Sabahattin Yalkın kimdir? Hayatı, Eserleri

11 Mart 1934 yılında Antakya’da dünyaya gelen Sabahattin Yalkın, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesi’ni bitirdi. 1960 ve 1976 yılları arasında Devlet Su İşleri, 1970-1993 arasında Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nde çalıştı. Evli, bir çocuk babası olan şair, 1993’te emekli oldu.

Haber Merkezi / Çocuk Deliceleri isimli eseriyle 1994 yılında Çankaya Belediyesi ve Damar Dergisi Çocuk Şiirleri Dalında Birincilik Ödülü, “Beyaz Kan” adlı dosyasıyla 1994 Sabri Altınel Üçüncülük Ödülü kazandı. Edebiyatçılar Derneği ve Türkiye Yazarlar Sendikası üyesidir.

İlk şiiri “Fasa Fiso” adıyla 1954’te Antakya’da çıkan İleri Gençlik gazetesinde yayımlandı. Yalkın’ın diğer şiirleri Damar, Türk Dili, Güney Rüzgarı (Antakya), Ardıçkuşu (Adana), İmece gibi dergilerde yayımlanmıştır. 1990-94 arasında Ankara’da Yazıt adlı edebiyat dergisini çıkardı.

Antakya doğumlu şair, mesleği dolayısıyla Ankara, İstanbul’da yaşamış olmakla birlikte çocukluk ve ilk gençlik yıllarını geçirdiği Antakya’ya son derece bağlıdır. Bu bağlılık şiirlerine de yansımıştır. Çok Dualı Kent isimli şiir kitabının tanıtımında ” Çok dualı kent dediğim Antakya, benim sonsuz okulum, adım, onurum, varlığımdır. Antakya’nın o kendine özgü hamurundan çıkmış bir kişinin şiirleridir bunlar” sözleriyle eserinin içeriğini açıklamaktadır.

Şair için önemli olan bir diğer kentin İstanbul olduğu görülür. Nitekim Vakit İstanbul-du adlı eserini İstanbul üzerine kaleme aldığı şiirlere ayırmıştır. 1953-2003 arasında elli yıllık bir dönemin şiirleridir. Yalkın’ın diğer şiir kitaplarında da Antakya coğrafyasına, Akdeniz’e olan sevgisine yönelik şiirleri bulunmaktadır.

“Anılar İçinden”

Tren Haydarpaşa’ya yaklaştıkça
Bütün İstanbul beni karşılıyacakmış sanki
Yüreğim ağzımda

Şimdi nerde çatık kaşlı Fikriye ?
Yamru yumru ara sokakların birinde
Aksaraydan yokuş yukarı Fatih’e çıkarken !
Laf attıkça nasıl da yumuşardı
Hele mahalleden uzaklaştıkça.

Ya Şehremini’li Zünnire
Az mı bekletmişti beni söz verip de
Bildik yüzlere dönen tramvay durağında.

Çok oldu Kasımpaşa’lı Turan’ı görmeyeli
Odun sobalı küçük evlerinde
Hep sabahlardık sınav geceleri.
………………………………………
………………………………………

Sağlığı nasıl acaba ?
Satın alabildi mi kira evini.
İki kızı olmuştu sevimli mi sevimli,
Ya sen nasılsın sigara tiryakisi Nimet yengesi ?

Haydarpaşa bekleme boş yere
Ne yer, ne gök
Geldiğim gibi gidiyorum işte…..

“Salyangoz”

-I-

Temmuzun neresinde şimdi
Nezahat’ın eski dudağı
Nerde unutuldu
deniz kabuklu sokak
Sonunda düşüyor toprağa
Salyangozun gümüşlediği yaprak

-II-

Yosun kokulu bir güneşi alıyorum
Göğün eteği altından
Kanımda
kanlıyorum
Güzelleşiyor soyundukça
Samatya’lı Gülşen’in bel altı
Ve akşamla çekiyor boynuzlarını
Salyangoz kabuğuna

-III-

Bende kalan ne varsa
Geri veriyorum doğaya
Cide’li Sermin’in
en dolgun memesini bile
Bütün günah sevmede
Salyangoz
Salyangoz
aldığını versene

Paylaşın