Kabinede Değişiklik Olacak Mı? AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Açıkladı

Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, hükümette ve partide değişim olup olmayacağına yönelik, “Yaptığımız çalışmalarda seçimin sayısal sonuçlarını, çeşitli illerdeki durumunu değerlendiriyoruz” dedi ve ekledi:

“Siyasal sonucu değerlendirme aşamasına geldik. MYK’da, Bakanlar Kurulu’nda değişim olacaksa bu Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiridir kuşkusuz. Cumhurbaşkanımız uygun gördüğünde bir tasarrufta bulunur.”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MKYK toplantısı sürerken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:

“Cumhurbaşkanımızın ve genel başkanımızın iç ve dış politikaya yönelik değerlendirmeleri olmuştur. Netanyahu ve ekibinin bölgedeki tansiyonu yükseltmek üzere kasti, hesaplı, sistematik politika izlediğini ifade etmiştik. Netanyahu ve ekibi bölgesel savaş çıksın, bu savaşa ABD de dahil olsun diye riskli bir senaryonun peşinden koşmaktadır. Bu konuda ABD ve diğer ülkelerin sağduyulu olması gerekir. Filistinlilere dönük soykırım siyaseti 40 bine yakın insanın ölümüne sebep oldu.

Buradaki olumsuz koşullar dünyanın gözü önünde devam ediyor. İran’la aralarında çıkan tansiyonla birlikte bir kere daha Netanyahu hükümetini teşvik edecek şekilde tabloyla karşı karşıya kaldık. İsrail doğrudan İran’ın Şam Büyükelçiliği’ni vurdu. Bu saldırıda da İranlı görevliler hayatını kaybetti. Bir ülkenin diplomatik temsilciliğine başka bir ülke tarafından saldırıldığında bütün dünyanın ayağa kalkması tablosu ortaya çıkar. Fakat saldıran İsrail olunca bu konuya herkes ikiyüzlü bir şekilde suskun kaldı.

İran’ın cevabi saldırısına dünyadan kınama geldi. ABD ambargo ve kısıtlama ortaya koyacağını söyledi. Peki İsrail’e dönük bu tepkiler gündeme gelmiyor. Müeyyideler adaletli ve eşit bir şekilde uygulanmıyor. Sorunun temeli, özü bundan ibarettir. Bütün bu gelişmelerin Filistin’deki esas meseleyi unutturmaması gerektiğini ifade ediyoruz. Muhakkak ateşkes sağlanmalı ve iki devletli çözüme en güçlü şekilde gidilmelidir.

Son zamanlarda Yunanistan’la aramızda normalleşme süreci yaşanıyordu. Bütün normalleşme çabaları güzel bir şekilde devam ederken bir sıkıntılı adım söz konusu. Yunanistan bir okyanuslar konferansı düzenliyor. Ege ve İyon denizinde iki bölgeyi deniz parkı olarak ilan etmeye dönük yaklaşım sergiliyor. Bu normalleşme sürecini sabote eden, tek taraflı deniz parkı ilan etmesini tek taraflı ihlal olarak değerlendiriyoruz.

Deniz parkı ilan etme gibi yaklaşımlara Türkiye’nin hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğini ifade ediyoruz. Umarız sağduyulu davranırlar. Bugün gelinen noktada kuşkusuz bölgenin daha fazla tansiyona, şiddete tahammülü yoktur. İsrail’e ne kadar dozda, ne şekilde misilleme yapacağı konusunda akıl verenler, bunlar gelişmiş demokrasi ve ekonomilerdir. İsrail’e bu saldırgan tutumundan vazgeçmesini ifade etmeleri gerekmektedir.

“Ekonomi yönetimine desteğimiz tam”

Ekonomik programımızı yürüten bakanımız Mehmet Bey’le ilgili birtakım spekülasyonlar sosyal medyada dolaşıma sokuluyor. Bu konuda sayın Cumhurbaşkanımızın desteği tamdır. AK Parti olarak ekonomi yönetimine teşekkür ediyor, desteklediğimizi ifade ediyoruz.

Yaptığımız çalışmalarda seçimin sayısal sonuçlarını, çeşitli illerdeki durumunu değerlendiriyoruz. Siyasal sonucu değerlendirme aşamasına geldik. MYK’da, Bakanlar Kurulu’nda değişim olacaksa bu Sayın Cumhurbaşkanımızın takdiridir kuşkusuz. Cumhurbaşkanımız uygun gördüğünde bir tasarrufta bulunur.

7 Haziran’dan itibaren kamudan herhangi bir şekilde İsrail’e destek olma anlamına gelebilecek herhangi tasarrufta bulunulmamıştır. Özel sektörün konularında, Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı 54 birimde kısıtlama tamamen kontrol altına alınmıştır. ‘Savaş yakıtı buradan’ gidiyor sözleri spekülatiftir.

Filistin davası milli siyasetimizin parçasıdır. Bırakın destek olmayı İsrail’in Netanyahu hükümetinin eylemlerinin karşısındaki tutumumuzu devam ettiriyoruz. Yeni konular gündeme gelirse, yeni meseleler olursa bu kısıtlamaları icra etmekten, yeni kararlar almaktan çekinmeyiz. Bu sorulan sorular çerçevesinde herhangi ticarete müsaade edilmemektedir.”

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik: Halkın Mesajını Bütün Boyutlarıyla Ele Alacağız

Seçimlere ilişkin açıklamada bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “31 Mart seçimleri önümüzdeki dönem izleyeceğimiz siyaset ve izleyeceğimizi yol açısından bir dönüm noktası olacaktır” dedi ve ekledi:

“Bu çerçevede 31 Mart seçimlerinin partimize dönük mesajlarını en net, en derinlemesine şekilde okuyacağımızı, ele alacağımızı ifade ediyoruz. Bu seçimde yüksek teveccüh gösterilen yerlerde daha iyisini yapmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Tabii arzu etmediğimiz sonuçların olduğu, arzu ettiğimiz sonuçları ulaşamadığımız yerler var. Bu yerlerle ilgili olarak da verilen mesajı bütün boyutlarıyla ele alacağız.”

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) sonrasında basın toplantısı düzenledi.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; MYK toplantısında 31 Mart yerel seçim sonuçlarının ele alındığını aktaran Ömer Çelik, “Milli iradeye sahip çıkan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu süreçte Cumhur İttifakı teşkilatları son derece iyi bir iş birliği içerisinde yan yana çalıştılar, çok güçlü bir dayanışma sergilediler. İttifak içerisindeki tüm teşkilat mensuplarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

“Seçilen herkesi, hangi partiden olursa olsun, belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini, il genel meclisi üyelerini, muhtarları ve azaları tebrik ediyoruz” diyen Çelik, “Her seçim demokrasi şölenidir. Demokrasi bu seçimle daha da kökleşmiştir ve kazanan demokrasinin gerçek sahibi olan vatandaşlarımız olmuştur. Siyasetim sicil amiri vatandaşlarımızdır. Vatandaşlarımız siyaset kurumuna dönük takdir ve uyarılarını sandık yoluyla gerçekleştirirler” ifadelerini kullandı.

Halkın mesajını net şekilde ele alacakların söyleyen Çelik, “31 Mart seçimleri önümüzdeki dönem izleyeceğimiz siyaset ve izleyeceğimizi yol açısından bir dönüm noktası olacaktır. Bu çerçevede 31 Mart seçimlerinin partimize dönük mesajlarını en net, en derinlemesine şekilde okuyacağımızı, ele alacağımızı ifade ediyoruz. Bu seçimde yüksek teveccüh gösterilen yerlerde daha iyisini yapmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Tabii arzu etmediğimiz sonuçların olduğu, arzu ettiğimiz sonuçları ulaşamadığımız yerler var. Bu yerlerle ilgili olarak da verilen mesajı bütün boyutlarıyla ele alacağız” dedi.

Halkın iradesine itirazın söz konusu olamayacağını belirten Çelik, “Milletimiz arzu ettiğimizi sonuçları alamadığımız yerlerde uyarıları, eleştirileri vardır. Bunların hepsi başımızın gözümüzün üstündedir. Bu mesajı bütün boyutlarıyla değerlendirmek boynumuzun borcudur. İlk sonuçlar geldiği andan itibaren bunu değerlendirmeye başladık.

Vatandaşımız irade gösterdiği zaman buna teslim oluruz, büyük bir hürmetle karşılarız, buna dönük herhangi bir itirazımı ya da eleştirimiz olamaz. İtiraz hakkı millete aittir. En iyi şekilde, kapsamlı şekilde kılcal damarlarına kadar değerlendirilecektir. İller, ilçeler, mahalleler… Vatandaşlarımızın talepleri AK Parti siyasetine yön vermeye devam edecektir. Milletin desteğine de eleştirisine de müteşekkiriz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerine bir mesaj verdiğini söyleyen Ömer Çelik, şöyle devam etti: “Bu MYK’da genel başkanımızın, cumhurbaşkanımızın verdiği mesaj, milletin talebi doğrultusunda, millet eksenli siyaseti yeni dönemde daha da güçlendirmek için yapılması gerekenlerin hepsinin ele alınması, özeleştiriden başlayarak bütün bu mesajların doğru bir şekilde değerlendirilmesi şeklindedir.

Türkiye seçim sürecini tamamladı. 4.5 yıldan fazla önümüzde seçim yok. Bu süreyi değerlendirmek için gayret göstereceğiz. Demokratik reformalar her zaman gündemimizde olacak. Sistemde aksayan yerlerin düzeltilmesi için bu reformlar yapılacak. Yeni anayasa gelecek nesillere borcumuzdur. Bununla ilgili çalışmalar yapılacak.”

Van açıklaması: Yasal mevzuatla ilgili bir konu

Van Büyükşehir Belediyesi seçimini kazanan DEM Partili Abdullah Zeydan’ın başkanlığının düşürülmesine değinen Çelik, “Bu konu il seçim kurulunun takdirinde olan bir konu yani yasal mevzuatla ilgili bir konu. Memnu hakların iadesi konusunda gereken şartların yerine gelmemesi sebebiyle il seçim kurulu böyle bir karar almış. Bu hükümetin müdahale edebileceği bir alan değil. Onlar böyle bir şey ifade ediyorlar ama doğrudan memnu hakların iadesiyle ilgili şartların yerine gelmemesi konusu.

Burada il seçim kurulu daha sonra da Yüksek Seçim Kurulu yetkili. Konu, hukuki bir konu. İtiraz edeceklerse, itiraz mekanizmaları bellidir. Hukuken haklılarsa zaten sonuç onların istediği gibi olacaktır. ‘Demokratik tepkimizi gösteriyoruz’ deniyor ama sokaklar yakılıp yıkılıyor, polise saldırı oluyor. Demokratik tepkiyi göstermek herkesin hakkıdır. Ama bunu şiddet olaylarına dönüştürmenin demokrasiyle bir bağı yoktur. Herkes itirazını yapar son kararı da YSK verir” dedi.

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten Dikkat Çeken “Yeniden Refah” Açıklaması

Katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yeniden Refah Partisi’ne ilişkin, “Şu an itibarıyla Cumhur İttifakı’nda değiller. YRP ve bir iki parti de var. Müstakil parti olarak mı kurulmuşlar yoksa AK Parti içerisinde muhalefet olarak mı kurulmuşlar?” dedi ve ekledi:

“Milli manevi değerler açısından istedikleri her şeyi cumhurbaşkanımız gerçekleştirmiş. Parti yönetimi CHP’yi kazandıracak bir motivasyon içerisine giriyor. Ama tabanındaki seçmen, milli manevi değerlerin cumhurbaşkanımız tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. YRP tabanındaki vatandaşlarımız cumhurbaşkanı aleyhine bir tutum içerisine girmeyecekler.”

Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘son seçimim’ ifadesiyle ilgili olarak, “Siyaseti bırakırım manasında bir söz değil. Liderlerin siyasi ömrüne vatandaş karar veriyor. Vatandaş, ‘Cumhurbaşkanımız hizmet etmeye devam etsin’ diyor” yorumu yaptı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CNN Türk yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Cumhurbaşkanımız bunu sık sık söyler. Bizim hatırlanacağımız şeyler eserlerdir, yaptığımız işlerdir. Ben çok uzun zamandır kendisi ile beraberim. Yorulmaksızın, durmak bilmeksizin çalışır. Siyasette gençlerin yetişmesine çok önem veriyor. Onlara bir gün devralacaklarını her zaman hatırlatıyor. Siyaset yaptığımız görevlerden daha geniş bir şey. Cumhurbaşkanımız için siyaset bir hayat tarzı. O siyaseti bırakırım anlamında bir ifade değil.

Bununla ilgili bir siyasi gündemimiz yok Meclis’in kendini feshetmesi gibi. Önümüzdeki 5 seneyi iyi değerlendireceğiz. Siyasette bildiğim bir şey var. Liderlerin siyasi ömrüne vatandaş karar verir. Vatandaşımız cumhurbaşkanımız hizmet etsin istiyor. Böyle büyük bir irade var. Cumhurbaşkanımızın liderliği organik. Millet kal derse kalırız, git derse gideriz der cumhurbaşkanımız da. Seçim vesilesi ile dışarıda gördüğüm Cumhurbaşkanımıza teveccüh artarak devam ediyor.

Geçen seçimlerde bize Sayın Kılıçdaroğlu için önde deniyordu. Bir sürü siyaset bilimci, daha sonra analizinde nasıl yanıldığını izah etmek zorunda kaldı. O zaman dedik ki saha böyle söylemiyor. Bu kadar seçim geçirdik, iyi kötü görüyoruz. AK Parti Genel Merkezi’nde ypaılan toplantılar sonrasında verilen kararların vatandaşlarımız tarafından heyecanla kabul gördüğünü görüyorum. Yerel yönetimler başkanlığımız var bizim.

Seçim bittikten sonra 5 yıl boyunca sürekli fotoğraf çeker. Masaya oturduğumuzda bu 5 yıllık performanslar bakılır. AK Parti Genel Merkezi izole değil. Anadolu’daki her yere hakim bir siyaset merkezi. Adayların tespit edilmesinde birden fazla mekanizma kullanılıyor. Siyaset bir matematik alanı değil, mutlak değil. Ancak 20 yıldır denenmiş metotlar bunlar.

* Arkadaşlarımızın performansını tek tek çok iyi buluyoruz. Bu açıdan baktığımızda yükselen bir trend olduğunu görüyoruz. Kaybolacağını söyleyenler çok manipülatif şeyler. CHP’li Özel’in dediği gibi Atatürk şu, şu illeri alın diyor. Atatürk’le bu işin ne ilgisi var. Biz demokratik terbiye icabı şu ili alacağız diyemem. Orada oy kullanacakları etkileyemem. Ama arkadaşlarımızın performansı gayet iyi.

Yeniden Refah Tartışması

Şu an itibarıyla Cumhur İttifakı’nda değiller. YRP ve bir iki parti de var. Müstakil parti olarak mı kurulmuşlar yoksa AK Parti içerisinde muhalefet olarak mı kurulmuşlar? Milli manevi değerler açısından istedikleri her şeyi cumhurbaşkanımız gerçekleştirmiş. Parti yönetimi CHP’yi kazandıracak bir motivasyon içerisine giriyor. Ama tabanındaki seçmen, milli manevi değerlerin cumhurbaşkanımız tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. YRP tabanındaki vatandaşlarımız cumhurbaşkanı aleyhine bir tutum içerisine girmeyecekler.

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten “Cumhur İttifakı” Açıklaması: Sorun Yok

“Cumhur İttifakı” içinde anlaşmazlık olduğuna dair iddialara açıklık getiren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Cumhur İttifakında hiçbir sorun yok. Cumhur ittifakı yerel seçimlere hazırlanmaya devam ediyor” dedi.

CHP lideri Özgür Özel’in ”Türkiye’de herkes eşittir fakat Kürtler daha az eşittir” sözlerine ilişkin ise Ömer Çelik, “CHP’nin demek ki Kürt seçmeni istismar sezonu seçimler yaklaşırken başlamış. Yeni bir şey daha çıktı; en son gördük ki bu son seçimlerde imzaladıkları protokollerle aslında Kürt seçmene nasıl yalan söylemişler” ifadelerini kullandı.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

“Cumhur İttifakı” içinde anlaşmazlık olduğuna dair iddialara açıklık getiren Ömer Çelik, “Cumhur İttifakında hiçbir sorun yok. Cumhur ittifakı yerel seçimlere hazırlanmaya devam ediyor. Herhangi bir sorun yok. Sayın Cumhurbaşkanımızla sayın Bahçeli ihtiyaç duyduklarında görüşmeye devam ediyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla ‘En fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır” ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 50+1 açıklamasının ardından Cumhur İttifakı’nda kriz olduğu gündeme gelmişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Erdoğan’ın 50+1 çıkışına ilişkin, “Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1’dir. Milletvekili seçmiyoruz, cumhurbaşkanı seçiyoruz” değerlendirmesini yapmıştı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in ”Türkiye’de herkes eşittir fakat Kürtler daha az eşittir” sözlerine ilişkin Çelik, “CHP’nin demek ki Kürt seçmeni istismar sezonu seçimler yaklaşırken başlamış. Yeni bir şey daha çıktı; en son gördük ki bu son seçimlerde imzaladıkları protokollerle aslında Kürt seçmene nasıl yalan söylemişler” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Ömer Çelik’ten Özgür Özel’e ‘Darbe’ Yanıtı: Yassıada Zihniyeti

CHP Lideri Özgür Özel’in AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması kararına ilişkin yaptığı “darbe” değerlendirmesine yanıt veren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Onlar demokratik kültüre alışkın olmadıkları için Türkiye’de demokratik hayatta çözülmesi gereken mesele çıktığında, bunu sürekli olarak hemen bir ‘darbe girişimi’ olarak sunmaya çalışıyorlar” dedi ve ekledi:

“Türkiye’deki en büyük meselelerden biri, demokratik hayat içindeki olağan birtakım tartışmaları CHP’nin öteden beri bir rejim tartışması haline getirmesidir. İktidara geldiğimiz zamandan beri herhangi bir konuda sistem üzerinde bir iyileştirme, reform yapmaya çalıştığımızda CHP bunu rejim tartışması haline getirirdi. Türkiye’de rejimimiz üzerinde mutabakat tamdır, rejim ile ilgili Türkiye’nin bir problemi yoktur.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisince düzenlenen çalışma kampının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Birgün’ün aktardığına göre; Yargıtay’ın, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili seçilen Gezi Parkı davası sanığı Can Atalay’a ilişkin kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması kararına ilişkin CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “darbe” ifadesini kullanmasına yönelik değerlendirmesi sorulan Çelik, şunları söyledi:

“Bu çıktığı zaman bu uyumun sağlanması görevi Cumhurbaşkanlığı makamına verilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı’mız da ‘Hakem pozisyondayız, üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz’ dedi. Eğer bu uyumun sağlanması bakımından yasal ve anayasal boşluklar varsa bunların giderilmesi TBMM’nin görevidir.”

Özel’in açıklamalarını, “Yassıada zihniyeti” olarak nitelendirdiğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi: “Onlar demokratik kültüre alışkın olmadıkları için Türkiye’de demokratik hayatta çözülmesi gereken mesele çıktığında, bunu sürekli olarak hemen bir ‘darbe girişimi’ olarak sunmaya çalışıyorlar.

Türkiye’deki en büyük meselelerden biri, demokratik hayat içindeki olağan birtakım tartışmaları CHP’nin öteden beri bir rejim tartışması haline getirmesidir. İktidara geldiğimiz zamandan beri herhangi bir konuda sistem üzerinde bir iyileştirme, reform yapmaya çalıştığımızda CHP bunu rejim tartışması haline getirirdi. Türkiye’de rejimimiz üzerinde mutabakat tamdır, rejim ile ilgili Türkiye’nin bir problemi yoktur.”

“CHP’de herhangi bir siyasi yazılım değişimi olmamıştır”

Çelik, CHP Genel Başkanı Özel’in seçilir seçilmez “Cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyetine saldırdığını” iddia ederek şu açıklamalarda bulundu: “Bunlar ‘değişim’ diye ortaya çıktılar ancak bu, şunu gösterdi ki aslında CHP’de herhangi bir siyasi yazılım değişimi olmamıştır. Onlar sadece biyografiyi değiştirmişler. CHP Genel Başkanı’nın biyografisi değiştiği zaman bunu siyasi değişim zannediyorlar. Siyasi değişim, siyasi fikirlerin, demokratik sisteme yaklaşımın, demokratik sistem içindeki tartışmalara yaklaşımın ele alınmasıyla ilgili bir değişimdir.

Özel’in ilk ortaya koyduğu açıklamalar, Kemal Kılıçdaroğlu döneminden bile daha geri açıklamalardır. Kemal Kılıçdaroğlu demokratik bir üslubu sürdürmeyi öğrenememişti ama en azından öğrenmiş gibi yapıyordu. Bütün bunlar olmadığı zaman ne oldu? Şimdi hemen bir tartışmayı darbe olarak nitelendirip Sayın Cumhurbaşkanı’mızın siyasal meşruluğuna saldırmak sadece Yassıada zihniyetinden beri alışkın olduğumuz demokrasiyi, siyasi sistemi zehirleme faaliyetinin bir devamıdır.”

“CHP Genel Başkanı Özel’in, partisinin ön seçimle yerel seçim adayı belirlemesine yönelik bir hafta içinde iki farklı değerlendirmesinin olduğu” yönündeki söylemlere ilişkin düşüncesi sorulan Çelik, şunları kaydetti:

“Seçim zamanında bunları gördük, önceki Genel Başkan da ‘demokrasi, çoğulculuk’ demişti, kendileri gibi düşünmeyenleri tehdit etmeye, demokrasiyi zehirleyecek şekilde terör örgütlerine alan oluşturmaya başladılar. Şimdiki de geldi ‘ön seçimle belirleyeceğiz’ dedi, sonra ‘ön seçim için yeterli takvim yok’ diyor.

Onun için diyoruz ki bu bir siyasal değişim değil, bu bir biyografi değişimidir. CHP aynı CHP’dir. Göreceksiniz öncekinden daha otoriter birtakım yaklaşımların ortaya çıktığı görülecek. Kemal Kılıçdaroğlu hiç yoktan ‘demokrat’ gibi yapıyordu, şimdikinin ilk vazgeçtiği şey kendi sözü oldu. Bir siyasi partinin kendi içindeki çelişkileri yönetemezken devlet hayatı hakkında bu kadar iddialı cümleler kurması bir garabettir.”

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: CHP’de Bir Değişiklik Göremedik

Partisinin MKYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, hafta sonu yapılan CHP kurultayına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Yeni göreve gelenleri tebrik ediyoruz. Ama biz orada bir değişiklik görmedik” dedi ve ekledi:

“Aynı söylemler tekrar ediyor. Türkiye’de siyasal değişimi taşıyan parti yine AK Parti’dir. Türkiye’de siyasal değişim ihtiyacını gerçekleştiren kadrolar Cumhur İttifakı kadrolarıdır. Bizim gördüğümüz CHP aynı CHP, orada sadece bir koltuk değişimi olmuştur.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Gazete Pencere’nin aktardığına göre Ömer Çelik açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“MKYK toplantımızda gündem maddesi olarak bölgesel ve uluslararası gelişmeler ele alındı. Gazze’de Türkiye’nin pozisyonu değerlendirildi. Seçim işleri başkanlığımız seçim takvimi için yetki istemiştir. Yetki verilmiştir. Takvimin nasıl işleyeceğine dair çalışmalar tamamlanıp paylaşılacaktır. Bu yetkilerin verilmesi ile seçim takvimi başlamıştır. Adayların ne zaman başvuracağına dair bir iki gün için kamuoyu ile paylaşılacaktır.

Gözümüz kulağımız Gazze’de. Hukuk ve insani açısından tüm yönleri ile konuyu değerlendirdik. Srebrenitsa’daki gibi soykırımla karşı karşıyayız. 32 gündür Gazze şeridini bombardıman altında tutuyorlar. Maalesef ölü sayısı 10 bine yükseldi. 4 bini çocuk 3 bini kadınlardan oluşuyor. Çocuk ve kadın olan 7 bin kişinin vahşi saldırılar karşısında dünya ayağa kalkmalıydı. Tüm bunlar savaş suçu niteliğinde gelişmelerdir. Bu soykırımdan başka bir şeyle ifade edilemez. BM bunları dehşet duygusu ile ifade ediyor. Tüm bunlara rağmen sürecin gidişatına müdahil değil.

Tasarılar bloke edilerek bu tablo ortaya çıkıyor. 120 ülke ateşkes çağrısı yaptı. Bosna ve Srebrenitsa’daki süreç ortaya çıktı. Ukrayna ve Filistin için iki ayrı yaklaşım ortaya konulmuştur.

Bütün uluslararası toplumu cumhurbaşkanımızın çağrısına kulak vermeye davet ediyoruz. Katliam yapıyorsunuz dediğimizde siz Hamas’a destek veriyorsunuz diyorlar. Netanyahu, Tevrat’tan alıntı yaparak dini yaptıklarına alet ediyorlar. Tevrat’ı ve incil’i de hedef alıyorlar aynı zamanda. Cumhurbaşkanımız bunu din savaşına çevirmeyin dedi. Bütün dünyayı ateşe atacak sorumsuzlukla hareket etmekteler. Ses yükselten tüm milletlere şükranlarımızı iletiyoruz. Türkiye’da Gazze halkına sahip çıkan sivil toplum örgütlerine de şükranlarımızı sunarız.

Siyasetçiler ve medya tarafından hain bir dil kullanılıyor. İşgal ve soykırımı meşrulaştırmakla ilgili açıklama yapmıştım 2021’de, aynısını uyguluyorlar. Kim ki İsrail’in kendisini savunma hakkı var diyor, bu katliamı yapabilir diyor. İstediğin kadar masum öldürebilirsin demek bu. Tek başına katliamlara cevaz veren bir cümle haline gelmiştir.

Taraflara itidal çağrısı yaparlarsa bilin ki onlar sizi saldırabilir ama siz karşılık veremezseniz denmektedir. Bir İsrailli Filistinli sivillerin arasına aracını sürünce Filistinliler İsrailli birinin aracını taşladı diye yazıyorlar. Netahyahu hükümet kurmakta zorlanıyor deniyorsa Netanyahu bir takım şiddet eylemlerine girişecektir bilin ki. İsrail bölge ülkeler ile normalleşme için gayret ediyor dediklerinde bilin ki Filistin’i yok sayarak hakim olmanın peşindedir. Maalesef bu iki yüzlü dili görüyoruz’.

Gazze’ye günlük en az 500 TIR’lık yardım girmesi gerekir. 32 günde toplam 450 TIR yardım girmiştir. Bir günde girmesi gereken yardım bile 32 günde girmemiştir. Türkiye insani yardımdan sağlık hizmetine kadar her türlü desteğe hazırdır fakat İsrail bunu engellemektedir. Gazze’nin boşaltılması gibi bir şeyi asla kabul edemeyiz. Gazze’nin boşaltılması demek Netanyahu hükümetinin ve bu zihniyettekilerin Filistin davasını ortadan kaldırması demektir.

Kendileri Hamas’la mücadele ettiklerini söyleyerek 7 bin kadın ve çocuğu katlettiler. 10 bin insanın hayatını kaybetmesine yol açan bombardımanlarla bu katliamı ortaya koymuş oldular. Şu anda Netanyahu’nun zihniyetinin DEAŞ zihniyetinden bir farkı yok. Bir şekilde bu işgale, saldırganlığa, soykırım faaliyetlerine karşı çıkan herkesi krimanilize etmeye çalışıyorlar. Türkiye buna boyun eğmez.“

“CHP’de sadece koltuk değişimi oldu”

Yeni göreve gelenleri tebrik ediyoruz. Ama biz orada bir değişiklik görmedik. Aynı söylemler tekrar ediyor. Türkiye’de siyasal değişimi taşıyan parti yine AK Parti’dir. Türkiye’de siyasal değişim ihtiyacını gerçekleştiren kadrolar Cumhur İttifakı kadrolarıdır. Bizim gördüğümüz CHP aynı CHP, orada sadece bir koltuk değişimi olmuştur.”

Paylaşın

Ömer Çelik’ten Erdoğan’ı Eleştiren Kılıçdaroğlu’na Tepki

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Erdoğan’ın katıldığı G20 zirvesinde startı verilen Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomi Koridoru’na Türkiye’nin alınmamasını ‘Utanç’ sözleriyle eleştiren Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi:

Haber Merkezi / “Cumhurbaşkanımızın küresel sistem içindeki güçlü ve kararlı çizgisi, Kılıçdaroğlu’nun asla anlayamacağı bir boyuttadır. Zaten küresel sistemin bütün aktörleri Cumhurbaşkanımızın kararlı ve vizyoner bir dış politika çizgisi izlediğini yakinen bildiği gibi dostlarımız bu duruşuna saygı duyduklarını da açıkça ifade etmektedirler.”

Çelik, açıklamasının devamında, “Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’siz masa kurulduğunu” söylemesi ise masa denilince sadece 7’li masayı anlayan birisi için büyük bir iddiadır! Cumhurbaşkanımız ise küresel ve bölgesel olaylarda “Türkiye’siz masa kurulamaz” dediğinde bunu defalarca ispat etmiştir” ifadelerini kullandı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı G20 zirvesinde startı verilen Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomi Koridoru’na Türkiye’nin alınmamasını ‘Utanç’ sözleriyle eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Çelik şu ifadeleri kullandı:

“Sn Kemal Kılıçdaroğlu yine cehalet dolu cümlelerle Sn Cumhurbaşkanımıza saldırmış. Her zaman olduğu gibi eline tutuşturulan bir metni yayınlayarak G20 Zirvesi hakkında açıklamalarda bulunmuş. Hiç anlamadığı konularda yaptığı açıklamalarına bir yenisini eklemiş.

Öncelikle Sn Kılıçdaroğlu, hayatında Türkiye Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini korumak adına bugüne dek hiçbir uluslararası müzakereye liderlik etmiş değildir… Bu noktada G20 zirvesi ve uluslararası gelişmelerle ilgili yaptığı açıklamalar en temel dış politika gelişmeleri hakkında hiç bilgisi olmadığını bir kez daha göstermiştir…

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımıza yönelik “Erdoğan küresel güçlere boyun eğmiştir” demiş. Cumhurbaşkanımızın küresel sistem içindeki güçlü ve kararlı çizgisi, Kılıçdaroğlu’nun asla anlayamacağı bir boyuttadır. Zaten küresel sistemin bütün aktörleri Cumhurbaşkanımızın kararlı ve vizyoner bir dış politika çizgisi izlediğini yakinen bildiği gibi dostlarımız bu duruşuna saygı duyduklarını da açıkça ifade etmektedirler.

Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’siz masa kurulduğunu” söylemesi ise masa denilince sadece 7’li masayı anlayan birisi için büyük bir iddiadır! Cumhurbaşkanımız ise küresel ve bölgesel olaylarda “Türkiye’siz masa kurulamaz” dediğinde bunu defalarca ispat etmiştir.

Seçim kampanyası boyunca terör örgütlerinin destek propagandasına sessiz kalan ve boyun eğen, dahası sınır ötesi tezkereye hayır diyen Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü milli dış politika hakkında konuşması abestir! Sn Kılıçdaroğlu’nun öncelikle terörle mücadeleden Mavi Vatan’a, Karabağ ve Suriye’den Libya’ya kadar bir dizi konuda dersini çalışması, sınavını vermesi gerekmektedir. Kılıçdaroğlu’nun G20’yi değerlendirebilmesi için katetmesi gereken çok mesafe vardır.

Kemal Kılıçdaroğlu ne demişti?

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Kılıçdaroğlu şunları söylemişti: “Erdoğan, katıldığı G20 Zirvesinde egemen güçlere boyun eğmiş, Türkiye’nin dışlanmasına göz yummuş, tarihi bir skandala imza atmıştır.

Önce malum konuyla başlayayım. 2015 yılından bu yana ‘ülkeler arasında kalıcı düşmanlık olmaz, bölgenin iki önemli aktörü olan Türkiye ve Mısır bir araya gelmelidir’ dediğimiz için bizi ‘darbecilik’ ile suçlayan Erdoğan, egemen güçlerin baskısıyla, Sisi’nin dizinin dibine oturdu.

Ama içeride kaplan kesilip dışarıda süt dökmüş kediye dönen Erdoğan’ın, en utanç verici faaliyeti sadece bu değil…

G20 Zirvesinde, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomi Koridoru oluşturuldu. Bu yeni hat, G20 ülkelerinin içinde belki de en stratejik konuma sahip olan Türkiye’yi kapsamıyor. Bu tarihi bir yok sayılmadır, utançtır.

Mersin ve İskenderun gibi limanlara sahip bir ülkenin bu yeni hatta yer almaması, hem ticaret hem de itibar açısından büyük bir kayıptır. İtibarı lükste, şatafatta arayanlar; yaşadıkları olağanüstü lüks hayatı halka ‘itibar’ diye satanlar, itibarımızı yerle bir etmiştir. Şu fotoğrafta Türkiye’nin olmamasının hiçbir izahı yoktur.

Siz o zirveye Katar Emiri’nin ‘hediye(!)’ uçağıyla katılırsanız, malvarlığınızın hesabını veremezseniz, egemen güçler azarlayınca her siyah dediğinize beyaz derseniz, sizi böyle rezil ederler.

Erdoğan G20 sonrası uçağına aldığı medyasına ‘Türkiyesiz bir koridor olmaz’ diye de caka satmış. Peki, bunu zirvede, yüzlerine söyledin mi? ‘Bölgede bizim olmadığımız bir masa kurulamaz’ dedin mi? Elbette hayır. Çünkü içeride aslan, dışarıda kedi…”

Paylaşın

Erdoğan İle Putin Soçi’de Görüşecek

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’nın Karadeniz kıyısında bulunan Soçi kentinde görüşeceğini söyledi.

Görüşme tarihi konusunda bir bilgi vermeyen Ömer Çelik, Türkiye’nin görüşmeler yoluyla “yaklaşan bir gıda krizini” önlemeyi umduğunu söyledi. Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov da gazetecilere yaptığı açıklamada iki lider arasında gerçekleşmesi planlanan görüşmenin tarihi konusunda bilgi vermezken, “hazırlık için yoğun bir çalışma yürütüldüğünü” söyledi.

Haber kanalı Bloomberg ise Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Hindistan’daki G20 zirvesine giderken 9 Eylül’de Rusya’ya uğrayabileceğini duyurdu.

Geçen ay Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin Türkiye ziyareti sırasında Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ağustos’ta Türkiye’ye ziyaret gerçekleştireceğini açıklamıştı.

Bu ay ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eylül ayı içerisinde Hindistan’da G-20 toplantısı, ABD’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Bu yoğunluk içerisinde fırsat bulursak Sayın Putin ile yüz yüze biraraya gelip konuşacağız” ifadelerini kullanarak Eylül ayını işaret etmişti.

Moskova, Temmuz ayı ortasında Ukrayna’nın Karadeniz üzerinden tahıl nakliyatına izin veren Tahıl Anlaşması’ndan çekildiğini duyurmuştu. Bunun üzerine Ukrayna, Rusya’nın tehditlerine rağmen Ağustos ayı başında Karadeniz’deki bazı limanlarını gelen ve giden ticari gemilere açtı.

Rusya ile Tahıl Anlaşması’nın sona ermesinden sonra ikinci gemi Pazartesi günü Ukrayna’nın güneyindeki Odessa limanından ayrılarak İstanbul’a geldi. Gemi takip portallarına göre Liberya bandıralı “Primus” adlı yük gemisi Pazartesi günü Türkiye’deki limanına ulaştı. Singapurlu bir nakliye şirketine ait olan gemi Pazar günü Odessa’dan ayrılmıştı.

Rusya’nın Tahıl Anlaşması’ndan çekilmesinden sonra Karadeniz’deki askeri gerilim arttı. Rusya, Ukrayna’nın kıyı ve Tuna’daki liman altyapısına saldırırken Kiev de Rus askeri gemilerini bombaladı. İki hafta önce Rus donanması Karadeniz’de bir Türk gemisine ateş açarak durmaya zorladı.

Türkiye anlaşmayı yeniden canlandırmaya çalışıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Cuma günü Kiev’e gerçekleştirdiği ziyaret sırasında anlaşmanın “alternatifi olmadığını” söyledi. Fidan’ın önümüzdeki günlerde Kremlin’in taleplerini görüşmek üzere Moskova’ya gitmesi bekleniyor.

Bu arada Ukrayna, bazı Doğu Avrupa ülkelerinin AB anlaşmasının sona ermesinin ardından da Ukrayna tahılına yönelik ithalat kısıtlamalarını sürdüreceklerini açıklamalarını kınadı.

Prag’ı ziyaret eden Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba, “Bunu kategorik olarak reddediyoruz çünkü bu önlem ortak pazar kurallarını ihlal eder” dedi. Kuleba, kısıtlamaların uzatılmasının “sadece Kiev ile Brüksel arasındaki ortaklık anlaşmasını değil, öncelikle Avrupa Birliği’nin üzerine inşa edildiği dayanışma ilkesini ihlal edeceği” uyarısında bulundu.

Brüksel; Polonya, Bulgaristan, Macaristan, Slovakya ve Romanya tarafından imzalanan Ukrayna tahılına yönelik geçici ithalat kısıtlamalarının uzatılması yönünde görüş bildirdi. AB ile mevcut anlaşma 15 Eylül’de sona eriyor. Söz konusu ülkeler Ukrayna’dan yapılan ithalat nedeniyle fiyatların düşmesine karşı çiftçilerini korumak istiyor. Ukrayna ise ithalatın durdurulmasını sert bir dille eleştiriyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik: Kılıçdaroğlu, Siyaseten Yok Hükmündedir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerini eleştiren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Kılıçdaroğlu’nun bugün söyledikleri siyaseten yok hükmündedir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ise aziz milletimizin her defasında artarak yinelenen desteği ile Cumhurbaşkanı olarak milletimize hizmet etmeye, ülkemizin hak ve menfaatlerinin korunmasına liderlik etmeye devam etmektedir.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerini hedef alan açıklamalarda bulundu. Çelik’in açıklamaları şöyle:

“Demokrasi tarihi açısından siyasi katılım oranı yüksekliği ve şeffaflığı ile çok yüksek standartlara sahip olan bir seçim gerçekleştirdik. Bu seçimin net ve tartışmasız sonucunda aziz milletimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçmiş ve Yüce Meclis’te çoğunluğu Cumhur İttifakı’na vermiştir.

Bu gerçeği anlamayan tek kişi defalarca sandıkta hezimete uğramasına rağmen Sayın Kılıçdaroğlu’dur. Dün yaptığı açıklamada yine Cumhurbaşkanımıza ve seçim sonuçlarına saldırmış. Sayın Kılıçdaroğlu’nun nitelikli bir siyasetçi olmadığını biliyorduk. Yaptığı açıklamalarla zerre miktar demokrasi adabına sahip olmadığını da gördük.

Cumhurbaşkanlığı seçim süreci boyunca terör odağı Kandil’e karşı net bir tavır koyamayan, Kandil’den yapılan geceli gündüzlü kendisine destek açıklamalarını net bir şekilde reddedemeyen Kılıçdaroğlu, halen seçim sonuçlarının şaibeli olduğundan bahsediyor.

Kılıçdaroğlu’nun söz konusu tutumuna, aziz milletimiz sandıkta gerekli cevabı vermiştir; Kılıçdaroğlu sayısını hatırlamakta zorlandığımız kez sandıkta hezimetle karşılaşmıştır.

Kılıçdaroğlu, CHP’ye gönül veren vatandaşlarımızın demokratik iradesini istismar etmeye devam ediyor. Bu iradeye saygı duymak yerine, kendi koltuğunu sağlama almak için çirkin sözlerle milli iradeye saldırıyor.

CHP’ye gönül veren vatandaşlarımızın da tanıklığı ile Kılıçdaroğlu’nun gerçeklikle bağı kopmuş, siyasi tutumu demokrasi karşıtlığına dönüşmüştür.

Terör odağı Kandil’in “Cumhuriyeti yeniden kurma, siyasi özerklik, terörist başına imtiyaz”dan bahsettiği dönemde suskun kalan Kılıçdaroğlu’nun bugün söyledikleri siyaseten yok hükmündedir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ise aziz milletimizin her defasında artarak yinelenen desteği ile Cumhurbaşkanı olarak milletimize hizmet etmeye, ülkemizin hak ve menfaatlerinin korunmasına liderlik etmeye devam etmektedir.”

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten AYM’nin HDP Kararına Tepki

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, HDP’ye ödenen hazine yardımına bloke konulması talebini kabul etmemesi kararına ilişkin “Anayasa Mahkemesinin kararı, zaaf oluşturabilecek bir karardır” dedi.

Haber Merkezi / Ömer Çelik, İsveç’in NATO’ya üyeliğine ilişkin ise, “PKK’lı teröristlerin yapmış olduğu eylemler kabul edilemez. Teröre karşı yasa çıkarılması yeterli değil, uygulanması da lazım. Birtakım Amerikan senatörlerinin kaprisleriyle, Türkiye’nin milli güvenliğine dair adımlar hakkında karar vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. Parti Sözcüsü Çelik, toplantının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik’in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

“Şehirlerimizi afetlere hazırlıklı hale getirmek için çalışmalarımız devam ediyor. Siyasi irade bu çalışmaları yürütmekte. Milyonlarca binada incelemelerde bulunuldu. Hasarın giderilmesi amacı ile 680 bin konut inşa edilecek. Konutları teslim etmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. 131 bin konutun ihalesi yapıldı. Köy evleri olarak 168 bin180 konut yapılması ön görüldü. 4 milyon kişiye Yemek hizmeti sürdürülmekte. 9 bin 105 iş yerinin yapılması tamamlandı.

Vatandaşlarımıza küresel ekonomik sorunlar, pandemi, Rusya Ukrayna savaşı nedeniyle ülkemizin de bu tablodan etkilendiğini ifade ettik. Cumhurbaşkanımızın dirayetli siyaseti ile bunu biz çözeceğiz. Kiralarla ilgili iletilen bütün problemleri yakından takip ediyoruz.

Bütün paydaşlarla birlikte enflasyonun tek haneye inmesi için yine hükümetimiz Türkiye Yüzyılı’nı kucaklayacak politikaları hayata geçirecek. Seçimden önce söylediğimiz gibi, bundan sonra da bu sorunları biz çözeriz dedik. Enflasyonun tek haneye indiğini göreceğiz.

Haziran’da Astana’da bir toplantı yapılacak. Türkiye, Rusya, İran, Suriye Dışişleri Bakan Yardımcıları katılacak. Biz siyasi süreci desteklemeye devam ediyoruz. 10 Mayıs’ta bir yol haritası hazırlanmıştı. Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme güçlü bir şekilde desteklenmektedir. Türkiye ile Mısır arasında yürüyen normalleşme önemlidir. Son derece güçlü bir vizyonla yürümektedir. İnşallah yakın dönemde devlet başkanlarımızın bir araya gelmesiyle bu süreç bölge barışı, enerji güvenliği açısından son derece kıymetli sonuçlar doğuracaktır.

(Asgari ücret) Komisyonun toplantısına saygı göstermemiz gerekiyor. O tarihte karar çıkıp cumhurbaşkanımızın önüne geldikten sonra açıklanacaktır.

“CHP kurultaylar partisidir”

CHP kurultaylar partisidir. Genel başkan değişsin diyenlerin kendilerini de bu değişime katmaları gerekir. İsimler üzerinden tartışıyorlar. Bu bir siyaset yapma biçimi ile ilgili bir meseledir. Burada siyaset tarzının değişimi ile ilgili tartışılmalı. Orada genel başkan değişsin diyenlerin ortaya koyduğu siyasi bir tutum da yok. O kalmış bu gitmiş bizim için fark etmez.

Dünyadaki AYM kararlarında hukuk devletinin korunması için en güçlü tedbirler teröre karşı alınır. Terör, paylaştığımız bütün insani değerlerin düşmanıdır. Burada AYM bu kararları alıyor ama, AYM, meşru mekanizmalar içinde elde ettiği hakları istismar ederek, teröre dönük olarak bir dayanak oluşturmaya çalışan, terör propagandasına dönük bu olarak kaynakları harcayan tutumlar karşısında herhangi bir değerlendirme yapmıyor. Siyaset üzerinde 2 tür vesayet çıktı. Biri askeri vesayetti bugün de siyasetin belli bölümü terör örgütü vesayet altında tutmakta. AYM bu kararı ile teröre karşı alınacak tedbirler açısından zaaf oluşturacak karar almıştır.

(Abdullatif Şener) Garip bir şekilde bir eski CHP milletvekili CHP Genel Başkanı’na oy vermemiş. CHP’nin siyasi denklem kurma kabiliyetsizliği ile ilgilidir. Bu CHP yönetimini ilgilendiren bir konu.

(Genel af) Şimdiye kadar MYK’da böyle bir konu hiç tartışılmadı veya gündeme gelmedi.

Paylaşın