Türkiye’den ABD’ye “Kıbrıs” Tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) donanmasına ait bir denizaltının ardından USS Arleigh Burke muhribinin Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde yer alan Limasol limanını ziyaret etmesine tepki gösterdi.

Haber Merkezi / Dışişleri Bakanlığı’ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Denge bozucu adımlar çözümü engellemektedir” ifadelerine yer verildi. Açıklamada Türkiye’nin Kıbrıs’ta garantör devlet konumunda bulunduğu hatırlatılarak “her şart ve koşulda Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve çıkarlarının kararlılıkla savunmaya devam edileceği” vurgulandı.

Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin USS Arleigh Burke isimli muhribinin bir Güney Kıbrıs limanına demirlemesine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı’nın, ABD’ye ait USS Arleigh Burke isimli muhribin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) limanlarından birine demirlemesi hakkında yaptığı açıklamayı güçlü bir şekilde destekliyoruz.

KKTC ile birlikte defaatle vurguladığımız üzere, ABD’nin bölgede Kıbrıs Türk tarafının hilafına attığı denge bozucu adımlar, bu ülkenin Ada’da uzun yıllar boyunca sürdürdüğü tarafsız konumunu zedelemekte ve Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün önünde engel oluşturmaktadır. ABD’yi bu politikalarını gözden geçirmeye davet ediyoruz.

Kıbrıs’ta garantör devlet konumunda bulunan Türkiye’nin her şart ve koşulda Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve çıkarlarını savunmayı kararlılıkla sürdüreceğini yeniden vurgulamak istiyoruz.

“ABD açıkça taraf tutuyor”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin (KKTC) Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili dün yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz’de görev yapan ABD 6. Filosuna bağlı USS Arleigh Burke’nin yanı sıra kısa süre önce de USS San Juan isimli saldırı denizaltısının aynı limana uğradığına işaret edildi.

Açıklamada, “Amerikan Donanmasına ait savaş gemilerinin kısa bir süre içinde iki kez adaya intikal ettirilmesi, ABD’nin Ada’daki dengeleri gözetmemesinin ve açıkça taraf tutmasının yeni bir örneğidir. ABD’nin olayın vahametini örtbas etmek için kullandığı sözde ‘ortaklık’ ve ‘planlı ziyaret’ gibi basitleştirilmiş gerekçeler de inandırıcılıktan uzaktır” ifadelerine yer verildi.

KKTC açıklamasında “ABD’nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne uyguladığı silah satışı yasağını 2022 yılında tamamen kaldırdığı ve müteakip olarak askeri iş birliğini ileriye taşıyarak Rum tarafını ABD Savunma Bakanlığı bünyesindeki Ulusal Muhafızlar Bürosu Eyalet Ortaklığı Programına dahil ettiği” de hatırlatıldı.

Açıklamada, ABD’nin Rum yönetimine yönelik güçlenen askeri desteği karşısında “Kıbrıslı Türklerin güvenliğini sağlamak amacıyla atılması gereken tüm adımların, her zaman olduğu gibi Anavatan Türkiye ile birlikte atılmaya devam edileceği” vurgulandı.

Paylaşın

“Kıbrıs Sorunu”nun Çözümü İçin Birleşmiş Milletler’den Yeni Adım

Akdeniz’in doğusunda bulunan Kıbrıs adasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Kıbrıs Rum Kesimi (Kıbrıs Cumhuriyeti) arasında yaşanan siyasi tabanlı sorun olarak tanımlanan “Kıbrıs Sorunu”nun çözümüne dair yeni bir adım atıldı.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Siyasi İşler ve Barış İnşasından Sorumlu Yardımcısı Rosemary DiCarlo, AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ayrı ayrı bir araya geldi.

İlk olarak Kıbrıs’ın göreve geçen ay gelen yeni cumhurbaşkanı Hristodulidis ile, Lefkoşa’nın Rumların yönetiminde bulunan güneyinde yer alan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda görüşen DiCarlo, görüşme sonrasında, “Kıbrıs sorunu ile ilgili detaylı bir konuşmamız oldu. Burada sadece Genel Sekreter’in (Antonio Guterres), barışı destekleme yönündeki taahhüdünü yineleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

Nikos Hristodulidis, daha önce yaptığı açıklamalarda, Avrupa Birliği’nin (AB) de müzakere masasında daha önemli bir rol ile oturması halinde, çerçevesi BM tarafından çizilmiş olan iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyonu destekleyebileceklerini ifade etmişti.

Kıbrıs hükümetinin basın sözcüsü Konstantinos Letimbiotis ise, BM Temsilcisi DiCarlo’nun, müzakerelerin yeniden başlaması yönünde kararlı bir mesaj verdiğini dile getirerek, “Biz zaten müzakere masasında oturuyoruz ve Sayın Tatar’dan da, iki bölgeli ve iki toplumlu bir federasyona ulaşabilmek adına, samimi bir istekle müzakere masasına gelmesini bekliyoruz” dedi.

“Tatar ile iyi bir görüşme gerçekleştirdik”

Kıbrıs’ın Rum yönetimi ile görüşmelerini “mükemmel” olarak nitelendiren Rosemary DiCarlo daha sonra Lefkoşa’nın kuzeyinde Kıbrıslı Türklerin lideri Ersin Tatar ile bir araya geldi.

Bu görüşme sonrasında da gazetecilere kısa bir açıklamada bulunan DiCarlo, “Teknik komitelerin çalışması ve güçlendirilmesini ele aldık, Genel Sekreter’in Kıbrıs konusunda ilerleme kaydedilmesine yönelik taahhüt ve kararlılığını ilettim” ifadelerini kullanarak, Tatar ile “iyi bir görüşme gerçekleştirdiklerini” belirtti.

Türkiye’de meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenler için duyduğu derin ve samimi üzüntülerini Tatar’a ilettiğini bildiren DiCarlo, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Kıbrıs konusunda ilerleme kaydedilmesine yönelik taahhüt ve kararlılığını da Tatar’a ilettiğini ifade etti.

Tatar’dan “egemen eşitlik” ve “uluslararası tanınma” koşulu

Ersin Tatar da, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Türk tarafının resmi müzakerelere geçebilmesi için egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tanınması gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs meselesinin aynı zamanda bölgesel bir mesele de olduğunu dile getiren Tatar, Doğu Akdeniz’de de istikrarın sürmesi, huzur ve barışın devamı için Türkiye’nin de garantör bir ülke olarak onayının önemli olduğunu , diğer yandan AB’nin Kıbrıs konusuna taraf olmasını asla kabul etmeyeceklerini söyledi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın