Erdoğan: Biz Neyin Satılacağını, Neyin Satılmayacağını İyi Biliriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, turu öncesi havalimanında yaptığı açıklamada, “Bu ziyaretin iki ana başlığı var. Bir yatırımlar boyutu var bir diğeri de finans. Her ikisinden de tabii umudumuz çok çok var. Oralarda yatırım söz konusu. Aynı zamanda ülkemizde yatırımlar söz konusu. Bu konuda gerek Cevdet Bey’in, gerek Mehmet Bey’in birlikte yapmış olduğu ziyaretlerde bunun sinyallerini aldık. Ve inşallah bu yaptığımız ziyaret bu sinyallerin devamı olacaktır” dedi be ekledi:

Haber Merkezi / “Bildiğiniz gibi şu anda Mehmet Bey Hindistan’da Hazine Bakanları toplantısına, Merkez Bankası başkanıyla beraber katıldılar. Oradan Suud’taki katılıma veyahut da Katar’a kendisi de yetişecek. Orada beraber devam edeceğiz. Bu konularla ilgili olarak tabii şu anda savunma sanayinde, bunun yanında altyapı, üst yapı yatırımlarında bu üç ülkeye Türkiye’nin ciddi bir inşallah yatırım imkanı olacak.”

Erdoğan, açıklamasının devamında, “Bu ziyaretlerimizde bunu görüyorum ama bunun yanında da, bu ülkelerin Türkiye’den belli assetleri satın alma durumları da olacak. Ama bazı cambazların söylediği gibi yok BOTAŞ’ı satıyorlar, şu oluyor bu oluyor.  Öyle bir şey yok. Biz neyin satılacağını, neyin satılmayacağını çok iyi biliriz. Ve 21 yıldır bu tecrübeyle hamdolsun bugünlere geldik. Bundan sonra da yine aynı tecrübeyle yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan ardından Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) ziyaret edecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’dan hareketi öncesi Atatürk Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

Köklü tarihi ve kardeşlik bağlarına sahip olduğumuz Körfez ülkeleriyle ilişkilerimizde son dönemde önemli mesafeler kaydettik. 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi sonrasında, bu kardeşlerimizin maddi manevi her türlü desteğini yanımızda gördük. Bu vesileyle bu dost ve kardeş ülkelerden konteyner temininden, insani yardıma kadar pek çok alanda Türkiye’yle tam bir dayanışma sergilediler. Ülkem ve milletim adına bir kez daha kardeşlerimize teşekkür ediyorum.

Türkiye’nin çevresinde bir barış, istikrar ve refah kuşağı oluşturma hedefimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun en kritik adımını bölge ülkeleriyle ilişkilerimizi güçlendirmek teşkil  ediyor. 2023 yılını bu bakımdan bir fırsat yılı olarak görüyoruz. Bu sene hem Katar hem de Birleşik Arap Emirlikleri ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 50’nci dönümünü kutluyoruz. Suudi Arabistan’la diplomatik ilişkilerimiz de malum 1929 yılında tesis edilmişti. İlişkilerimizin dayandığı sağlam temelleri geniş bir iş birliği alanına yaymayı arzu ediyoruz. Ziyaretlerimiz esnasında öncelikli gündemimiz bu ülkelerle önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz ortak yatırım ve ticari faaliyetler olacak.

Kazan kazan anlayışıyla neler yapabileceğimizi değerlendireceğiz. Körfez ülkeleriyle ikili ticaret hacmimiz son 20 yılda 1,6 milyar dolardan yaklaşık 22 milyar dolara yükseldi. Düzenlenecek iş forumlarıyla bu rakamın çok daha ileriye taşımanın yollarını arayacağız. Özellikle İslam dünyasında yaşanan krizler, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında yakın istişare ve iş birliğini gerekli kılıyor. Ziyaretlerimiz esnasında kardeş ülkelere nasıl yardımcı olacağımızı da enine boyuna konuşma fırsatı bulacağız.

Bölgemizin en önemli ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan ticaret, yatırımlar, müteahhitlik hizmetleri gibi alanlarda özel bir konuma sahip. Müteahhitlerimizin 20 yılda Suudi Arabistan’da üstlendiği projelerin toplam rakamı yaklaşık 25  milyar dolardır. Suudi Arabistan’ın büyük çaplı projelerinde Türk firmalarının daha fazla rol oynamasını arzu ediyoruz. Bu sene hamdolsun Covid-19 salgınından sonra Hac ibadeti yeniden hiçbir kısıtlama olmadan yapılabildi. Son olarak Diyanet İşleri Başkanı’ndan da aldığım rakamla 88 bin hacımız bu yıl Hacca gidebildi.

Suudi Arabistan makamları depremzede vatandaşlarımızın Hac farizasını yerine getirebilmeleri için ülkemize ilave kota sağladığı gibi, organizasyondaki başarısı sebebiyle de Diyanet İşleri Başkanlığımız orada ödül almaya hak kazandı. Kendilerine verdikleri ilave kota için müteşekkir olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum. Rabbim tüm hacılarımızın ibadetlerini katında kabul eylesin diyorum. Cidde’nin ardından stratejik ortağımız ve yakın iş birliği içinde olduğumuz dost ve kardeş Katar’ı ziyaret edeceğiz. Katar’la ilişkilerimiz her düzeyde mükemmel şekilde seyrediyor.

Ziyaretimiz vesilesiyle ikili münasebetlerimizin yanı sıra mevcut bölgesel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunacağız. Körfez turumuzun son durağı ilişkilerimizin her alanda gelişme gösterdiği Birleşik Arap Emirlikleri olacak. Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez Bölgesi’nde ticaretimizin son dönemde en yüksek seyrettiği ülkedir. Bu rakamı iki ülkenin gerçek potansiyeline yaraşır bir seviyeye çıkarmak istiyoruz. Bu üç ülkeyi ziyaretimizde ayrıca Türkiye’nin gurur kaynağı olan elektrikli otomobilimiz Togg’un muhataplarımıza hediye olarak verilmesi teşkil edecek.

Abu Dabi’deki temaslarımızın ardından Kıbrıs Barış Harekatı’nın 49’uncu yıl dönümü münasebetiyle düzenlenecek 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenlerine katılmak üzere Lefkoşa’ya geçeceğiz. Ziyaretim vesilesiyle Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’la bir araya gelerek Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerinin daha da güçlendirilmesi amacıyla atılacak adımları ele alacağız. Ercan Havalimanı’nın yeni terminal ve pistinin açılışını gerçekleştireceğiz.

Dünya gündemini meşgul eden bir hususa değinmek istiyorum. Biliyorsunuz Rusya, Ukrayna arasındaki çatışmaların daha fazla yıkıma, gözyaşı ve drama yol açmaması için yoğun çaba harcıyoruz. İlk günden itibaren savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz diyoruz. Birinci yılına girmek üzere olduğumuz Karadeniz Girişimi insani mülahazaların çatışma dinamiklerine galebe çaldığının ispatlayan bir projedir. Bu girişim önemli bir diplomatik başarı olarak şimdiden tarihe geçmiştir.

Girişim sayesinde dünya piyasalarına 33 milyon tondan fazla tahıl ürünü sevk edildi. Böylece gelir seviyesi düşük birçok ülkenin gıda krizine sürüklenmesinin önüne geçildi. Karadeniz Girişiminin devam etmesine atfettiğimiz önemi farklı vesilelerle dile getirdik. Bu amaçla diplomatik gayretlerimizi son günlerde yoğunlaştırdık. Girişimin bu noktaya gelmesine katkıda bulunan ilgili tüm taraflara tekrar teşekkür ediyorum.

Bugün yapılan açıklamaya rağmen Rusya Federasyonu Devlet Başkanı dostum Putin’in bu insani köprünün devamını istediğine inanıyorum. Bu arada Dışişleri Bakanım muhatabıyla görüşmelerini yapacak. Biz de seyahatten döner dönmez Sayın Putin’le ben de görüşmelerimi yapacağım. Kendisiyle Ağustos ayında ülkemizde bir araya geldiğimizde tüm bu hususları görüşme fırsatını da bulacağız. Ayrıca Rus tahıl ve gübresinin sevkinin önünün açılması noktasında nasıl hareket edebileceğimizi de istişare edeceğiz.

Yangınlar  ülkemizi şu anda yine sarmış durumda. Dün itibariyle ağırlıklı olarak gerek Muğla gerek Mersin gerek Çanakkale bütün buralarda beş ayrı noktada yangınlar oldu. Bunlar büyük oranda kontrol altına alındı. Ben İçişleri Bakanımla, Orman Bakanımla görüşmelerimi yaptım. Onlar da yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Şu anda bütün gece görüşlü helikopterlerimiz, uçaklarımız hepsi yoğun çalışma içerisinde kontrol altına alma, soğutma, bu çalışmalarını devam ettiriyorlar.

Bütün bunların yanında ayrıca yine Rusya’yla görüşme yapıp onlardan özellikle Antonov  bu yangın söndürmeyle ilgili büyük gövdeli uçaklardan temin etme yoluna gideceğiz. Onlarla da bunu hallettiğimizde inanıyorum ki bu yaz sezonu içerisinde bu işleri çok daha seri, çok daha yoğun şekilde halletme imkanına kavuşacağız. Bu düşüncelerle kritik bir dönemde yaptığımız ziyaretlerimizin gerek ikili ilişkilerimiz, gerek bölgesel istikrar bakımından hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Bu ziyaretlerimizde özellikle gerek konteyner noktasında başta Katar olmak üzere çok ciddi bize konteyner desteği verdiler. Bu konteynerleri da bizler deprem bölgelerine taksim ettik, buralara yerleştirdik. Şimdi de son olarak bir hafta öncesine göre bizde 80 bin çadır vardı. Şimdi de bu 80 bin çadırı tamamen kaldırıp onların yerlerine de konteyner yerleştirme çalışmalarını inşallah başlatıyoruz. Bu konuyla ilgili gerek yerli gerek ithal, burada Kızılay’ımızı da devreye sokmak suretiyle inşallah tamamıyla çadırların yerlerine konteyner yerleştirelim diyoruz. Tabii kalıcı konutların inşası bir taraftan devam ediyor. Köy konutlarının inşası bir taraftan devam ediyor. Ama biz öyle de olsa, böyle de olsa hiç olmazsa diyoruz konteynerle çadırları değiştirelim. Artık çadır bu bölgelerde kalmasın.

Bu ziyaretin iki ana başlığı var. Bir yatırımlar boyutu var bir diğeri de finans. Her ikisinden de tabii umudumuz çok çok var. Oralarda yatırım söz konusu. Aynı zamanda ülkemizde yatırımlar söz konusu. Bu konuda gerek Cevdet Bey’in, gerek Mehmet Bey’in birlikte yapmış olduğu ziyaretlerde bunun sinyallerini aldık. Ve inşallah bu yaptığımız ziyaret bu sinyallerin devamı olacaktır.

Bildiğiniz gibi şu anda Mehmet Bey Hindistan’da Hazine Bakanları toplantısına, Merkez Bankası başkanıyla beraber katıldılar. Oradan Suud’taki katılıma veyahut da Katar’a kendisi de yetişecek. Orada beraber devam edeceğiz. Bu konularla ilgili olarak tabii şu anda savunma sanayinde, bunun yanında altyapı, üst yapı yatırımlarında bu üç ülkeye Türkiye’nin ciddi bir inşallah yatırım imkanı olacak.

Bu ziyaretlerimizde bunu görüyorum ama bunun yanında da, bu ülkelerin Türkiye’den belli assetleri satın alma durumları da olacak. Ama bazı cambazların söylediği gibi yok BOTAŞ’ı satıyorlar, şu oluyor bu oluyor.  Öyle bir şey yok. Biz neyin satılacağını, neyin satılmayacağını çok iyi biliriz. Ve 21 yıldır bu tecrübeyle hamdolsun bugünlere geldik. Bundan sonra da yine aynı tecrübeyle yolumuza devam edeceğiz.

Tahıl Anlaşması

İstanbul’da Tahıl  Koridoruyla ilgili çalışmaları yürüten bir heyet var. Bunlar şu an itibariyle Milli Savunma Üniversitemizde bu çalışmayı birlikte yürütüyorlar. Biz bugün gerek Dışişleri Bakanım muhatabıyla bir görüşme yapacak ve bu görüşmeyle birlikte temenni ediyorum ki süratle bir mesafe alırız ve aralık vermeden yolumuza devam ederiz. Belki bu arada bizler Ağustos’u beklemeden Sayın Putin’le de bir telefon  görüşmesiyle adımlarımızı atarız.

Suriye

Biliyorsunuz bizim Suriye’yle kapıyı kapama gibi bir durumumuz söz konusu değil. Kapı açık. Bu dörtlü zirvelerle ilgili de biz yine hem bu dörtlü zirveler yapılsın ama biz Beşşar Esad’la da görüşme noktasında kapalı değiliz. Görüşürüz. Tüm mesele onların bize yaklaşım tarzı önemli. Şu anda tabii Suriye’de Esad maalesef Türkiye’nin Kuzey Suriye’den çıkmasını istiyor.

Böyle bir şey olamaz. Çünkü biz orada terörle mücadele ediyoruz, sınırlarımızdaki teröristlerle mücadele ediyoruz. Yani sınırlarımızda bu teröristler varken nasıl çıkarız? Devamlı oradan tehdit altında olan bir Türkiye var. Aynı ifadeyi farklı ülkelere kullanabiliyor mu? Kullanamıyor. Onun için de adil yaklaşım arıyoruz. O adil yaklaşım olduktan sonra mesele yok. Bunların hepsini aşarız.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir