Anayasa Tartışmaları: Hatimoğulları’ndan “Gündemimiz Değil” Yorumu
Anayasa’nın ilk dört maddesine ilişkin tartışmaları değerlendiren DEM Parti Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğlulları, “AKP’nin DEM Parti karşısında alternatif olsun diye iktidarın bütün olanaklarını seferber ederek büyütmeye çalıştığı bir yapı bu tartışmayı başlattı” dedi ve ekledi:
“Bunu yaparak Türkiye’deki esas gündemlerin üzerinin örtülmek istendiğini düşünüyorum. Bu dört maddenin bu şekilde gece gündüz konuşulmasının sebebi bu. Yoksulluk, adaletsizlik, işsizlik konuşulmasın diye bu gündemi köpürtüyorlar. Bir başka amaçları da bizi bu tartışmanın içine çekip kriminalize etmek, hedef göstermek ve diğer tüm sözlerimizi görünmez kılmak. Ama bizim gündemimiz bu değil.”
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğlulları, Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’a konuştu.
“Normalleşme”, “Yeni Anayasa” ve “Anayasa’nın ilk dört maddesi”ne ilişkin tartışmaları değerlendiren Tülay Hatimoğulları şunları söyledi:
“Şu an zemin normal değil. AKP ve CHP’nin yan yana gelerek ‘Biz süreci normalleştiriyoruz’ demeleri süreci normalleştirmez. Nitekim normalleşmediğini gördük. Artık normalleşme tartışmaları neredeyse ortadan kalktı.
Normalleşme Türkiye’deki mevcut rejimin ortadan kalkmasıyla mümkün olur. Siz bir yandan otoriter rejimi inşa etmeye devam edeceksiniz, toplumu kutuplaştıracaksınız, ayrıştıracaksınız, 25 milyonu aşkın Kürt’ü yok sayacaksınız, halkı açlığa mahkum edeceksiniz; böylesi bir atmosferde normalleşmeden bahsedilebilir mi? AKP iktidarı normalleşmeyi muhalefeti kendi minderine çekmek için kullanıyor. Muhalefet bu tuzağa düşmemeli.
Normalleşme için zemin müsait olmadığı gibi anayasa için de müsait değil. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi, toplumda her şey güllük gülistanlıkmış gibi, her şey normalmiş gibi anayasa konuşuyorlar. Çünkü AKP kendi anormalliğini toplumun normal kabul etmesini istiyor.
Böylesi bir zeminde anayasa tartışması yürütmek mümkün değil. İktidar her fırsatta, herkesle gerilimi yükseltiyor. Mevcut anayasayı dahi uygulamıyor. Fakat bir anayasa yapım sürecine Türkiye’nin ihtiyacı var. Sanırım Türkiye’de anayasa değişikliğini en çok isteyen siyasi parti biziz. Çünkü bu anayasadan en çok biz mağduruz. Bu ülkenin devrimcileri, sosyalistleri, kadınları, gençleri, Kürtleri, Alevileri mağdur.
Anayasa demokratik bir zeminde yapılır. Ama şu anda asgari düzeyde dahi böyle bir zemin yok. Bizim için yol temizliği yapılmadan, demokratik zemin oluşmadan yapılan bir anayasa tartışması gerçekçi değil.
Toplumu ilgilendiren meseleler konuşulurken sağduyuya dayanan bir müzakere, ortak akıl ve tarihsel hafızayı esas almalıyız. Halkın, STK’ların, derneklerin, demokratik kitle örgütlerinin dahil olması son derece önemli. İkinci yüzyıla birinci yüzyılın siyasal aklı, düzeni ve alışkanlığıyla girmemeliyiz.
Anayasanın ilk dört maddesinin tartışmaya bu şekilde açılmasının birçok tartışmayı gölgelediğini düşünüyoruz. Mevzu ilk dört madde tartışmak mıdır? AKP’nin DEM Parti karşısında alternatif olsun diye iktidarın bütün olanaklarını seferber ederek büyütmeye çalıştığı bir yapı bu tartışmayı başlattı. Bunu yaparak Türkiye’deki esas gündemlerin üzerinin örtülmek istendiğini düşünüyorum. Bu dört maddenin bu şekilde gece gündüz konuşulmasının sebebi bu.
Yoksulluk, adaletsizlik, işsizlik konuşulmasın diye bu gündemi köpürtüyorlar. Bir başka amaçları da bizi bu tartışmanın içine çekip kriminalize etmek, hedef göstermek ve diğer tüm sözlerimizi görünmez kılmak. Ama bizim gündemimiz bu değil.”
“İktidar yönetme ehliyetini yitirmiştir”
Erken seçim tartışmalarını da değerlendiren Tülay Hatimoğlulları, “Muhalefetin yakın geçmişteki en somut hatalarından biri bütün umudu sadece sandığa bağlamak oldu. 2023’te bunun somut sonuçlarını gördük” dedi ve ekledi:
“Erken seçim talep edilebilir, erken seçim yapılabilir ama toplumsal muhalefet gelişkin bir şekilde kendi varlığını hissettirmezse, daha örgütlü hareket etmezse seçim tek başına değişim gücü değildir. Evet, iktidar yönetme ehliyetini yitirmiştir. Fakat asıl değişim gücü toplumdaki dinamizmin örgütlü bir şekilde iktidara güçlü yönelmesiyle sonuç alır. Bunun yanında muhalefetin topluma güven vermesi lazım. Ancak bunlarla birlikte sandık kurulursa başarı elde edilir.”
Tülay Hatimoğulları’nın açıklamalarının tamamı için TIKLAYIN