Merkez Bankası’ndan Kur Korumalı Mevduat’ı Azaltacak Düzenleme

Vadesi gelen Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarını standart Türk Lirası (TL) mevduata dönüştürme hedefi getirildi. Bu konudaki kriterleri tutturamayan bankalar ek menkul kıymet tesisine mecbur olacak.

Öte yandan döviz ve kıymetli maden mevduatına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırıldı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk lirası (TL) mevduatları artıracak, Kur Korumalı Mevduat’ı (KKM) azaltacak düzenlemeye gitti.

Resmi Gazete’de yayımlanan dört farklı tebliğe göre Merkez Bankası yabancı para mevduattan KKM’ye dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasına son verdi.

Değişiklikle, vadesi gelen kur korumalı mevduat hesaplarını standart TL mevduata dönüştürme hedefi getirildi. Bu konudaki kriterleri tutturamayan bankalar ek menkul kıymet tesisine mecbur olacak.

Öte yandan döviz ve kıymetli maden mevduatına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırıldı.

Vadesiz, ihbarlı ve 1 aya kadar vadeli döviz hesapları için zorunlu karşılık oranı yüzde 29 oldu. 3 ay, 6 ay ve 1 yıla kadar vadeli döviz hesabı zorunlu karşılık oranı yüzde 25 oldu. 1 yıl ve daha uzun vadeli döviz hesabı zorunlu karşılık oranı ise yüzde 19 oldu.

Düzenlemeyle ne amaçlanıyor?

Yapılan düzenlemelerle TL mevduatlar artarken, kur korumalı hesaplardan TL mevduata geçiş sağlanarak KKM’nin azaltılması gözetiliyor. Böylece TL vadeli mevduat hesapları desteklenerek makro finansal istikrarın güçlendirilmesine katkı sağlanması amaçlanıyor.

Bu kapsamda, Merkez Bankası’nca kur koruma desteği sağlanan hesaplardan TL hesaplara geçiş ve belli oranda kur korumalı hesapların yenilenmesinin hedeflenmesine, kur koruması bulunmayan TL payı seviyesinde artış hedefine geçildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) Kur Korumalı Mevduat’a (KKM) ilişkin yapılan açıklama şu şekilde:

Sadeleşme süreci kapsamında yabancı para mevduattan kur korumalı mevduata dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre menkul kıymet tesis ve zorunlu karşılık uygulamasına son verilmiştir.

Yapılan düzenlemelerle Türk lirası mevduatlar artarken, kur korumalı hesaplardan Türk lirası mevduata geçiş sağlanarak kur korumalı mevduatın azaltılması gözetilmektedir.

Böylece, Türk lirası vadeli mevduat desteklenerek makro finansal istikrarın güçlendirilmesine katkı sağlanması amaçlanmaktadır.

Bu kapsamda, Merkez Bankasınca kur koruma desteği sağlanan hesaplardan Türk lirası hesaplara geçiş ve kur korumalı hesapların belli oranda yenilenmesinin hedeflenmesine, Kur koruması bulunmayan Türk lirası payı seviyesinde artış hedefine geçilmesine, karar verilmiştir.

Sadeleşme süreci ve kur korumalı mevduatın Türk lirası mevduata geçişine ilişkin adımlar Para Politikası Kurulu’nun ilan ettiği ilkeler doğrultusunda devam edecektir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan KKM için yatırımcılara “yeni bir finansal alternatif” sunduklarını söylemişti.

Kur korumalı mevduatların büyüklüğü Ağustosa ayı itibarıyla 117 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu banka mevduatlarının yaklaşık yüzde 25’lik kesimine karşılık geliyor.

Reuters KKM karşılıkları için, TL’de seçim sonrası yaşanan düşüşe bağlı olarak Merkez Bankası’nın Haziran ve Temmuz aylarında 11 milyar dolar ödediğini aktarıyor. Dövize çevrilebilir mevduat uygulamasının maliyeti Hazine tarafından karşılandı.

“Bunu gerçekleştirmek kolay olmayacak”

Ekonomist Kerim Rota Merkez Bankasının bu kararını değerlendirdi. Rota’nın açıklamaları şöyle:

“1.5 yıl boyunca tasarrufları başka ülkenin paralarına endeskleyen bir ürünü gözümüzün içine baka baka “Liralaşma” diye satmaya çalıştılar. Bu kanaldan TCMB’ye gelen dövizden çok daha fazlasını seçim uğruna geri sattılar. Buna yatırım yapan bireyler ve şirketlere vergi muafiyeti sağladılar.

KKM’ye Hazine ve TCMB’den şimdiye dek tahminen 700 Milyar TL üzerinde nakit aktarım yaptılar. Bunun yardımıyla ömrü uzatılan ölçüsüz negatif reel faiz nedeniyle dünyanın en yüksek 5.enflasyonuna maruz kaldık. Enflasyonun çok altında faizlerle verilen kredilere ulaşabilenlere vahşi bir servet aktarımı yapıldı.

Yine bu nedenle son dönemde dünyada konut ve kira fiyatları reel olarak en çok artan ülke haline geldik. Muhtemelen gelir ve servet dağılımı en çok bozulan ülkelerden biri olduk. Bugün yayınlanan tebliği KKM ve ölçüsüz negatif reel faizin verdiği zarardan kademeli dönüş niyeti beyanı olarak okumak gerekir. KKM ve negatif reel faizden dönüş niyeti doğru olsa da bunu gerçekleştirmek kolay olmayacak.

Tasarruf sahibi ve yatırımcının paramıza karşı öyle bir güven kaybı oluştu ki, bunun sadece iki ürün arasındaki faiz farkı ile geri kazanılması kolay değil. Öncelikle Haziran ayında sözü verilen şeffaflık ve öngörülebilirlik sözlerinin arkasında durmak gerekir.“

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir