Akşener Hakkındaki “FETÖ” Soruşturmasında Takipsizlik Kararı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2016 yılında “FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) suçlaması” iddiasıyla başlatılan soruşturmada 7 yıl sonra kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar çıktı.

İYİ Parti lideri Akşener soruşturmayla ilgili 2019 yılında “Hakkımda yapılan soruşturmanın, ‘At izi mi, it izi mi?’ olduğunun tespiti, sürecin sorumlularının belirlenmesi ve FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması için soruşturma üzerindeki gizlilik kararının ivedi olarak kaldırılmasını ve ifademe başvurulmasını talep ediyorum” ifadelerini kullanmıştı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında, 2016 yılında “gizli tanık” beyanlarına dayandırılarak; “FETÖ suçlaması” iddiasıyla başlatılan soruşturmada savcılık, yedi yıl sonra kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. “Lekelenmeme hakkının, suçsuzluk karinesinin bir sonucu olduğunun” belirtildiği kararda, “Gizli tanık beyanının tek başına hükme esas alınamayacağı” değerlendirmesi yapıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında; Cizre’den “Yağmur” kod adlı bir gizli tanığın iddiaları üzerine, 2016 yılında, “FETÖ üyeliği” iddiasıyla ile soruşturma başlatmıştı. Soruşturmada gizlilik kararı alınmıştı.

Akşener, pek çok açıklamasında hakkındaki soruşturmayı anımsatmıştı. Akşener, “Siz devletsiniz, böyle bir iddiayı ciddiye aldığınız anda bile, gelip beni almanız gerekir. Ya gereğini yapın ya da bu saçmalığa bir son verin” demişti. Akşener, avukatı aracılığıyla birçok kez savcılığa başvurmuş, ifadesinin alınmasını istemişti. Akşener’in talepleri yerine getirilmemişti.

ANKA’nın haberine göre Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın açılmasından yaklaşık yedi yıl sonra, 22 Ağustos 2023’te kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi. Karar, bugün avukatı aracılığıyla Akşener’e tebliğ edildi.

Kararda, şu değerlendirmeler yapıldı: “Suçsuzluk karinesinin, adil yargılanma hakkının uzantısı olan temel bir hak olduğu, lekelenmeme hakkının da suçsuzluk karinesinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı gözetilerek,

… Gizli tanık beyanının tek başına hükme esas alınamayacağı, şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı olduğuna, örgüt ile hiyerarşik bağ kurup; süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk içeren eylemlerde bulunarak silahlı terör örgütü üyesi olduğuna ve bunu son döneme tek sürdürdüğüne ilişkin hakkında kamu davasının açılmasını haklı kılacak nitelikte her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin ve inandırıcı bir delil elde edilemediğinden hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.”

“Terör örgütlerine asla geçit yoktur”

Bu arada İYİ Parti Sözcüsü ve Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, karara ilişkin bir açıklama yaptı. Zorlu’nun sosyal medya hesabından “Bir iftira ve kara propagandanın çöküşü” başlıklı açıklaması şöyle:

“Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener ile ilgili olarak, (sözde) bir gizli sanığın iddiaları ile 2016 yılında başlatılan, (sözde) FETÖ soruşturmasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 22 Ağustos 2023 (dün) tarihli kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Unutmamak gerekir ki, Genel Başkanımız, gizlilik kararıyla yürütülen bu soruşturmada ifade vermek için birçok kez Savcılığa başvuru yapmış; “Bu iddianızı ispatlayıp, gereğini yapın. Ben buradayım.

İspatlayamazsanız da şerefsizsiniz” demiş olmasına rağmen ifadesine bile başvurulmamıştı. Aradan geçen 7 yıl sonra çıkan bu karar, söz konusu soruşturmayı bahane ederek yalan ve iftira kampanyası yürütenlere, onların kullanışlı aparatlarına çok geçte olsa hukuk zemininde verilmiş net bir cevaptır. Bizim nazarımızda zaten “yok hükmünde” olan bir iftira resmi bakımdan da yerle yeksan olmuştur. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki: İYİ Parti’nin ve Genel Başkanımızın olduğu yerde terör örgütlerine asla geçit yoktur… Saygılarımızla… “

Paylaşın

İsveç, Türkiye’nin FETÖ Bağlantılı Dört Kişi Hakkındaki İade Talebini Reddetti

İsveç ile Türkiye arasında gerilimi yükseltecek karar. İsveç’te mahkeme Türkiye’nin 2016 yılındaki darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı olduğunu iddia ettiği dört kişinin iade talebini reddetti.

İsveç’in TT haber ajansında dün yayımlanan habere göre iade talepleri 2019 ve 2020 yıllarında, yani İsveç, Finlandiya ve Türkiye’nin Ankara’nın iki İskandinav ülkesinin NATO üyeliklerine ilişkin kaygılarını gidermek üzere üçlü muhtıra imzalamasından önce yapıldı.

Haberde, İsveç yüksek mahkemesinin geçen yaz bu dört kişinin iadesinin yapılamayacağına karar verdiği ve hükümete bu karara uymaktan başka seçenek bırakmadığı belirtildi.

İsveç Dışişleri Bakanlığı bu haberin yazıldığı sırada konuya ilişkin açıklamada bulunmadı.

Türkiye, geçen ay yüksek mahkemenin gazeteci Bülent Keneş’in iadesini engelleme kararı almasını olumsuz bir gelişme olarak nitelemişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’nın İsveç’in NATO üyeliğini onaylanması için Keneş’in iadesini şart koşmuştu.

Finlandiya ve İsveç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından NATO’ya katılmak için başvuruda bulunmuştu ancak üye olabilmeleri için Türkiye de dahil olmak üzere NATO üyesi 30 ülkenin onayı gerekiyor.

İsveç Başbakanı: NATO üyeliği başvurusuna karşı sabotaj olarak tasarlandı

Öte yandan İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, PKK/YPG destekçilerinin başkent Stockholm’de belediye binası önündeki provokasyonunu, İsveç’in NATO üyeliği başvurusuna karşı “sabotaj” olarak niteledi.

Ulf Kristersson, “Önde gelen iki siyasetçisi suikasta kurban giden İsveç’te, bir ülkenin demokratik yolla seçilmiş liderinin böyle sahte biçimde infazının gerçekleştirilmesi çok ciddi bir durum” ifadesini kullandı.

Kristersson, ülkesinin TV4 kanalına yazılı olarak yaptığı açıklamada, tarihi belediye binası önünde toplanan bir grup PKK/YPG destekçisinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a benzetilen bir kuklayı, binanın önündeki direğe asmasına tepki gösterdi.

Eylemin sorumsuzca yapıldığına işaret eden Kristersson, “İsveç’in NATO üyeliği başvurusuna karşı sabotaj olarak tasarlandığını söyleyebilirim. İsveç’in güvenliği için tehlikeli bir durum.” değerlendirmesinde bulundu.

Kristersson ayrıca, “Önde gelen iki siyasetçisi suikasta kurban giden İsveç’te, bir ülkenin demokratik yolla seçilmiş liderinin böyle sahte biçimde infazının gerçekleştirilmesi çok ciddi bir durum.” ifadesini kullandı.

İsveç’te 1986 yılında Başbakan Olof Palme, 2003’te de Dışişleri Bakanı Anna Lindh suikasta uğramıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan suç duyurusunda bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, bugün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İsveç’in Stokholm kentindeki görüntülerle ilgili suç duyurusunda bulunduklarını söyledi:

“İsveç’in Stokholm kentinde, terör örgütü PKK tarafından organize edildiği anlaşılan gösterilerde, Cumhurbaşkanımızı hedef alan ve suç teşkil eden eylemler nedeniyle failler hakkında soruşturma açılması talebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.”

Paylaşın

Cumhur İttifakı’ndan Muhalefeti ‘FETÖ’ Üzerinden Vurma Hazırlığı

Ana omurgasını AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı, muhalefeti ‘Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’ üzerinden vurma hazırlığı yapıyor. HDP’yi “6’lı masanın 7. ayağı olarak tanımlayan” Cumhur İttifakı, seçimlere dokuz ay kala bu kez de sahada “8. ayak FETÖ söylemini” kullanacak.

AK Parti MKYK, önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantının ana gündemini seçim süreci oluştururken AKP’nin 2023 seçimlerinde yürüteceği propaganda da belli oldu.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre, toplantıda, CHP ve 6’lı masa gündeme geldi. CHP Milletvekili Gürsel Tekin’in “HDP’lilere bakanlık verebiliriz” sözleri üzerine Erdoğan’ın kurmaylarına, “6’lı masanın yedinci ayağı HDP, sekizinci ayağı ise FETÖ. Saha çalışmalarında bunu halka anlatın. Muhalefet artık açık açık HDP’yle işbirliği yapıyor. Bu da söylemleriyle ortaya çıkıyor” dediği kaydedildi.

“Küskün döndü” iddiası

Toplantıda, AKP’nin altı ay önce sahadaki durumuyla altı ay sonraki saha durumu da karşılaştırıldı. AK Parti yönetiminin hazırladığı raporlar, Erdoğan’a sunuldu. Muhalefetin henüz bir cumhurbaşkanı adayı belirleyememesinin yurttaşlarda “muhalefete karşı güvensizlik uyandırdığı” belirtildi.

Ekonomi nedeniyle “faturayı AKP’ye kesen küskün seçmenin yeniden AKP’ye dönüş yaptığı” savunulurken Erdoğan’ın da kurmaylarına, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de parlamento seçimlerinde de AKP birinci parti olacak. Sahada vatandaşla yüz yüze temasınızı artırın” talimatı verdiği de öğrenildi.

Paylaşın