14 Mayıs Seçimleri: AGİT’ten Türkiye’ye Gözlemci Eleştirisi

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine günler kaldı. AGİT, seçimler için görevlendirilen iki gözlemcinin Türkiye’ye girişine izin verilmemesine tepki gösterdi.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’ndan (AGİT), pazartesi günü yapılan açıklamada, Türkiye’nin söz konusu İskandinav vekillerin “siyasi yetkileri çerçevesinde yaptıkları açıklamaları kullanarak delegasyonun yapısını etkileme hakkına sahip olmadığı” belirtildi.

Açıklamada, Türkiye’nin bu eyleminin “uluslararası gözlemci heyetinin çalışmaları üzerinde olumsuz etkisi” olabileceği ifade edildi.

Ankara daha önce İsveç Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili Kadir Kasırga ile Danimarkalı parlamenter Sören Söndergaard’a ülkeye giriş izni verilmeyeceğini açıklamıştı.

İsveç Milletvekili Kadir Kasırga, Türkiye’nin Suriye operasyonuna karşı çıkmıştı.

Söndergaard da geçmişte Suriye Demokratik Güçleri bileşeni Kürt milis gücü Halk Koruma Birlikleri’ni (YPG) ziyaret etmişti. Türkiye YPG’yi PKK’nın uzantısı olmakla suçluyor ve bu nedenle “terörist” olarak sınıflandırıyor.

Söndergaard bir ülkenin “seçimlerde gözlemci olarak görev yapacak parlamenterleri seçemeyeceğini” söyledi. Bu durumun Türkiye’deki seçimlere gölge düşürdüğünü ifade eden Söndergaard, AGİT’in Türkiye hakkında resmi bir şikayette bulunduğunu kaydetti.

AGİT, 14 Mayıs Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine 10 Mayıs’tan itibaren 400 kadar uzmanının yanı sıra 100’den fazla seçilmiş temsilciyi seçimleri gözlemlemek amacıyla gönderecek.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Avrupa Konseyi Ve AGİT Seçimler İçin Türkiye’ye Geliyor

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerini Türkiye’nin davetlisi olarak yerinde gözlemleyecek.

Norveçli diplomat Jan Petersen başkanlığındaki ODIHR heyeti 14 kişilik çekirdek bir ekipten oluşuyor. Bu ekibe 7 Nisan’dan bu yana Ankara merkezli uluslararası uzmanlar ve 28 uzun dönem gözlemci eşlik ediyor. ODIHR’in bağlı olduğu AGİT de 10 Mayıs’tan itibaren 350 kişilik kısa süreli gözlemci heyetiyle Türkiye’de olacak.

AGİT heyetleri seçimlerin uluslararası taahhütlere, yükümlülüklere ve standartlara uygunluluğunu değerlendirecek. Bu kapsamda Türk yasal mevzuatının uygulanışı, aday kayıtları, sosyal ağlar, seçim kampanyasının yürütülmesi, seçim çalışmaları, seçim uyuşmazlıkları ve medya konuları mercek altına alınacak.

AKPM de geliyor

AGİT heyetleri gibi, AKPM de bu hafta Strasbourg’da düzenlediği Başkanlık Divanı toplantısında 14 Mayıs seçimlerini 42 kişilik bir kadroyla gözlemleme kararı aldı. Heyete aynı zamanda AKPM “Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu”nun (SOC) liderliğini yürüten Alman sosyal demokrat parlamenter Frank Schwabe başkanlık edecek.

AKPM, Hristiyan Demokrat, Liberal, Sol ve Muhafazakâr gruplarından parlamenterlerin de yer alacağı heyette, AKPM Türkiye raportörleri İngiliz parlamenter John Howell ve Avusturyalı parlamenter Stefan Schennach da görev yapacak. AKPM heyetinde Almanya’dan 7, Fransa’dan 5, Ukrayna’dan 4, İtalya, Birleşik Krallık ve Romanya’dan 3’er, Polonya ve Portekiz’den 2’şer parlamenter bulunuyor.

Seçim gözlem misyonu hakkında DW Türkçe’den Kayhan Karaca’ya konuşan raportör Howell, Türkiye’de seçim gözlem misyonunun Türkiye’nin boyu itibarıyla diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha kapsamlı olduğunu söyledi. Son depremlerde çok sayıda insanın yerinden olduğuna işaret eden Howell, “Bu insanlar nasıl oy verecek bilmiyoruz. Kimileri başka yerlerde kayıt yaptırdı, kimileri ise yaptırmadı” şeklinde konuştu.

Depremle ilgili kaygı AKPM seçim gözlem heyeti başkanı Frank Schwabe tarafından da dile getiriliyor. Birçok depremzedenin başka yerlerde seçmen kütüklerine yazılamadığını belirten Schwabe, “Yerlerinden olmuş bu insanların geldikleri bölgelere seçim günü kitlesel dönüşü söz konusu. Nasıl olacak, bilemiyoruz. Ulaşımları nasıl sağlanacak?” diye soruyor.

Depremzedelerin kimlik sorununa da değinen Schwabe, “Çok sayıda insan yaşamını yitirdi. Bu insanların kimlik kartları ne oldu? Çok sayıda insan hâlâ kayıp. Tam olarak kaç kişinin yaşamını yitirdiğinin bilinmediğini duyuyoruz. Bu kaygı verici bir durum, yakından takip edeceğiz” dedi.

Özgür ve adil seçimler

John Howell ise seçimlerin “özgür ve adil bir ortamda” yapılmasının önemine dikkat çekiyor. Uluslararası gözlemcileri Ankara’nın davet ettiğini anımsatan Howell, “Bağımsız gözlemcileri seçimleri düzenleyecek ülke ister. Amaç seçimlerin özgür ve adil yapıldığından emin olmaktır. Burada Türkiye için hedef seçimlerin sadece Türk halkı için özgür ve adil olması değil, aynı zamanda uluslararası toplumun gözünde özgür ve adil görünmektir” ifadelerini kullandı.

Avrupa Konseyi’nin önemi

Seçimlerin sonuçları Avrupa genelinde de merakla bekleniyor.  John Howell, 14 Mayıs seçimlerinin Türkiye için olduğu kadar Avrupa Konseyi için de önemli olduğu görüşünde: “Seçimler Avrupa Konseyi için de önemli zira Türkiye Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi. Bunu unutmamamız gerekir. Türkiye ayrıca yakın geçmişte Konsey bütçesine en fazla katkıda bulunan devletler arasındaydı. Burada önemli bir role sahip.”

AKPM raportörü olarak Türkiye’de insan haklarının gelişimini yakından takip ettiğini hatırlatan Howell, Türkiye’yle ilgili AKPM denetim sürecinin sonlanıp Ankara’nın Avrupa Konseyi’nde tamamen normalleşmiş bir ülke haline gelmesinin önemli olduğuna vurguda bulunuyor.

AGİT ve AKPM heyetleri, seçim gözlem misyonlarının ön bulgu ve sonuçlarıyla ilgili olarak 15 Mayıs Pazartesi günü, Ankara’da bir ön rapor yayımlayacak. Her iki kurumun tavsiyeler içieren kapsamlı seçim gözlem raporları ise yaz aylarında hazırlanacak.

Paylaşın

AGİT’ten ‘Dezenformasyon Yasası’ Uyarısı: Tekrar Gözden Geçirin

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Türkiye’nin AGİT’in medya özgürlüğü taahhütlerine tam olarak uyum sağlaması için, ilk 14 maddesi TBMM’de kabul edilen, yeni dezenformasyon yasa tasarısını tekrar gözden geçirmesi için uyarıda bulundu.

AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Teresa Ribeiro’dan, iktidarın ‘dezenformasyon yasası’ olarak adlandırdığı, kamuoyunda ise ‘sansür yasası’ olarak bilinen 40 maddelik kanun teklifiyle ilgili açıklama geldi.

Bianet’in aktardığına göre, Ribeiro’dan ilk 14 maddesi kabul edilen ve bugün TBMM’de görüşülmeye devam edilecek olan tasarıyla ilgili endişelerini dile getirdi ve tasarının tekrar gözden geçirilmesini istedi.

Yasanın çevrimiçi alanda dezenformasyonu üç yıla kadar hapisle cezalandıracağını hatırlatan Rebeiro şöyle konuştu:

“Günümüzün hızla büyüyen dijital ortamında dezenformasyonun toplumlarımız için ciddi zorluklar oluşturduğunun farkındayım. Ancak yasanın belirsiz tanımları ve geniş kapsamı, ifade özgürlüğü ve medya çoğulculuğuna karşı keyfi ve siyasi olarak motive edilmiş eylemlere yol açabilir. ”

AGİT taahhütlerini hatırlattı

Ribeiro ayrıca, ifade özgürlüğünü potansiyel olarak sınırlayan herhangi bir mevzuatın, uluslararası standartlar ve AGİT taahhütlerine aykırı olduğunu ekledi.

İfade özgürlüğüne saygı gösterilmesi isteyen Ribeiro, temel hakların gereksiz yere engellememesi gerektiğini söyledi.  Ribeiro şöyle devam etti:

“Dezenformasyona karşı koymanın en etkili yolu, bilgiye zamanında erişimi sağlamak, medya çoğulluğunu, medya ve bilgi okuryazarlığını daha geniş kesimler arasında teşvik etmenin yanı sıra bağımsız ve şeffaf teyittir.

“Milletvekillerini, bağımsız gazetecilik ve ifade özgürlüğünün ilgili uluslararası hukuk ilkeleri ve Türkiye’nin yerine getirmeyi taahhüt ettiği AGİT taahhütleri doğrultusunda güvence altına almak için tasarının hükümlerini dikkatle değerlendirmeye ve gözden geçirmeye çağırıyorum.”

Paylaşın