İzmir: Hisar Cami

Kültür, turizm, sanat, finans ve ticaret merkezlerinden biri olan İzmir, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Hisar Cami; İzmir’in Konak İlçesi, Hisarönü Semti, Fevzi Paşa Caddesi üzerinde yer alır.

Caminin bazı kaynaklarda Latin Kilisesinden dönüştürüldüğü bazı kaynaklarda da Aydınoğlu Özdemiroğlu (Molla) Yakup Bey tarafından 1597–1598 yıllarında yaptırıldığı yazılıdır. Latin kilisesinden dönüştürülen bu caminin Timur tarafından 1402 yılında yıktırıldığı da yine kaynaklarda belirtilmektedir.

Cami hisarın aşağı kapısı önünde bulunduğundan ötürü de Hisar Camisi ismini almıştır. Cami bahçe kapısındaki bir kitabeye göre h.1298 (1881) tarihinde onarılmıştır. İzmir’in en büyük ve en görkemli yapılarından olan bu cami 1813,1868 ve 1881 depremlerinde hasar görmüş ve birçok kez de onarılmıştır. 1813 onarımında caminin önüne bir son cemaat yeri eklenmiştir.

Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami kare planlı olup üzeri sekiz fil ayağı üzerine oturan merkezi bir kubbe ve onu destekleyen altı kubbe ile örtülüdür. Batı yönündeki son cemaat yerinden ibadet mekânına üç kapı ile girilmektedir.

Son cemaat yeri yuvarlak kemerlerle birbirine bağlı sekiz mermer sütunun taşıdığı yedi kubbe ile örtülüdür. Yakın tarihlerde son cemaat yerinin önü camekânla kapatılmıştır. Cami içerisindeki ahşap minberi sedef kakmalıdır. Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Caminin içerisi XVIII.-XIX. yüzyılın kalem işleri ile bezelidir. Minaresi kesme taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Minare 1927 yılında yenilenmiştir.

İzmir

Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir; çağdaş ve gelişmiş bir kent olmasının yanı sıra önemli bir kültür, sanat, turizm ve ticaret merkezidir. Ege Denizi, lacivertten turkuaza mavinin tüm renklerine hakim koyları ve plajlarıyla bir dantel zarafetinde ilin batı kıyısı boyunca uzanır.

“Güzel İzmir” olarak da adlandırılan İzmir; 8500 yıllık tarihi ile Anadolu yarımadasının batısında uzun ve dar bir körfezin başlangıcında yer alır. Antik Dönem’in ünlü tarihçisi Herodot, tipik Akdeniz ikliminin yaşandığı kenti binlerce yıl öncesinde; “Onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimlerinde kurdular…” ifadesiyle tanımlamıştır.

Şehrin güneyinde yer alan Efes ve kuzeyinde yer alan Bergama, Antik Çağ’ın en büyük ve en ünlü kentleri arasında yer almaktaydı. Tüm İyon kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran bu kentler yoğun sanatsal, kültürel, ticari ve dini etkinliklerle de adını duyuruyordu. Günümüzde de dünyaca bilinen Efes ve Bergama Antik Kentleri tarih meraklıları için büyüleyici birer çekim merkezidir. Şairlerin ustası Homeros’un doğduğu yer olan İzmir, Anadolu’nun hızla değişen tarihi ile Ege’nin renkli tarihinin bir harmanıdır. Kent, modern Türkiye’nin batıya açılan çağdaş yüzü olarak kültür, sanat, turizm, ticaret ve sanayi alanlarındaki gelişimini hızla sürdürmektedir.

İzmir; Tepekule(Bayraklı), Symrna, Efes, Pergamon(Bergama), Teos (Sığacık), Lebedos (Ürkmez), Kyme (Aliağa), Allianoi (Yortanlı), Thyrea (Tire), Phokaia (Foça), Kolophon (Değirmendere), Erythrai (Çeşme), Klazomenai (Urla), Metropolis (Torbalı), Claros (Ahmetbeyli) ve Myrina (Aliağa) gibi tarihte hüküm sürmüş olan uygarlıkların yaşadığı topraklara ve hâlâ gün yüzüne çıkmamış pek çok uygarlık merkezinin miraslarına sahip binlerce yıllık yerleşim yeridir.

İzmir tarihin her döneminde insan sağlığına hizmet etmiş dünyaca bilinen Agamemnon, Asklepion, Allianoi, Karakoç ve Çeşme-Şifne, Ilıca vb. şifa merkezleri ile günümüzde de özellikle İskandinav ülkelerinden ve dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerine sağlıklı yaşam alternatiflerini sunan ve potansiyeli çok yüksek olan sağlık ve termal turizm merkezidir.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir