Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’tan Teknik Direktör Açıklaması: Tercihimiz Türk Hoca

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, kulübün 2022 yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, önümüzdeki sezon Türk bir teknik direktör ile çalışmak istediklerini söyleyerek 2 isime işaret etti:

Haber Merkezi / “Camiayı bilen, hizmet etmiş, anlayan, o ruhu aşılayacak 2 hoca çıkıyor. Bizim bu sene tercihimiz Allah’ın izniyle isim olarak söylemiyorum. Anlaşma olmadan söylenemez. Dolayısıyla Allah’ın izniyle önümüzdeki sezon yönetim kurulunda oylamaya getirdiğimiz zaman camiayı çok iyi bilen bir Türk hocayla çalışmanın bizim için en uygunu olacağını düşünüyoruz.”

Koç, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Hocamız kim olacaksa olsun biz 7’den 70’e kenetlenmediğimiz takdirde, sizin desteğinizi alamadığımız takdirde ağzınızla kuş tutsanız kolay kolay başarı gelmeyecektir çünkü çok fazla dış etkenlerle mücadele etmek zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, kulübün 2022 yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı’nda konuştu. Koç, Jerge Jesus sonrası futbol takımının başına getirilecek tektik direktöre ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Hocayı merak ediyorsunuz herhalde. ‘Akıl yok, danışmıyorsunuz, her şeye kendiniz karar veriyorsunuz’ diyorsunuz. Kişilerle istişare ettik, danıştık, sorduk elimizi açmadan, kartımızı açmadan. Bir kısmı ‘16 senedir sadece Türk hocalar şampiyon oldu, Türk olsun’ diyor. Öbürü ‘Türkiye’de şu an bize göre kimse yok, yabancı olsun ama Türkiye’yi bilen yabancı olsun’ diyor.

Geçen sene hocayı getirirken karşılaştırdığımız zaman bugün piyasada müsait olan dünya çapında geçen seneye göre çok daha fazla hoca var. Birkaçının ismini söyleyince temas kurduğumuz, ‘Aman aman, daha hoca araziyi tanıyana kadar, hakemleri anlayana kadar, medyaya alışana kadar 6 ay geçiyor sıfır kilometre yabancı hoca olmasın.’ Bu görüşe de saygı duyuyorum.

Tüm bu görüşleri bir havuz içine atıp önceliklendirdiğimiz zaman şahsi düşüncem ve ilgili arkadaşların düşüncesi Türkiye’yi hiç bilmeyen, Türkiyte2de hiç çalışmamış, ismi, ne olursa olsun bir hocayla sezona başlamamızın çok büyü risk taşıdığına karar verdik. Diğer taraftan camiayı bilecek, camianın evladı olacak, Fenerbahçe’nin DNA’sını, her şeyini bilecek, Samandıra’ya o ruhu aşılayacak biri olsun düşüncesi de var. Baktığınız zaman Türkiye’yi iyi bilen yabancı hoca 3’ü geçmiyor.

Türkiye Ligi’ni bilen, burada yıllarca hocalık yapmış, bize uyabilecek hoca dediğiniz zaman 4 bilemedin 5. 5 bile değil. Bir sürü isimlerle siz heyecanlandırılıyorsunuz olumsuz anlamda. Sosyal medyada tepkiler yağıyor. Camiayı bilen, hizmet etmiş, anlayan, o ruhu aşılayacak 2 hoca çıkıyor. Bizim bu sene tercihimiz Allah’ın izniyle isim olarak söylemiyorum. Anlaşma olmadan söylenemez.

Dolayısıyla Allah’ın izniyle önümüzdeki sezon yönetim kurulunda oylamaya getirdiğimiz zaman camiayı çok iyi bilen bir Türk hocayla çalışmanın bizim için en uygunu olacağını düşünüyoruz.  Bu konuda kürsüye gelip görüş bildirenler oldu tek tük. Onun dışında bu konuya fazla değinilmedi. Hocamızın olmaması bir tenkit vesilesi olarak söylendi.

Hocamız kim olacaksa olsun biz 7’den 70’e kenetlenmediğimiz takdirde, sizin desteğinizi alamadığımız takdirde ağzınızla kuş tutsanız kolay kolay başarı gelmeyecektir çünkü çok fazla dış etkenlerle mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bir arkadaşımız ‘Orada her şeyi siz yapacaksınız, her şeyi siz halledeceksiniz’ dedi. Diğer camialarda öyle mi oluyor bir bakın.”

Paylaşın

Aziz Yıldırım’dan Ali Koç’a Çağrı: Olağanüstü Kongreye Gidin

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a olağanüstü kongreye gitmesi yönünde çağrıda bulunan eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, “5 yıllık büyük tarihi bir başarısızlık vardır. Tribünlerde istifa sesleri yükselmektedir, takıma ve yönetime güvensizlik had safhadadır. Ali Koç ve yönetimine düşen bu seslere kulak vermek, mazeret ileri sürmeden, güven oyu alabilmek için olağanüstü genel kurula gitmek ve güven tazelemektir” dedi.

Haber Merkezi / Aziz Yıldırım, açıklamasının devamında, ‘İstenmediğim yerde durmam’ diye taraftara söz verenler, daha hangi şekilde istenmedikleri kanaatine varacaklardır? ifadelerini kullandı. Yıldırım “Beni ve arkadaşlarımı hayali düşman olarak görmekten vazgeçin” dedi ve ekledi:

“Fenerbahçe Spor Kulübü’ne 5 yılda Ali Koç’un tek başına milyarlarca lira verdiği, bu sayede kulübün ayakta kalabildiği büyük bir yalan olduğu kadar aynı zamanda taraftarlarımıza yapılmış büyük bir saygısızlıktır. Kulüp başkanlarının kulübe yaptığı hibeler her dönemde olmuştur. Hiçbir başkan bu kadar başarısızlığa rağmen buna tutunarak iktidarda kalma mücadelesi vermemiştir.

Takımımızdaki Ferdi, Arda ve benzerleri gibi yetenekleri kaybetmeyip elinizde tutun; tıpkı 2021 yılında söylediğim gibi bunların yanına geçmişte olduğu gibi yeni Alex’ler, Roberto Carlos’lar, Anelka’lar, Hooijdonk’lar, Ortega’lar, Appiah’lar, van Persie’ler, kısaca dünya çapında yıldızlar katın. 1 yıl sonra da üzülmemek, kulübün zarara uğramaması, zaman kaybetmemesi için bütün bu söylediklerimi dikkate alın ve gereğini yapın.”

Fenerbahçe Kulübü eski başkanı Aziz Yıldırım, yazılı bir açıklama yayımladı. Yıldırım, yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bilmenizi isterim ki görev yaptığımız dönemlerde, camiamızın böylesine ağır travmalar yaşadığı günlerin sonrasında, olağanüstü genel kurula yönelik ya da olası adaylık ile ilgili bir açıklama yapmak aklımızın ucundan dahi geçmemiştir. Geçtiğimiz sezonun sonunda bu büyük travmayı camiamıza yaşatan Ali Koç ve yönetim kurulu arkadaşlarıyken, hiç sorumlulukları yokmuşçasına yapmış oldukları “Aday çıkarsa genel kurula gideriz” açıklaması, beş yıllık dönemlerinin adeta bir özeti olmuştur.

Üstten bakan, kendinde hiç hata görmeyen, başarısızlığı sahiplenmeyen, hayali düşmanlar arayan bir bakış… Kulübümüzün geleneklerinde, olağan genel kurula bir yıldan daha uzun bir süre varken, kulübü, seçim sathi mahalline sokma gibi bir gelenek 2018 yılına kadar olmamıştır. 2018 yılında yapılan genel kuruldan bir buçuk yıl önce, bir Konya maçımıza dakikalar kala, kulübümüzü seçim sathi mahalline sokmak, “forma – kombine almayın, maça gitmeyin” şeklinde propagandalara ön ayak olmak, çanak tutmak, bu şekilde camianın bölünmesine sebebiyet vermek Ali Koç ve yönetiminin bu kulübün içine sokmuş olduğu bir virüstür.

Bununla birlikte, kulübümüzün geleneğinde, yaşanan büyük olumsuzlukların ardından başkanların ve yönetimlerin güven oyu almak için genel kurula kendiliğinden gitmeleri vardır. Denizli’de kaybedilen şampiyonluğun ardından daha 5 ay önce seçilen yönetim, güven oyu almak için genel kurula gitmiştir. Nitekim Ali Koç da ilk kez o genel kurulda yönetime girmiştir. Hatta bir FETÖ Kumpası olan 3 Temmuz sürecinde iki arkadaşımızın üyelikleri için mahkeme kararı ile genel kurul toplanmasına karar verildiğinde de ben tüm yönetimi güven oyu almak için seçime götürmüştüm.

Bugün, o günlerden çok daha güven tazeleme ihtiyacı vardır; 5 yıllık büyük tarihi bir başarısızlık vardır. Tribünlerde istifa sesleri yükselmektedir, takıma ve yönetime güvensizlik had safhadadır. Ali Koç ve yönetimine düşen bu seslere kulak vermek, mazeret ileri sürmeden, güven oyu alabilmek için olağanüstü genel kurula gitmek ve güven tazelemektir. “İstenmediğim yerde durmam” diye taraftara söz verenler, daha hangi şekilde istenmedikleri kanaatine varacaklardır?

Bu açıklama vesilesiyle mevcut yönetime sesleniyorum: Mevcut yönetim, ilk gününden itibaren, başarısızlıklarına, yetersizliklerine, tek mazeret ve kaçış yolu olarak beni ve arkadaşlarımı göstermektedir. Beni ve arkadaşlarımı hayali bir düşman olarak görmekten, yapamadıklarınıza mazeret olarak göstermekten bir an önce vazgeçin. Ben, bu kulübe 20 yıl başkanlık yaptım. Kulübe kazandırmış olduklarım ortadadır.

Benim duruşum bellidir; hiçbir şeyi gizli kapaklı yapmadım, yapmam, bunu beni tanıyan herkes iyi bilir. Bu kulüp tarihine geçmiş bir başkan olarak, Fenerbahçe için her zaman söyleyecek bir sözüm vardır. Bunu da hiçbir zaman kapalı kapılar ardında yapmadım. Fenerbahçe ile dertlenen insanların benimle muhtelif ortamlarda yaptığı görüş alışverişleri sizleri rahatsız etmemelidir, bu durum özellikle camiamızın içinde bulunduğu karamsar ortamda çok da olağan bir durumdur.

“Fenerbahçe Spor Kulübü kimseye muhtaç değildir”

Bu kulüp, tüzüğün aradığı koşulları sağlayan yüzlerce başkan adayı çıkaracak potansiyele sahiptir. “Ali Koç olmaz ise kimse kulübe mali destek sağlayamaz” sözü yandaşlarınız tarafından ortaya atılmış ve Fenerbahçe’de karşılığı olmayan bilinçli bir söylemdir. Ayrıca bu söylem, insanları, Ali Koç’un sadece parası için başkan seçildiği gibi yanlış bir düşünceye yöneltmektedir. Fenerbahçe Spor Kulübü kimseye muhtaç değildir. Muhtaç olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Başkanlık zenginlik ile alınan bir imtiyaz değildir.

Başkanlık, yönetme becerisi ile, yüksek organizasyon yeteneği ile, mevcut kaynaklar ile yapılabilecek bir görevdir. Türk Spor tarihi, paralı olmayan, yüksek yöneticilik becerisi ile büyük sportif başarılar elde etmiş başkanlar ile doludur. Rahmetli Süleyman Seba bunun en güzel örneklerinden biridir. Fenerbahçe Spor Kulübü’ne 5 yılda Ali Koç’un tek başına milyarlarca lira verdiği, bu sayede kulübün ayakta kalabildiği büyük bir yalan olduğu kadar aynı zamanda taraftarlarımıza yapılmış büyük bir saygısızlıktır.

Kulüp başkanlarının kulübe yaptığı hibeler her dönemde olmuştur, ama hiçbir başkan bu kadar başarısızlığa rağmen buna tutunarak iktidarda kalma mücadelesi vermemiştir. Keza geçmişten günümüze, kulübümüzün sponsorları olan büyük şirketler, kulübümüzün büyüklüğü ve marka değeri ile bir birliktelik kurmuştur; kulübe sağlanan sponsorluklar hiçbir zaman Başkanların kendi şahsi katkısı olarak değerlendirilmemiştir. Aksi değerlendirmeler, sponsorlarımıza yönelik büyük bir haksızlıktır. Bu tip değerlendirmelerden bir an önce vaz geçilmelidir.

Bu beş yıllık süreçte taraftarlarımız kulübümüze, Ali Koç tarafından sağlanan maddi desteğin kat be kat fazlası bir desteği, hem takımlarımızın maçlarına gelerek ve ürün satın alarak, hem de Fener OL, Mesut OL gibi kampanyalar yoluyla sağlamıştır. Taraftarlarımız tarafından sağlanan bu değerli destek ile birlikte, bizim dönemimizdeki futbolcuların satışlarından elde edilen bonservis gelirleri, Futbol A.Ş’nin bedelli sermaye artırımı ve amatör şubelerden gelen vergi iadesi desteği düşünüldüğünde, yüz milyonlarca Euro’nun, sayısız teknik direktör ve futbolcuya çarçur edilmesinin tek sorumlusu Ali Koç ve yönetimidir.

Ali Koç tarafından sağlanan maddi destek, varlığı inkar edilemez başarısızlığın eleştirilememesine bir gerekçe asla değildir. Fenerbahçe’yi yönetmek demek, kulübe salt para girişi yapmak değil, tüm bu finansal sistemi doğru yönetebilme kabiliyetine sahip olup sportif başarı elde etmek demektir. Bir kere daha ifade etmek isterim ki Fenerbahçe Spor Kulübü hiç kimsenin, hiçbir şirketin, vakfın, derneğin, ailenin, sosyal oluşumun malı değildir.

Fenerbahçe halktır. Fenerbahçe halkındır. Hep de öyle kalacaktır. Bugün geçiştirmek istediğiniz, güven tazelemek için almanız gereken, olağanüstü genel kurul kararı, bir müddet sonra alınmış olsa bile kulübe telafisi kabil olmayan zararlar verecektir. Yönetiminizin kalan bir yıllık süresinde takıma, teknik ekibe ve yönetime tam destek ancak genele kurulun vereceği güvenoyu ile mümkün olabilecektir. Tarihimizde bunun pek çok örneği vardır. Kişisel kaygılar ile kulübün zararına olabilecek bir kararı almayın, kulübümüzü derhal olağanüstü genel kurula götürerek güven oyu alın.

Beş yıl önce uyarıda bulunduğum konuların bugün aynen gerçekleşmiş olmasını görmek de beni üzüyor. Takımımızdaki Ferdi, Arda ve benzerleri gibi yetenekleri kaybetmeyip elinizde tutun; tıpkı 2021 yılında söylediğim gibi bunların yanına geçmişte olduğu gibi yeni Alexler, Roberto Carloslar, Anelkalar, Hooijdonklar, Ortegalar, Appiahlar, van Persieler, kısaca dünya çapında yıldızlar katın. 1 yıl sonra da üzülmemek, kulübün zarara uğramaması, zaman kaybetmemesi için bütün bu söylediklerimi dikkate alın ve gereğini yapın. Son 5 yılda kazandığımız tek kupa olan Türkiye Kupası şampiyonluğu için futbol takımımızı kutlarım.

Bununla birlikte,  Fenerbahçe Spor Kulübü’nün hedefi ve vizyonu Türkiye Kupası Finali asla olmamıştır, olamaz. Maddi ve manevi değerini, yıllar önce yitirmiş bir kupa organizasyonun finalinin kazanılması, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan ve yönetiminin beş yıllık kötü icraatları için bir kurtuluş ümidi asla olamaz. Fenerbahçe taraftarı da kazanılmış ya da kaybedilmiş bir Türkiye Kupası organizasyonu neticesi ile muhasebe yapmayacak kadar büyük bir taraftardır.

Üzülerek söylemem gerekiyor ki bizler Ali Koç’un hayal ettiği Fenerbahçe’nin hedefinin Türkiye Kupası olan bir Fenerbahçe olduğunu görememişiz, anlayamamışız. Fenerbahçe gibi bir çınarın tek bir dalına zarar gelmemesi için maddi ve manevi birçok kaybı göze alarak 1 yıl hapis yatmış şahsım ve yol arkadaşlarım adına bu satırları tarihe bir not olarak düşmeyi görev kabul ediyor, mevcut başkan ve yönetimin gerekli adımları daha fazla zaman kaybetmeden bir an önce alması gerektiği yönündeki düşüncelerimi kamuoyuna sunuyorum.

Bugün sayıları 50 bini aşan ve milyonlarca Fenerbahçe taraftarının temsilcisi olan genel kurul üyelerimizi, Fenerbahçe’nin büyük hedeflerine uygun olarak ve anlık başarılara odaklanmadan, mevcut yönetimin icraatları hususunda bir muhasebe yapmaya, kulübümüze ve kulübümüzün geleceğine sahip çıkmaya davet ediyorum.”

Paylaşın

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’tan Olağanüstü Genel Kurul Çağrısı

Kulübün resmi internet sitesinden açıklama yayımlayan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Fenerbahçe 9 sezondur şampiyonluktan uzak kalmış, üst üste yaşanan olumsuzluklar her şeyi etkiler duruma gelmiş ve camiamız ne yazık ki birbirinden ayrışmış durumdadır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Tüm bu gerçekler çerçevesinde, yeni sezonun takım planlaması sürecine girilmişken henüz bir Başkan adayının olmaması, Olağanüstü Seçimli Genel Kurul’un -tüzüğümüz gereği yapılabileceği tarih de dikkate alındığında- Fenerbahçe’yi bir sezon daha hedeflerinden uzaklaştırma riski taşıdığı yadsınamaz bir gerçektir.”

Ali koç, açıklamasının devamında, “Olağanüstü Seçimli Genel Kurul’un gerçekleşmesi halinde yeni yönetim kurulunun görev süresinin 1 yıl ile sınırlı olması da istikrarlı bir çalışma yürütülmesinin önünde ciddi bir engeldir. Bu risklere rağmen başkan adayı çıkması durumunda bugün de Olağanüstü Genel Kurul’a gitmeye hazır olduğumuzu bir kez daha paylaşıyorum” ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, kulübün resmi internet sitesinden bir açıklama yayınladı. Başkan adayı çıkması durumunda Olağanüstü Genel Kurul’a gideceğini ifade eden Ali Koç’un açıklaması şöyle:

“”Değerli Camiamız,

Kulübümüzün çatısı altında Başkan olarak görevde bulunduğum 5. sezon itibariyle Futbol Takımımız, Fenerbahçe için tek başarı kriteri olan şampiyonluğa ne yazık ki ulaşamamıştır.

Bu gerekçe ve camiamızın içerisinde bulunduğu negatif durum nedeniyle bazı görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Öncelikle, Fenerbahçe’yi hayatının odağına koyan, başarısıyla mutlu olan üzüntüsüyle kahrolan her bir taraftarımızın, üyelerimizin yaşadıklarını anlıyor, en derinden hissediyoruz.

Tüm bu duyguların bir yansıması olarak camiamızın bir bölümünden gelen Olağanüstü Genel Kurul taleplerini de anlayış ve saygıyla karşılıyoruz.

Daha önce Fenerbahçemizi yönetmeye talip olacak Değerli Başkan ve Yönetim Kurulu adayları olması halinde Olağanüstü Genel Kurul’a gitmeye hazır olduğumuzu belirtmiştim.

Bu duruşumun arkasında olduğumu vurgulamakla birlikte çağrıyı yaptığım günden itibaren bugüne dek resmi bir aday çıkmadığı da kamuoyunun malumudur.

Değerli Fenerbahçeliler,

Bugün itibariyle Fenerbahçe 9 sezondur şampiyonluktan uzak kalmış, üst üste yaşanan olumsuzluklar her şeyi etkiler duruma gelmiş ve camiamız ne yazık ki birbirinden ayrışmış durumdadır.

Tüm bu gerçekler çerçevesinde, yeni sezonun takım planlaması sürecine girilmişken henüz bir Başkan adayının olmaması, Olağanüstü Seçimli Genel Kurul’un -tüzüğümüz gereği yapılabileceği tarih de dikkate alındığında- Fenerbahçe’yi bir sezon daha hedeflerinden uzaklaştırma riski taşıdığı yadsınamaz bir gerçektir.

Olağanüstü Seçimli Genel Kurul’un gerçekleşmesi halinde yeni yönetim kurulunun görev süresinin 1 yıl ile sınırlı olması da istikrarlı bir çalışma yürütülmesinin önünde ciddi bir engeldir.

Bu risklere rağmen başkan adayı çıkması durumunda bugün de Olağanüstü Genel Kurul’a gitmeye hazır olduğumuzu bir kez daha paylaşıyorum.

Bu yol tercih edilmediği taktirde ise Haziran 2024’te yapılacak Olağan Seçimli Genel Kurulumuzda aday olacak kongre üyelerimizin aday oldukları tarihten itibaren devralacakları göreve en iyi ve sağlıklı bir şekilde hazırlanmaları adına;

Kulübümüzün her türlü imkân, bilgi ve detayları, hukuki çerçevede Değerli Başkan Adaylarına açık olacaktır. İhtiyaçları olması halinde soracakları sorulara tarafımızdan yanıt alabileceklerdir.

Son olarak;

2023-24 sezonunun Futbol Takımı planlaması hayata geçirilmeye başlamış, eksikler tespit edilmiş, Fenerbahçe’nin hedefleri çerçevesinde bütçesel planlamalar yapılmış, transfer görüşmeleri yürütülmektedir.

Kısa vadede Futbol Takımımızın önünde Türkiye Kupası hedefi bulunmaktadır.

Sizlerden ricam önce 11 Haziran günü Türkiye Kupası’nı kaldırmak ve bu netice sonrasında sezona Süper Kupa’yı kazanarak başlamak adına Fenerbahçemizin etrafında kenetlenmemizdir.

Fenerbahçe’nin ana ihtiyacı taraftarlarının gücünü arkasında hissetmesidir.”

Paylaşın

Ali Koç: Ukrayna’dan Özür Dilemeyeceğiz

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu toplantısında konuşan Başkan Ali Koç,  Dinamo Kiev ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçında Fenerbahçeli taraftarların yaptığı ‘Putin’ tezahüratları için özür dilemeyeceklerini açıkladı. 

Ali Koç, ” Ukrayna’dan özür dilemeyeceğiz. Ukrayna Büyükelçisi’nin hadsiz söylemleri sonrasında o bizden özür dilemeli. Medyada her konumuza maydonoz olan rakip takım taraftarlarından etkilenmiş olmalısınız” dedi.

Koç sözlerine, “Bir camia var ki, yönetimi, başkanı, sporcusu kim olursa olsun bizim tarafa dokunmaktan kaçınmıyor. Her konumuza maydonoz oluyor. Biz, ayrıştırmayı değil, birleştirmeye odaklıyız. Bu ülkeyi ayrıştıran o kadar çok unsur var ki, futbol bunun başında gelmemeli” diyerek devam etti.

Koç ayrıca şu sözleri sarf etti:

“İki gündür bu haksızlığa, bu çifte standarda, Fenerbahçe’ye yapılan bu hakarete kafa yoruyorum. 20 saniyelik bir olaydan bahsediyoruz. Hatırlatırım maç 120 dakika. İkinci golü yedik bir şey olmadı, elendik tezahürat olmadı, ilk golde oldu. Bence yakışıksız ve gereksiz, Fenerbahçe kimliğinden uzak bir tezahürattı; ama ne yapacağız, ağızlarına fermuar mı koyacağız?

Daha maç başlamadan, eskiden Türkiye’de oynayan bir kalecinin maçtan önce tribünleri gerdiğini gördük. Sonra gol geldi. Yine o oyuncu yedek kulübesinden fırlayıp öyle hareketler yaptı ki… Golü atan da yaptı. Yine de bize yakışmadı bu söylem. Lucescu’ya teşekkür etmek istiyorum. Kendisi oyuncuyu yanına çağırıp bağırdı çağırdı.”

Koç ayrıca, “20 saniyelik bir tezahüratı sanki koordineliymiş gibi bir siyasi kimliğe oturtmak isteyenleri kınıyorum. Türkiye’nin de Fenerbahçe’nin de bu işgalle ilgili duruşu nettir. Nedir o duruş? Biz kimsenin tarafında değiliz. Bizde Ukraynalı sporcu da var, Rus oyuncu da var” açıklamasında bulundu.

Fenerbahçe geçen hafta içinde oynanan Dinamo Kiev maçı sırasında tribünlerinden yapılan “Vladimir Putin” tezahüratına ilişkin açıklama yapmıştı. Açıklamada şu ifadeler yer almıştı:

“Dünkü maçın 58. dakikasında rakip takımın bazı oyuncularının, özellikle geçmişte ülkemizde bir takımda forma giyen yedek kalecilerinin gol sonrası sergilemiş olduğu abartılı hareketler, tribünlerin bir bölümünün galeyana gelmesine ve 120 dakika süren maç içerisinde sadece 20 saniye süren bir reaksiyona sebebiyet vermiştir.

Sebebi her ne olursa olsun tribünlerimizin bir bölümünden yükselen reaksiyonu Fenerbahçe Spor Kulübü olarak kesinlikle kabul etmiyoruz.”

Paylaşın

Ali Koç’tan Çarpıcı ‘3 Temmuz’ Açıklaması

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, 3 Temmuz’daki “Futbolda Şike Kumpası”nın 11. yıl dönümünde Fenerbahçe TV’de yayımlanan “3 Temmuz Özel” programına konuk oldu. Koç, sürece ilişkin çapıcı açıklamalarda bulundu.

Ali Koç, “Bugün Fenerbahçe Kulübü hukuksuzluğa karşı, hukuki galibiyeti; zaferi elde etmiş; hukuk nezdinde masumiyeti kanıtlanmış şekilde dimdik ayaktadır.” dedi. Koç, bu 3 Temmuz’un kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, “Zira 2011 yılından beri ilk kez bir 3 Temmuz’da ayağımızdaki FETÖ bağından kurtulmuş, söylediğimiz her sözün doğruluğu Yargıtay tarafından da kanıtlanmış olarak buradayız.” diye konuştu.

Bu 3 Temmuz’da yönetim olarak bir karar verdiklerini ve Fenerbahçeliler olarak 10 yıldır çok konuşup, haykırdıklarını da kaydeden Koç, şöyle devam etti:

“27 Aralık 2021’de Yargıtay bir karar verdi. Fenerbahçe’nin haklılığı resmen kanıtlanmış oldu. Devran döndü, kim haklı, kim çamur attı apaçık ortaya çıktı ve ‘biz susuyoruz’ dedik. Fenerbahçe, o günlerde yani bu örgütün en kuvvetli olduğu dönemde, kendilerini kimsenin sorgulamadığı, yaptıkları hukuksuz her türlü eyleme kimsenin karşı çıkmadığı hatta ciddi anlamda desteklendiği, devletin kılcal damarlarına kadar sızmış, kendi medyası, gazetesi, televizyonu, medyadaki maaşlı profesyonel çığırtkanlarıyla en güçlü olduğu dönemlerde başkanıyla, yönetimiyle, camiasıyla beraber bu yapıyla mücadele etti ve boyun eğmedi.”

Fenerbahçe’nin haklı duruşunda başta eski başkanları Aziz Yıldırım olmak üzere dönemin yöneticilerinin ve tüm camianın eşi benzeri görülmemiş bir duruş sergilediğini anlatan Koç, “Bugün ise Fenerbahçe Kulübü hukuksuzluğa karşı, hukuki galibiyeti, zaferi elde etmiş, hukuk nezdinde masumiyeti kanıtlanmış şekilde dimdik ayaktadır. Geldiğimiz nokta itibarıyla omuzlarındaki ağır yükten kurtulmuş, gururla haklılığını kanıtlamış, hafiflemiş, yorgun ancak onurlu ve şerefli bir camiadır. ‘Bugün, bu mücadelenin başladığı günün 11. yıl dönümünde haksızların, hukuksuzların, adaletsizce saldıranların hesap verişlerini izleyeceğiz’ demek istediğimiz için biz bu sefer susmayı tercih ettik. ‘Fenerbahçe’nin haklı ve vakur duruşunu susarak ve gözümüz üzerlerinde’ diyerek yansıtmak istedik.” ifadelerini kullandı.

Ali Koç, Yargıtay kararının ardından aslında Fenerbahçe’nin artık bir şey söylemesine gerek kalmadığını ve bu konunun tartışmaya kapandığını da vurgulayarak, “Şimdi esas konuşması, hesap vermesi gerekenler, kumpası kuranlar, tuzağın parçası olanlar ve bu kumpastan kendilerine fayda sağlamaya çalışanlardır.” şeklinde konuştu.

“Bizler yaşadık, bizler biliriz”

Fenerbahçe’ye 3 Temmuz’da yapılan saldırının FETÖ’nün bu ülkeye verdiği sayısız tahribatlardan biri olduğunu ve bu durumu hala kabul etmeyenlerin, kendileri için bu örgütün dümenine su taşıyanlar, bu ülkenin mücadelesini yok sayanlar olduğunu anlatan Koç, “O günlerin ne kadar acı olduğunu yaşayanlar bilir. Bizler yaşadık, bizler biliriz. Söz konusu Fenerbahçe olduğu zaman öyle söz konusu diğer hukuksuz davalar Ergenekon ve Balyoz gibi pek çok kumpas davası denilince başka türlü olmaz. Dolayısıyla ya devletin yanındasınız ya da terör örgütünün yanındasınız. Buna da birilerinin karar vermesi gerekecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Fenerbahçe’nin topyekün bir mücadele verdiğine ve her bir değerleriyle dimdik durduklarına işaret eden Koç, şunları söyledi:

“Haklılığımızla susuyoruz ve şimdi konuşması, hesap vermesi gerekenleri bekliyoruz. Şimdi adaletin yine yerini bulmasını istiyoruz. Şimdi Fenerbahçe için artık konuşma değil, bu profesyonel yapıdan hesap sorma vaktidir. Bundan sonraki hukuki mücadelemizde birlik ve beraberliğimizi koruyarak, bu mücadeleyi sonuna kadar vermemiz çok çok önemlidir. Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu gururlu mücadelenin bir parçası olmuş her bir Fenerbahçeliye canı gönülden teşekkür ediyorum. Allah bir daha ne Fenerbahçe’mize ne de ülkemize böyle bir dönem, böyle bir süreç yaşatmasın diye dua ediyorum.”

Paylaşın

Ali Koç, Kulüpler Birliği’nin Yeni Başkanı

Kulüpler Birliği Vakfı’nın olağan genel kurul toplantısı, vakfın Maslak’ta bulunan ofisinde gerçekleştirildi. Toplantıda başkanlık için tek aday olan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, vakfın yeni başkanı olarak seçildi.

Haber Merkezi / Toplantının ardından Kulüpler Birliği’nin eski başkanı Ahmet Ağaoğlu ve yeni başkan Ali Koç, basın mensuplarının karşısına çıktı. Ali Koç, basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı;

“Şahsım, kulübüm, diğer tüm kulüpler adına, Türk futbolu adına içeride de yaptığımız teşekkürü sizlerin huzurunuzda da Sayın Ağaoğlu’na yapmak istiyorum. Zira zaten hepimizin işleri ve stresi yoğun, hem kendi işlerimiz hem takımımızın günlük işleri bir de bunun üzerine skorlar eklenince çok dinamik bir hayatta yaşıyoruz. Dolayısıyla tüm bunların üzerine kulüplerin başkanı olmak, kulüplerin ihtiyaçlarını karşılayacak, sorunlarını giderecek bir pozisyona gelmek bayağı bir yük teşkil ediyor.

Ama Sayın Ağaoğlu az önce de ifade ettiği gibi bana göre tarihin en garip sezonunda Kulüpler Birliği başkanlığı yaptı ama şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki her zaman bizim adımıza bütün kulüplerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde pozisyon aldı. Ben de içeride dedim, ‘Herhangi bir üyemiz, başkanınızın kendi kulübünün çıkarları adına çalıştığı konusunda zerre kadar şüpheniz olursa lütfen en ağır eleştiriyi, ikazı yapın.’ diye.

Burada da hiç böyle bir durum olmadı, sağ olsun hepimizin adına pek çok kez gitti, geldi. Ağır bir yük taşıdı. Dediğim gibi bu garip ortam içinde çıtayı çok çok yükseltti. O yüzden hepimiz canıgönülden kendisine içeride tebriklerimizi sunduk. Bir sene uzun bir süre değil ama çok büyük bir yük. O yüzden bir kez daha teşekkür ediyorum. İnşallah yeni Yönetim Kurulumuz ki Yönetim Kurulumuzda Sayın Ağaoğlu da olmayı kabul etti. Sağ olsun. İnşallah yeni Yönetim Kurulumuz en üst seviyeye konan çıtayı yeni federasyonumuzla beraber daha da yükseklere çıkartır. En azından bu seviyede tutabilir. O yüzden Allah yardımcımız olsun, diyorum.

Türk futbolunun sorunları hepinizin bildiği gibi her geçen gün daha da kronikleşiyor. Bununla beraber ben şahsen toplantıya katılmadım. Ama yeni federasyonumuza Sayın Ağaoğlu bizi temsilen gitti. Dediği gibi ilk iki üç günde sergilenen performans gelecek için umut vadediyor. Ve bu yeni federasyonun kulüpleri sanki biraz daha dinleyecekmiş gibi, kulüplerin ihtiyaçları için kendini pozisyonlandırmış gibi bir yaklaşımı var, bir irade var. Bu bizim için çok çok önemli. Çünkü geçmiş federasyonla ne kadar temaslarımız olsa da önemli konularda arpa boyu kadar yol alamıyorduk. Kulüplerin ihtiyaçları, arzuları, talepleri hep dinleniyordu, sağ olsunlar ama bir şekilde mesafe kat edemiyorduk. Şu iki üç günde kat edilen mesafe bile kendi içinde çok çok önemli.   Dolayısıyla Türk futbolu açısından hepimizin yolu açık, şansı bol olsun. Teşekkür ediyoruz, sağ olun, var olun.

Yayın ihalesi

Şu ortamda en iyisini alsa bile bizim hak ettiğimizin çok gerisinde.  Bu da bu mevcut federasyonun yarattığı bir sorun değil. Yeni Spor Yasası var. Bize büyük sorumluluklar yükleniyor. Bütçeyi tutturamadığımız takdirde vesaire vesaire hepsini biliyorsunuz.  Bazı konular var ki tamamen bizim dışımızda olan; covid gibi, kurlar gibi, enflasyon gibi… Ve en önemlisi de yayıncı gelirleri. Büyük kulüplerin nispeten başka gelirleri de var ama Anadolu kulüplerinin gelirlerinin %80’i, 90’ı yayıncıdan geliyor. Ve orada son 2 senedir 100’er milyon Euro indirimlere onay verildi. Kulüpler de bu işe alet edildi. Dolayısıyla Sayın Büyükekşi ve ekibinin aldığı nokta zaten en düşük nokta. İnşallah düşünceleri gerçekleşir.

Yayıncıyla anlaşılacak rakam mevcut şartlarda en iyi olur, onun üstüne de başka sponsorluklar, reklam gelirleri kendilerinin de ifade ettiği gibi gelebilir. Geçen senenin rakamıyla aynı noktadayız ve Türk Lirası’nın enflasyon sebebiyle nereden nereye geldiği ortada. Yani döviz bazında baktığınız zaman çok büyük gerilemeyle karşı karşıyayız. Bizim bundan sonraki vazifemiz bugünden itibaren bir sonraki ihalenin hazırlıklarını tez zamanda yapmak, çok daha hazırlıklı olmak ve marka değerini hep beraber yükseğe çıkarmak. Yoksa bu rakamlarla Avrupa’da rekabetçi olabilmemiz pek mümkün gözükmüyor.” ifadelerini kullandı.

Kulüpler Birliği Başkanı olmak için nasıl karar verdiği yönündeki soruya Koç, “Benim dönemimde Sayın Fikret Orman başkan oldu, Sayın Sepil oldu, Sayın Çebi oldu, Sayın Ağaoğlu oldu. Hepsinin de ne zorluklar çektiğini bizzat yaşadık. Sorumluluk alma zamanı gelmişti, onu ifade etmiştim. Sağ olsunlar kulüplerimiz de teveccüh gösterdiler, tercih yaptılar. Tek adayla girdik. Ama kimin başkan olduğu değil, bizim birlik olarak ne iş çıkarttığımız önemli.” şeklinde yanıt verdi.

Paylaşın

Ali Koç’tan Transfer Açıklaması: 3 Veya 4 Transfer Yapacağız

HJK Helsinki maçının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, taraftara seslenerek, “Daha Adanaspor maçı başlamadan yıpratma kampanyası başlatıldı. Kimlerin başlattığını biliyoruz, yakından takip ediyoruz. Üzülerek görüyorum ki çok çabuk gaza geliyorlar, yıpratıcı bir noktaya geliyorlar. Ben kolay kolay yıpranmam da takım olarak, teknik kadro olarak genç arkadaşlar yıpranmaya daha müsaitler.” dedi.

Haber Merkezi / Fenerbahçe Başkanı Koç, açıklamasında transfer yapılıp yapılmayacağına da değinerek,  “İnşallah en az 3, hesabı doğru yapabilirsek de 4 transferimiz olacak… En iyisini yapmak için sabırla bir süreçten geçiyoruz. 18 günümüz daha var” ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, 1-0 galibiyetle tamamlanan HJK Helsinki maçının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Koç’un açıklamaları şu şekilde:

“Çok zor değildi, hakimiyet bizdeydi. İyi baskı yaptık. 94.dakikada baskı yapıyorduk, o da çok memnuniyet verici. Bir sistem kuruldu. O sistem yavaş yavaş oturuyor, sizler de görüyorsunuzdur. En memnun olduğum konu ise topu rakipteyken çabuk geri almamız, üçüncü bölgede basmamız, çok koşmamız, yardımlaşmamız, daha inançlı, daha savaşan bir ekip olmamız ama daha çok yolun başındayız. Köprünün altından daha çok sular akacak. Bu daha sistemin oturmamış hali.

“Doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum”

Ama diğer taraftan yeni sezona başlamadan önce çok şükür kamp dönemini kazasız, belasız, sakatlıksız atlattık derken anlaması güç şekilde arka arkaya 3 tane önemli oyuncumuz, ondan sonra Adana Demirspor maçında Serdar’ı kaybettik, bugün Novak’la İrfan… İnşallah ciddi bir şey yoktur. Dolayısıyla üstümüzde bir uğursuzluk var. Onlarla uğraşmaya çalışıyoruz kendi yöntemlerimizle fakat doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Hocamızı kutluyorum. Kısa zamanda sistemini öğretti, anlattı, inandırdı. Futbolcular da ayak uydurmaya çalışıyor.

“Ben kolay kolay yıpranmam”

İnşallah en az 3, hesabı doğru yapabilirsek de 4 transferimiz olacak. Transfer konusuna gelince taraftarlarımıza seslenmek istiyorum. Samimi taraftarlarımıza seslenmek istiyorum. Kalbi sarı lacivert çubuklu için atan, kayıtsız, şartsız Fenerbahçe’yi seven, destekleyen, iyiliğini isteyen, kulüp siyasetinin dışında olan gerçek taraftarlara sesleniyorum. Daha Adanaspor maçı başlamadan yıpratma kampanyası başlatıldı. Kimlerin başlattığını biliyoruz, yakından takip ediyoruz. Üzülerek görüyorum ki çok çabuk gaza geliyorlar, yıpratıcı bir noktaya geliyorlar. Ben kolay kolay yıpranmam da takım olarak, teknik kadro olarak genç arkadaşlar yıpranmaya daha müsaitler. Dün bir forma açıkladık; forma şöyleymiş, forma böyleymiş, arma yokmuş… Bence bu sene son yılların en güzel formalarıyla çıktık. Bu sene Puma dünya çapında kulüplerle tarihinde ilk defa yeni bir dizaynla aynı anda bir lansman yaptı. Şahsen çok beğendim. Yaygara kopartıyorlar ‘formada logo yokmuş’, şöyleymiş, böyleymiş. Formanın ön tarafı tamamen logo, arkada da renkli logomuz var. Şunu beklerdim; ‘Bravo Fenerbahçe, yepyeni dizayn, dünya çapında lansmanın parçası olmak… Puma takımları arasında birinci seviye takımlar arasında olmak, ona göre muamele görmek.’ Puma’ya da teşekkür ediyorum, iyi bir iş birliği başlattık.

“Lafımın altını çizerek söylüyorum”

Santrafor konusu. Ben gerek sezon sonunda bazı gazetecilerle, spor muhabirleriyle yaptığım toplantıda gerek Yüksek Divan Kurulu’nda bu senenin şifrelerini vermeye çalıştım. Bunlardan biri nasıl bir takım kurmak istediğimiz, ne tarz oyuncuların bizimle devam edeceğini, kendi için değil takım için özellikle oynayacak, 90 dakika savaşacak, taşıdığı formanın sorumluluğunu hem mesleğinde hem özel hayatında o bilinçle yaşayacak ve her şeyini verecek bir takım kuracağımızı ifade ettim. Gördünüz, 94.dakikada hala baskı yapan, birbiri için mücadele eden bir takım. Şahsından çok takım için. Lafımın altını çizerek söylüyorum.

Transferde rahat olun. ‘Bu tesadüfi bir sessizlik değildir. Ağustos ayının ikici yarısında ciddi fırsatlar çıkacaktır, biraz sabredin.’ dedik. Bunu derken iki santraforumuz artı Samatta –Samatta’yı Financial Fair Play’dan dolayı burada yazamıyoruz- ama en azından ikisini yazabileceğimiz Serdar’la Enner. Çok rahatlıkla birkaç maçı bunlarla geçebileceğimizi planladık. Kim tahmin edebilirdi iki, üç gün arayla ikisini de kaybedeceğimizi. Samimi taraftarımızdan rica ediyorum. Bizi yıpratmak ne demek? Takım kuramamışız, edememişiz, başkaları şöyle transfer yapmış… Geçen sene de biz çok yaptık, sezon başlamadan şampiyon ilan ediliyorduk. Çok transfer etmekle alakası yok. Disiplin, takım ruhu, sahada savaşan ekip, birbirine inanan ekip. 20 yaşındaki Muhammed golü atıyor, 16 yaşındaki Arda oyuna giriyor. Dolayısıyla biz doğru yoldayız. Daha bismillah demeden bu ruh haline kapılmalarını son derece kınıyorum, yadırgıyorum ve kırıldığımızı da belirtmek istiyorum. En iyisini yapmak için sabırla bir süreçten geçiyoruz. 18 günümüz daha var.

Kulüpler Birliği Vakfı olarak rica ettik federasyondan; 1 hafta sonra Avrupa’dan transfer penceresini kapatalım diye. Onlar zor da olsa yürürlüğe soktular. Ne fırsatlar çıkacak orada da göreceksiniz. Dolayısıyla sabredin. Şu 2-3 haftayı kazasız belasız atlatalım, Allah bizi kazadan beladan korusun. Başka takımlar e transfer yapıyorsa yapsınlar bu takım inancıyla, ruhuyla, gençleriyle, azmiyle birbiriyle savaşan bir ekipten oluşan takımın nasıl olduğunu gösterecek. Yeni sezonun hayırlı, uğurlu olmasını rica ediyorum.

“Pelkas satılmayacak”

Adana Demirspor maçından sonra konuşamamıştık. Özellikle Murat Sancak’a, Adana Demirspor yönetimine ve bizi orada çok güzel, sıcak karşılayan, başından sonuna kadar bize ilgi alaka gösteren Adana Demirspor camiasına da özellikle teşekkür etmek istiyorum. Çok güzel bir stada kavuşmuşlar. İyi de bir takımları var. Bu sıcağa rağmen Adana Demirspor’la ilk maçı oynamayı şans olarak görüyordum çünkü onlar daha oturmamış olacaklardı. Onların da yolu açık, şansları bol olsun. Haklı, adil, hak edenin kazandığı bir sezon geçirmeyi temenni ediyorum.” Pelkas’ın satılıp satılmayacağı yönündeki soruya Koç, “Satılmayacak” şeklinde cevap verdi.

 

Paylaşın

Fenerbahçe Başkanı Koç’tan şampiyonluk yorumu

Medipol Başakşehir galibiyeti sonrası açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Başkanı Koç, “Bay haftası öncesi önemli bir virajı 3 puanla geçtik. 7 hafta kaldı, bizim 6 maçımız var. 7 haftada her şey olabilir. Biz 10 senede 3 kere son haftada şampiyonluk kaybetmiş bir kulübüz. Dolayısıyla son dakikaya kadar her şeyin değişebileceğini biliyoruz. Biz inanmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Medipol Başakşehir galibiyetinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Ali Koç, yaptığı açıklamada, galibiyetten dolayı futbolcuları ve teknik heyeti kutlayarak, “İki taraf için de önemli bir maçtı. Mutlu ve başarılı olan biz olduk. BAY haftası öncesi önemli bir virajı geçtik.” dedi.

Medipol Başakşehir’in bu sezon şansızlıklar yaşadığını vurgulayan Koç, “İyi futbol oynuyorlar ama karşılığını alamıyorlar. 7 hafta kaldı, bizim 6 maçımız var. Ligde her şey olabilir. Biz son 10 senede 3 kere son haftada şampiyonluk kaçırdık. Son haftaya kadar her şeyin değişebileceğini biliyoruz. İnanmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Şampiyonluğa inanmaya devam edeceklerini söyleyen Koç’un açıklamaları şöyle;

“Uzun zaman oldu beraber olamayalı malum sebepten dolayı. Hepinize teşekkür ediyorum. Tüm futbol ailesinin paydşalarına teşekkür ediyorum. Kulüp başkanlarına, kulüplere, yayınladıkları mesajlar için, arayıp sordukları için… Herkese dönemedim, dönemediklerimden özür dilerim. Çok şükür hafif atlattım diyebilirim diğer tanıdıklarıma göre. Ama herkesi dikkatli olmaya davet ediyorum. Devletimize yapabileceğimiz bireysel olarak en büyük yardım; ikaz ve uyarıları ciddiye almak. Bu yeni varyant çok çabuk yayılıyor. Sadece iş yerlerimiz değil, kulübümüz adına konuşayım. Tüm branşlarda yayıldı. Basketbolda 5 oyuncumuz, hocamız. Bununla beraber Voleybol Kadınlar finalinde üçüncü maça çıkamadık. Kadınlar Final Four vardı. O maçtan önce de 4 önemli oyuncumuz coviddi. 2-3 idmanla sahaya çıktılar. Zaten maçın sonlarına doğru yorgunluklarından hastalığın etkilerini görmüş olduk. Dolayısıyla diğer kulüpler de bu sıkıntıları yaşıyorlar. Herkesi çok dikkatli olmaya davet ediyorum. Tüm sporcu arkadaşlarıma, teknik kadrolara, stafflara, hepsine geçmiş olsun diyorum. Hastalığım süresince yanımda olan, arayıp soran, merak eden, ilgilenen herkese çok teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar.

Kulübümüzde son birkaç haftadır bu virüsle yoğun bir şekilde boğuşuyoruz. Bu saydıklarım sporcu arkadaşlarımız. Aynı zamanda kulübümüzde çalışan pek çok kişiye de sirayet etmiş vaziyette. Hepsine de acil şifalar diliyorum. Kötü bir zamanda yakaladı bizi; sportif açıdan söylüyorum. Ben aşı olmadım çünkü sıram gelmemişti ama sırası gelenlerin muhakkak aşı olmalarını özellikle tavsiye ediyorum. Zararı yok, faydası vardır. Aşı sırası gelen herkesin özellikle bu imkandan yararlanması gerektiğini önemle vurguluyorum. Her aşı olan, 2 aşısını da olan yakalanmayacak diye bir şey yok ama hem yüzdeleri düşürüyor hem de yakalananlar daha çabuk iyileşiyorlar. Üstüne basarak söylemek istiyorum.

“Biz inanmaya devam edeceğiz”

Maça gelirsek arkadaşlarımı canıgönülden kutluyorum.  Bizim için çok önemli bir maçtı bilhassa bay haftasından önceki haftada. Medipol Başakşehir geçen senenin şampiyonu. Bana göre talihsiz bir sezon yaşıyorlar bizim 2 sene evvel yaşadığımız gibi. İyi top oynuyorlar ama karşılığını alamıyorlar. Fakat ikimiz için de çok önemli bir maçtı. Mutlu olan, muvaffak olan, 3 puanı alan biz olduk. Bay haftası öncesi önemli bir virajı 3 puanla geçtik. 7 hafta kaldı, bizim 6 maçımız var. 7 haftada her şey olabilir. Biz 10 senede 3 kere son haftada şampiyonluk kaybetmiş bir kulübüz. Dolayısıyla son dakikaya kadar her şeyin değişebileceğini biliyoruz. Biz inanmaya devam edeceğiz. Kaptanımıza, hocamıza, Sportif Teknik Direktörümüz, birçok rolü olan Emre Belözoğlu’na, arkadaşlarına ve sahada olan olmayan tüm oyunculara… Bir hava yakaladılar, hava değişti. Topla çok oynuyoruz, ayağımızda tutuyoruz. Rakibimize az imkan veriyoruz. Şu an gidişattan, yakaladığımız havadan, oynadığımız futboldan ve sonuçlardan son derece memnunuz.

Yeri gelmişken kalecimiz Altay, sadece iyi bir kaleci değil, iyi bir insan. Ona da çok geçmiş olsun diyorum. Sadık Çiftpınar da ameliyat olmuştu o da çok şükür normale dönüyor. İkisine de çok geçmiş olsun diyorum. Altay’a acil şifalar diliyorum. İnşallah bu sezon olmasa da Milli Takımın Avrupa turnuvalarına yetişme ihtimali yüksek. İnşallah yetişir, ülkemizi en iyi şekilde temsil eder.

Malatyaspor maçında gördüğüm tüm yorumcuların penaltıyı işaret etmesi… Dikkat ederseniz biz maçtan sonra bir şey demedik. Türkiye’de Süper Lig’de genellikle herkes hakem performansından özellikle VAR hakemlerinin performansından, teknolojiyi kullanma şeklinden ve burada bir standart yakalayamamızdan dolayı çok kulüp şikayet ediyor. Ne kadar katılırsınız bilmiyorum ama biz mümkün oldukça en çok vaka yaşayan ama en az şikayet eden kulüplerin başındayız. Veya birincisiyiz. Bu yüzden de taraftarlarımız tarafından tenkit ediliyoruz. Bunu çok dikkatli yapmaya çalışıyoruz. Kimin sesi daha çok çıkarsa, kim daha çok bağırırsa onun kazandığı bir ortam olmamasını istiyoruz. Öyle bir ortamı istemediğimiz için de mümkün olduğu kadar kendi ilkelerimize uymaya çalışıyoruz.

Bugünün maçına gelirsek VAR odasındaki arkadaş Ümit Öztürk… Bizim Fenerbahçe Spor Kulübü olarak sıkıntılarımız var. Onun VAR odasında olsun, sahada olsun hakemlik yaptığı maçlarda sıkıntı yaşıyoruz. Bugün Cüneyt hocanın işini bana sorarsanız kolaylaştırmadı, zorlaştırdı. Birkaç pozisyon var. Bilhassa yediğimiz golden önceki pozisyon bence orada yardımcı olmalıydı orta hakeme. Bir iki tane de kırmızı kartlık olaylar var, bunu orta hakemin kaçırması son derece normal ama VAR hakemi orta hakeme daha yardımcı olabilirdi diye düşünüyorum. Bu ismin özelinde de rahatsızlıklarımız var, tabi biz o gelsin bu gelmesin demedik bugüne kadar, bundan sonra da demeyeceğiz. Ama bu konuya dikkat çekmeye ihtiyaç duydum.

Şu ortamda her şey olabilir, renkli bir lig, heyecanlı bir finish olacak, biz bir hava yakaladık, inşallah devamını getirebiliriz. Bu yakaladığımız havayı engelleyebilecek en önemli unsurlardan biri sakatlık, öbürü de covid konusu. İnşallah ikisinden de zarar görmeden en iyi şartlarda ipi göğüsleriz. Birkaç hafta önce belki mucize diyebilirdik ama artık mucize demeye gerek yok buna. Her takım puan kaybedecektir, biz de dahil. Kalan 6 maçın 5’ini alıp bir beraberlik… Her şey olabilir.

“Bizi buraya kadar Erol hoca getirdi, çok büyük emeği vardır”

Erol hocanın burada çok büyük bir emeği var. Biz Erol hocaya inandık, sezon başında onunla başlayana kadar çok analizler yaptık, hem yurtiçinde hem yurtdışında birkaç hocayı karşılaştırdık, yapay zekaya kadar kullandık ancak bir noktaya geldiğimizde kan değişikliğine ihtiyaç olduğuna inandık. Ama unutmayalım ki bugün şampiyonluktan bahsediyorsak bizi buraya kadar da Erol hoca getirdi, çok büyük emeği vardır. Daha önce olabilir miydi? Belki olabilirdi. Birkaç maç kötü süreç yaşadık ama her kötü süreçte hoca değişmez. Erol hoca ile 10 maçın 9’unu kazandığımız bir süreç de oldu. Benim için hocalık kadar insanlık da karakter de çok önemli. Erol hoca karakter olarak parayla ilişkisi olmayan, menajerlik işlerine karışmayan, sosyal medyada haber yaptırmayla, medyaya haber sızdırmayla uğraşmayan, özü sözü bir, mert bir arkadaştı. Tam benim çalışmak istediğim karakterde biri. Ona da bize buraya kadar yaptığı hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum, her daim başarılar diliyorum.

