Karamollaoğlu, ‘Hayat Pahalılığı’ Üzerinden İktidara Yüklendi

Partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan SP Lideri Karamollaoğlu, hayat pahalılığı üzerinden iktidarı sert sözlerle eleştirerek, “Erdoğan hükümeti milletin ekmeğine göz dikti” dedi.

Haber Merkezi / Konuşmasında, TÜİK’in açıkladığı son rakamların bile Erdoğan hükümetinin ülkemizi içine soktuğu darboğazı tüm çıplaklığıyla ortaya koyduğunu vurgulayan Karamollaoğlu, “Enflasyon %61’lik  oranıyla son 20 yılın zirvesini yenilemiş oldu! Bireysel kredi ve kart borcundan dolayı takibe düşenlerin sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 3 kat arttı. İç savaş olmak üzere siyasi krizler yaşayan ülkelerin enflasyonunun çok daha üstünde bir enflasyonla karşı karşıyayız…” ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, konuşmasının devamında ise, “Bizim ikazlarımıza rağmen ‘Ben Ekonomistim’ diyen Erdoğan hükümeti ve ortakları dört yıl önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, direksiyonu bugün gitmekte olduğumuz uçuruma doğru kırmışlardı. Bugün gençler; dünya turunu, ülkeyi gezmeyi bırakın bayramda memleketlerine gidecekleri otobüs biletini almakta bile zorlanıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanının bunlardan haberi yok, gerçeklerden kopmuş durumda!” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Karamollaoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan kısımlar şöyle;

Bir kez daha Ramazan’a ulaşmanın sevinci ve coşkusunu yaşıyoruz. Bir zamanlar Ramazan demek; kalabalık iftar sofralarında dostlarımız ve sevdiklerimizle bir araya gelmek, huzuru paylaşmak demekti. Ramazan demek; mahalledeki esnafı, sokaktaki komşuları, akrabaları iftar sofrasında ağırlamak demekti.

Fakat bu Ramazan, halkımız Ramazan sevincini geçim derdiyle karşılamak zorunda kaldı. Bırakın iftar davetlerinde misafir ağırlamayı kendileri için bile iftar menüsü hazırlamak külfete dönüştü. Çarşı pazarda sebze ve meyveler taneyle satılır oldu. “Avrupa’da meyveyi taneyle alıyorlar” efsanesi, ülkemiz için ağır bir gerçeklik halini aldı. İnsanımız eski Ramazanları, özellikle de ekonomik koşullar yönünden hakikaten arar oldu.

Nasıl aramasın ki? İşte Ramazan ayının adeta olmazsa olmazlarından Ramazan pidesi.. İllere ve çeşitlerine göre fiyatlar değişiyor fakat ortalamasını aldığımızda; bir aile iftar ve sahur için sadece ikişer tane Ramazan pidesi alsa; günlük yaklaşık 30 Lira, bir ayda 900 lira! Bu parayı nasıl ve nereden karşılayacak? Yine aynı şekilde tek tek satılan sebzelerin fiyatları, pazar tezgahlarındaki fiyat etiketleri; zorlu bir kışın ardından zorlu bir Ramazan ayı geçireceğimizi gösteriyor.

1 domates, 1 salatalık, 1 patlıcan ve 1 biber; bakıyorsunuz; toplam 20 lira tutmuş. Tanesi 5 liradan, kilosu 20 liradan az bir şey kalmamış pazar tezgahlarında… Bir esnafımız yazmış sattığı domateslerin üzerine; “Maalesef 20 TL!” Üreten çiftçi üzgün, satan esnaf üzgün, alan ve alamayan vatandaş üzgün ve perişan…. Buna sebep olan iktidar ise vurdumduymazlığa devam ediyor!

“Erdoğan hükümeti, milletin ekmeğine göz dikmiştir”

Cumhurbaşkanı ise; “milletin ekmeğine göz dikenlere müsamaha göstermeyeceklerini” söyleyerek, hedef şaşırtmaya çalışıyor. Milletin ekmeğine göz dikmenin daniskası yüksek enflasyona sebep olmaktır! Bir yerde enflasyon varsa orada mutlaka gelir adaletsizliği vardır ve orada zenginin daha zengin fakirin daha fakir olması ise mukadderdir. İşte Erdoğan hükümeti, Türkiye’yi içine soktuğu yüksek enflasyon sebebiyle milletin ekmeğine göz dikmiştir. İnsanlar, sahurda sofraya ne koyacaklarını, iftarı neyle açacaklarını düşünüyorlar ve yoksulluk her geçen gün büyüyor.

Mutfak tüpünün fiyatı 300 lirayı geçti. Geçtiğimiz yıl bu zamanlar bir asgari ücretli, 2825 lira olan maaşıyla 25 mutfak tüpü alabiliyorken; bu yıl maaşı yüzde 50’lik artışla 4250 lira olmasına  rağmen sadece 14 tane alabiliyor. Şimdi soruyorum: 2825 mi büyük 4250 mi? Düşen sadece paranın değeri mi, yoksa düşen aynı zamanda alın teri ve emeğin de değeri midir? Hangi ürünü ele alırsak alalım, hepsinde durum aşağı yukarı aynı.. Akaryakıt, ayçiçek yağ, patates, salatalık, et, ekmek; hiç fark etmez..

Ekonomide vahim tablo ortadayken, Sn. Erdoğan ise son günlerde verdiği tavsiyelerle bizleri epey şaşırtıyor doğrusu.. Manda yoğurdu, kestane balı, hurma ve yulaf ezmesinden oluşan şifa iksirinden sonra; gençlere verdiği tavsiyelere de kızsak mı gülsek mi bilemedik doğrusu.. “Şöyle güzel aromalı bir kahve, sonra Türkiye’yi mutlaka gezin, hatta o da yetmez şöyle bir dünya turu yapın…” diye tavsiyelerde bulunuyor…

Gençler, bayramda ailelerinin yanına memleketlerine gidecekleri otobüs biletinin fiyatlarını kara kara düşünüyor; Cumhurbaşkanı dünya turundan bahsediyor. Tur tavsiyelerine hiç girmiyorum bile ama gençler sadece günde 1 kez şöyle arkadaşlarıyla güzel aromalı bir kahve içseler, aylık 1000-1500 lira tutuyor… Sn. Erdoğan; keşke işiniz yaşam koçluğu olsaydı; hakikaten başarılı olurdunuz. Ama maalesef, size bunu üzülerek hatırlatmak isterim ki; siz her 3 gençten 1’inin işsiz olduğu, enflasyonun üç haneli rakamlara yaklaştığı, milyonlarca insanımızın da açlık ve yoksulluk sınırının altında bir gelirle hayata tutunmaya çalıştığı ülkemizi son 20 yıldır yöneten kişisiniz!

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir