CHP: Türkiye İttifakı Söylemimiz Halkta Karşılık Buldu

Yerel seçimlere ilişkin konuşan CHP’li kurmaylar, “Türkiye ittifakı söylemimiz halkta karşılık buluyor. İnsanların da ilgisini çekiyoruz. Bunu da adaylarımız sağlıyor. Bu adaylarla CHP topluma ‘Ben geniş bir yelpazenin siyasi partisiyim’ mesajını veriyor” değerlendirmesini yaptı.

CHP’li kurmaylar, Bahçeli’nin Erdoğan’a “Ayrılamazsın” demesine ilişkin ise “Tekleşmiş bir parti gibiler. Bu birliktelikte Bahçeli biraz daha başat bir rol izliyor ve AKP’yi biraz kendisine benzetiyor. Bundan kaynaklı da AKP’deki oy erimesi devam ediyor. Bunların bir kısmını MHP, bir kısmını YRP alıyor” dediler.

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere kısa süre kalmışken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kurmayları Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal‘a değerlendirmede bulundu.

Partililer, “AKP ve MHP önceki seçimde 30 yerde işbirliği yapıyorlardı. Şimdi 59 ilde ortak adayla çıkıyorlar. Bunların hepsi de CHP’nin önceki dönem kazandığı ya da yeni dönemde kazanma ihtimalinin yüksek olduğu iller” dedi.

Buna karşın CHP’nin daha fazla il kazanma ihtimali olduğunu söyleyen kurmaylar, “Bizim Türkiye ittifakı söylemimiz de halkta karşılık buluyor. İnsanların da ilgisini çekiyoruz. Bunu da adaylarımız sağlıyor. Bu adaylarla CHP topluma ‘Ben geniş bir yelpazenin siyasi partisiyim’ mesajını veriyor” değerlendirmesini yaptı.

Bahçeli’nin “ayrılamazsın” çağrısı

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “ayrılamazsın” demesini de yorumlayan CHP’liler, “Tekleşmiş bir parti gibiler. Bu birliktelikte Bahçeli biraz daha başat bir rol izliyor ve AKP’yi biraz kendisine benzetiyor. Bundan kaynaklı da AKP’deki oy erimesi devam ediyor. Bunların bir kısmını MHP, bir kısmını YRP alıyor” dedi.

“Artık AKP ve MHP birbirlerine tutunarak siyasette bir güç oluşturabiliyor” diyen kurmaylar, “Bu nedenle Bahçeli, Erdoğan’ın devam etmesini istiyor. Erdoğan da Bahçeli’nin genel başkanlığını sürdürmesini sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Gökhan Zan’ın adaylığı

Öte yandan Hatay’da TİP’in Gökhan Zan’ın adaylığını çekmesinin seçimleri etkileyeceğini söyleyen kurmaylar, “Lütfü Savaş’a sahada bir ilgi var. Seçimi kazanma ihtimali aday olduğu güne göre yükseldi” dedi.

Paylaşın

İmamoğlu, Metro Hattı Açılışında Konuştu: Çıldırıyorlar

Ataköy – İkitelli metro hattı açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “2015 yılında bu hattın ihalesini yapan bizden önceki İBB yönetimine de teşekkür ediyorum. Ataköy – İkitelli metro hattını bizden önce başlatan insanların yaptığını da önemsiyorum ancak süreci doğru yönetemediler” dedi ve ekledi:

“Bu hattaki çalışmalar kısmen durduruldu. 2019 göreve geldiğimizde 10 metro hattın da çalışmalar durdurulmuştu. Bunlar finansman, mühendislik ve tasarım sorunları çözülmeden alelacele başlanmış projeler olduğu için yürütülemedi. Kimilerinin aylarca yıllarca durdurulmuş olması dünya tarihine geçecek bir skandaldır. Bizden önce 25 yılda yapılan 122 km metro hattının yarısından fazlasını 5 yılda yaptık. 5 yılda 25 yıla bedel iş yaptık, bunun için çıldırıyorlar.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ataköy – İkitelli metro hattı açılışında konuştu. İmamoğlu’nun konuşmasından önce çıkan başlıklar şu şekilde:

“18 Mart Çanakkale Zaferi gününde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere aziz şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Kurtuluş Savaşı’nın üzerinde yükselen Cumhuriyetimizin hedeflerinden birisi de çok çalışmak ve hep birlikte ülkeyi demir ağlarla örmekti. 10. Yıl Marşı’nda hep beraber söyleriz.

Demiryollarının gelişimi cumhuriyetin kuruluşunda bize büyük güç katmıştır. Bugün de yeraltını demir ağlarla örmek hedefiyle çalışıyoruz. Bu hedef doğrultusunda önemli bir sınavı çok başarıyla tamamladık. 5 yılda 65 kilometre metroyu 62 istasyonu bütün çalışma arkadaşlarımla birlikte kazandırdık. Bu tarihi rekoru Cumhuriyetimize ve Atatürk’e layık yöneticiler olabilmemizin bir yolu olarak görüyorum.

Tekrar ifade edeyim emeği geçen herkese çalışma arkadaşlarıma mühendislerimize, yüklenici firmamıza, müşavirlerimize, yer altında günlerce aylarca emek saf eden binlerce emekçi dostuma teşekkür ediyorum. 2015 yılında bu hattın ihalesini yapan bizden önceki İBB yönetimine de teşekkür ediyorum. Ataköy – İkitelli metro hattını bizden önce başlatan insanların yaptığını da önemsiyorum ancak süreci doğru yönetemediler.

Bu hattaki çalışmalar kısmen durduruldu. 2019 göreve geldiğimizde 10 metro hattın da çalışmalar durdurulmuştu. Bunlar finansman, mühendislik ve tasarım sorunları çözülmeden alelacele başlanmış projeler olduğu için yürütülemedi. Kimilerinin aylarca yıllarca durdurulmuş olması dünya tarihine geçecek bir skandaldır. Bizden önce 25 yılda yapılan 122 km metro hattının yarısından fazlasını 5 yılda yaptık. 5 yılda 25 yıla bedel iş yaptık, bunun için çıldırıyorlar.

“Bu siyaset anlayışı 31 Mart’ta tarihe gömülecek”

8 kilometre yalanını atanlar hadlerini bilecek özür dileyecekler. 65 kilometre metroyu inşa etmek için yeraltında yer üstünde ter döken emekçilerden, yüklenicilerinden onlardan özür dileyecekler. Yeni açtığımız 62 istasyonu kullanan bu şehrin İnsanlarından İstanbullulardan özür dileyecekler. Ama bakın söyleyeyim.

Bunlar özür dilemez, yalanları iftiraları açığa çıkınca şöyle diyorlar “Siyaseten söylenmiş sözler” derler geçerler. Hatırlıyorsunuz, İstanbul seçimini iptal ettiler demedikleri lafı bırakmadılar, Yalancı dediler, hırsız dediler terörist dediler. Ondan sonra da “siyaseten söyledik” dediler. Allah aşkına birine siyaseten yalancı, hırsız, terörist denir mi? İstanbul bu siyaset anlayışını ne yapacak biliyor musunuz, 31 Mart’ta tarihe gömecek.”

Paylaşın

Özel’den Erdoğan’a: Kimseyi Sana Ezdirmeyiz

Staj ve çıraklık mağdurlarının Erdoğan’ın Konya’daki mitinginde gözaltına alınmasına ilişkin konuşan Özel, “Staj mağdurları var. Geçmişte staj yapmış, çıraklık yapmış, ödemiş ama sayılmamış. EYT çıkmış emekli olamamış. İş ver çalışayım, iş yok. Bırak emekli olayım, geçmişteki stajını saymıyor. Onların meselesinin sonuna kadar arkasındayız. Yıllarca söyledik, taşerona kadro getirdik, ama dışarıda bırakılanlar var. KİT işçileri var BİT işçileri var, mağdurlar var. Hepsinin sesi olmaya, hepsine sahip çıkmaya sonuna kadar devam edeceğiz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Ayrıca ister emekli olsun ister çalışan, ister memur olsun ister işsiz kalan. Kim olursa olsun bugün iktidar onları değil, zenginleri düşünüyor. Garibanları değil, kodamanları düşünüyor. Güvencesizleri değil, limitsiz parası olanları, sınırsız parası olanları, süper zenginleri düşünüyor ve sizleri, halkımızı ezmek istiyor. Buradan, Ceyhan’dan bir kez daha söylüyorum ki, kimseyi sana ezdirmeyiz. Sol, sosyal demokrat bir parti olarak, herkese sahip çıkacağız. Kimseyi ezdirmeyiz. Karıncanın kardeşi var, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisidir.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimler kapsamında partisinin Adana’nın Ceyhan ilçesinde düzenlediği halk buluşmasında konuştu. Özel, konuşmasında şunları söyledi:

“Bugün Osmaniye’deydim. Sabahın 10’u, Düziçi meydan dolu. Ramazan, mübarek gün meydan dolu. Düziçi’nden Osmaniye’ye geçtik, saat 11 meydan dolu. Bugün Ceyhan’a geleceğiz, Ramazandır, pazardır, saat erkendir dediler. Dedim ki siz Adana’yı bilmiyorsunuz, siz Ceyhan’ı bilmiyorsunuz. Tayyip Bey’e not veriyorlar 25 bin kişi var, bakıyor 5’le çarpıp söylüyor. Tayyip Bey çarpım defterine güvenme, meydanlara güven meydanlara. Emeklilerin durumu bu kadar kötü değildi. Tayyip Bey geldiğinde en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretti.

Tayyip Bey hiç karışmasa, hiç ilişmese, düzeninizi hiç bozmasa bir buçuk asgari ücret bugün 17 bin liradan 26 bin lira yapar. Geldi emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğim dedi ama bütün hesabı TÜİK’e göre yaptı. TÜİK ne demek? Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu. TÜİK Tayyip Bey’i üzmüyor ama emekliyi üzüyor. Gerçek enflasyon yüzde 120, TÜİK 68 hesaplıyor. İşin kötüsü bu sene TÜİK 68 demesine rağmen Tayyip Bey son zamda 7 bin 500’ü 10 bin yaptı. Yüzde 33 emekliye yeter dedi, emekliyi perişan etti. Türkiye’de her hesap şaşar. Bir hesap şaşmaz. Altın hesabı şaşmaz. 3 Kasım 2002’de en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün, en düşük emekli maaşı 10 bin lira. Git sarrafa 2 buçuk çeyrek altın alamıyorsun.

Şimdi bir emekli, cebinde bir çeyrek altın olsa, yürürken eve varsa baksa ki kaybetmiş döner gider arar değil mi? Bütün Adana’yı bütün Ceyhan’ı gezer. Yahu değerli büyüklerim; bir emekli değil her emekli, bir sefer değil her ay, bir çeyrek altın değil, 5 buçuk çeyrek altın kaybediyor. Peki, bir çeyrek altın kaybedince düşürdüğün yerde arıyorsun değil mi? Bunu nerede kaybettiniz? Seçim sandığında kaybettiniz, Tayyip Bey gelince kaybettiniz. O gelmeden önce 8 çeyrek altın alıyordunuz. O zaman nerede arayacaksınız? Kaybettiğiniz yerde yani 31 Mart günü nerede arayacaksınız? Sandıkta! 31 Mart günü sandığa gidilecek, kaybedilen altın aranacak.

Altın anlamam, altını kim kaybetmiş ben bulayım, ben boğazıma bakarım diyene de şunu anlatayım: 2015 yılında, hatırlayalım ve selamlayalım. Birisi çıktı dedi ki emekliye iki bayramda birer ikramiye. Kimdi o? Kemal Kılıçdaroğlu. İki bayram birer maaş ikramiye dedik. Önce veremezsin dediler. 7 Haziranı kaybedince 1 Kasıma giderken biz de vereceğiz dediler. Olur dedik. Sonra klasik iş. Verdiği sözü unuttu. 3 yıl, 6 bayram söz verdiği halde ikramiyenizi vermedi. 2018’de seçimlere giderken bayramda emekli ikramiyesi vereceğim dedi, bin lira verdi. Biz itiraz ettik, bir asgari ücret ver niye bin lira veriyorsun dedik. Ama o beğenmediğimiz bin lira o gün 24 kilo kıyma alıyordu, 24 kilo kıyma. İnanmayan gitsin kasaba sorsun. 2018’de kıyma 42 lira ve 24 kilo kıyma alıyordu emeklinin ikramiyesi.

Al 3 bin lirayı git kasaba, kaç kilo kıyma alıyor zorla 6 kilo. Sadece 2018’den 2024 yılına sofradan 18 kilo kıyma kayıp. Ramazan mübarek gün. 30 sahur, 30 iftar ardından bayram sofrası. Emeklinin mutfağından, emeklinin dolabından, emeklinin sofrasından, çocuğunun evladının kursağından 18 kilo kıymayı çaldılar, sırf bayram ikramiyesinden. Yazıklar olsun. Hangi hesabı yaparsan şaşmaz hangi hesabı. Dün akşam şalgama vurdum. 500 bardak şalgam 300 bardağa inmiş. Adana kebabı sorduk, 100 liradan 250 liraya çıkmış. Porsiyon hesabında 75 porsiyondan 40 porsiyona düşmüş. Yani hesabı altına da vursan, kıymaya da vursan, kebaba da vursan, şalgama da vursan hep zarar, hep emekliye hüsran hüsran. Yeter artık.

Ben Tayyip Bey’e dedim ki bir emekli kart çıkartalım, 7 bin lira eksik ödüyorsun ayda asgari ücretten. Hiç olmazsa onu verelim. Dedi olmaz. Elektrik, su, telefon, doğalgaza yüzde 40 indirim verelim, dedi olmaz. Sonra çıktı dedi ki birisi çıkmış dedi, emeklileri bana karşı kışkırtıyor. Yahu Tayyip Erdoğan sen emeklinin cebinden 5 buçuk çeyrek altını, sofrasından 16 kilo kıymayı çalacaksın, sonra emekli çıldırınca Özgür Özel kışkırtıyor diyeceksin. Vallahi de kışkırtacağım, billahi de. Gün gelecek, emeklinin yanında arkasında değil önünde yürüyeceğim. Hakkınızı söke söke alacağım. Söke söke alacağım.

Bu arada sadece sıkıntı emeklide değil. Burası benim memleketimle beraber pamuk üreten, beyaz altın üreten dünyanın en güzel ovası Çukurova. Burada adamı ters diksen, dik çıkar toprak o kadar verimli. Ceyhan, alnının terini toprağa damlatan, o topraktan bereket fışkırtan, o bereketle çoluğunun çocuğunun rızkını kazanan, haramdan ve yalandan korkan, kalbinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi olan mert insanların memleketidir. Çiftçiye 19 liralık mazot geçen sene Mayısta oldu bu yıl 43 lira. Antalya’da konuşuyordum 42’di.

Burdur’da konuşuyordum 41’di. Memleketimde konuşurken 40 liraydı, oldu 43 lira. 9 ayda yüzde 118 zam yapınca, çiftçinin ürününü ekerken, dikerken, sürerken, çapalarken, toplarken, getirirken, götürürken maliyetleri artıyor. Ancak desteklemeler hem zayıf hem eksik hem verilen sözler tutulmuyor. AB diyor ki, 2 lira yatırım yapıyorsa fon veriyorsa 1 lirası tarıma diyor. Ama bizimkiler gayrisafi milli hasılanın, milli gelirin yüzde 1’ini verecekler kanunen. O 283 milyar yapıyor. Bunun 85’ini ödemiş, 178 milyar liranızı vermemiş. Peki, bu parayı kime vermiş? Kur Korumalı Mevduata vermiş. Yani gariban köylüye vermemiş, kodaman zengine vermiş yazıklar olasıca.

Öbür taraftan köprüden geçmeyenin parasını ben öderim, uçmayan uçağın parasını ben öderim demiş, geçiş garantilerine 155 milyar vermiş. Herkese parayı bulmuş, emekliye bulmamış, çiftçiye bulmamış. Adana’dayız. Buradan çiftçilikle uğraşanlara, hayvancılıkla uğraşanlara hatırlatıyorum. Benim partimin genel başkanı, ilk cumhurbaşkanı diyordu ki “çiftçi milletin efendisidir”. Bu sonuncusu, AK Partinin Genel Başkanı diyor ki Adana’da “Al ananı da git” diyor. Şimdi sıra geldi. Sandıkta artık Adana Tayyip Bey’e diyecek ki “Al adayını git artık buradan, al adayını git.

Bakın Ceyhan’da ihtiyacımız olan elbette sosyal demokratların oylarıdır. Ama yetmez. Ceyhan’da iyi insanların, İyi Partililerin, yakasında güneş olanların, gönlünde güneş olanların ya da oradan kopmuş ama gönlünde vatan, millet Atatürk sevgisi olanların oylarına talibiz. Biraz önce 5 yıl İyi Parti’de il başkanlığı yapan büyüğüm geldi, tanıştık. Dedi ki Zeydan Başkanla birlikteyiz. Çünkü biz sizin gibi vatanseveriz, memleketimizi severiz. Eski dosttan düşman olmaz. Bakın Tayyip Bey ittifak ortağına, hem de yabancı değil Necmettin Erbakan hocanın oğluna 9 ay önce methiyeler düzüyordu, elini kaldırıyordu.

