AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten TÜSİAD’a Tepki: Demokrasi Konusunda Sicilleri Kötü

TÜSİAD’ın iktidara yönelik eleştirilerine yanıt veren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “TÜSİAD, demokrasi konusundaki kötü sicilini geride bırakmak için çaba göstermelidir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “AK Parti olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisini siyasetin üzerinde gören hiçbir girişime izin vermeyiz. Siyasetin demokratik alanını korumak için eskisinden daha kararlıyız.”

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yöneticisi Ömer Aras ve Orhan Turan’ın iktidara yönelik eleştirilerine yanıt verdi. Ömer Çelik, şu ifadeleri kullandı:

“Ülke gündemine dair değerlendirme yapma hakkı ile siyaseti şekillendirme ve yargıya talimat verme girişimleri birbirinden ayrı hususlardır. Aradaki farkı oluşturan, demokrasiye bağlılık ve hukuka saygıdır. Maalesef Türkiye’de bazı sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki sicilleri sorunludur; geçmişlerinde askeri vesayete ve yargı vesayetine verdikleri destek hafızalardan silinmemiştir. Ayrıca kendi geçmişlerinde alenen meşru hükümeti hedef alma ve görevden gönderme faaliyetleri manşetlerde yer bulmuştur.

Bu nedenlerle TÜSİAD yönetimi, bu ülkede demokrasi mücadelesi verenlerin ‘güven bunalımı’ deyince ilk aklına gelenlerden birinin neden TÜSİAD’ın yaklaşımları olduğu ile yüzleşmelidir. TÜSİAD, demokrasi konusundaki kötü sicilini geride bırakmak için çaba göstermelidir. AK Parti olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisini siyasetin üzerinde gören hiçbir girişime izin vermeyiz. Siyasetin demokratik alanını korumak için eskisinden daha kararlıyız.”

“Demokrasimizi zedeledi”

İstanbul’da düzenlenen Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Genel Kurul toplantısında yapılan sunum ve konuşmalarda Türkiye’de gündeme damgasını vuran gelişmeler hakkında sert mesajlar verildi.

Genel kurulda paylaşılan sunumun, “Politik hayatta olağanüstü olaylar” başlıklı slaytında politikacılara, iş insanlarına ve gazetecilere yönelik yargı süreçlerine “Sorgulanıyor, Tutuklanıyor”, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen teğmenlere de “Ordudan ihraç ediliyor” ifadeleriyle dikkat çekildi.

Politik hayatta yaşanan olağanüstü olayların, toplumda endişe yarattığına ve güven sarstığına işaret edilen sunumda, tutukluluk süreçlerinin istisna değil kural haline gelme sorununun da çözülemediği belirtildi.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. “Kamunun da özel sektör şirketleri ve vatandaşlarımız gibi eşit düzeyde kemer sıkması şart” diyen Aras, enflasyonla mücadele için 2025 yılında kamuda yapılacak tasarrufun daha etkin olmasını beklediklerini söylerken, “Devletin bütçe disiplinine uyması, kamu harcamalarını kontrol etmesi ve kamuda tasarrufu arttırması şart” sözlerini kaydetti.

Aras, belediyelere yönelik artan baskılara dikkat çekti, “Yerel seçimlerde politik gücün barış içinde el değiştirmesi, ülkemizde demokrasinin gücünü tekrar tüm dünyaya göstermiş oldu ancak seçimler sonrasında seçilmişlerin görevden alınarak atanmışların göreve getirilmesi demokrasimizi zedeledi” dedi.

Ömer Aras ayrıca ekonomide hayata geçirilmesi gereken iki ana yapısal reformun önemine vurgu yaparak bunları şöyle sıraladı: “Birincisi, insana değer katan eğitim ve liyakat. İkincisi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı. Hedefimiz, bu reformların yarattığı güven ortamıyla beslenen ekonomik kalkınma olmalıdır. Bu iki reformu hakkıyla gerçekleştirebilirsek diğer tüm reformlar kolaylıkla yapılabilecektir.

Dünya ile rekabet edebilmemiz için özel sektörde ve kamu bürokrasisinde iyi eğitilmiş yüksek vasıflara sahip ve liyakate uygun atanmış insanlar olması şart. Ayrıca bilimde, sanatta, sporda, tüm alanlarda ileri gitmek için her şeyden önce nitelikli insan gerekiyor. İyi yetişmiş insanlar hukukun üstünlüğünün ve adil yargının olduğu bir ortamda çalıştığı takdirde ekonomi başta olmak üzere her konuda başarının yolu açılacaktır. Bu konuda toplumsal fikir birliğine ihtiyacımız var.”

İçinde bulunulan sürecin dünya için olduğu kadar Türkiye için de önemli bir kavşak olduğunu kaydeden Ömer Aras, ekonomik ve siyasi gelişmelerin hem büyük fırsatlar hem de büyük riskler yarattığına dikkat çekerek şu mesajları verdi:

“Bu süreci mutlaka çok iyi yönetmeliyiz. Türkiye’mizin, dünyada sözü geçen, bölgesinde istikrarın teminatı olan, ekonomisi istikrarlı, demokrasisi sağlam, hukuk devleti ilkeleri yerleşmiş, toplumu huzurlu bir ülke olması yönünde el birliği ile çalışmalıyız. Bunu ancak hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargının yarattığı güven ortamında iyi yetişmiş, liyakatla göreve gelmiş insanlar ve eşitlikçi bir yaklaşımla yapabiliriz. Bunu yaptığımız taktirde en önemli yapısal reformu gerçekleştirmiş olacağız. Bizi yönetenlere iyi niyetle önerilerimizi aktarmak görevimizdir. Hepimiz bu doğrultuda üstümüze düşeni yerine getirmeliyiz.”

YİK Başkanı ayrıca toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, kalkınmanın tüm boyutlarını negatif etkilediğine işaret etti. Aras, “Kadınların ekonomik, siyasi ve toplumsal hayatta erkeklerle eşit şekilde temsil edilmesi ekonomik kalkınma, adaletsizlikle mücadele ve toplumsal refah yaratarak ilerlemenin olmazsa olmaz koşuludur” diye konuştu.

Aras’tan sonra kürsüye gelen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ise daha kısa bir konuşma yaptı. “Sussak gönlümüz razı değil. Hukukun üstünlüğünü, hemen ve tam olarak tesis etmeden ne ekonomide ne toplumda ne iç ne de dış politikadaki sorunlar çözülebilir” diyen Turan, şunları dile getirdi:

“Toplumsal kutuplaşmanın yerini toplumsal uyuma bırakması, siyasette yumuşama ve siyasi alanın genişlemesi, sorunlarımızın çözümünü mutlaka kolaylaştıracaktır. Bu noktada terör sorununun kalıcı olarak ortadan kalkması en büyük dileğimizdir. Ancak şunu da görelim, izlenmekte olan sürecin başarısı ile hukuk devleti ve demokratik standartların iyileştirilmesi arasında birbirini besleyen karşılıklı bir etkileşim vardır. Biri olmadan diğeri eksiktir. Hukukun üstünlüğünü tesis edersek tüm sorunlarımızı konuşarak ortak akılla çözebiliriz.”

Turan da Aras gibi son dönemde yaşanan olayları arka arka sıralayarak “Biz niye bu hale geldik?” sorusunu yöneltti. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turan, “Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri çok sıklaştı. 10 küsur sene önceki olaylara, şimdi yeni soruşturmalar açılıyor” dedi.

Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına yenilerinin eklendiğini söyleyen Turan, “Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor. Kamuoyu vicdanında suç ve ceza arasında orantısızlık kanaati oluşuyor. İster seçimle ister atamayla gelen kamu görevlilerinin görevlerinden alınmasının, yeni örneklerine şahit oluyoruz. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor. Nedir bu tırmanma?” diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in uyguladığı programa TÜSİAD’ın destek verdiğini vurgulayan Orhan Turan, ancak ekonomik durumun sıkıntılı olduğuna da işaret etti. TÜSİAD Başkanı, “Sayın Bakan Mehmet Şimşek’in ekonomi programına destek veriyorsak da ekonomide her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz” dedi.

Enflasyonla mücadelenin hızlanması gerektiğini vurgulayan Turan, şunları ifade etti: “Artık daha hızlı netice almalıyız. Yoksa stres birikiyor. Sanayici çok zorlanıyor. İhracatçı kan ağlıyor. İthalatın cazibesi artıyor. Başka ülkelerde hammaddeyi daha ucuza alan, krediye daha ucuza erişen rakiplerimizle biz nasıl rekabet edebiliriz? İşimizi nasıl devam ettireceğiz? Devam ettiremezsek çalışanlarımız ne olacak? Hem sanayici mutsuz hem çalışanlar. Hem büyük işletmeler zorlanıyor hem KOBİ’ler. Hem batıdaki girişimciler yakınıyor hem doğudakiler. Peki kimin yüzü gülüyor?”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir