Demirtaş, Seçim Sonucu Tahminini Açıkladı

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin sonucuna ilişkin tahminde bulunan Demirtaş, “Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda muhalefet kazanır, parlamentoda da çoğunluğu alır” dedi ve ekledi:

“Yargıyı siyasetin baskısı, kontrolü, etkisinden çıkarmak bile ilk etapta rahatlatmaya yol açar. Sonrasında, uzun vadeli bir demokratik dönüşüm programına ihtiyaç var. Bunca yıkımın enkazı, öyle üç beş günde temizlenemez. Önce Erdoğan rejimi sandığa gömülecek sonrasında yapacak çok iş var.”

Demirtaş, Memleket Partisi lideri Muharrem İnce’nin HDP’yle ilgili “PKK’lılarla anlaşma yapmam” sözleri için, “Siyaset ilkeler üzerinden yapılmayınca bu tür savrulmalar normaldir. Kendisine bu sözleri yakıştıramıyorum. Muharrem Hoca çok ayıp ediyor, bu yakışıksız sözler seçimden sonra da üstüne yapışıp kalacak. Üç beş oy uğruna milyonlarca HDP’liyi aşağılamaya, incitmeye kimsenin hakkı yok” dedi.

Demirtaş, Erdoğan’ın “Bunlar, engerekler ve çıyanlardır”, “Bunlar katil, bunlar terörist” sözleri hatırlatılınca da, “Beni zerrece üzmüyor, gülüp geçiyorum. Sandıkta halk, herkesin notunu verince ne olduğunu göreceğiz. O sözler Kürtlerde daha fazla kenetlenmeye yol açar, başka da bir etki yaratmaz” diye konuştu.

Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Gerçek Gündem‘e açıklamalarda bulundu. Demirtaş’ın açıklamaları şöyle:

“Erdoğan’ın ‘asıl hüküm giymesi gerekenden daha hüküm giymedi’ sözlerinin ardından ‘Kobani davasında’ mütalaa sunuldu. Davada gözlerden kaçırılan neler yaşanıyor? Kobani davası Erdoğan’a seçim kazandırır mı?

Erdoğan algı operasyonlarıyla bizi suçlu ilan edip halktaki saygınlığımızı, etkimizi kırmaya ve bunun üzerinden de tüm muhalefeti suçlayarak tabanını bir arada tutmaya etmeye çalışıyor. Aynı çirkin yöntemi 2019 yerel seçimlerinde de bolca kullandı ama ters tepti. Şimdi de farklı olmayacağına inanıyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır’a ve Kürt kardeşlerime en çok eziyet etmiş tek parti faşizminin temsilcisi CHP’nin kurduğu masaya yancı yazıldılar” sözleriyle HDP’ye tepki gösterdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gerçeklik duygusunu, her türlü etik değerini yitirmiş, panikle konuşan bir siyasetçi görüntüsü çiziyor Erdoğan. Ben 6,5 yıldır hapisteyim ama Türkiye genelinde, hatta uluslararası arenada saygınlığım da inandırıcılığım da Erdoğan’dan fazladır demem yanlış olmaz.

HDP, Erdoğan’ın akıl almaz saldırıları karşısında dimdik ayakta kalmayı başarmış bir mucizedir. İşte bu gerçekler Erdoğan’ı öfkelendiriyor ve bize saldırmak dışında elinden hiçbir şey gelmiyor. Oysa tüm bu saldırılar bize eritmiyor, tersine büyütüyor.

Bir hukukçu olarak, 15 Mayıs sonrası, kaybeden bir AKP’nin ardından adalet sisteminde nasıl bir ‘restorasyon beklentiniz’ var. Size göre, tartışmalı kararlar ve yargılama süreçleri ile dolu bu ‘miras’ nasıl temizlenebilir?

Yargıyı siyasetin baskısı, kontrolü, etkisinden çıkarmak bile ilk etapta rahatlatmaya yol açar. Sonrasında, uzun vadeli bir demokratik dönüşüm programına ihtiyaç var. Bunca yıkımın enkazı, öyle üç beş günde temizlenemez. Önce Erdoğan rejimi sandığa gömülecek sonrasında yapacak çok iş var.

Size göre bir gün bu ülkede…………………..

Hırsızlardan, katillerden, talancılardan hesap sorulacak.”

Paylaşın

Selahattin Demirtaş, PKK’ya Silah Bıraktırabilir Mi?

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından, PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili tartışmaları bir kez daha gündeme taşımıştı:

“Halkımıza sözümüz olsun, çatışmadan beslenen Erdoğan rejimi sonrasında PKK’nın Türkiye’de tümüyle silah bırakması için elimizden geleni yapacağız ve mutlaka başaracağız.”

Selahattin Demirtaş’a, PKK tarafından olumlu ya da olumsuz bir tepki gelmedi. Peki Demirtaş’ın bu açıklaması ne kadar gerçekçi? Demirtaş örgüte silah bıraktırabilir mi?

VOA Türkçe’den Mahmut Bozarslan’a değerlendirmede bulunan Siyaset Bilimci Akademisyen Vedat Koçal, Kürt sorununun çözümünün sadece Kürtlerin sırtına yüklenemeyeceğini söyledi.

2023 seçimlerine giderken, iktidar kanadının, terörle mücadeleyle birlikte, silah teknolojisini ve üretimini, savunma hizmetleriyle ilgili bir kamu politikasından çok, siyasal partinin seçim propagandasının unsuru olarak kullandığına vurgu yapan Koçal, “Bu ‘Kürt sorunu’ da onun içerisinde çatışmanın da asıl işlevini apaçık ortaya koyan güncel bir örnek” dedi.

Koçal, ‘Kürdofobi’ye dikkat çekerek Demirtaş’ın girişiminin hayata geçmesinin, Türkiye toplumunun önemli bir kısmını belirleyen ‘Kürdofobi’den kurtulmasına bağlı olduğunu savundu. Bir sorunun, aynı zamanda neden olamayacağına, bu bakımdan Kürt sorununun, onu ortaya çıkaran nedenlere ulaşılmadan ve müdahale edilmeden çözülemeyeceğine dikkat çeken Koçal, çatışmanın Türkiye siyasal sistemindeki işlevine ve Türk toplumunun siyasal bilincindeki temellerine odaklanılmadığı sürece, örgüt silah bıraksa bile bunun sorunun tespitine ve çözümüne kayda değer bir katkı sağlamayacağını ifade etti.

Demirtaş’ın olası girişimlerinin örgütün silah bırakması konusunda etkili sonuçlar üretmesine dair umutlu olmadığını söyleyen Koçal, şunları ekledi:

“Sonuçta, düşman üretiminin ve ‘vatan tehlikede’ söyleminin kadim devlet geleneğinden güncel toplumsal bilinçaltına uzanan tarihsel ve geleneksel sürekliliği ışığında, ‘Kürt sorunu’nun adı ‘Kürdofobi’ye, muhatabı da Kürtler’den Türk toplumsal bilinçaltına ve hafızasına yönlendirilmediği sürece, iyi niyetli ve samimi olsa bile, her söz ve eylem, öldüremediğini güçlendirmekten, yani çözümsüzlüğün sürdürülebilirliğini sağlamaya katkı olmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Demirtaş’ın, PKK’nın silah bırakmasına dair irade bildirimi ve vaadi de maalesef bu genellemeye dahildir. Sorunu ve dolayısıyla çözüm imkanını, istemini, gerçek sahibine iade ederek işe başlanmadığı için, gerçeğin etrafında dolaşma alışkanlığının bir tekrarından öteye geçmesi mümkün olmayan, bu bakımdan herhangi bir somut yarar üretme potansiyeli bulunmayan sayısız denemelerden biri olarak heba olup gitmeye adaydır”

“Demirtaş’ın ya da HDP’nin bunu tek başına gerçekleştirecek gücü yok”

Kürt Çalışmaları Merkezi Koordinatörü Reha Ruhavioğlu, yaptığı değerlendirmede, çağrının kendisi kadar söylenebilmiş olmasının da önemli olduğuna vurgu yaptı.

Demirtaş’ın Kürt siyasetindeki ağırlığının arttığını ifade eden Ruhavioğlu, “Açıklama bize bunu söylüyor. Dolayısıyla önemli bir şey ama elbette ki Demirtaş’ın ya da HDP’nin, bunu tek başına gerçekleştirecek gücü yok. Fakat bu beraberinde şunu gösteriyor; HDP yeni dönemde, mecliste Kürt meselesinin önemli bir muhatabı olacak ve meclisteki diğer muhatap, yani seçim CHP ve muhalefet tarafından kazanılırsa -ki CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu meseleyi meclis çatısı altında çözmek istediğini biliyoruz- dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu’nun işini kolaylaştırmak üzere önemli bir aktör olacak. İki tarafın, sorunu meclis çatısı altında çözme iradesi, bu konuda hem HDP’yi güçlendiriyor hem de silah bıraktırma konusunda HDP’nin işini kolaylaştırıyor” dedi.

Demirtaş’ın açıklamasının Kürt hareketinin sivilleşmesi açısından önemli bir anlam taşıdığını ifade eden Ruhavioğlu, örgütün Demirtaş’a olumsuz karşılık vermemesinin de dikkat çekici olduğunu söyledi.

Seçime kadar eylem yapmama kararının da örgütün arayış içinde olduğuna işaret ettiğini dile getiren Ruhavioğlu, “Bunun Demirtaş’ın sözüne katıldıkları anlamına gelir dersek de çok iyimser bir yorum yapmış oluruz. Fakat Demirtaş’ın bu sözüne çok karşı çıkmamış olmaları da olumlu bir gelişme” diye konuştu.

Ruhavioğlu, PKK’nın Türkiye’de silahlı mücadele yürütme şartlarının kalmadığına dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:

“PKK’nın Türkiye’ye karşı silah bırakmasının önemli şartlarından birisi de Rojava’da (Suriye) Türkiye ve Kürtler arasında iki tarafın da memnun olmasalar bile tahammül edeceği bir sınırda karşılıklı uzlaşmak. Bu iki tarafın karşılıklı uzlaşmasıyla olmaz ama uluslararası aktörlerin uzlaştırmasıyla mümkün olabilir. Yine de Türkiye’de PKK’nın silah bırakmasının zor olduğunu düşünmüyorum, şartlar bunun için elverişli”

PKK’nın son yıllardaki “eylemsizlik” kararları

PKK, AKP hükümetinin Kürt sorununa çözüm bulmaya çalıştığı 2009 yılında, eylemsizlik kararı aldı. 13 Nisan 2009’daki eylemsizlik kararını 31 Mayıs 2009’da tek taraflı uzattığını duyurdu.

Çözüm süreci devam ederken Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nden gönderdiği mektup, 21 Mart 2013’te nevruz kutlamalarında okundu. Mektup, PKK’nın silahlı güçlerini Türkiye topraklarından çekmesinin ve ateşkesin başlangıcı oldu.

Bu mektuptan sonra, 8 Mayıs’ta PKK üyeleri Türkiye topraklarını terk etmeye başladı. 11 Ekim 2014’te örgüt yöneticilerinden Cemil Bayık, Kobani ve Türkiye’de yaşananlardan hükümeti sorumlu tuttu ve Meclis’ten geçen tezkerenin bir savaş ilanı olduğunu, bu nedenle de çektikleri bütün militanlarını Türkiye’ye geri gönderdiklerini söyledi.

21 Mart 2015’te Öcalan, Diyarbakır Nevruz’unda okunan mektubunda, PKK’ya silahsızlanma kongresi çağrısı yaptı. Demirtaş, 12 Haziran 2015’te de Öcalan’ın çağrısıyla, PKK’nın silah bırakabileceğini açıkladı. Ancak örgüt yönetimi, kararın sadece kendilerine ait olduğu yanıtını verdi.

Paylaşın

Demirtaş: Erdoğan Tarihi Bir Yenilgiyle Siyaset Sahnesinden Silinecek

14 Mayıs seçimlerine ilişkin değerlendirmede bulunan Demirtaş, “Bu seçim ekonomi ile demokrasi ekseninde yürüyor. Sonucu da Erdoğan’ın çökerttiği ekonomi ve yoksulluğa mahkum ettiği milyonlar ile adaletsizlik ve baskıyla ezmeye çalıştığı mağdurlar belirleyecek. Tabii ki kazanan, ezilenler olacak, Erdoğan tarihi bir yenilgiyle siyaset sahnesinden silinecek, benim öngörüm bu.” dedi.

Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verilmesine ilişkinde değerlendirmede bulunan Demirtaş, “Partimizin aday çıkarmaması Erdoğan’ın en büyük kabusuydu, bu gerçekleştiği için şimdi bizim üzerimizden Sayın Kılıçdaroğlu’nu yıpratmaya çalışıyor. Aynı taktiği yerel seçimlerde de uyguladı ve ters tepti. Çünkü halk yalan ve karalamalara kanmıyor artık” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın emek ve özgürlük ittifakına yönelik söylemleriyle ilgili de, “Erdoğan, HDP’nin ve Kürtlerin oyunu alabileceğinden emin olsa HDP Genel Merkezi’nin önüne çadır kurar, orada yatar kalkardı” dedi.

Demirtaş, bugünkü seçim matematiğinde Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’ye oy vermekle, Erdoğan’a oy vermek arasında bir fark olmadığını belirterek, “Bu durumda İnce seçmenlerine şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Erdoğan ile bir beş yıla daha hazırlarsa seçimi ikinci tura bırakabilirler” ifadelerini kullandı.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın sorularını yanıtladı.

Demirtaş’ın cevaplarından öne çıkanlar şöyle:

“Bu seçim ekonomi ile demokrasi ekseninde yürüyor. Sonucu da Erdoğan’ın çökerttiği ekonomi ve yoksulluğa mahkum ettiği milyonlar ile adaletsizlik ve baskıyla ezmeye çalıştığı mağdurlar belirleyecek. Tabii ki kazanan, ezilenler olacak, Erdoğan tarihi bir yenilgiyle siyaset sahnesinden silinecek, benim öngörüm bu.

Partimizin aday çıkarmaması Erdoğan’ın en büyük kabusuydu, bu gerçekleştiği için şimdi bizim üzerimizden Sayın Kılıçdaroğlu’nu yıpratmaya çalışıyor. Aynı taktiği yerel seçimlerde de uyguladı ve ters tepti. Çünkü halk yalan ve karalamalara kanmıyor artık. Erdoğan, HDP’nin ve Kürtlerin oyunu alabileceğinden emin olsa HDP Genel Merkezi’nin önüne çadır kurar, orada yatar kalkardı. Şimdi, kedi ulaşamadığı ciğere mundar diyor.

İnce’nin adaylığının seçimi ikinci tura bırakma olasılığı

Seçmenlerin, sandık başına gittiklerinde akılcı bir tercihle seçimi ilk turda bitireceğini düşünüyorum. Ama bu şekilde ince hesaplar yaparak seçimi ikinci tura bırakmayı düşünen seçmenler varsa onlara naçizane tavsiyem, doğrudan Erdoğan’a oy vermeleri. Çünkü bugünkü seçim matematiğinde İnce’ye oy vermekle Erdoğan’a oy vermek arasında fark yok. Zaten seçim ola ki ikinci tura kalırsa Erdoğan’ın kazanamayacağının garantisi yok.

Bu durumda İnce seçmenlerine şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Erdoğan ile bir beş yıla daha hazırlarsa seçimi ikinci tura bırakabilirler. Bizim için bir sakıncası yok!

Umarım seçim gecesi büyük bir pişmanlık oluşmaz. TİP’in kendi kararıdır, biz ancak saygı duyup başarılar dileyebiliriz. Ama halen, yanlış bir karar olduğunu düşünüyorum. Yeşil Sol Parti seçmeninin partisi bellidir, oyu da Yeşil Sol Partiyedir tabii ki. Başka türlü nasıl olabilir ki?”

Röportajın tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Kobani Davası: Yüksekdağ Ve Demirtaş’a Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Talebi

Esas hakkında mütalaası açıklanan Kobani Davası’nda aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ında bulunduğu 36 kişiye en az bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

Mezopotamya’nın haberine göre, 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirilen protestolar gerekçe gösterilerek eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 17’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobani Davası’nın 24’üncü duruşmasının 3’üncü oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.

Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı cezaevinde bulunan siyasetçiler, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşma, mahkemenin 2’nci periyotunda verilen ara kararın okunması ile başladı. İddia makamı esas hakkındaki mütalaasını okumaya başlarken, tutuklu siyasetçiler ise savunma yapmak istediklerini dile getirdi, mütalaanın okunmasına devam edildi.

Bu esnada tutuklu siyasetçiler ayağa kalkıp alkışlayarak söz konusu kararı protesto etti. Protestolar sürerken, iddia makamı mütalaasını okudu. Mahkeme başkanının “Dinlemek istemeyen gidebilir” demesi üzerine salonda bulunan tutuklu siyasetçiler, alkış, zılgıt ve “Jin, jiyan azadî”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Direne direne kazanacağız” sloganları ile salonu terk etti. SEGBİS’ten katılım sağlayan tutuklu siyasetçiler de bulundukları odayı “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı ile terk etti.

Salonda bulunan katılımcılar ve avukatlar ise söz konusu durumu ayakta alkışlayarak protesto etti. HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Avukat Nuray Özdoğan, “Buyurun, seçim beyannamenizi verin.” derken, avukat ve katılımcılar salonu terk etti. Tutukluların salonu terk etmesinin ardından mahkeme salonunun alt katında tutuklu siyasetçilerin slogan ve zılgıt sesleri duyulmaya devam etti.

Savcı Cemalettin Şimşek, 13 bölümden oluşan mütalaasını boş salona okudu. Savcı Şimşek mütalaasında, HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın arasında bulunduğu 36 ismin en az bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi.

Savcı, Ayhan Bilgen, Bircan Yorulmaz, Emine Ayna, Emine Beyza Üstün, Gülfer Akkaya, Gülser Yıldırım, İbrahim Binici, Mesut Bağcık, Pervin Oducu, Nezir Çakan, Sırrı Süreyya Önder, Sibel Akdeniz hakkında TMK kapsamında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarılması, tutuklu bulunan siyasetçilerin ise tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Savcı, hakkında yakalama emri çıkarılan Cihan Erdal, Zeki Çelik’in de yakalanma kararının devam  etmesini talep etti.

Mütalaada demans hastası Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk’ün yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle CMK 109 kapsamında adli kontrol şartıyla tahliyelerinin devamı talep edildi.

Paylaşın

Halk TV’ye Verilen “Demirtaş” Cezasına Mahkemeden Yürütmeyi Durdurma Kararı

Mahkeme, Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Dad kitabının gösterilmesini gerekçe gösterilerek Halk TV’ye verilen cezada yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), Halk TV’de Serhan Asker’in programında Selahattin Demirtaş’ın Dad isimli kitabının gösterilmesinin ardından kanala ceza vermişti.

RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Demirtaş’ın kitabı gerekçe gösterilerek verilen cezaya dair, “RTÜK, Selahattin Demirtaş’ın öykü kitabı Dad’ın tanıtıldığı Halk TV’ye suçluyu övmekten yüzde 5 para 5 kez de program durdurma cezası verdi. ‘Bazı kitaplar vardır ki bombadan daha tesirli’ olmaya devam ediyor! Kitaptan korkanlar ülkesi. Terör örgütüne üyelik ne oldu?” ifadeleriyle cezayı duyurmuştu.

Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi programına katılan Halk TV Ankara Grup Temsilcisi Serhan Asker, Bölge İdare Mahkemesi’nin aldığı yeni kararı açıkladı. Asker şunları söyledi:

“Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. O karar mahkemede tartışılacak” dedi. Halk TV’nin bölgedeki yayınlarının iktidarı kızdırdığını söyleyen Serhan Asker, “Biz bir algı yapmaya gitmiyoruz. Halk bunları anlattığı için, bize beş yayın durdurma ve para cezası verdiler. Ama Ankara’da hakimler var; ‘dur’ dediler şimdilik.”

Paylaşın

Demirtaş’tan ‘PKK’ Açıklaması: Silah Bırakması İçin Elimizden Geleni Yapacağız

PKK’nın silah bırakması için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Demirtaş, “Halkımıza sözümüz olsun, çatışmadan beslenen Erdoğan rejimi sonrasında PKK’nin Türkiye’de tümüyle silah bırakması için elimizden geleni yapacağız ve mutlaka başaracağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “TBMM’de usulünce, hukuk çerçevesinde sorunlarımızı çözüp büyük toplumsal barışı kesinlikle sağlayacağız.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmemesi halinde PKK’nın silah bırakması için ellerinden geleni yapacaklarının sözünü verdi.

Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Halkımıza sözümüz olsun, çatışmadan beslenen Erdoğan rejimi sonrasında PKK’nin Türkiye’de tümüyle silah bırakması için elimizden geleni yapacağız ve mutlaka başaracağız.

TBMM’de usulünce, hukuk çerçevesinde sorunlarımızı çözüp büyük toplumsal barışı kesinlikle sağlayacağız.

Bunları çoktan yapabilirdik ama; Erdoğan barışı isteyenleri içeri attı, tecride aldı, partilerini kapatmaya çalıştı, belediyelerine kayyım atadı, provokasyonlarla çatışmayı körükleyip “terör” söylemi üzerinden halkı korkutup oy toplamaya çalıştı. Halen de bunu yapıyor.

Sahtekarlara inanmayın, barış ve huzur mümkündür. PKK eylemsizlik kararı alıp çözüme kapı araladı. Ama ısrarla provokasyonlar yapılıyor. Allah korusun, seçimi etkilemek için birileri kan dökmeye de kalkabilir. Hep birlikte dikkatli olacağız, oyuna da gelmeyeceğiz.

Lütfen unutmayın, biz barış ve demokrasi istiyoruz. Birlikte eşit ve kardeşçe yaşamak istiyoruz. Yeşil Sol Parti en çok da bunun için çalışacak. Oy için halkı kışkırtan yalancılara değil, sahtekarlara değil, bize güvenin. Hep birlikte ve mutlaka kazanacağız.” dedi.

Paylaşın

Demirtaş: Halkımızı Sandıkta Bu Faşist İktidarı Gömmeye Davet Ediyoruz

Kobani Davası’nın 24’üncü duruşmasında savunma yapan Demirtaş, “Siz bizi burada tutarak suç işlediniz. Diktatörlüğü inşa ettiniz. Referanduma, seçimlere müdahale ettiniz. Yaptığınız şey yargıç gibi davranmak. Seçime 33 gün kala o kürsüden seçime müdahale etmenize sessiz kalmayacağız. Siz kumpasçısınız. Dosyaya sahte delil koydunuz” dedi ve ekledi:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlere müdahale eden, açıkça darbe yapan insanlarsınız. Sizin bizi suçlamaya hakkınız yok. Siz suçlusunuz. Fahrettin Altun’dan, Erdoğan’dan, Bekir Bozdağ’dan talimat aldığınız için. Mütalaayı bugün alıp almamanız umurumda değil. 150 yıl vermezseniz hatırım kalır. Ama sizinle bağımsız mahkemelerde çatır çatır hesaplaşacağız. Biz halkımızı sandıkta bu faşist iktidarı gömmeye davet ediyoruz. Çalışmaya davet ediyoruz.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında olduğu 17’si tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî davasında 24’üncü duruşmasının 1’nci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görüldü.

MA’da yer alan habere göre, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasını, Yeşil Sol Parti milletvekili adayları, HDP’li milletvekilleri ile yöneticiler İHD ve ÖHD üyesi avukatlar izledi. Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunun siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı cezaevinde bulunan siyasetçiler duruşmaya SEGBİS aracılılığıyla katıldı.

Demirtaş: Sorgu aşaması bitmedi

Duruşmada söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dosyaya eklenen belgelere ilişkin savunma yaptı. Demirtaş, Ayhan Bilgen hakkındaki iddialara takipsizlik kararı verildiğini hatırlatırken, mahkeme hakimi “Takipsizlik kararının bizim için bir delil mahiyeti yok” dedi.

Demirtaş, takipsizlik kararı verilen beyanların delil olarak dosyaya eklendiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Takipsizlik kararı bu dosyaya gönderildi ama bu dosyada bu okunmuyor. Gelen evrakları kabul etmiyoruz. Şu ana kadar sorgumuz yapılmadı. Bir önceki periyotta mütalaayı hazırlamak üzere karar verdiniz. Ama biz sorgumuzun yapılması üzerine ısrarımızı sürdürüyoruz. Bizim sorgu aşamamız bitmeden yapılan bir mütalaa hukuka aykırıdır ve eksiktir. Niye bizim ne söyleyeceklerimiz önemsenmeden mütalaa okunacak ki. Bunu ne ile açıklayabiliriz.”

“Erdoğan yargıya açıktan müdahale ediyor”

Mütalaanın seçim ayarlı olduğunu dile getiren Demirtaş savunmasının devamında şunları söyledi: “14 Mayıs’ta seçim yapılacak. HDP Kapatma davası da Kobanê Kumpas davasında da mütalaa seçime göre ayarlandı. Erdoğan grup toplantısında şöyle diyor: ‘Ana muhalefet, ‘Demirtaş’ın suçu ne ki! Benim milletim üzerimdeki sorumluluğum çok büyük ve 14 Mayıs bu bakımdan büyük önem arz ediyor’ diyor.

Astığım estik, kestiğim kestik, çaldığım düdük bir otorite ve yönetim biçimi, yargıya açıktan müdahale ediyor ve bunu pratikte gösteriyor. Bu zat ’14 Mayıs bu bakımdan önem arz ediyor ve milletime çağrı yapıyorum. Bunların bırakılmaması için 14 Mayıs’ta bize oy vermeniz gerekiyor’ diyor. Bunu yargıya müdahale olarak alacak mıyız?

“Erdoğan mahkemenizi arayıp neler söylemez ki”

Erdoğan, AYM üyelerini bizzat arayarak ‘Siz HDP’nin hazine yardımı bloke kararını nasıl kaldırırsınız’ diye azarlamış. AYM üyelerinin birçoğu bizzat Erdoğan tarafından arandıklarını ifade etti. Fakat mahkemeler hiyerarşisinde de en yetkili AYM’nin üyelerini bir fiil arayarak azarlıyor, ‘Siz HDP davasında niye bu kararı verdiniz’ diyor.

AYM’yi arayıp azarlayan bir siyasetçi, Ankara 22’nci Ağır Cezayı arayıp neler söylemez ki. ‘Demirtaş, giymesi gerekenden hükmü almadı’ diyor. Bu dosyayı kast ediyor. Yani şu an karşımızda bulunan 3 yargıçtan beklentisini anlatıyor. Nasıl ki AYM üyelerini arayıp fırça attıysa, bu mahkeme ile ilgili süreç de devam ediyor, ‘Şu anda bunun takipçisiyiz’ diyor. Erdoğan’ın bunun şu anda takipçisi olduğuna emin olabiliriz.”

‘AKP-MHP faaliyeti yürütüyorsunuz”

Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Baştan beri diyoruz, verebileceğiniz en büyük cezayı verin. Eğer hesap bizi suçlu diye göstererek muhalefete oy verilmesini engellemekse, bu celsede cezayı verin. İddia ediyoruz, bu mahkemede verilecek her karar politikaya hizmet edecektir. Zaten CMK’ya göre çalışmıyorsunuz. Bariz AKP-MHP faaliyeti yürütüyorsunuz. Bugünden sonra vereceğiniz hiçbir kararı tanımıyoruz.

Siz yargıç değilsiniz, burası mahkeme değil. Cübbe giymiş olmanız durumu değiştirmez. AKP’nin siyasi heyetine karşı verecek savunmamız yoktur. Sandıktan ne karar çıkarsa çıksın, siz de bu kumpas suçunu işleyenler de bağımsız yargı önünde hesap vermekten kurtulmayacak. Biz halkımız için 6 buçuk milyon yıl da yatarız ama hesabını da sorarız.

“Seçime müdahaleye müsaade etmeyeceğiz”

AYM üyeleri, bu dosyadaki kumpasa müdahale etmeyen HSK üyeleri kumpas yoluyla örgüt kurarak seçimlere müdahale etmektedir. Gününü bekliyoruz. Dünya Sultan Süleyman’a kalmış mı Tayyip Erdoğan’a kalacak? Size söz olsun, sanık sandalyesine siz oturacaksınız. Tutanaklara geçsin diye söylüyorum. Vasiyetimi tutanağa geçiriyorum, suç duyurumu tutanağa geçiriyorum. Siz bizi burada tutarak suç işlediniz. Diktatörlüğü inşa ettiniz. Referanduma, seçimlere müdahale ettiniz. Yaptığınız şey yargıç gibi davranmak.

Seçime 33 gün kala o kürsüden seçime müdahale etmenize sessiz kalmayacağız. Siz kumpasçısınız. Dosyaya sahte delil koydunuz. Cumhurbaşkanlığı seçimlere müdahale eden, açıkça darbe yapan insanlarsınız. Sizin bizi suçlamaya hakkınız yok. Siz suçlusunuz. Fahrettin Altun’dan, Erdoğan’dan, Bekir Bozdağ’dan talimat aldığınız için. Mütalaayı bugün alıp almamanız umurumda değil. 150 yıl vermezseniz hatırım kalır. Ama sizinle bağımsız mahkemelerde çatır çatır hesaplaşacağız. Biz halkımızı sandıkta bu faşist iktidarı gömmeye davet ediyoruz. Çalışmaya davet ediyoruz.”

Paylaşın

Demirtaş: Erdoğan Kazanırsa, Türkiye Yeni Bir Tür Diktatörlüğe Dönüşecek

Financial Times’a konuşan eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş “Türkiye adım adım otoriter bir bir rejime doğru ilerledi. Erdoğan bu seçimi kazanırsa, Türkiye yeni bir tür diktatörlüğe dönüşecek” dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “değişim ve demokrasi için samimi bir çaba gösterdiğini” söyleyen Demirtaş, Kürtlerin “ortak bir cumhurbaşkanı adayını değerli bulduğunu” ancak “bir seçim yapmadan önce olayların nasıl geliştiğini görmek istediklerini” vurguladı.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla Birleşik Krallık merkezli Financial Times’a konuştu.

Demirtaş, “Kürt seçmenin desteğini almayan bir parti hiçbir zaman iktidara gelmedi. Bu seçimde de Kürtler belirleyici olacak” dedi.

Selahattin Demirtaş, Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “değişim ve demokrasi için içten bir çaba sarf ettiğini” belirtti.

“Kürtler ortak bir cumhurbaşkanı adayına önem veriyor” diyen Demirtaş,  aynı zamanda Kürt seçmenin CHP liderinin kampanyasından “umutlu” olduğunu, ancak kesin bir karar vermeden önce sürecin biraz ilerlemesini bekleyeceklerini söyledi.

“Türkiye adım adım otoriter bir rejime dönüştü” diyen Selahattin Demirtaş, “Eğer Erdoğan bu seçimi kazanırsa Türkiye yeni bir tür diktatörlüğe geçiş yapmış olacak” ifadesini kullandı.

Deemirtaş,  “Erdoğan toplumu bölerek iktidarda kalmayı başardı. Muhalefetin birlik olması sadece kutuplaşmayı ortadan kaldırmak için değil, seçimi kazanmak için de önemli” değerlendirmesinde bulundu.

Selahattin Demirtaş, “Siyaseti asla bırakmadım ve mücadelenin içinde yer almaya çalışıyorum. Erdoğan açıkça beni hapiste tutacağını söylüyor. Seçimden sonra da bunu söyleyebilecek mi göreceğiz” diye konuştu.

Paylaşın

Demirtaş’tan Dikkat Çeken “TİP” Açıklaması: Başarılar Diliyoruz

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kala Demirtaş, Emek ve Özgürlük İttifakı’ndaki liste tartışmalarının artık bittiğini belirterek bundan sonra hedefin Yeşil ve Sol Parti’nin 100 milletvekili çıkarması olduğunu söyledi.

Haber Merkezi / Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Yeşil ve Sol Parti listelerinden seçime girmesi için geçtiğimiz günlerde çağrıda bulunan Demirtaş gelinen noktada bunun gerçekleşmediğine işaret ederek artık tartışmaların bitmesi gerektiğini belirtti.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Emek ve Özgürlük İttifakı’ndaki liste tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Demirtaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:

“Uzun tartışmalar ve değerlendirmeler sonucunda, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçime nasıl gireceği artık netleşti.

Herkes, hepimiz görüşlerimizi paylaştık. Bundan sonrası ortak karara saygı duymak, destek vermektir.

Türkiye İşçi Partili arkadaşlarımıza, İttifak çatısı altında kendi amblemleriyle girecekleri seçimde başarılar diliyoruz.

Bizler de hep birlikte, Yeşil Sol Parti’yi en az 100 milletvekiliyle Meclis’e göndermek için canla başla çalışıyoruz.

Şimdi Yeşil Sol zamanı. İş zamanı, çalışma zamanı, başarma zamanı. Hepimize kolay gelsin.”

Paylaşın

Demirtaş, “Seçim Gecesi Devreye Sokulacak” Planı Yazdı

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kala Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine ilişkin uyarılarını sürdürüyor.

Gazete Pencere için kaleme aldığı ‘Trol Ordusu Komutanı Fahrettin Ne Yapmak İstiyor?’ başlıklı yazıda “seçim gecesi trol ordularının sosyal medyada devreye sokulacağını” vurgulayan Demirtaş, “Daha sandıklar açılmadan oy oranı verecek, ‘Erdoğan kazandı’ algısını ilk dakikalarda oturtmaya çalışacaklar. Böylece bizim motivasyonumuzu kırmayı deneyecekler. Sandıkta, seçim kurullarında ve Yüksek Seçim Kurulu’nda yapılacak hilelerle, yine ilk dakikalarda yayacakları çeşitli görsellerle ve videolarla Erdoğan’a oy yazmaya çalışacaklar” ifadesini kullandı.

