CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Gençler, Benden Haber Bekleyin

Sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, paylaşımında, “Sevgili gençler, sürekli gündemler ile uğraşırken, sizi unuttuğumu zannetmeyin. Arkadaşlarımla çok yoğun çalışmaya devam ediyoruz, benden haber bekleyin” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından videolu bir paylaşımda bulundu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu paylaştığı videoda, şu ifadeleri kullandı:

Gençlere güzel müjdelerim olacak ama önümüzdeki günlerde. Artısını, eksisini iyice düşünüp, finansmanını iyice düşünüp 27,5 yıl bu devlette vergi işiyle uğraştım. Prim işiyle uğraştım. Para nasıl toplanır, nasıl harcanır, nerelere harcanması lazım, imkanımız nedir bütün bu çerçeve içinde düşünüyoruz. Onlara güzel müjdelerimiz olacak. Gençlere müjdelerimiz olacak.

Gençler asla umutsuzluğa kapılmasınlar. Umutsuzluğa kapılmamaları için ne gerekiyorsa yapacağım. Şundan kesinlikle emin olsunlar: Ben gençlerin mahallelerini sattırmayacağım. Gençler o mahallelerde; huzur içinde, başı dik, onurlu gezecekler. Geleceklerini yurt dışında değil, kendi ülkelerinde arayacaklar. Ben gençlerin kendi ülkelerinde iş bulmaları, rahat gezmeleri, eğlenmeleri, çalışmaları için çok güzel şeyler yapacağım.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Kararlıyız, Başaracağız

30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla sosyal medya hesabından bir mesaj yayımlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Milletimize söz veriyorum: Kararlıyız, başaracağız! Cumhuriyetimizi, ne pahasına olursa olsun demokrasi ile taçlandıracağız! 30Ağustos Zafer Bayramı’nı yürekten kutluyorum” dedi.

Haber Merkezi / Mesajına “Ya istiklal ya ölüm, diyerek yola düşen, tüm imkansızlıklara rağmen bağımsız bir Cumhuriyet kuran Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının ilk işi, egemenliği kayıtsız şartsız millete devretmek olmuştur” sözleriyle başlayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Bugün bizlere düşen de 98 yıl önce kurulan Cumhuriyeti, demokrasi ile taçlandırarak ülkemizi kalkındırmanın yanı sıra, mazlum halklara da umut ışığı olmaktır. Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da yaşanan gelişmeler, İslam coğrafyasında bitmek bilmeyen kardeş kavgası, bu zorunluluğun en açık kanıtıdır. Bölgemizin huzura kavuşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olmasından geçmektedir.

Demokrasi mücadelesi zor bir yolculuk olsa da hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk mücadele rotasını “Zafer ‘Zafer benimdir..’ diyebilenindir. Başarı ise ‘Başaracağım.’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir.” sözüyle çizmişti.

Milletimize söz veriyorum. Kararlıyız, başaracağız! Cumhuriyetimizi, ne pahasına olursa olsun, demokrasi ile taçlandıracağız!

Paylaşın

CHP’den Bakan Derya Yanık’a Sert Tepki

Elektrik desteği alan hane sayısını açıklayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a CHP’den sert tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, “Sayın Bakan; 2,1 milyon haneye verilen elektrik tüketim desteğinin 30 katından daha fazlasının özel elektrik üretim şirketlerine ‘destekleme’ adı altında verildiğini bilmiyor mu?” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturalarına ilişkin yaptığı açıklamaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, elektrik desteği alan hane sayısını açıklayarak yanıt verdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Bakan Yanık’ın açıklaması sonrası yaptığı yazılı açıklamada, “Sayın Genel Başkanımız vatandaşlarımızın tepkisini gündeme getirince; iktidar 2,1 milyon haneye elektrik tüketim desteği verildiğini itiraf etti” ifadelerini kullandı

CHP’li Akın, açıklamasında buna göre her 12 haneden birinin muhtaç duruma geldiğine işaret ederek, “Yarattıkları yoksulluğu bir lütuf gibi sunan Sayın Bakan; 2,1 milyon haneye verilen elektrik tüketim desteğinin 30 katından daha fazlasının özel elektrik üretim şirketlerine “destekleme” adı altında verildiğini bilmiyor mu?” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, yaptığı yazılı açıklamada özetle şu ifadeleri kullandı;

“Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, elektrik faturalarındaki soygunu gündeme getirince; iktidar yıllardır gizlediği verileri açıklamak zorunda kaldı. Elektrik tüketim desteğinden kaç hanenin yararlandığı konusunda bugüne kadar pek çok kez başvurmamıza karşın hiçbir yanıt verilmemişti. Önceki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt’e Haziran 2020 ve Nisan 2020 tarihlerinde iki defa, Sayın Bakan Derya Yanık’a ise Mayıs 2021 tarihinde bir defa elektrik tüketim desteğiyle ilgili önerge verdik. Hem bilgi edinme yasası kapsamında hem de soru önergeleriyle yaptığımız başvurulara yasal süreleri dolmasına karşın hiçbir yanıt veremediler. Sayın Genel Başkanımız vatandaşlarımızın sesi olunca açıklamak zorunda kaldılar.

“Vatandaşları elektrik faturalarını ödeyemez duruma getirdiler”

Ekonominin uçacağı vaadiyle hayata geçirilen tek adam rejimi faturalar uçuşa geçti. Temel bir hak olan enerji faturalarına her ay zam üstüne zam yapıldı. Ekonomi değil, faturalar şahlandı. Tek adam rejimi; ülkemizde milyonlarca haneyi yoksullaştırarak elektrik faturalarını ödeyemez duruma getirdi. Bakan Yanık; 2,1 milyon haneye 2019 yılından beri 2,9 milyar lira destek verildiğini söyledi. Türkiye’de yaklaşık 25 milyon hane olduğu dikkate alındığında Sayın Bakan’ın bu açıklaması ülkemizde neredeyse her 12 haneden birinin bu iktidar döneminde muhtaç duruma düşürüldüğünün itirafı oldu!

Sayın Bakan; ihtiyaç sahibi 2,1 milyon haneye 2,9 milyar lira destek verilmesini adeta bir lütuf gibi duyururken; özel elektrik üretim şirketleri ile özel elektrik dağıtım şirketlerine ödenen tutarları neden açıklamıyor? “Destekleme” adı altında özel elektrik üretim şirketlerine vatandaşın faturasından kesilerek aktarılan tutar 100 milyar lirayı geçiyor. Özel elektrik üretim şirketlerine verilen destek; 2,1 milyon haneye verilen elektrik tüketim desteğinin 30 katından fazla! AK Parti vatandaşın değil, şirketlerin yanında olmayı tercih ediyor. Sayın Genel Başkanımızın da vurguladığı gibi eğer bu soyguna devam edilirse biz halkımızla birlikte kararımızı verip, şirketlere ve faturalara karşı adımlarımızı atacağız!”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a ‘Elekrtik Zammı’ Çağrısı

Sosyal medya hesabından elektrik şirketlerinin yeni bir zam oranı için onay istediğini ileri süren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunarak, “Böyle bir şeyi onaylamayı sakın aklından bile geçirme, sakın” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabında bir paylaşımda bulunarak, elektrik şirketlerinin yeni bir zam oranı için onay istediğini ileri sürdü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunduğu paylaşımında Kılıçdaroğlu, “Duyuyoruz ki elektrik şirketleri saraydan yeni zam oranı için onay istemişler. Erdoğan, böyle bir şeyi onaylamayı sakın aklından bile geçirme, sakın” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, paylaşımının devamında ise şunları dedi;

“Bırakın zammı, iktidarın elektrik faturasında halka destek vermesi gerekir. Ya fatura inmeli ya halka destek verilmeli. Eğer bu soygun devam ederse biz halkımızla birlikte kararımızı verip, bu şirketlere ve faturalarına karşı adımlarımızı atacağız.”

 

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a Sert Sözlerle Yüklendi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın öfke nöbetleri alarm veriyor; söylediklerine azami ihtiyatla yaklaşmak gerekir” dedi.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Kılıçdaroğlu, CHP’nin resmi sosyal medya hesabından yapılan videolu paylaşımı alıntılayarak şu ifadeleri kullandı:

“Erdoğan ülkeyi yönetemiyor. Küfürbaz trolleri yetmemiş olacak ki, kendisi bir trol gibi konuşmuş. Ben Erdoğan ve hakaretlerini elbette ciddiye almıyorum ancak ülkem için kaygılıyım. Erdoğan’ın öfke nöbetleri alarm veriyor; söylediklerine azami ihtiyatla yaklaşmak gerekir.”

Paylaşın

CHP’den Elektrik Faturalarının Şeffaf Olması Çağrısı

Son bir yılda yüzde 30, son üç yılda ise yüzde 122 oranında artan elektrik faturalarının şeffaf olmadığına dikkat çeken CHP’li Akın, “Vatandaşlardan elektrik faturalarında ne ödediği gizleniyor. Vatandaşın ödediği faturadaki her ayrıntıyı bilmeye hakkı var” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, art arda gelen zamlarla son bir yılda yüzde 30, son üç yılda ise yüzde 122 oranında artan elektrik faturalarının vatandaşı isyan ettirirken; elektrik faturalarının şeffaf olmadığına dikkat çekti.

CHP’li Akın, “Vatandaş elektrik faturasını öderken yalnızca kullandığı elektriğin bedeli değil; enerji şirketlerine dağıtım bedeli ve desteklerden oluşan bedelleri de ödüyor. Faturaların yaklaşık yüzde 30’u dağıtım bedeli, yaklaşık yüzde 25’i ise şirketlere verilen desteklere gidiyor. Vatandaştan elektrik faturalarında ne ödediği gizleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşa ödetilen pek çok bedelin elektrik faturalarında gizlendiğini söyleyen CHP’li Akın, yaptığı yazılı açıklamada şunları dile getirdi:

“Türkiye’de elektrik faturaları son bir yılda yaklaşık yüzde 30 oranında artmıştır. Ekonominin şahlanacağı iddiasıyla hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin üçüncü yılında elektrik faturalarındaki artış yüzde 122 oranını bulmuştur. Vatandaşlarımızın özellikle 1 Temmuz 2021 tarihinde yapılan yüzde 15 oranındaki zammın ardından gelen faturalara haklı olarak tepki göstermiştir.

“Vatandaşın ödediği faturadaki her ayrıntıyı bilmeye hakkı var”

Elektrik faturalarının sürekli artması günümüzde temel bir hak olan elektrik hizmetinin vatandaşlarımıza kamusal değil, adeta bir müşteri mantığıyla ulaştırıldığını göstermektedir. İktidar elektrik hizmetinde vatandaşı müşteri olarak görmektedir. İktidarınızda ucuzlayacağı ve hizmetin kalitesinin artacağı vaadiyle elektrik dağıtımı özelleştirilmiştir. 21 bölge halinde özelleştirilen elektrik dağıtımı, faturaları daha da artırmış, dağıtım hatlarında yeterli yatırımın yapılmaması nedeniyle sık sık elektrik kesintileri yaşanmaya başlanmıştır.

Elektrik faturalarına yansıyan dağıtım bedeli, elektrik üretim şirketlerine verilen YEKDEM desteği gibi doğrudan ya da dolaylı olarak vatandaştan alınan bedeller de gizlenmektedir. Dağıtım bedelinin faturanın neredeyse yüzde 30’unu oluşturduğu, , enerji şirketlerine verilen desteğin payının ise yüzde 25’i bulduğu ifade edilmektedir. Başka bir deyişle vatandaşa fatura edilen bedelin yarısından fazlası elektrik tüketim maliyeti değil, şirketlere verilen dağıtım bedeli ve destekleme ödemesine gitmektedir. Vatandaşlardan elektrik faturalarında ne ödediği gizleniyor. Vatandaşın ödediği faturadaki her ayrıntıyı bilmeye hakkı var.”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’ndan ‘Baskın Seçim’ Talimatı: Hazırlanın

Partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, ‘Olası baskın seçime karşı tüm örgütlerimiz hazırlıklı olsun. Önümüzdeki dönem Türkiye’yi biz yöneteceğiz’ dediği öğrenildi.

CHP MYK, dün Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Cumhuriyet’ten Erdem Sevgi’nin haberine göre, MYK üyeleri, olası baskın seçime yönelik kendi sorumluluk alanlarındaki hazırlıklarını anlattı. Sunumları dinleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kurmaylarına ve parti örgütüne, “Olası baskın seçime hazırlıklı olun” talimatını verdiği belirtildi.

