Depremin Vurduğu 10 İlde OHAL İlan Edilmesi Ne Anlama Geliyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin vurduğu Adıyaman, Kilis, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana’da üç ay süreyle olağanüstü hal ilan (OHAL) edildiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem yaşanan 10 ilimizi kapsayan ve 3 ay sürecek OHAL kararıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı ve Meclis süreçlerini hızla tamamlayacağız” dedi.

Erdoğan’ın da açıklamasında değindiği Anayasa’nın 119’uncu maddesi, belli şartlar altında Cumhurbaşkanı’na OHAL ilan etme yetkisi veriyor.

Anayasa’nın 119’uncu maddesinde bu şartlar arasında savaş, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketleri, salgın hastalık ve ağır ekonomik bunalımın yanı sıra “tabii afet” de sıralanıyor.

Anayasa’ya göre, OHAL ülkenin tamamında veya bir bölgesinde ilan edilebiliyor ve en fazla altı sürebiliyor.

OHAL ilanı kararın verildiği gün Resmi Gazete’de yayımlanıp, onay için aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderiliyor. TBMM, gerekli görmesi halinde süreyi kısaltıp uzatabiliyor ya da OHAL’i kaldırabiliyor.

OHAL ilanı hangi yetkileri veriyor?

Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin ardından arama-kurtarma ve yardım faaliyetlerinin daha hızlı bir şekilde koordine edilebilmesi için bir süredir OHAL ilan edilmesi çağrıları yapılıyordu.

OHAL ilanı, olağanüstü durumlarda yardım faaliyetlerinin hızlandırılması ve hayatın normal akışına dönülmesini sağlayacak adımların daha hızlı bir şekilde atılması için idareye istisnai yetkiler kullanma hakkı tanıyor.

Afet durumlarında alınacak tedbirler ve OHAL’in uygulamasına ilişkin detaylar ise kanunlarla düzenlenmiş durumda.

OHAL Kanunu’nun 5’inci maddesine göre, doğal afet nedeniyle OHAL ilan edilmesi durumda, “felâkete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafisi için ihtiyaç duyulan ve hemen sağlanamayan para ve her türlü taşınır ve taşınmaz mallar ve yapılması gereken işler; para, mal ve çalışma yükümlülüğü yoluyla” sağlanması öngörülüyor. Bu yükümlülüklerin detayları da yine aynı kanunda düzenleniyor.

OHAL Kanunu’nda kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra özel ve tüzel kişilerin de arazi, arsa, bina, araç, gereç, yiyecek, ilaç ve tıbbi malzeme gibi kendilerinden talep edilen her türlü maddeyi vermek zorunda olduğu belirtiliyor.

OHAL’in yardım çalışmalarına etkisi ne?

OHAL, ilan edildiği bölgelerde valilere çevre illerden ve ordudan yardım isteme yetkisi de tanıyor.

Kanunun 20’nci maddesinde, “Bölgelerinde… olağanüstü hal ilan edilen bölge valileri, kendi mülki idare bölümlerindeki ‘Acil Kurtarma ve Yardım Örgütlerinin’ ihtiyacı karşılamayacağının anlaşılması üzerine, çevredeki bölge valiliklerine başvururlar. Bölge valileri, ani ve olağanüstü olaylarla karşılaşmaları veya yakın bölge valiliklerinin göndereceği yardım gelinceye kadar, bölgedeki en büyük askeri komutanlıktan yardım isteyebilir” ifadeleri yer alıyor.

OHAL Kanunu’nun getirdiği bir başka düzenleme de OHAL Koordinasyon Kurulu’nun kurulması. Doğal afet durumlarında ilan edilen OHAL’de Koordinasyon Kurulu da farklı bölgelerdeki yardımların düzenlenmesi ve arama-kurtarma çalışmalarının koordinasyonunun sağlanmasından sorumlu oluyor.

Türkiye’de daha önce yaşanan depremlerin ardından özellikle sosyal medyada sarsıntının büyüklüğünün 7’nin üzerinde olması halinde OHAL ilan edilmesinin zorunlu olduğu yönünde iddialar sıkça dolaşıma girmişti.

Ancak, Anayasa ve başta OHAL Kanunu olmak üzere ilgili yasal düzenlemelerde böyle bir şart ve zorunluluk yer almıyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Deprem Neden Bu Kadar Yıkıcıydı; Sismologlar Nasıl Yorumluyor?

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, ilk deprem saat 4.17’de, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde, 7 km derinlikte gerçekleşti. İlk depremden on bir dakika sonra bölge 6,7 büyüklüğünde bir artçı şokla sarsıldı.

Saatler sonra Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 7.5 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde meydana gelen deprem, Suriye dahil, hat boyunca en az 10 ilde yıkıma yol açtı.

Sismologlara göre Doğu Anadolu Fay hattı 20. yüzyıl boyunca çok az sayıda büyük denilebilecek sismik aktivite gösterdi. İngiliz Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nda araştırma görevlisi olan Roger Musson, “Sadece sismometreler tarafından kaydedilen (büyük) depremlere bakacak olursak, neredeyse boş görünecektir” dedi.

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’na göre 1970’ten bu yana bölgede Richter Ölçeği’ne göre 6.0’ın üzerinde sadece üç deprem kaydedildi.

Ancak 1822’de 7.0 şiddetindeki bir depremin bölgeyi vurduğu ve yaklaşık 20 bin kişinin ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor.

Kahramanmaraş depremi neden bu kadar şiddetliydi?

Ölçümlere göre dünya genelinde bir yıl içinde 7.0 büyüklüğün üzerinde ortalama 20’den daha az deprem meydana geliyor; bu da Türkiye’deki depremin oldukça şiddetli sarsıntılar arasında yer aldığını gösteriyor.

University College London Risk ve Afet Azaltma Enstitüsü Başkanı Joanna Faure Walker’a göre, 2016 yılında İtalya’nın merkezini vuran ve yaklaşık 300 kişinin ölümüne neden olan 6.2 büyüklüğündeki depremle karşılaştırıldığında, Türkiye depremi 250 kat daha fazla enerji açığa çıkardı.

Bilim insanlarına göre 2013-2022 yılları arasında meydana gelen en ölümcül depremlerden sadece ikisi Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan depremle aynı büyüklükteydi

Sismologlar Doğu Anadolu Fay hattını bir “çarpma-kayma” fay hattı olarak tanımlıyor.

Reuters’a göre bu tür fay hatlarında, katı kaya plakaları dikey bir fay hattı boyunca birbirlerine doğru itilir ve sonunda biri yatay bir hareketle kayarak bir depremi tetikleyebilecek muazzam miktarda enerjiyi serbest bırakana kadar stres oluşturur.

Kaliforniya’daki San Andreas Fayı ‘dünyanın en meşhur çarpma-kayma fay hattı’ olarak nitelendiriliyor ve bilim insanları bu bölgede de yıkıcı bir depremin “çok gecikmiş olduğu konusunda” uyarıda bulunuyor.

İngiliz gezegen yerbilimci David Rothery, “Yer yüzeyine yakın bir sarsıntı, kaynağında aynı büyüklükte olan daha derin bir depremden daha şiddetli olur” diyor.

Artçı depremler bekleniyor mu?

İlk depremden on bir dakika sonra bölge 6,7 büyüklüğünde bir artçı şokla sarsıldı. Saatler sonra 7.5 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi.

Euronews Türkçe’ye konuşan Fırat Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Feyzi Bingöl, Kahramanmaraş’taki depremlerin 2020’deki Elazığ’da yaşanan afetten sonra beklendiğini söyledi. Ancak Feyzi Bingöl, 9 saat sonra meydana gelen ikinci depremin ise bilim insanlarını şaşırttığını kaydetti.

İngiliz Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nda araştırma görevlisi olan Roger Musson, “Şu anda gördüğümüz şey, aktivitenin komşu faylara yayıldığıdır” diyor ve şu uyarıyı yapıyor: “Sismisitenin bir süre daha devam etmesini bekliyoruz.”

Sismologlara göre 1822’deki ölümcül depremin ardından artçı sarsıntılar bir sonraki yıl da devam etti.

Ölü sayısı ne olabilir?

Nüfusun yoğun olduğu bölgelerde meydana gelen benzer büyüklükteki depremler daha önce dünyanın farklı noktalarında binlerce insanın ölümüne neden oldu.

Örneğin Nepal’de 2015 yılında meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 9 bin kişi hayatını kaybetti.

İngiliz Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nda araştırma görevlisi olan Roger Musson, Türkiye’deki deprem için şu değerlendirmeyi yapıyor: Bu hiç de iyi olmayacak. Binlerce (yaşamını yitirenlerin sayısı) olacak, hatta onbinlerce de olabilir.

Paylaşın

Depremler Neden Bu Kadar Güçlüydü, Artçılar Ne Kadar Sürebilir?

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından ilk önce 7,4 ardından 7,7 olarak açıklanan Kahramanmaraşlı merkezli depremin Anadolu ve Arap yarımadasına uzanan 100 kilometreden uzun bir çatlağa yol açtığı için son yılların en geniş çaplı depremi olduğu belirtildi.

Depremde Arap platosu kuzeye doğru hareket ederek Anadolu platosuna baskı yaptı. Bu platolar arasındaki itme gücü ve baskı, geçmişte de çok ciddi sarsıntılara yol açmıştı.

13 Ağustos 1822’de aynı bölgede, aynı fay hattı üzerinde 7,4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Sadece Halep’te 7 bin kişi; toplamda yaklaşık 20 bin kişi hayatını kaybetmişti.

Dünya’nın kabuğu “plato” adı verilen iç içe geçmiş ama aslında birbirinden ayrı parçalardan oluşur. Bu platolar sıklıkla hareket etmeye çalışır ancak birbirine değen diğer parçaların baskısı sonucu bunu başaramaz.

Ancak bazen bu platolardan birinin üzerindeki baskı çok artar ve bu da enerji olarak yüzeye çıkar. Bu enerji yüzeyi hareket ettirir; yani deprem yaratır.

Depremler neden bu kadar güçlüydü?

Doğu Anadolu Fay hattı, “doğrultu atımlı” bir fay hattı. Bu tip fay hatlarında sert kaya blokları birbirlerine dikey bir hat üzerinde baskı uygular ve nihayetinde baskıya dayanamayan bir blok yatay olarak harekete geçer. Bu da öyle bir gerilim yaratır ki; deprem meydana gelir.

ABD’nin California eyaletindeki San Andreas fay hattı, dünyanın en bilinen doğrultu atımlı fay hatlarından biri. O kadar uzun süredir sakin ki; felaket yaratacak bir depremin çok yakın olabileceği tahmin ediliyor.

Kahramanmaraş depreminde ise bu kırılma, çok da derin olmayan bir yerde meydana geldi.

İngiltere’deki Open Üniversitesi’nden jeofizikçi David Rothery, “Aynı büyüklükteki bir deprem yüzeye ne kadar yakın olursa o kadar büyük etki yaratır” diyor.

Binaların yeterince dayanıklı olmaması da çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesinde etkili oldu.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye’yi sarsan 7.4 büyüklüğündeki depreme ilişkin, “Bugünkü depremin olduğu bölgede, 500 yıldır stres biriktiren fay parçaları kırıldı. Bu fayların deprem üretme aralığı da 400-500 yıl olduğundan bilimsel anlamda bu faylar üzerinde deprem bekleniyordu. Bugün meydana gelen deprem, Doğu Anadolu fayının güney kolları üzerinde, Malatya ile Hatay arasındaki fay parçalarının kırılması sonucu gerçekleşmiş olmalı” dedi.

Artçılar ne kadar sürebilir?

04.17’de meydana gelen ilk depremden sadece 11 dakika sonra, bölge 6,7 büyüklüğünde bir artçı şokla sarsıldı. Saatler sonra gelen 7,6 büyüklüğündeki ikinci depremin hemen ardından da 6 büyüklüğünde artçı sarsıntı meydana geldi.

İngiliz Jeoloji Araştırma merkezinden Roger Musson, “Bizim şu an gördüğümüz şey aktivitenin komşu faylara yayılması. Dolayısıyla bu hareketliliğin bir süre daha devam etmesini bekliyoruz” diyor.

1822’deki depremde, artçı şoklar bir yıl daha devam etmişti.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener de, “Bu coğrafyada 24 yıldır gördüğümüz en büyük depremle karşı karşıyayız. Sınırlarımızı aşıp Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti, Irak ve Suriye’de hissedildi, hatta bazı yerlerde can kaybına yol açtı. Şu anda kadar 100 tane artçı deprem meydana geldi. Bunların da yaklaşık 53 tanesi 4’ün üzerinde” dedi:

“İlerleyen zamanda küçük artçı depremler çözüldükçe sayılar artacaktır. 7 tanesi 5’in üzerinde oldu. Bir tanesi da ana artçı şoku olarak 6.6’lık bir depremiz var. Bu depremlerin yoğunluğunu azaltarak önümüzdeki günlerde devam edeceğini söyleyebiliriz. Bu depremler bir yıl kadar sürebilir.”

Dünyadaki diğer depremlerle kıyaslandığında ne durumda?

AFAD depremin merkezini Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde, Gaziantep’in 26 kilometre doğusundaki, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olarak açıkladı.

Ancak etki alanı bundan çok daha geniş oldu; deprem Kıbrıs, Lübnan, Irak, İran ve Suriye’de de hissedildi. Türkiye’nin kuzeyinde ve batısında da yer yer hissedildi.

20. yüzyıl boyunca Doğu Anadolu Fay hattı çok az sayıda büyük deprem üretti. ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin verilerine göre 1970’ten bu yana bölgede 6’dan büyük sadece üç deprem meydana geldi.

Dünya genelinde bir yıl içerisinde 7’nin üzerinde meydana gelen deprem sayısı 20’yi geçmiyor. Bu da Pazartesi arka arkaya meydana gelen 7’den büyük iki depremi bir hayli olağandışı kılıyor.

2016’da İtalya’da meydana gelen 6,2’lik depremde 300 kişinin öldüğü düşünüldüğünde, Londra College Üniversitesi Risk ve Felaket Önleme Enstitüsü’nden Joanna Faure Walker, Türkiye’de meydana gelen depremin 250 kat daha fazla enerji ortaya çıkardığını söylüyor:

“Son 10 yılda bu büyüklükte sadece iki deprem görüldü, bir önceki 10 yılda da bu şiddette dört deprem meydana gelmişti.”

Ve bu depremlerin ikisi aynı gün, Pazartesi günü aynı ilde yaşandı.

Bugüne kadar dünyada görülen en büyük depremler 2011’de Japonya’da meydana gelen ve ardından ciddi tsunami dalgaları yaratan 9 büyüklüğündeki deprem ile 1960’ta Şili’de meydana gelen 9,5 büyüklüğündeki depremdi.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Türkiye Genelinde Okullar 13 Şubat’a Kadar Tatil Edildi

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer “Tüm Türkiye’deki iklim şartlarını göz önüne alarak ve deprem bölgelerindeki çalışmaların çok daha suhuletli olması bağlamında, sadece deprem bölgesindeki iller değil çevresindeki illerin de suhuletli bir şekilde süreçleri yönetmesi için, bugünden itibaren tüm Türkiye’de tüm okullarımızı 13 Şubat’a kadar bir hafta tatil ediyoruz” dedi.

Haber Merkezi / Bakan Özer, Türkiye genelinde okulların 13 Şubat’a kadar bir hafta süreyle tatil edildiğini açıkladı.

Malatya Doğanşehir’de depremden etkilenen bölgelerde incelemelerde bulunan Özer, sadece deprem bölgesinde değil deprem çevresindeki illerde yaşayan vatandaşların da hayatlarını kolaylaştırmak için bu kararın alındığını söyledi.

Bakan Özer, okul binalarının depremden etkilenenlere yardım ve yemek sağlamak için yedi gün 24 saat boyunca açık tutulacağını da belirtti:

“Tüm Türkiye’de şu andaki iklim şartlarını göz önüne alarak ve deprem bölgelerindeki çalışmaların çok daha suhuletle olması bağlamında sadece deprem bölgesindeki illerde değil, çevresindeki illerin de suhuletli bir şekilde süreçleri yönetmesi için bugünden itibaren tüm Türkiye’de tüm okullarımızı 13 Şubat’a kadar bir hafta tatil ediyoruz.

Böylece millet olarak, devlet olarak hem süreçleri daha rahat bir şekilde yürütme hem de özellikle bu 10 ilde akrabaları olan diğer illerdeki vatandaşlarımızın erişimini kolaylaştırmak anlamında da bu kararı almış bulunuyoruz ama bu kararı alırken tüm illerimizdeki, özellikle 10 ilimizdeki okullarımızın tamamı vatandaşlarımızın hizmeti için açık tutulacak.

Konaklama, yemek ikramıyla ilgili her türlü hizmet okullarımızda, öğretmenevlerimizde vatandaşlarımıza 7/24 kesintisiz bir şekilde intikal ettirilecek.”

12 ilde üniversitelerde bahar yarıyılı eğitim-öğretim dönemi ertelendi

Öte yandan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, yurt ve kampüs imkanları ihtiyaç halinde kullanıma sunulmak üzere Antalya, Bingöl, Elazığ, Erzincan, Karaman, Kayseri, Konya, Mardin, Mersin, Niğde, Sivas, Tunceli’deki yükseköğretim kurumlarında eğitim ve öğretim döneminin, daha sonra açıklanacak bir tarihe kadar ertelendiğini bildirdi.

Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) yapılan açıklamada, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 10 ildeki yükseköğretim kurumlarında, bahar yarıyılı eğitim ve öğretim dönemine ara verildiği anımsatıldı.

Açıklamada, “Yurt ve kampüs imkanlarının ihtiyaç halinde kullanıma sunulmak üzere Antalya, Bingöl, Elazığ, Erzincan, Karaman, Kayseri, Konya, Mardin, Mersin, Niğde, Sivas, Tunceli illerimizdeki yükseköğretim kurumlarında da bahar yarıyılı eğitim ve öğretim dönemi daha sonra açıklanacak bir tarihe kadar ertelenmiştir” bilgisine yer verildi.

Paylaşın

Kahramanmaraş Merkezli 7,7 Ve 7,6’lık Depremler Dünya Basınında

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık depremler dünya basınında da geniş yer buldu. Depreme ilişkin yapılan haberlerde, depremin geniş bir coğrafyada hissedildiği ve ilk depremin ardından pek çok artçı çok yaşandığı belirtildi.

Haberlerde, depremin Türkiye’de son on yıllarda yaşanan en kötü depremi olduğuna dikkat çekildi. Depremin, Türkiye ile Suriye’nin yanı sıra Irak, Mısır, Lübnan, İsrail ve Kıbrıs’ta da hissedildiği vurgulandı.

Maraş’ın Pazarcık ilçesinde bu sabah meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki deprem ile bugün13.24’te Maraş’ın Elbistan ilçesinde meydana gelen 7,6’lık deprem dünya basınında da geniş yer buldu.

ABD’nin The New York Times gazetesi, manşetten duyurduğu haberinde, bugün Türkiye saatiyle 14.00 itibariyle, Türkiye ve Suriye’de deprem nedeniyle en az bin 200 kişinin hayatını kaybettiğini yazdı.

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) açıklaması uyarınca depremin büyüklüğünü 7,8 olarak duyuran gazete, sarsıntının Suriye, İsrail ve Lübnan ile birlikte dört ülkede hissedildiğine dikkat çekti

ABD’nin The Wall Street Journal gazetesi de bugün yaşanan depremde Türkiye ve Suriye’de bin 300’ün üzerinde kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.

Depremin geniş bir coğrafyada hissedildiğini ve ilk depremin ardından pek çok artçı çok yaşandığını belirten gazete, depremin Türkiye’de son on yıllarda yaşanan en kötü depremi olduğuna dikkat çekti.

“Çok tehlikeli” fay hattı üzerinde

İngiltere’nin The Guardian gazetesi de Türkiye ve Suriye’de yüzlerce yurttaşın hayatını kaybettiği depreme geniş yer ayırdı.

Gazete, haberinde, ilk depremin üzerinden henüz 12 saat geçmeden ikinci bir deprem daha yaşandığını duyurdu.

Gazetenin aktardığına göre, Suriye devlet medyası da Maraş’ın Elbistan ilçesinde bugün öğle saatlerinde yaşanan 7,6 büyüklüğündeki ikinci depremin başkent Şam bölgesinde etkili olduğunu açıkladı.

İngiltere’nin BBC haber sitesi de Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın paylaştığı son bilgilere atıfta bulunduğu haberinde, 912 kişinin hayatını kaybettiğini yazdı.

Depremin Doğu Anadolu fay hattı olarak bilinen hat üzerinde yaşandığını ataran BBC, deprem bilimcilerin son 100 yıl içinde önemli bir hareket olmasa da bu fay hattını “çok tehlikeli” olarak nitelendirdiğine dikkat çekti.

Suriye’de en az 473 ölü

Fransa’nın France 24 haber sitesi, konuyla ilgili haberinde Türkiye ve Suriye’de yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini yazdı.

Depremin bu iki ülke dışında Mısır, Kıbrıs ve Irak’ta da hissedildiğini hatırlatan France 24, Suriye’nin SANA haber ajansına dayandırdığı haberinde, ülkede en az 473 kişinin öldüğünü aktardı.

Fransa’nın Le Monde gazetesi ise diğer yayın kuruluşlarına benzer şekilde büyüklüğünü 7,8 olarak duyurduğu depremin, Orta Doğu’da perşembe gününe (9 Şubat) kadar sürmesi beklenen kar yağışı ve şiddetli fırtına şartlarında meydana geldiğine dikkat çekti.

“İki oğlum göçük altında, onları bekliyorum”

Almanya’nın Die Tageszeitung gazetesi, deprem haberini okuyucularına “Bin 400’den fazla ölü: Yeni depremler” başlığıyla duyurdu.

Maraş’ın Elbistan ilçesinde yaşanan 7,6 büyüklüğündeki depremin Suriye ve Lübnan’da da hissedildiğini kaydeden gazete, Suriye’deki ölü sayısını 547, yaralı sayısını en az bin 600 olarak açıkladı.

Almanya’nın Der Spiegel dergisi, haberi depremzedelerin ağzından bir cümleyle duyurdu: “İki oğlum göçük altında, onları bekliyorum.”

Dergi, haberinde, depremin ardından İtalya’nın tsunami uyarısı yaptığını da hatırlatarak ölü sayısının bini geçtiğini yazdı.

40’tan fazla ülke yardım teklif etti

İsrail’in Haaretz haber sitesi, Türkiye ve Suriye’de etkili olan depremin İsrail’de de hissedildiğini hatırlattığı haberinde, ülkede deprem nedeniyle herhangi bir can kaybı, yaralanma ya da hasar rapor edilmediğini belirtti.

Gazetenin haberine göre, “Türkiye’nin talebi üzerine” İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, tıbbi yardım ve arama-kurtarma ekiplerinin Türkiye’ye gitmesi talimatı verdi. Gazete, 40’tan fazla ülkenin Türkiye’ye yardım açıklamasında bulunduğunu kaydetti.

Yunanistan’ın Ekathimerini haber sitesi, depremi, “Erdoğan, ölü sayısının 912’ye yükseldiğini açıkladı” başlığıyla duyurdu. Erdoğan’ın açıklamalarını paylaşan gazete, Cumhurbaşkanı’nın sözlerine atıfla bugünkü depremin “1939’dan bu yana en büyük felaket” olduğunu yazdı.

Son olarak, Balkan Insight haber sitesi, Türkiye’nin güneyi ile Suriye’nin kuzeyini vuran depremin ardından göçük altında kalanları arama-kurtarma çalışmalarının sürdüğü bilgisini paylaştı. Site, ölü sayısının artabileceği uyarısında da bulundu.

Paylaşın

İşsizlik Fonu: Patronlar, İşsizlerden 2 Kat Daha Fazla Destek Aldı

İşsizlik Fonu’ndan yılın ilk yarısında işsizlere 5,8 milyar TL, patronlara ise 11,4 milyar TL ödeme yapıldı. CHP’li Veli Ağbaba da yüksek işsizlik oranlarına dikkat çekerken, fondan yararlanan işçi sayısının yarım milyona dahi ulaşmadığını belirtti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İşsizlik Sigorta Fonu’ndan yılın ilk yarısında patronların işsizlerden 2 katı oranında daha fazla destek aldığını belirtti. Ağbaba, “Fon, işsizlerden çok işverene çalışan bir yapıya bürünmüş durumda. Ekonomik krizde dahi temel görevi işsizlere destek olmak olan fondan her 100 işçiden 89’u fondan yararlanamıyor. Yılın ilk 6 ayında fondan aslan payını yine işverenlerin aldığı görülüyor” dedi.

İşsizlik Sigortası Fonu’ndan geçmiş dönem ödemeleri süren işsizlerle birlikte haziran ayında ödeme yapılan işsiz sayısının 430 bin olarak açıklandığını anımsatan Ağbaba, “Türkiye’de dar tanımlı işsizliğin 3,8 milyon, geniş tanımlı işsizliğin 8,4 milyona dayanmış olmasına rağmen fondan yararlanan işçi sayısı yarım milyon bile değil” diye konuştu.

Patronlara 11,4 milyar lira

Bu yılın ilk yarısında fondan işsizlere 5,8 milyar TL, işverenlere teşvik ve destek ödemeleri adı altında 11,4 milyar TL ödeme yapıldığını da anımsatan Ağbaba, iktidarı halktan yana bütçe kullanımına davet etti ve “Şartlar, işsizler, fondan yararlanmasın diye oluşturulmuş” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de işsizlik ödeneğinden yararlanabilme koşullarına baktığımızda ‘İşsizler fondan nasıl daha fazla yararlanabilir?’ mantığından çok, ‘Nasıl daha az yararlanabilir?’ mantığının işlediğini görüyoruz” diyen Ağababa, “İşsizlik ödeneğinden yararlanmak için iş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son 120 gün iş sözleşmesine tabi olmak ve iş sözleşmesinin feshinden önceki son 3 yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak gerekiyor. Şartlar o kadar ağır ki her 100 işsizin 89’u kendi fonundan yararlanamıyor. Ayrıca temmuz ayı itibarıyla en düşük işsizlik ödeneği 2 bin 588 liraya, en yüksek işsizlik ödeneği ise 5 bin 176 liraya yükseldi. Bu da yeniden açlık ve sefalettir. Zor durumdaki işsize bir de fon darbesidir” ifadelerini kullandı.

Fon harcamaları

Fon kapsamında harcanan rakamlar şöyle:

İşsizlik ödeneği: 5 Milyar 802 Milyon TL

Teşvik ve destek ödemeleri: 11 milyar 373 Milyon TL

Aktif iş gücü ödemeleri: 2 Milyar 81 Milyon TL

İşbaşı eğitim ödemeleri: 4 milyar 39 Milyon TL

Paylaşın

5 Ayda 50 Bine Yakın Esnaf İflas Etti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Esnaf Sicil Gazetesi’nin verilerini paylaşarak bu yılın ilk 5 ayındaki esnaf iflaslarını değerlendirdi.

CHP’li Ağbaba, büyüme modelinde esnafların payına toplu iflas düşüyor diye yorumladı. Yılın ilk 5 ayında, meslekten ve sicilden terkinini yaparak iflas eden esnaf sayısı 47 bin 128’e yükseldiğini belirten Ağbaba, şu ifadeleri kullandı;

“Böylece bu yılın henüz ilk 5 ayında iflas eden esnaf sayısı 50 bine yaklaştı. Mayıs ayında iflas eden esnaf sayısı ise 8 bin 322 olarak kayıtlara geçti. 2021 yılının mayıs ayında iflas eden esnaf sayısı 3 bin 893 olarak açıklanmıştı. Geçtiğimiz yıl mayıs ayından bu yılın mayıs ayına iflas eden esnaf sayısında yaşanan artış yüzde 113 oldu. Bakan Nebati her seferinde göstergeler iyi, piyasalar canlı diyor ama yaşanan toplu iflasları da görmemezlikten geliyor.

Nebati’nin enflasyona dayalı sözde büyüme modelinde esnafların payına toplu iflas düşüyor. Kur artışı ve dolaylı olarak artan maliyetler esnafların artık dükkanına yeni ürün alamamasına neden oluyor. Ardı ardına gelen zamlar ve yüksek faturalara ek olarak esnafların bankalara olan borçları da düşünüldüğünde, esnafın bu yılın sonunu görmesi neredeyse imkansız hale gelmektedir.”

Şu ana kadar kur korumalı mevduata hazineden ödenen toplam para 21,1 milyar TL olduğunu hatırlatan Ağbaba, açıklamasının devamında şunları söyledi;

“Buna ek olarak kur korumalı mevduata geçen şirketlere sağlanan kurumlar vergisi avantajı ile nedeniyle vazgeçilen kurumlar vergisi tutarı ise 10 milyar TL olarak açıklandı. Yani şu ana kadar resmi verilere göre Kur Korumalı Mevduatın hazineye maliyeti 30 milyar TL. Hatırlanacağı tam kapanma döneminde 1,3 milyon esnafa verilen toplam hibe ise 4,6 milyar TL ile sınırlı kalmıştı. Bugüne kadar KKM’den zenginlere verilen destek esnafa verilen destekten tam 7 kat daha fazla. İktidara geldiğimizde yapacağımız ilk iş esnaflarımızın banka kredilerinin faizlerini sileceğiz, zengini daha fazla zengin yapan Kur Korumalı Mevduat uygulamasına son verip, küçük esnafımızı destekleyeceğiz.”

Paylaşın

1 Mayıs: Zulme Karşı Direneceğiz, Savaşa Değil Emekçiye Bütçe

Kovid 19 salgın nedeniyle iki yıldır kitlesel olarak kutlanamayan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Türkiye genelinde coşkulu bir şekilde kutlandı. Sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler, STK’lar ve işçiler alanları doldurdu.

1 Mayıs’ta bu yılın teması ekonomik kriz, savaş politikları ve yoksulluk oldu. Alanları dolduran binlerce işçi ve emekçi ekonomik krizi ve hükümetin politikalarını protesto etti.

İstanbul

İstanbul’daki miting için belirlenen Maltepe meydanındaki kutlamaya yoğun bir katılım vardı. Sendika ve sivil toplum kuruluşlarının yürüyüşü nedeniyle etkinlik bir saat geç başladı. Gezi sloganlarının da atıldığı meydanda, geçen hafta içinde dava kapsamında tutuklanan Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın mesajları okundu:

“1 Mayıs’ı, 1 Mayıs meydanında, Taksim’de kutlayacağımız günlerde hep birlikte olacağız. Zulme karşı direneceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız. Özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelemiz kazanacak. Hepinize Bakırköy ve Silivri cezaevlerinden selamlar. Yaşasın 1 Mayıs.”

Ankara

Ankara’da da işçiler ve demokratik kitle örgütleri 1 Mayıs için Tandoğan Meydanı’nda toplandı. Miting için daha önceki yıllarda Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünde buluşulurken Ankara Emniyeti bu sene yürüyüş yolunu neredeyse yarı yarıya kısaltarak Ulaştırma Kavşağı’nda buluşmaya izin verdi.

1 Mayıs’a katılanlarsa bu keyfiyeti kabul etmeyerek AKM önünde buluşmaya başladı. Polis bunun üzerine burada buluşan Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri’nin önüne barikat kurdu. Ancak bir süre sonra barikatı kaldırdı. Emek ve meslek örgütleri de Ulaştırma Kavşağı önünde kortejlerini kurmaya başladı. Tandoğan Meydanı’na da üç koldan girişler yapılırken, polisler tüm girişlerde iki arama noktası kurdu.

İzmir

İzmir’de üç koldan gerçekleştirilen yürüyüşte toplanmalar başladı. Türk-İş, Kamu-İş ve Liman-İş üyesi işçiler Alsancak Limanında, DİSK’e bağlı sendikalar Basmane Meydanı’nda, KESK, TMMOB, İzmir Tabip Odası, Siyasi partiler ve dernekler ise Cumhuriyet Meydanı’nda; Emek Partisi de fuar Montrö kapısında toplandı. Daha sonra da Gündoğdu Meydanı’ndaki miting için yürüyüşe geçti.

Diyarbakır

Diyarbakır’da kutlama, Kamu Emekçiler Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu, Diyarbakır Tabip Odası, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Bölge Temsilciliği ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu öncülüğünde İstasyon Meydanı’nda yapılıyor.

Alana  “Onurlu ve insanca bir yaşam için alanlardayız”, “Emek bizim söz bizim”, “Bu iktidarla geçinemiyoruz, asgari değil insanca yaşam”, “Savaşlara ve antidemokratik uygulamalara karşı alanlardayız”, “Ülke zengin, halk fakir, yandaş mutlu” ve Keda me rumeta me ye” pankartları asıldı. Kortejlerde sık sık “Bijî yek gulan”, “Bijî berxwedana karkeran”, “Katil, hırsız AKP”, “jin jiyan azadî” sloganları atıldı.

Van

Van’da binlerce emekçi sloganlarla Musa Anter Parkı’na yürüdü. Üç noktadan miting alanına giriş yapılırken, savaşa, sömürüye karşı sloganlar atıldı. Mitingde konuşan HDP Van Milletvekili Sezai Temelli, “ülkedeki mevcut ekonomik, siyasal kaosun tek sorumlusunun AKP-MHP iktidarı olduğunu” belirtti. Temelli, “bundan kurtulmanın tek yolunun birlik olmaktan geçtiğini” ifade etti.

Kars

Kars’ta KESK Kars Bileşenleri Platformu öncülüğünde Tren Garı alanında 1 Mayıs Mitingi düzenledi. Mitinge yüzlerce yurttaşın yanı sıra siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri katıldı. “Yaşasın 1 Mayıs” ve “Mutlaka kazanacağız” pankartlarının açıldığı mitingde sık sık “Savaşa değil, emekçiye bütçe” sloganı atıldı.

Adana

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) 4’üncü Bölge Temsilciliği, Arif Nihat Asya Bayrak Parkı’nda basın açıklaması yapıldı. “Kurtuluş yok ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Direne direne kazanacağız”, “Yaşasın 1 Mayıs, işçilerin bayramı” ve “Zamsız Türkiye istiyoruz” sloganlarının atıldığı açıklamada işçiler çocuklarıyla etkinliğe katıldı.

Siirt

Siirt’te Demokrasi Meydanı’nda düzenlenmek istenen mitinge izin verilmedi ve sadece açıklama yapıldı. Açıklamanın ardından işçiler, halay çekti, bunun üzerine polis hoparlöre el koydu. Sendika temsilcileri ve polis arasında kısa süreli gerilim yaşandı.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da polise tepki gösterdi. Polis amirinin, “Gidin Newroz alanında halay çekin” sözleri üzerine tartışma büyüdü. Beştaş polis yetkilisine, “Her yer bizim alanımız, bu il bizim ilimiz, oraya buraya gidin diyemezsin” dedi.

Malatya

KESK, DİSK ve TMMOB çağrısıyla aralarında HDP , EMEP, TİP ve CHP’nin de bulunduğu çok sayıda parti ve sivil toplum kuruluşunun katıldığı 1 Mayıs kutlaması yürüyüşle başladı. Emeksiz alt geçidinde bir araya gelen binlerce kişi, kortej oluşturarak 1 Mayıs’ın kutlanacağı Emeksiz Meydanı’na yürüdü.

Antalya

Antalya’da Aydın Kanza Parkı önünde bir araya gelen sivil toplum örgütü ve siyasi parti üyeleri, Güllük Caddesi’nden Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdü.

Şırnak

Şırnak 1 Mayıs etkinliği polis ablukası altında kutlandı. Yürüyüş ve halay izni verilmeyen etkinliğe Şırnak KESK Şubesi üyeleri, Şırnak Eğitim-Sen Şubesi üyeleri, HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, Şırnak HDP Milletvekili Nuran İmir katıldı. KESK Şubeler Platformu adına ortak basın açıklamasını Adnan Şenbayram yaptı:

“Ekmeğimiz her geçen gün küçülüyor. Elektrik, doğalgaz, gıda, akaryakıt, ulaşım, kiralar başta olmak üzere ardı arkası kesilmeyen zamlar, enflasyon ve dövizdeki artış yoksulların, ezilenlerin, işçi ve emekçilerin yaşamını daha da çekilmez hale getiriyor. İşsizlik rekor üzerine rekor kırıyor.”

Bursa

Siyasi partiler, dernek ve sendikalar 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için Altıparmak Caddesi toplandı. Mitingde sık sık “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları yükseldi.

Paylaşın

Malatya’da Peş Peşe Depremler

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kandilli Rasathanesi  saat 17.02’de Malatya’da 5,2 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini duyurdu. 

AFAD, depremin merkez üssünün Pütürge ilçesi olduğunu belirtirken, derinliğini 6,72 kilometre olarak açıkladı. Deprem, Malatya’nın ilçeleri başta olmak üzere, çevre iller Diyarbakır, Adıyaman, Maraş ve Urfa’dan da hissedildi.

Yetkililerden açıklama

Malatya Valisi Aydın Baruş, yaptığı ilk açıklamada, “Vatandaşlarımız bu artçı sarsıntılardan sonra bir müddet dışarıda kalsınlar çünkü artçı sarsıntılar olabiliyor önemli büyüklükteki depremlerden sonra” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise depremin ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İl Müdürlüğü ekiplerimizi incelemelerini yapmak üzere bölgeye sevk ettik. Süreci yakından takip ediyoruz. Malatya’mıza ve ülkemize geçmiş olsun.”

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan Habertürk canlı yayınına bağlandı: “Pütürge ve çevresinde olumsuz bir ihbar yok. Can, mal ve yapılarla ilgili bize gelen ihbar yok. Şu anda iletişim kuramadığımız bir yer yok. Ama depremi baya hissettik.”

AFAD’dan yapılan açıklamada, “Geçmiş olsun Malatya. Pütürge ilçesinde meydana gelen 5,2 büyüklüğündeki deprem sonrası, an itibarıyla, olumsuz bir ihbarın bulunmadığı bilgisi alınmıştır. Saha tarama çalışmaları devam etmektedir. Gelişmeleri takip ediyoruz” denildi.

İlk depremin ardından saat 18.37’de peş peşe 3,7 ve 4,1 büyüklüğünde iki deprem daha oldu. 5,2’lik depremin ardından 24 sarsıntı kaydedildi.

Paylaşın

Malatya: İnönü Kapalı Çarşısı

İnönü Kapalı Çarşısı; Malatya’nın Battalgazi İlçesi, Hamidiye Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

İnönü Kapalı Çarşısı’na şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

İnönü Kapalı Çarşısı, Vilayet Binasının önünde, şehir meydanının altına inşa edilmiştir. Kapalı çarşıda ağırlıklı olarak kuyumcu dükkânları ile giyim eşyası satan mağazalar mevcuttur.

Paylaşın