ABD İle İran Destekli Gruplar Arasında Suriye’de Çatışma: En Az 19 Ölü

Suriye’deki iç savaşı takip eden İngiltere merkezli Suriye Gözlemevi, ABD saldırılarında İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı grupların kullandığı üslerin vurulduğunu ve 19 militanın öldüğünü kaydetti.

Gözlemevi, ABD saldırısında 3 Suriye askeri, 11 Şam hükümeti destekçisi Suriyeli savaşçı ve yine hükümet destekçisi yabancı 5 savaşçının öldüğünü belirtti. Öldürülen yabancı savaşçıların hangi ülkeden olduğuna dair net bilgi elde edilemedi.

Suriye’nin doğusunda 1 ABD sözleşmeli personelin öldüğü, 1 sözleşmeli personel ile 5 askerin de drone saldırısı sonucu yaralanmasının ardından çatışmalar sürüyor.

ABD askerlerinin, İran destekli militanları hedef aldığı saldırılarda can kaybı 19’a yükseldi. İran devlet televizyonu ise Tahran destekli grupların ABD üslerine yönelik saldırılarına ait görselleri paylaştı.

Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimine destek veren İran’ın desteklediği gruplarla, bu ülkede başta Kürt gruplar olmak üzere muhaliflere arka çıkan ABD birlikleri arasında çıkan çatışmalar şiddetlendi.

Salı günü 1 ABD sözleşmeli personelin öldüğünü, 1 sözleşmeli personel ile 5 askerin de drone saldırısı sonucu yaralanmasının ardından bölge bir kez daha hareketlendi.

ABD savaş uçakları, Suriye’nin doğusunda Deyrizor ili ve ona bağlı Elbukemal ve Meyadin ilçesinde, İran destekli gruplara ait askeri noktalara hava saldırısı düzenledi.

İngiltere merkezli Suriye Gözlemevi, ABD saldırılarında İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı grupların kullandığı üslerin vurulduğunu ve 19 militanın öldüğünü kaydetti.

Suriye’deki iç savaşı takip eden gözlemevi, ABD saldırısında 3 Suriye askeri, 11 Şam hükümeti destekçisi Suriyeli savaşçı ve yine hükümet destekçisi yabancı 5 savaşçının öldüğünü belirtti.  Öldürülen yabancı savaşçıların hangi ülkeden olduğuna dair net bilgi elde edilemedi.

İran devlet televizyonu görsel yayınladı

İran devlet televizyonu İRNA, Deyrizor’da İran destekli yabancı grupların varlık gösterdiği bölgelerden ABD güçlerinin konuşlandığı Ömer petrol ve Kuniko gaz sahalarına düzenlenen roket saldırılarının fotoğraflarını yayınladı.

Sabah saatlerinden bu yana İran destekli terörist guruplar, ABD askerlerinin konuşlandığı Ömer petrol ve Kuniko gaz tesislerine İHA ve roketlerle saldırı düzenliyor.

Pentagon Sözcüsü Ryder, günlük basın toplantısında, yerel saatle dün 08.05 sularında Deyrizor’da ABD tarafından Yeşil Köy olarak adlandırılan üsse 10 roket saldırısı düzenlendiğini açıklamıştı.

ABD Savunma Bakanlığı da söz konusu saldırıda 1 sözleşmeli personelin öldüğünü, 1 sözleşmeli personel ile 5 ABD askerinin yaralandığını duyurmuştu.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Suriye Ordusu İle Heyet Tahrir Şam Arasında Çatışma: 10 Ölü

Suriye ordusu ile El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) arasında çıkan çatışmada 10 kişi hayatını kaybetti. Çatışmada HTŞ’den 10, Suriye güçlerinden ise 6 kişi de yaralandı.

Suriye’nin kuzeyindeki Halep vilayetinde Suriye ordusu ve El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütü arasında çıkan çatışmalarda 10 kişi öldü.

Rûdaw’ın aktardığına göre, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Halep’te çıkan çatışmalarda beş Suriye Ordusu askeri ile beş HTŞ mensubunun öldüğünü duyurdu.

İngiltere merkezli SOHR’nin paylaştığı bilgilere göre, Suriye güçleri ile diğer silahlı gruplarla birlikte İdlib’in yaklaşık yarısını kontrol eden HTŞ arasında başta Halep olmak üzere komşu vilayetlere yakın noktalarda gerçekleşen çatışmada, HTŞ’den 10, Suriye güçlerinden altı kişi de yaralandı.

Gözlemevi’ne göre, çatışmaların ardından Suriye ordusu, Halep’in batı kırsalındaki Atarib kentini top atışlarıyla vurdu. Atışların sonucunda siviller yaralandı.

Gözlemevi Direktörü Rami Abdel Rahman, ‘Türkiye ve Suriye arasındaki yakınlaşmanın ardından HTŞ’nin Suriye ordusunun İdlib’deki mevzilerini bombalamayı yoğunlaştırdığını’ söyledi.

Suriye iç çatışmaları

Suriye ordusu, Suriye hükûmeti ve Suriye’deki iç isyancılar arasında başlayan, sonrasında Irak ve Şam İslam Devleti, El Nusra ve bazı Kürt, Türkmen, Dürzi ve Süryani gruplarda katılmıştır.

Son dönemde ise Rusya, İran, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye ve İsrail gibi dış güçlerin de sınırlı ve düzenli olarak dâhil olduğu çatışmalardır.

Paylaşın

ABD’den Suriye’de İran’la Bağlantılı Gruplara Operasyon

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) karşıtı koalisyon üssünü hedef alan SİHA saldırısının ardından, bölgedeki İran Devrim Muhafızlarıyla bağlantılı gruplara operasyon düzenledi.

ABD’nin İran’ı sorumlu tuttuğu SİHA saldırısı, bir Devrim Muhafızları generalinin “askeri danışman” olarak Suriye’de gittiği bir görev sırasında öldürüldüğü yönünde birkaç gün önce İran resmi medyasında çıkan haberlerin ardından geldi.

Suriye’de Beşar Esad yönetimini destekleyen İran, ordu mensuplarının Şam hükümetinin daveti üzerine Suriye’de bulunduğunu ve faaliyetlerinin “askeri danışmanlık”la sınırlı olduğunu savunuyor.

Suriye’nin kuzeydoğusunda Amerikan askerlerinin bulunduğu koalisyon üssünü hedef alan SİHA saldırısının ardından, ABD ordusu bölgede İran Devrim Muhafızlarına bağlı gruplara yönelik hava saldırıları düzenledi.

Pentagon’dan yapılan açıklamada, Haseke yakınlarındaki koalisyon üssünde bir bakım tesisini hedef alan SİHA saldırısında ABD’li bir ordu müteahhidinin öldüğü, bir müteahhit ve beş askerin yaralandığı bildirildi. Açıklamada, yerel saatle sabah 01.40’ta gerçekleşen saldırının İran kaynaklı olduğunun değerlendirildiği belirtildi.

Savunma Bakanı Lloyd Austin de, “ABD Başkanı Joe Biden’ın da açıklıkla ifade ettiği üzere insanlarımızı savunmak için gerekli tüm önlemlere başvuracak, kendi seçtiğimiz yer ve zamanda yanıt vereceğiz. Birliklerimize yönelik hiçbir grubun saldırısı cezasız kalmayacak” açıklaması yaptı.

Austin, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’na (CENTCOM) İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı gruplara ait tesislere operasyon talimatı verdiğini de bildirdi.

“Birliklerimiz Suriye’deki varlığını sürdürecek”

CENTCOM Komutanı Michael Kurilla da, “Birliklerimiz IŞİD’in kalıcı yenilgisini sağlamak için Suriye’deki varlığını sürdürecektir” diyerek bunun sadece Suriye değil, tüm bölgenin güvenlik ve istikrarı için faydalı olduğunu savundu.

IŞİD ile mücadele hedefiyle 2014’te kurulan uluslararası koalisyon çerçevesinde halen yüzlerce ABD askeri Suriye’de bulunuyor. ABD askerleri, koalisyona bağlı üslerde Kürt YPG güçleriyle birlikte faaliyet gösteriyor.

Koalisyonda ABD’nin en önemli yerel müttefiki olan ve ağırlıklı olarak Kürt YPG birliklerinden oluşan Suriye Demokratik Güçleri, YPG’yi PKK’nın Suriye kolu olarak gören Ankara ile ABD arasında gerilime neden oluyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Bağışçılar Konferansı; Türkiye Ve Suriye İçin 7 Milyar Euro Toplandı

Avrupa Komisyonu ve İsveç dönem başkanlığının düzenlediği uluslararası bağışçılar konferansına, depremlerde ağır yara alan Türkiye ve Suriye için 7 milyar euro toplandı. Bu paranın 6 milyar 50 milyonu Türkiye’ye, 950 milyonu ise Suriye’ye aktarılacak.

6 Şubat’ta meydana gelen depremler ve sonrasındaki artçı sarsıntılarda, her iki ülkede, resmi verilere göre 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, yüz binlerce insan da evsiz kaldı.

