeniyle fiyatı çok artan ürünlerde ithalat yoluna gidiyor ama bu sadece çok kısa vadede ihtiyacı giderse de sorunu çözmez. Aksine üreticiyi tarımdan daha da uzaklaştırıyor” şeklinde konuşuyor.

Kapıkıran, yaklaşan kış döneminde özellikle gıda ürünlerindeki üretimin azalması ve stok miktarlarında düşüş olması nedeniyle, hemen hemen tüm gıda ürünlerinde fiyat artışlarının devam edeceğini belirtiyor.

Gıda enflasyonunun artmasında tarımsal üretim için hayati önemdeki yağışların geçmiş yıllara göre azalmış olması da etkili oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Marmara Bölgesi’nde ağustos yağışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 90 azaldı.

Bölgenin 1 Ekim-31 Ağustos arasındaki tarım sezonunda yağışlar, normaline ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 düştü. Bu dönem “su/tarım yılı” yağışları, Edirne, Tekirdağ ve Çanakkale çevrelerinde yüzde 40’a ulaşan oranda geriledi. Bu dönemde Tekirdağ’ın son 60 yılın, Edirne’nin ise son 59 yılın en düşük yağışını aldığı belirlendi.

Öte yandan hükümet eylül ayı ortasında 2023 yılı için geçerli olacak tarımsal destekleri açıkladı. Ancak tarımsal üretimin en önemli kalemlerinden biri olan gübrede geçen yıla göre artış yapılmazken, mazot desteğinde ise dekar başına 2 lira ile 95 lira arasında değişen oranlarda artış yapıldı. Fark ödemesi yapılan 17 üründen 7’sinde destek miktarı geçen yıla göre artırılırken, 10 üründe ise herhangi bir artış yapılmadı.

15 Eylül’de açıklanan tarım desteklerinin yetersiz kaldığını belirten Ali Ekber Yıldırım, özellikle çiftçinin en önemli gider kalemlerinin başında gelen mazotta desteklerin ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğunu söylüyor. Yıldırım, şu değerlendirmede bulunuyor:

“Destek kapsamında mazot desteği nadasa bırakılmış arazilerde dekar başına 2 TL olarak belirlendi. Ekilen biçilen arazilerde ise mazot desteği 95 TL oldu. Bununla ancak 2 litre mazot alınabiliyor. Gübrede ise hiçbir artış olmadı, geçen yılki destek aynı kaldı. Bunlara bakınca çiftçi girdi bazında desteklenmesi gerekirken, bu yapılmadı. Çiftçi de ‘üretmesem daha mı iyi olur’ diye düşünmeye başladı.”

DİSK-AR: Gıda enflasyonu yüzde 90-115 arasında

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı araştırma grubu DİSK-AR’ın gıda enflasyonu üzerine yaptığı çalışmaya göre, Türkiye’de özellikle dar gelirlilerin hissettiği gıda enflasyonu yüzde 90-115 arasında değişiyor.

TÜİK’in ham verilerinden yararlanarak emeklilerin, dar gelirlilerin, düşük gelirlilerin hissettiği gıda enflasyonunu yeniden hesaplayan DİSK-AR’a göre, emeklilerin gıda enflasyonu yüzde 89,5, üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 83,1, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 95,2 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 114,4 olarak gerçekleşti. En yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 53 hesaplandı.

Tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım’a göre, gıda ürünlerindeki fahiş fiyatlar, dar gelirlilerin kaliteli ve sağlıklı gıdaya erişimini engellerken, halk sağlığını da tehdit edecek boyutlara gidiyor. Örneğin hanelerde çok tüketilen domateste fiyat aşırı artınca, vatandaşların kilosu 20-30 TL arasında değişen sofra domatesi yerine kilosu 9-10 TL olan sanayi tipi salçalık domates almaya başladığına dikkat çeken Yıldırım, “Bu da tehlikeli bir durum çünkü sanayi tipi domateslere daha fazla zirai ilaç ve kimyasal işlem uygulanıyor. Ama tüketici ucuz olanını almak için bu tür domatesi tercih etmek zorunda kalıyor” diyor.

Türkiye tarımını düzenleyecek kısa, orta ve uzun vadeli tarım politikalarının hayata geçirilmediğini vurgulayan Hasan Murat Kapıkıran da “Gıda fiyatlarındaki bu durdurulamayan artışlar, çocuklarımızın sağlığını, zekasını etkileyecek noktaya geldi. Çünkü aileler kaliteli, taze, sağlıklı gıdalara uygun fiyatlara ulaşamıyorlar” diyor.

Ailelerin çocuklarını gelişim çağında kalitesiz, sağlığa zararlı ürünlerle beslenmek zorunda kaldığına dikkat çeken Kapıkıran, “Çünkü daha iyisine paraları yetmiyor. Lise ve üniversite sınavlarında Türkçe, Matematik ve Fen derslerinde ortaya çıkan çok kötü sonuçlar da bunun göstergesi” diye konuşuyor.

Paylaşın