Şimdi Yeniden Refah Partisi ittifak dışına çıktı. Diyor ki ip cambazı, gölgemde yürüyor diyor. Bunlar dolandırıcı diyor, bu Zübük diyor. Yahu kardeşim bugün birlikte olursun yarın ayrı olursun. Ama bir sayın genel başkana zübük demek, ip cambazı demek şu demek: Tayyip Bey kimseyle samimi ilişki kurmuyor. Hep çıkar ilişkisi. Bu gün oyu ona verirsen senden iyisi yok. Yarın biraz uzak durursan hemen hainsin, teröristsin, FETÖ’cüsün, zübüksün, cambazsın. Oysa, neler neler duydu bu kulaklar. Ne diyor? Canınız sağ olsun.

Çünkü biz sadece sosyal demokratların değil, milliyetçi demokratların, yalandan ve haramdan korkan muhafazakar demokratların, Türk’ün, Kürt’ün, Laz’ın, Çerkes’in bütün demokratların, herkesin oyuna talibiz, herkesle birlikte yöneteceğiz, hepinize beraber hizmet edeceğiz. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisi karşısında Cumhur İttifakının bütün birbirine benzeyen kötü diline, kötü sözüne, tehdidine, deprem bölgesindeki şantajına, oy vermeyene doğalgaz vermem diyecek kadar hem yalana hem taş kalpliliğe karşı bambaşka bir ittifaktadır. İyi insanlarla, güzel insanlarla, memleketin neresinde doğmuş olursa olsun, nereden gelmiş olursa olsun bu ülkenin güzel insanlarıyla, bütün Adanalılarla birlikte biz Adana İttifakıyız, Türkiye İttifakı’yız.

Kendilerine söz verdim, unutturmak yok. Tayyip Bey geldiğinde 80 bin atanamayan öğretmen vardı. Diyordu ki bunları niye atamıyorsun? Madem mezun ediyorsun niye öğrencisiyle kavuşturmuyorsun? Madem tayin etmeyeceksin, neden okuttun diyordu. Şimdi 1 milyon atanmamış öğretmen var. Ve onlara Tayyip Bey diyor ki ‘atanamayan öğretmenler’. Öğretmenin ne kusuru var da atanamamış? Sen atamamışsın, bir de önüne mülakat çıkarmışsın. Geçen seçimde memur alımlarında, öğretmen alımlarında mülakat olmayacak diye söz verdi, mülakatı kaldırıyor. Öğretmenler 80 bin mülakatsız atama istiyor. Onların sesi olacağız, onlara sahip çıkacağız.

Staj mağdurları var. Geçmişte staj yapmış, çıraklık yapmış, ödemiş ama sayılmamış. EYT çıkmış emekli olamamış. İş ver çalışayım, iş yok. Bırak emekli olayım, geçmişteki stajını saymıyor. Onların meselesinin sonuna kadar arkasındayız. Yıllarca söyledik, taşerona kadro getirdik, ama dışarıda bırakılanlar var. KİT işçileri var BİT işçileri var, mağdurlar var. Hepsinin sesi olmaya, hepsine sahip çıkmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Ayrıca ister emekli olsun ister çalışan, ister memur olsun ister işsiz kalan.

Kim olursa olsun bugün iktidar onları değil, zenginleri düşünüyor. Garibanları değil, kodamanları düşünüyor. Güvencesizleri değil, limitsiz parası olanları, sınırsız parası olanları, süper zenginleri düşünüyor ve sizleri, halkımızı ezmek istiyor. Buradan, Ceyhan’dan bir kez daha söylüyorum ki, kimseyi sana ezdirmeyiz. Sol, sosyal demokrat bir parti olarak, herkese sahip çıkacağız. Kimseyi ezdirmeyiz. Karıncanın kardeşi var, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisidir.

Bütün Adana’ya, ayırmadan, kayırmadan temiz hizmet etti. Ve bugünlere geldiğinde Adana’da çok büyük bir hüsnükabul gördü. O gün insanların gözündeki umut bugün mutluluk. Ve bundan sonra Adana’da bir dönem daha size hizmet etmeye, Adana’nın yüzünü güldürmeye, yoksuluna, garibanına, canından çok sevdiği hemşehrilerine, sahip çıkmaya, Adana’yı bir marka kent yapmaya, eski günlerine kavuşturmaya, Adana’yı çekim merkezi haline getirmeye, gençlerin yüzünü güldürmeye, bundan sonraki dönemde 5 yıl boyunca size hizmet etmeye geliyor.

Zeydan Başkan’a 31 Martta ikinci kez bu onurlu görevi verecek misiniz? O da sizi seviyor. Biz de ona güveniyor ve inanıyoruz. Kadir Aydar kardeşim. Eğer kabul buyurursanız Ceyhanlılar, O benim size özel emanetim. Özgür Özel’den Ceyhan’a özel rica. Bir mağduriyeti ortadan kaldırın, bir haksızlığı ortadan kaldırın. Yarım kalan bu hikâyeyi bu sefer sandıkta sonlandırın, bu gencin önünü açın. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak Kadir ne zaman bana ihtiyaç duysa yanında değil, kapı gibi arkasında olacağım. Adana’mızın kıymetli milletvekilleri var. Her birisi bizim için çok değerli. Dördü birlikte koşuyorlar, birlikte çalışıyorlar. Biz her birisine, Müzeyyen başkana, Orhan başkana, Burhan başkana ve Ayhan başkana ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Size de onlara sahip çıktığınız için teşekkür ediyorum. Genç il başkanımız kısa konuştu ama güzel konuştu. Ben gerçekten bu genç başkanımızın emeklerini görüyorum. Ve her birinize Cumhuriyet Halk Partisi’ne, baba evine sahip çıktığınız için teşekkür ediyorum. Türkiye İttifakının renklerini biliyor muyuz? Kırmızı, Beyaz. En büyük Türkiye. Kadir kazanacak Ceyhan kazanacak, Zeydan kazanacak, Adana kazanacak. Türkiye İttifakı kazanacak, Türkiye kazanacak. Hepinizi çok seviyorum. Hepinize inanıyorum, hepinize güveniyorum. Adaylarımızı size, sizi de Allaha emanet ediyorum.”

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Kumpaslar Kurmaya Çalışıyorlar

Katıldığı bir açılış töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bizim belediyecilik ve hizmet anlayışımızla başa çıkamayacaklarını görenler şimdi yine her seçimde önce alışık olduğumuz tavırlarıyla bir kısım türlü türlü hileler ya da kumpaslar kurmaya çalışıyorlar” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Kabataş Transfer Merkezi 1. Etap Açılış Töreni’nde konuştu. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; İmamoğlu’nun konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Muhteşem bir şehirde yaşıyoruz. Her köşesi, her noktası adım adım, karış karış, ince ince dantel işler gibi, nadide bir esere dokunur gibi davranmanız gereken ve bunu hissederek iş üretmeniz gereken bir şehir. Umarım her birimiz bu şehre layık davranarak yaşayanlar olalım.

Hem tarihi yarım adaya bakarken Fatih Sultan Mehmet’i, hem Dolmabahçe’ye bakarken bu şehri işgalden kurtarıp bize hediye eden Mustafa Kemal Atatürk’ü buradan minnetle anmak, önlerinde saygıyla eğilmek hepimizin boynunun borcu.

Bizi bu göreve layık gördüğünüz günden bu yana elimizden geleni yalnız bu şehrin belediye başkanı değil muhafızı olma duygusuyla işimizi yapıyoruz. Bizim belediyecilik ve hizmet anlayışımızla başa çıkamayacaklarını görenler şimdi yine her seçimde önce alışık olduğumuz tavırlarıyla bir kısım türlü türlü hileler ya da kumpaslar kurmaya çalışıyorlar. Olsun varsın çalışsınlar, herkesin ilgi alanı var. Bizim ilgi alanımıza girmiyor, onların ilgi alanı böyle. Yapacak bir şey yok.

2019 seçiminde kocaman bir vaat setim vardı. Çok çalışmıştık. 3 ayda olağanüstü bir set çalışmıştık. Yüzlerce akademik kimlik, yüzlerce siyasi insan öyle bir akış sağlamıştık ve öyle sağlam bir koordinasyon kurmuştuk ki muhteşem bir çalışma ortaya çıkmıştı. Gündüz seçim kampanyası, akşam 7 saat, 6 saat gece yarılarına kadar insanlarla beraber o vaat dizinin neler olduğuna birlikte karar verme sistemini kurmak muhteşemdi.

Bu kadar detaylı bir oran vermeyecektim ama artık veriyorum. Yüzde 87’sini bu beş yıla sığdırmanın gururunu taşıyorum. Yüzde 87 önemli bir başarı. Nadiren doğru konuşan rakibim bile bu hakkı teslim etti. Bence yıllar geçecek bu yüzde 87 ile anılacak sadece. Bu seçimden ona bir tek bu kalacak. Allah’ı var o yüzde 87’sini yaptı dedi biliyorsunuz. Teşekkür ederim kendisine.

