Bu Yaz 10 Kişiden 6’sı Tatile Gitmedi

Araştırma şirketi Ipsos’un yaptığı son çalışma, halkın tatil alışkanlıklarında yaşanan dramatik değişimi ortaya koyuyor. Bulgulara göre, her 10 kişiden 6’sı bu yaz tatil yapmadı ve yapmayı da düşünmüyor.

Türkiye’de ekonomik koşullar, yaz tatilini pek çok kişi için ulaşılması güç bir hayale dönüştürdü. Araştırma şirketi Ipsos’un yaptığı son çalışma, halkın tatil alışkanlıklarında yaşanan dramatik değişimi ortaya koyuyor. Bulgulara göre, her 10 kişiden 6’sı bu yaz tatil yapmadı ve yapmayı da düşünmüyor. Katılımcıların yüzde 90’ı bu durumun sebebini doğrudan ekonomik sıkıntılar olarak açıklıyor.

Araştırmada dikkat çeken bir diğer veri, tatil planı yapanların oranındaki düşüş oldu. 2024’te yüzde 24 olan oran bu yıl yüzde 20’ye geriledi. Yükselen enflasyon ve artan yaşam maliyetleri, tatili birçok kişi için lüks haline getirdi.

Ekonomim’de yer alan habere göre, katılımcıların neredeyse tamamı tatil yapamama gerekçesi olarak ekonomik koşulları gösteriyor. Barınma, ulaşım ve yeme-içme fiyatlarındaki artış, özellikle yurt içi tatili pahalı bir seçenek haline getiriyor.

Araştırmaya göre, yurt dışı tatil tercihinde artış gözleniyor. Katılımcıların yüzde 10’u tatilini yurt dışında geçirdiğini belirtirken, bunun temel sebebi yurt içi maliyetlerinin bazı komşu ülkelere kıyasla daha yüksek olması. Vize istemeyen ülkelerdeki uygun fiyatlı turlar, tatilciler için cazip bir alternatif yaratıyor.

Eskiden aile yanında tatil yaygınken, bu eğilim gerilemeye başladı. Araştırma, insanların “gerçek anlamda dinlenmek” için otel ve pansiyon gibi konaklama seçeneklerini daha çok tercih ettiğini gösteriyor. Bu seçenekler, bireylere yemek ve temizlik gibi detaylarla uğraşmadan konforlu bir tatil imkânı sunuyor.

Halk yorgun bıkkın ve endişeli

Araştırmada, katılımcılara son dönemdeki ruh hallerine dair sorular da yöneltildi. Cevaplar; yorgunluk, bıkkınlık ve endişe duygularının hâkim olduğunu gösterdi. Uzmanlara göre bu ruh halinin en önemli nedenlerinden biri, dinlenme fırsatlarının azalması.

Tatil yapabilenlerin büyük çoğunluğu yurt içi destinasyonları tercih etti. Ancak otel ve pansiyon konaklamalarında artış gözlenirken, aile yanında geçirilen tatiller azaldı. Ödeme yöntemi olarak kişisel gelir hâlâ ilk sırada, fakat banka kredisiyle tatil yapanların sayısı geçen yıla göre artış gösterdi.

Ekonomik zorluklar nedeniyle tatil artık ertelenen veya iptal edilen bir plan haline geldi. Araştırma sonuçları, yaz tatilinin pek çok kişi için hayal olmaktan öteye geçemediğini ortaya koyuyor.

Paylaşın

Artan Maliyetler Turizm Sektörünü Zorluyor!

Maliyet artışlarının ve jeopolitik risklerin turizm sektörde ciddi bir kırılmaya yol açtığı belirtiliyor. Türkiye’nin turizmde “alternatifsiz ülke” imajının zedelendiği, 2026’nın dahi kaybedilebileceği uyarıları yapılıyor.

Türkiye’de yaz turizmi sezonu beklenen canlılığı yakalayamadı. Geçtiğimiz kış aylarında yaşanan durgunluk yaz dönemine de yansırken, otellerdeki doluluk oranları ve konaklama sürelerinde dikkat çekici düşüşler yaşanıyor. Turizm profesyonelleri, ülkedeki maliyet artışları ve jeopolitik risklerin sektörde ciddi bir kırılmaya yol açtığını belirtiyor. Türkiye’nin turizmde “alternatifsiz ülke” imajının zedelendiği, 2026’nın dahi kaybedilebileceği uyarıları yapılıyor.

Ekonomim’in haberine göre, Türkiye genelinde otellerin doluluk oranlarında yaklaşık yüzde 5’lik gerileme yaşanırken, konaklama süreleri de ortalama yüzde 10 azaldı. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, sadece Antalya özelinde konaklama süresinin 8 güne düştüğünü belirtti. Temmuz ve ağustos ayları için 2 milyon turist hedeflendiğini dile getiren Kavaloğlu, bu rakamın altına düşmemek için yoğun çaba harcadıklarını söyledi.

Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili’ye göre, sektördeki sorunlar çok boyutlu. Savaşlar nedeniyle uçuş kapasitesinde azalma olduğunu, kaynak pazarlardan gelen talebin fiyatlara duyarlı hale geldiğini ifade eden Sili, “Küçük ve orta ölçekli işletmeler bu yılı zarar etmeden tamamlamaya çalışıyor ancak gelecek yıl için risk büyüyor” dedi. Sili ayrıca personel maliyetlerinin yüzde 50’yi aştığını da vurguladı.

İstanbul’da turizmin kalbi sayılan tarihi yarımadada da endişe hâkim. Armada Otelcilik Yönetim Kurulu Başkanı Kasım Zoto, temmuz ve ağustos aylarına dair rezervasyonların zayıf olduğunu belirtti. Siyasi ve jeopolitik gelişmelerin Batı’dan gelen turistleri de tedirgin ettiğini söyleyen Zoto, iptallerin arttığını dile getirdi.

“Türkiye’nin tanıtım stratejilerini gözden geçirmesi gerekiyor”

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Saatçioğlu, Türkiye’nin turizmde ciddi bir algı problemi yaşadığını ve dışarıdan giderek daha pahalı bir destinasyon olarak görüldüğünü belirtti. Döviz kurundaki oynaklık ve enflasyonist ortamın maliyetleri artırdığını ifade eden Saatçioğlu, Türkiye’nin tanıtım stratejilerini gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.

TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Kuk, Türkiye’nin turizmde artık rakiplerine göre daha az tercih edilir hale geldiğini, fiyatların yerli ve yabancı turistin bütçesini aştığını söyledi. “Yurt dışında kahve 1,5 euro iken Türkiye’de 4 euro’ya çıkmış durumda. Turist bunu sorguluyor” diyen Kuk, sadece otel fiyatlarının değil, restoran ve eğlence sektöründeki fiyatların da Türkiye’nin turizm imajını olumsuz etkilediğini kaydetti. Kuk, Türkiye’nin 40 yıllık turizm stratejisinin artık işlemediğini ve rekabet gücünü yitirmemek için köklü bir dönüşüm gerektiğini vurguladı.

Paylaşın

Türkiye Genelinde Dört Binden Fazla Otel Mühürlendi

Yaz sezonu öncesi ülke genelinde dört binden fazla otel “turizm işletme belgesi” bulunmadığı gerekçesiyle mühürlendi. Bakanlıktan onay alınmadan faaliyette bulunan tesislerin kapatılması yasal zorunluluk olarak uygulanırken, otel işletmecileri ise durumun yönetilemez hale geldiğini savunuyor.

Turizm sezonunun başlamasına sayılı günler kala, Türkiye genelinde binlerce otel belge yetersizliği nedeniyle faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldı. Kartalkaya’daki 78 kişinin yaşamını yitirdiği otel yangınının ardından artan denetimlerle birlikte, özellikle “turizm işletme belgesi” bulunmayan tesisler tek tek mühürlenmeye başlandı. Resmi kaynaklara göre, şu ana kadar 4 bini aşkın otelin faaliyetleri durduruldu.

Kartalkaya’da yaşanan ve ülke genelinde büyük yankı uyandıran trajik yangın felaketi, otellerdeki güvenlik önlemleri ve yasal belgelerin yeniden gözden geçirilmesine neden oldu. Özellikle yangın güvenliği ve ruhsatlandırma süreçlerine ilişkin eksikliklerin kamuoyunda tartışılmasının ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yerel yönetimler harekete geçti.

Denetimlerde, birçok otelin yalnızca belediyeden alınan ruhsatla faaliyet gösterdiği, ancak zorunlu olan Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınması gereken “turizm işletme belgesi”ne sahip olmadığı ortaya çıktı.

BirGün gazetesinin haberine göre, yaz sezonu öncesi ülke genelinde 4 binden fazla otel “turizm işletme belgesi” bulunmadığı gerekçesiyle mühürlendi. Bakanlıktan onay alınmadan faaliyette bulunan tesislerin kapatılması yasal zorunluluk olarak uygulanırken, otel işletmecileri ise durumun yönetilemez hale geldiğini savunuyor.

Sektör temsilcilerine göre, yaşanan yoğunluk ve personel eksikliği nedeniyle bakanlık gerekli işlemleri zamanında yetiştiremiyor. Bu nedenle birçok tesisin belge başvurusu yapılmasına rağmen değerlendirilemediği ve sezon başlamadan faaliyet izni alınamadığı ifade ediliyor.

Anayasa Mahkemesi’nin, yalnızca “turizm işletme belgesi” eksikliği nedeniyle otellerin kapatılmasına ilişkin yasal düzenlemeyi daha önce iptal etmesine rağmen, uygulamada bu kararın tam olarak hayata geçirilmediği öne sürülüyor. Mühürleme işlemlerinin AYM kararına rağmen devam etmesi, sektörde hukuki tartışmaları da beraberinde getiriyor.

“Bu sezon şimdiden kaybedildi”

Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (BOYD) Onursal Kurucu Başkanı Serdar Karcılıoğlu, yaşanan gelişmeleri değerlendirirken sektör adına ciddi kaygılarını dile getirdi.

Karcılıoğlu, “Şu an mühürlenen 4 bin otelin ancak 200’ü belgeyi alır da açılabilir. Diğerleri ya kaçak olarak hizmet verecek ya da kapalı kalacak. Bu da sadece işletmeleri değil, turisti ve vatandaşları da mağdur edecek. Bakanlık hâlâ ‘çalışma yapıyoruz’ diyor ama bu sezon da şimdiden kaybedildi” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Lokanta Ve Otel Fiyatları İki Yılda Yüzde 178 Arttı

Eurostat verilerine dayanarak hazırlanan “Lokanta ve Oteller Fiyat Endeksi”ne göre; Türkiye’de lokanta ve otel fiyatları sadece iki yılda yüzde 178 oranında artarak 277,64’e yükseldi.

Türkiye, 2024 yılının ilk çeyreğinde yabancı ziyaretçi sayısında ve turizm gelirlerinde yeni rekorlara ulaşmasına rağmen, uzmanların dikkat çektiği yapısal bir riskle karşı karşıya: Pahalılık algısı.

Prof. Dr. Hakan Kara ve ekonomist İnan Mutlu’nun kamuoyuyla paylaştığı grafikler, Türkiye’nin artık sadece yerli değil, yabancı turistler için de pahalı bir ülkeye dönüştüğünü ortaya koyuyor.

Prof. Dr. Hakan Kara’nın Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayanarak paylaştığı grafikte, 2024’ün Ocak-Nisan döneminde Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısının yaklaşık 10-11 milyon seviyesinde olduğu görülüyor. Bu, pandemi sonrası dönemin en yüksek ilk çeyrek verilerinden biri.

Ancak Kara bu verilerle birlikte şu uyarıda bulundu: “Pandemiden bu yana ilk kez turist sayısı düşüyor. Turistler Türkiye’yi pahalı buluyor.”

Ekonomist İnan Mutlu tarafından Eurostat verilerine dayanarak hazırlanan “Lokanta ve Oteller Fiyat Endeksi” grafiği, Türkiye’deki fiyat artışının boyutunu gözler önüne seriyor.

Grafiğe göre: Nisan 2023’ü baz alan endekste, Türkiye’de lokanta ve otel fiyatları sadece iki yılda %178 oranında artarak 277,64’e yükseldi. Aynı dönemde Yunanistan’daki artış sadece %12 ile sınırlı kaldı (endeks: 111,70).

Mutlu, bu veriyi şu sözlerle değerlendirdi: “Türkiye artık yabancı turistler için bile pahalı. Dövizin bu kadar artmadığı düşünüldüğünde, fiyatlardaki yükseliş çok daha dikkat çekici.”

Mutlu, bu yaz Türk turistlerin Yunan adalarına yeniden yönelmesini beklediklerini belirtirken, uzmanlar Türkiye’nin yabancı turistler açısından da fiyat-performans avantajını kaybettiğini vurguluyor.

Paylaşın

Sürdürülebilir Turizm Nedir? Duyarlı Gezgin Olmanın Beş Yolu

Sürdürülebilir turizm, doğal yaşam alanlarını, kültürel mirası ve yerel gelenekleri gelecek nesiller için korumayı amaçlayan bir turizm biçimidir. Sürdürülebilir turizm, turizm faaliyetlerinin olumsuz etkilerini en aza indirmeyi amaçlayan bir turizm biçimidir.

Haber Merkezi / İşte, bilinçli bir turist veya gezgin olmanın beş yolu:

Çevre dostu konaklama yerlerini seçin: Sürdürülebilirlik çabaları için sertifikalandırılmış otelleri, tatil köylerini veya pansiyonları tercih edin. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, su tasarrufu uygulayan ve geri dönüşüm ve atıkları azaltan konaklama yerleri arayın.

Karbon ayak izinizi azaltın: Tren veya otobüsle seyahat edin. Uçmak kaçınılmaz olduğunda, uçuşunuzun çevresel etkisini azaltmak için karbon dengelemeleri satın almayı düşünün. Varış noktanıza vardığınızda, taksi yerine toplu taşımayı kullanın, yürüyün veya bisiklet kiralayın.

Yerel kültürlere saygı gösterin: Yerel kültürle saygılı olun. Yerel zanaatkarlardan mal satın alın, yerel restoranlarda yemek yiyin ve yerel kültürel faaliyetlere katılın.

Plastik kullanımını en aza indirin: Tek kullanımlık plastiklere olan bağımlılığınızı azaltmak için yeniden kullanılabilir bir su şişesi edinin ve aşırı ambalajlı ürünlerden kaçının.

Koruma çabalarını destekleyin: Doğal yaşam alanlarının ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkıda bulunan ulusal parkları, yaban hayatı rezervlerini ve korunan alanları ziyaret edin. Koruma çalışmalarını desteklemek için bağışta bulunun. Çevre koruma ve toplum gelişimine odaklanan eko – turlara ve gönüllü programlara katılın.

Paylaşın

Uzun Bir Tatil Mi Planlıyorsunuz? Bu 5 İpucuyla Tatilinizi Bir Üst Seviyeye Taşıyın

Hepimiz yakın zaman içerisinde farklı yerlere kısa seyahatler yaptık ama birçoğumuz birkaç hafta veya daha uzun süren bir tatile çıkmadık! Uzun bir tatil, birçok yeni yeri keşfetmenin son derece heyecan verici bir yolu olabilir.

Haber Merkezi / Uzun bir tatile çıkmadan önce bu 5 ipucuna göz atın: 

Tatil hedeflerinizi belirleyin: Uzun bir tatil planlamadan önce, hedeflerinizi ana hatlarıyla belirleyin. Farklı yerleri keşfetmek mi istiyorsunuz? Lüks bir konaklamadan uzaktan çalışmayı mı planlıyorsunuz? Sadece rahatlamak mı istiyorsunuz? Kendinize bu ve benzeri soruları sorun.

Bazı rakamları hesaplayın: Uzun bir tatil cüzdanınıza yük olabilir. Yola çıkmadan önce masraflarınızı hesaplamaya çalışın, konaklama ve biletlerinizde mümkün olduğunca tasarruf edin, böylece varış noktanızın sunduğu yemek ve aktivitelerin tadını çıkarabilirsiniz.

Bütçenizde dikkat etmeniz gereken bazı noktalar: Ortalama beslenme maliyeti, rotanıza bağlı olarak konaklama/birden fazla konaklama, taşıma maliyetleri, aktiviteler ve alışveriş gibi.

Biraz araştırma yapın: Biletlerinizi ayırtmadan önce bilmeniz gereken her şeyi araştırın. En önemlisi, hazırlıklı olabilmek ve yine de seyahatinizin tadını sonuna kadar çıkarabilmek için hava tahminini ve öngörülemeyen değişiklikleri kontrol edin.

Seyahat planınızı yapın: Yapmak istediğiniz her şeyin bir programını yapın, böylece seyahatinizde düzenli kalabilirsiniz.

Seyahat çantanızın listenizi yapın: Seyahat çantanızı ve çantalarınızı, seyahat programınıza ve hava durumuna göre yaptığınızdan emin olun! Hediyelik eşyalara yer açabilmeniz ve acil durumlar için ekstra kıyafetler için verimli bir şekilde planlama yapın.

Paylaşın

2023’te En Çok Uluslararası Ziyaretçi İstanbul’a Geldi

Euromonitor International ve veri şirketi Lighthouse’un ortaklaşa hazırladığı Seyahat İçin En İyi 100 Şehir Endeksi’ne göre, 2023’te en çok uluslararası ziyaretçi İstanbul’a geldi. İstanbul’u Londra, Dubai ve Antalya takip etti.

Turizm altyapısı, politikaları ve performansı, sürdürülebilirlik, ekonomik performans, sağlık ve güvenlik gibi kriterlere göre sıralanan endekse göre Paris bir kez daha dünyanın en cazip seyahat şehri oldu.

Küresel pazar araştırma şirketi Euromonitor International ve veri şirketi Lighthouse’un ortaklaşa hazırladığı Seyahat İçin En İyi 100 Şehir Endeksi, 2023 yılı için dünyanın dört bir yanından önde gelen şehirleri inceledi.

VOA Türkçe’nin aktardığına göre; Turizm altyapısı, politikaları ve performansı, sürdürülebilirlik, ekonomik performans, sağlık ve güvenlik gibi kriterlere göre sıralanan endekse göre Paris bir kez daha dünyanın en cazip seyahat şehri oldu. 2023’te en çok uluslararası ziyaretçi ise İstanbul’a geldi.

En cazip seyahat şehirlerinde Avrupa, ilk 10 şehirden yedisi ve ilk 100’de yer alan 63 şehir ile üstünlük sağladı. İlk 10’da Avrupa’dan olmayan şehirler ikinci sıradaki Dubai, dördüncü Tokyo ve sekizinci olan New York.

Madrid üçüncü sırada yer alırken, Amsterdam, Berlin ve Roma sırasıyla 5, 6 ve 7 numaralarda yer aldı. Barselona ve ardından Londra ilk 10’u tamamladı. Türkiye’den İstanbul 23’üncü sırada yer alırken, ilk 100’de Antalya 57’inci, Muğla 93’üncü oldu.

İlk 100’e bu yıl turizm performanslarını arttıran dört yeni şehir de girdi. Bu şehirler 48’inci sıradaki Washington, 68’inci sıradaki Montreal, 88’inci sıradaki Santiago ve 92’nci sıradaki Vilnius oldu.

Rapor Avrupa’nın başarısını “hızlı kentleşme ve teknolojinin yaygın olarak benimsenmesine” bağladı. Gezginler artık yüksek hızlı internet, esnek rezervasyon seçenekleri ve uzaktan çalışmaya uygun rahat çalışma ortamları sunan hizmetler istiyor.

Singapur (11), Seul (14), Osaka (16) ve Hong Kong’un (17) listeye girmesiyle Asya, ilk 20’de güçlü bir şekilde temsil edildi.

Tokyo, turizm altyapısındaki gelişmeler sayesinde ilk kez ilk 10’a girdi. COVID-19 ile ilgili düzenlemelerin hafifletilmesine ek olarak, 2022’den bu yana Yen’in zayıflamaya devam etmesi turistleri şehre çekerek otel doluluklarını arttırdı ve çok düşük fiyatlarla tüketici deneyimlerinin tadını çıkardı.

Pandemi sonrası uluslararası seyahatler güçlü şekilde toparlanmayı sürdürdü. İstanbul bir önceki yıla göre yüzde 26’lık artışla, 2023 yılında uluslararası ziyaretçi sayısı açısından listenin başında yer aldı. İstanbul’u Londra, Dubai ve Antalya takip etti.

2023 yılı sonuna kadar seyahat sayısının 1,3 milyara ulaşarak küresel turizm harcamalarında yaklaşık 1,7 trilyon dolar yaratacağı tahmin ediliyor.

Tüketici güvenini düşüren hayat pahalılığı ve dalgalı enflasyonun, özellikle küresel durgunluğun ortaya çıkması halinde, 2024 ve 2025 yıllarında turizm sektörün büyümesinin önündeki en büyük zorluklar olması bekleniyor. Jeopolitik dalgalanmalar da seyahat sektörü için bir başka risk teşkil ediyor.

Aşırı turizmin yarattığı zorluklar

Ancak Euromonitor International’dan yapılan açıklamada, aşırı turizmin yarattığı zorluklara da dikkat çekildi.

Turizmin COVID-19 krizinden toparlanırken yerel toplulukları ve çevreyi etkilediği belirtilen açıklamada, “Bazı destinasyonlar turist akınını sınırlandırmak ve kültürel mirası korumak için kısıtlamalar, yüksek vergilendirme veya otel kapasitesini azaltma yoluna giderken, diğerleri alternatif veya alışılmışın dışındaki destinasyonları teşvik eden stratejileri benimsiyor” denildi.

Paylaşın

Türkiye’de Turistik Tesislerin Tadını Yabancılar Çıkarıyor!

Türkiye’de otel ve benzeri turistik tesislerin tadını büyük ölçüde yabancı turistler çıkarıyor. Öte yandan, Türkiye’de turistik konaklama tesislerinde geçirilen gece sayısında yabancı turistlerin oranı son 10 yılda düşüş eğiliminde.

2014 yılında turistik konaklama tesislerinde geçirilen gece sayısında yabancı oranı yüzde 75 iken salgın öncesinde 2019 yılında yüzde 62,9 oldu. 2020 yılında salgının etkisiyle bu oran yüzde 42,1’e kadar gerilirken 2022 yılında yüzde 61,3 oldu.

2022 yılı verilerine göre turistik konaklama tesislerinde geçirilen gece sayısının en yüksek olduğu ülkeler İspanya (451,6 milyon) ve Fransa (449,8 milyon). Hemen ardından İtalya (412 milyon) ve Almanya (400,4 milyon) geliyor. Türkiye ise 242,5 milyon ile beşinci sırada bulunuyor.

Türkiye’de 2022 yılı verilerine göre turistik konaklama tesislerinde geçirilen gece sayısında yabancı oranı yüzde 61,3 oldu.