Bağışçılar konferansına, AB ve üye ülkeler, BM Kalkınma Programı başta olmak üzere BM örgütleri, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Yeniden İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) gibi önemli finans ve yatırım kuruluşları ve birçok ülke katıldı.

Bağışçılar konferansına Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden canlı bağlantı ile katılan Erdoğan, “Bu zor günlerde tüm dostlarımızın; kurumlarıyla, üye ve aday ülkeleriyle AB, BM ve diğer uluslararası örgütlerin sergilediği dayanışmayı asla unutmayacağız” dedi.

Deprem bölgesindeki 11 vilayette, ağır hasarlı ve yıkılması gereken bina sayısının 298 bin olduğunu belirten Erdoğan, “Depremin yol açtığı yıkım maliyetinin yaklaşık 104 milyar doları bulacağı anlaşılıyor. Bu çapta afetle hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesi mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin, “Depremde yıkılan tüm şehirleri altyapısı, üstyapısı, iş yerleri, tarihi ve kültürel değerleriyle yeniden inşa ve ihya edeceğini” dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü ülkelerin Suriye’deki depremzedeler için gönderdiği insani yardım malzemelerinin ulaştırılmasında da gerekli kolaylığı sağladıklarını ve bu tutumu sürdüreceklerini bildirdi.

AB Komisyonundan yapılan açıklamada, Türkiye için hibeler ve krediler dahil olmak üzere taahhüt edilen miktarın 6,05 milyar euro olduğu kaydedildi. Suriyeli depremzedeler için ise hibe olarak 950 milyon euro taahhüt edildiği bildirildi.

Açıklamada, “AB Komisyonu ve AB üyesi ülkelerin yanı sıra Avrupa Yatırım Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, 3,6 milyar euro ile toplam hibe taahhüdünün yüzde 50’sini temsil etmektedir.” ifadesi yer aldı.

Türkiye’ye yönelik fonların insani ihtiyaçların karşılanması ve depremden etkilenen bölgelerin yeniden imarında kullanılacağı belirtilen açıklamada, Türkiye’deki hasar tespit raporlarına göre depremin ekonomik etkisinin 100 milyar doların üzerinde olduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, yeniden imar çabalarının deprem bölgelerinde yapılacak inşaatlarda uluslararası standartlara uyulmasını sağlayacağı, Suriye’ye yönelik fonların ise insani ihtiyaçların karşılanmasını ve ön toparlanmayı destekleyeceği ifade edildi.

AB yönetiminden “sizinleyiz” mesajı”

Konferansın kapanış konuşmasını yapan İsveç Başbakanı Kristersson, Türkiye ve Suriye için 7 milyar Euro deprem yardımı toplandığını açıkladı. Kristersson, “Ursula ve ben, depremlerin ertesi günü bu inisiyatifi ele alma konusunda konuştuk. Bugün burada bu hedefe ulaşılmış olmasından memnuniyet duyuyoruz. Önemli yeni destek göreceğimizi duyurmaktan gurur duyuyorum. Bugünkü toplam taahhütler 7 milyar Euro’yu buluyor” dedi.

Öncelik ve ilkeler

Konferansta deprem sonrası toparlanma ve yeniden inşa sürecine ilişkin ilkeler ve öncelikler de değerlendirildi.

Yerleşim alanlarının “yenisini daha iyi inşa et” ilkesine göre yapılacağını, böylece evlerin hastanelerin ve diğer yapıların daha sağlam olacağını belirleyen ilkeler arasında afet riskinin azaltılması, yeniden inşa sürecinde depremden etkilenen birey ve kuruluşların da katılımcı olarak yer alması gibi unsurlar bulunuyor.

Yeşil ve doğa dostu şehirlerin kurulması ve sürdürülebilir bir geleceğin kurulması da altı çizilen ilkeler arasında.

Leyen, kapanış toplantısında, “Bugün iyi bir gün oldu, Türkiye ve Suriye haklarına karşı dayanışmamızı gösterdi. Önümüzde yapmamız gereken daha çok iş var. Bu sadece bir başlangıç” ifadelerini kullandı.

AB yetkilileri, bu konferansta açıklanan bağışların ötesinde de deprem sonrası yaraların sarılması sürecinde yardımların devam edeceğini, başta üyelik öncesi fonlar (IPA) ve Suriyeli mültecilere için yapılan mali yardımların da yeniden düzenleneceğini ve yeniden inşa sürecinde kullanılabileceğini kaydettiler.

Türkiye’nin harekete geçirebileceği bir başka olanak da Avrupa Dayanışma Fonu.

Paylaşın

Esad’dan Erdoğan’la Görüşme İçin Suriye’den Askerlerin Çekilmesi Şartı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme için ‘Suriye’den askerlerin çekilmesi’ şartını yineledi. Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu ancak bunun için Türkiye’nin askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmesini şart koşan Esad, Ankara’nın ‘terörizme verdiği tüm desteği kesmesi’ gerektiğini de söyledi. 

“Erdoğan’la bir görüşmenin gerçekleşebileceği tek senaryo bu” diyen Suriye Devlet Başkanı, “Suriye’deki savaşın nihai olarak sona ermesine yol açmayacaksa, böyle bir toplantının ne yararı olabilir?” ifadelerini kullandı.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, resmi ziyarette bulunduğu Moskova’da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. Şam-Ankara ilişkilerinin de masaya yatırıldığı görüşmenin ardından Rusya basınına açıklamalarda bulunan Esad, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme olasılığına ilişkin konuştu.

Esad, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olası bir görüşme için ‘Suriye’den askerlerin çekilmesi’ şartını yineledi. Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu ancak bunun için Türkiye’nin askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmesini şart koşan Esad, Ankara’nın ‘terörizme verdiği tüm desteği kesmesi’ gerektiğini de söyledi.

“Erdoğan’la bir görüşmenin gerçekleşebileceği tek senaryo bu” diyen Suriye Devlet Başkanı, “Suriye’deki savaşın nihai olarak sona ermesine yol açmayacaksa, böyle bir toplantının ne yararı olabilir?” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Ukrayna savaşında Rusya’ya desteğini de yineleyen Esad, ‘Suriyelilerin çoğunun Rusya’nın Ukrayna operasyonunu desteklediğini’ dile getirdi.

Reuters’ın RIA Novosti’den aktardığına göre, “Suriye’deki Rus varlığını genişletmenin iyi bir şey olduğunu düşünüyoruz” diyen Esad, Rus ordusunun Suriye’deki varlığının ‘geçici ya da sadece terörle mücadeleye odaklı olmaması gerektiğini’ söyledi.

Suriye Devlet Başkanı, “Terörle mücadele günümüzün meselesi ama geçici bir mesele. Rus ordusunun herhangi bir ülkedeki varlığı geçici olmamalı” dedi.

Putin – Esad arasında gerçekleşen görüşmeye dair Kremlin’den yapılan yazılı açıklamada iki liderin ifadelerine yer verildi.

Putin, iki ülkenin sürekli iletişim halinde olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerlediğini belirterek şöyle dedi: “Ortak çabalarımız sosyoekonomik ve iç siyasi durumun istikrara kavuşmasını mümkün kılıyor. Ancak Suriye halkı yıkıcı bir deprem gibi çok ciddi bir sorunla daha karşı karşıya kaldı. Tabii ki, bu durumu ağırlaştırıyor. Gerçek dostların yaptığı gibi biz de size destek olmaya çalışıyoruz.

Bildiğiniz gibi hem Acil Durumlar Bakanlığı’ndan hem de Suriye’de bulunan Silahlı Kuvvetlerden temsilcilerimiz de deprem yardım çalışmalarına katkı sağlıyor. Ancak her şeye rağmen ilişkilerimiz ilerliyor, ekonomi de dahil. Geçen yıl ticarette yüzde 7’lik bir artış kaydettik. Önümüzdeki yıl ülkelerimiz arasındaki diplomatik ilişkilerin 80’inci yılını kutlayacağız.”

Daha sık görüşmeliyiz

Esad da Moskova’da olmaktan mutlu olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Her iki taraftan farklı yetkililer sürekli görüşmeye devam ediyor. Ancak uluslararası arenada devam eden çeşitli değişiklikler nedeniyle, nasıl ilerleyeceğimizi anlamak için muhtemelen daha sık görüşmeliyiz. Öncelikle size ve Acil Durumlar Bakanlığı aracılığıyla faaliyet gösteren ve depremin ardından bize yardımcı olan Rusya Federasyonu’nun tüm bakanlıklarına teşekkür etmek istiyorum.

Farklı bakanlıklarımız arasında son üç gün içinde gerçekleştirilen görüşmelerin sonuçlarından çok memnunum. Bunların son birkaç yılın en iyi toplantıları olduğuna inanıyorum. Bu sefer elde ettiğimiz sonuçların, finansal ve ekonomik bağlarımızı pratikte daha da geliştirmemize yardımcı olacağını düşünüyorum.”

Suriye Devlet Başkanlığı ofisinden yapılan açıklamada ise görüşmede iki liderin siyasi ve ekonomik gelişmelerin yanı sıra ikili ilişkileri, ortak iş birliğini, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldığı belirtildi. Ayrıca, iki liderin Ukrayna’daki “Rus askeri operasyonunu” da ele aldığı ve Esad’ın, Rusya-Ukrayna savaşında Moskova yönetimine desteklerini yinelediği ifade edildi.

Öte yandan ziyaret kapsamında Esad rejiminin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.

Paylaşın

Türkiye-Suriye Normalleşme Sürecinde İkinci Aşama: İran Da Katılıyor

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’in Ankara’yı ziyareti sırasında düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye ile normalleşme sürecindeki görüşmelere bundan böyle İran’ın katılacağını da duyurdu.

Bakan Çavuşoğlu, “Yaklaşık 2 ay önce kardeşim Hüseyin (İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan), Ankara ziyaretinde kendilerinin de bu formata Astana’da olduğu gibi katılmak istediklerini bize söylediler. Türkiye olarak ‘İran’ın katılmasının hiçbir mahsuru yoktur’ dedik. Rusya’ya da ‘İran’ın katılmasında bir mahsur yok’ dedik, şimdi toplantı için çalışmalar devam ediyor. Bunu da dörtlü bir şekilde yapmayı planlıyoruz” diye konuştu.

“Rusya’dan olası dışişleri bakanları toplantısının hazırlığı için teknik düzeyde bir toplantı yapma teklifi geldi” diyen Çavuşoğlu, “Gelecek hafta için bakan yardımcımızı da Moskova’ya göndereceğiz ve bu toplantıya İran tarafı da katılacak. Daha sonra yani bu toplantıda dışişleri bakanları toplantısının hazırlıkları yapılacak yine hepimizin uygun gördüğü bir zamanda dışişleri bakanları düzeyinde de toplantı gerçekleştirilebilir” ifadelerini kullandı.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da, Suriye ve Türkiye’nin bölgenin iki önemli ülkesi olduğunu belirterek, İran’ın bu süreçte üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu kaydetti.

Türkiye ile Suriye arasında 11 yıl sonra ilk üst düzey temas Aralık ayında savunma bakanları arasındaki görüşmeyle  sağlanmıştı. Moskova’da gerçekleşen görüşmede Savunma Bakanı Hulusi Akar ile MİT Başkanı Hakan Fidan Suriyeli mevkidaşlarıyla bir araya gelmişti. Bu ilk görüşmeden sonra, Türkiye-Suriye diyaloğunun siyasi ilişkileri de ele alacak şekilde geliştirilmesi uzlaşısı ortaya çıkmıştı.

Ocak ayında yapılan temaslar sonucu Türkiye-Rusya-Suriye dışişleri bakanlarının üçlü formatta Şubat ayında bir araya gelmesi planı geliştirilmişti.  Ancak bu toplantı önce İran’ın da sürece katılmak istemesi ve bu yönde taraflara baskıda bulunması, ardından da Türkiye ve Suriye’yi vuran 6 Şubat depremleri nedeniyle belirsiz bir tarihe ertelenmişti.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’un çağrısı üzerine yapılması beklenen toplantıda Türkiye’yi göreve yeni atanan Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar’ın temsil etmesi öngörülüyor.

Normalleşmenin siyasi gündemi

Gelecek hafta yapılacak teknik çalışmanın öncelikli amacı, dört dışişleri bakanının olası buluşmasının gündeminin oluşturulması.

Aralık ayında yapılan savunma bakanları toplantısının ardından Şam’dan yapılan açıklamalar, Ankara ile normalleşme sürecinin Suriye topraklarındaki Türk askerlerinin çekilmesini de içerecek şekilde ciddi koşullara bağlı olduğunu gösterdi.

Türkiye ise “sınırlarına ve vatandaşlarına dönük terör tehdidi” nedeniyle böyle bir adımı hemen atmasının olanaklı olmadığını, iki ülke arasında terörle mücadele konusunda yapılacak işbirliğinin sonuçlarına göre Suriye’deki askeri varlığını sonlandırabileceğini kaydediyor.

Bu süreçte Türkiye’de bulunan Suriyeli göçmenlerin ülkelerine güvenli dönüşü konusunda Suriye yönetimiyle işbirliği gündemini öncelik olarak gören Türkiye, Suriye’deki iç gerilimin sona ermesi için BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı kapsamında adımlar atıldığını da görmek istediğini kaydediyor.

Bu karar, Suriye’de Esad yönetiminin muhalifler ve sivil toplum ile birlikte yeni bir anayasa hazırlamasını, adil ve özgür seçimlere gidilmesini içeriyor. İsviçre’nin Cenevre kentinde yıllardır süren görüşmelere rağmen Esad yönetiminin blokajı nedeniyle siyasi geçiş konusunda adım atılamıyor.

Deprem sonrası işbirliği

Türkiye ve Suriye arasında diyaloğun başlatılması için son birkaç senedir çaba yürüten Rusya, iki ülkeden binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olan 6 Şubat depremleri sonrasında Ankara-Şam hattında insani yardımlaşma açısından bir fırsat doğabileceği görüşünde.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, iki ülke arasındaki normalleşme sürecinin hızlanması gerektiğini kaydederken, 6 Şubat depremleri ardından Ankara-Şam arasında pratik bir işbirliğinin kurulması gerektiğini Rus basınına ifade etti.

Moskova’da gelecek hafta yapılacak görüşmelerde, deprem sonrası insani yardımların özellikle Türkiye sınırından Suriye tarafına aktarılmasının da gündeme gelmesi, bu sürecin doğrudan ve etkin olması için Ankara-Şam işbirliğine vurgu yapılması da bekleniyor.

Deprem öncesi süreçte Türkiye’den Suriye’ye sadece Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Birleşmiş Milletler ve sivil toplum kuruluşu yardım gönderebiliyordu. Suriye’deki depremzedelere yardımın daha etkin geçmesi için Kilis’ten Suriye’ye açılan iki sınır kapısından da insani yardım geçişlerine izin verildi.

İran sürece hangi kaygılarla dahil oluyor?

İran, Türkiye-Suriye arasındaki sürece katılmak istediğini Ocak ayında İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan’ın önce Şam’a sonra Ankara’ya yaptığı ziyaretlerde dile getirmişti. Esad yönetiminin Rusya ile birlikte en önemli destekçisi olan İran, süreçten dışlanması durumunda bölgedeki nüfuzunun azalacağından kaygı duyuyor.

Abdullahiyan, basın toplantısında, “Türkiye ve Suriye bölgede iki önemli ülke,” diyerek Tahran yönetiminin bu iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi için çalışmaya ve toplantılara katılmaya hazır olduğunu söyledi.  İranlı bakan, daha önce yapılması planlanan ancak ertelenen İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Türkiye ziyaretini ileriki dönemde gerçekleştirmeyi planladığını da kaydetti.

(Kaynak: DW Türkçe, BBC Türkçe)

Paylaşın

40 Bin Suriyeli Depremler Sonrası Ülkesine Döndü

Türkiye’nin güneyinde yer alan 11 ilde ve Suriye’nin kuzeyinde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerin ardından Türkiye’de yaşayan yaklaşık 40 bin Suriyeli’nin ülkesinde döndüğü bildirildi.

Türkiye, yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili de, yaklaşık 40 bin Suriyeli’nin ülkelerine döndüğünü doğrulayarak, sayının giderek arttığını kaydetti.

Kahramanmaraş depremlerinden sonra Türkiye’nin deprem bölgesinde ikamet eden Suriyelilerin ülkelerine geçişini kolaylaştırmasının ardından son 2 haftada yaklaşık 40 bin Suriyeli’nin Suriye’nin kuzeybatısında muhalif güçlerin kontrolündeki bölgelere döndüğü bildirildi.

Bab El-Hava sınır kapısında basın sorumlusu olan Mazen Alloush Reuters’e yaptığı açıklamada, Suriyelilerin, Devlet Başkanı Beşar Esad’a muhalif silahlı grupların kontrolündeki dört sınır kapısından geçiş yaptığını söyledi.

Mazen Alloush Pazartesi günü itibarıyla dört sınır kapısı olan Bab el-Hava’dan (Cilvegözü) 13 bin 500, Cerablus’tan 10 bin, Bab El-Selam’dan (Öncüpınar) 7 bin ve Tel Abyad’dan (Akçakale) 7 bin kişinin geçtiğini söyledi.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili de, yaklaşık 40 bin Suriyeli’nin ülkelerine döndüğünü doğrulayarak, sayının giderek arttığını kaydetti.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’da, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaklaşık 42 bin Suriyelinin gönüllü olarak ülkesine döndüğünü bildirdi.

Deprem sonrası sınır kapıları açılmıştı

Türkiye geçen yıl Nisan ayında Ramazan Bayramı öncesinde geçici izinle Türkiye’de bulunan Suriyeliler’in sınırı geçmesini kısıtlamıştı. Ancak Türk yetkililer depremler sonrasında bu bölgede yaşayan Suriyeliler’in geri dönme haklarını kaybetmeden altı aya kadar ülkelerine gitmesine izin verdi.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli iki şiddetli deprem Türkiye’de 11 ilde büyük can kayıplarına ve tahribata yol açarken Suriye’de de etkili oldu. İç savaşın yaşandığı ve muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde binlerce can kaybı meydana gelirken milyonlarca insan evlerini ve yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı. Suriye sınırında sadece bir kapının açık olması nedeniyle de ülkeye uluslararası yardımlar son derece sınırlı olarak ulaşabiliyordu.

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye’deki deprem mağdurlarına yardım ulaştırabilmek için Şam yönetimi ile varılan anlaşma kapsamında Türkiye sınırındaki Bab El-Selam (Öncüpınar) ve Er-Rae (Ceylanpınar) sınır kapıları da açıldı. Deprem öncesinde bölgeye insani yardım tek açık sınır kapısı olan Bab el-Hava (Cilvegözü) üzerinden yapılabiliyordu.

Kahramanmaraş depremlerinden sonra BM’ye göre Türkiye ve Suriye’de toplam 50 bine yakın kişi hayatını kaybetti. Suriye’nin kuzeyinde toplam 4 milyon kişinin yaşadığını belirten BM’ye göre depremlerden önce de bu bölgede yaşayanların iç savaş nedeniyle insani yardıma ihtiyacı bulunuyordu.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Beşar Esad’a Taziye Mektubu

Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a taziye mektubu kaleme alan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Ülkemizin ve komşu Suriye halkının kayıplarını yüreğimizde hissettiğimizi bilmenizi isterim” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu afetin ve yaşadığımız acının bir kez daha gösterdiği gibi, kederlerimizde de ortak ve komşuyuz, Halklarımızın ortak acılarını paylaşıyoruz. Bu vesileyle size ve halkınıza başsağlığı diliyor, ileride kederlerimizi değil ümitlerimizi paylaşmayı umuyorum.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler nedeniyle, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a taziye mektubu kaleme aldı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun taziye mektubunda şu ifadeler yer alıyor:

“6 Şubat tarihinde yaşadığımız büyük deprem felaketi ülkemizi olduğu gibi Suriye’yi de etkilemiş ve büyük acıya boğmuştur. Yaklaşık on beş gündür bölgeyi ziyaret ederek halkıma derman olmaya gayret ediyorum. Ülkemizin ve komşu Suriye halkının kayıplarını yüreğimizde hissettiğimizi bilmenizi isterim.

Bu afetin ve yaşadığımız acının bir kez daha gösterdiği gibi, kederlerimizde de ortak ve komşuyuz, Halklarımızın ortak acılarını paylaşıyoruz. Bu vesileyle size ve halkınıza başsağlığı diliyor, ileride kederlerimizi değil ümitlerimizi paylaşmayı umuyorum.”

Türkiye’nin güneyinde yer alan 11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler Suriye’nin kuzey bölümünde de büyük yıkıma sebep olmuştu. Depremlerde Suriye’de 5 milyondan fazla kişi yaşamını yitirmişti. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre depremden 8,8 milyon kişi etkilendi .

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Suriye’de Yaklaşık 9 Milyon Deprem Mağduru

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler Türkiye’de olduğu gibi Suriye’de de büyük yıkıma neden oldu. Birleşmiş Milletler (BM), depremlerden Suriye’de 8,8 milyon kişinin etkilendiğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Temsilci Yardımcısı Nejat Rochdi, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, bu insanların çoğunun insani yardıma muhtaç olduğunu belirterek, “BM tüm Suriyelilere yardım etmek için daha fazlasını yapmaya kararlıdır” dedi.

Silahlı grupların hakimiyetinde olan Suriye’nin kuzeybatısında aktivistler ve yardım görevlileri depremi takip eden günlerde BM yardımının eksikliğinden şikâyetçi olmuştu.

BM Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths bölgeye yaptığı ziyaret sırasında BM’nin silahlı grupların etkili olduğu bölgelerde yaşayan mağdurlara yardım edemediğini itiraf etmişti. İnsan hakları gözlemcileri ayrıca BM’nin bürokratik engellerle karşılaştığını, savaştan zarar gören bölgenin bozuk yolları göz önünde bulundurulduğunda yardımların alışılagelmiş büyük tırlar yerine daha küçük araçlarla daha hızlı ulaşabileceğini belirtiyor.

Şu ana kadar BM yardımı taşıyan 140’tan fazla kamyonun Türkiye üzerinden, 9 binden fazla binanın tamamen ya da kısmen yıkıldığı isyancıların kontrolünde olan bölgelere gönderildiği bildirildi. BM’ye göre depremden etkilenen bölgelerde en acil ihtiyaç çadır.

“Gönüllü olarak topraklarına döndüler”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile birlikte sınır hattında karadan ve havadan incelemeler yaptı, hudut karakollarını denetledi.

AA’nın haberine göre; depremde bölgesindeki Suriyeli mültecilere ilişkin konuşan Akar, “Depremden sonra 10 bin 633 Suriyeli topraklarına gönüllü olarak dönmüştür” dedi.

Sınırda mülteci geçişi olduğu iddialarına değinen Akar, şöyle konuştu:

Bu iddialar tamamen gerçek dışıdır. Ne sınır kapısından ne de sınır hattından geçiş var. Konuyla ilgili yetkililerden bilgi aldık, yerinde incelemelerde bulunduk.

“Türkiye’ye yoğun geçiş olduğu iddiasının aksine tek yönlü yani Türkiye’den Suriye’ye doğru Suriyeli vatandaşların geçtiğini ifade ettiler. Depremde ailesini, kaldıkları yerleri kaybeden Suriyeli kardeşlerimizin kendi topraklarına gönüllü olarak döndüklerini belirttiler.

“Depremden sonra 10 bin 633 Suriyeli topraklarına gönüllü olarak dönmüştür. Dolayısıyla aldığımız bilgiler kapsamında, kitle halinde ne hudutlardan ne de sınır kapılarından ülkemize geçiş söz konusudur.”

Paylaşın

IŞİD Liderlerinden Batar, Suriye’de Yakalandı

Radikal İslamcı Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) üst düzey liderlerinden Batar, Suriye’nin doğusunda düzenlenen bir operasyonla yakalandı. Öte yandan IŞİD’in üst düzey liderlerinden Hamza el-Homsi’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda öldürüldüğü açıklanmıştı.

Haber Merkezi / Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Kuvvetleri Komutanlığı (CENTCOM) bugünün ilk saatlerinde açıklama yaparak Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) liderlerinden birinin Suriye’nin doğusunda düzenlenen baskınla yakalandığını duyurdu.

Operasyonun, çatı yapısını Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’yle (SDG) birlikte yapıldığı bildirilen açıklama şöyle:

18 Şubat’ın ilk saatlerinde CENTCOM ve SDG, Suriye’nin doğusunda helikopterle baskın düzenledi ve IŞİD’in Suriye Bölge Sorumlusu Batar yakalandı. Batar, SDG’nin koruduğu hapishanelere yönelik saldırılar planlıyor ve el yapımı patlayıcılar üretiyordu.

Başarıya ulaşmasını sağlamak için detaylı bir plan hazırladık. Hiçbir sivil ya da ABD ve SDG gücü olayda ölmedi veya yaralanmadı.

IŞİD’in üst düzey liderleri öldürüldü

Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanlığı, bir ABD helikopterinin Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği baskında IŞİD liderlerinden birinin öldürüldüğünü ve dört ABD askerinin yaralandığını bildirmişti.

Yazılı açıklamada, operasyonun dün ABD ve Suriye Demokratik Güçleri’nin ortaklığında düzenlendiği belirtilmişti.

“Hedefe yönelik bir patlamanın dört ABD askeri ve bir görev köpeğinin yaralanmasına neden olduğu” belirtilen açıklamada, “hedefteki IŞİD üst düzey lideri Hamza el-Homsi’nin öldürüldüğü” belirtilmişti.

Homsi’nin rolünün ne olduğu ayrıntılı olarak açıklanmamıştı.

IŞİD, eski liderinin Suriye’nin güneyinde düzenlenen bir baskın sırasında kendini öldürmesinin ardından Aralık ayında yeni liderini seçmişti.

ABD ordusu geçtiğimiz yıllarda da Suriye’de iki IŞİD liderini öldürülmüştü.

2021 yılının Şubat ayında Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin kuzeybatısında bir ABD baskınında öldürüldü. IŞİD’in kurucusu Ebu Bekir el-Bağdadi de, 2019 yının Ekim ayında Amerikalılar tarafından düzenlenen bir baskında yakalanmıştı.

Ekim ayında IŞİD lideri Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin güneyinde Suriyeli isyancılarla girdiği çatışmada öldürülmüştü.

Paylaşın