Altın, Euro, Sterlin, Yen: Hepsi Birden Neden Düşüyor?

Avrupa Birliği’nin parası Euro, dolar karşısında 1’in altına gerileyerek son 20 yılın en düşük seviyesine indi. İngiliz parası Sterlin de eriyor, dolar karşısında 1985 yılından bu yana en düşük seviyesine geriledi. Japon parası Yen de dolar karşısında son 24 yılın en düşük seviyesinde. Bu arada ons altın da Mart ayında gördüğü 2070 dolar seviyesinden 1700 dolara düştü.

Halk Tv yazarı Barış Soydan, bugünkü yazasında Euro, Sterlin, altın ve Yen’in düşüşünün arkasındaki ana sebebin, Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz artırımları olduğunu yazdı. “Ama sadece bu değil. Hepsinin kendi dertleri de var” diyen Soydan şöyle devam etti:”

“Pandemide dünyanın her yerinde merkez bankaları ekonomileri desteklemek için gevşek para politikası uygulamıştı. Bunun için politika faizini 0’a, hattan 0’ın da altına indirdiler, bu arada ekonomilerine para pompaladılar.

Ama gevşek para politikasının bir yan etkisi var: Enflasyon. Enflasyon geçen yıl bütün dünyada yükselişe geçti. Amerika ve Avrupa’da son 40 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Merkez bankaları enflasyonu bastırabilmek için faiz artırımlarına gittiler. (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dışında.)

Faiz artırımında en cesur davranan Amerikan Merkez Bankası FED’di. Mart’ta 25 baz puanlık (0.25) faiz artırımıyla başladı, daha sonra bir tane 50 (0.50), iki tane 75 (0.75) baz puanlık artırım yaptı. Bu ay 75 baz puanlık bir artırım daha yapacak. Ondan sonra da durmayacak, Kasım’da büyük ihtimalle bir 50 baz puanlık artırım daha gelecek.

FED faizi bu kadar çok artırınca geçmişte yüksek getiri peşinde başka varlıklara yönelen küresel sermayenin bir kısmı dolara geçti. Bu arada FED’in faiz artırımları sonrasında Amerikan devlet tahvillerinin getirilerinde de sert artışlar yaşandı. Bu da dolara yönelimi güçlendirdi.

Buna karşılık Avrupa Merkez Bankası ilk faiz artırımını ancak bu yaz yapabildi. Temmuzdaki artırım oranı hepi topu 50 baz puandı. Dün 75 baz puanlık bir artırım daha yaptı ama toplamda FED’in ciddi oranda gerisinde kalmış durumda.

Avrupa Merkez Bankası’nın ürkek davranmasının sebebi, AB’nin derin bir ekonomik durgunluğun eşiğinde bulunması. Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa ekonomisine ağır darbe oldu. Rusya gazı kesince Avrupa’da bazı fabrikalar üretime ara vermek zorunda kaldı. Bu koşullarda faizi çok fazla artırmak Avrupa ülkelerindeki ekonomik durgunluğu daha da derinleştirmek demek. Avrupa Merkez Bankası’nın faiz artırımlarına ne kadar devam edebileceği tartışmalı.

Ayrıca bir para birimi sadece faiz politikasından değil, ödemeler dengesi, geleceğe dair beklentiler, siyasi ve ekonomik istikrar veya istikrarsızlık gibi faktörlerden de etkilenir. Avrupa’da bunların hepsi baş aşağı gidiyor. Geleceğe dair beklentiler karamsar, ihracat rekortmeni Almanya bile cari açık vermeye başladı ve İtalya, Portekiz gibi ülkelerin dev ölçülerde kamu borçları var. Bunların üzerine popülist ve aşırı sağ partilerin yükselişiyle gelen siyasi istikrarsızlığı da ekleyin… Euro’nın dolar karşısında son 20 yılın en düşük seviyesine inmesinde şaşıracak bir şey yok.

Aynı şey İngiliz Sterlini için de geçerli. İngiltere aynı anda hem yüksek enflasyonu hem ekonomik daralmayı yaşıyor. Sterlin’deki sert değer kaybı da sürpriz değil.

Japon parası Yen’in dertleri daha eskiye uzanıyor. Japonya 1990’lı yıllardan bu yana bir türlü içinden çıkamadığı inatçı bir ekonomik durgunluğun pençesinde. Japon Merkez Bankası ekonomiyi canlandırabilmek için çok uzun zamandır ultra gevşek para politikası uyguluyor. (Ama kâr etmiyor.) Bu politika Yen’i zayıflatıyor.

Altına gelince… Onun hikayesi biraz farklı. Normalde enflasyonun yükseldiği, jeopolitik ve siyasi istikrarsızlığın arttığı dönemlerde ons altının yükselmesi gerekir. Nitekim Rusya-Ukrayna savaşının patladığı günlerde tarihi zirvesi olan 2070 dolara çıkmıştı. Ama altının bir rakibi var: Dolar. İkisi de riskli dönemlerde tasarruf sahiplerine ve yatırımcılara güvenli bir liman sunuyorlar. Ama doların bir artısı var: Faiz veriyor. Doların güçlendiği, Amerikan devlet tahvillerinin getirisinin yükseldiği dönemlerde ons altında durmaya devam edenler faiz getirisinden oluyorlar. Bu yıl altında yaşanan sert düşüşün sebebi işte bu. FED’in faiz artırımları doları güçlendirince küresel sermayenin bir kısmı altından çıkıp Amerika’ya yöneldi.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Ağustos Ayında En Çok Borsa Ve DİBS Kazandırdı

Ağustos ayında en yüksek aylık reel getiri yüzde 16,31 ile BIST 100 endeksinde gerçekleşirken, ikinci en yüksek getiri yüzde 6,63 ile Devlet İç Borçlanma Senetlerinde (DİBS) oldu. Külçe altın yatırımcısına yüzde 2,35 kazandırırken, dolar yüzde 0,66, avro ise yüzde 0,12 reel getiri sağladı.

Haber Merkezi / Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde dolar yüzde 17,97 ile yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, külçe altın yüzde 13,53, BIST 100 endeksi yüzde 16,87, avro yüzde 24,91, DİBS yüzde 48,48 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 52,31 yatırımcısına kaybettirdi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Ağustos 2022 verilerini açıkladı.

Buna göre, ağustosta en yüksek reel getiri, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 16,31 ile BIST 100 endeksinde oldu. Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde de BIST 100 endeksi yüzde 15,23 ile yatırımcısına kazanç sağladı.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde, yatırım araçlarından Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 6,63, külçe altın yüzde 2,35, dolar yüzde 0,66 yatırımcısına reel getiri sağladı. Avro yüzde 0,12 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 1,17 yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde DİBS yüzde 7,63, külçe altın yüzde 3,31, dolar yüzde 1,61 ve avro yüzde 0,82 yatırımcısına reel getiri sağlarken, mevduat faizi (brüt) yüzde 0,25 yatırımcısını kayba uğrattı.

DİBS, üç aylık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 5,07, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 10,84 yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Mevduat faizi (brüt) Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 9,57, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 4,6 ile yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı olarak kayıtlara geçti.

Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 15,02 yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 0,68 yatırımcısına kaybettirdi. Aynı dönemde mevduat faizi (brüt), Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 26,27, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 14,62 yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde dolar TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 17,97 ile yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 12,78 yatırımcısını kayba uğrattı.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde, yatırım araçlarından külçe altın yüzde 13,53, BIST 100 endeksi yüzde 16,87, avro yüzde 24,91, DİBS yüzde 48,48 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 52,31 yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde ise külçe altın yüzde 16,96, BIST 100 endeksi yüzde 12,45 ve avro yüzde 1,56 yatırımcısına kazanç sağladı. DİBS yüzde 30,31 ve mevduat faizi (brüt) yüzde 35,49 yatırımcısının kayba uğramasına neden oldu.

Paylaşın

Mevduat: Türk Lirası’nda Bitlis, Dövizde Aksaray Zirvede

Türk Lirası (TL) mevduata ilginin kur korumalı mevduatla (KKM) birlikte kısmen arttığı görülürken, TL’nin toplam mevduat içindeki payının en yüksek olduğu il Bitlis; döviz mevduatındaysa Aksaray liste başı.

Dünya’dan Barış Erkaya’nın Fintürk verilerinden aktardığına göre, mevduat tarafında dolarizasyonda kağıt üzerinde bir miktar gevşeme dikkat çekiyor. Fintürk verilerine göre 2012 yılının sonunda TL mevduatların toplam tasarruf mevduatları içerisindeki oranı yüzde 50’nin üzerinde olan şehir sayısı sadece 7 iken (yani kalan 74 şehirde toplam tasarruf mevduatının yarısından fazlası DTH’ta tutuluyorken) 2022 ilk yarıyıl sonuçlarına göre bu sayı 25’e çıktı. Özetle söylemek gerekirse artık her üç şehirden birinde DTH’tan daha fazla TL mevduat tutuluyor.

KKM etkisi

Fakat elbette bu dönem Kur Korumalı Mevduat ürününün hayatımıza girdiği bir döneme işaret ediyor. Yani her ne kadar mevduat TL’de görünse de getirisi doların performansına bağlı. Yani yine dolarize bir gelir… Peki hangi şehirlerde bu eğilim yüksek?

Ülkenin doğusunda özellikle KKM etkisinin yüksekliği görülüyor. TL Mevduat oranının en yüksek olduğu şehir Bitlis. Bitlis’teki tasarruf mevduatlarının yüzde 62’si TL mevduatlardan oluşuyor. Onu yüzde 60 ile Ardahan, yüzde 59.56 ile Şanlıurfa, yüzde 59.48 ile Kars, yüzde 57 ile Siirt izliyor.

DTH ağırlığı yüksek şehirler

Döviz tevdiatın daha ağır bastığı şehirlere baktığımızda ise elbette ilk sırada yurtdışından yapılan mevduatlar zirvede. Aksaray, Nevşehir, Yozgat, İstanbul, Kütahya, Kayseri, Kırşehir, Bingöl, Karaman gibi şehirlerde hala DTH oranı çok yüksek.

Fakat bu şehirlerin bazıları son altı ayda TL mevduat oranı en hızlı yükselen şehirler sıralamasında da yer alıyor. Iğdır’da 2021 sonunda yüzde 32 olan TL mevduat oranı 2022 Haziran ayında yüzde 41’e çıkmış. Gaziantep’te yüzde 36’dan yüzde 45’e, Uşak’ta yüzde 31’den yüzde 40’a, Çorum’da yüzde 35’ten yüzde 44’e, Niğde’de yüzde 44’ten yüzde 53’e yükseliş var.

Sıralamanın kalanında Nevşehir, Trabzon, Kayseri, Hatay, Bilecik gibi şehirler bulunuyor. TL mevduatın son altı ayda en az arttığı ya da KKM’den yola çıkarsak Kur Korumalı Mevduata en az rağbet gösteren şehirler arasında ise Bingöl, Hakkari, Artvin, Kilis, Karabük, Rize, Elazığ, Manisa, Kırklareli sıralamanın üst sıralarında yer alıyor.

DTH cazibesi kalır mı?

Yani toplam tabloya bakıldığında KKM, birçok şehri etkisi altına almış ve bireysel yatırımcıların TL mevduata yönelimi artırmış olsa da hala çok ciddi bir DTH ağırlığı dikkat çekiyor. Diğer yandan benzer bir tablonun 2022’nin kalanında devam edip edemeyeceği cevabı en merak edilen sorulardan biri. 30 Aralık 2021, yani analizin başlangıç noktasında dolar kuru 13.17 TL seviyesinde.

Bitiş noktası olan 30 Haziran 2022’de ise 16.7 TL. Yani aradan geçen altı ayda doların getirisi yüzde 27. Benzer bir getirinin sağlanabilmesi için Haziran sonunu baz alırsak doların gelmesi gereken seviye 21.2 TL seviyeleri. Şu ana kadarki getirisi altıncı aydan itibaren yüzde 9 seviyelerinde. Aynı cazibenin yaşanıp yaşanmayacağı doların bundan sonraki günlerde yaşanacak seyriyle alakalı olacak.

Paylaşın

Dolar, 2022’nin Rekorunu Kırdı

Dolar/TL kuru, güne yükselişle başlamasının ardından 18,23’ü aşarak yılın rekorunu kırdı. Euro 18,15 TL, İngiliz sterlini ise 21 TL seviyesinde işlem görüyor. TL’nin bu yıl dolar karşısındaki değeri yüzde 27’den fazla geriledi.

Reuters dün, Merkez Bankası’nın net rezervinin 26 Ağustos haftasında bir önceki haftaya göre 1,26 milyar dolara azalarak 12,6 milyar dolara gerilediğini aktarmıştı. Böylece iki haftadaki düşüş 3 milyar doları aştı.

Net rezervler Temmuz ayında 6 milyar dolar ile en düşük seviyeyi görmüş, ardından Ağustos’ta yükselişe geçmişti.

Ajansa bilgi veren bankacılar, son haftalarda Merkez Bankası rezervlerine başka bir ülkenin merkez bankasından 1-2 milyar dolarlık bir para aktarıldığını belirtmişti.

Derecelendirme kuruluşu Fitch, TL’deki değer kaybının 2024 kadar sürmesini beklediklerini açıklamıştı.

Derecelendirme kuruluşu Fitch, Körfez ülkelerinden bankaların Türkiye’deki faaliyetleri nedeniyle zarara girdiğini belirtti.

Türkiye’deki koşulların gittikçe kötüleştiğini söyleyen Fitch, Türk Lirası’nın değer kaybının bu bankaları etkilediğini vurguladı.

Fitch’e göre Türkiye’de şubesi olan Körfez bankalarının 2022’nin ilk yarısındaki net zararı 950 milyon dolar oldu.

En fazla zarar eden bankaların Birleşik Arap Emirlikleri’nden NBD ve KFH olduğu açıklandı.

Kuruluşa göre bu iki bankanın yanı sıra Burgan Bank’ın da Türkiye’deki zararı, toplam kârlarının yüzde 15’inden fazlasını oluşturdu.

Fitch Türkiye’de 2022’nin ikinci yarısı ve 2023’te enflasyonun yavaşça azalmasıyla birlikte bu bankaların zararlarında da benzer bir azalma görmeyi beklediklerini belirtti.

Kuruluş TL’nin en az 2024’e kadar değer kaybedeceğini fakat bu zorluklara rağmen Körfez bankalarının Türk pazarından çıkmayacağını tahmin ediyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Swap Hariç Net Rezervi Eksi 51,6 Milyar Dolar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, 19 Ağustos itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 1 milyar 72 milyon dolar azalışla 71 milyar 488 milyon dolara indi. 

Haber Merkezi / Brüt döviz rezervleri, 12 Ağustos’ta 72 milyar 560 milyon dolar seviyesindeydi. Net rezervlerde de gerileme görüldü. TCMB net rezervleri 19 Ağustos haftasında 13,9 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta net rezervler 15,7 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

Söz konusu dönemde altın rezervleri de 416 milyon dolar azalarak 41 milyar 177 milyon dolardan 40 milyar 762 milyon dolara indi.

Böylece Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 19 Ağustos haftasında bir önceki haftaya göre 1 milyar 488 milyon dolar düşüşle 113 milyar 738 milyon dolardan 112 milyar 250 milyon dolara geriledi. Swap hariç net rezervler ise aynı dönemde eksi 51,6 milyar dolar oldu.

Öte yandan bankacılık sektörünün toplam mevduatı, 19 Ağustos haftasında 25,8 milyar lira artarak 8 trilyon 55,7 milyar liraya yükseldi.

Aynı dönemde bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 3,29 artışla 3 trilyon 522 milyar 388 milyon 916 bin lira, yabancı para (YP) cinsinden mevduat ise yüzde 1,22 azalışla 4 trilyon 195 milyar 792 milyon 892 bin lira oldu.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Faiz Kararı Dövizi Ve Enflasyonu Nasıl Etkiler?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 100 baz puan düşürerek yüzde 14’ten yüzde 13’e indirdi.

Piyasalarda gösterge faiz oranının sabit tutulacağı görüşü hakimken gelen bu indirim kararı sonrası döviz kurları hızlı bir şekilde yükseldi. Dolar serbest piyasada 18 liranın üzerine çıktı. Euro da 18,3 liraya kadar yükseldi.

Merkez Bankası açıklamasında ‘fiyat istikrarını sağlamak için farklı enstrümanlara sahip olunduğu’ vurgusunu yaptı. Açıklamada detaylandırılmasa da durumun kontrol altında tutulması için döviz rezervlerinin kullanılarak piyasaya daha fazla dolar sürme ya da yeni swap anlaşmaları yapılması olası alternatifler arasında bulunuyor. Bunların ne kadar etkili olacağı bilinmese de mevcut şartlarda kurların yukarı yönlü seyretmesi bekleniyor.

Dünyanın önde gelen merkez bankalarının neredeyse tamamı yüksek enflasyon endişesiyle faiz artırımlarına giderken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faizlerin yükseltilmesine karşı tutumunun bilinmesi nedeniyle piyasalarda faiz artışı beklenmiyordu. Fakat yedi aydır sabit tutulan faizlerin daha da indirilmesi herkes için sürpriz oldu.

Ekonomistler enflasyonun artmasını bekliyor

Ekonomistler bu beklenmedik karar sonrası yüzde 80’e yaklaşan resmi enflasyonun çok daha yukarıya çıkacağını öngörüyor.

Dünya genelinde başta enerji ve gıda fiyatları kaynaklı enflasyon artışını frenlemek için merkez bankaları politika faizlerini arttırarak para arzını düşürmeyi hedefliyor. Bu kararlar her ne kadar ekonominin yavaşlaması anlamına gelse de para politikası yöneticileri kontrolden çıkmış bir enflasyonu kısa süreli resesyonlardan daha tehlikeli görüyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ise yaptığı açıklamada “Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir” ifadelerine yer vererek sanayi üretiminde yakalanan ivmeyi desteklemek için faiz indirmeyi tercih ettiğini vurguladı. Yani banka enflasyonun küresel anlamda azalacağı öngörüsüyle ekonomik aktiviteyi canlandırma yolunu tercih etti.

Yükselen piyasalara odaklanan BlueBay Asset Management Ekonomisti Timothy Ash “aptalca bir hareket” olarak yorumladığı faiz indiriminin Rusya ve Körfez’den gelen paraya güvenilerek yapıldığını ileri sürdü.

Öte yandan Merkez Bankası faiz kararından ayrı olarak toplam rezervlerin 12 Ağustos haftasında bir önceki haftaya göre 5 milyar 101 milyon dolar artarak 113 milyar 738 milyon dolara çıktığını duyurdu. Türkiye’nin brüt döviz rezervleri de son 3 haftada 15 milyar dolar arttı. Faiz kararı sonrası Bloomberg’e açıklamalarda bulunan ekonomist Per Hammarlund, Merkez Bankası’nın uluslararası rezervlerindeki artışın politika faizini düşürmeye teşvik ettiği yorumunda bulundu.

Ekonomist Mahfi Eğilmez ise “Durum, sürekli işkence yapılan insanın son aşamalarda artık acı hissetmemesine ve tepki vermemesine benziyor. O aşamada ölüm, uyarı vermeden gerçekleşebilir. Son faiz indirimi, sistemin, yeterince tepki veremez duruma gelmiş olduğunu gösteriyor,” yorumunda bulundu.

Fakat bazı ekonomistler 100 baz puanlık indirimin yüksek enflasyon ortamında sembolik olduğunu belirtti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Merkez Bankası Faiz İndirdi; Dolar Yılın Zirvesini Gördü

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında 100 baz puanlık faiz indirimi yaptı. Piyasa beklentilerinin aksine faizi yüzde 14’ten yüzde 13’e indirdi.

Kararın ardından dolar kuru yılın en yüksek seviyesine çıktı. Karar öncesi 17,94 seviyesinde olan kuru 18,15’e kadar yükseldi. Konuya ilişkin bir duyuru yapan Merkez Bankası, jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğü belirtti.

Gelecek döneme ilişkin küresel büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmeye devam ettiği ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu ifade eden Merkez Bankası şu açıklamayı yaptı:

“Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bununla birlikte, üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybına işaret etmektedir.

Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir.

Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.”

Faiz ve enflasyon ilişkisi

Faiz, enflasyon ve döviz kurları birbirinden bağımsız değil, arasında yakın bir ilişki var. Bir noktadaki dengesizlik diğerlerini etkiliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı verilere göre Temmuz’da yıllık enflasyon yüzde 79,60’a ulaştı. Aylık enflasyon da yüzde yüzde 2,37 oldu. Politika faizi ise şimdilik yüzde 13 seviyesinde.

Hükümet ve Merkez Bankası uygulayacağı politikalarla bunlar arasında bir denge kurulmaya çalışılıyor. Merkez Bankası’nın piyasadaki para arzını yönetebilmek için sahip olduğu en etkili araçsa politika faizi.

Faiz oranlarının düzeyi, bireylerin ve kurumların kaynaklarını tasarrufa ya da harcamaya yöneltmesinde belirleyici.

Genel kabul gören ekonomi teorisinde, faiz oranlarının düşük tutulmasının enflasyon yaratacağı ve enflasyonun arttığı bir dönemde de fiyat artışlarını dizginlemek için faiz artırımına gidilmesi gerektiği görüşü bulunuyor.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduata Geçen Şirketlere Kredi Kolaylığı

Bankaların döviz mevduatlarını, Kur Korumalı Mevduata (KKM) dönüştürme hedeflerini gerçekleştirebilmek için KKM’ye geçen şirketlere kredi kolaylığı sağladığı öğrenildi.

Dünya gazetesinden Şebnem Turhan’ın bankacılık kaynaklarına dayandırdığı haberine göre bankalar, ticari kredi başvurusunda bulunan müşterilerine döviz mevduatını KKM’ye dönüştürmesi durumunda bunu teminat olarak kabul edeceğini bu yöntemi izlediğinde ise avantajlı kredi faizi oranları vereceğini belirtiyor.

Döviz mevduatını KKM’ye çeviren müşterilerine kamu bankaları yüzde 14, özel bankalar ise yüzde 17-18 ticari kredi faizi uygulamaya başladı. Bu durum da bankalar arası döviz mevduatı geçişini hızlandırdı.

Döviz mevduatını KKM’ye döndürdüğünde bunu kredi için teminat kabul eden bankalar mevduat faizi uygulaması konusunda da avantajlı durumda bulunuyor. Öyle ki dövizden KKM’ye dönüşen hesaplarda bankacılık sektörü güncel TL mevduat faiz oranı yüzde 22-23 seviyesinde olsa bile yüzde 17’den fazla faiz uygulayamıyor. Yönetmelik gereği KKM faizi politika faizi olan yüzde 14’ün üç puan üzerine kadar verilebiliyor.

Aradaki kur farkı da Merkez Bankası tarafından karşılandığı için bankalar bu sistemle faiz oranlarını da güncel faizden daha düşük olarak müşterisine sunabiliyor. Böylelikle hem dövizden dönüşüm hedefinin tutturulması kolaylaşıyor, hem kredi ile kaynak yaratılmış oluyor hem de düşük faiz oranları ile maliyetleri de azalmış oluyor.

TCMB 30 Haziran’da zorunlu karşılık ve ihbarlı döviz hesaplarında uygulanan yüzde 1,5 seviyesindeki komisyon oranının yüzde 5 seviyesine yükseltilmesine karar vermişti.. Ayrıca, dönüşüm oranı gerçek ve tüzel kişiler için ayrı ayrı yüzde 10’a ulaşamayan bankalardan iki katı oranında komisyon alınması uygulamasının kaldırıldığı aktarılmıştı.

KKM nedir?

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca, her gün saat 11.00’de dolar, euro ve sterlin üzerinde alış kuru duyurulmaktadır.

Kur dönüşüm miktarı miktarı oranlanırken vade nihayetindeki TCMB dolar, euro ve sterlin alış kuru ile ilk zamanda yürürlükte olan TCMB USD, EUR ve GBP alış kuru arasındaki oransal ayrım göz önünde bulundurulacaktır.

KKM TL Hesabı ile alakalı bütün tediyeler Türk Lirası cinsinden yapılır. Açılışta her zaman TCMB tarafından duyurulan USD, EUR ve GBP döviz kuru dikkate alınır.

KKM hesabı nasıl açılır?

Kur Korumalı Mevduat Hesabı, hali hazırda müşterisi olduğunuz bankanın mobil internet bankacılığı ya da bankanın uygulamaları üzerinden açılabilir.

Aynı zamanda bank şubesine giderek KKM hesabı başvurusunda bulunabilirsiniz. Kur Korumalı Mevduat TL hesabı açtırmak için müşterisi olduğunuz banka önemli değildir. Dilediğiniz bankada bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduatın Bütçeye Maliyeti 60 Milyar TL’yi Aştı

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Temmuz ayına ilişkin merkezi yönetim bütçe verilerini yayımladı. Açıklanan verilere göre bütçe 64 milyar TL açık verdi. Verilere göre bütçe iki ay üst üste açık vermiş oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından dövizden dönen hesaplara ödenen tutar hariç kur korumalı mevduatta 5 aylık maliyet ise 60 milyar TL’yi aştı.

Bloomberg HT’nin haberine göre kur korumalı mevduatta Temmuz ayı en maliyetli ay olarak kayıtlara geçti.

Merkezi yönetim bütçesi Temmuz ayı sonuçlarına göre TCMB tarafından dövizden dönen hesaplara ödenen tutar hariç kur korumalı mevduatta kur farkı olarak bütçeden tasarruf sahiplerine ödenen tutar 23,4 milyar TL oldu.

Böylelikle 5 ayda toplam maliyet 60,6 milyar TL olarak kaydedildi. 5 Ağustos haftası itibariyle kur korumalı mevduat 1,17 trilyon TL’ye yükseldi.

Bütçe iki ay üst üste açık verdi

Açıklanan verilere göre bütçe iki ay üst üste açık vermiş oldu. Buna göre Temmuz’da bütçe gelirleri, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 106,7 artışla 196 milyar 980 milyon liraya, bütçe giderleri yüzde 85 artarak 260 milyar 999 milyon liraya yükseldi.

Faiz dışı denge Temmuz’da 47,3 milyar TL açık verdi, faiz dışı denge Haziran’da 18,3 milyar TL açık vermişti.

Faiz hariç bütçe giderleri, temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 108 artarak 244 milyar 305 milyon liraya ulaştı. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı yüzde 9,8 olarak hesaplandı.

Haziran’da 152,6 milyar TL olan vergi gelirleri bu dönemde 168,8 milyar TL’ye yükseldi.

KKM nedir?

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca, her gün saat 11.00’de dolar, euro ve sterlin üzerinde alış kuru duyurulmaktadır.

Kur dönüşüm miktarı miktarı oranlanırken vade nihayetindeki TCMB dolar, euro ve sterlin alış kuru ile ilk zamanda yürürlükte olan TCMB USD, EUR ve GBP alış kuru arasındaki oransal ayrım göz önünde bulundurulacaktır.

KKM TL Hesabı ile alakalı bütün tediyeler Türk Lirası cinsinden yapılır. Açılışta her zaman TCMB tarafından duyurulan USD, EUR ve GBP döviz kuru dikkate alınır.

KKM hesabı nasıl açılır?

Kur Korumalı Mevduat Hesabı, hali hazırda müşterisi olduğunuz bankanın mobil internet bankacılığı ya da bankanın uygulamaları üzerinden açılabilir.

Aynı zamanda bank şubesine giderek KKM hesabı başvurusunda bulunabilirsiniz. Kur Korumalı Mevduat TL hesabı açtırmak için müşterisi olduğunuz banka önemli değildir. Dilediğiniz bankada bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat Servet Transferine Yaradı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, doların Aralık 2021 tarihinde 18 TL’yi aşması üzerine “müjde” olarak duyurduğu Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine ilişkin veriler ortaya çıkmaya devam ediyor.

Sistemin duyurusu ile birlikte 12 TL’ye kadar inen dolar yeniden 18 TL’yi bulurken, geride kalan 7 ayda KKM’ye para yatıranların servetleri de katlandı. KKM’deki para 29 Temmuz itibarıyla bir trilyon 134 milyar TL’ye ulaştı.

Halkın bütçesinden zenginlerin servetlerine KKM ile aktarılan paralar, BirGün yazarı Bahadır Özgür’ün sosyal medya paylaşımıyla bir kez daha gündeme geldi.  Özgür’ün Twitter hesabından paylaştığı belgeye göre, bir ticari firma 11 Şubat tarihinde 16 milyon 675 bin dolarını çeşitli bankalarda TL’ye çevirdi ve 226 milyon 88 bin TL olarak KKM’ye yatırdı. Aradan geçen 6 ayda kurdaki değişiklik nedeniyle firma, Hazine’den 73 milyon 519 bin TL aldı.

‘AKP’nin KKM ile nasıl ciddi bir servet transferi yaptığının somut örneği’

Kamuoyu Aydınlatma Plartformu’nda (KAP) “Özel Durum Açıklaması (Genel)” ifadeleriyle yer alan paylaşım, servet transferini bir kez daha ortaya koydu. Gazeteci Bahadır Özgür de “AKP’nin KKM ile nasıl ciddi bir servet transferi yaptığının somut örneği…” yorumunda bulundu.

KKM nedir?

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca, her gün saat 11.00’de dolar, euro ve sterlin üzerinde alış kuru duyurulmaktadır. Kur dönüşüm miktarı miktarı oranlanırken vade nihayetindeki TCMB dolar, euro ve sterlin alış kuru ile ilk zamanda yürürlükte olan TCMB USD, EUR ve GBP alış kuru arasındaki oransal ayrım göz önünde bulundurulacaktır. KKM TL Hesabı ile alakalı bütün tediyeler Türk Lirası cinsinden yapılır. Açılışta her zaman TCMB tarafından duyurulan USD, EUR ve GBP döviz kuru dikkate alınır.

KKM hesabı nasıl açılır?

Kur Korumalı Mevduat Hesabı, hali hazırda müşterisi olduğunuz bankanın mobil internet bankacılığı ya da bankanın uygulamaları üzerinden açılabilir. Aynı zamanda bank şubesine giderek KKM hesabı başvurusunda bulunabilirsiniz. Kur Korumalı Mevduat TL hesabı açtırmak için müşterisi olduğunuz banka önemli değildir. Dilediğiniz bankada bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz.

Paylaşın