Kovid 19 salgınıyla büyük bir darbe yiyen turizm sektörü toparlandı. AB ülkelerinde 2022 yılında otel ve pansiyon gibi turistik tesislerde geçirilen gece sayısı salgın öncesindeki seviyeye yaklaştı. Türkiye’de ise bu sayı salgın öncesi dönemin de üzerine çıkarak 242,5 milyona ulaştı.

2022 yılı verilerine göre turistik konaklama tesislerinde geçirilen gece sayısının en yüksek olduğu ülkeler İspanya (451,6 milyon) ve Fransa (449,8 milyon). Hemen ardından İtalya (412 milyon) ve Almanya (400,4 milyon) geliyor. Türkiye ise 242,5 milyon ile beşinci sırada bulunuyor.

100 milyonun üstünde konaklanan gece sayısına sahip diğer ülkeler Yunanistan (132,7 milyon), Hollanda (128,8 milyon) ve Avusturya (115,1 milyon) oldu.

Peki, turistik tesislerde kimler kalıyor? Bu oran ülkeden ülkeye büyük değişiklik gösteriyor. Turistik konaklama tesislerinde geçirilen gece sayısında yabancı oranın en yüksek olduğu ülkeler Malta (yüzde 91,9), Hırvatistan (yüzde 91,4) ve Kıbrıs (yüzde 90,8) oldu.

Bu oran Akdeniz ve Ege’de deniz tatili sunan ülkelerde yüksek. Yunanistan’da yabancı oranı yüzde 84 iken Portekiz (yüzde 64,4) ve Türkiye’de yüzde 61,3. İspanya ise yüzde 60,1 ile hemen Türkiye’nin ardından geliyor.

Bazı ülkelerin 2022 verileri bulunmuyor. Sağlıklı bir kıyas için bu ülkelerin 2019 verileri grafikte yer alıyor. Buna göre turistik konaklama tesislerinde geçirilen gece sayısında yabancı oranın en düşük olduğu ülke yüzde 16,9 ile Almanya. Avrupa’da turizmin önemli ülkelerinden Fransa’da ise bu oran yüzde 27,9. Yabancı turist oranı İskandinav ülkelerinde de düşük.

Türkiye çıkışta

Turistik konaklama tesislerinde geçirilen toplam gece sayısında Türkiye büyük bir çıkış içinde. 2014-2022 yılları arasında 2022 rekorun kırıldığı ülke oldu. 2014’te 130 milyon olan konaklanan gece sayısı 2022’de 242,5 milyon oldu.

Türkiye’de turistik konaklama tesislerinde geçirilen gece sayısında yabancı turistlerin oranı son 10 yılda düşüş eğiliminde. 2014 yılında yabancı oranı yüzde 75 iken salgın öncesinde 2019 yılında yüzde 62,9 oldu.

2020 yılında salgının etkisiyle bu oran yüzde 42,1’e kadar gerilirken 2022 yılında yüzde 61,3 oldu. Bu değişim için yabancı turist sayısı ve konaklama imkanlarının da incelenmesi gerekiyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Turizm Sektöründe “14 Mayıs” Durgunluğu

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kaldı. Seçimler, turizm sektöründe rezervasyonların düşük seyretmesine neden oluyor.

Turizm geliri Türkiye için kritik önem taşıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüksek enflasyon ve faiz oranlarıyla mücadele etmek için geçen yıl 48,8 milyar dolar olan cari açığı azaltmaya odaklanıyor.

Antalya’daki oteller Kahramanmaraş depremlerinin ardından evlerinden olan çok sayıda depremzedeye kapılarını açmıştı.

Limak Oteller Grubu Genel Koordinatörü Hakan Saatçioğlu, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, depremzedelerin konukevlerine ve yurtlara taşınmasıyla yaz ayları yaklaşırken otel odalarının dolmayacağı kaygısının azaldığını söyledi.

Ancak 50 binden fazla kişinin ölümüne neden olan, 11 kenti etkileyen ve binlerce kişiyi evsiz bırakan 6 Şubat’taki iki büyük depremin ardından turizm sektöründeki toparlanma yavaş seyrediyor.

İstanbul’da iki ya da daha fazla gece konaklamalar depremden iki hafta önce 2019’a göre yüzde 7 azalmıştı. Seyahat verilerini toplayan ForwardKeys şirketine göre şimdiyse bu oranda yüzde 31 azalma olduğu belirtildi.

ForwardKeys yetkililerinden Olivier Ponti, yeni rezervasyonlardaki düşüşün seyahat şirketleri ve genel olarak ekonomi için daha az gelir anlamına geldiğini söyledi.

Ponti, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Aylar süren harika performansının ardından Türkiye Avrupa’da (COVID-19 pandemisinin ardından) toparlanmaya liderlik ederken, ülkeye uluslararası seyahatte açık bir düşüş var” dedi.

Depremden önce turizm sektöründe pandemi hafiflerken geçen yıl turist artışının desteğiyle güçlü bir yıl beklentisi vardı. Türkiye’ye gelen yabancıların sayısı 2022’de yıllık yüzde 80 artışla 44,56 milyona ulaşmıştı, ancak bu rakam 2019’daki 45,06 milyonluk rekorun hala altında.

Avrupa genelinde seyahat sektöründe artan rezervasyonlara rağmen Türkiye ivme kazanamadı.

Merkezi Almanya-İsviçre olan ve Türkiye seyahatlerinde uzmanlaşan Bentour Reisen’in Başkanı Kadir Uğur da Reuters’a yaptığı açıklamada, yılın rezervasyonlar açısından güçlü başladığını ancak depremden sonra duraksama olduğunu kaydetti. Uğur, İstanbul’da bir diğer büyük felaket beklentisinin de bu durumu etkilediğini ve insanları korkuttuğunu kaydetti.

Türkiye’de turizm gayrisafi milli hasılanın yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. 2022’de yaklaşık 1 milyon 700 bin kişi konaklama ve gıda hizmetlerinde çalışıyordu. Bu da toplam istihdamın yüzde 5’ine denk geliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarının en büyük siyasi zorluklarından biriyle karşı karşıya olduğu dönemde tarihi olarak görülen 14 Mayıs seçimlerinde aksaklıklar olması korkusu da turistleri Türkiye’den uzak tutuyor.

İstanbul’daki Armada Oteli’nin başkanı Kasım Zoto, otelin check-in tarihinden sonraki 48 saate kadar ücretsiz iptal teklif etmesi ve bunun kullanılabileceğini sanması nedeniyle seçimler öncesinde kaygılı olduğunu söyledi.

Zoto, bu tür iptallerin otelcilerin odalarını doldurma konusundaki endişelerine rağmen toparlanmayı daha da erteleyeceğini belirtti.

Marmaris Turizm Üst Kurulu Başkanı Ali Kırlı, Nisan ayında rezervasyonların toparlandığını ancak Mayıs’ın ilk iki haftası için rezervasyon sayısının düşük kaldığını aktardı.

Turizm yetkililerine göre özellikle Türkiye’ye yüksek sezon olan yaz aylarında seyahat talebinin artmasıyla birlikte rezervasyonların seçimin tamamlanmasının ardından deprem öncesi seviyesine dönmesi olası.

Depremin merkezi Kahramanmaraş’ın Türkiye’nin güneydoğusunda olması özellikle Rus turistlerin öncülük ettiği kıyı bölgelerindeki toparlanmanın etkilenmeyeceği umudunu da doğuruyor.

Antalya Valiliği’nin rakamlarına göre Mart ayında yabancıların popüler Akdeniz tatil beldesine gelişi yıllık bazda rekor kırarak yüzde 54 arttı. Turistler arasında başı Ruslar çekerken onları Almanlar ve İngilizler takip ediyor.

Türkiye Ruslar’ın Batı’nın geçen yıl başlayan tam kapsamlı Ukrayna işgali nedeniyle uyguladığı sert yaptırımlarının ardından hala seyahat edebildiği az sayıdaki ülkeden biri.

Türk hükümeti, bu olumlu Mart rakamlarına dayanarak bu yıl 56 milyar dolar turizm geliri elde etmeyi bekliyor. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ankara’nın olumsuzluklara rağmen deprem öncesi hedefine ulaşmaya kararlı olduğunu söyledi.

Kırlı’ya göre umutlardan biri de Türk lirasındaki değer kaybı ve Avrupa piyasalarındaki enflasyonun başta İngiltere olmak üzere Türkiye’yi Avrupalılar için cazip kılması.

Paylaşın

Turizmde Savaş Korkusu: Rusya Ve Ukrayna’dan Talep Durdu

Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgalinden itibaren Ukraynalılar ve Ruslar seyahat rezervasyonlarını iptal etmeye başladı. Bu, pandemi öncesinde turizmin, GSYİH’nın yüzde 10’unu oluşturduğu Türkiye için yeni bir sıkıntı anlamına geliyor.

Turizmin canlanması için 2022’ye büyük umutlar bağlanmıştı. Keza geçen yıl Türk lirasının önemli ölçüde değer kaybetmesi ve enflasyonun şubat ayında yüzde 50’nin üzerine çıkmasıyla sektör hareketlenmeyi bekliyordu.

Turizm Bakanlığı rakamlarına göre, Ukrayna ve Rusya’dan gelen ziyaretçiler, geçen yıl Türkiye’ye gelen tüm turistlerin dörtte birinden fazlasını oluşturuyor ve genellikle Akdeniz ve Ege’deki turkuaz plajları tercih ediyor.

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Kuk, “Rusya ve Ukrayna bizim için çok önemli pazarlar.” diyor.

Geçen yıl yaklaşık 4 buçuk milyon Rus ve iki milyon Ukraynalı turist Türkiye’yi ziyaret etmişti. TURSAB bu yıl 7 milyon Rus ve 2 buçuk milyon Ukraynalı bekliyordu, ancak Kuk ‘bu rakamların muhtemelen yeniden gözden geçirilmek zorunda kalacağını’ söylüyor.

“Hem insani hem de ticari açıdan Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş buradaki herkesi tedirgin ediyor.” diyen Kuk, “Normalde mart ayında, yaz rezervasyonlarında yoğunluk olurdu ancak talep durdu.” ifadelerini kullanıyor.

TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya da “Böyle devam ederse çok ciddi bir sorun olacak” uyarısında bulunuyor. Ayrıca Bağlıkaya, “Olabildiğince sakin bir şekilde beklemeye çalışıyoruz.” sözleriyle sektörün ‘beklemede’ olduğuna işaret ediyor.

Turist olarak gelip mülteci konumuna düştüler

Bu arada Ayasofya Camii’nin önünden geçen Rus turistler ise rehberlerini takip ediyor, başlarını öne eğiyor ve röportaj taleplerini reddediyor. Hatta aralarında Kiev’den gelen genç bir çift de dahil olmak üzere birkaç Ukraynalı da bulunuyor.

‘Turist olarak gelip mülteci durumuna düşen’ ve gözyaşları içerisinde şimdi üçüncü bir ülkeye gitmek istediklerini belirten genç çift, “Belki de ABD olur” diyor. Gençler, isimlerinin açıklanmasını istemiyor.

Ruslara uygulanan yaptırımlar Türk acenteleri etkiledi

Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar nedeniyle durum, İsmail Yitmen’in olduğu gibi Türk seyahat acenteleri açısından oldukça zor. Ayasofya’nın karşısında bulunan ofisinde konuşan Yitmen, kapıldığı umutsuzluğu şu sözlerle ifade ediyor:

“Benim gibi Rusya ile çalışan seyahat acenteleri şu anda gerçekten sıkıntı çekiyor. Oteller için ödediğim depozit miktarını hesaba katarsak, şu ana kadar zararım 12 bin dolardan fazla.”

Eğer daha fazla grup rezervasyonunu iptal ederse Yitmen’in kaybı 75 bin dolara kadar çıkabilir. Yitmen, “İki ay sonra bir grubun Türkiye’ye gelmesi gerekiyordu ama SWIFT transferleri durdurulduğu ve parayı alamadığımız için iptal edildi. Otellerin parasını çoktan ödemiştik.” diye konuştu.

Bazı Rus bankaları, bankalararası işlemlerde hızlı ve güvenli bir şekilde iletişim kurulmasını sağlayan SWIFT mesajlaşma sisteminden de çıkarıldı. Ankara, NATO üyesi olmasına rağmen Rusya’ya yaptırım uygulamadı ve diğer birçok ülkenin aksine Türkiye hava sahasını Rus uçaklarına kapatmadı.

Koronavirüs pandemisi başlamadan önce turizm sektörü, 2015 ve 2016 yıllarında meydana gelen terör saldırıları nedeniyle yara almıştı. Ayrıca Türkiye’nin turizm endüstrisi, güneydoğu sınırındaki Suriye ve Irak’taki savaşların etkisinden uzun süre kurtulamadı.

“Rus füzeleri sizi de vurabilir”

Arkadaşlarıyla birlikte halı dükkanının hemen arkasında oturan Hasan Düzen, “Irak ve Suriye’de savaş başladığında çok yakın olduğumuzu düşündükleri için Avrupalı ve Amerikalı turistler gelmez oldu.” diye konuştu.

Aynı durumun Rusya’nın, Ukrayna işgalinden sonra da olacağına inandığını söyleyen Düzen, “Haritaya baktıklarında Karadeniz’i görecekler ve çok yakın olduğumuzu düşünecekler. Neden risk alsınlar ki?” sorusunu yöneltiyor.

Kendi ülkelerindeki savaşın Türkiye’ye de sıçramasından korktuklarını belirten Ukraynalı çift, endişelerini şu sözlerle anlatıyor: Burada kalamayız, burası güvenli değil, çok yakın. Rusların füzeleri sizi de vurabilir.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın