İşsiz Sayısı 12 Milyonu Aştı

TÜİK verilerinden yararlanılarak yapılan hesaplamaya göre; mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı, 2025 yılının ağustos ayında 12 milyon 190 bin kişi oldu.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu (Eylül 2025) yayımladı.

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı Ağustos 2025’te 12 milyon 190 bin kişi oldu.

Ağustos 2023’te 3 milyon 203 bin olan dar tanımlı işsiz sayısı Ağustos 2024’te 3 milyon 38 bin, Ağustos 2025’te ise 3 milyon 44 bin oldu. Ağustos 2023’te 8 milyon 917 bin olan geniş tanımlı işsiz sayısı Ağustos 2024’te 11 milyon 72 bine ve Ağustos 2025’te 12 milyon 190 bine yükseldi.

Ağustos 2024’te yüzde 27,5 olan geniş tanımlı işsizlik oranı Ağustos 2025’te yüzde 29,7’ye yükseldi ve son 1 yılda 2,2 puan arttı. Geniş tanımlı işsiz sayısında bir yıllık artış ise 1 milyon 117 bin oldu.

Ağustos 2025 itibarıyla yaklaşık 4 milyon kişi haftalık 40 saatten az çalışıyor ve daha fazla çalışmak istiyor. 5,3 milyona kişi ise çalışmak istemesine rağmen iş bulamıyor.

Raporda diğer bulgular özetle şöyle:

Geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 39,2!

Ağustos 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 39,2 ile geniş tanımlı kadın işsizliği olmaya devam ediyor.

Gençlerde dar tanımlı işsizlik oranı 16 iken genç kadınlarda yüzde 22,7’dir.

Ağustos 2025’te yaklaşık 2,5 milyon işsiz işsizlik ödeneğinden yoksun kaldı.

Paylaşın

İşsiz Sayısı 12,6 Milyon!

Geniş tanımlı işsiz sayısı mayıs ayında 12 milyon 606 bin olarak kayıtlara geçti. Geniş tanımlı işsiz sayısı bir önceki yılın mayıs ayında 10 milyon 134 bin olarak kayıtlara geçmişti.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), İşsizliğin Görünümü Raporu (Mayıs 2025) yayımlandı.

Rapordan öne çıkan bölümler şöyle: DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Mayıs 2025’te 12 milyon 606 bin kişi olarak gerçekleşti.

Pandemi döneminde geniş tanımlı işsiz sayısının en yüksek olduğu ay Ocak 2021’di. Ocak 2021’de dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 12,3 ve işsiz sayısı 3,9 milyondu. Bu dönemde geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 29 ve geniş tanımlı işsiz sayısı ise 10,5 milyondu. Mayıs 2025’te geniş tanımlı işsiz sayısı pandeminin en yüksek olduğu dönemden 2 milyon 137 bin kişi yüksek hesaplandı.

Mayıs 2024 ve Mayıs 2025 arası bir yıllık dönemde dar tanımlı işsizlik azalmış olarak açıklansa da geniş tanımlı işsizlikte ciddi artış yaşandı. Mayıs 2024’te yüzde 25,4 olan geniş tanımlı işsizlik oranı son bir yılda 5,6 puan arttı. Mayıs 2024’te 10,1 milyon olan geniş tanımlı işsiz sayısı Mayıs 2025’te 12,6 milyon oldu. Böylece geniş tanımlı işsiz sayısında bir yıllık artış 2 milyon 472 bin oldu.

Geniş tanımlı işsiz sayısı Mayıs 2024’te 10 milyon 134 bin ve Mayıs 2025’te ise 12 milyon 606 bin olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki artışın sebebi zamana bağlı eksik istihdam ve ümitsiz işsizler ile iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanları kapsayan potansiyel işgücü sayısındaki artıştır.

Potansiyel işgücü sayısı son bir yılda 1 milyon 391 bin kişi artarak 3 milyon 869 binden 5 milyon 260 bine yükseldi. Başka bir ifadeyle Mayıs 2025 itibarıyla Türkiye’de 5,3 milyona yakın kişi, çalışmak istemesine rağmen iş bulamıyor.

İşsizlerin ezici çoğunluğu işsizlik ödeneği alamıyor

TÜİK’in resmi dar tanımlı işsizlerin ezici çoğunluğu işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor. İşsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının ağır olması ve işsizlik sigortası kaynaklarının amacı dışında kullanılması sebebiyle işsizlerin büyük çoğunluğu işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor.

Mayıs 2025’te TÜİK toplam dar tanımlı işsiz sayısını 2 milyon 972 bin kişi olarak açıkladı. İŞKUR’un Mayıs 2025 İşsizlik Sigortası Bültenleri verilerine göre ise bu ayda işsizlik ödeneği alabilenlerin sayısı 457 bin 244’tür. Böylece Mayıs 2025’te resmi işsizlerin sadece yüzde 15,4’ü işsizlik ödeneği alabildi.

Yaklaşık 2,6 milyon işsiz işsizlik ödeneğinden yoksun kaldı. Bu da işsizlerin yüzde 84,6’sının işsizlik ödeneği alamadığı anlamına geliyor.

Paylaşın

Açlık Sınırı 23 Bin 615 Yoksulluk Sınırı 81 Bin 686 Lira

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 23 bin 615 liraya, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama göre, yoksulluk sınırı ise 81 bin 686 liraya yükseldi.

Haber Merkezi / Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 37 bin 912 lira oldu. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 37 bin 912 lira olarak tespit edildi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Açlık ve Yoksulluk Sınırı Mayıs 2025 Dönem Raporu’nu açıkladı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ve BİSAM’ın hesaplamalarına göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı mayıs ayında 23 bin 615 lira oldu. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 81 bin 686 lira oldu.

Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 6.597 lira, bu değer yetişkin bir kadın için 6.254, 15-18 yaş bir genç için 6.610, 4-6 yaş arası bir çocuk için 4.155 lira oldu. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 23 bin 615 lira olarak tespit edildi. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 81 bin 686 liraya ulaştı.

Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 37.912 lira oldu. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 37.912 lira olarak tespit edildi.

Günlük harcamalarda Mayıs 2025 dönemi için en yüksek maliyet grubunu 211.71 liralık harcama gereksinimi ile meyve ve sebze oluşturdu. İkinci en yüksek maliyetli harcama grubu 210,71 lira ile süt ve süt ürünleri oldu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 161.64 lira, ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 71.43 oldu. Katı yağ ve sıvı yağ ise 40.69 lira masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 15.22, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 19.29 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda et, yumurta ve kurubaklagil yüzde 27.3 ile ilk sıradayken, süt ve süt ürünleri grubunun payı yüzde 26.77’dir. Meyve ve sebze grubunun payı ise yüzde 26.9 olarak tespit edildi. Ekmek, makarna vb.’nin toplam içindeki payı yüzde 11.38, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 7.62 oldu.

Paylaşın

2025’te “Asgari Ücret” Enflasyon Karşısında 3 Bin 336 Lira Eridi

2025 yılının ilk beş ayında asgari ücret enflasyon karşısında 3 bin 336 lira eridi. Enflasyonun dört ayda emek gelirlerinde yarattığı toplam kayıp en az 198,2 milyar lira oldu.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Ücret Kayıpları İzleme Raporu’nu yayınladı.

Enflasyonun çalışanlar üzerindeki etkisini gözler önüne seren rapordan öne çıkan bölümler şöyle: “Ocak, Şubat, Mart Nisan, Mayıs 2025’te TÜİK tarafından ölçülen yüzde 15,09’luk beş aylık resmi enflasyonun emek gelirlerinde yarattığı toplam kayıp en az 198,2 milyar TL oldu. Bu kayıp sonraki aylarda katlanarak devam edecek.

Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs 2025’te beş aylık resmi enflasyonun işçi ücretlerinde yarattığı kayıp 113,4 milyar TL olarak hesaplanırken memur maaşlarındaki kayıp 38,3 milyar TL, emekli aylıklarındaki kayıp ise 46,5 milyar TL olarak tahmin edildi. Böylece emek gelirlerindeki beş aylık toplam kayıp en az 198,2 milyar TL olarak hesaplandı

Enflasyon emek gelirlerini tekil olarak da aşındırıyor. Örneğin 22.105 TL olan net asgari ücretin mayıs ayında yaşadığı beş aylık kayıp 3.336 TL oldu. Asgari ücretin bir buçuk katı brüt ücreti (neti 31.011 TL) olan bir işçinin enflasyon kaybı 4.680 TL olurken, asgari ücretin iki katı düzeyinde brüt ücreti (neti 38.486 TL) olan bir işçinin enflasyon kaybı 5.808 TL ve asgari ücretin 2,5 katı düzeyinde brüt ücreti (neti 47.229 TL civarı) olan bir işçinin enflasyon kaybı 7.127 TL oldu.”

Raporda ayrıca, enflasyon karşısında ücretlerin eridiğini ve alım gücünün ciddi biçimde azaldığını ortaya koyarken, gelirdeki bu gerilemenin sosyal adaleti ve yaşam standartlarını tehdit ettiğine dikkat çekildi.

Paylaşın

İşsiz Sayısı 13 Milyona Dayandı

Geniş tanımlı işsiz sayısı nisan ayında 12 milyon 996 bine yükseldi. Geniş tanımlı işsiz sayısı bir önceki yılın nisan ayında 10 milyon 767 bin olarak kayıtlara geçmişti.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), İşsizliğin Görünümü Raporu (Nisan 2025) yayımlandı.

Rapordan öne çıkan bölümler şöyle: DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Nisan 2025’te 12 milyon 996 bin kişi olarak gerçekleşti. 13 milyon kişiyi kapsayan yüzde 32,2’lik geniş tanımlı işsizlik 2014 Ocak’tan beri en yüksek düzeyine ulaştı. Nisan 2025 döneminde yüzde 32,2 olarak açıklanan geniş tanımlı işsizlik oranı son 136 ayın rekorunu kırdı.

Pandemi döneminde geniş tanımlı işsiz sayısının en yüksek olduğu ay Ocak 2021’di. Ocak 2021’de dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 12,3 ve işsiz sayısı 3,9 milyondu. Bu dönemde geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 29 ve geniş tanımlı işsiz sayısı ise 10,5 milyondu. Nisan 2025’te geniş tanımlı işsiz sayısı pandeminin en yüksek olduğu dönemden 2 milyon 527 bin kişi yüksek hesaplandı.

2025 Nisan ayında geniş tanımlı işsizlik hem aylık hem aylık olarak patlama yaşadı. Nisan 2024’te yüzde 27,4 olan geniş tanımlı işsizlik oranı Mart 2025’te yüzde 28,8’e yükseldi ve Nisan 2025’te tarihi zirvesini yaparak yüzde 32,2’ye ulaştı. Geniş tanımlı işsiz sayısı da bu dönemde artmaya devam etti. Nisan 2024’te 10,8 milyon olan geniş tanımlı işsiz sayısı Mart 2025’te 11,8’e yükselirken Nisan 2025’te 13 milyona dayandı. Böylece geniş tanımlı işsiz sayısında bir yıllık artış 2 milyon 229 bin ve aylık artış ise 1 milyon 240 bin oldu.

Uzun zamandır TÜİK tarafından düşüş eğilimi olan dar tanımlı (açık) işsizlerin sayısında artış görülüyor. Dar tanımlı işsiz sayısında son bir yılda 21 bin kişi, son bir ayda ise 200 kişilik bir artış görüldü. Dar tanımlı işsizlik oranı aylık olarak yüzde 0,6 puan artış gösterdi.

TÜİK tarafından yayımlanan HİA verilerine göre Nisan 2025’te geniş tanımlı işsizlikte (âtıl işgücü) artış devam etti. Geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 2 milyon 229 bin kişi arttı.

Geniş tanımlı işsiz sayısı Nisan 2024’te 10 milyon 767 bin ve Nisan 2025’te ise 12 milyon 996 bin olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki artışın sebebi zamana bağlı eksik istihdam ve ümitsiz işsizler ile iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanları kapsayan potansiyel işgücü sayısındaki artıştır.

Zamana bağlı eksik istihdam kapsamındaki artış sürüyor. Haftalık 40 saatten daha az çalışan ve imkânı olması durumunda daha çok çalışmayı isteyenlerin zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı son bir yılda 3 milyon 982 binden 4 milyon 907 bine yükselerek 925 bin kişi arttı. Zamana bağlı eksik istihdamdaki artış geçim sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkıyor.

Potansiyel işgücü sayısı son bir yılda 1 milyon 284 bin kişi artarak 3 milyon 743 binden 5 milyon 27 bine yükseldi. Başka bir ifadeyle Nisan 2025 itibarıyla Türkiye’de 5 milyonu aşkın kişi, çalışmak istemesine rağmen iş bulamıyor.

TÜİK tarafından açıklanan dört ayrı işsizlik türünde de kadın işsizliği erkek işsizliğinden oldukça yüksek seyrediyor. Nisan 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,1 iken kadınlarda yüzde 11,5 olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) erkeklerde yüzde 27,5 kadınlarda ise yüzde 40 olarak hesaplandı. Geniş tanımlı kadın işsizliği ile geniş tanımlı erkek işsizliği arasındaki fark 12,5 puandır.

Nisan 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik (işsizlik 1) yüzde 8,6 olarak açıklanırken zamana bağlı eksik istihdam ile işsizlerin bütünleşik oranı (işsizlik 2) yüzde 22,5; işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı (işsizlik 3) yüzde 20 ve âtıl işgücü oranı (işsizlik 4, geniş tanımlı işsizlik) ise yüzde 32,2 olarak açıklandı.

Nisan 2025’te zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı erkeklerde yüzde 21,2 iken kadınlarda yüzde 24,9’dur. İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı erkeklerde yüzde 14,5 iken kadınlarda yüzde 29,3’tür.

Nisan 2025 itibarıyla kadınlarda mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 403 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyon 205 bindir. Erkeklerde ise dar tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 660 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyon 791 bindir.

Nisan 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 40 ile geniş tanımlı kadın işsizliği olmaya devam ediyor. İşsizlik türlerinde ikinci yüksek işsizlik kategorisi yüzde 32,2 ile geniş tanımlı işsizliktir. Nisan 2025’te üçüncü en yüksek işsizlik kategorisi ise yüzde 23,7 ile geniş tanımlı erkek işsizliği oldu.

İşsizlerin yüzde 85’i işsizlik ödeneği alamıyor

TÜİK’in resmi dar tanımlı işsizlerin ezici çoğunluğu işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor. İşsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının ağır olması ve işsizlik sigortası kaynaklarının amacı dışında kullanılması sebebiyle işsizlerin büyük çoğunluğu işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor.

Nisan 2025’te TÜİK toplam dar tanımlı işsiz sayısını 3 milyon 63 bin kişi olarak açıkladı. İŞKUR’un Nisan 2025 İşsizlik Sigortası Bültenleri verilerine göre ise bu ayda işsizlik ödeneği alabilenlerin sayısı 469 bin 792’dir. Böylece Nisan 2025’te resmi işsizlerin sadece yüzde 15,3’ü işsizlik ödeneği alabildi. Yaklaşık 2,6 milyon işsiz işsizlik ödeneğinden yoksun kaldı. Bu da işsizlerin yüzde 84,7’sinin işsizlik ödeneği alamadığı anlamına geliyor.

Paylaşın

Açlık Sınırı 23 Bin 590 Liraya Çıktı

Nisan ayında, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 23 bin 590 liraya yükseldi. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı ise 81 bin 599 liraya çıktı.

Haber Merkezi / Tek başına yaşayan bir bireyin hem sağlıklı beslenebilmesi hem de barınma, ulaşım, sağlık gibi zorunlu giderlerini karşılayabilmesi için aylık en az 37 bin 813 liraya çıktı.

Bu veriler, Türkiye’de artan yaşam maliyetlerinin ve giderek derinleşen ekonomik krizlerin aile bütçeleri üzerindeki ağır baskısını bir kez daha ortaya koyuyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Nisan 2025 dönemine ait ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’ sonuçları yayımlandı.

Verilere göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Nisan 2025 için 23 bin 590 lira oldu. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 81 bin 599 lira olarak gerçekleşti.

Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 6 bin 578, bu değer yetişkin bir kadın için 6 bin 240, 15-18 yaş bir genç için 6 bin 594, 4-6 yaş arası bir çocuk için 4.179 lira oldu. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 23 bin 590 lira olarak tespit edildi.

Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 81 bin 599 liraya ulaştı. Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 37 bin 813 lira oldu. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 37 bin 813 lira olarak tespit edildi.

Günlük harcamalarda Nisan 2025 dönemi için en yüksek maliyet grubunu 211.82 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri grubu oluşturdu. İkinci en yüksek maliyetli harcama grubu 210,57 liralık harcama gereksinimi ile meyve ve sebze oldu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 161.50, ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 69.83, katı yağ ve sıvı yağ ise 40.44 lira masraf yapılması gereken ürün grubu oldu. Yumurta için 18.74, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 19.04 lira harcama yapılması gerekmekte.

Et, yumurta ve kurubaklagil en maliyetli grup

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda Et, yumurta ve kurubaklagil yüzde 27.6 ile ilk sıradayken, süt ve süt ürünleri grubunun payı yüzde 26.94. Meyve ve sebze grubunun payı ise yüzde 26.78 olarak tespit edildi. Ekmek, makarna vb.’nin toplam içindeki payı yüzde 11.11, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 7.57 oldu.

Her bir aile ferdinin sağlıklı beslenmesi için gereksinim duyduğu gıda grubu ve alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Örneğin tüketilmesi gereken ekmek miktarı kadın ve erkek açısından anlamlı düzeyde farklıdır. Süt ve süt ürünleri tüketiminde 10-18 yaş arasındaki bir gencin harcama gereksinimi, yetişkin erkek ve kadından fazlayken, yumurta 4-6 yaş grubu için daha önemlidir. 4-6 yaş arası bir çocuğun tüketmesi gereken yumurta miktarı yetişkinlerden fazladır.

Paylaşın

Yoksulluk Sınırı 76 Bin Lirayı Aştı; Asgari Ücret 22 Bin Lira

Ocak ayında, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 22 bin 75 liraya yükseldi. Bu, gıda için yapılması gereken minimum tutardır.

Haber Merkezi / Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 76 bin 358 lira oldu. 2025 yılı için belirlenen asgari ücret 22 bin 104 liraydı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Açlık ve Yoksulluk Sınırı Ocak 2025 Dönem Raporu’nu açıkladı.

Rapordan öne çıkan bölümler şöyle: “TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) harcama gruplarına göre endeks rakamları, 2003 yıllı madde fiyatları ile İstanbul Halk Ekmek, zincir market cari ay internet fiyatları ve BİSAM Beslenme Kalıbı üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Ocak 2025 için 22 bin 75 liradır.

Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 76 bin 358 lira olarak gerçekleşmiştir.

Sağlıklı ve dengeli beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 6.180 liradır. Bu değer yetişkin bir kadın için 5.839, 15-18 yaş bir genç için 6.161, 4-6 yaş arası bir çocuk için 3.895 liradır.

Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 22 bin 75 lira olarak tespit edilmiştir. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 76 bin 358 liraya ulaşmaktadır.

Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 35.459 lira olmalıdır. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 35 bin 459 lira olarak tespit edilmiştir.

Günlük harcamalarda Ocak 2025 dönemi için en yüksek maliyet grubunu 207,46 liralık harcama gereksinimi ile meyve sebze grubu oluşturmaktadır. İkinci en yüksek maliyetli harcama grubu 196,43 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri olmuştur.

Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 140,71 liradır. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 69.83 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 37,43 lira masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 15,87, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 17,41 lira harcama yapılması gerekmektedir.

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda meyve ve sebze yüzde 28,2 ile ilk sıradayken, süt ve süt ürünleri grubununun payı yüzde 26,6’dır. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı ise yüzde 26,1 olarak tespit edildi. Ekmek, makarna vb.’nin toplam içindeki payı yüzde 11,74, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 7,45 oldu.”

Paylaşın

140 Ülkenin Yıllık Enflasyonu Türkiye’nin Aylık Enflasyonundan Daha Düşük

Dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip altıncı ülke konumunda bulunan Türkiye’nin aylık resmi enflasyonu dünyanın 140 ülkenin yıllık enflasyonundan daha yüksek!

Ekim ayında, ENAG, yıllık enflasyonu yüzde 81,01 olarak hesaplarken, TÜİK ise beklentilere paralel olarak, yıllık enflasyonu yüzde 42,12 olarak hesapladı. Yılsonu enflasyon tahmin ise yüzde 21 bandında.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) Şubat 2025 Enflasyon Bülteni’ni yayınladı. Bültene göre; Türkiye, dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip 6. ülkesi konumunda bulunuyor. 190 ülkenin 185’inde enflasyon Türkiye’den daha düşük seviyede seyrediyor.

DİSK-AR’ın Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine dayandırdığı analize göre, Türkiye’de yıllık enflasyon yüzde 42,1 olarak hesaplandı. Türkiye’den daha yüksek enflasyona sahip ülkeler Zimbabve (yüzde 404,8), Sudan (yüzde 242,2), Güney Sudan (yüzde 216,4), Arjantin (yüzde 139,7) ve Venezuela (yüzde 60) olarak sıralandı.

DİSK-AR raporuna göre, gıda fiyatları son 20 yılda genel fiyat artışından daha hızlı yükseldi. 2003 yılından bu yana genel fiyatlar 24 kat artarken, gıda fiyatlarındaki artış 35 katı buldu. Bu durum, dar gelirli vatandaşlar için yaşam maliyetinin çok daha hızlı arttığını gösteriyor.

2025 Ocak itibarıyla en yüksek fiyat artışı yüzde 99,9 ile eğitimde görülürken, konut fiyatları yüzde 68,9, sağlık hizmetleri ise yüzde 55,02 oranında arttı. Gıda ve alkolsüz içeceklerdeki yıllık artış ise yüzde 41,76 olarak kaydedildi.

TÜİK verilerine dayandırılan DİSK-AR analizine göre, en düşük yüzde 20’lik gelir grubunun toplam gelirin yalnızca yüzde 6,3’ünü aldığı, ancak harcamalarının yüzde 36,6’sını gıdaya ayırmak zorunda kaldığı belirtildi. Buna karşın en yüksek yüzde 20’lik gelir grubunun toplam gelirin yüzde 48,1’ini aldığı ve gıdaya ayırdığı payın yalnızca yüzde 14,5 olduğu ifade edildi.

Bu veriler, yüksek fiyat artışlarının düşük gelir gruplarında çok daha şiddetli bir geçim sıkıntısı yarattığını ve gelir dağılımındaki adaletsizliği derinleştirdiğini gösteriyor.

DİSK-AR, enflasyon verilerinin toplum üzerindeki gerçek etkisini ölçmek için algılanan (hissedilen) enflasyonun da açıklanması gerektiğini vurguladı.

Raporda, 2023 yılında hissedilen enflasyon ile açıklanan resmi enflasyon arasında 53 puan fark olduğu hatırlatıldı. Avrupa ve ABD’de merkez bankalarının hissedilen enflasyon verisini düzenli olarak yayımladığına dikkat çeken DİSK-AR, TÜİK’in de benzer bir şeffaflık politikası izlemesi gerektiğini belirtti.

Paylaşın

DİSK: Milyonlarca İşçinin 28,5 Puanlık Zammı Gasp Edildi

İşçi, memur ve emekli maaş zamlarına ilişkin açıklama yapan DİSK, açıklamasında, “12 Aylık ortalamalara göre  enflasyon yüzde 58,51, asgari ücret zammı sadece yüzde 30. Milyonlarca işçinin 28,5 puanlık zammı gasp edildi” ifadelerine yer verdi.

Haber Merkezi / Açıklamanın devamında, “2024 yılı son 6 aylık enflasyon yüzde 15,75. İşçi ve Bağ-Kur emeklileri için uygulanacak zam oranı yasa gereği yüzde 15,75, memur emeklileri zam oranı yüzde 11,54” denildi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), TÜİK, 2024 yıl sonu enflasyon verileriyle hesaplanan işçi, memur ve emekli maaş zamlarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK milyonların ekmeğiyle oynadı!
Resmi enflasyon oranları açıklandı!
Aralık 2024 enflasyonu sadece yüzde 1,03!!!
2024 yıl sonu resmi enflasyonu yüzde 44,38
12 Aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 58,51!

Asgari ücret zammı sadece yüzde 30!
Milyonlarca işçinin 28,5 puanlık zammı gasp edildi.
2024 yılı son 6 aylık enflasyon yüzde 15,75!
İşçi ve Bağ-Kur emeklileri için uygulanacak zam oranı yasa gereği yüzde 15,75.
Memur emeklileri zam oranı yüzde 11,54!”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre enflasyon, Aralık 2024’te aylık bazda yüzde 1,03 olurken, yıllık bazda yüzde 44,38’e geriledi.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise tüketici fiyatlarında artışı aylık 2,34; yıllık yüzde 83,40 olarak hesapladı.

TÜİK’e göre yıllık bazda en hızlı fiyat artışı yüzde 91,64 ile eğitimde kaydedildi. Fiyat değişimi en az, yüzde 25,88 artışla ulaştırmada görüldü. Aylık bazda giyim ve ayakkabı kategorisinde eksi yönlü fiyat hareketi görülürken ev eşyası yüzde 2,78 ile artışın en yüksek yaşandığı grup oldu.

TÜİK Kasım ayında enflasyonun aylık yüzde 2,24; yıllık yüzde 47,09 oranında arttığını hesaplamıştı.

Aralık verisiyle birlikte emekli zamlarına etki eden altı aylık enflasyon farkı da belli oldu. Altı aylık enflasyon oranı yüzde 15,75 olarak hesaplanırken SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarında bu oranda artış yapılacak.

Paylaşın

Dar Gelirlinin “Gıda Enflasyonu” Yüzde 86,2

DİSK-AR’ın  TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre; emeklinin gıda enflasyonu yüzde 67 olurken, dar gelirlinin gıda enflasyonu ise yüzde 86,2 oldu.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi DİSK-AR, kasım ayı enflasyon verileri sonrası her ay olduğu gibi değerlendirme yayımladı. “Enflasyon çok yüksek, yoksulun enflasyonu daha da yüksek!” başlıklı değerlendirmede şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK verilerine göre TÜFE’deki değişim 2024 Kasım’da bir önceki aya göre yüzde 2,24 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,09 oldu. 2024 yılının ilk on bir ayında ortalama fiyat artış oranı ise yüzde 42,91 olarak gerçekleşti.

2024 Kasım döneminde en yüksek fiyat artışı yıllık yüzde 92,5 ile eğitim oldu. İkinci en yüksek fiyat artışının görüldüğü harcama grubu yıllık yüzde 74,45 artışla konut olurken üçüncü harcama grubu ise yüzde 60 ile lokanta ve oteller oldu. Gıda enflasyonu da ortalama enflasyonun üzerinde gerçekleşti ve yüzde 48,57 oldu.

TÜİK, Kasım 2024 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 48,57 olarak açıkladı. Ancak bu enflasyon halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmaktan oldukça uzak bir oran. DİSK-AR’ın  TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 67 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 54,2 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 67,8 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 86,2 olarak gerçekleşti.

Son bir yıllık seriye baktığımızda ortalama resmi enflasyon ile en yoksul kesimin enflasyonu arasında ciddi bir fark olduğu ortaya çıkıyor.

Yüksek gelir gruplarının daha düşük gıda enflasyonu hissettiği görülüyor. Dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 47,3 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 34,1 oldu. Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 86,2 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 34 düzeyinde kaldı. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.

Gıda enflasyonunda olduğu gibi resmi ortalama enflasyon oranları da düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir. Uluslararası alanda Avrupa, ABD, Almanya ve Japonya Merkez Bankaları gibi çeşitli kuruluşlar tarafından hissedilen/algılanan ve beklenen tüketici enflasyonu düzenli olarak yayımlanıyor. Ancak TÜİK, aylık Tüketici Eğilim Anketi gerçekleştirmesine rağmen, bunun çıktısı olan “hissedilen/algılanan enflasyon”u açıklamıyor. TÜİK, uluslararası kuruluşların yaptığı gibi halkın hissettiği/algıladığı enflasyon oranı ve beklenen enflasyonu da elinde hazır bulunan verileri işleyerek yeni bir veri olarak yayımlamalıdır.  TÜİK ayrıca gelir gruplarına göre enflasyon farklılaşmasını da açıklamalıdır.

TÜFE ve gıda fiyatları endeksi artmaya devam ediyor. 2005 Kasım’da 122 olan TÜFE endeksi, Kasım 2024’te 2657’ye yükseldi. 2005 Kasım’da 116 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024 Kasım’da 3792’ye yükseldi. Kasım 2005’te yüzde 7,6 olan yıllık enflasyon oranı Kasım 2024’te yüzde 47,09 oldu. Kasım 2005’te yüzde 5,7 olan yıllık gıda enflasyonu ise Kasım 2024’te yüzde 48,5’e yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Kasım 2005’te TÜFE’yle benzer seyreden gıda fiyatları endeksi Kasım 2024’te TÜFE’nin 1135 puan üstüne çıktı.

TÜİK veri saklamaya devam ediyor

TÜİK madde fiyat listesini Haziran 2022’den bu yana açıklamadığı için ürün ve hizmet bazında ortalama fiyatlar tam olarak bilinmiyor. TÜİK, DİSK tarafından açılan ve kazanılan davaya rağmen yargı kararını uygulamayı reddetti. Bu nedenle enflasyon oranını hesaplanmasına kaynak teşkil eden madde fiyat listesi görülemiyor.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığın hukuksuz işleme koymama kararı, TÜİK’in madde sepeti ve ortalama madde fiyatlarına ilişkin veri setini açıklama yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumları keyfi olarak hareket edemez. TÜİK’in yöneticileri Anayasa ve yasalar gereği mahkeme kararlarını gecikmesizin yerine getirmek zorundadırlar.”

Enflasyon, ENAG’a göre yüzde 86,76, TÜİK’e göre yüzde 47,09

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı enflasyon oranlarını açıkladı. Buna göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Ekim ayına göre yüzde 2,24 arttı. Yıllık artış ise yüzde 47,09 olarak kayıtlara geçti.

TÜİK verilerine göre, son bir yılın ortalamaları dikkate alındığında tüketici fiyatları yüzde 60,45, yurt içi üretici fiyatları ise yüzde 42,6 arttı.

Geçen yılın Kasım ayı ile kıyaslandığında fiyatların en fazla arttığı gruplar yüzde 92,49 ile eğitim ve yüzde 74,45 ile konut oldu. En az fiyat artışı ise yüzde 26,24 ile ulaştırma ve yüzde 31,45 ile giyim ve ayakkabıda kaydedildi. Aylık değişimlerde ise en fazla fiyat artışı yüzde 5,1 ile Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yaşandı. Giyim ve ayakkabı grubunda ise Ekim ayı ile kıyaslandığında Kasım’da yüzde 0,25 fiyat düşüşü olduğu kaydedildi.

Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) verilerine göre ise, tüketici fiyatları Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 4,06, geçen yılın Kasım ayına göre de yüzde 86,76 arttı. ENAG’ın geçen ay için hesapladığı yıllık enflasyon ise yüzde 89,77 olarak açıklanmıştı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek enflasyon rakamlarıyla ilgili “Hizmet enflasyonundaki gerileme ve iyileşen enflasyon beklentileri katılıkları azaltmada önemli mesafe katettiğimizi gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

Paylaşın