“Erdoğan, Seçmenine ‘Rehavete Kapılmayın, Kaybedebiliriz’ Mesajı Veriyor”

AK Parti ve Erdoğan’ın seçim performansını değerlendiren Siyaset Bilimci Gülgün Erdoğan Tosun, “Erdoğan, çok muhtemel ki anketlerin de gösterdiği yetersizlik durumunun oldukça farkında ve gittiği her yerden seçmenini uyarmak istiyor” dedi ve ekledi:

“‘Rehavete kapılmayın, bu sefer kaybedebiliriz’ mesajı veriyor seçmenine. Mayıs seçimlerinden farklı bir konjonktürde seçime giriyoruz. Seçmen nezdinde ‘hükümet bize söz vermişti ancak kurla, faizle ilgili hiçbir söz tutulmadı’ sesleri iktidara yönelik güvensizlik hissi oluşturmuş görünüyor. İki seçimin yakınlığı düşünüldüğünde bu sözlerin tutulmaması hafızalarda yer edindi. Bunun aşılması ise kolay gözükmüyor.”

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere sayılı günler kalırken, seçimlere ilişkin değerlendirmeler de gelmeye devam ediyor. Son olarak, Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi Koordinatörü Doç. Dr. Derya Kömürcü, Siyaset Bilimciler Gülgün Erdoğan Tosun ve İlter Turan Erdoğan’ın mitingini ve seçim sürecini Birgün’den Öncü Durmuş‘a değerlendirdi.

Derya Kömürcü “Gözlerin İstanbul’a çevrildiği miting alışık olmadığımız ölçüde hem içerik hem de sayısal olarak sönük bir mitingdi. Erdoğan İstanbul’a gelene kadar sürdürdüğü konuşmaların neredeyse hiçbirini burada yapmadı. İstanbul’un seçim sonrası önemi düşünüldüğünde Erdoğan’ın bu kez gerçekten eli boş kaldı” dedi.

“Bu haliyle neler yapabilirdi ve yapmadı diye düşünecek olursak; Bu benim son seçimim sözlerini burada devam ettirebilir, seçmeninde duygusal bir birliktelik hedefleyebilirdi” diyen Kömürcü, şu ifadelere yer verdi: “Emeklinin gözü buraya çevrilmişken yine bir beklenti yaratma stratejisini sürdürebilirdi. Ya da orta sınıf yoksulluğunun gittikçe arttığı bir kentte krizin çözüleceğine dair vaatlerle günü kurtarmayı seçebilirdi. Ancak neticede bunların hiçbirini İstanbul’da tercih etmedi. Onların yerine seçmene eşinizi dostunuzu arayın ve ikna edin diyebildi. Hal böyle olunca ‘Büyük İstanbul Mitingi’ diye toplanılan alanda, miting havasından ziyade Erdoğan’ın bir parti toplantısı gibi üyelerle buluştuğu ve onlara tavsiyeler verdiği bir ortam kaldı geriye.”

Kömürcü konuşmasını şöyle sürdürdü: “Erdoğan burada ne yaptı sorunun da cevabı sürecin gidişatıyla alakalı olabilir. Kalabalığın az olmasından kaynaklı Erdoğan’da bir hayal kırıklığı olduğu ya da özgüveninin düşme ihtimali düşük. Yapabileceklerinin sınırına gelmiş olacak ki var olan duruma dair kitlesini konsolide etmeye çalıştı.

“Ekonomi daha belirgin bir tercih halini alıyor”

Mitingde ortaya çıkan bu görüntüyle birlikte kendi kadroları ve seçmenine böyle gidersek kaybederiz hissiyatını vermeye çalıştı. Eğer bu hissiyatı yeterince verebilirse buradan avantajlı çıkma ihtimali de mevcut. Sandığa kendi seçmen yönünden katılımı artırabileceği bir rota oluşturmak bu. Kadrolarına ‘eşi dostu ikna edin’ sözleri seçimler için kritik olan İstanbul’a yüklenin anlamı taşıyor. Ekonomideki krizin etkisinin de önemine değinen Kömürcü, ‘Boş tencere iktidar götürür’ sözü doğru ancak bu yanlış tartışılıyor. Tencere tamamen boşaldıysa kimin ne kadar bir şey koyduğu belirleyici olmaya başlıyor. Ve her seçim dönemi öncesi yapılan sosyal yardımlar bu zamana kadar seçmenle bağımlılık ilişkisine dönüşmüştü.

Mayıs seçimlerinde de bir tür yaşamsal seçim algısı hâkimdi. Yaşam kaynağı Erdoğan iktidarının bekası oldu. Şimdi ise tam tersine insanlar kendilerini düşünür halde ve bağımlılık ilişkisini kurabilecekleri bir durum yok. Böyle olduğu için de ekonomi daha belirgin bir tercih halini alıyor. Ülkedeki kutuplaşmanın yansıdığı yerel dinamikler de tercihleri etkiliyor.” dedi.

“Bu tablo şaşırtıcı değil”

Siyaset Bilimci Gülgün Erdoğan Tosun ise Erdoğan, çok muhtemel ki anketlerin de gösterdiği yetersizlik durumunun oldukça farkında ve gittiği her yerden seçmenini uyarmak istiyor. ‘Rehavete kapılmayın, bu sefer kaybedebiliriz’ mesajı veriyor seçmenine. Mayıs seçimlerinden farklı bir konjonktürde seçime giriyoruz. Seçmen nezdinde ‘hükümet bize söz vermişti ancak kurla, faizle ilgili hiçbir söz tutulmadı’ sesleri iktidara yönelik güvensizlik hissi oluşturmuş görünüyor. İki seçimin yakınlığı düşünüldüğünde bu sözlerin tutulmaması hafızalarda yer edindi. Bunun aşılması ise kolay gözükmüyor” dedi.

Tosun şöyle konuştu: Öte yandan özellikle kentlerde yaşayan emekliler kentsel yoksulluk altında çok daha fazla ezilmekte açlık sınırının altında kalıyor. Kentsel yoksulluktan etkilenen kesimleri görmek istiyorsak et süt kurumunun kuyruklarındalar. Dolayısıyla bu ciddi yoksulluk altında Erdoğan seçmenini eskisi kadar domine edemiyor. Seçim sonuçları dikkate alındığında da bu tablo şaşırtıcı değil. Erdoğan her ne kadar iktidarını sürdürse de 2018’den beri düşüş halinde. Mayıs seçimlerinde ‘kimin ne olduğu belli değil’ sözleriyle yüklendiği muhalefetin durumuna da düşmüş vaziyette. İktidar kanadında bir tarafta YRP kavgası diğer tarafta iç dinamikleri çok değişkenli. Yani kimin ne olduğu belli değil.

Son olarak ise Erdoğan tam saha press yapmasına karşın istediği sonucu yakalayamıyor. Bakanlar hükümete olumsuz yansımaya bile başladı denebilir. Çünkü yurttaşlar, bakanlardan taleplerini dile getirdiklerinde ya kameralar kapatılıyor ya da seçmenle diyaloglara girmemeyi tercih ediyor. Bu davranışlar güvensizliği besliyor.

“Erdoğan, işlerin iyi gitmediğinin farkında”

“Oyların nasıl dağılacağı konusunda fikrimiz yok” diyen Siyaset Bilimci İlter Turan ise “Bu toplantı şunu gösteriyor ki Erdoğan’ın seçim öncesi müdahaleleri yaygın bir ilgi uyandırmaktaydı. İlgi bu defa zayıflamış duruyor. Erdoğan, seçmeni maddi olarak tatmin edememe durumunda kalıyor. Yerel seçimlere merkezi hükümetin kapsamlı bir şekilde müdahale etmesi de ise ulusal siyasetteki kaybedilmişliğin bir göstergesini ortaya koyuyor. Erdoğan yapılanlardan tatmin değil ve işlerin iyi gitmediğinin farkında” ifadelerine yer verdi.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir