Mars’ın Uydusu Var Mı?

Kızıl Gezegen olarak da bilinen Mars, 1610 yılında keşfedildiğinden bu yana insanoğlunun hayal gücünde büyük bir rol oynuyor. Ancak gezegenin uyduları pek itibar görmüyor: Phobos ve Deimos.

Haber Merkezi / Bu uydular, 1877 yılında Amerikalı astronom Asaph Hall tarafından keşfedilmiştir. Phobos, Mars’a daha yakın ve daha büyük olan uydudur, yaklaşık 22 km çapındadır, Deimos ise yaklaşık 12 km çapındadır. Her ikisi asteroid benzeri gök cisimleridir.

Phobos

1877’de Asaph Hall tarafından keşfedilen Phobos’un adı, Yunan mitolojisindeki korku tanrısı Phobos’tan gelir. Yaklaşık 22 km çapında olan Phobos, düzensiz, patates şeklinde bir gök cismidir.

Phobos, Mars’a yaklaşık 6 bin km mesafede dolanır. Bu, bir gezegen uydusunun ana gezegenine en yakın yörüngelerden biridir. Phobos, Mars etrafında bir turu yaklaşık 7 saat 39 dakikada tamamlar, bu da Mars’ın kendi ekseni etrafındaki dönüş süresinden (bir Mars günü: ~24.6 saat) daha hızlıdır. Bu nedenle Phobos, Mars gökyüzünde batıdan doğuya doğru hareket eder gibi görünür.

Phobos’un yüzeyi kraterlerle kaplıdır ve en büyük krateri Stickney Krateri’dir (yaklaşık 9 km çapında). Yüzeyde ayrıca toz ve gevşek kayaçlardan oluşan bir regolit tabakası bulunur. Phobos’un düşük yoğunluğu (1.9 g/cm³), onun muhtemelen gözenekli bir yapıya sahip olduğunu ve bir yığın moloz asteroidi olabileceğini gösteriyor.

Phobos, Mars’a çok yakın olduğu için gezegenin yerçekimi etkisiyle yavaş yavaş ona yaklaşıyor. Phobos’un yaklaşık 30 – 50 milyon yıl içinde ya Mars yüzeyine çarpacağı ya da tidal kuvvetler tarafından parçalanarak bir halka sistemi oluşturacağı tahmin ediliyor.

Deimos

Deimos da Phobos gibi 1877’de Asaph Hall tarafından keşfedildi. Deimos’un adı, Yunan mitolojisindeki dehşet tanrısı Deimos’tan gelir. Yaklaşık 12 km çapında olan Deimos, Phobos gibi düzensiz şekilli ve asteroid benzeridir.

Mars’tan yaklaşık 23 bin 500 km mesafede döner ve bir turunu yaklaşık 30 saat 18 dakikada tamamlar. Bu, Mars’ın dönüş süresinden daha yavaştır, bu yüzden Deimos gökyüzünde doğudan batıya doğru hareket eder.

Deimos’un yüzeyi de kraterlerle kaplıdır ancak Phobos’a göre daha pürüzsüz görünür, çünkü yüzeyindeki kraterler daha fazla regolit (toz ve kaya parçaları) ile doludur. En büyük kraterleri Swift ve Voltaire olarak adlandırılmıştır.

Deimos’un yoğunluğu da oldukça düşüktür (1.5 g/cm³), bu da onun gözenekli bir yapıya sahip olabileceğini düşündürmektedir.

Phobos ve Deimos’un kökeni hala tartışmalıdır. En yaygın teori, bu uyduların Mars tarafından yakalanmış asteroidler olduğu yönündedir, çünkü yapıları ve düşük yoğunlukları, Jüpiter ile Mars arasındaki asteroid kuşağındaki C-tipi (karbonlu) asteroidlere benzerler.

Başka bir teori, bu uyduların Mars’ın oluşumu sırasında gezegenin çevresindeki malzemelerden oluştuğunu öne sürmektedir.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir