‘En Yoksul Gelir Grubu’nun Enflasyonu Yüzde 137,3

Enflasyon dar gelirli vatandaşın canını yakmaya devam ediyor. Eylül ayında, emeklilerin gıda enflasyonu yüzde 118,5, en yoksul ikinci yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 119,9, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun enflasyonu yüzde 137,3 olarak gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), enflasyon verilerini açıkladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) değişim eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,08, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 52,40, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 83,45 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,91 olarak gerçekleşti.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyon Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan eylül ayı enflasyon verilerinin ardından açıklama yayımladı.

DİSK-AR’ın açıklamasında, TÜİK tarafından yayımlanan resmi enflasyon oranlarının, farklı gelir gruplarını yansıtmadığı belirtildi. “Resmi enflasyon oranları, düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir” denilen açıklamada, “Emeklilerin gıda enflasyonu yüzde 118,5, en yoksul ikinci yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 119,9, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun enflasyonu yüzde 137,3 olarak gerçekleşti” ifadelerine yer verildi.

“Enflasyon gelir gruplarına göre farklı hissedildi”

DİSK-AR’ın, TÜİK’in enflasyon verileriyle ilgili yaptığı açıklamanın devamı şöyle:

“Dördüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 89,4 olurken en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 66,4 oldu. Böylece, en yoksul gelir grubu yüzde 133,2 oranında gıda enflasyonu hissederken en yüksek gelir grubu ise yüzde 66,4 oranında gıda enflasyonu hissetmiş oldu. Bu durum, enflasyonun gelir gruplarına göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.

TÜİK, Eylül 2022 resmi enflasyon oranlarını açıkladı. TÜFE’deki (2003=100) değişim, 2022 yılı eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,08, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 52,40, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 83,45 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,91 olarak gerçekleşti.

TÜİK’e göre artışın en yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla yüzde 117,6 ile ulaştırma, yüzde 93,05 ile gıda ve alkolsüz içecekler ve yüzde 89,68 ile ev eşyası oldu. Böylece ulaştırmada üç haneli enflasyon devam ediyor.

TÜİK’e göre Yİ-ÜFE (2003=100) ise 2022 yılı eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 151,5 olarak gerçekleşti. Yİ-ÜFE yüzde 151,5 iken TÜFE yüzde 83,45 olarak hesaplandı. Böylece, TÜFE’nin önümüzdeki aylarda da artmaya devam edeceğini söylemek mümkündür. Öte yandan, Ağustos 2022’de yüzde 83,4 olan resmi enflasyon oranı, AKP dönemi için bir rekor olmaya devam ediyor. Aralık 2002’de yüzde 29,7’lik bir enflasyon devralan AKP, 20 yılda enflasyonu yaklaşık 54 puan artırdı.

AKP hükümeti döneminde, 2003 ve 2022 Ağustos arası dönemde tüketici fiyatları ve gıda fiyatları 10 ila 14 kat arttı. 2003 Ağustos’ta 100 olan TÜFE 2022 Ağustos’ta 1.016 olurken 2003 Ağustos’ta 98 olan gıda fiyatları endeksi 2022 Ağustos’ta 1.347 oldu. 2003 ve 2013 arasında birbirine yakın seyreden endeksin arasındaki makas, 2014 itibarıyla açılmaya başladı. 2022 Ağustos’ta iki endeks arasındaki fark 331 puana yükseldi.

Son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. 2003 bazlı TÜFE ve gıda enflasyonu endeksleri, 2022 Eylül ayında sırasıyla 1.047 ve 1.374 oldu. Böylece gıda enflasyonu endeksi ile TÜFE arasındaki fark yüzde 31 oldu.”

Paylaşın

Kamuda İstihdam Edilenlerin Sadece Yüzde 25’i Kadın

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel-İş’in Emek Araştırma Dairesi (EMAR) her yıl düzenli olarak hazırladığı “Kamuda ve Genel İşler İşkolunda İstihdam” raporunun bir yenisini yayımladı.

Kamuda ve genel işler işkolunda istihdam verileri ile kamu harcamalarının, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle karşılaştırıldığı rapora göre Türkiye’de kamu harcamalarının oranı, OECD ortalamasının çok altında ve Avrupa ülkeleri içinde ise son sıralarda.

OECD ortalamasına göre GSYH içinde genel kamu harcamalarının oranı yüzde 48,47. Fransa’da yüzde 59,4, Yunanistan’da yüzde 56,8, İtalya’da yüzde 55,5, Almanya’da yüzde 51,4 ve İspanya’da yüzde 50,6 kadar. Türkiye’de ise bu oran yüzde 35,88.

Kamuda sosyal harcamalara yeterli pay ayrılmıyor

Rapora göre eğitim, sağlık ve sosyal korumalardan oluşan kamu kesimi sosyal harcamalarına GSYH’den ayrılan payın düşmüş durumda. 2021’da kamu kesimi sosyal harcamalarına GSYH’dan ayrılan pay yüzde 15,9 oldu ve 2017 seviyesine düştü.

2018’de yüzde 16,3, 2019’da yüzde 17,1 oranındaydı. 2020’de ise pandeminin de etkisiyle kamunun sosyal harcamaları biraz daha artış eğiliminde olsa da, 2021’de yaklaşık 2 puan düştü ve yüzde 15,9’a geriledi.

Kamu istihdamı OECD ortalamasının 4 puan altında

Yine rapora göre Türkiye’de toplam istihdam içinde kamu istihdamının oranı, OECD ortalamasının 4 puan altında.

OECD üye ülkelerin ortalamasında toplam istihdam içinde kamu istihdamının oranı yüzde 18,45 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 14,5.

Fransa (yüzde 21,5) ve Macaristan’da (yüzde 21,5) toplam istihdam içinde kamu istihdamı oranı OECD ortalamasının üstünde, diğer Avrupa ülkelerinde ise altında.

Kamuda istihdamın sadece yüzde 25’i kadın

OECD’ye üye ülkelerin ortalamasında kadınların toplam istihdam içindeki oranı yüzde 45,40 oranında. Kamu sektöründe istihdam oranı ise yüzde 57,8.

Birçok ülkede de kamuda kadın istihdamı, toplam istihdamdan fazla. İngiltere, Fransa, Macaristan ve Portekiz’de toplam istihdam içinde kadın istihdam oranı yüzde 40 iken kamuda kadın istihdam oranı yüzde 60’ın üzerinde.

Ancak Türkiye’de kadınların istihdama katılımı, OECD ve Avrupa ülkelerinin çoğundan az. Türkiye’de kadınların toplam istihdam içindeki oranı yüzde 26,6 iken kamu istihdamında kadın oranı yüzde 25.

Her 10 kişiden 8’i özel sektörde, 2’si kamuda çalışıyor

Rapora göre Türkiye’de kamu istihdamının artış eğiliminde. Ancak buna karşın toplam istihdamın yalnızca yüzde 16,8’ini oluşturuyor. Özel sektör istihdamı ise yüzde 83,2.

Kamu istihdamında en fazla artış “sözleşmeli personelde”

Öte yandan kamuda en güvenceli istihdam biçimi olan “memurluğun” yerini “sürekli işçilik” ve “sözleşmeli personel” alıyor.

2015’te kamu istihdamının yüzde 82’sini memurluk, yüzde 4,2’sini sözleşmeli personel istihdamı oluştururken; 2021’de kamu istihdamında memur oranı yüzde 61,5’e geriledi, sözleşmeli personel istihdam oranı ise 6,6 puan artarak yüzde 10,8’e yükseldi.

2022’nin ilk çeyreğinde ise memurluk yüzde 61’e düşerken sözleşmeli personel istihdamı 11,5’e çıktı.

Sürekli işçilikte ise yüzde 9,3’ten yüzde 24,4’e yükselmiş durumda. Raporda kamu istihdamında sürekli işçiliğin artışının en önemli nedeni olarak 2017’de çıkarılan 696 sayılı KHK düzenlemesi gösterildi.

Bu düzenlemeyle personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihaleleri ve taşeron firmalarda çalışan işçiler, merkezi idarelerde sürekli işçi kadrosuna; belediyelerde çalışan taşeron işçiler ise, belediye şirketlerine geçirildi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Açlık Sınırı 6.856, Yoksulluk Sınırı 23.715 Liraya Yükseldi

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı temmuz ayında 6 bin 856 liraya yükselirdi. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan yoksulluk sınırı ise 23 bin 715 liraya yükseldi.

Haber Merkezi / Temmuz ayında, yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 1.866 lira; yetişkin bir kadın için 1.785 lira; 15-18 yaş bir genç için 1.934 lira; 4-6 yaş arası bir çocuk için 1.271 lira oldu.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Merkezi BİSAM, Temmuz 2022 için açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı.

Açıklamada, “TÜİK Temmuz 2022 harcama gruplarına göre endeks rakamları, İstanbul Halk Ekmek, zincir market fiyatları ve BİSAM Beslenme Kalıbı üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Temmuz 2022 için 6 bin 856 liradır. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 23 bin 715 lira olarak gerçekleşmiştir.” denildi.

Araştırmaya göre yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 1.866 lira; yetişkin bir kadın için 1.785 lira; 15-18 yaş bir genç için 1.934 lira; 4-6 yaş arası bir çocuk için 1.271 lira oldu:

“Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 34.6 ile en yüksek paya sahiptir. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı yüzde 26.2 ile ikinci sıradadır. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 18.5’dir. Ekmek, makarna vb. için ise pay yüzde 10,7’dir. Diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 10.1’dir.”

Paylaşın

Kemal Türkler, 42’nci Ölüm Yıl Dönümünde Anıldı

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK),  kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler Topkapı’daki mezarı başında anıldı. Anma, Topkapı Çamlık Mezarlığı girişinden Kemal Türkler’in mezarına kadar süren yürüyüşle başladı.  Ardından Türkler’in mezarının başında saygı duruşu yapıldı.

Saygı duruşundan sonra DİSK Genel Sekreteri ve Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, konuşma yaptı. “Kemal Türkler’in öldürülmesiyle 12 Eylül faşist cuntasının temellerinin atıldığını” belirten Serdaroğlu, “ Türkler’in düşüncelerinin yaşadığını” söyledi.

“Fabrikalarda yaşıyor”

“Kemal Türkler’i vurdular ama binlerce, on binlerce Kemal Türkler bugün fabrikalarda çalışıyor, DİSK’i örgütlemeye uğraşıyor. Kemal Türkler’i öldüren piyasa şarlatanları mezarlarındaki taşlar bile okunmuyor. Ama Türkler’in mezarının başına on binlerce insan geliyor.”

Kemal Türkler’in ailesi adına kızı Nilgün Türkler Soydan, konuştu. Soydan, Can Şafak’ın yazdığı Kemal Türkler’i anlatan kitaptan söz etti ve “Kitap satılık bir kitap değildir. Bunu babam adına önce benden sonra sendika ve vakıftan bir Kemal Türkler armağanı olarak kabul etmenizi istiyorum” dedi.

“İşçi sınıfına darbe”

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da “Kemal Türkler işçi sınıfının önünde yürümeye devam ediyor” dedi ve ekledi: “1 Mayıs 1977 katliamıyla başlayan ve Kemal Türkler’in katledilmesiyle devam eden süreç Türkiye’yi 12 Eylül karanlığına götürdü. Hep söylediğimiz gibi, 12 Eylül asla unutulmaması gereken bir darbedir. 12 Eylül sermayenin işçi sınıfına karşı yaptığı darbedir. İşte o nedenle 12 Eylül’den bir buçuk ay önce Kemal Türkler katledilmiştir.”

Anmaya katılanlar

Anma törenine Türkler ailesi, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, DİSK Yönetim Kurulu üyeleri Kazım Doğan ve Seyit Aslan, DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Nevzat Karataş, DİSK önceki dönem Genel Başkanlarından Rıdvan Budak, DİSK’e bağlı sendikaların genel başkanları, genel merkez ve şube yöneticileri, DİSK’li işçiler, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı.

Paylaşın

Geniş Ve Dar Tanımlı İşsizlik Arasındaki Fark Gittikçe Açılıyor

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı işsizlik verilerinin ardından bir rapor yayımladı.

İşsizlik ve İstihdamın Görünümü ismini taşıyan rapora göre geniş tanımlı işsizlik pandemi öncesine göre 2 milyon kişi artarak 8 milyon 387 bin kişiye ulaştı. DİSK-AR raporunda “TÜİK’e göre Mayıs 2019’da yüzde 13,7 olan işsizlik Mayıs 2022’de yüzde 10,9’a düştü. Ancak geniş tanımlı işsizlik yüzde 18,6’dan yüzde 22,4’e yükseldi.” dedi.

Kadınlarda geniş tanımlı işsizlik daha yüksek

DİSK-AR, geniş tanımlı işsizlik oranının kadınlarda daha yüksek olduğuna vurgu yaptı. Erkeklerde yüzde 18,7 olan geniş tanımlı işsizliğin kadınlarda yüzde 29’a yaklaştığını belirtti. DİSK-AR “Kadın işsizliği tüm işsizlik türlerinde en yüksek kategori olarak görülmeye devam ediyor” dedi ve şu eklemeyi yaptı:

“Mayıs 2022 verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori bu ay da yüzde 29 ile geniş tanımlı kadın işsizliği oldu. Salgın döneminde diğer işsizlik kategorilerine göre kadın işsizlik türleri genele göre çok daha yüksek gerçekleşti ve bu eğilim devam ediyor.”

Geniş ve dar tanımlı işsizlik arasındaki fark 11,5 puan

Dar ve geniş tanımlı işsizlik oranları arasındaki farkın giderek arttığını belirten DİSK-AR raporunda şöyle dedi:

“Türkiye’de 2018 Eylül’de başlayan ekonomik kriz ve 2020 Mart ayından bu yana yaşanan salgınının da etkisiyle işgücü piyasası dışına çıkış eğilimi artıyor. Zamana bağlı eksik istihdamda artış ve iş bulma ümidinin kaybedilmesine paralel olarak dar ve geniş tanımlı işsizlik oranları arasındaki açılıyor. Örneğin, Ocak 2019’da dar tanımlı işsizlik yüzde 13,6 iken geniş tanımlı işsizlik yüzde 19,7 olarak gerçekleşmişti. Bu dönemde geniş tanımlı işsizlik dar tanımlı işsizlikten 6,1 puan yüksekti.

“Mayıs 2022’de ise dar tanımlı işsizlik yüzde 10,9 iken geniş tanımlı işsizlik yüzde 22,4 olarak gerçekleşti. Dar ve geniş işsizlik arasındaki fark bu dönemde 11,5 puan oldu. Dar ve geniş işsizlik arasındaki makasın bu denli açılmasının en önemli nedeni salgın dönemindeki işten çıkarma yasağının dar tanımlı işsizliği sınırlı düzeyde tutmuş olması ve işbaşında olunan sürenin azalmasıdır. Böylece dar tanımlı işsizlik sınırlı kalırken geniş tanımlı işsizlik fırlamıştır.”

Paylaşın

DİSK: TÜİK, Gerçekleri Açıkla, Ekmekle Oynama

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK önünde yapılan basın açıklamasında, “Türkiye işçi sınıfı adına, emekçiler adına, emekliler adına buradan bir kez daha uyarıyor, bir kez daha söylüyoruz. TÜİK gerçekleri açıkla, ekmeğimizle oynama. İşçilerin, emekçilerin, emeklilerin ekmeğiyle oynamayın. Bizler, emeğimize, ekmeğimize sahip çıkacağız” dedi.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), resmi enflasyon verilerinin açıklandığı saatte Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) önünde basın açıklaması yaptı. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun da katıldığı eylemde “TÜİK, elini cebimizden çek” ve “TÜİK gerçekleri açıkla, ekmeğimizle oynama”, “TÜİK doğruları açıkla”, “Ekmeğe uzanan eller kırılsın”, “Milyonlar işsiz, milyonlar aç” sloganları atıldı.

DİSK Başkanı Çerkezoğlu, burada yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Sevgili işçi arkadaşlarım, sevgili basın emekçileri,

Bugün 4 Temmuz 2022. İşçiler ve çalışanlar için son derece önemli bir gün!

Bugün TÜİK’in gerçekleri açıklaması için, milyonların ekmeğiyle oynamaması için buradayız!

Bugün buradayız çünkü bugün önemli bir gün! TÜİK az önce Haziran 2022 Tüketici Fiyatları Endeksini, enflasyonu açıkladı. TÜİK bunu her ay açıklıyor. Bu ay neden önemli? Bugün 6 aylık enflasyon belli oldu. Bu 6 aylık enflasyon oranı işçiler için, memurlar için, emekliler için büyük önem taşıyor.

Temmuz ayında ücretlere yapılacak zamlar, memur maaşları, emekli aylıkları bu enflasyon oranına göre belirleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu milyonlarca işçinin, memurun, emeklinin ve onlarının ailelerinin kaderini belirliyor. Milyonların cebine girecek para, mutfağına girecek ekmek adeta TÜİK tarafından belirleniyor. TÜİK ülkemizde adeta en büyük patron gibi. Bütün emek gelirleri onun açıkladığı oranlara göre belirleniyor. O nedenle, enflasyonun eksik ölçülmesi, hatalı ölçülmesi emekçilerin hakkının gasp edilmesi demektir.

TÜİK enflasyonu düşük açıklayarak işçinin, memurun, emeklinin ekmeğiyle oynuyor. Onun için buradayız! Ekmeğinizi, emeğimizi savunmak için buradayız. Enflasyonun doğru ölçülmesi için buradayız. TÜİK’e görevini hatırlatmak için buradayız. TÜİK az önce enflasyonu açıkladı. Şaşırdık mı? Hayır! Değişen bir şey var mı? Hayır!

Halkın hissettiği enflasyon başka, işçinin enflasyonu başka, emeklinin enflasyonu başka. TÜİK’in enflasyonu ise çok çok başka! Emeklinin, dar gelirlinin enflasyonu TÜİK’in açıkladığından çok yüksek. Bunu biliyoruz. Ve bu durum asla kabul edilemez!

Sevgili işçi arkadaşlarım, sevgili basın emekçileri,

Kırk kere söyledik, bir daha söylüyoruz: TÜİK işini doğru yapmıyor! TÜİK kendini “enflasyonla mücadele kurumu” olarak görüyor. O yüzden enflasyonu bastırmak için, düşürmek için elinden geleni yapıyor! Oysa TÜİK, kamusal bir veri toplama kurumudur ve görevi enflasyonu doğru ölçmektir. Halka doğru bilgi vermektir. Bu kamusal bir sorumluluktur. Enflasyonla mücadele etmek hükümetin işidir, Merkez Bankası’nın işidir. Maliye Bakanı itiraf etti. İzlenen “milli” ekonomi politikası dar gelirli dışında herkese yarıyormuş! Buradan TÜİK yönetimine sesleniyorum. Enflasyonu doğru ölçün, işinizi doğru yapın. Şeffaf davranın, daha fazla detay açıklayın. Enflasyon hesaplamasını, detay verileri sendikaların, bilim dünyasının denetimine açın, kamuoyu ile paylaşın. Yüksek enflasyon döneminde sırtınızda büyük bir yükümlülük var. Enflasyonu düşük hesapladığınızda milyonların ekmeği ile oynuyorsunuz. Daha fazla şeffaflık, açıklık ve katılımcılıkla hareket edin. Enflasyon hesabından etkilenen kesimleri sürece dahil edin. Kapılarınız açık olsun, şeffaf olun.

Ancak biz “şeffaf olun” dedikçe TÜİK bilgi karartıyor. Bunun son örneği enflasyon esas madde fiyat listesinin açıklamaktan vazgeçilmesidir. TÜİK ve ondan önce farklı adlarla faaliyet yürüten istatistik kurumları 1933 yılından bu yana fiyat verisi açıklıyor. TÜİK 2003 yılından bu yana 232 aydır. 409 malın fiyatını düzenli yayınlıyordu. Haziran ayında madde fiyat listesinin açıklamasından vaz geçildi. Neden? Sorduk. Bilgi edinme hakkına dayanarak sorduk ve madde fiyat listesini istedik. TÜİK yönetimi gayri ciddi bir cevap verdi. Madde fiyat listesi yanlış anlaşılıyormuş! Demek istedikleri şu. Vatandaş madde fiyat listesine bakıyor. Sonra da kendi aldığı malın fiyatına bakıyor. Tutarsızlığı görüyor ve TÜİK’e güvenmiyor. İşte bu yüzden madde fiyat listesini kararttılar. Bugün buraya bunun için de geldik.

TÜİK yönetimine sorduk, yazdık bilgi vermediler. Bilgi istemeye geldik. Buradan TÜİK yönetimine sesleniyorum. Sizin enflasyon verilerinize, sizin işsizlik verilerinize güvenmiyoruz/güvenemiyoruz. Geçmişte işsizlik hesaplamanız da hatalıydı. 10 yıl boyunca geniş tanımlı işsizliği, âtıl işgücünü hesaplamadınız.  10 yıl boyunca DİSK Araştırma Merkezi geniş tanımlı işsizliği hesapladı ve açıkladı. Sonunda 10 yıl sonra Mart 2021’de geniş tanımlı işsizlik açıklamaya başladınız. Enflasyon hesaplaması konusunda da yanlış yapıyorsunuz. Gelin bu hatalı yoldan, yanlış yoldan dönün. İktidarların maşası olmayın, halkın, kamunun kurumu olun.

TÜİK ülkemizin büyük birikme sahip bir kurumudur. Yüzyıllık geçmişi ve birikimi olan bu kurumu ayaklar altına almayın. Bu kurumu daha da şaibeli hale getirmeyin. Enflasyonu doğru hesaplayın. Bir kamu kurumu gibi davranın. Bilimsel davranın, şeffaf davranın, açık davranın. Halkın, emekçinin cebine girecek parayı azaltmayın. Halkın yoksullaşmasına alet olmayın. Madde fiyat listesi dahil nereden ne fiyat derlediğinizi açıklayın. Emekli için, dar gelirli için, işçi için ayrı enflasyon hesaplayın. Hesaplama sürecine sendikaları, meslek örgütlerini, bilimsel kurumları katın. Bunlar mümkün. Yeterli bilimsel dürüstlükle, kamucu bir yaklaşımla bunlar mümkün. Kamusal verileri tahrif etmek, buna girişmek büyük sorumluluktur, suçtur.

Buradan uyarıyoruz, İktidara sesleniyoruz, TÜİK üzerindeki vesayete son verin. TÜİK’i rahat bırakın. TÜİK’in hesaplamalarına müdahale etmeyin. Rakamlarla mücadele ederek enflasyon düşmez. Mızrak çuvala sığmaz. Rakamlarla oynadığınızda enflasyon düşmüyor. Halkın alım gücü düşüyor. Rakamlarla oynadığımızda TÜİK’e olan güven düşüyor. Milyonlarca, işçi ve emekçi, gerçek enflasyonu her gün yaşayarak biliyor. Ve sizin açıkladığınız enflasyona inanmıyor.

Türkiye işçi sınıfı adına, emekçiler adına, emekliler adına buradan bir kez daha uyarıyor, bir kez daha söylüyoruz!

TÜİK gerçekleri açıkla, ekmeğimizle oynama!

İşçilerin, emekçilerin, emeklilerin ekmeğiyle oynamayın.

Bizler, emeğimize, ekmeğimize sahip çıkacağız!”

Paylaşın

‘Başkanlık Sistemi’nde Ekonomi Ne Kadar Kötüleşti?

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), 24 Haziran 2018’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile Türkiye’de geçilen başkanlık sisteminin ekonomik sonuçlarını ele alan bir rapor hazırladı.

Rapor, başkanlık sisteminin asgari ücret, enflasyon, işsizlik, döviz kuru ve bölüşüm ilişkileri üzerine etkilerini ele alıyor. Rapordan sonuçlar şöyle:

Dolar 4,8 liradan 17,4 liraya çıktı, asgari geriledi

2018 ve 2022 arasında geçen 4 yılda dolar ve euro kurları fırladı. 2018 Haziran’da 4,8 TL olan dolar kuru 2022 Haziran’da 17,4 TL’ye, 2018 Haziran’da 5,5 TL olan Euro ise 2022 Haziran’da 18,3 TL’ye yükseldi.

Başkanlık sistemiyle geçen dört yılda dolar ve Euro kurları 3,5 katına yükselmiş oldu.

Artan döviz kurları sebebiyle asgari ücret döviz cinsinden geriledi. 2018’de 1.603,1 TL olan asgari ücret 2022’de 4.253,4 TL olarak belirlendi. Aradan geçen dört yılda asgari ücret yüzde 156,3 artmış olarak görünse de asgari ücret Euro ve dolar karşısında değer kaybetti. Haziran 2018’de asgari ücret 336,8 dolar iken 2022’de 245 dolara geriledi.

Benzer şekilde Haziran 2018’de 292 euro olan asgari ücret Haziran 2022’de 233 euroya geriledi.  Başkanlık sisteminde asgari ücret 91,8 dolar ve 58,9 euro azaldı.

Asgari ücretlinin milli gelirdeki payı azaldı

Başkanlık sisteminde asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı geriledi. Asgari ücretin kişi başına gayri safi yurt içi hasılaya oranı giderek düşmektedir. 2017’de Kişi Başına GSYH’nin yüzde 53’ü olan asgari ücretin Haziran 2022 itibarıyla yüzde 37 seviyesine gerilediği tahmin edilmektedir.

Resmi enflasyon yüzde 15,4’ten yüzde 73,5’e

Başkanlık sistemi öncesi, Haziran 2018’de TÜFE (enflasyon) yıllık yüzde 15,39 ve gıda enflasyonu ise yüzde 18,89’du.

Seçim sonrası artmaya başlayan fiyatlar, ekonomik kriz ve 2021 sonunda başlayan döviz krizi sonrasında TÜFE 2022 Mayıs’ta yıllık yüzde 73,5 ve gıda enflasyonu ise yüzde 91,63 olarak açıklandı.

Başkanlık döneminde TÜFE yüzde 161 ve gıda enflasyonu yüzde 207 arttı.

Asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırına göre geriledi

2018 Haziran’dan bu yana artan fiyatlar ve hayat pahalılığı sebebiyle alım gücü düştü ve yaşam zorlaştı; açlık ve yoksulluk sınırı yükseldi. 2018 Mayıs’ta açlık sınırı bin 686 TL ve yoksulluk sınırı ise 5 bin 833 TL’ydi. Açlık sınırının asgari ücrete oranı yüzde 95,1, yoksulluk sınırının asgari ücrete oranı ise yüzde 28,8’di.

2022 Mayıs’ta açlık sınırı 5 bin 557 TL ve yoksulluk sınırı ise 19 bin 220 TL oldu. 2022 Mayıs’ta açlık sınırının asgari ücrete oranı yüzde 72,9 ve yoksulluk sınırına oranı yüzde 22,1 oldu.

Böylece başkanlık sisteminde açlık ve yoksulluk sınırı 3,5 katına çıkarken açlık sınırının asgari ücrete oranı 22,2 ve yoksulluk sınırının asgari ücrete oranı 6,7 puan geriledi.

Geniş tanımlı işsiz sayısı 2,6 milyon kişi arttı

Başkanlık sistemi sonrasında işsizlik oranları daha da arttı. Başkanlık seçimi öncesi, Haziran 2018’de dar tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 444 bin ve dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 10,7’ydi.

Nisan 2022’de dar tanımlı işsiz sayısı 409 bin artarak 3 milyon 853 bine ve dar tanımlı işsizlik oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 11,3’e yükseldi.

Haziran 2018’de 5 milyon 506 bin olan geniş tanımlı işsiz sayısı da Nisan 2022’de 2 milyon 601 bin artarak 8 milyon 107 bin oldu. Böylece geniş tanımlı işsiz sayısı yüzde 47,2 artmış oldu.

Haziran 2018’de yüzde 16,3 olan geniş tanımlı işsizlik oranı ise Haziran 2022’de 5,4 puan artarak yüzde 21,7’ye yükseldi.

Başkanlık sistemi bölüşüm ilişkilerini kötüleştirdi

Başkanlık sisteminde emeğin milli gelir içindeki payı düştü. Ocak, şubat ve mart aylarını içeren 2018 1. çeyreğinde GSYH bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,4 büyümüştü.

2018 1. çeyreğinde GSYH içinde işgücü ödemeleri (emek payı) yüzde 37,8 ve net işletme artığı/karma gelir (sermaye payı) ise yüzde 44,4 oranında paya sahipti.

2022 1. çeyreğinde ise GSYH bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,3 oranında gerçekleşti. 2022 1. çeyrekte emek GSYH’den yüzde 31,5 oranında pay alırken sermayenin payı yüzde 47,6 oldu.

Böylece başkanlık döneminde emeğin büyümeden aldığı pay 6,3 puan azalırken sermayenin aldığı pay 3,2 puan arttı. Başkanlık döneminde gelirin sınıfsal dağılımı kötüleşti. Ülke büyürken işçiler büyümeden payını alamadılar.

Ekonomiye güven

Başkanlık sistemi döneminde tüketici güveninde ciddi bir gerileme yaşandı. Ekonomik kriz, Covid-19 salgını ve artan pahalılık tüketici güven endeksinde çakılmaya sebep oldu. Haziran 2018’de 90,6 olan tüketici güveni Haziran 2022’de 63,4’e geriledi Böylece başkanlık döneminde tüketici güveni yaklaşık 30 puan düştü.

Paylaşın

3,7 Milyon Yurttaş Çalıştığı Halde Yoksullukla Mücadele Ediyor

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel-İş Araştırma Dairesi’nin (EMAR) 2019 ve 2021 yıllarının verilerini karşılaştırdığı “Gelir, Yaşam ve Yoksulluk Araştırması”nı yayımladı.

Araştırmaya göre pandemiden yine en çok yoksullar etkilendi ve son iki yılda kendisini yoksul olarak tanımlayan yurttaşların sayısında yarım milyona yakın artış oldu.

Araştırma sonuçlarına göre 3,7 milyon yurttaş çalıştığı halde yoksullukla mücadele ettiğini söylerken; son iki yılda, iki günde bir et ya da tavuk yiyemediğini söyleyenlerin sayısında 1,2 milyon artış oldu.

2019-2021 verilerinin karşılaştırıldığı raporda öne çıkan başlıklar şöyle:

  • Sağlıklı gıdaya ulaşamayan sayısı pandemide 4,6 milyon kişi arttı.
  • Türkiye’de enflasyon, Avrupa Birliği (AB) üye ülke ortalamasının 9 katı, OECD (Organisation for Economic Co-operation and Development) üye ülke ortalamasının ise 8 katı.
  • Yoksul yurttaş sayısı yarım milyona yakın arttı; Türkiye’de resmi yoksulluk verilerine bakıldığında, yoksul yurttaş sayısının pandemiyle birlikte yarım milyona yakın (yüzde 2,5) arttı. 2019 yılında 17,2 (yüzde 20,8) milyon kişi yoksulken, 2021 yılında bu sayı 17,6 (yüzde 21,3) milyona yükseldi. Erkeklerde yoksulluk 8,5 milyon kişi ile yüzde 20,8 iken; kadınlarda yoksulluk 9 milyon kişi ile yüzde 21,8.
  • 31,7 milyon yurttaş et ihtiyacını karşılayamıyor; Gıda enflasyonunun yüksekliği halkın gıdaya erişimini de zorlaştırdı. Son iki yılda, iki günde bir et ya da tavuk yiyemediğini söyleyenlerin sayısı 1,2 milyon arttı. 2019 yılında 27,1 milyon kişi (yüzde 33,6) iki günde bir et, tavuk vb. ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirtmişti. 2021 yılına gelindiğinde ise bu sayı 4,6 milyon kişi artarak 31,7 milyon kişi ile yüzde 38,3’e yükseldi.

  • Pandemi döneminin kazananı sermaye oldu; 2019 yılı 1. çeyreğinden 2022 yılı 1. çeyreğine katma değer içindeki emeğin payı 7,3 puan azalarak yüzde 38,8’den yüzde 31,5’e geriledi. Aynı dönemde katma değer içinde sermayenin payı 6,8 puan artarak yüzde 40,8’den yüzde 47,6’ya yükseldi.
  • 3,7 milyon kişi çalıştığı halde yoksul; Çalıştığı ve bir geliri olduğu halde yoksul olduğunu belirten çalışanların sayısı 3,7 milyon kişiye (yüzde 13,6) ulaştı. Cinsiyete göre çalışan yoksulluğuna bakıldığında erkek çalışanların, kadın çalışanlara göre daha yoksul olduğu görülüyor. Çalışan erkek yoksul sayısı 2,8 milyon kişi ile yüzde 14,8 iken; çalışan kadın yoksul sayısı 882 bin kişi ile yüzde 10,6.
  • Güvencesiz çalışma yoksulluk riskini üç kat artırıyor. Türkiye’de sözleşme türlerine göre geçici bir işte çalışanların yoksulluk riski, sürekli çalışanlara göre çok daha fazla.
Paylaşın

Her Dört Gençten Biri Ne Eğitimde Ne İstihdamda!

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerini kullanarak 19 Mayıs’a özel Türkiye’de genç işsizliğine yer verdi.

Haber Merkezi / Bültene göre genç işsizliği AKP döneminde yaklaşık 5 puan arttı, her dört gençten biri ne eğitimde ne istihdamda. Ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı yüzde 32,4. “Türkiye’de genç işsizliği dünyada ön sıralarda” ifadelerinin yer aldığı bültende yükseköğrenim mezunu gençlerin asgari ücretli çalıştırıldığı vurgulandı.

Bültende “İş aramaktan vazgeçen, iş bulmaktan ümidini kesen ve işgücü dışına çıkan gençlerde hem dar hem geniş tanımlı işsizlik oranı artmaya devam ediyor” denildi. DİSK-AR’ın raporunda şu ifadeler yer aldı:

  • 2,3 milyon genç işsiz.
  • Türkiye’de her iki genç kadından biri işsiz.
  • Yükseköğrenim mezunu gençler asgari ücretli. Gençlerin birçoğu iş bulamazken yükseköğrenim mezunu gençlerin giriş ücretleri ise asgari ücret civarında kalmakta.

Ne eğitimde ne de istihdamdalar

Eğitim Sen de “Türkiye’de Gençliğin Durumu Raporu”nu yayımladı. Raporda eğitimini yarıda bırakıp okulu terk eden gençlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekildi. Raporda şu ifadeler yer aldı:

“Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı 2021 yılında yüzde 24,7 olmuştur. Bu oran 2021 yılında genç erkeklerde yüzde 17,5, genç kadınlarda ise yüzde 32,4 olmuştur. Lise altı eğitimlilerin 405 bini (yüzde 12,3), lise mezunlarının 227 bini (yüzde 18,9), yükseköğretim mezunlarının da 152 bini ne eğitimde ne istihdamda yer almakta. Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında okulu erken bırakma alanında ilk sırada.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde okulu terk edenlerin oranı diğer bölgelere oranla daha fazla. Eğitimde sınav odaklı uygulamalar, gelecek kaygısı, öğrenci özerkliğinin sınırlılığı, okul güvenliğine ilişkin fiziki-psikolojik tartışmalar ile katı disiplin uygulamaları okullarda algılanan stresi ve devamsızlığı artırmakta. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmeden önce MEB verilerine göre, açık öğretim lisesinde 940 bin öğrenci bulunuyorken 2020/21 eğitim öğretim yılı sonu itibarıyla 1 milyon 254 bin 420’ye yükseldi.

İmam hatip nedeniyle açıköğretime yöneldi

Son yıllarda MEB’in öğrencileri imam hatip liselerine yönlendirme girişimleri, açık lisede okuyan öğrenci sayısının ciddi anlamda artmasına neden oldu. 2002’de KYK’ye bağlı 191 yurt varken, 2020’de bu sayı 793’e çıktı. Devlet üniversitelerinde yaklaşık 7,5 milyon öğrenci öğrenim görürken, 3,8 milyon öğrenci örgün eğitim kapsamında.Bunun anlamı her 5 öğrenciden dördünün açıkta olması.”

Paylaşın

Yoksulun Gıda Enflasyonu Yüzde 132, Zenginin İse Yüzde 65,5

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) verilerine göre, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu yüzde 131,6 olarak gerçekleşti. En yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 65,5 oldu.

DİSK-AR, emeklilerin gıda enflasyonunun yüzde 113,5, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun enflasyonunun yüzde 131,6 olarak gerçekleştiği hesapladı. DİSK-AR’ın verileri göre, gıda enflasyonu ortalama yüzde 89,1 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 113,5 oldu.

Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 97 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 114,9, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 131,6 olarak gerçekleşti. En yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 65,5 oldu.

“Enflasyon artmaya devam edecek”

DİSK-AR’ın yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

“Emeklilerin gıda enflasyonu yüzde 113,5, en yoksul ikinci yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 114,9, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun enflasyonu yüzde 131,6 olarak gerçekleşti.

Ancak bu ortalama resmi enflasyon oranları düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda hissettiği oranlar değil. Bu nedenle DİSK-AR olarak TÜİK’in ham verilerinden yararlanarak emeklilerin, dar gelirlilerin, düşük gelirlilerin hissettiği enflasyonu yeniden hesaplıyoruz. Gıda enflasyonu verilerini esas alarak gelir gruplarına göre ve emekliler için gıda enflasyonunu yeniden hesapladık.

Yaptığımız hesaplamaya göre gıda enflasyonu ortalama yüzde 89,1 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 113,5 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 97 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 114,9, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 131,6 olarak gerçekleşti.

Dördüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 88,2 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 65,5 oldu. Böylece en yoksul gelir grubu yüzde 131,5 oranında gıda enflasyonu hissederken, en yüksek gelir grubu ise yüzde 65,5 oranında gıda enflasyonu hissetmiş oldu. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.

Öte yandan yüzde 70’lik enflasyon AKP için yeni bir rekor anlamına geliyor. Aralık 2002’de yüzde 29,7’lik bir enflasyon devralan AKP 20 yılda enflasyonu yüzde 70’lere taşımış oldu.

TÜİK Nisan 2022 resmi enflasyon oranlarını açıkladı. TÜFE’de (2003=100) 2022 yılı nisan ayında bir önceki aya göre %7,25, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 31,71, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69,97 oranında artış gerçekleşti.

TÜİK’e göre artışın en yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde 105,86 ile ulaştırma, yüzde 89,10 ile gıda ve alkolsüz içecekler ve yüzde 77,64 ile ev eşyası oldu. Böylece ulaştırmada üç haneli enflasyon gerçekleşmiş oldu.

TÜİK’e göre Yurt İçi-Üretici Fiyatları Endeksi (Yİ-ÜFE) (2003=100) ise 2022 yılı nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 7,67, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 39,23, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 121,82 olarak gerçekleşti.

Yİ-ÜFE yüzde 121,82 iken TÜFE 69,97 olarak hesaplandı. Böylece TÜFE’nin önümüzdeki aylarda da artmaya devam edeceğini söylemek mümkün.”

Paylaşın