Almanya Ulusal Ödülü Özlem Türeci Ve Uğur Şahin’e Verildi

Almanya Ulusal Vakfı (Deutsche Nationalstiftung) tarafından 1997’den bu yana verilen Almanya Ulusal Ödülü’ne bu yıl, Covid-19 aşısı ile isimlerini duyuran bilim insanları Özlem Türeci ve Uğur Şahin lâyık görüldü.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Türkiye kökenli iki bilim insanını aynı zamanda Almanya’daki nitelikli göçün önemine dikkat çeken bir örnek olarak gösterdi.

BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin, Almanya’nın en saygın ödüllerinden biri olan Alman Ulusal Ödülü 2025’e lâyık görüldü. Berlin’de düzenlenen törende Türeci ve Şahin’e ödül Almanya Başbakanı Friedrich Merz tarafından takdim edildi. Merz, törende yaptığı konuşmada iki bilim insanının “bilinmeyene doğru cesaretle yol alma iradesini” ve sorumluluk bilinciyle sürdürdükleri çalışmalarını övdü.

Başbakan Merz konuşmasında Türkiye kökenli iki bilim insanını aynı zamanda Almanya’daki nitelikli göçün önemine dikkat çeken bir örnek olarak gösterdi. “Sosyal ya da etnik kökeni ne olursa olsun, yeteneklerin desteklendiği bir Almanya’da yaşamak istiyorum” diyen Merz, “İlerleme için itici bir güç olan nitelikli göçe ihtiyacımız var. Bunu sorgulayan ideolojiler ve ideologlar ülkemizin sadece refahını tehlikeye atmakla kalmıyor, daha da kötüsü, dar görüşlülükleri ile özgürlükçü düzenimizin geleceğini tehlikeye düşürüyor” ifadelerini kullandı.

Türeci ve Şahin’in kurucusu olduğu BioNTech, koronavirüs aşısının geliştirilmesiyle dünya çapında tanınan bir ilaç şirketine dönüştü. Şirket, mRNA teknolojisini sadece Covid-19’a karşı değil, aynı zamanda kanser, enfeksiyon hastalıkları ve sinir sistemi hastalıklarına yönelik tedaviler için de kullanıyor.

BioNTech, 2020 yılında sadece bir yıl gibi kısa sürede geliştirdiği Covid-19 aşısıyla pandemiyle mücadelede kilit rol oynamıştı. Türeci ve Şahin bu çabalarıyla, bilimin ve sorumluluk sahibi girişimciliğin toplum için nasıl bir umut kaynağı olabileceğini bir kez daha gösterdi.

Almanya Ulusal Vakfı (Deutsche Nationalstiftung) tarafından 1997’den bu yana verilen, 50 bin Euro tutarındaki ödül, demokratik topluma katkı sunan kişi ve kurumlara veriliyor. Aynı törende ayrıca gençler arasında toplumsal dayanışmayı teşvik eden kurumlara verilen teşvik ödülü de veriliyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Türeci Ve Şahin, Kanser İlacı İçin Tarih Verdiler: 2026

Prof. Dr. Uğur Şahin, büyük bilgi devrimi yaşıyoruz” diyerek, “Araştırmalarımızı dijital teknolojiler ve yapay zeka tarafından yönlendirerek, her zamankinden daha hızlı ilerleyebiliyoruz. Bugün tıp alanında da her şey eskisinden çok çok daha hızlı gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.

Son yıllarda kanserle mücadele konusunda çığır açan yeni bulgulara ulaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Özlem Türeci, “Biontech olarak bir dizi programla büyük bir ilerleme kaydettik” dedi.

Dünyanın ilk Covid-19 aşısını geliştiren Alman biyoteknoloji firması BioNTech’in kurucu ortakları Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin, uzun süredir çalıştıkları kanser ilacı için tarih verdiler. Haftalık “Focus” dergisine konuşan iki bilim insanı, ilk kanser aşılarının 2026 yılına kadar ruhsat alıp piyasaya çıkacağına inandıklarını açıkladılar.

VOA Türkçe’den Cem Dalaman’ın aktardığına göre; Onlarca yıldır yaptıkları kanser araştırmalarının meyvelerini alma sürecine girdiklerini belirten Prof. Şahin, “Nihayetinde verilere dayanarak ruhsatlandırma konusunda kararı yetkili kurumlar verecek. Şu anda bir akciğer kanseri türüne karşı bir antikorumuz ve metastaz yapmış meme kanserine karşı bir antikor ilaç konjugat adayımız – kısaca ADC – onay için uygun bir duruma gelecek. Ayrıca bu yıl sonuna kadar, faz 2 veya faz 3 denemelerini sonlandırarak, tescil potansiyeli olan on aşı adayına sahip olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Cilt, bağırsak, rahim, prostat ve akciğer kanseri gibi toplam 30 kanser türüne karşı klinik araştırmasının sürdüğünü, ilk ve ikinci deneylerde büyük bir başarı sağlandığını, artık aşı geliştirme sürecinde olduklarını belirten Şahin, “2030 yılına kadar geniş bir kanser tedavisi portföyüne sahip olmak istiyoruz. Prensip olarak, yakın bir gelecekte birçok kanser türünün daha erken tanınmaması ve daha tedavi edilebilir olmaması için hiçbir neden göremiyorum” dedi.

“Tıbbın uzun vadede kanseri kontrol altına alma ya da iyileştirme yolunda ilerlediğine inanıyorum” diyen Prof. Şahin, büyük bilgi devrimi yaşıyoruz” diyerek, “Araştırmalarımızı dijital teknolojiler ve yapay zeka tarafından yönlendirerek, her zamankinden daha hızlı ilerleyebiliyoruz. Bugün tıp alanında da her şey eskisinden çok çok daha hızlı gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.

“Kemoya ihtiyaç kalmayabilir”

Son yıllarda kanserle mücadele konusunda çığır açan yeni bulgulara ulaşıldığını söyleyen Prof. Özlem Türeci, “Biontech olarak bir dizi programla büyük bir ilerleme kaydettik. Kanserin tedavisine yönelik çalışan diğer şirketlerin nerede durduğunu yargılamak istemiyorum. Genel olarak sektör için söyleyebileceğim, melanom tedavisinde yıllardır önemli ilerlemeler kaydedildi. Diğer birçok endikasyonda da tıbbi açından büyük bir potansiyel görüyoruz” şeklinde konuştu.

Her hastanın kanser hücresinin farklı olduğunu ve bireyselleştirilmiş kanser tedavisine öncelik verdiklerini anlatan Türeci, ilerleyen yıllarda kemoterapiye ihtiyaç kalmayabileceğini belirtti.

“Vücudun kendi savunma sisteminin kanserle savaşabilmesi için çalışıyoruz. Bu sayede tüm vücudu zehirleyen kemoterapiye artık ihtiyaç kalmayacak” diyen bilim insanı, “Kemoterapiler, büyük veya yaygın tümörleri tedavi etmek için kullanılabilen çok güçlü bir yöntem. Ancak bizim üzerinde çalıştığımız, antikorları kanserden etkilenen bölgelere hedeflerken sağlıklı dokuyu mümkün olduğunca koruyarak kullanılabilmek.

Bu gelecekteki hassas tedaviler için çok önemli bir yaklaşım olacak. Antikor ilaç konjugatları, yani ADC’leri Korona tedavisinde de kullandığımız mRNA‘nın tamamlayıcısı olarak görüyoruz. ADC’ler daha büyük tümör kitlelerini parçalayabilecek, aşılar da kalan kanser hücrelerini ortadan kaldırabilecek” ifadesini kullandı.

Paylaşın

Özlem Türeci ‘En Güçlü 100 Kadın’ Listesinde

Ekonomi dergisi Forbes’un Dünya’nın En Güçlü Kadınları Listesi’nde bu yıl, alanlarında en fazla yükselen 21 kadın ilk defa yer aldı. Listeye girenler arasında ilk Corona virüsü aşısını geliştiren BioNTech firmasının kurucularından Özlem Türeci de var. Türeci, En Güçlü 100 Kadın listesinde 48’inci sırada.

Merkezi ABD olan dünyaca ünlü ekonomi dergisi Forbes’un Dünyanın En Güçlü Kadınları 2021 Listesi’ne 14 farklı ülkenin bilim, siyaset ve iş dünyası gibi çeşitli alanlarında yükselen isimler girdi.

Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli Özlem Türeci, eşi Uğur Şahin ile birlikte kurdukları BioNTech’in aynı zamanda baş tıbbi sorumlusu. BioNTech’in ABD firması Pfizer ile ortak geliştirdiği elçi RNA aşısı, dünyada ilk resmi onayı alan Corona aşısı olmuştu. Türeci şu an elçi RNA’ya dayalı tedavilerin başta kanser olmak üzere diğer hastalıklara karşı da kullanılmasına yönelik araştırmalarını hızlandırmış durumda.

Almanya’da doğan Türeci’nin Türkiye’den Almanya’ya göç eden annesi biyolog, babası ise cerrahtı. Kanser ve immünoloji alanlarında uzman olan araştırmacı Türeci, BioNTech’in kurulmasından önce eşi Şahin ve ortakları Christoph Huber ile birlikte Ganymed Pharmaceuticals adlı ilaç firmasını kurmuştu.

Türeci, Almanya’daki Kanser İmmünoterapi Derneği’nin (CIMT) başkanı olarak da görev yapıyor.

Türeci’nin 48’inci sırada yer aldığı listenin başında, MacKenzie Scott yer alıyor. Yazar olan Scott, yüzlerce sivil toplum kuruluşuna yaptığı bağışlarla dikkat çekiyor. Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un eski eşi milyarder girişimci Scott, boşanmasının ardından yaptığı bir açıklamada, yaşamı boyunca, varlığının yarısını bağışlama vaadinde bulundu.

Listede Scott’ı, ABD’nin hem ilk kadın hem de ilk siyah Başkan Yardımcısı Kamala Harris takip ediyor.

Avrupa Merkez Bankası’nın ilk kadın lideri Christine Lagarde listede 3’üncü, ABD’li otomotiv firması General Motors’un CEO’su Marry Bara 4’üncü, Bill-Melinda Gates Vakfı’nın eş kurucusu, milyarder Bill Gates’in eski eşi Melinda Gates 5’inci sırada.

Listenin oluşturulmasında, sadece mali durumuna ve makamına değil, kişinin malvarlığını ve etki gücünü toplumsal platformlarda nasıl değerlendirdiğine bakılıyor.

Listeye son sıradan giriş yapan isimse eski Facebook çalışanı Frances Haugen. Firmadan sızdırdığı belgelerle dünyada yankı uyandıran Haugen, Facebook’un yanlış bilgileri ele alış biçimi hakkında tartışmaları körükledi ve dünyanın dört bir yanındaki siyasetçileri, sosyal medya devinin daha ayrıntılı bir şekilde denetlenmesi için çağrıda bulunmaya teşvik etti.

(Kaynak: amerikanınsesi.com)

Paylaşın

Şahin Ve Türeci’den Omicron Varyantı Açıklaması: Paniğe Gerek Yok

Almanya’nın Mainz kentinde düzenlenen 25. Aydın Doğan Vakfı Ödül Töreni öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan BioNTech’in kurucularından Prof. Uğur Şahin ve Özlem Türeci, Koronavirüsün ‘Omicron’ varyantı nedeniyle paniğe gerek olmadığını söylediler. 

Omicron varyantı hakkında iki hafta sonra genel verileri topladıktan sonra kesin bir sonuca varabileceklerine dikkati çeken Uğur Şahin, “Yeni Omicron varyant nedeniyle herhangi bir korku duymaya gerek yok. Paniğe gerek yok. Varyantın çok farklı mutasyonları olduğunu biliyoruz. Aşının bu varyanta daha az etki sağladığını ama ağır hastalıktan da koruduğunu biliyoruz” şeklinde konuştu.

Aşının iki düzeyde koruma sağladığını ifade eden Şahin, ilkinin antikor ikincisinin de t-hücreleri denilen bağışıklık hücreleri olduğunu belirterek, “Aşı, ağır hastalık seyrine karşı koruma sağlıyor. Ağır hastalık seyrine de koruma sağladığı için bir güven sağlıyor. Üçüncü doz aşı olduktan sonra oldukça iyi bir korumanın sağlandığına eminiz” diye konuştu.

3. doz yüzde 97 koruma sağlıyor

Almanya’da aşı olmayanların oranının yetişkinler arasında yüzde 15-20 arasında seyrediyor olmasından dolayı salgının üstesinden gelinemediğini anlatan Uğur Şahin, şunları söyledi:

Bulaşma oranı ve hastalık vaka sayısı, aşı olmayanlar arasında artış gösterdi.Vaka sayıları aşı olmayanlar arasında aşı olanlara kıyaslandığında 8 kat daha fazla. Aşı oranıyla kıyaslandığında yoğun bakıma alınma oranı da 8 kat daha fazla. Hatırlatma dozu gerekli. Özelikle belli bir yaş grubu için. Genel olarak nüfusun tamamı için 3. dozun gerekli olduğunu söylüyoruz. 20 kat daha koruma sağlıyor. Üçüncü doz ile yüzde 97 koruma sağlanıyor. Omicron’dan bağımsız olarak üçüncü dozu en kısa zamanda olmayı tavsiye ediyoruz.

Aşının yan etkisi olup olmadığı sorusunu da cevaplayan Şahin, yapılan araştırmalara göre yan etki görülmediğine dikkati çekerek, “Kanser hastalarında gördüğümüz Mrna bazlı aşılar tekrar edilerek veriliyor. Bunda herhangi bir olumsuz yan etki olmadığını görüyoruz. Düzinelerce kanser hastasına bunu uyguladık. Yaptığımız araştırmalar süresince yan etki elde edilmiş değildir” dedi.

Aşı konusunda tereddüt edenlerin ikna edilmesi gerektiğinin altını çizen Şahin şunları söyledi: En başarılı aşılardan birisi. 3 milyar kişiye yapılmış olacak. 150 ülkede yapılan bir aşı. Almanya’da daha yaşlı olan kesimin yüzde 80’i olmuş. Tereddüt edenleri ikna etmek gerekiyor. Aşının insanlara yardım ettiğini görmek mutluluk verici. Her aşı olan ile birlikte mutluluğumuz artıyor.

Aşı konusundaki komplo teorilerini bildiğini anlatan Şahin, bunların başka bir bilim dalının konusu olduğunu belirterek, “İnsanların soruları ve şüpheleri olabiliyor. Bu nedenle daha çok eğitim ve bilgi verilmesi gerekiyor. Yalan haberler, komplo teorileri ve yanlış anlamalara karşı toplumsal bir görev olarak medyanın bu doğrultuda çalışması gerekiyor. Eğitim verilmesi için yeni yolların, farklı kavramlar ve ifadelerin kullanılması gerekiyor” diye konuştu.

Sırada kanser araştırmaları

Özlem Türeci de 2012 yılından bu yana mRNA aşısı üzerinde çalıştıklarına işaret ederek şunları söyledi: 2020 yılında pandemiyle beraber bunun aşıya dönüşmesi söz konusu oldu. Daha önce yüzlerce bireyde denediğimiz tecrübelerimizi pandemiye yansıtma olayı oldukça kolay oldu. Kanserde elde ettiğimiz bilgiyi olduğu gibi pandemiye odakladık. Şimdi Covid-19’da edindiğimiz bilgileri kanserle ilgili araştırmalarımıza yansıtabileceğiz.

Özlem Türeci, bilim insanları açısından, gerçeğin öğrenildiği anın en mutlu an olduğunu vurgulayarak, “20 bin kişi üzerinde aşının denenmesi ve bunun sonucunda çıkan yüzde 95 oranında başarıya ulaştığınızı öğrendiğiniz an, gerçeği öğrendiğimiz andı ve bu en mutlu andı” diye konuştu.

Türeci, klasik aşıların yerini yeni teknoloji aşıların alıp almayacağı konusunda ise söz konusu geleneksel aşılar kendi amaçlarına göre iyi çalıştığında, yeni bir aşı bulundu, diye format değiştirmeye ihtiyaç duymadıklarını söyledi.

Özlem Türeci, mRNA teknolojisinin henüz aşı geliştirilmemiş alanlarda faydalı olacağını düşündüklerini ve malarya veya tüberküloz gibi alanlarda yeni bir platforma ihtiyaç olduğunu belirterek, “Aşının olmadığı, aşının yeterli koruma sağlamadığı alanlarda yeni format yeğlenecektir” dedi.

Bilinen belirtileri: Aşırı yorgunluk

Yeni omikron varyantıyla bağlantılı Covid semptomları, Güney Afrikalı bir doktor tarafından “son derece hafif” olarak tanımlandı.

Güney Afrika Tabipler Birliği başkanı Dr. Angelique Coetzee, Pazar günü BBC’ye, 18 Kasım civarında, “olağandışı semptomlar” ile başvuran hastaları görmeye başladığını söyledi.

“Aslında 33 yaşlarında olan bir erkek hastayla başladı … ve bana son birkaç gündür aşırı derecede yorgun olduğunu ve biraz baş ağrısıyla birlikte bu vücut ağrıları olduğunu söyledi” diye aktardı.

Hastanın boğaz ağrısı olmadığını, ancak daha çok “boğazı cızırtısı” olduğunu, ancak öksürük veya tat veya koku kaybı olmadığını söyledi.

Coetzee, erkek hastayı Covid için test ettiğini ve ailesi gibi onun da pozitif olduğunu söyledi ve ardından o gün delta varyantından farklı olan aynı tür semptomlarla başvuran daha fazla hasta gördüğünü söyledi.

30’dan fazla mutasyonu var

Varyant, Alfa ve Delta varyantları gibi Yunan kod adlarının modelini izleyerek Dünya Sağlık Örgütü tarafından Omicron olarak adlandırıldı.

Güney Afrika’daki Salgın Tepki ve Yenilik Merkezi’nin direktörü Prof Tulio de Oliveira, bir medya brifinginde Prof de Oliveira, yeni varyantta virüsün vücudumuzun hücrelerine açılan kapıyı açmak için kullandığı anahtar olan spike proteininde 30’dan fazla mutasyon olduğunu söyledi.

Bu mutasyon seviyesi uzmanlara göre büyük olasılıkla virüsü yenemeyen tek bir hastadan geldi.

(Kaynak: bianet.org)

Paylaşın