Televizyonlara, canlı yayınlara katılıyorum. 200 sayfalık vaat setimden en az bilinen bir tanesini, hatta hatırlıyorum işte sosyal tesislerde haftada bir gün şu yapılacak demişsiniz, o kadar detay yazmışız ki. Canlı yayında bana soruyorlar. Bende de birileri gibi ‘yaptım’ diyip geçiştiren bir ruh hali yok. Sonradan zaten yapıp yapmadığımı, bilmiyorum o an da hatırlamayabilirim. Açıkça ben rakiplerime de benzemem emin olmak isterim. ‘Hatırlamıyorum, kontrol edip size bilgi vereyim’ diyorum. Bu gayet insani, dopruy bir hamle olduğunu, cevap olduğunu düşünüyorum. Vay efendim ‘İmamoğlu’ hatırlamıyor. Yüzlerce vaatten birini hatırlamıyor…

“Onlara bakıp hem çok mutlu oluyorum hem de eğleniyorum”

Onlara öyle bir etki bıraktım ki demek ki, her şeyi hatırladığımda şok oluyorlar ya ‘İmamoğlu bunu niye hatırlamadı’ diye vahlanıyorlar. Hani gençlerin deyişi var ya ‘ben şok’ onlar da şok oluyorlar tabi buunu görünce. Tabii üç gündür tepiniyorlar bunun üzerinde. Çok da eğlenceli açıkçası. Onlar zannediyor ki, İmamoğlu kızıyor. Vallahi hiç kızmıyorum. Onlara bakıp hem çok mutlu oluyorum hem de eğleniyorum. Beni beş yıllık icraatlerimizle eleştiremeyenlerin ‘hatırlamadım’ dedim diye zıp zıp zıplamalarıyla gülmekten kırılıyorum. Ne mutlu bana ne mutlu tüm yol arkadaşlarıma.

Biz önemli bir algıyı değiştirdik. Önceden çalıyor ama çalışıyor böyle bir algı vardı biz bunu yerle bir ettik. Milletimiz artık şunu diyor; hem çalmıyor hem de çalışıyor. O yüzden şaşkınlar anlayamıyorlar. Bunu da da yerleştireceğiz… Değerli hemşehrilerim, iradenizin yok sayılmasına adaletsizliğe hukukun demokrasinin askıya alınma girişimlerine karşı muhafızlık yaptığımızı bu şehir çok iyi biliyor.

Önümüzdeki dönemde vitesi daha da arttıracağız. Bizi artık izleyemeyecekler, izlemekten vazgeçecekler. Çünkü biz ufuk çizgisini geçeceğiz bizi göremeyecekler. O kadar geriye kalacaklar. Enerjimizi ve gücümüzü daha da büyüteceğiz. 5 yıldaki yönetimin 25 yılda yapıldığından çok daha fazla iş yapması bize şöyle bir hedef koyuyor; 10 yılda 50 yıla bedel iş yapan belediyeciliği bu şehre yansıtacağız. Ama daha çok da bu şehrin başını belalardan koruyacağız. Bu şehrin başına bir bela gelmesini, ihanet gelmesini engelleyeceğiz.”

Paylaşın

CHP Lideri Özgür Özel: Büyük Bir Zafere Doğru Gidiyoruz

İstanbul’da halka seslenen CHP Lideri Özgür Özel, “Geçen sefer İstanbul’u kazanan ne CHP’ydi, ne sadece Millet İttifakıydı. Emin olun İstanbul ittifakıydı. Yalandan sıkılmış, talandan sıkılmış, israftan bıkmış, israf yerine hizmet isteyen. Azarlanmak yerine güler yüz isteyen. İstanbul’un tepesinde helikopter ile uçup, Katarlılara, Arap şeylerine arsa verenler yerine İstanbul için gece gündüz koşturanlara İstanbullular görevi verdi” dedi.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da Çekmeköy – Sancaktepe – Sultanbeyli Metro Hattı Çekmeköy – Samandıra 1. Etap açılışına katıldı. Özgür Özel, şunları söyledi: “Muhteşem bir ekip var. O muhteşem ekibin içinden birisi, geçmişte İSTAÇ ve Metro A.Ş.’de Ekrem Beyin ekibinde olan, çalışkan ve çok iyi bir yöneticiyi bu sefer buraya aday yaptık. Alper Yeğin Başkan o ekibin içindendir. Alper Başkanımız, henüz 40 yaşında. İstanbul’da yepyeni bir hikayemiz var.

Ondan genç 7 belediye başkan adayımız var. 31 yaşında belediye başkan adayımız var. Ortak özellikleri. Bir iyi eğitimliler. İki, geçmişleri başarı hikayesi ile dolu. Üç, sütte leke var, onlarda leke yok. Dört, hizmet etmeye, çalışmaya geliyorlar. Sizinle başarmaya geliyorlar. İstanbul’da şu anda 14 belediyemiz var. Üzerine 14 daha koymak üzereyiz. Ama hani 14’ü 15 yaparken ilk kim geliyor dersen Alper Başkan geliyor. Ona sahip çıkın. Önümüzdeki 2 hafta onun kadar çok çalışın. Yüzünüzü güldürecek, hepimizin göğsünü kabartacak.

Değerli Sancaktepeliler. Bundan 5 yıl önce İstanbul ve Sancaktepe bir karar verdi. Sancaktepe’de, İstanbul’da büyükşehir ile ilgili verdiği oyların karşılığını teker teker aldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ilk alacağımız anlaşıldığında panik halinde yollara döküldüler. Geldiler, dediler ki eğer CHP kazanırsa İSPARK’ı filanca terör örgütüne verir dediler. Ama o günden bugüne hem İSPARK’ta hem bütün iştiraklerimizde ne kimsenin ekmeğine dokunduk, ne ayrımcılık yaptık. Liyakate göre gencecik insanları, hangi siyasi görüşten olursa olsun, neye inanırsa inansın, nasıl giyinirse giyinsin ayırmadan, İstanbullu olmanın, bu memleketin evladı olmanın dışında başka kritere bakmadan,

Ekrem Başkan aldı, çalıştırdı, büyük İstanbul hikayesini bu yüce gönüllüğü, sevgisi ile başardı. Şimdi hep birlikte rakamları görüyoruz, ne kadar övünsek az. Bakın 5 yıl önce İstanbul Belediyesinde kreş yoktu. Çünkü onların kadın diye bir derdi yoktu. Kadın evde oturacak, çocuk bakacak, hasta bakacak, engellisine bakacak, yeri ev olacaktı. Oysa biz kadının sosyal hayata katılmasını, kadının çalışma hayatına katılmasını istiyorduk. Ekrem Başkan İstanbul’da tam 100 tane, Türkiye’de CHP’li belediyeler 300 tane kreş yaparak kazandırdılar. Şimdi anneler güvenerek çocuklarını bırakacakları kreşlere sahipler.

Türkiye’nin dört bir yanından İstanbul’a öğrenciler geliyor. Barınma sorunu var. Türkiye’de yüzde 24 öğrenciye yurt verilebiliyor. İstanbul’da rakam çok daha aşağılarda, yüzde 10’larda. Yani devlet öğrenciyi buraya yolluyor ama barınma sorununu çözmüyor. Biz geldiğimizde Ekrem Başkana siz yetkiyi verdiğinizde İstanbul’da öğrenci yurdu yoktu. Niye öğrenciler, yurt bulamayacaklar, onlara yurt veren birilerine gidecekler, birtakım cemaatlerin, tarikatların yurduna gidecekler. Oysa bu evlatlar hepimizin evlatları. Ekrem Başkan İstanbul’da 14 tane CHP’li belediye, Türkiye’de 61 tane yurt yaptılar, yurt yapmaya da kreş yapmaya da annelere ve evlatlarına sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Tabi İstanbul’un derdi var ama öğretmenlerin dertleri var. Diyorlar ki biz devletin sözüne inanmayacak mıyız? Geçen seçimlerden önce çıktılar mülakatı kaldıracağız dediler, şimdi mülakatı kaldırmıyorlar. Biraz önce söyledim, biz insan ayırmazken onlar mülakat yaparak, kendilerini ama AKP’ye oy vermek yetmez. Hatta üye olmak yetmez. Torpilli AKP’lileri mülakatta alıyorlar, vatandaşın çocuklarını eliyorlar. Öğretmenlere mülakatsız atama istiyoruz. Bugün Türkiye’de ilk öğretmen okulunun kuruluşunun yıl dönümü. Bir öğretmen çocuğu olarak, annesi ve babası öğretmen, 10 yaşında yatılı okula yollanmış, öğretmenlerin elinde, devlet ekmeği ile büyümüş bir kardeşiniz olarak buradan bütün öğretmenleri selamlıyorum.

Emekli öğretmenlerin ellerinden öpüyorum. Çalışan öğretmenleri selamlıyorum. Göreve atanmamış öğretmenlere diyoruz ki bunlar size sahip çıkmayacaklar. Size atanamayan öğretmen diyorlar. Öğretmenin ne günahı var da atanamamış. Atanmayan öğretmen. Tayyip Erdoğan’ın sahip çıkmadığı öğretmen. Tayyip Erdoğan’ın mülakatla elediği, ayrımcılık yaptığı öğretmen var. O yüzden mülakatsız öğretmen tayinlerini ve atanmayan öğretmenin kalmadığı, okulsuz köy okulunun kalmadığı, öğretmenin öğrenciden, öğrencinin öğretmenden uzak kalmadığı bir Türkiye için hep beraber çalışacağız, hep beraber başaracağız.

“Adım adım daha iyiye giden bir süreç”

Değerli İstanbullular, bugün metro açılışı yapmak için geldik. Ancak İstanbul’da her gün bir yeni açılışın, 5 yıllık emeğin karşılığını almanın ve her geçen gün yarınlara güvenle bakmanın adım adım daha iyiye giden sürecin içindeyiz. Sizden bir isteğim var. 15 gün kaldı. Büyük bir zafer, büyük bir başarıya doğru adım adım gidiyoruz. Meydanlar dolu. Meydanlar heyecanlı. Meydanlar sabırsız. Bu ülkede büyük bir ekonomik kriz yaşanıyor. Büyük sorunlar yaşanıyor. Bilhassa emeklilerimizin sorunlarını aylardır dile getiriyorum. AKP, iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu.

Bugün gidin kuyumcuya, 10 bin lira 2,5 çeyrek altın alabiliyor. Bugün bir emekli cebindeki bir çeyrek altını düşürse, döner gider arar ve durur. Bugün emeklinin birinin değil bütün emeklilerin cebinden, öyle bir çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın, bir sefer değil her ay kaybolmaktadır. Ey emekliler, değerli büyüklerim. 5,5 çeyrek altını düşürdüğünüzü kaybettiğiniz yerde arayın. Bir altın kaybedilse geçtiğiniz yolda ararsınız. Siz 8 çeyrek altınlık emekli maaşı alıyorken bu 2,5’e indiyse bunu siz bir seçim kazandığında kaybettiniz, Tayyip Erdoğan’ın geldiği, AKP’nin geldiği seçim sandığı sizin cebinizden aylık 5,5 çeyrek altını aldı.

Kaybedilen şey, yitirildiği yerde aranır. O zaman madem sandıkta kaybettik, hakkımızı sandıkta arayacağız. Emekliler 2018’den beri bin lira iki bayramda ikramiye alıyorlar. Biz bir asgari ücret söz vermiştik, biz de yapacağız dediler, 3 yıl yapmayıp 2018’de bin lira yaptılar. O beğenmediğimiz bin lira 24 kilo kıyma alıyordu. 2021’de 2 bin oldu, bu sene 3 bin lira yaptılar. Bakın ilk emekli ikramiyesi verildiğinde 24 kilo kıyma alırken, bugün 3 bin lira sadece 6 kilo kıyma alıyor. Ramazan mübarek gündeyiz. Allah oruçlarınızı kabul etsin. 30 Ramazan, 30 iftar, 30 sahur. Ardından bayram sofrası var.

Her emeklinin sofrasından, dolabından, mutfağından ve bayram sofrasından her emeklinin ailesinin evladının, torunun kursağından tam 18 kilo kıymayı aldı bunlar 6 yılda. Bundan sonra emekliler herkese para bulup, emekliye para bulamayan Tayyip Erdoğan’a 31 Mart’ta seslerini duyuracaklar. Tam 1 aydır, 7 bölgede gittiğim bütün şehirlerde günde en az 4-5 kez emeklinin çilesini anlatıyorum. Nihayet 1 ay önce kanun teklifi verdik. Emekli kart çıkaralım, doğalgaz, su, elektrik, telefonda emekliye yüzde 40 indirim tanımlayalım, emeklinin alması gereken 7 bin lirayı hesaplarına yatıralım dedik bugüne kadar sustular. Ne zaman gördüler ki? 31 Mart’ta pabuç pahalı, dün akşam emekli kart çıkarabilirim diyor.

Sakın ha, geçen sefer gibi seçim sonrasına yalanlara kimse kanmasın. Nasıl mülakatta yalan attıysa, nasıl her konuda verdiği sözü tutmadıysa, emekliyi kandıracak. Bugüne kadar emekliye sahip çıkmayana sandıkta oy yok. Beşli çeteye, saray müteahhidine, yazlık saraya, kışlık saraya, uçan saraya, yüzen saraya para bulan, emekliye para bulmayan Tayyip Erdoğan’a 31 Mart’ta oy var mı? İşte emeklinin sesi bu. Emeklinin sesini duymayanın sonu hüsrandır. Biz CHP olarak sizin sesiniz olmaya, sizin sesinizi duyurmaya, emeklinin, emekçinin, esnafın ve köylünün sesini duyurmaya sizin için çalışmaya devam edeceğiz.

Başbakanlıktan sonra Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçince örtülü ödeneği Cumhurbaşkanlığına bağladılar. Geçen ay harcanan ödenek 218 milyon lira. Bu ay harcanan örtülü ödenek 2 milyar lira. Seçim gelirken faturası olmadan, hesabı olmadan nereye harcandığı bilinmeyen 2 milyar lira harcamış Cumhurbaşkanı. Size yüzde 33 zam verenler, 1 ayda harcamaları 7 katına, 1 yılda kendi örtülü ödeneklerine yüzde 238 zam yapıyorlar. Yani sizin paranızla sizin iradenizi çalmaya çalışıyorlar. Biz CHP olarak kimseyi, emekliyi, emekçiyi, çiftçiyi, esnafı ezdirmeyeceğiz. Size tepeden bakanlara, sizi bir karınca gibi görüp ezmeye kalkışanlara diyoruz ki karıncanın kardeşi var, o da CHP’dir.

Son sözüm şudur, geçen seçimlerde İstanbul’da ve Türkiye’de ittifaklarımız vardı. Şüphesiz Millet İttifakı önemliydi, sürsün istedik. Ama kendilerinin bizim saygı duyduğumuz gerekçeleriyle ittifakın dışında kaldılar. İttifakın dışında yöneticiler kalabilir. Ancak geçen sefer İstanbul’u kazanan ne CHP’ydi, ne sadece Millet İttifakıydı. Emin olun İstanbul ittifakıydı.

Yalandan sıkılmış, talandan sıkılmış, israftan bıkmış, israf yerine hizmet isteyen. Azarlanmak yerine güler yüz isteyen. İstanbul’un tepesinde helikopter ile uçup, Katarlılara, Arap şeyhlerine arsa verenler yerine İstanbul için gece gündüz koşturanlara İstanbullular görevi verdi. Şimdi o ittifaktakiler değişmedi, o ittifaktaki sosyal demokratlar duruyor. Milliyetçi demokratlar var. Yakasında, gönlünde, gözünde güneş açanlar var, iyi insanlar var. Onlar duruyor mu? Muhafazakar demokratlar var.

Haramdan ve yalandan korkan, bu olanlara inanamayan muhafazakar demokratlar var. İstanbul ittifakında Türk’ü Kürt’ü Laz’ı, Çerkez’i, göçmeni, bütün demokratlar var. Biz İstanbul ittifakına inanıyoruz, İstanbul ittifakına güveniyoruz. Biz İstanbul ittifakının mimarı, evladı, İstanbul’un geçmiş 5 yılında emeği olan, hepinizin gözünün önünde alnının teri olan, gözünü asla ve asla kıymıktan sakınmayan, sizin için çalışan bir evladımız var. Türkiye’nin umudu, İstanbul’un gururu Ekrem İmamoğlu var. O bu sevgiyi hak ediyor, İstanbul Ekrem İmamoğlu’nu hak ediyor, ona güveniyoruz, size inanıyoruz. Ekrem Başkanı ve İstanbul’u size emanet ediyorum.”

Paylaşın

CHP Lideri Özgür Özel: Bağımsız Filistin Devleti Kurulmalı

Burdur’da halka seslenen CHP Lideri Özgür Özel, “1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir bağımsız Filistin devletinin kurulması, tanınması ve bütün dünyanın bu barış formülüne destek vermesini bir kez daha talep ediyorum. Akan kanın durmasını, bütün İslam coğrafyasına ve güzel memleketimize barışın hakim olmasını cenabı haktan niyaz ediyorum” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Burdur’da düzenlenen iftar programına katıldı. Burada konuşan Özel, “Sayın il başkanım, değerli belediye başkanım, başkan adaylarımız, çok kıymetli muhtarlarım, Burdur’un çok kıymetli, vatansever, kalbinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi olan güzel insanları, hepinize merhaba. Hoş geldiniz. Bugün kardeşim Ali Orkun Ercengiz’in bir geleneksel iftar davetinde sizlerleyiz” dedi.

Hizmetlerin ayrım gözetilmeden gerçekleştirildiğini vurgulayan Özel, “Tabi ele mikrofonu alınca burada siyaset yapacak halimiz yok. Hangi siyasi görüşten olursa olsun bütün vatandaşlarımızın belediye başkanıdır Ali Orkun Ercengiz. Tüm vatandaşlarımıza eşit hizmet sunmakla yükümlüdür. Hepimizin öncelikle Ramazanınızı kutluyorum. Tuttuğunuz oruçları Allah kabul etsin. Sağlık, afiyet içinde, mutluluk içinde bayrama erişmenizi ve bayramı bayram gibi geçirmenizi ümit ediyorum” ifadesini kullandı.

İsrail’in Gazze saldırılarına da dikkat çeken Özgür Özel, şu ifadeleri kullandı: “Sözü almışken burada herhalde her birimizin üzerinde mutabakat sağlayacağı bir şeyi talep etmek gerekiyor o da akan gözyaşının ve kanın durmasıdır. Filistin’de aylardır Hamas’ın yapmış olduğu bir saldırıdan sonra İsrail devletinin orantısız şekilde hasta gözetmeden çocuk kadın gözetmeden yaptığı saldırılarda 32 binin üzerinde Filistinli hayatını kaybetti.

Bunların çok önemli kısmının kadınlar ve çocuklar olduğunu biliyoruz. Mübarek Ramazan ayında çatışmaların durmasını, İsrail’in saldırıların durmasını ümit ediyoruz. Ancak olmadı. Dünyadaki 140 ülkedeki sol, sosyal demokrat, sosyalist partilerin liderlerine mektup yazarak ateşkesin sağlanması için çaba içinde olmamız gerektiğini ifade etmiştim. Buradan Burdur’dan bir kez daha Filistin’deki zulmün, saldırıların, savaşın, İsrail’in yapmış olduğu devlet terörünün sona ermesi çağrısında bulunuyoruz”

CHP Lideri Özgür Özel, geçmiş dönemde Filistin ile kurulan ilişkiyi anımsatarak, “CHP’nin Genel Başkanı olarak, üçüncü genel başkanımız Kıbrıs fatihi Karaoğlan Bülent Ecevit’in, Yaser Arafat ile vaktinde kurduğu ilişkiyi sahiplendiğimizi ifade etmek isterim. Hem Bülent Ecevit’e hem Yaser Arafat’a Allah’tan rahmet dileriz.

Onların birbiri ile olan dayanışması ve CHP’nin Filistin’e desteği bugün de aynı şekilde sürmektedir. Ben 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir bağımsız Filistin devletinin kurulması, tanınması ve bütün dünyanın bu barış formülüne destek vermesini bir kez daha talep ediyorum. Akan kanın durmasını, bütün İslam coğrafyasına ve güzel memleketimize barışın hakim olmasını cenabı haktan niyaz ediyorum” dedi.

Paylaşın

CHP Lideri Özel’den Sert Sözler: Milli İrade Hırsızı

İYİ Parti’den AK Parti’ye geçen ve şu anda AK Parti Eskişehir Belediye Başkanı Olan Nebi Hatipoğlu’na tepki gösteren CHP Lideri Özgür Özel, “Daha bir yıl önce AKP’ye itirazı olan MHP’ye itirazı olan ve Eskişehirlilerden, Atatürkçülerinden oy alan AKP’ye muhalefet edeceğim oy alan birisi o günlerde aynı zamanda o iktidardan yüksek miktarda şirketlerine teşvik alıyormuş” dedi ve ekledi:

“Bu teşviklerin gereğini seçimden hemen sonra partisini değiştirerek Eskişehirlilerin oylarını alıp, Eskişehirliler bilmiyor mu oyu Ak Parti’ye vermeyi MHP’ye vermeyi. Sana vermişler bir Milli irade hırsızlığıyla, bir siyasi yankesicilikle AKP’ye transfer olan birisi şimdi diyor ki Eskişehir’i ben yöneteyim. Eskişehir’i Ayşe Ünlüce yönetirse kim kazanıyor 80 bin Eskişehirli kazanıyor. 5 mahalle kazanıyor halk kazanıyor.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Eskişehir’de 100. Yıl Kültür Merkezi açılışında açıklamalarda bulundu. Özel’in konuşmasından öne çıkan satırbaşları şu şekilde: “Buranın yıllar önce bir kapalı pazar yeri olma şartıyla belediyeye bırakıldığının burayla ilgili kararın mahalle meclisleriyle verildiğini, benim belediye başkanlarım kenti o kentin sakinleriyle yönetmeyi tercih ediyorlar. Buraya sadece bir kapalı pazar yeri değil çok amaçlı bir kültür merkezi kazandırılıyor.

Ve bu yapılırken bir şey daha ortaya çıkıyor AKP’li belediyelerin tamamen ihalelerle yaptığı işler, onları bir ihale açıp müteahhitte kazandırmak yerine, belli hizmetleri kendisi gören Odunpazarı belediye hem istihdam yaratıyor. Bu sebeple 200 milyonun üzerinde tasarruf sağlıyor. Ve o 200 milyon lira bu büyük ekonomik krizde inşaat maliyetleri bu kadar artarken, 80 bin nüfusa sahip 5 mahalle buraya geliyor böylesine devasa bir yatırım yapıyor. İşte halk için halkla birlikte yönetmek. İşte sosyal belediyecilik bu demek ben Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt’a özellikle teşekkür ediyorum.

Burada esas olan gönül belediyeciliği. Kazım Kurt’u öve öve yere göğe sığdıramazlar, Eskişehir’e kim geliyorsa Yılmaz Büyükerşen’den bahsetmeden onunla duyduğu gururu ifade etmeden bizim odamızdan ayrılmazlar. Eskişehir’i bu günlere getiren bu kuvvetli ekiple gurur duyuyoruz.

Bugün Eskişehir’i Türkiye değil dünya konuşuyor. Şimdi geliyor bu yerel yönetim mucizesi şöyle bir adım atıyor. Tecrübe geçmişteki başarıları bir yere kadar getirirken bir yandan da kadınlarını yetiştirdi. CHP’nin en önem verdiği şey gençlerdir kadınlardır Şimdi Yılmaz Büyükerşen hoca kendi ekibinden kendi genel sekreterini Eskişehirlilerin taktiriyle, onların onaylarıyla bu mucizevi kent değişimini sürdürmek üzere gözü arkada kalmadan gönül rahatlığıyla Ayşe Ünlüce’ye devrediyor biz de yolu açık olsun diyoruz.

“Milli irade hırsızı”

Her seçim umudu barındırır içinde ama demokrasinin gereği bir riski de barındırır. Daha bir yıl önce AKP’ye itirazı olan MHP’ye itirazı olan ve Eskişehirlilerden, Atatürkçülerinden oy alan AKP’ye muhalefet edeceğim oy alan birisi o günlerde aynı zamanda o iktidardan yüksek miktarda şirketlerine teşvik alıyormuş. Bu teşviklerin gereğini seçimden hemen sonra partisini değiştirerek Eskişehirlilerin oylarını alıp, Eskişehirliler bilmiyor mu oyu Ak Parti’ye vermeyi MHP’ye vermeyi. Sana vermişler bir Milli irade hırsızlığıyla, bir siyasi yankesicilikle AKP’ye transfer olan birisi şimdi diyor ki Eskişehir’i ben yöneteyim. Eskişehir’i Ayşe Ünlüce yönetirse kim kazanıyor 80 bin Eskişehirli kazanıyor. 5 mahalle kazanıyor halk kazanıyor.

Peki oyları çalıp kaçan kazanırsa ne olacakmış. Dün il başkanımı dikkatli takip ettim. Kapalı bir toplantı, bir vakıf toplantısı. AKP’ye yakın bir vakıf. Diyor ki kendisi hele bir seçileyim belediyenin bütün imkanlarını bu vakfa açacağım, bütün vakıfa açacağım. Milli irade hırsızı kazanırsa Birlik Vakfı kazanacakmış, TÜRGEV kazanacakmış. TÜGVA kazanacakmış. Daha beteri Ensar Vakfı kazanacakmış. Sizin paranızı Yılmaz hocanın 20 yıldır biriktirdiklerini onlar hizmete dönüştürür size verirken o evlatlarımızı koruyamayan Ensar Vakfı’na Eskişehir’i peşkeş çektirecekmiş. Yok öyle şey biz buradayız Eskişehir’i kimseye peşkeş çektirmeyiz.”

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Cumhurbaşkanı, Milletini Cezalandırıyor

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Rakip olarak Erdoğan’ı mı görüyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtta, “Rakip diye kavramlandırmak doğru değil. Yani yaşadığımız sorunların, yaşadığımız İstanbul’a dair problemlerin ana kaynağı ve ana konusunun sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum. Yani İstanbul’a dayatılan Kanal İstanbul’un sahibinin sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum” dedi ve ekledi:

“Cumhurbaşkanlığı yatırım planına hayati bir kısım projelerimizin alınmamasının sebebini sayın Cumhurbaşkanı olarak görüyorum. Milletini cezalandırıyor. Ve bunun gibi birçok şeyi daha sıralayabilirim. Dolayısıyla usul ve üslubunu kendisine hatırlatmayı ve milletimizin de bunu görmesini, daha iyi idrak etmesini sağlamayı sorumluluk olarak görüyorum.”

İmamoğlu, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi adına, İstanbul’a hizmet etmenin gerekliliği adına, kendisinin ihtiyacı adına bunu sorumluluk olarak görüyorum ve yapıyorum, yapmaktan da hiç geri durmadım durmam da. Çünkü bu tavır ve davranış milletimize zarar veren bir davranış. Bir de onun dışında tabii benim ona laf yetiştirmem değil kendilerinin bana yetiştirdiği laflar, zat ya da zevat diyerek, tarifleyerek kurduğu cümlelere verilen cevaplardır” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtladı.

İmamoğlu, gezileri sırasında hiç Türkçe bilmeyen Kürtlerle karşılaştığını ve onların duygularını anlamak istediği için de Kürtçe kelimeler öğrenmeye başladığını söyledi: “Yani öğreniyorum demeyeyim, birkaç kelimeyi aklımda tutmaya çalışıyorum. Ama elbette Kürtçe bilen çalışma arkadaşlarım var. Özellikle saha gezilerimde mutlaka onlar yanımda oluyor. Bazen hiç Türkçe bilmeyen Kürt vatandaşlarımızla karşılaşıyoruz.

Özellikle kadınlarda daha çok oluyor ya da yaşı oldukça yukarıda olan Kürt vatandaşlarımız da oluyor. Onların da duygularını anlamak istiyorum açıkçası. Ve gerçekten kendime sordum ben niye hiç Kürtçe bilmiyorum? En azından merhaba diyecek kadar, bir nasılsın diyecek kadar onun halini hatırını soracak kadar. Bunu açıkçası öğrenmeyi de kendime sorumluluk olarak kabul ediyorum.”

“Allah sevgisini de Allah korkusunu da bilen bir insanım”

Kişisel hayatında dindar olduğunu dile getiren İmamoğlu; inancın kişisel bir şey olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Kişisel yaşamımda ben kendimi dindar olarak kabul ederim. Yani inancına bağlı, inançla huzur bulan, inancıyla insanlara iyi bakmayı seven bir insan olarak bilirim. Çünkü ben Allah sevgisini de Allah korkusunu da bilen bir insanım. İnanç benim için aynı zamanda şöyle bir şey. Çok kişisel bir şey. Yani insanın Yaratan’la arasına kimse girmez.

Benim Kur’an-ı Kerim’den, yüce Kur’an’dan öğrendiğim ya da aldığım dinî eğitimden öğrendiğim şey, kimsenin inancını ölçemezsin kimse de senin inancını ölçemez. Kimse Yaradan’la olan ilişkine dahil olamaz, araya giremez. Kimse ölümlü dünyada sevabını, günahını ölçemez. Yani buradaki affedici de yüce Allah’tır, ceza veren de yüce Allah’tır. Benim bakışım bu. O bakımdan birilerinin inancı kullanarak inanç üzerinden çıkar sağlama, inanç üzerinden siyasi menfaat elde etme gibi girişimlerine karşı da açık söyleyeyim tedbirli bir insanım ve bunu asla kendi inancımla, İslam’la, Müslümanlıkla da bağdaştırmayan birisiyim.”

“Kanal İstanbul’un sahibinin sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum”

İmamoğlu, “Rakip olarak Erdoğan’ı mı görüyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtta ise şu ifadeleri kullandı: “Rakip diye kavramlandırmak doğru değil. Yani yaşadığımız sorunların, yaşadığımız İstanbul’a dair problemlerin ana kaynağı ve ana konusunun sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum. Yani İstanbul’a dayatılan Kanal İstanbul’un sahibinin sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum.

Cumhurbaşkanlığı yatırım planına hayati bir kısım projelerimizin alınmamasının sebebini sayın Cumhurbaşkanı olarak görüyorum. Milletini cezalandırıyor. Ve bunun gibi birçok şeyi daha sıralayabilirim. Dolayısıyla usul ve üslubunu kendisine hatırlatmayı ve milletimizin de bunu görmesini, daha iyi idrak etmesini sağlamayı sorumluluk olarak görüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi adına, İstanbul’a hizmet etmenin gerekliliği adına, kendisinin ihtiyacı adına bunu sorumluluk olarak görüyorum ve yapıyorum, yapmaktan da hiç geri durmadım durmam da. Çünkü bu tavır ve davranış milletimize zarar veren bir davranış. Bir de onun dışında tabii benim ona laf yetiştirmem değil kendilerinin bana yetiştirdiği laflar, zat ya da zevat diyerek, tarifleyerek kurduğu cümlelere verilen cevaplardır.”

Söyleşinin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Özel’den Erdoğan’a Sert Tepki: İşine Bak

CHP Lideri Özgür Özel, Erdoğan’ın CHP’ye yönelik eleştirilerine, “Erdoğan’ın işi enflasyonu düşürmek, işine baksın. Onun işi CHP kulisi konuşmak değil. ‘CHP’nin yaptığı bir işle övüneceksiniz’ deseniz CHP tüm partilerle bayramlaşan tek partidir derim” şeklinde yanıt verdi.

Özgür Özel, yerel seçimlere ilişkin ise, “İstanbul ve Ankara’yı yeniden almalıyız. Kadın aday meselesi benim çok ısrar ettiğim bir meseledir. Erdoğan kadın eşittir aile olarak kodluyor. Ama biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda ilerleyeceksek adayların yarısı kadın olana kadar bu mücadele sürecek” dedi.

CHP Lideri Özel, Afyonkarahisar belediye başkan adayı Burcu Köksal’ın açıklamalarına ilişkin ise, “Kullandığı ifadeyi duymadım, duysam o an müdahale ederdim. İfadenin ne maksatla söylendiğini gördüm ama siyasette bunun karşı tarafta nasıl değerlendirileceği önemlidir” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, KRT TV’de canlı yayında soruları yanıtladı. Özel’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Bu benim ilk seçimim. Gönlümden geçen hiçbir belediyeyi kaybetmemek. Ama en güçlü olduğumuz zamanda bile onlarca belediye kaybedersiniz onlarca belediye alırsınız. Meral hanım gibi bir son nokta demem benim için çok erken ilk seçimim.

Bu seçim CHP tek başına giriyor. Bu sonucun takdir edilecek bir sonuç olacağını değerlendiriyorum. Bir genel seçimde partimi iktidar yapmazsam bir gün durmam ayrılırım. Bu kadar başarıya susamış, insanların bu kadar travmatik bir döneminde eğer partimi iktidar yapmazsam bir gün durmam. Bu seçim çok özel şartlarda olacak bir seçim. Ölçe ve değerlendirmeye ben inanılmaz inanıyorum.

CHP adaylarını belirlerken anketlerden de yararlandı ama mesela İzmir’e 46 milletvekili gönderildi, rapor hazırlandı. Birkaç yöntemi birlikte uyguladığımız oldu. Bir genel başkan açısından belediye kaybetmek babanın evlat kaybetmesi gibi bir şey.

Seçime kısa bir süre kala anket açıklanmasını doğru bulmuyorum. Antalya AK Parti’ye geçiyor verisi benim için şaşırtıcı bir veri. Hatay’da, Lütfü Savaş hızla farkı kapatıp seçimi kazanacak gibi duruyor. Hatay’ı kazanırsak benim için sürpriz olmayacak.

İstanbul ve Ankara’yı yeniden almalıyız. Kadın aday meselesi benim çok ısrar ettiğim bir meseledir. Erdoğan kadın eşittir aile olarak kodluyor. Ama biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda ilerleyeceksek adayların yarısı kadın olana kadar bu mücadele sürecek.

Burcu Köksal’ın açıklamasını ertesi gün üçe kadar geciktirmesi bizi türbülansa soktu. Kullandığı ifadeyi duymadım, duysam o an müdahale ederdim. İfadenin ne maksatla söylendiğini gördüm ama siyasette bunun karşı tarafta nasıl değerlendirileceği önemlidir. Burcu Köksal ‘Siz düzeltin başkanım’ dedi. Ben de ‘CHP’nin kapısı herkese açıktır’ dedim.

Burcu Hanım’ın dediği, ‘Ben burada belediyeyi kendim yöneteceğim, DEM ile ittifakımız yok’ demek. Bu ifadelerin bu kelimelerle kullanılması genel seçimlerde DEM’e oy vermiş, yerel seçimlerde kendi isteğiyle CHP’ye oy verecek seçmeni rahatsız edebilirdi. Konuşmanın içindeki hüküm cümleleri biz dahil olduktan sonra düştü.

Bizim milletimiz sahtekarlığı sevmez. Abdülkadir Selvi hiç olmamış diyalogları olmuş gibi yazıyor… Erdoğan’ın işi enflasyonu düşürmek, işine baksın. Onun işi CHP kulisi konuşmak değil. ‘CHP’nin yaptığı bir işle övüneceksiniz’ deseniz CHP tüm partilerle bayramlaşan tek partidir derim.”

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Bu Seçim Ya Kanal Ya İstanbul Seçimidir

Ümraniye’de halka seslenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasında rakibi Murat Kurum’a yüklenerek, “Bu aday geldiği günden beri bir şey söylüyor. Diyor ki; ‘Milletin gündeminde olmayan benim gündemimde yok’. Hayatımda gördüğüm en yuvarlak cümle” dedi ve ekledi:

“Ne için söylüyor bunu? Kanal İstanbul için. Bakın ‘Evet, destekliyorum, mutlaka yapılmalıdır’ da demiyor, ‘Hayır, asla yapılmamalı’ da demiyor. Eveliyor, geveliyor. ‘Destekliyorum, Kanal İstanbul mutlaka yapılmalı’ dese, biliyor millet ağzının payını verecek. ‘Kanal İstanbul yanlıştır, asla yapılmamalıdır’ dese bu sefer onu buraya gönderen kişi ağzının payını verecek. İşi zor.”

İmamoğlu, konuşmasının devamında, “O yüzden cesaretle özgüvenle cümle kuramıyor. Kendini bu hale düşüren Allah muhafaza İstanbul’u ne hale düşürür? İstanbul’u Allah korusun. Bu seçim ne seçimi biliyor musunuz? ‘Kanal mı İstanbul mu?’ seçimi. Bu seçim ya Kanal ya İstanbul seçimidir” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ümraniye’de halka seslendi: İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“Kardeşiniz bu dönem milletin parasını millete vermeye devam etti. 100 bin gencimize 7 bin 500 TL burs verdik. Seneye 15 bin TL veriyoruz. Bu liste uzar gider. Bu liste benim yol arkadaşlarımın şeref madalyası. Geçtiğimi 5 yılda İstanbul belediyecilik neymiş gördü. Belediyecilikte rakip olabilecek birini bulamadıkları için şimdi bu seçimi yerel seçim alanından çıkarmaya çalışıyorlar.

Her seçimden önce yaptıkları gibi hemen inançları, milli değerleri istismar ediyorlar. Geçen gün dersine çalışmayan rakibimi bir konuşmasını dinledim. Dersine hiç çalışmıyor. Diyor ki, ‘seçimde öyle bir zafer kazanacağız ki şehit aileleri bayram edecek’ bak bak. Sanki biz bir düşman ordusuyuz  Allah akıl versin sana. Hani İstanbul’u alınca Filistin, Gazze diyordu. Şimdi şehit ve gazilerimizi sürecin içine dahil etmeye çalışıyorlar.

Ben sana buradan bir şey söyleyeyim, dersini çalışmayan ithal aday. Tepe takla gidiyorsun, 31 Mart’ı çıkartabilir misin bilmiyorum. Tavsiyede bulunayım, bir kere seçim kazanmak zafer kazanmak değildir. Zafer birilerine karşı kurulan üstünlüktür.

Geçtiğimiz 5 yılda İstanbul belediyecilik neymiş gördü. İşini seven, gayretli, adaletli belediye başkanı nasıl olurmuş gördü. Belediyecilikte rakip olabilecek birini bulamadıkları için şimdi bu seçimi yerel seçim alanından çıkarmaya çalışıyorlar.

“Ya Kanal ya İstanbul”

Bu aday geldiği günden beri bir şey söylüyor. Diyor ki; ‘Milletin gündeminde olmayan benim gündemimde yok’. Hayatımda gördüğüm en yuvarlak cümle. Ne için söylüyor bunu? Kanal İstanbul için. Bakın ‘Evet, destekliyorum, mutlaka yapılmalıdır’ da demiyor, ‘Hayır, asla yapılmamalı’ da demiyor. Eveliyor, geveliyor. ‘Destekliyorum, Kanal İstanbul mutlaka yapılmalı’ dese, biliyor millet ağzının payını verecek.

‘Kanal İstanbul yanlıştır, asla yapılmamalıdır’ dese bu sefer onu buraya gönderen kişi ağzının payını verecek. İşi zor. O yüzden cesaretle özgüvenle cümle kuramıyor. Kendini bu hale düşüren Allah muhafaza İstanbul’u ne hale düşürür? İstanbul’u Allah korusun. Bu seçim ne seçimi biliyor musunuz? ‘Kanal mı İstanbul mu?’ seçimi. Bu seçim ya Kanal ya İstanbul seçimidir.

İstanbul’da biz 39 ilçede kent lokantası açacağız. Keşke insanlarımız 3 çeşit, 4 çeşit yemeğe 40 lira değil de 400 lira verebilecek güçte olsa. Ama siz bu memleketin öğrencilerinin cebinde para bırakmadınız, emeklileri yoksullaştırdınız. Onun için açıyoruz biz bunları.”

“Bir insan seçim için bu kadar takla atar mı?”

Ekrem İmamoğlu, gün içerisinde Ataşehir Bütünleşik Halk Sağlığı Merkezi açılış töreninde açıklamalarda bulundu. İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şu şekilde;

Yaşanabilirlik endeksine göre sağlık ve sağlığa erişim bu şehri yaşanabilir kılıyor. Bu önemli bir konudur. En önemli beş objektiften birisi, göreve geldiğimiz gün itibariyle ele aldığımız hususlardan birisiydi. Sağlık tüm hayallerimizin ve 4 buçuk yıldır hayata geçirdiğimiz tüm hizmetlerin ortak kesişim kümesi. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz önemli hizmetlerimiz var.

Hayata geçirdiğimiz 21, geçireceğimiz 14 yaşam vaadimizde; bütüncül vizyonla hareket ettik. Sosyal politikalarımızda da girişim ve girişimcilere verdiğimiz desteklerle sağlıklı bir İstanbul yalnızca 16 milyon İstanbulluya değil 85 milyonluk Türkiye’ye de iyi geldiğini yaptığımız hizmetlerle gösteriyoruz.

10 yeni bağımlılıkla mücadele merkezi açacağız. Bu bağımlılıkla mücadele meselesi, Türkiye ve İstanbul’umuzun özellikle son dönemde niçin en büyük problemlerden birisi olduğunu bu millet merkezi idareye soracak hiç bu işin lamı cimi yok. Bir dönem bu işle hayatını geçiren insanlar ortalıkta kol geziyor. Şimdi de her gün birisi öbürüsü yakalanıyorken alkışlanıyorlar. Ben açıkçası söyleyeyim biz bu kadar nasıl mafyanın arasında kaldık.

Bunlar ne zaman bu ülkeye yerleşti diye düşünmeden edemiyorum. 39 ilçeye genişleteceğimiz psikolojik merkezlerimiz, hamile kadınlara gebelik danışmanlığı, ücretsiz jinekolojik sağlık kontrolleri ve smear testi testleri ve sosyal incelmesini yaptığımız kişilere ücretsiz HPV aşısını uygulamaya başladığımız hizmetlerimiz, 40 yaş ve üzeri kadınlarımıza ücretsiz mamografi hizmetimiz, 18 yaş ve üzeri kadınlara yılda bir kez ücretsiz ultrason hizmetimiz.

Hayatınızda sizi sağlıksız kılan, ruh sağlığınızı bozan, moralinizi bozan iftiralardan, kumpaslardan korusun. Bu önemli bir duadır diye düşünüyorum. Tabii sağlık tıp bilimsel bir sahadır ama biz maneviyatı yüksek bir toplumuz duanın hepimize iyi geleceğine inanıyorum. Benim duamın geçmediği bir avuç insan kaldı Türkiye’de.

Onlar içinde dua etmekten geri durmuyorum. Allah onlar için de akıl sağlığı, güzel düşünce sağlığı versin. Ama onların şöyle bir durumu var seçim yaklaşırken iki üç haftalık ruh sağlıkları bir bozuluyor bir hiddetleniyorlar. Ondan sonra seçim bitiyor biz onları siyaseten söyledik diyorlar. Ben de diyorum ki bir insan oy için seçim için bu kadar takla atar mı? Ya bu kadar kötü söz söylenir mi yapılmaz.”

Paylaşın