HDP Eş Genel Başkanı Sancar: Bu Zorba Düzeni Değiştireceğiz

Cizre’de halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Bizler Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle, Türkiye halklarının demokrasi mücadelesini buluşturuyoruz. Sırf iktidarını devam ettirmek, saltanatını devam ettirmek için, bu sömürü, talan, rant, yalan ve savaş düzenin devam ettirmek için her yolu deniyorlar. Ama başaramayacaklar. Bütün bu oyunları halkın iradesi boşa çıkaracaktır. Bu zorba düzeni değiştireceğiz.” dedi.

Haber Merkezi / Konuşmasında, gençlere de çağrı yapan Sancar, “Hepimiz, oy kullanan her birimiz seçim görevlisi gibi davranın. Seçimi kazanmak için oyu sandığa, irademizi atmak yetmiyor, sandıktan çıkan iradeyi de korumamız gerekiyor. Hepiniz seçim görevlisi olmak, çalışmak için hazırlanın. En çok siz gençler, sandıkları, oy torbalarını bırakmayın” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Mithat Sancar, Yeşil Sol Parti’nin Cizre’de gerçekleştirdiği mitingde konuştu. Sancar, şunları ifade etti:

“Merheba warê helbestê, warê Ehmedê Xanê û Melayê Cizirî, merhaba ware Orhan Doganê dilovan, merhaba keleha berxwedanê, merhaba dayikên eziz, merhaba ciwanên têkoşer. merheba gelê Cizîra botan, ez we hemuyan ji dil û can slav dikim. Cizre’nin onurlu direngen halkı. Hepinizi yürekten selamlıyorum. Hoş geldiniz.

Bu coşkunuz bütün ülkeye yayılıyor. Bütün ülke Cizira Botan’ın coşkulu sesini dinliyor. 14 Mayıs’a doğru büyüyerek yürüyen halkın kararlılığını gösteriyor. Hun her hebin hevalno.

“AKP-MHP bloku Kürt düşmanlığı üzerine kurulmuştur”

Evet, 14 Mayıs’a günler kaldı. AKP-MHP bloku bu ülkeye savaş, yoksulluk, sömürü ve baskıdan başka hiçbir şey getirmedi. Kürtlere de savaş, imha ve yoksulluğu reva gördü. Bakın geçen gün Süleyman Soylu ne diyor? “Yerli malı haftasını artık elmayla, armutla kutlamıyoruz. Yerli malı haftasını İHA’larla, SİHA’larla, Ataklarla, Kızıl Elma’larla kutluyoruz”.

Ne demek bu, savaşı ve ölümü kutsamak demek. AKP-MHP bloku, savaşı ve ölümü yüceltip kutsuyor. Biz ise barışı ve yaşamı savunuyoruz. Sizlere anlatmama gerek yok her gün yaşıyorsunuz örnekleriyle. AKP-MHP bloku Kürt düşmanlığı üzerine kurulmuştur. Kürt düşmanı bir ittifaktır bu ittifak. Kayyım uygulamalarıyla, Kürt halkının iradesini gasp etti. Burada da gasp etti, birçok şehrimizde de kayyımlarla iradeyi gasp etti.

Peki, kayyımlar ne yaptı? İlk önce kurumların isimlerini değiştirdiler. Kürtçeyi kaldırdılar, Kürtçe isimleri sildiler. Sağlık, eğitim, kadın için kurulmuş kuruluşları kapattılar. Hepsi Kürtçeye düşmanlık, Kürt halkına düşmanlıktır. Başka ne yaptılar? Sevgili Orhan Doğan adına yapılan anıtı da yıktılar. Şimdi onlar Kürtçe isimleri sildiler diye Kürtçe yok olur mu? Kurumları kapattılar diye Kürt halkı kültüründen ve kimliğinden vazgeçer mi?

Orhan Doğan Anıtı’nı yıktılar diye Orhan Doğan’ı bu halkın yüreğinden çıkarabilirler mi? Orhan Doğan gibi halk için, barış için, adalet için mücadele eden, bedel ödeyen bütün insanlara selam olsun! Onların büyük bedellerle bugüne getirdiği mücadele şimdi hepimize emanet. Bu mirası, bu değerli mirası büyüterek gelecek kuşaklara aktarmak boynumuzun borcudur. Bunu en çok siz gençler yapacaksınız. Gençler sizler en önde yürüyeceksiniz.

Bu iktidar savaştan besleniyor. Savaşa ülkenin kaynaklarını aktarıyor. Savaştan bir avuç zengin savaş baron yaratıyor. Bunun sonucu canlarımız gidiyor, yoksulluk artıyor. Şuraya bakın, Şırnak ülkenin 81 ili içinde gelişmişlik bakımından son sırada. 81 ilin sonuncusu Şırnak. Yani ne demek bu? Yoksulluk, işsizlik, sefalet demek bu. Bu iktidarın halka reva gördüğü yaşam bu. Biz bunu değiştirmeye geliyoruz.

Sevgili gençler, değerli kadın yoldaşlarım; bu mücadelenin öncüleri sizlersiniz. “Direne direne kazanacağız” diyorsunuz ya direne direne kazandık zaten. Ne yapmak istiyorlardı? Bizleri yok etmek, diz çöktürmek, boyun eğdirmek istiyorlardı ama halkımızla direndik, diz çökmedik, boyun eğmedik.

“Kumpasları ile başa çıkmayı öğrendik, bu da onlara dert oldu”

Biliyorsunuz, Seyit Rıza idam sehpasına giderken “Ben sizin hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu ama ben de size boyun eğmedim bu da size dert olsun” dedi. Şimdi biz hem onların önünde diz dökmedik, boyun eğmedik bu onlara dert oldu.

Ayrıca oyunlarıyla, hileleriyle, kumpaslarıyla başa çıkmayı öğrendik, bu da onlara ders olsun. Partimiz HDP’yi kapatmak için dava açtılar. Yoldaşlarımızı kumpas davalarıyla cezaevlerine tıktılar. Hepsi siyasi rehindir. Kendi hukuklarını çiğnediler, uluslararası hukuku yok saydılar, kardeşlerimizi içeri tıktılar ama yine vazgeçmedik, yolumuzda kararlılıkla yürüdük.

Halkımıza söz vermiştik. Ne yaparlarsa yapsınlar, halkımızı seçeneksiz bırakmayacağız demiştik. Halkımızın iradesini seçimlerde en etkili şekilde ortaya çıkaracak yolu yaratacağız demiştik. Şimdi o yol Yeşil Sol.

Diyoruz ki tek yol Yeşil Sol. Şimdi Yeşil Sol’u Meclis’e en güçlü şekilde göndermenin zamanıdır. Bizler Türkiye’nin bütün sorunlarını çözecek güce ve birikime sahibiz. İttifaklarımızla daha da güçleniyoruz. Burada Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı’nı kurduk. Kürt ulusal birliğine giden yolda önemli bir adım attık.

Birliğimiz özgürlük için önemlidir. Kürt halkının birliği, özgürlüğü, hukuku ve hakları için çok önemlidir. O nedenle birliğimizi güçlendirmeliyiz. Mamoste Cegerxwîn çi digot? Digot, eger em nebin yek, em ê herin yek bi yek. Niha em bûn yek u em naçin yek bi yek.

Burada kurduğumuz ittifakı Türkiye’nin bütün demokrasi güçlerini kapsayacak genişliğe getirmek istiyoruz. Kürt halkının bu özgürlük mücadelesi ile Türkiye halklarının demokrasi mücadelesini buluşturuyoruz. Kürt sorununun demokratik çözümü Türkiye’nin demokrasiye giden yolunu açar.

Türkiye’de demokrasiyi birlikte inşa ettiğimizde barışın güvencesini de yaratmış olacağız. Hem Kürtlerin özgürlüğü, hukuku ve hakları için hem de bütün Türkiye’de demokrasi ve adalet için güçlerimizi birleştiriyoruz. Gümbür gümbür geliyoruz. Geçen gün Erdoğan diyor ki; “Benim dünyevi hiçbir hırsım olamaz”.

Daha ne olsun, daha nasıl bir hırsı olsun! Her gün sosyal medyada yayınlanan itirafları bir kenara bıraktım. Erdoğan bu koltuğa yapışmıştır ve kaybetmemek için denemediği yol kalmadı. Sırf iktidarlarını devam ettirmek için; bu sömürü, talan, rant, yalan ve savaş düzenini devam ettirmek için her yolu deniyorlar. Ama başaramayacaklar. Bütün bu oyunları halkın iradesi boşa çıkaracaktır.

Bakın, 2019 yerel seçimlerinde Şırnak’ı nasıl gasp ettiler. Şimdi itirafçılar anlatıyor. Bu seçimlerde de devletin bütün imkanlarını kullanıyorlar. O yetmedi valileri, kaymakamları, emniyet görevlilerini devreye sokuyorlar. Halkın oylarını baskı ve hileyle ve başka vaatlerle çalmak istiyorlar ama Cizira Botan halkı, Şırnak halkı bu ahlaksızlığa geçit vermeyecek. Bu zorba düzeni değiştireceğiz. Ahlaksızlığı yıkacağız, çiğneyip geçeceğiz ördükleri ahlaksızlık duvarlarını.

Sevgili kardeşlerim, seçim geliyor. Kaç gün kaldı şurada? Bu seçim, ölümü ve savaşı kutsayanlar ile barışı ve yaşamı savunanlar arasında bir seçimdir. Bu seçim sömürü düzenini devam ettirmek isteyenler ile emeğin hakkını savunanlar arasında bir seçimdir. Bu seçim özgürlüğü savunanlar ile baskıyı, zulmü sürdürmek isteyenler arasında bir seçimdir.

Türkiye yeni bir yüzyıla hangi yolla girecek? İşte bunu biz belirleyeceğiz. Meclis’e Yeşil Sol’u en güçlü şekilde gönderdiğimizde özgürlüğün, demokrasinin, barışın da kurucu gücünü yaratmış olacaksınız. Bütün suçların, soygunların, bütün bu talanın, yalanın hesabını sormaya gideceğiz. Yeni bir yaşamı, bu ülkedeki bütün halkların ve inançların eşit ve özgür olduğu bir düzeni kurmaya gideceğiz.

Cudi’de kesilen her ağacın hesabını sormaya gideceğiz. Bunu yapmak için de Yeşil Sol’un ağacı altında buluşuyoruz. Buluşuyoruz, güçlerimizi birleştiriyoruz. Barışa, demokrasiye, adalete en güçlü şekilde yürümek için bir araya geliyoruz. Biliyoruz başarı yakındır. Bu tek adam rejimini, bu saltanatı bitireceğiz.

Erdoğan gidecek, bu seçimlerde sizlerin iradesiyle gidecek. Saltanat düzeni bitecek. Yeşil Sol’la yeni, özgür ve eşit yaşamın yolları açılacak. Biraz önce videoda izlediniz, oylarınızı nasıl kullanacağınızı iyi öğrenmeniz gerekiyor. Pusulada tek ağaç var, Yeşil Sol’un ağacı. Mührü onun altına basıyoruz. Mühür Yeşil Sol ağacının altına. Sandıkları da koruyoruz, irademizi de.

“İktidar irademizi çalmak isteyecek ama izin vermeyeceğiz”

Hepimiz, oy kullanan her birimiz seçim görevlisi gibi davranalım. Seçimi kazanmak için oyu sandığa atmak yetmiyor, sandıktan çıkan iradeyi de korumamız gerekiyor. Hepiniz seçim görevlisi olmak, çalışmak için hazırlanın. En çok siz gençler sandıkları, oy torbalarını bırakmayın. Bunlar her şeyi çalmak isterler, irademizi çalmak isterler ama izin vermeyeceğiz. Mutlaka bu tek adam yönetimini bitireceğiz. Bu düzeni değiştireceğiz.

Rêya me vekiriye em dizanin. Eger em yek bibin wê herin. Em bimeşin meşa me meşa azadiye ye. Ev meş ewê wan bişîne. Serkeftin ya me ye. Em çi dibijin; dîsa em, dîsa serkeftin. Dîsa em dîsa azadî, dîsa em dîsa aştî. 15 Mayıs sabahı baharın geldiğini, çiçeklerin açtığını, yüzlerin güldüğünü hep birlikte göreceğiz. Bütün ülkeye baharı bizler getireceğiz. Serkeftin, serkeftin ji bo me.”

Paylaşın

AYM, Cizre’de Ölenlerin Yaşam Hakkının İhlal Edilmediğine Hükmetti

Anayasa Mahkemesi (AYM), Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında hayatını kaybedenlerin yaşam hakkının ihlal edildiğine dair yapılan başvuruyu esastan reddetti.

AYM’nin resmi internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, “güvenlik kuvvetlerinin güç kullanımı sonucunda ölüm olayının meydana gelmesi ve bu ölüm olayı hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedenleriyle yaşam hakkının ihlal edildiği” suçlamasına ilişkin başvuru karara bağlandı.

Buna göre AYM, esas yönünden “Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının öldürmeme yükümlülüğü bakımından ihlal edilmediğine” hükmetti. Kararda ayrıca yine esas yönünden, “Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edilmediği” bildirildi.

Başvuruyu yapanların avukatı Ramazan Demir, Twitter hesabından AYM’nin kararına tepki gösterdi ve davayı, yeniden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacaklarını bildirdi.

Demir, “AİHM 2018’de yaptığı duruşmada AYM’nin vereceği kararı bekleyin demişti. AİHM’de yapılan duruşmada AYM’nin bugün verdiği kararı vereceğini ayrıntılı olarak ifade ettik ancak dikkate alınmadı. AYM’nin gerekçeli kararı bize ulaştıktan sonra dosyaları tekrar AİHM önüne taşıyacağız” ifadesini kullandı.

AİHM 2019 yılında “AYM kararını bekleyin” demişti

AİHM, 4 Nisan 2019 tarihinde aldığı kararda, 2015-2016 yıllarındaki çukur olayları sırasında Cizre, Silopi ve Sur’da uygulanan sokağa çıkma yasağıyla ilgili Türkiye aleyhine yapılan 32 başvuruyu “iç hukuk yolları tüketilmediği” gerekçesiyle reddetmişti.

Toplam 34 başvuru yapıldı

Çukur olayları sırasında mal ve can güvenliğinin sağlanması amacıyla ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına ilişkin AİHM’e toplamda 34 başvuru yapıldı.

Adalet Bakanlığınca hazırlanan yazılı görüşler, 13 Temmuz 2017’de AİHM’e iletildi. AİHM, yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiğinin ileri sürüldüğü bu 34 başvuru arasından daha önce 2 başvuruyu duruşmalı olarak incelemeye karar verdi.

Strazburg’da 13 Kasım 2018’de görülen duruşmanın ardından AİHM, 29 Ocak 2019’da açıkladığı kararlarla söz konusu 2 başvuruyu kabul edilemez buldu.

Kararda, AİHM yetkisinin ikincilliğine atıf yapılarak başvurucuların, AİHM’den önce şikayetlerini Türk mahkemeleri önünde dile getirmeleri gerektiği belirtildi.

Bu kapsamda özellikle başvuranlar tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurularla ilgili incelemenin henüz sürdüğüne işaret edildi. Kararda, Anayasa Mahkemesi’nin tüketilmesi gereken ve etkili iç hukuk yolu olduğu vurgulandı.

AİHM, 4 Nisan 2019 tarihinde verdiği kararlarla, daha önceki kararlarına atıfta bulunarak Anayasa Mahkemesi önündeki başvuruların henüz inceleme aşamasında olduğunu, bu nedenle etkili iç hukuk yollarının tüketilmediğini belirtti ve diğer 32 başvuruyu da kabul edilemez buldu.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Şırnak: Şeyh Ahmet El-Cezeri Türbesi

Şeyh Ahmet El-Cezeri Türbesi; Şırnak’ın Cizre İlçesi, Dağkapı Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Kırmızı Medrese’dedir. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Türbe, medresenin güney bölümündeki mescid kısmına yapışık bir bodrum bölümündedir. Şeyh Ahmed El-Cezeri, mutasavvıf, muhaddis, şair ve yazardır. Mezar bölümüne hem dışardan hem de içerden varılabilir.

Dışarıdan kapısı olup şu an kapalıdır. İçerden tavan kısmı delik olup, merdivenle inilmektedir. Mezarların ana duvarı çepeçevre siyah bazalt taştan yapılmıştır. Ancak tüm medrese kırmızı tuğladandır. Kubbede kırmızı tuğladan bu siyah taşın üstüne inşa edilmiştir.

Türbede 7 kişi yatmaktadır. En güneyde Ş.Ahmet El-Cezeri bulunmaktadır. Cizre beylerinden Seyfeddin Bohti, Emir Şemseddin, Emir Hac Muhammed, Naz Susın ile emir ailesinden başka kişiler bulunmaktadır. Mezar taşları kaçırılan Ş. Ahmet El-Cezeri ile Hanşeref in mezarlarında bir kitabe bulunmamaktadır.

Paylaşın

Şırnak: Saklan Köprüsü

Saklan Köprüsü; Şırnak’ın Cizre İlçesi, Sur Mahallesi, Ciddeyt Mevkii’nde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Doğu-batı doğrultusunda uzanan dört gözlü olan köprü Saklan Çayı üzerinde inşaa edilmiştir.