Kulis haberine göre Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Türkiye’de kimsesiz bir tek ev kalmayacak. CHP, tüm kimsesizlerin yanında olacak. Hiçbir çocuk yatağa aç giremeyecek. Tüm belediye başkanları ve il başkanları bununla ilgili çalışmalarını yapacak ve raporlayacak. Yapılanlar milletle paylaşılacak. Olası baskın seçime karşı tüm örgütlerimiz hazırlıklı olacak. Önümüzdeki dönem Türkiye’yi biz yöneteceğiz. Hazırlıklarınızı buna göre yapın.”

Paylaşın

CHP’li Torun: Ne Değişti Sayın Erdoğan?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü konuşmasında afetlerle mücadeleye destek veren tüm belediyelere teşekkür ettiğini anımsatarak, “Ne değişti Sayın Erdoğan? Madem bugün teşekkür edecektiniz, dün niye suçladınız? Neden canla başla çalışan belediyelerimizin alın terine saldırdınız? Neden daha fazla insanımıza yardım götürmek isteyen belediyelerimizin bağış toplamasını engellediniz? Neden afetlerle mücadele sırasında belediyelerimizi yok sayıp toplantılara dahi çağırmadınız?” diye sordu.

Haber Merkezi / “Dün hakaret bugün teşekkür eden Erdoğan’ın samimiyeti bir sonraki konuşmasına kadardır” diyen CHP’li Torun, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Erdoğan ilk olarak, tamamen tarım ve Orman Bakanlığı’nın sorumluluğunda bulunan orman yangınlarıyla ilgili belediyelerimizi suçlamıştı. Ardından ise 18 Ağustos’ta katıldığı televizyon yayınında, belediyelerimizin yangın ve sel felaketlerindeki mücadelesini karalamaya çalışarak, sorumluluktan kaçmaya çabalamıştı.

‘Yangında selde ne yaptınız, itfaiyeleriniz nerede’ diyerek, 654 araç ve 1407 personelle mücadele eden belediyelerimizin emeğini hedef alan Erdoğan, afetlerde kaybettiği itibarı belediyelerimize saldırarak kazanmaktan medet ummuştu. Şimdi aynı Erdoğan dün çıkıp ‘siyasi parti ayrımı gözetmeden yardım çalışmalarında yer alan tüm belediyelere’ teşekkür etmek zorunda kaldı.

“Bugün teşekkür edecektiniz, dün niye suçladınız?”

Biz de soruyoruz: Ne değişti Sayın Erdoğan? Madem bugün teşekkür edecektiniz, dün niye suçladınız? Neden canla başla çalışan belediyelerimizin alın terine saldırdınız? Neden daha fazla insanımıza yardım götürmek isteyen belediyelerimizin bağış toplamasını engellediniz? Neden afetlerle mücadele sırasında belediyelerimizi yok sayıp toplantılara dahi çağırmadınız?

Şunu açık ve net olarak biliyoruz: Dün hakaret bugün teşekkür eden Erdoğan’ın samimiyeti, bir sonraki konuşmasına kadardır. Bizim belediyelerimiz, şu ana kadar tüm afetlerde, asli sorumlu olmamalarına rağmen, seferberlik anlayışı ve dayanışmayla çalışmış, çalışmaya da devam edecektir. Bizim belediyelerimizin yeri halkımızın yanıdır.”

Paylaşın

Elektriğe Yeni Zam Gündemde!

Sonbahar döneminde elektriğe yeni bir zammın kaçınılmaz olduğun işaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, iktidarı uyararak, “Elektrikteki bu üretim dengesiyle artan maliyetlerin faturasını artık vatandaşa kesmeyin. İktidar gerekirse akaryakıt ürünlerinde hayata geçirdiği eşel mobil sisteminin bir benzerini elektrik için de uygulamalı” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, sonbahar döneminde yeni bir zammın kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, “Elektrikte başta TRT payı ve dağıtım bedeli gibi kesilen fon ve vergiler kullanılarak artan maliyetlerin faturası artık vatandaşa yansıtılmamalı. Zammın tutarı bu bedelden karşılanmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşların tepkisine neden olan elektrik faturaları konusunda yazılı açıklama yapan CHP’li Akın, özetle şunları dile getirdi:

“Ülkemizde porsiyonlar küçülürken; zamlar ise büyüyor… Vatandaş artık isyan ediyor. Son zamlarla birlikte en düşük elektrik faturası artık neredeyse 250 liraya yükseldi. 2021 yılında elektriğe Ocak ayında yüzde 6, Temmuz ayında yüzde 15 olmak üzere toplam yüzde 22 oranında zam yaptılar. 2022 yılı için memurumuza ise yüzde 5 artı yüzde 7 olmak üzere toplam yüzde 12 oranındaki zammı reva gördüler. Elektrik faturalarına yapılan zam; memura yapılan zammın neredeyse iki katı. Bu nasıl adalet?

Üstelik yeni zamlar da kapıda. İklim krizine karşı bugüne kadar hiçbir adım atmayan AK Parti, bugün yaşadığımız art arda felaketlerde nasıl yetersiz kaldıysa, kuraklık nedeniyle enerji üretiminde de darboğaz yaşıyor. Hidroelektrik santrallerin üretim payı rekor oranda düşerken, ithal girdili santraller devreye alınıyor. Bu da maliyetlerin artması ve faturaların kabarmasına neden oluyor.

“Sonbahar döneminde yeni zamlar gündemde”

TEİAŞ’ın resmi verilerine göre 1-23 Ağustos tarihleri arasında Türkiye’deki üretimde hidroelektriğin payı yüzde 15’e geriledi. Bu oran daha önce yüzde 30’ların üzerindeydi. Aynı tarihte doğalgazdan elektrik üretimi yapan santrallerin oranı ise yüzde 37’ye çıktı. Bu oran daha önce yüzde 20 seviyesindeydi. Bu denge böyle devam ettiği sürece maliyetler katlanarak artacak. Bu da özellikle sonbahar döneminde yeni zamları gündeme getirecek.

İktidarı uyarıyoruz: Elektrikteki bu üretim dengesiyle artan maliyetlerin faturasını artık vatandaşa kesmeyin. İktidar gerekirse akaryakıt ürünlerinde hayata geçirdiği eşel mobil sisteminin bir benzerini elektrik için de uygulamalı. Elektrik zamları doğrudan vatandaşa yansıtılmamalı. Elektrikte başta TRT payı ve dağıtım bedeli olmak üzere kesilen fon ve vergiler kullanılarak zam vatandaşa yansıtılmamalı.”

Paylaşın

CHP’li Salıcı: Rant İçin İmar İzni Verdiler

CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Samsun’da partisinin 11. Bölge toplantısında yaptığı konuşmada, iktidara sel felaketleri üzerinden yüklenerek, “Ülke daha önce de sel felaketleri ile de karşılaşmıştı. Bunun tedbirini önceden alması gerekmiyor muydu? O dere yatağına yapılan bina izinlerini Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları mı verdi? Merkezi iktidar ve oradaki basiretsiz yöneticiler dere yatağındaki imar iznini verdiler, sırf rant yüzünden.” dedi.

Haber Merkezi / CHP’li Salıcı, konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in övgüyle söz ettiği Atatürk’ün isminin sansürlenmesini de eleştirerek, “Atatürk’ten korkuyorlar, bunun farkındayız. Ama Etiyopyalının gördüğünü Erdoğan’ın görmüyor olması bu ülkeye yakışmıyor” ifadelerini kullandı. Salıcı, toplantıda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

“Türkiye bir yandan ağır sorunlarla karşı karşıya. Bu ağır sorunlar da üç günde çıkmış değil. 19 yıllık bir Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı var ve bu iktidarın özellikle son 10 yılında Türkiye’ye ağır bir fatura kesiliyor. Bu faturanın ortadan kaldırılması için, Türkiye’nin düze çıkması için, sadece ekonomide ve yaşadığımız felaket dönemlerinde değil, Türkiye’nin haklar ve özgürlükler anlamında da bir yere gelebilmesi, demokrasi anlamında Türkiye’nin hak ettiği yerde bulunabilmesi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği çağdaş muasır medeniyetler seviyesine çıkabilmesi için Türkiye’nin açık ve net bir şekilde iktidar değişimine ihtiyacı var.

