Bahçeli, Abdullah Öcalan Çağrısını Tekrarladı: DEM Grubu Görüşmesi Gecikmemeli
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Türk’ü Kürt’ten ayırmak imkansız ve deli saçmasıdır. O halde el ele verip terörü gündemimizden çıkarmalıyız. 22 Ekim grup toplantısında ne demişsek aynen arkasındayız” dedi ve ekledi:
“İmralı ile DEM Grubu görüşmesi gecikmemeli. Görüşlerimizden kesinlikle vazgeçmeliyiz. Terör çıkmaz sokaktır. Kürt kardeşlerimizin terör örgütleri ile ne ilgisi ne ilişkisi vardır. Yeterince çile çekildi, yeterince acı yaşandı. Silah seçenek değil, kucaklayıcı siyaset hedefimizdir. Yoksulluk kader zenginlik hedefimizdir.”
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“Hayat boşluk kaldırmaz, tarih zafiyet kabul etmez. Sistemini konsolide etmeye çalışan kırılgan bir devletin zorlu sınavlardan kazasız belasız çıkması hiç kolay değildir. Türkiye’de çok şükür siyasi istikrar Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile taçlanmıştır. Sistem sorunu çözülmüştür.
Türkiye’nin olağandışı gelişmelere karşı bütün senaryoları değerlendirerek baraj kurması ve hazırlık yapması sadece bir güvenlik meselesi değil varoluş meselesi olmuştur.
Ne tarafa dönsek kanlı boğuşma çatışmaları gözümüze çarpmaktadır. İşin özünde kurallara dayalı uluslararası sistem iflas bayrağını çekmiş durumdadır. Askeri ve siyasi basınçtaki yükselik patlama derecesine dayanmıştır. Küresel sistem hasar almıştır. Demokrasi ve hukuk ihlalleri, eşit ve egemen devletler arasındaki buzlanma, en kötü senaryoları taşımıştır. Etrafımız ateş çemberi, durum çok ciddi ve kritiktir.
Askeri ve siyasi basınçtaki yükseliş patlama noktasına kadar dayanmıştır. Nükleer füzeler rampalarda bekliyor. Ülkeler arası gerilim en üst düzeye tırmanmıştır. Küresel sistem mimarisi her yanından hasar almıştır. Genişleyen çatışma ve huzursuzluk sarmalı dünyayı kasıp kavuruyor. Küresel düzeyde çatışma alanları son yıllarda yüzde 65 oranında arttı. 27 ülkede risk düzeyi yüksektir.
Türkiye her türlü savaş senaryosuna karşı hazırlıklı olmalıdır. Dünyanın tamamı korku tünelindedir. Savaşın kazananı olamaz. İnsanlığın yeni bir yıkımı kaldırması nükleer silah resti düşünüldüğünde mümkün değildir. Putin’in savaşın küresel boyun kazandığı söylemi 3. Dünya Savaşı söylemini gün ışığına taşımıştır.
Türkiye’nin iki taraf arasında kalması ya da savaşa zorlanması tehlikelere yol açabilecektir. Bizim politikamız barıştan yanadır. Türkiye’nin çevresi silahlarla, füzeyle ve yeni nesil savaşlarla kuşatılmaktadır. Biliniz ki herkesin gözü üstümüzdedir. Türkiye Cumhuriyeti dünyanın kemer taşıdır.
ABD Başkanı Joe Bıden derhal azledilmelidir. Akli melekeleri çökmüştür, aldığı her karar sakattır. Geçtiğimiz haftanın en umut verici gelişmelerinden biri Caniyahu (İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu) hakkında verilen tutuklama kararıdır. İsrail yönetiminde soykırım suçuna karışmış failler, dökülen her masum kanın damla damla hesabını verecektir ve bu günler uzak değildir.
Çember daralmış vakit yaklaşmış ve akıbet netleşmiştir. Caniyahu ve savunma bakanı azılı suçludur. Bunları destekleyen ülkeler de o suça ortaktır. Soykırım suçlularından hesap sorulması sabır ve zaman meselesi haline gelmiştir.
Konuşarak uçurumların iki yakası kapatılır. Sahte davranışların çölünde zorlukla çiçek veren kaktüs arayışında değiliz. Türkiye’nin yeni bir Fetret Devri yaşamasına müsaade edemeyiz. Geleceğimizi tesadüflere havale edemeyiz.
Güvencemiz kardeşliğimizdir. Milletimizin arasına ayrımcılık tohumları ekmeyi kendine görev edinen ne kadar bölücü ve terörist varsa bunun bedelini misliyle ödemeye mahkumdur. Terörsüz bir Türkiye huzurlu müreffeh bir Türkiye demektir. Kürdü Türk’ten ayırmak insanlığı güneş sisteminden ayırmak kadar imkansız bir şeydir. Kürt kardeşlerimizin terörle ve terör örgütü ile hiçbir ilişkisi yoktur, olamaz. Silah seçenek değil kucaklayıcı siyaset hedefimizdir.
“MHP’ye saldırı ortamı açan medya patronlarını tek tek not alıyoruz”
Kürt kardeşlerimizi sömüren, çocuklarını zorla dağa götüren mislini ödemeye mahkumdur. Kürdü Türk’ten ayırmak dünyayı güneş sisteminden ayırmak kadar imkansız ve deli saçmasıdır. Ele ele verip gönüllerimizi birbiriyle yoğurarak terörü gündemimizden çıkarmalıyız.
MHP her sözünün arkasındadır. 22 Ekim’deki grup toplantımızda ne demişsek hala arkasındayız. İmralı’yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz. MHP düşmanlarını, küstah yorumcuları, MHP’ye saldırı ortamı açan medya patronlarını tek tek not aldığımızı, yeri ve zamanı geldiğinde de burunlarından fitil fitil getireceğimizi duyurmak istiyorum.
CHP Genel Başkanı’nın DEM Partili ortaklarıyla katıldığı Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı 13.Olağan Genel Kurulu’nda mezhep ayrımcılığını kışkırtması, Alevi-Sünni kutuplaşmasına hizmet etmesi aymazlıktır, art niyetliliktir, nimet bilmezliktir.
Üstelik utanmadan sıkılmadan, yüzü kızarmadan, şuur kepeklerini indirmiş halde rejimi değiştirmekten bahsetmiştir. Özgür Bey, rejimi, yani Cumhuriyet’i değiştirmeyi nasıl başaracaksın? Darbeyle mi yol alacaksın? İsyan mı çıkaracaksın? Dış güçlerden yardım mı dileneceksin? Söyle bize, Türkiye Cumhuriyeti’nin 101 yıllık rejimini nasıl ve hangi yürekle tasfiye edeceksin? CHP’nin DEM’lenmesi başını döndürmüş, siyasi iradesini hurdaya çıkarmıştır.
22 yıllık bir iktidarı sürekli eleştirip, bu 22 yıl içinde niye iktidar olamadığını analiz edemeyen, millet iradesini kazanamayan, üç-beş belediye başkanının hukuken haklı gerekçelerle görevlerinden geçici olarak uzaklaştırılmasını yanlış yorumlayan, mahalli yönetimlerle merkezi yönetimi birbirine karıştıran CHP iflah olmaz derecede çarpık ve hastalıklıdır.
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanı’nın önüne geçip anti demokratik ve faşizan müdahalelerle girişini engellemeye kalkışan çakar almaz CHP’nin güdümlü milletvekilleridir. Kılıç çekip korsan yemin eden bazı teğmenler üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ni siyasi tartışmaların içine çekmeye yeltenen, Aziz Atatürk’ü sloganda hatırlayıp eser ve emanetlerini çiğneyen bugünkü CHP’dir. Alenen disiplinsizlik yapan teğmenleri savundukları kadar terörle mücadeleyi savunmayan, tezkerelere hayır diyen bugünkü garabet CHP’dir.
Camiyi bilmeyen, Cemevini bilmeyen, Alevi ile Sünni arasında hendek ve husumet kazısını yapmak için çırpınan, etnik ve mezhep provokasyonu cinayetine teşne olan bugünkü işbirlikçi CHP’dir. Kıbrıs’ta Rum görüşlerine binaen federasyon tezini savunup mavi vatana masal diyen köksüzlerin ve kimliksizlerin çatı örgütü bugünkü gayri milli CHP’dir.
Terör örgütü yandaşlarını partiye doldurup, Esenyurt ve Ovacık’ta görüldüğü üzere, sonra da görevdeki bazı belediye başkanlarının geçici olarak görevden uzaklaştırılmasını halkın cezalandırılması olarak açıklayan DEM’lenerek ayağa düşmüş bugünkü CHP’dir. Hep dedim, yine diyorum; bu CHP’den bir halt olmaz, bu CHP’yle ulaşılacak parlak bir gelecekten bahsetmek de akıl ve vicdan ölçüleriyle bağdaşmaz, bağdaşamaz. Mahkemeye giderler, kendilerini müdafaa yerine iftiralara bel bağlayıp kameralar eşliğinde şov yaparlar.
İstanbul sular altında kalmışken Belediye Başkanı tam da malum bir mahkeme günü soluğu Almanya’da alır. Saraçhane rövanşının Ankara’da icrası amacıyla Almanya’ya kaçan ve Türkiye’yi yabancılara şikayet edenlerin Aziz Atatürk’ün mirasına sadakat gösterdiğini söylemek için şahide gerek yoktur, çünkü her şey ortadadır, siyaset işportacılarının maskesi düşmüş, israf ve ihanet deşifre olmuştur.”