Depremlerden Etkilenen Kentlerde İşten Çıkarma Yasağı

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerden den etkilenen ve Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında bulunan kentlerde Kovid 19 salgını döneminde olduğu gibi işten çıkarma yasaklandı.

Deprem bölgelerinde kısa çalışma ödeneği üç aya kadar sürecek. Gerekirse bu süre Cumhurbaşkanı kararı ile uzatılabilecek.

Ayrıca deprem bölgesindeki işyerlerinde Sendika Kanunu kapsamındaki yetki tespiti, toplu sözleşmelerin yapılması, uyuşmazlıkların çözümü, grev ve lokavt süreleri de OHAL süresi boyunca uzatıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan “OHAL Kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Alanına İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” bugün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kararnameye göre depremden etkilenen ve OHAL kapsamında bulunan kentlerde pandemi döneminde olduğu gibi işten çıkarma yasaklandı.

Buna göre işveren İş Kanunu’ndaki ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına uymamak’, ‘işyerinin kapanması ve faaliyetinin sona ermesi’, ‘belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi’, ‘her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinin sona ermesi’ gibi sebepler dışında çalışanını işten çıkaramayacak.

Bu hükme aykırı hareket eden işveren veya işveren vekiline, sözleşmesi feshedilen her işçi için, fiilin işlendiği tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacak.

Kısa çalışma ödeneği

İşverenler de işyerlerinin ağır ya da orta hasarlı olduğunu belgelemeleri durumunda, ‘uygunluk tespiti’ beklenmeksizin kısa çalışma ödeneğinden yararlanacak.

Kısa çalışma veya işsizlik ödeneğinden yararlanmayan ve işsiz kalanlar için de OHAL süresini aşmamak kaydıyla İşsizlik Sigortası Fonu’ndan günlük 133,44 TL destek ödemesi yapılacak ve Genel Sağlık Sigortası kapsamında sayılacak.

Toplu sözleşme, grev ve lokavt süreleri de uzatıldı

Deprem bölgesindeki işyerlerinde Sendika Kanunu kapsamındaki yetki tespiti, toplu sözleşmelerin yapılması, uyuşmazlıkların çözümü, grev ve lokavt süreleri de OHAL süresi boyunca uzatıldı.

Paylaşın

10 İl İçin OHAL Kararı TBMM Genel Kurulu’nda Kabul Edildi

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerden etkilenen 10 il için 3 ay sürecek Olağanüstü Hal (OHAL) kararı, TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti, MHP ve BBP oylarıyla kabul edildi. 

Haber Merkezi / OHAL ile ilgili Genel Kurul’da CHP, HDP ve İYİ Parti ret oyu kullandı. Ayrıca muhalefetin “OHAL süresinin bir aya çekilmesi” önerisi ise Cumhur İttifakı’nın oylarıyla reddedildi.

OHAL Kararının görüşüldüğü Meclis Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay açıklama yaptı. Depremin büyüklüğü ve etki alanına dair bilgilendirme yapan Oktay çalışmalardaki son durumu da anlattı. Oktay OHAL ilanını da “Olağanüstü durumlar olağanüstü tedbirlerin alınmasını gerektirir” diyerek savundu, şunları söyledi:

“Olağanüstü bir yönetim düzeninin gerekli olduğu doğal afet, tehlikeli salgın hastalık ve kamu düzenini tehlike altına sokan yaygın şiddet vakaları gibi durumlarda başvurulan OHAL uygulamasında amaç; yaraların en hızlı şekilde sarılmasıdır. Acil ve hayati ihtiyaç malzemelerinin karşılanması, afet bölgesinde yıkılma riski olan binaların bulunduğu alanlara girişin sınırlandırılması, tehlike arz eden binaların yıkılması ve zaruri ihtiyaçların dağıtımının düzenlenmesi gibi zorunlu işler olağanüstü hal yönetimi ile kolaylıkla ve hızlıca sağlanabilecektir. Mülki idare amirleri, tedavi, kurtarma, yedirme, giydirme ve barındırma gibi işlerle bu gibi işlerin gerektirdiği acil satın almaları ve kiralamayı doğrudan yapabilecektir. Konaklama tesislerinin olağanüstü hal gereklerine göre kullanılabilmesi OHAL kapsamında mümkün olabilecektir.

OHAL kanunu ne getirecek?

Kanuna göre afet, salgın hastalık, yaygın şiddet hareketleri gibi durumlarda ilan edilen OHAL sürecinde vatandaşların, özel işletmelerin para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile ilgili yeni düzenlemeler yapmak, temel hak ve hürriyetleri sınırlandırmak mümkün.

OHAL Kanununa göre kamu kaynakları ile yardımlardan gerekli harcama sağlanamadığında bölgedeki kredi kuruluşlarının olanaklarından yararlanılır. OHAL ilan edilen bölgede kurum ve kişiler kendilerinden istenecek veya yükümlülük konulacak arazi, arsa, bina, tesis, araç, gereç, yiyecek, ilaç ve tıbbi malzeme ile giyecek ve diğer maddeleri vermek zorunda. Bunlar bölge sınırları içinde sağlanamadığı takdirde en yakın bölgelerden yükümlülük yolu ile sağlanır. Tabii afet ve tehlikeli salgın hastalıklar sebepleriyle olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde bulunan 18 – 60 yaşları arasındaki bütün vatandaşlar, olağanüstü hal sebebiyle kendilerine verilecek işleri yapmakla yükümlü olur.

OHAL ile alınabilecek tedbirler

OHAL Kanunu yöneticilere ayrıca şu tedbirleri alma imkanı sağlar:

-Bölgenin belirli yerlerinde yerleşimi yasaklamak, belirli yerleşim yerlerine girişi ve buralardan çıkışı sınırlamak, belli yerleşim yerlerini boşaltmak veya başka yerlere nakletmek,

-Resmi ve özel her derecedeki öğretim ve eğitim kurumlarında öğrenime ara vermek ve öğrenci yurtlarını süreli veya süresiz olarak kapatmak.

-Gazino, lokanta, birahane, meyhane, lokal, taverna, diskotek, bar, dansing, sinema, tiyatro ve benzeri eğlence yerleri, oyun salonları, otel, motel, kamping, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerini denetlemek ve bunların açılma ve kapanma zamanını tayin etmek, sınırlamak, gerektiğinde kapatmak ve bu yerleri olağanüstü halin icaplarına göre kullanmak.

-Bölgede olağanüstü hal hizmetlerinin yürütülmesi ile görevli personelin yıllık izinlerini sınırlamak veya kaldırmak.
-Bölge sınırları içerisindeki tüm haberleşme araç ve gereçlerinden yararlanmak ve gerektiğinde bu amaçla geçici olarak bunlara el koymak.

-Tehlike arz eden binaları yıkmak; sağlığı tehdit ettiği tespit olunan taşınır ve taşınmaz mallar ile sağlığa zararlı gıda maddelerini ve mahsullerini imha etmek.

-Gerekli görülen zaruri ihtiyaç maddelerinin dağıtımını düzenlemek.

-Halkın beslenmesi, ısınması, temizliği ve aydınlanması için gerekli gıda madde ve eşyalarla her türlü yakıtın, sağlığın korunmasında, tedavide ve tıpta kullanılan ilaç, kimyevi madde, alet ve diğer şeylerin, inşaat, sanayi, ulaşım ve tarımda kullanılan eşya ve maddelerin, kamu için gerekli diğer mal, eşya, araç, gereç ve her türlü maddelerin imali, satımı, dağıtımı, depolanması ve ticareti konularında gerekli tedbirleri almak, bu yerlere gerektiğinde el koymak, kontrol etmek ve bu malları satıştan kaçınan, saklayan, kaçıran, fazla fiyatla satan, imalatını durduran veya yavaşlatanlar hakkında fiilin işleniş şekli veya niteliği de nazara alınarak işyeri bulunduğu mahal için hayati önem taşımadığı takdirde işyerini kapatmak,

-Kara, deniz ve hava trafik düzenine ilişkin tedbirleri almak, ulaştırma araçlarının bölgeye giriş ve çıkışlarını kayıtlamak veya yasaklamak.