Doğu-batı doğrultusunda uzanan köprünün eskiden Yukarı Cizre ve Suriye Cizresi (Deşta Hessına) arasında bağlantıyı sağlayan dört köprüden biri olduğu söylenmektedir.

Köprü Suriye sınırına yaklaşık 200 metre uzaklıktadır. Köprünün dört gözlü olduğu anlaşılmaktadır.

Kesme bazalt taştan inşa edilen köprü günümüzde tamamen yıkılmış durumdadır. Sadece ortada iki ayak ile diğer ayaklara ait izler ile kemer izleri kalmıştır.

Paylaşın

Şırnak: Telkabin (Küçük) Köprüsü

Telkabin (Küçük) Köprüsü; Şırnak’ın Cizre İlçesi, Yafes Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

İmaddedin Zengi tarafından 12. yy’da inşaa edilmiştir. Selçuklu Dönemi eserlerindendir. Üzerinde bulunduğu dere tamamen toprakla dolduğundan altından sadece küçük bir atık su kanalı geçmektedir.

Köprünün her iki selyaranında bugün mevcut olmayan iki tane kitabesi olduğu eski bilgilerden anlaşılmaktadır. Ancak yapıyı yerinde görenler kitabenin varlığından bahsetmekle birlikte kitabe metni hakkında bilgi vermemektedirler.

Mareşal Fevzi Çakmak’ın talimatıyla onarılmış haliyle günümüzde mevcut olan köprü sağlam durumdadır. Kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan köprü yolunun eğimli olduğu çok gözlü köprüler grubuna girmektedir. Betonarme babalı, demir korkulukludur.

Yapı üzerindeki eski doku ile yeni doku taşların renginden açıkça belli olmaktadır. Düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Bu nedenle ne köprünün ayakları ne de gözleri belirgin değildir.Eski resimlerde görülen ayaklar günümüzde toprak altında kalmıştır. Köprü, 8.40 m genişliğinde, 141 m uzunluğunda eğimli bir yola sahiptir.

Ortadaki büyük, bunun her ikiyanında, toplam beş gözden oluşmaktadır. Prizmatik üçgen biçiminde iki selyaran günümüzde mevcut değildir. Selyaranların önemi üzerindeki kabartma figürleridir. Bunlar yere çökmüş vaziyette, kafası cepheden verilmiş, kuyruğu başına doğru uzanmış bir aslan kabartması tasviridir.

Paylaşın

Şırnak: Kul Mustafa Türbesi

Kul Mustafa Türbesi; Şırnak’ın Cizre İlçesi, Dağkapı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Kısmen sağlam olan yapının üzeri sonradan betonarme düz damla örtülmüştür. Türbe beden duvarlarında ve içinde yer yer betonarme tamir izleri görülmektedir.

Moloz taş malzemeden inşa edilen yapı kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan dikdörtgen planlı düz damlıdır. Türbe dıştan 6.60 x 3.20 m ölçülerindedir.

Üst örtüsü ve girişi sonradan betonarmeden yapılmıştır. Cepheleri tamamen sadedir. Tek hareketlilik kuzeydoğu cephedeki pencere ile güneydoğu cephesindeki düz lentolu kapı açıklığıdır.

Düz lentolu giriş açıklığından türbenin içine girilmektedir. Duvarlardaki hareketliliği nişler ve bir mazgal pencere sağlamaktadır.

Doğu duvarında bir mazgal pencere ile bir niş, kuzeybatı duvarında ise sadece bir niş görülmektedir. İç mekanda dört tane kabir görülmektedir.

Paylaşın

Şırnak: Nuh Peygamber Türbesi

Nuh Peygamber Türbesi; Şırnak’ın Cizre İlçesi, Dağkapı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Nuh Peygamber yatırının bulunduğu yapı tamamiyle yıkılmış yatırın yeri değiştirilmeden mescit binası yapılmıştır.
Mescidin bulunduğu çevrede yapılan düzenlemeler camii, şadırvan, satış yerleri ve diğer yatırların mezarlarının da bulunduğu bir külliye şeklini almıştır.

Yeni yapılan caminin avlusunda Nuh Peygamber’in Mezarı olduğu tahmin edilen yere kare planlı üzeri kubbe ile örtülü modern bir türbe yapılmıştır. İçi ve dışarısı çinilerle kaplıdır.

Türbenin eski yapısından herhangi bir iz ve kalıntı mevcut değildir. Yani yapıldığı şekliyle tanımlamak mümkündür. Bu da modern mimarinin özelliklerini göstermektedir. İçerisine ahşap bir sanduka bırakılmıştır. Ziyaretçilere açıktır.

 

Paylaşın

Şırnak: Mehmet Ağa Kasrı

Mehmet Ağa Kasrı; Şırnak’ın Cizre İlçesi, Dağ Kapı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Genellikle hükümdarlar için şehir dışında yaptırılmış küçük saraylar olan kasırlar, bulunduğu yerin topoğrafya ve yerel özelliklerine göre farklı şekillerde planlanmışlardır. Bazen dinlenme köşkü, bazen de kentin idari birimi olarak, farklı malzemelerle oluşturulmuşlardır.

Özellikle kırsal alanlarda güvenlik açısından yüksek yerlere ve kesme taştan yapılmış kalın duvarlı, olarak yapılanları Anadolu’nun pek çok yerinde görmek mümkündür. Bu kasırlardan biri de Mehmet Ağa Kasrı’dır. Yaklaşık 100 yılı aşan tarihe sahip olan kasır, Cizre’nin eski tarihi sivil mimarisi ve sosyal yaşam tarzını yansıtan ve bugüne kadar gelebilmiş, ender tescilli yapılardan biri olarak kabul edilmektedir.

Hamidiye Alayları binbaşılarından Fettah Ağa tarafından yaptırılmış olan yapı, toplam 1165 metrekare alana sahip, bir kısmı siyah bazalt taş, bir bölümü de beyaz kalker taştan yapılmış, 2 katlı ve önemli bir sivil mimari örneğidir. Cizre’nin güzel ve görülmeye değer yapılarından biri olan bu kasır, geçmişte kervanların da konakladıkları ve ağırlandıkları bir kervansaray görevi de görmüştür.

Binlerce yıllık tarihi, coğrafyası, sosyoekonomik ve stratejik konumu gereği Mezopotamya, Orta Doğu ve dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan Cizre’nin 3 tane tescilli evinden biri olan Tarihi Mehmet Ağa Kasrı’nın 412 m2’lik bir bölümü bugün koruma altına alınarak tarihi dokusuna uygun restorasyonu yapılmış ve turizme kazandırılmıştır.

Paylaşın

Şırnak: Sitti Nefis Pınarı

Sitti Nefis Pınarı; Şırnak’ın Cizre İlçesi, Yafes Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Yapı dıştan 5.10 x 6.15 m ölçülerinde, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Giriş kuzey cephenin ortasında yer almaktadır. İç mekan 3.70 x 4.75 m ölçülerinde aynı yönde dikdörtgen olup, üzeri beşik tonoz örtülüdür.

İçerisinde küçük bir havuzu ve su kanalı bulunmaktadır. Günümüzde büyük ölçüde sağlam olan yapının su kaynağı çok azalmıştır. Mimari malzemesi moloz taştır. Tescilsiz olup, kültür varlığı olarak kayıt altına alınması gerekmektedir.

Paylaşın

Şırnak: Bürücek Köprüsü

Bürücek Köprüsü; Şırnak’ın Cizre İlçesi, Dirsekli Köyü, Bağkartal Mezrası sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’nden Dirsekli Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kısılsu’nun Dicle’ye bağlandığı noktaya yakın olan köprünün dört ayağındaki orantı simetrik değildir. Arazinin dere yatağına inen setinde kesme taştan yapılmış istinat duvarı mevcuttur. Kemerleri yıkılmıştır.

Kesme taş, moloz dolgu tekniği ile örülmüştür. Uzunluğu yaklaşık 75 metredir. Doğu-batı doğrultusunda uzanan köprünün eskiden Yukarı Cizre ve Suriye Cizre’si (Deşta Hessına) arasında bağlantıyı sağlayan dört köprüden biri olduğu söylenmektedir.

Köprü Suriye sınırına yaklaşık 200 metre uzaklıktadır. Köprünün dört gözlü olduğu anlaşılmaktadır. Kesme bazalt taştan inşa edilen köprü günümüzde tamamen yıkılmış durumdadır. Sadece ortada iki ayak ile diğer ayaklara ait izler ile kemer izleri kalmıştır.

Paylaşın