Kilo Vermeye Yardımcı Olabilecek Nişastalı Sebzeler

Kilo verme söz konusu olduğunda, bazı yiyecekler haksız yere görmezden gelinir. Nişastalı sebzeler bunun en iyi örnekleridir. Nişastalı sebzeler, nişastasız olanlara göre daha fazla karbonhidrat içerse de, bu kilo vermede yasak oldukları anlamına gelmez.

Haber Merkezi / Kilo vermeye yardımcı olabilecek nişastalı sebzeler, besleyici olmaları, tokluk sağlamaları ve dengeli bir diyetin parçası olarak tüketildiklerinde fayda sağlamaları açısından önemlidir. Ancak, bu sebzeler yüksek karbonhidrat içerdiğinden porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir.

İşte kilo vermeye destek olabilecek bazı nişastalı sebzeler ve özellikleri:

Tatlı Patates: Yüksek lif içeriği sayesinde uzun süre tokluk sağlayan tatlı patates, A vitamini (beta-karoten), C vitamini ve antioksidanlar açısından zengindir. Tatlı patates ayrıca düşük glisemik indeksi, kan şekerini dengede tutmaya yardımcı olabilir.

Tatlı patates fırında, haşlanmış veya püre halinde, yağsız ve düşük kalorili soslarla hazırlanabilir. Örneğin, zeytinyağı ve baharatlarla fırınlayarak sağlıklı bir atıştırmalık elde edilebilir.

Patates: Patates, kötü bir üne sahip olsa da, haşlanmış veya fırınlanmış haliyle lif ve potasyum açısından zengindir. Soğutulmuş haşlanmış patates, dirençli nişasta içerir ve bu, bağırsak sağlığını desteklerken tokluğu artırabilir.

Patates,, kızartma yerine haşlayarak veya fırınlayarak, az yağlı yoğurt veya baharatlarla tüketilebilir. Ayrıca, patates salatası yaparken yağlı soslardan kaçınılmalı.

Mısır: Lif, vitamin (özellikle B vitamini) ve mineral açısından zengin olan mısır, ölçülü tüketildiğinde enerji verir ve tatlı isteğini bastırabilir. Haşlanmış veya ızgara mısır tercih edilmeli. Tereyağı veya ağır soslar yerine baharatlar kullanılmalı.

Bezelye: Protein ve lif içeriği yüksek olan bezelye, nişastalı sebzeler arasında daha düşük kalorili bir seçenektir. Bezelye, tokluk hissini artırır ve kas onarımına destek olur. Bezelye, salatalara, çorbalara veya hafif sebze yemeklerine eklenerek tüketilebilir.

Önemli Notlar:

Porsiyon Kontrolü: Nişastalı sebzeler karbonhidrat açısından zengin olduğundan, aşırı tüketim kilo verme sürecini yavaşlatabilir.

Pişirme Yöntemi: Kızartma yerine haşlama, buharda pişirme veya fırınlama gibi sağlıklı yöntemler tercih edilmeli. Ayrıca, fazla yağ ve kalorili soslardan kaçınılmalı.

Dengeli Beslenme: Nişastalı sebzeler, yeşil yapraklı sebzeler, protein kaynakları (örneğin, tavuk, balık, baklagiller) ve sağlıklı yağlarla (avokado, zeytinyağı) dengeleyerek tüketilmeli.

Hareket ve Su Tüketimi: Kilo verme sürecinde sadece beslenme değil, düzenli egzersiz ve yeterli su tüketimi de önemlidir.

Paylaşın

Probiyotiklerin Kilo Vermedeki Rolü

Probiyotikler, bağırsak mikrobiyotasını dengeleyerek kilo verme sürecine dolaylı yoldan katkıda bulunabilir, ancak doğrudan bir zayıflama ilacı gibi çalışmazlar.

Haber Merkezi / Başka bir ifadeyle probiyotikler, dengeli bir diyet ve düzenli egzersizle birlikte kullanıldığında kilo verme sürecine destek olabilir.

Bağırsak Sağlığı ve Metabolizma: Probiyotikler, bağırsak florasını düzenleyerek sindirimi iyileştirebilir ve metabolik süreçleri destekleyebilir. Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası, besinlerin daha iyi emilmesine ve enerji dengesinin düzenlenmesine yardımcı olabilir.

İştah ve Toksik Kontrol: Bazı çalışmalar, probiyotiklerin iştahı düzenleyen hormonlar (örneğin, GLP-1 ve PYY) üzerinde olumlu etkileri olabileceğini gösteriyor. Ayrıca, bağırsak bariyerini güçlendirerek inflamasyonu azaltabilir, bu da kilo kontrolüne yardımcı olabilir.

Yağ Depolama ve İnsülin Duyarlılığı: Özellikle Lactobacillus ve Bifidobacterium türleri, yağ depolanmasını azaltabilir ve insülin duyarlılığını artırabilir. Bu, obezite ve metabolik sendrom riskini düşürebilir.

Kanıtlar ve Sınırlamalar: Yapılan bazı klinik çalışmalar, probiyotik takviyelerinin kilo verme ve vücut yağ kütlesini azaltmada mütevazı etkileri olduğunu gösteriyor. Ancak, bu etkiler kişiden kişiye değişir ve probiyotik türü, dozu, bireyin mevcut sağlık durumu ve yaşam tarzına bağlıdır. Tek başına probiyotik kullanımı, diyet ve egzersiz olmadan etkili değildir.

Hangi Probiyotikler?: Lactobacillus gasseri, Lactobacillus rhamnosus ve Bifidobacterium türleri, kilo yönetimiyle ilişkilendirilen türlerdir. Yoğurt, kefir, fermente sebzeler (turşu, kimchi) gibi probiyotik içeren gıdalar doğal kaynaklar arasında yer alır.

Paylaşın

Kadınların Kilo Verememelerinin Az Bilinen Nedeni

Kilo verme çabaları sırasında birçok kadın, motivasyon kaybı, hormonal dengesizlikler veya yanlış beslenme gibi bilinen nedenlerden bahsederler. Ancak az bilinen bir etken, bağırsak hareketlerindeki düzensizlikler, özellikle kabızlık, olabilir.

Haber Merkezi / Bu durum, kilo verme sürecini doğrudan engelleyen bir kısır döngü yaratır ve tartıdaki ilerlemeyi görünmez kılmaktadır. Araştırmalara göre, kilo vermeye çalışan kişilerin yaklaşık yüzde 40’ında kabızlık sorunu yaşanır, ancak bu utanç verici bir konu olarak sıkça göz ardı edilmektedir.

Neden Bağırsak Hareketleri Kilo Vermeyi Zorlaştırır?

Bağırsak hareketleri (peristaltizm), yiyeceklerin sindirimi ve atıkların vücuttan atılmasını sağlar. Düzenli olmayan bağırsaklar, kilo verme hedeflerini şu yollarla baltalayabilir:

Şişkinlik ve Su Tutma: Kabızlık, bağırsaklarda atık birikimine yol açar. Bu, karın bölgesinde şişkinlik yaratır ve vücudun su tutmasına neden olur. Sonuç? Tartıda 1-2 kg ekstra “görünür” kilo – halbuki bu gerçek yağ kaybı değil, sadece geçici bir birikimdir. Birçok kadın, bu şişkinliği “kilo veremiyorum” diye yorumlar ve motivasyonunu kaybeder.

Yavaş Metabolizma ve Sindirim: Düzensiz bağırsak hareketleri, sindirimi yavaşlatır. Bu da kalori yakımını azaltır ve besinlerin emilimini bozar. Örneğin, lifli gıdalar (meyve, sebze) kilo vermeye yardımcı olurken, düşük lifli diyetler kabızlığı tetikler ve kilo kaybını geciktirir. Yüksek proteinli veya düşük karbonhidratlı diyetler de, eğer lif dengesizse, bu sorunu artırır.

Hormonal ve Psikolojik Etkiler: Kadınlarda östrojen dalgalanmaları (adet dönemi, menopoz) bağırsak hareketlerini yavaşlatabilir. Ayrıca, kilo verme stresini artıran kabızlık, kortizol (stres hormonu) seviyelerini yükseltir ve yağ depolanmasını teşvik eder. Bir vaka çalışmasında, genç bir kadının kilo alma isteğine rağmen kabızlıktan kaynaklı yeme bozukluğu yaşadığı görülmüştür.

Döngüsel Engel: Kabızlık, egzersiz yapmayı zorlaştırır (karın ağrısı, yorgunluk) ve su tüketimini azaltır, ki su, hem kilo verme hem de düzenli bağırsak için şarttır. Bu da kilo verme planını tamamen tıkar.

Normalde, sağlıklı bir bağırsak hareketi haftada 3 ila 7 kez arasında olmalıdır. Daha azı kabızlık belirtisidir ve kilo verme diyetlerinde yaygınlaşır, çünkü kalori kısıtlaması veya besin değişikliği sindirimi etkiler.

Kadınlarda Neden Daha Yaygın?

Kadınlar, erkeklere göre daha fazla kabızlık yaşar (Yüzde 25’e karşı yüzde 15). Nedenleri:

Hormonal Faktörler: Progesteron hormonu bağırsak kaslarını gevşetir, hareketleri yavaşlatır.
Pelvik Taban Zayıflığı: Gebelik veya obezite, pelvik kasları zayıflatır ve bağırsak fonksiyonunu bozar.

Diyet ve Yaşam Tarzı: Kilo verme diyetlerinde lif eksikliği veya yetersiz su alımı, kadınların bel çevresi yağlanmasını artıran metabolik sendromla birleşince sorunu büyütür.

Paylaşın

Sadece Beslenme Değişiklikleriyle Kilo Verilebilir Mi?

Kilo verme söz konusu olduğunda, diyet ve egzersizin birleşimi genellikle başarının anahtarı olarak öne sürülmektedir. Ancak birçok kişi, “Sadece beslenme alışkanlıkları değiştirilerek kilo verilebilir mi?” diye merak etmektedir.

Haber Merkezi / Sorunun cevabı “evet”, sadece beslenme alışkanlıkları değiştirilerek kilo verilebilir, ancak bu yöntem her zaman sürdürülebilir değildir.

Kilo vermede en önemli prensip kalori açığıdır; yani vücudun gün içinde yaktığı miktardan daha azını tüketmektir. Bu gerçekleştiğinde, vücut yağ depolarını kullanmak zorunda kalır. Her kişinin ihtiyaç duyduğu kalori miktarı cinsiyete, yaşa, boya, kiloya ve hatta genetiğe bağlıdır.

Beslenme düzeninde yapılan değişiklikler, bu açığı oluşturmanın en etkili yollarından biridir. Örneğin:

Porsiyon kontrolü: Daha küçük porsiyonlar tüketmek kalori alımını azaltır.
Dengeli beslenme: Sebze, tam tahıl, yağsız protein ve sağlıklı yağlar gibi besin değeri yüksek, düşük kalorili yiyeceklere odaklanmak tokluk sağlar ve aşırı yemeyi önler.
Şeker ve işlenmiş gıdaları azaltmak: Yüksek kalorili, düşük besin değerli gıdaları sınırlamak kalori alımını düşürür.
Yeme sıklığı ve zamanlaması: Düzenli öğünler veya aralıklı oruç gibi yöntemler, bazı kişilerde kalori kontrolünü kolaylaştırabilir.

Ancak, kilo verme süreci sadece beslenmeyle sınırlı kalmaz; kişinin metabolizması, hormonal durumu, yaşam tarzı ve genetik faktörler de rol oynamaktadır.

Egzersiz olmadan kilo vermek mümkün olsa da, fiziksel aktivite kas kütlesini korumaya ve metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, sürdürülebilir bir beslenme planı uzun vadeli başarı için kritik önemdedir; aşırı kısıtlayıcı diyetler genellikle terk edilir ve kilo geri alınabilir.

Kısaca, beslenme değişiklikleri kilo vermede çok etkilidir, ancak kişiye uygun, dengeli ve sürdürülebilir bir plan önemlidir. Sağlık durumu veya özel ihtiyaçlar için bir diyetisyene danışmak faydalı olabilir.

Paylaşın

“Yulaf Ezmesi” Gerçekten Kilo Vermeye Yardımcı Oluyor Mu?

Yulaf ezmesi, yüksek lif içeriği, tokluk sağlama özelliği ve düşük kalori yoğunluğu sayesinde kilo verme sürecine yardımcı olabilir. Ancak, bu etkiler diyetin geneli, porsiyon kontrolü ve yaşam tarzı faktörleriyle sınırlıdır.

Haber Merkezi / Yulaf ezmesi, kalori açığı oluşturan dengeli bir diyetin parçası olduğunda etkili bir araçtır, ancak tek başına mucizevi bir çözüm değildir. Bilimsel çalışmalar, düzenli yulaf tüketiminin kilo kontrolüne katkıda bulunabileceğini, ancak egzersiz ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarıyla desteklenmesi gerektiğini gösteriyor.

Yulaf ezmesinin besin profili:

Yüksek lif içeriği: Yulaf ezmesi, özellikle çözünür lif olan beta-glukan açısından zengindir. Beta-glukan, sindirimi yavaşlatarak tokluk hissini artırır ve kan şekerini dengeler.

2014’te American Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan bir çalışma, beta-glukanın iştah kontrolünü desteklediğini ve uzun süreli tokluk sağladığını göstermiştir.

Düşük kalori yoğunluğu: Yulaf ezmesi, hacmine göre nispeten düşük kalorilidir (1 su bardağı pişmiş yulaf ezmesi yaklaşık 150-200 kcal).

Kompleks karbonhidratlar: Yulaf, yavaş salınımlı karbonhidratlar içerir; bu, enerjiyi uzun süre sabit tutar ve ani açlık krizlerini önler.

Protein ve mikro besinler: Yulaf, az miktarda protein (yaklaşık 5-6 g/100 g) ve magnezyum, demir gibi mikro besinler içerir, bu da genel metabolik sağlığı destekler.

Yulaf ezmesinin kilo verme üzerindeki etkileri:

Tokluk hissi: Yüksek lif içeriği, midede jel benzeri bir yapı oluşturarak tokluk süresini uzatır. 2016’da Journal of Nutrition’da yayınlanan bir meta-analiz, lifli gıdaların (yulaf gibi) kilo verme diyetlerinde iştahı azalttığını doğrulamıştır.

Kalori kontrolü: Yulaf ezmesi, düşük kalorili bir kahvaltı seçeneği olarak, günlük kalori alımını kontrol etmeyi kolaylaştırabilir. Örneğin, şekersiz ve az yağlı süt/yoğurt ile hazırlandığında, kalori yoğunluğu düşük kalır.

Kan şekeri dengesi: Yulafın düşük glisemik indeksi (GI), kan şekeri dalgalanmalarını önler. Bu, insülin direnci olan kişilerde kilo kontrolüne yardımcı olabilir.

Bağırsak sağlığı: Beta-glukan, bağırsak mikrobiyotasını destekler. Sağlıklı bir bağırsak, metabolizmayı optimize ederek dolaylı olarak kilo vermeyi kolaylaştırabilir.

Dikkat edilmesi gerekenler:

Porsiyon kontrolü: Yulaf ezmesi düşük kalorili olsa da, aşırı tüketim veya yüksek kalorili eklemeler (şeker, bal, kuru meyve, fındık ezmesi) kalori alımını artırabilir.

Hazırlama şekli: Şekerli hazır yulaf ezmeleri veya fazla yağlı/şekerli tarifler, kilo verme hedeflerini baltalayabilir. Sade yulaf ezmesi, az yağlı süt, su veya şekersiz bitkisel sütle hazırlanmalı; taze meyve veya az miktarda fındık gibi sağlıklı eklemeler tercih edilmelidir.

Diyetin bütünü: Yulaf ezmesi, tek başına kilo verdirmez. Kalori açığı (harcadığınızdan daha az kalori almak), dengeli beslenme ve fiziksel aktivite olmadan etkili olmaz.

Bireysel farklılıklar: Bazı kişilerde lifli gıdalar şişkinlik veya sindirim rahatsızlığına neden olabilir. Bu durumda porsiyon boyutları ayarlanmalıdır.

Pratik öneriler:

Sağlıklı tarifler: Yulaf ezmesini su veya az yağlı sütle pişirin; tat için tarçın, taze çilek veya muz gibi düşük kalorili seçenekler ekleyin. Örneğin: 40 g yulaf + 200 ml su + 100 g çilek = ~200 kcal.

Kahvaltıda tüketim: Sabah yulaf ezmesi yemek, gün boyu iştahı kontrol etmeye yardımcı olabilir.

Çeşitlendirme: Yulafı smoothie’lere eklemek veya gece yulafı (overnight oats) gibi tariflerle kullanmak, diyeti monoton olmaktan çıkarır.

Paylaşın

Kilo Vermenin En Etkili Yöntemi Nedir?

Kilo vermenin en etkili yolu, alınan kalori miktarını azaltırken, fiziksel aktiviteyle yakılan kalori miktarını artırmaktır. Başka bir ifadeyle kilo vermenin en etkili yöntemi, kalori açığı oluşturmaktır.

Haber Merkezi / Her bireyin metabolizması farklıdır. Kronik bir rahatsızlığı veya özel bir diyet ihtiyacı olan varsa, bir diyetisyen veya doktorla çalışmak en iyisidir.

İşte kilo verme süreci optimize etmek için atılması gereken temel adımlar:

Kalori Açığı: Günlük harcadığınızdan daha az kalori alın. Bunu, besin değeri yüksek, düşük kalorili gıdalar (sebzeler, tam tahıllar, yağsız proteinler) tüketerek ve porsiyon kontrolü yaparak sağlayabilirsiniz.

Kalori ihtiyacınızı hesaplamak için çevrimiçi bir TDEE (Toplam Günlük Enerji Harcaması) hesaplayıcısı kullanabilirsiniz.

Dengeli Beslenme: Protein ağırlıklı beslenmek tokluk hissini artırır ve kas kütlesini korur. Karbonhidrat ve yağları tamamen kesmek yerine, kompleks karbonhidratlar (yulaf, kinoa) ve sağlıklı yağlar (avokado, zeytinyağı) tercih edin. Şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçının.

Düzenli Egzersiz: Haftada 3 – 5 kez kardiyo (yürüyüş, koşu, bisiklet) ve direnç antrenmanları (ağırlık kaldırma) kombinasyonu yapın. Kardiyo kalori yakımını artırırken, direnç egzersizleri metabolizmayı hızlandırır ve kas kütlesini korur.

Uyku ve Stres Yönetimi: Yetersiz uyku ve yüksek stres, kortizol seviyelerini artırarak kilo vermeyi zorlaştırabilir. Günde 7-8 saat uyuyun ve meditasyon veya yoga gibi stres azaltıcı aktiviteler yapın.

Su Tüketimi: Günde 2-3 litre su içmek metabolizmayı destekler ve iştahı kontrol altında tutar.

Sürdürülebilirlik: Hızlı kilo kaybı vaat eden diyetlerden (keto, intermittent fasting vb.) ziyade, uzun vadede uygulayabileceğiniz bir beslenme planı seçin. Haftada 0.5-1 kg kayıp, sağlıklı ve sürdürülebilir bir hızdır.

Paylaşın

Yaşlandıkça Kilo Vermek Neden Zorlaşır?

Fazla ve rahatsız edici kilolardan kurtulmaya çalışan herkes, vücutta gerçekleşen biyolojik ve hormonal süreçler nedeniyle, yaşlandıkça kilo vermenin daha zor hale geldiğini bilir.

Haber Merkezi / Yaşlandıkça kilo vermenin zorlaşmasının birkaç temel nedeni vardır. İşte o nedenler:

Metabolizma yavaşlaması: Yaş ilerledikçe bazal metabolizma hızı (BMR) azalır. Vücut, dinlenme halinde daha az kalori yakar çünkü kas kütlesi azalır ve yağ oranı artar. Kaslar daha fazla enerji tükettiği için bu kayıp metabolizmayı yavaşlatır.

Kas kütlesi kaybı (Sarkopeni): 30’lu yaşlardan itibaren her on yılda yaklaşık yüzde 3-5 kas kütlesi kaybı yaşanabilir. Bu, daha az kalori yakılmasına ve kilo vermenin zorlaşmasına neden olur.

Hormonal değişiklikler: Yaşla birlikte östrojen (kadınlarda), testosteron (erkeklerde) ve büyüme hormonu gibi metabolizmayı düzenleyen hormon düzeyleri azalır. Bu, yağ depolanmasını artırabilir ve kilo kaybını zorlaştırabilir.

Fiziksel aktivite azalması: Yaşlandıkça hareket etme eğilimi azalabilir. Eklem ağrıları, düşük enerji veya yaşam tarzı değişiklikleri nedeniyle egzersiz yapmak zorlaşabilir, bu da kalori yakımını azaltır.

İnsülin direnci ve şeker metabolizması: Yaşla birlikte insülin direnci artabilir, bu da vücudun şekeri enerjiye dönüştürme yeteneğini azaltır ve yağ depolanmasını kolaylaştırır.

Beslenme alışkanlıkları: Yaş ilerledikçe iştah düzenlemesi değişebilir ve kalorisi yüksek gıdalara yönelim artabilir. Ayrıca, duygusal yeme gibi alışkanlıklar kilo kontrolünü zorlaştırabilir.

Uyku ve stres: Yaşlandıkça uyku kalitesi düşebilir ve stres hormonları (kortizol) artabilir. Bu, iştahı artırarak ve yağ depolamayı teşvik ederek kilo vermeyi zorlaştırır.

Paylaşın

Uyurken Yağ Yakan Detoks İçecekleri

Aşırı kilo çoğu zaman vücutta eşit olmayan bir şekilde dağılır. Genellikle uyluk, kalça ve basenler kritik bölgelerdir, yıllar geçtikçe yağ öncelikli olarak bu bölgede biriktiği bilinmektedir.

Haber Merkezi / Fazla kiloları vermek için en sık başvurulan çözümler arasında fiziksel aktivite ve diyet yer almakta ancak yağ yakımını hızlandıran ve evde hazırlaması oldukça kolay olan içecekler bu konuda size yardımcı olabilir.

İşte yatmadan önce içebileceğiniz ve yağ yakımına yardımcı olabilecek bazı içecekler:

Tarçınlı süt kürü:

Malzemeler: 1 su bardağı light süt, 1 tatlı kaşığı toz tarçın, birkaç buz (isteğe bağlı).
Hazırlanışı: Sütü ısıtın, içine tarçını ekleyip karıştırın. Ilıkken veya soğuk olarak yatmadan 30 dakika önce için.
Faydaları: Tarçın, kan şekerini dengeleyerek yağ depolanmasını azaltabilir ve metabolizmayı hızlandırabilir. Süt ise tokluk hissi sağlar.

Yeşil çay:

Malzemeler: 1 çay kaşığı yeşil çay, 1 su bardağı sıcak su.
Hazırlanışı: Yeşil çayı sıcak suda 5-7 dakika demleyin, süzün ve ılık olarak tüketin.
Faydaları: Yeşil çaydaki kateşinler ve kafein, metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını destekler. Yatmadan önce kafeine hassasiyetiniz varsa, az miktarda tüketin.

Limonlu ılık su:

Malzemeler: 1 su bardağı ılık su, yarım limonun suyu.
Hazırlanışı: Limon suyunu ılık suya sıkın ve karıştırın. Yatmadan önce yavaşça için.
Faydaları: Limon, C vitamini içeriğiyle detoks etkisi sağlar ve karaciğerin toksinlerden arınmasına yardımcı olur.

Yoğurt kürü:

Malzemeler: 3 yemek kaşığı ev yoğurdu, yarım limon suyu, 1 çay kaşığı pul biber veya zerdeçal.
Hazırlanışı: Yoğurdu bir kaseye alın, limon suyu ve baharatı ekleyip karıştırın. Yatmadan 30 dakika önce tüketin, sonrasında başka bir şey yemeyin.
Faydaları: Yoğurt, yüksek protein içeriğiyle tokluk sağlar; pul biberdeki kapsaisin ve zerdeçal ise yağ yakımını hızlandırabilir.

Papatya çayı:

Malzemeler: 1 tatlı kaşığı kurutulmuş papatya, 1 su bardağı sıcak su.
Hazırlanışı: Papatyayı sıcak suda 5-10 dakika demleyin, süzün ve ılık olarak için.
Faydaları: Papatya, kortizol hormonunu dengeleyerek yağ birikimini azaltabilir ve rahat bir uyku sağlar.

Önemli notlar:

Bu içeceklerin etkileri kişiden kişiye değişebilir. Kronik bir rahatsızlığınız veya alerjiniz varsa, doktorunuza danışmadan tüketmeyin.

Tansiyon hastaları, limon veya maydanoz içeren kürlerden kaçınmalıdır, çünkü tansiyonu düşürücü etkileri olabilir.

Yağ yakımı için en etkili yöntem, kalori açığı oluşturmak, düzenli uyku ve fiziksel aktivitedir. Bu içecekler, süreci destekleyici birer yardımcıdır.

Yatmadan hemen önce ağır veya şekerli içeceklerden kaçının, çünkü sindirimi zorlaştırabilir ve uyku kalitesini etkileyebilir.

Paylaşın

Metabolizmayı Hızlandıran Yağ Yakıcı Besinler

Yağ yakmak sadece spor yapmakla ilgili değildir, tükettiğiniz şeyler metabolizmanızı hızlandırmada ve vücudunuzun kalorileri daha hızlı yakmasına yardımcı olmada büyük rol oynarlar.

Haber Merkezi / Vücudunuza hem yeterli oranda kalori sağlamak hem de kilo vermek istiyorsanız, bu yağ yakıcı besinler tam size göre.

İşte yağ yakmanıza yardımcı olabilecek bazı besinler:

Yeşil çay: Yeşil çay sadece sakinleştirici bir içecekten daha fazlasıdır; metabolizmanız için harikadır. Antioksidanlarla, özellikle de kateşinlerle doludur ve vücudunuzun yağları daha verimli bir şekilde yakmasına yardımcı olur. Gün içinde bir veya iki fincan içmek kalori yakmanıza hafif bir destek sağlar.

Avokado: Zengin, kremamsı ve doyurucu avokado, her öğüne veya atıştırmalığa ideal bir katkıdır. Avokado, metabolizmanızı aktif tutmaya ve yağ kaybını desteklemeye yardımcı olan sağlıklı tekli doymamış yağlarla doludur. Bu sağlıklı yağlar ayrıca vücudunuzun besinleri daha iyi emmesine ve daha uzun süre tok hissetmenize yardımcı olur.

Tarçın: Tarçın, kan şekeri seviyesini düzenlemeye yardımcı olarak gereksiz atıştırmalara yol açan şeker düşüşlerini önleyebilir. Ayrıca vücuttaki iltihabı azaltmaya yardımcı olabilen iltihap önleyici özelliklere sahiptir. Bunun da ötesinde, termojenezi artırarak vücudunuzun ısı üretirken kalori yakmasına yardımcı olur.

Yoğurt: Yoğurt sizin için ideal atıştırmalıktır. Proteinle doludur, kas yapmanıza yardımcı olur ve sizi daha uzun süre tok tutar, daha fazla kas daha hızlı bir metabolizma anlamına gelir. Yoğurttaki probiyotikler ayrıca bağırsak sağlığını destekler, bu da verimli sindirim ve yağ yakımı için anahtardır.

Acı biber: Baharat hayranıysanız, acı biberler yağ yakmada müttefikiniz olabilir. Acı biberler, metabolizmanızı hızlandıran ve vücudunuzun daha fazla kalori yakmasına yardımcı olan kapsaisin içerirler.

Limon: C vitaminiyle dolu olan limon, kan şekeri seviyesini düzenlemeye ve yağ metabolizmasını iyileştirmeye yardımcı olur. Gününüze bir bardak ılık limonlu suyla başlamak sindiriminizi harekete geçirebilir ve metabolizmanıza hızlı bir başlangıç ​​sağlayabilir.

Kahve: Kahvenin size enerji verdiğini muhtemelen biliyorsunuzdur, ancak aynı zamanda yağ yakma faydaları da vardır. Kahvedeki kafein metabolizmanızı hızlandırarak daha fazla kalori yakmanıza yardımcı olabilir. Sabah bir fincan size enerji verebilir ve ayrıca metabolizmanızı harekete geçirebilir.

Paylaşın

Herkes İçin Bahar Diyeti: Haftada 2 Kilo Verebilirsiniz

Yılın bu zamanları vücut şekline önem verilmeye başlanılan zamanlarıdır, ki kilo verme isteği de böyle başlıyor. Diyetler, bu dönemde kilo vermek isteyenler için popüler yöntemler arasındadır.

Haber Merkezi / Haftada iki kiloya kadar verilebilen “Bahar Diyeti” de oldukça hafif, aynı zamanda tüm vitamin ve mineralleri koruyan mükemmel dengeli bir diyet yaklaşımıdır.

Bahar diyetinde amaç, detoks etkisi oluşturmak, bağışıklığı desteklemek, metabolizmayı canlandırmak ve mevsimsel yiyeceklerle beslenmeyi teşvik etmektir.

Diyetin temel ilkeleri arasında, işlenmiş gıdalardan uzak durmak, hafif ve sindirimi kolay besinler tüketmek, bol su içmek ve mevsim ürünlerini öne çıkarmak yer alır.

Bahar diyetinde öne çıkan besinler:

Taze yeşillikler: Ispanak, roka, marul, dereotu, maydanoz gibi yapraklı sebzeler vitamin ve mineral açısından zengindir.

Mevsim sebzeleri: Enginar, taze bakla, bezelye, kuşkonmaz, turp gibi bahar sebzeleri hem düşük kalorilidir hem de lif bakımından zengindir.

Meyveler: Çilek, erik, kiraz gibi antioksidan dolu meyveler tatlı ihtiyacını doğal yoldan karşılar.

Tam tahıllar: Kinoa, bulgur, yulaf gibi kompleks karbonhidratlar uzun süre tok tutar.

Protein kaynakları: Hafif seçenekler tercih edilir; örneğin, tavuk, balık, yumurta veya baklagiller (mercimek, nohut).

Su ve bitki çayları: Günde 2-3 litre su, papatya, rezene veya yeşil çay ile metabolizma desteklenir.

Örnek menü:

Kahvaltı: Yulaf ezmesi, üzerine çilek ve bir kaşık yoğurt; yanında yeşil çay.

Ara öğün: Bir avuç çiğ badem ve bir yeşil elma.

Öğle: Izgara tavuklu roka salatası (limon ve zeytinyağı ile), bir dilim tam buğday ekmeği.

Ara öğün: Bir bardak kefir veya bir avuç kiraz.

Akşam: Fırında somon, yanında haşlanmış kuşkonmaz ve kinoa.

Tatlı: Bir kare bitter çikolata veya donmuş yoğurtla çilek.

Dikkat edilmesi gerekenler:

Bahar diyeti genelde kısa süreli (1-2 hafta) uygulanır. Uzun süreli kısıtlayıcı diyetler besin eksikliğine yol açabilir.

Eğer diyabet, böbrek hastalığı gibi bir sağlık sorununuz varsa, doktorunuza danışmadan başlamayın.

Paylaşın