“Biz 3 yıldan beri ağır bir kriz içindeyiz”

Ortada bir siyasi iktidar var. Meseleleri biz önceden görmüş ve uyarmış olmamıza rağmen tedbir almayan, kılını kıpırdatmayan, sonra da bu yaşananlar engellenemezmiş gibi dönüp vatandaşa kendisini anlatmaya çalışan bir iktidar. Biz Ağustos 2018’de bir kur şoku yaşadık. Birkaç gün içinde döviz kurları şok yaşadı. İlk açıklama 2013, biz kur şokuna 2018’de girdik. Rahip Brunson’a bağlayıp dış güçler edebiyatı ile işin içinden sıyrılmayı tercih ettiler. Ne oldu rahip gitti kriz kaldı. Biz 3 yıldan beri ağır bir kriz içindeyiz. Kriz buhrana dönüştü ve üstüne pandemi geldi.

Vakalar görüldü, ilk vaka ortaya çıkana kadar ciddi bir tedbir alınmadı. Onlar beş maske dağıtamadı, bizim belediye başkanlarımız atölyeler kurdu, buldu buluşturdu, kıt kanaat kaynaklarıyla milyonlarca maske dağıttı. Onlar dönüp IBAN numarası verirken, bizim belediye başkanlarımız esnafa nakit desteği verdi, vatandaşın faturasını ödemesi için askıda fatura uygulamasını yaptı, veresiye defterlerini kapattı. Bizim belediyelerimiz vatandaşa dönüp IBAN numarası vermedi. Oysa ki biz Türkiye’nin büyük bütçesini yönetmiyoruz, daha mütevazi bütçeler yönetiyoruz. Üstüne birde Adalet ve Kalkınma Belediyesi’nden aldığımız bütün belediyelerimiz borçlu. Kasasında para ile aldığımız bir tek belediye yok. Bir yandan belediye başkanlarımız o borçları ödemeye çalışıyor bir yandan pandemide düşen gelirlerinden dolayı daha tasarruflu tutuma girdiler ama sosyal yardımları arttırdılar aynı zamanda da yatırımları sürdürdüler.

“İnsanın vicdanı sızlıyor”

Geçen haftalarda çok büyük Orman yangınları ile karşılaştık. Türkiye olarak ilk kez orman yangınları ile karşılaşıyor da değiliz. Bu yangınlara önceden hazırlıklı olursak tedbirimizi almış olursak, uçaklarımızı hazır edersek bu yangınları söndürebiliriz. Oysa ki Tarım Bakanı ne yaptığından habersiz bir siyasetçi. Öyle açıklamalar yapıyor ki, insanın vicdanı sızlıyor. Birinci gün “envanterimizde uçak yok” dedi. Malesefe ormanlarımızın ciddi bir kısmını böyle basiretsiz bir anlayış yüzünden yanmaya terk ettik. Son olarak bir de Karadeniz’de sel felaketi ile karşılaştık. Ülke daha önce de sel felaketleri ile de karşılaşmıştı. Bunun tedbirini önceden alması gerekmiyor muydu? O dere yatağına yapılan bina izinlerini Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları mı verdi? Merkezi iktidar ve oradaki basiretsiz yöneticiler dere yatağındaki imar iznini verdiler, sırf rant yüzünden. Sonuç şimdide tavsiyede bulunuyorlar “Dere yatağına ev yapmak yanlış bir şeydir bunu yapmamak lazım.” diye. Kim izin verdi? Tabi ki Adalet ve Kalkınma Partisi izin verdi.

Her gün ülkemize yeni sığınmacılar geliyor. 10 yıl önce Suriyeli sığınmacılar gelmeye başladılar. Büyük bir misafirperverlik gösterdik ama o, savaşın sonuçlanması için hiç çaba göstermedi. Bir şey yaptık, Avrupa Birliği ile rüşvet pazarlığı yaptık. Sonra döndü dedi ki “Biz bu işin maliyetini daha iyi karşılayabiliyoruz, onun için almaya devam edeceğiz” dedi. Biz ırkçı falan da değiliz. Biz nefret diline karşı olan insanlarız. Evrensel barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya inanan sosyal demokrat bir partiyiz. Ama Türkiye’nin bir sığınmacı sorunu olduğunu göz ardı edemeyiz. Bunun Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bakışı ile çözülebileceğini de mümkün görmüyoruz. Bunu da açıklıkla ifade edeyim.

“O para İzmir’e gelecek”

Şu anda yaşadığımız iklim krizi, yangınlar, seller depremler İzmir’de de yaşandı. İzmir’de büyük bir dayanışma ile belediye başkanı arkadaşlarımız ve belediyelerimiz destek verdi, hep birlikte İzmir’e sahip çıktık. Türkiye’nin başka yerinde de bir felaketle karşılaştığımızda Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları halka sahip çıktılar ve çıkacaklarda. Bundan daha doğal bir şey yok. Depremden sonra özellikle orta ve az hasarlı görüler ve oturulamayan binalarda kentsel dönüşüm faaliyeti yürütmek için Sayın Belediye Başkanımız Tunç Soyer, Dünya Bankası’ndan beş yıl geri ödemesiz, 25 yıl ödemeli bir kredi buldu. Bu kredinin depremde mağdur olmuş yurttaşlarımızın yararına kullanılması için ne yapılması gerekiyor? Majestelerinin sarayda imza atması, izin vermesi gerekiyor. Bütün süreçlerden haberdarlar, sadece İzmir’deki Cumhuriyet Halk Partili belediyeyi cezalandırmak için ve bizim hizmet vermemizi engellemek için imzayı atmadı. Bunu açıklıkla söylüyorum; Onlar imza atmadığı sürece, İzmirliyi cezalandırma çabasında olduğu sürece, bu yaptıkları yanlışları ve kibirli hareketi Türkiye’nin dört bir yanında dillendirmeye devam edeceğiz. O para İzmir’e gelecek. Burada bize oy veren vermeyen depremzede bütün yurttaşlarımızın kentsel dönüşümde daha iyi konutlarda yaşaması için kullanılacak.

“Atatürk’ten korkuyorlar, bunun farkındayız”

Türkiye öyle bir hale geldi ki, bu gün konuştuğunu yarın reddeden bir iktidar var. Atatürk ile uzun zamandır sorun yaşayan ve dönem dönem de sorun yaşadığını açıklıkla ifade eden bir iktidar var. En son Etiyopya Başbakanı geliyor Türkiye’ye, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşme yapıyor. Atatürk’ün reformcu kişiliğini ve devrimlerini anıyor ama bu çeviriye yansımıyor. Atatürk’ün adı çeviriye yansımıyor. Öyle bir çeviri yapılıyor ki, sanki önceki, bugünkü ve gelecekteki Lider Tayyip Erdoğan, bütün bu devrimleri sanki Tayyip Erdoğan yaptı. Bütün bu reformlar, devrimler sanki Atatürk tarafından değil de başkası tarafından başlatıldı. Atatürk’ten korkuyorlar, bunun farkındayız. Ama Etiyopyalı’nın gördüğünü Tayyip Erdoğan’ın görmüyor olması bu ülkeye yakışmıyor.

Birde Taliban’ın açıklaması var! Açıklama; “demokrasi gelmeyecek, bu konu tartışmaya kapalıdır. Kız çocuklarının okula gidip gitmeyeceğine ulema karar verir” şeklinde. Bizim bu anlayışla, bu kafa ile nasıl bir ortak noktamız var? Buyursun Tayyip Erdoğan, nasıl bir ortak noktamız olduğunu biraz daha detaylı bir şekilde topluma anlatsın.

Bütün bu sorunların çözecek kadro ve irade Cumhuriyet Halk Partisi’nde var. Belediye başkanlarımızda var, milletvekillerimizde var, örgütümüzde var, il ve ilçe başkanlarımızda var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün kadrolarında yaşadığımız bu ağır sorunları çözecek bir irade var. Bunun için sandığın gelmesi gerekiyor ve bizim çalışmalarımızı sandık gelene kadar artırarak devam ettirmemiz gerekiyor. Ben CHP’nin iktidar olacağına, Türkiye’nin aydınlık geleceğini kuracağına, Türkiye’yi normalleştirecek bir sürecin yepyeni siyasi aktörlerle bu ülkenin düze çıkacağına inanıyorum. Sizlerin inandığını da biliyorum.”

Paylaşın