Kaptana gelince kaptanın bir futbol felsefesi var. Yıllardır kendini buna hazırlıyor. Başakşehir’de oynarken bile, ben zaman zaman konuşuyordum, kariyer konuşmaları yapıyorduk. Onun kafasında bir futbol stili, futbol anlayışı var. Bunu da her maç üzerine koyarak götürüyor. Hoca olarak da çok hırslı. Futbolcular da kendisini çok seviyorlar, inanıyorlar. Güzel bir kimya yakaladığımızı düşünüyorum, inşallah yanılmam, inşallah da bu değişikliğin meyvelerini toplarız. Dediğim gibi Erol hocanın buraya yaptığı hizmetler olmasa belki şampiyonluğu konuşacak durumda olmayabilirdik. Emre’ye bugünkü kariyerinde bizimle başarılar diliyorum, Erol hocaya da her daim başarılar diliyorum.”

Paylaşın

Ali Koç, Kovid 19’a yakalandı

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’un Kovid-19 testi pozitif çıktı. Kulüpten yapılan açıklamada, Koç’un genel sağlık durumunun iyi olduğu, izolasyon ve tedavi sürecinin evinde devam edildiği belirtildi.

Haber Merkezi / Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’a yapılan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testi pozitif çıktı. Kulübün sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Başkanımız Ali Koç Hakkında Bilgilendirme Başkanımız Ali Koç’un dün gerçekleştirilen Kovid-19 testi pozitif sonuç vermiştir. Başkanımızın genel sağlık durumu iyi olup, izolasyon ve tedavi süreçlerine evinde devam edilmektedir. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.”

Paylaşın

Ali Koç: Bu Maç, Bu Sezonun Özeti Gibiydi

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, 2-1 kazanlıan Akhisarspor maçının ardından yaptığı açıklamada, “Bu maç, aslında bu sezon yaşadıklarımızın bir özeti gibiydi” ifadelerini kullandı.

Ali Koç, açıklamasında Türk futbolunun içinde bulunduğu krize ilişkinde, “Ben mütemadiyen bu sistemin kokuşmuş olduğunu, vasatlığın altında olduğunu belirtiyordum. Teknolojiye rağmen ne kadar kurgulanmış olduğunu görüyorsunuz. Bugün yaşananlara da şaşırsam mı üzülsem mi gülsem mi bilmiyorum. Yazık. Gerçekten çok yazık” ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe Başkanı Ali, 2-1 kazanılan Akhisarspor maçının ardından önemli açıklamalarda bulundu.

Koç’un açıklamalarından öne çıkan bölümler şu şekilde:

“Normal şartlarda Fenerbahçelilerin televizyonlarını yarın saat 22.30’dan sonra seyretmelerini isteyecektim ama enteresan bir gün geçirdik. Türk futbolu açısından sıkıntılı bir gün. Maçımız 2-1 bitti. Çok daha farklı kazanabilirdik ama önemli değil. Bu maç, aslında bu sezon yaşadıklarımızın bir özeti gibiydi. Fakat bugün; Türk futbolu açısından son derece üzücü, endişe verici, bununla beraber malumun da ilanı.

“Bu sistemin kokuşmuş olduğunu, vasatlığın altında olduğunu belirtiyordum”

Ben gerek seçim sürecinde gerekse seçildikten sonra her zaman bu sistemin temizlenmesi gerektiğini üstüne basa basa söylüyordum. Bunu ne bir mazeret olarak ne bir maç sonucu sonrası söyledim. Ben mütemadiyen bu sistemin kokuşmuş olduğunu, vasatlığın altında olduğunu belirtiyordum. Teknolojiye rağmen ne kadar kurgulanmış olduğunu görüyorsunuz. Bugün yaşananlara da şaşırsam mı üzülsem mi gülsem mi bilmiyorum. Yazık. Gerçekten çok yazık. Bu aslında becerisizlikle, basit bir insan hatasıyla, küçük bir yanlışla anlatılabilecek bir durum değil. Bunun çok çok ötesinde.

“Türk futbolu ayağa kalkmalı”

Türk futbolunun bu anlayıştan, bu zihniyetten ve bu virüslerden arınması lazım. Bu bir kulübün, kulüp başkanının, iki üç kulübün bir araya gelerek yapabileceği bir iş değil. Tablo ortada. Halkın, kamuoyunun tepkileri de ortada. Sosyal medya diye bir olay var. İnsanlar hür iradelerini hangi takımı tuttuklarından bağımsız olarak orada ifade ediyorlar. Tekrar ifade etmek istiyorum. Sadece futbolu yönetenler değil bu değerli zincirin içindeki tüm paydaşların temizlenmesi, temizlenmeyeceklerin arındırılması ve bu sistemin böyle devam etmemesi gerekiyor. Böyle tepkili konuşmalar falan da bir şeyi değiştirmiyor ama bence Türk futbolu ayağa kalkmalı. Türk futbolu ortak tepkiler verebilmeli. Türk futbolu kendi içinde kendi kendini temizleyebilmeli. Adil rekabetin sağlanabileceğini hep beraber gösterebilmeliyiz. Tabii ki hatalar olacak. İnsanın olduğu yerde hatalar olur. Hata olmadan olmaz. Ama hata var hata var. Hatadan öteye bir durumdan bahsediyoruz. Her zaman ifade etmişimdir.

“Çocuklarımıza bırakacağımız mirasın bu olmaması lazım”

Türkiye Futbol Federasyonu; Türk futbolunda adil rekabetin, hakkaniyetin sağlanması için en önemli ve sorumluluğu en yüksek olan kurumdur. Hepimizin sorumlulukları vardır ama bir numaralı kurum, Türkiye Futbol Federasyonu’dur. Futbolun ne kadar gerginlik yarattığını, nasıl ayrıştırıcı bir konumda olduğunu, nefret tohumlarının nasıl ekildiğini hep beraber üzülerek görüyoruz. Çocuklarımıza bırakacağımız mirasın bu olmaması lazım. Herhalde bu gece Rize’de yaşananlar sözün bittiği yer ve sözün bittiği maç olsa gerek. Ben, doğru bildiğimi ve inandıklarımı söylemeye devam edeceğim. Sadece benim söylememle ve bizim söylememizle de bu olmuyor. Bence Türk futbolu içindeki aktörlerin hepsi bilhassa yönetimsel konumdaki herkes temizlenmeli.

“Nasıl bir açıklama olacağını çok merak ediyorum”

Hazır yeni seçim varken de kendi konularında kifayetli, liyakati yüksek,  futbola katma değer sağlayabilecek, adaleti getirebilecek, marka değerlerini arttırabilecek, tribünlerin dolu olmasını sağlayacak, kulüplerin finansal yapılarının daha sağlıklı bir konuma gelmesi için yapısal reformları yapabilecek, teknolojiyi en iyi şekilde kullanabilecek, topyekun Türk futbolunu kaldırabilecek ve bu işi yapabilecek uzmanlar gerekiyor. Bunu bir kez daha görüyoruz. Nasıl bir açıklama olacağını çok merak ediyorum. Hataların nasıl anlatılacağını, yorumcuların üstlerinde taşıdıkları formalı çıkartabilip hakkaniyet çerçevesinde adil bir sözle nasıl yorumlayacaklarını çok merak ediyorum. Zamanınızı aldığım ve meşgul ettiğim için kusura bakmayın. Bu meseleyi güzel bir şekilde kapatalım. Tüm analarımızın Anneler Günü kutlu olsun. Size de iyi pazarlar diliyorum.”

Paylaşın