Yayınlara cezalar

-Olağanüstü hal ilan edilen yerlerde bölge valisi veya il valisi tarafından alınan tedbirlere aykırı hareket edenler, emirleri dinlemeyenler veya istekleri yerine getirmeyenler veya kimliklerine dair kasten gerçeğe aykırı bilgi verenler veya bilgi vermekten çekinenler, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca üç aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.

-Özel maksatla kamunun telaş ve heyecanını doğuracak şekilde asılsız, mübalağalı havadis ve haber yayan veya nakledenler, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca üç aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Eğer fiil, fail tarafından bir yabancı ile anlaşma sonucu işlenmiş ise hapis cezası bir yıldan ve ağır para cezası otuz bin liradan aşağı olamaz. Bu suçlar basın ve yayın organları vasıtasıyla işlenirse fail ve mesulleri hakkında verilecek cezalar bir misli artırılır.

-Devlet Memurları Kanunu kapsamına giren bütün personele OHAL kanunu uyarınca verilen görevleri yapmamaları veya savsaklamaları veya alınan tedbirlere uymamaları halinde, tabi oldukları disiplin mevzuatında bu fiillerin disiplin cezasını gerektirip gerektirmediğine bakılmaksızın, durumun ağırlığını dikkate alarak uyarma, kınama ve aylıktan kesme disiplin cezalarını doğrudan doğruya vermeye ve uygulamaya yetkilidirler.

Paylaşın

Peru’da 30 Gün “Olağanüstü Hal” İlan Edildi

Peru hükümet, Lima ve çevre iller Cusco, Callao ve Puno da 30 günlüğüne Olağanüstü Hal (OHAL) ilan ettiğini açıkladı. Peru Silahlı Kuvvetlerinin de protestoların şiddeti ve durumuna göre, polise destek için meydanlara inebileceği değerlendiriliyor.

Göstericiler, Pedro Castillo’nun görevinden azledilmesinin ardından göreve getirilen Cumhurbaşkanı Dina Boluarte’nin istifasını, erken seçime gidilmesini ve Kongre’nin kapatılmasını talep ediyor.

Güney Amerika ülkesi Peru’da Cumhurbaşkanı Pedro Castillo’nun görevinden azledilip hapishaneye gönderilmesinin ardından başlayan protestolar başkent Lima da dahil pek çok şehirde devam ediyor.

Protestolar ve protestoculara yönelik polis ve asker şiddeti devam ederken, Peru hükümet, Lima ve çevre iller Cusco, Callao ve Puno da 30 günlüğüne olağanüstü hâl (OHAL) ilan ettiğini açıkladı.

Resmi Gazete’de dün (14 Ocak) yayınlanan ve güvenlik güçlerine olağanüstü yetkiler veren karar kapsamında ülke içerisinde toplanma, kişi hürriyeti ve anayasal konut dokunulmazlığı askıya alınıyor.

Peru Silahlı Kuvvetlerinin de protestoların şiddeti ve durumuna göre, polise destek için meydanlara inebileceği değerlendiriliyor.

Göstericiler, Pedro Castillo’nun görevinden azledilmesinin ardından göreve getirilen Cumhurbaşkanı Dina Boluarte’nin istifasını, erken seçime gidilmesini ve Kongre’nin kapatılmasını talep ediyor.

Cumhurbaşkanı Boluarte, 13 Ocak akşamı devlet televizyonunda bir açıklama yaparak istifa etmeyeceğini duyurmuştu. İstifa çağrılarını “şiddet uygulayan, radikal hiziplerden gelen bazı sesler” olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı, “İstifa etmeyeceğim. Peru’ya bağlıyım” demişti.

Peru basınına göre, hükümet karşıtı gösterilerde 11 Aralık 2022’den bu yana 48 kişi hayatını kaybetti, yaralı sayısı ise 700’ü geçti.

Hükümet ise eylemlerde 42 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Ne olmuştu?

Peru Cumhurbaşkanı Pedro Castillo, hükümeti devirmekle suçladığı Kongre tarafından “kalıcı ahlaki yetersizlik” suçlamasıyla görevinden azledildi.

Castillo’nun görevinden alınması yönündeki karar, 7 Aralık’taki genel kurul toplantısında altı aleyhte, 10 çekimser oya karşı 101 lehte oyla alındı.

Kongrede Castillo’nun görevden azledilmesi kararına gerekçe olarak “kamu fonksiyonlarını gasp etmeye, devlet yetkilerinin işleyişini engellemeye ve siyasi anayasa tarafından kurulan düzeni ihlal etmeye çalışmak” gösterildi.

Pedro Castillo, Kongreyi feshetme ve ulusal acil durum hükümeti kurma kararının ardından polis tarafından gözaltına alındı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Boluarte, Castillo’nun görevinden alınmasının ardından ülkenin yeni cumhurbaşkanı olarak 8 Aralık’ta yemin etti.

Castillo’nun 7 Aralık’ta azledilmesinin ardından göreve gelen Dina Boluarte, 11 Aralık’ta yaptığı açıklamada, “ülke için sağlıklı olmayan siyasi bir çatışma olduğunu” söylemiş, erken seçim önerisinde bulundu:

“Birkaç gün içinde Kongreye erken seçim önerisini getireceğim, cumhurbaşkanı olarak görevim çoğunluğun iradesine uymaktır.”

Boluarte’nin seçimlerin 2026 yerine Aralık 2023’te yapılması önerisi Kongre’de yapılan oylamada reddedildi.

Eski Cumhurbaşkanı Pedro Castillo, 18 ay süreyle “önleyici” bir tedbir olarak tutuklu yargılanıyor.

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi’nden Kritik “Olağanüstü Hal” İptalleri

Anayasa Mahkemesi (AYM), Olağanüstü Hal’i (OHAL) kalıcı hâle getireceği savunulan 2018’de çıkan torba kanundaki birçok düzenlemeyi iptal etti. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL uygulaması, 19 Temmuz 2018 tarihinde fiilen sona ermişti.

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, AYM, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sonrası güvenlik alanında yeni düzenlemeler getiren ve OHAL tedbirlerinin devamını sağlayan torba kanunun kritik birçok maddesini iptal etti. Bu kapsamda kamu görevinden ihraç edilen öğretim üyelerinin, göreve iadesi durumunda İstanbul, Ankara ve İzmir illeri dışına atanması hükmü anayasaya aykırı bulundu.

Yine Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Emniyet Genel Müdürlüğü ve Dışişleri Bakanlığı kadrolarından ihraç edilenlerin göreve iade edilmeleri durumunda Araştırma Merkezi’nde istihdam edilmeleri de iptal edildi. Emekli asker ve polis şeflerinin rütbelerinin sökülmesi uygulaması da AYM’den döndü.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL uygulaması, 19 Temmuz 2018 tarihinde fiilen sona ermişti. Ancak iktidar, 25 Temmuz 2018 tarihinde TBMM’den 7145 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’u geçirmişti. Bu kanunda, özellikle OHAL dönemindeki uygulamaların devamını sağlayacak maddeler eklenmişti. CHP de kanunun bazı maddelerinin iptali istemiyle dava açmıştı.

Askeri bölgede önleme araması iptal

Davayı 30 Haziran 2022 tarihinde görüşen AYM, buna ilişkin iptal kararlarını bugünkü Resmi Gazete’de yayımladı. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği’nin 56/A maddesinde askeri birlik komutanı ve askeri kurum amirine askeri mahalde verilen ve sulh ceza hâkimi olmadan önleme araması yapma yetkisini iptal etti.

İptal edilen hükümde, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacına bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde askeri birlik komutanının veya askeri kurum amirinin ya da hukuk hizmetleri başkanı veya birim amirinin yazılı emri üzerine, askeri mahallerde özel kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla kişilerin üstü, araçları, özel kâğıtları ve eşyası aranabiliyor, suç delilleri koruma altına alınabiliyordu. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarına benzer şekilde verilen yetki de iptal edildi.

Yine Anayasa Mahkemesi, askeri mahallere girmek veya çıkmak isteyenlerin üstlerinin duyarlı kapıdan kapının ikaz vermesi halinde “gerektiğinde el ile” kontrol edilebileceği hükmünü de anayasaya aykırı buldu ve iptal kararı verdi. Mahkeme, şüphe halinde veya teknik cihazların bulunmadığı yerlerde, herhangi bir emir veya karar olmasına bakılmaksızın araçların da aranamayacağına hükmetti.

Valiye özel yetki iptal edilmedi

Anayasa Mahkemesi, İl İdaresi Kanunu’nda valiye verilen “…belirli yerlere girişi ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınırlayabilir; belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini düzenleyebilir veya kısıtlayabilir” şeklinde yetkinin iptali talebini ise reddetti. Karara, AYM Başkanı Zühtü Arslan, Hasan Tahsin Gökcan, Engin Yıldırım, Emin Kuz, Yusuf Şevki Hakyemez ve Kenan Yaşar muhalefet etti.

Gösteri yürüyüşünü sınırlandıran madde iptal

Anayasa Mahkemesi, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda “toplantı ve gösteri yürüyüşü zamanı”nı düzenleyen 7’nci maddesine eklenen ikinci fıkrayı da iptal etti. İptal edilen düzenleme şöyle:

“Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler gece vaktinin başlamasıyla dağılacak şekilde, kapalı yerlerdeki toplantılar ise saat 24:00’e kadar yapılabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşünün gece vaktinin başlamasından sonra devam edeceği hususu, geçerli neden gösterilerek bildirilmiş ise vatandaşların huzur ve sükûnet içinde istirahatini aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmamak ve kamu düzeni ve genel asayişin bozulmasına neden olmamak şartıyla, açık yerlerde yapılan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin dağılma saati mahallin en büyük mülki amirinin kararıyla en geç saat 24:00’e kadar uzatılabilir.”

Kararda, toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılacağı yer ve güzergâh belirlenirken vatandaşların günlük yaşamının aşırı ve katlanılmaz derecede zorlaştırılmaması ölçütüyle kamu düzeni ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacına ulaşma bakımından toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkında getirilen sınırlamada çatışan haklar arasındaki makul dengenin sağlanmadığı belirtildi.

MİT’e bilgi edinme yolu açıldı

Mahkeme, MİT’in 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışında olduğuna ilişkin düzenlemeyi de iptal etti. Kararda, bu yasağın vatandaşların Anayasa’da güvence altına alınan bilgi edinme hakkını kullanma imkânının tamamen ortadan kaldırdığı belirtildi.

Seferberlik ve savaş durumundaki yargılamalar

Anayasa Mahkemesi, Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu’nun 17’nci maddesinde “Seferberlik ve savaş hallerinde ilgili komutanlıklara tanınan adli yetkiler”in de tümünü iptal etti. Bu madde, seferberlik bölgesinde Türk Ceza Kanunu’nda suç örgütü gibi çeşitli suçları işleyenlerin, bölgede yetkili kılınan komutan tarafından gerekli görüldüğü takdirde, askeri mahkemelerde yargılanmasını düzenliyordu.

Bu yasa kapsamında yetkili komutanın kovuşturma yapması için Cumhurbaşkanı ve bakanlar hakkında Cumhurbaşkanı, milletvekilleri hakkında TBMM Başkanı, general ve amiraller hakkında Genelkurmay Başkanı, bakan yardımcıları hakkında ilgili bakan, valiler hakkında İçişleri Bakanı’nın izin vermesi gerekiyordu.

Kararın iptal gerekçesinde, düzenlemenin seferberlik ve savaş hallerinde asker-sivil ayrımı yapmadan herkesin askeri mahkemede yargılanmasına neden olacağı, oysa bu mahkemelerin yalnızca askerlerin görevleriyle ilgili suçlara bakabileceği belirtildi.

İptal edilen OHAL düzenlemeleri

Bir diğer iptal edilen hüküm, Terörle Mücadele Kanunu’nda Milli Güvenlik Kurulunca (MGK) devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti ve iltisakı yahut bunlarla irtibatı nedeniyle kamu görevinden çıkarılanların silah ruhsatının iptal edileceğine yönelik düzenlemede oldu. Bu düzenlemedeki “Milli Güvenlik Kurulunca” ve “üyeliği, mensubiyeti ve” ibaresi anayasaya aykırı bulundu. Kararda, MGK’nın milli güvenliğe karşı faaliyette bulunan yapılara üyeliğe ve mensubiyetine karar veremeyeceği belirtildi. Bu madde kapsamında ruhsatları iptal edilenlerin silahları idareye teslim edeceğine yönelik hüküm de iptal edildi.

Dosya üzerinden tutukluluk incelemesi iptal edildi

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen tutukluluğa itiraz ve tahliye taleplerinin 30 günde bir dosya üzerinden karara bağlanabileceğini düzenleyen kanun hükmü iptal edildi. Kararın gerekçesinde, bu düzenlemenin şüphelilerin ancak 90 günde bir hâkim önünde tutukluluk incelemesi yapılması sonucu doğurduğu belirtilerek, bunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkında ölçüsüz bir sınırlama getirdiği vurgulandı.

Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlenen suçlardan uygulanan 4 günlük gözaltı süresinin iptali talebi ise reddedildi.

Akademisyenlere ‘sürgün’ yolu AYM’den döndü

Mahkeme, kamu görevine iade edilen öğretim elemanlarının daha önce çalıştıkları yerde istihdam edilmelerini engelleyen madde ile iade kararına rağmen göreve başlayamayanların mali haklarının düşmesini öngören ve dava açma imkânın ortadan kaldıran düzenlemelerin iptaline karar verdi. İptal edilen düzenlemede, görevine iade edilen öğretim elamanları Ankara, İstanbul, İzmir illeri dışında ve 2006 yılından sonra kurulan yükseköğretim kurumlarına öncelik verilmek kaydıyla atanıyordu.

TSK, Emniyet ve Dışişleri’nde kızağa çekme maddesi

Öte yandan Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve Dışişleri’nde çalışanlar, göreve iade edildiklerinde eski görev yerlerine değil bu kurumlarda kurulan Araştırma Merkezleri’nde istihdam ediliyordu. AYM, bu düzenlemeyi anayasaya aykırı buldu. Kararda, kamu görevinden çıkarma tedbirinin tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması gerektiği halde, kişilerin kazanılmış haklarının göz ardı edilerek farklı bir statüde atanmaları yapıldığı, bu konuda bakanlara geniş yetki tanınmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği vurgulandı.

Pasaport iptalleri

Meslekten çıkarılan kamu görevlileri ile haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenler ve bunların eşlerinin pasaportlarının iptaline imkân tanıyan düzenlemenin iptaline karar verildi. Kararda, idareye tanınan yetkinin kapsam ve sınırlarının belirsiz olduğu, yurt dışına çıkma özgürlüğüne getirilen sınırlamada kanunilik şartının sağlanmadığı ifade edildi.

Emeklilere rütbe sökme

Mahkeme; TSK, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden farklı nedenlerle ayrılan kişilerin daha sonra milli güvenliğe aykırı faaliyette bulunduğu iddiasıyla rütbelerinin sökülmesine yönelik yasa maddesini iptal etti. İptal kararının gerekçesinde, bu kişiler hakkındaki suçlamalara cevap verme ve delillerini sunma imkânı tanınan bir soruşturma yürütülmeden bu kararın verilmesi ölçülü bulunmadı.

Diğer yandan Anayasa Mahkemesi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) kayyumluk yetkisi veren düzenlemenin üç yıl daha uzatılmasını anayasaya aykırı bulmadı.

Paylaşın