Tutuklu siyasetçi, “tüm bu işler için ayarlanmış hakimler, emniyet personelleri, satın alınmış gazeteciler, Anadolu Ajansı ve binlerce trol hesabın şimdiden hazır beklediğini” dile getirdi: “2019 yerel seçimlerinde Anadolu Ajansının neler yaptığını hatırlayın lütfen. İlk sonuçlara göre İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi şehirleri AKP adayları açık ara kazanmışlardı, değil mi? Peki gerçek sonuçlar öyle miydi?”

Demirtaş’ın yazısı şöyle:

“Seçim süreci başladı, geri sayım hızlandı. Adaylar, partiler çalışmalara başladılar.

Çalışmaya başlayan birileri daha var. Seçmeni vaatler ve program üzerinden ikna edemeyeceğinden emin olan AKP yönetimi; manipülasyon, algı, tehdit, şantaj planları hazırlamış durumda.

Bu planları uygulamak için devasa bir trol ordusu kuruldu, parası da devletin yani milletin cebinden ödendi.

Erdoğan’ın seçimler için en güvendiği ordusu, işte bu trol ordusudur. Ordunun komutanı da çakma Goebbels Fahrettin’dir.

Fahrettin’in askerleri ne yapıyor?

Öncelikle işleri yalan haber üretip olabildiğince yaymak, gerçeğin görülmesini engellemek, özel seçilmiş kişileri karalamak, muhalefeti birbirine karşı kışkırtmak, Erdoğan’ın kesinlikle kazanacağı yalanını yaymak ve rakiplerine saldırmak. Bunları biliyoruz.

“Bunun için ordu kurmaya gerek yok ki. On asker ve bir Onbaşı Fahrettin ile bunların hepsi yapılır” diyorsanız haklısınız. Çünkü bu ordunun asıl görevi, seçim günü ve oy sayımı sırasında manipülasyon yapmak olacak.

Trol ordusu seçim akşamı ne yapacak?

Daha sandıklar açılmadan oy oranı verecek, ‘Erdoğan kazandı’ algısını ilk dakikalarda oturtmaya çalışacaklar. Böylece bizim motivasyonumuzu kırmayı deneyecekler. Sandıkta, seçim kurullarında ve Yüksek Seçim Kurulunda yapılacak hilelerle, yine ilk dakikalarda yayacakları çeşitli görsellerle ve videolarla Erdoğan’a oy yazmaya çalışacaklar.

Tüm bu işler için ayarlanmış hakimler, emniyet personelleri, satın alınmış gazeteciler, Anadolu Ajansı ve binlerce trol hesap hazır bekliyordur. Bundan emin olabilirsiniz.

2019 yerel seçimlerinde Anadolu Ajansının neler yaptığını hatırlayın lütfen. İlk sonuçlara göre İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi şehirleri AKP adayları açık ara kazanmışlardı, değil mi? Peki gerçek sonuçlar öyle miydi?

Trol ordusu mu kazanacak halk gücü mü?

Yalnız, her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesapladığını zanneden Fahrettin bir şeyi atlamış durumda. Emrindeki trol ordusunun karşısında on milyonlarca gönüllüden oluşan bir halk gücü var.

Her yerde sandıklara sahip çıkacak gönüllüler ile sosyal medya manipülasyonlarını boşa çıkaracak aktivistler, bu halk gücünün en etkili parçası olacak.

Tüm duyarlı sosyal medya kullanıcılarından bir ricam var. Hem sosyal medyadaki tehlikeleri sürekli anlatın hem trol hesaplarını teşhir ve şikayet edin hem de partilerin sosyal medya ekiplerine gönüllü olarak katılın lütfen. Gönlünüz hangi partideyse o partinin sosyal medya ekiplerine katılın.

Lütfen unutmayın; bu süreçte sosyal medya hesaplarınızı tümüyle doğru bilgi için ve manipülasyonların önüne geçmek için kullanmalısınız. Evet, belki seçim sadece sosyal medyada kazanılmaz ama sosyal medyadan kaybedilebilir.

Buradan, Edirne Cezaevindeki hücremden, bu satırları okuyan herkese, özellikle de gençlere sesleniyorum: Lütfen, sandık müşahidi olmak için kendinizi hazırlayın. Kazanacağınız seçimi yani geleceğinizi çalmalarına asla izin vermeyin.

Fahrettin’e bir tavsiye

Generalcik Fahrettin’e gelince…

Bu kadar hızlı gitme derim Fahrettin. Bir an dönüp bakacaksın ki arkanda ordu falan kalmamış, hepsi firar etmiş. Herkes kaçar, kurtulur, olan sana olur.

Çima diya te ji te re qet negotiye, kuro Fexredîn: Olaylara karışma.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın