Demirtaş’tan 14 Mayıs yorumu: Erdoğan’ın Anlatacak Yeni Bir Hikayesinin Olmadığının İtirafı

Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın seçimler için 14 Mayıs işaret etmesini değerlendiren Demirtaş, Adnan Menderes’e gönderme yapmak aynı zamanda Erdoğan’ın anlatacak yeni bir hikâyesinin olmadığının da itirafıdır. Tek parti ve Menderes dönemi, hele de günümüz gençlerinde hiç heyecan yaratmaz. Tam tersine, geçmişi işaret etmek son derece hatalı bir seçim stratejisi” dedi ve ekledi:

“Aslında mayıs ayı, Erdoğan’ın gidişi için son derece uygun bir ay. Anlaşılan bu mayıs, tarihe geçecek güzel bir mayıs olacak. Şimdiden ‘Yaşasın 1 Mayıs’ diyelim, devamını getiririz.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimler için işaret ettiği 14 Mayıs tarihiyle ilgili görüşünü açıkladı.

Medyascope’dan Ruşen Çakır’ın 14 Mayıs tarihiyle ilgili sorusunu yanıtlayan Demirtaş’ın açıklaması şöyle:

“Erdoğan’ın 73 yıl önceki bir tarihe gönderme yaparak subliminal mesaj vermeye çalışması, halktan da siyasetten de iyice koptuğunun net bir göstergesi oldu.

İnsanlar, yaşadıkları yoksulluktan, ekonominin yol açtığı trajediden dolayı 73 saat önce ne yediklerini hatırlayamaz durumdayken kalkıp 73 yıl önceyi referans vererek heyecan yaratacağını sanmak ancak bugünün Erdoğan’ına yakışırdı.

Adnan Menderes’e gönderme yapmak aynı zamanda Erdoğan’ın anlatacak yeni bir hikâyesinin olmadığının da itirafıdır. Tek parti ve Menderes dönemi, hele de günümüz gençlerinde hiç heyecan yaratmaz. Tam tersine, geçmişi işaret etmek son derece hatalı bir seçim stratejisi.

Muhalefete düşense 73 yıl öncesini değil, 73 yıl sonrasını işaret etmek ve ortaya, buna uygun bir vizyon koymaktır.

Aslında mayıs ayı, Erdoğan’ın gidişi için son derece uygun bir ay. Anlaşılan bu mayıs, tarihe geçecek güzel bir mayıs olacak.

Şimdiden ‘Yaşasın 1 Mayıs’ diyelim, devamını getiririz.”

Paylaşın

HDP’den “Başörtüsü Teklifi” Açıklaması: Seçim Yatırımı

Partisinin genel merkezinde, başörtüsü teklifi görüşmelerine neden katılmadıklarını ilişkin değerlendirmede bulunan HDP’li Ayşe Acar Başaran, “AKP kadın düşmanı politikalarına hız kesmeden devam ediyor. İktidarın kadın bakış açısı ailenin içerisine hapsolmuş, biat eden, geri adım atan; açlıkla, yoksullukla, sefaletle ve ölümle yüz yüze kalan bir tabloyu sürekli kadınlara dayattığını görüyoruz.” dedi ve ekledi:

“Bunun karşısında bizler taleplerimizi, mücadelemizi yükseltirken yine bu süreçte bir seçim yatırımı olarak bir anayasa teklifinin gündemimize geldiğini görüyoruz. Kadınlar ve çocuklar evlerde şiddete, istismara, tacize, tecavüze uğruyor. Bunların içerisinde makul olma dayatılıyor.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, partinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında, TBMM Anayasa Komisyonunda devam eden başörtüsüne yönelik Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerine neden katılmadıklarını şu sözlerle anlattı:

“AKP kadın düşmanı politikalarına hız kesmeden devam ediyor. İktidarın kadın bakış açısı ailenin içerisine hapsolmuş, biat eden, geri adım atan; açlıkla, yoksullukla, sefaletle ve ölümle yüz yüze kalan bir tabloyu sürekli kadınlara dayattığını görüyoruz. Bunun karşısında bizler taleplerimizi, mücadelemizi yükseltirken yine bu süreçte bir seçim yatırımı olarak bir anayasa teklifinin gündemimize geldiğini görüyoruz. Kadınlar ve çocuklar evlerde şiddete, istismara, tacize, tecavüze uğruyor. Bunların içerisinde makul olma dayatılıyor.

Türkiye’de bu tabloyla karşı karşıyayken iktidar seçim yatırımı olarak anayasa düzenlemesiyle karşımıza geldi. Anayasa teklifine dair AKP’nin görüşme talebini reddettiğimizi kamuoyuyla paylaşmıştık. Yine, Anayasa Komisyonu’nda yapılacak görüşmelere katılmayacağımızı da kamuoyuna deklare etmiştik. Buradan bir kez daha altını çizmek istiyoruz: Çünkü bu ülkede kadına yönelik katliamlar artarken, tecrit, yoksulluk, baskı almış başını giderken ve bunun müsebbibi olan AKP-MHP iktidarının yapacağı bir anayasa düzenlemesinde biz yokuz. Çünkü biliyoruz ki bu iktidarın derdi, kadınlara özgürlük alanı açmak değil, toplumda demokratik değişim değil, demokratik bir anayasa oluşturmak değil; iktidarın tek derdi var; seçim sürecinde nefret söylemini körükleme, tüm bu süreci de kadınların üzerinden yürütmedir.

Her gün anayasayı ayaklar altına alan bu iktidarla anayasa yapılmaz. Tek adam rejimiyle İstanbul Sözleşmesinden bir gece yarısı çekilme kararını deklare eden bir ittifakla özgürlükler adına bir anayasa yapılmaz. Tam da bu nedenle net tutumumuzu ifade ettik: Görüşmelerde yer almayacağız. Partimiz kadın bedeni üzerinden yürütülmek istenen bu seçim propagandasının bir parçası olmayacak.”

“Dink katliamında derin güçler yine yargılanmadı”

Gazeteci Hrant Dink’in öldürülüşünün 16. yıldönümü olduğunu hatırlatan Acar-Başaran şöyle devam etti:

“Biliyorsunuz ki bugün 19 Ocak. Sevgili gazeteci Hrant Dink bundan tam 16 yıl önce, kurucusu olduğu Agos gazetesi önünde katledildi. Yine tıpkı tüm siyasi katliamlarda olduğu gibi bir tetikçi yakalandı; ancak bunun arkasındaki derin güçler yine yargılanmadı. Aslında Hrant Dink cinayetinde tıpkı diğer siyasi cinayetlerde olduğu gibi adalet sağlanmadı. Hrant Dink bir yazısında ‘Birlikte yaşamak öyle yukarılardan birilerinin bahşedeceği bir lütuf değil, birlikte yaşayan halkların birlikte üretmeleri gereken bir uygarlıktı’ demişti. Biz de buradan kendisine sözümüzü tekrarlamak istiyoruz, bu uygarlığı hep beraber bizler kuracağız, bunun kurulmasına da az kaldı.”

Paylaşın

Selahattin Demirtaş: AKP Yenilgiden Kurtulamayacak

“Sadece anketler değil sokağın canlı sesi de artık Erdoğan’ın iktidarının sonunu geldiğini gösteriyor” diyen Demirtaş, “Yeni ekonomi paketleri açıklasa da, seçmen üzerinde baskı kursa da, hilelere başvurmayı denese de yenilgiden kurtulamayacak” ifadelerini kullandı.

Selahattin Demirtaş, HDP’nin kapatılma davasında amacın HDP’yi zayıflatıp muhalefette boşluk yaratmak olduğunu söyledi.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Reuters Haber Ajansı’nın sorularına yazılı olarak yanıt verdi.

Selahattin Demirtaş “Ancak tüm bu akıl dışı uygulamalara rağmen biz partimiz HDP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmayacağını düşünüyoruz” dedi.

“Sadece anketler değil sokağın canlı sesi de artık Erdoğan’ın iktidarının sonunu geldiğini gösteriyor” diyen Demirtaş, “Yeni ekonomi paketleri açıklasa da, seçmen üzerinde baskı kursa da, hilelere başvurmayı denese de yenilgiden kurtulamayacak” ifadelerini kullandı.

Kapı kapalı değil

CHP ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın HDP ile ortak ittifak kurmak zorunda olmadığını söyleyen Demirtaş, “Ama ortak cumhurbaşkanı adayı etrafında bir iş birliğine gidilecekse söz konusu adayın HDP ile açıkça görüşüp demokrasi ilkeleri hakkında şeffaf, güven verici bir müzakere yürütmesi gerekiyor.

HDP, bunu beklediğini söylüyor ve bu konuda son derece haklıdır. Altılı Masanın tutumuna bağlı olarak ortak aday olasılığı halen masada. Partimizden yapılan açıklamalardan bunu net olarak anlıyoruz. Kapı kapalı değil” diye konuştu.

Aktif siyasette değil aktif mücadelede olacağım

Demirtaş kendisinin cezaevinden çıkması durumunda siyasete dönüp dönmeyeceği sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Açıkçası seçimle gelinen hiçbir göreve talip olma gibi bir düşüncem yok. Mücadelemi sosyal ve sivil alanda sürdürme düşüncesi daha basıyor. Halkın içinde olmayı tercih edeceğim. Aktif siyasette değil aktif mücadelede olacağım. Tabii ki zaman neyi gösterir, hep beraber göreceğiz. Fakat ben aktif temsili siyaset sayfasını kendi açımdan uzun süre önce kapattım.”

Paylaşın

Ahmet Türk: Kürt Seçmende Altılı Masa’ya Dönük Kırılma Var

HDP Danışma Kurulu’nda yer alan Ahmet Türk, “Kürt seçmende Altılı Masa’ya dönük bir kırılma var. Altılı Masa’nın HDP’den uzak durmasının insanlarımız üzerinde etkisi var. Bunu kabullenmiyorlar. HDP seçmeni ‘Biz her türlü fedakarlığı yapıyoruz ama bu fedakarlığa karşı en ufak bir adım atılmıyor’ eleştirisini yapıyor.” dedi.

Türk, “Altılı Masa’nın aday kararına ilişkin bir söz söyleyemem. Bizim seçmenimizin tercihi yine Kılıçdaroğlu’ndan yana olur. Kılıçdaroğlu tecrübeli bir siyasetçi ve her gün kürsüde halka vaatlerde bulunuyor. Başka bir aday ortaya çıkarsa bu vaatler de havada kalır. Bence Kılıçdaroğlu uygun bir aday.” ifadelerini kullandı.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın “kendi adayımızı çıkaracağız” çıkışının ardından gözler kimin aday olacağına çevrilmişken, HDP’den dün yeni açıklamalar gelmişti. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Bulda”Türkiye halklarının tüm renklerini temsil eden bir cumhurbaşkanı adayımızla seçimlere gireceğimizin altını bir kez daha kalın harflerle çizmek istiyorum” derken, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, adaylarını 10 gün içinde açıklayacaklarını bildirdi.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’a konuşan HDP Danışma Kurulu’nda yer alan Ahmet Türk HDP’ye açılan kapatma davasından, altılı masa ve adaylık tartışmalarına kadar önemli açıklamalarda bulundu. Türk’ün sözleri özetle şöyle:

“Kilit parti”

AK Parti iktidarı da HDP’nin kilit parti olduğunun farkında. HDP’nin gücünün farkında olduğu için ‘Acaba bu partiyi nasıl dağıtırız, gücünü nasıl eritiriz’ gibi bir hesabın içine giriyor. Bu hesap çok yanlış. Bu, Kürt seçmeni ve demokrasi güçlerini daha fazla öfkelendirir.

Sorumluluk bizde değil onlarda

(Altılı masaya…) HDP Türkiye’nin üçüncü büyük partisi. Bu parti ile ilgili bir diyalog ortamının olması muhalefet açısından önemliydi. Ama böyle ötekileştiren, dışlayan, HDP’siz bir masanın oluşturulması demokrasi için büyük bir eksiklik. “Demokrasiyi kalıcı hale getireceğiz” diyen bir masanın demokrasi mücadelesi veren HDP ile görüşmekten kaçınması ve HDP’yi dışlaması toplumda büyük yarılmaya sebep olur. Altılı Masa’nın, muhalefet partilerinin bu işi HDP ile diyalog içinde yürütmeleri gerekirdi. Sorumluluk bizde değil onlarda.

Adayın temasa geçmesi yetmez

Biz de isterdik ki bu iktidarı, bu cumhurbaşkanını ilk turda gönderelim. Ama maalesef Altılı Masa’nın ikircikli tavırları, uzlaşmaz tutumu, HDP’ye uzak durmaları bizim gerçekleştirmek istediğimiz demokrasi bloku konusunda bir eksiklik ortaya çıkardı. Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayı belirlendikten sonra, sadece bu adayın temasa geçmesi yeterli olmaz. Önemli olan masanın tavrı.

Babacan’ın sözlerini manifestoya çevirsinler sorun kalmaz

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın açıkladığı ‘DEVA Partisi Temel Haklar Eylem Planı’ndaki Kürt sorunu ile ilgili maddeler Altılı Masa için yol gösterici olabilir. Altılı Masa DEVA Partisi Genel Başkanı’nın bu sözlerini bir manifestoya çevirsin bizim açımızdan sorun kalmaz. Babacan merkez sağda bir siyasetçi olarak Kürt sorunu ile ilgili net bir proje ortaya koydu. Altılı Masa bu konuya dair hiçbir açıklama yapmadı.

Altılı Masa’ya dönük bir kırılma var

Kürt seçmende Altılı Masa’ya dönük bir kırılma var. Altılı Masa’nın HDP’den uzak durmasının insanlarımız üzerinde etkisi var. Bunu kabullenmiyorlar. HDP seçmeni ‘Biz her türlü fedakarlığı yapıyoruz ama bu fedakarlığa karşı en ufak bir adım atılmıyor’ eleştirisini yapıyor.

Seçmenimizin tercihi yine Kılıçdaroğlu’ndan yana olur

Altılı Masa’nın aday kararına ilişkin bir söz söyleyemem. Bizim seçmenimizin tercihi yine Kılıçdaroğlu’ndan yana olur. Kılıçdaroğlu tecrübeli bir siyasetçi ve her gün kürsüde halka vaatlerde bulunuyor. Başka bir aday ortaya çıkarsa bu vaatler de havada kalır. Bence Kılıçdaroğlu uygun bir aday. Konuşulan isimler içinde de en deneyimlisi. Ama bizim de taleplerimiz var.

Demokrasi adına, hak ve özgürlükler adına masanın neleri yapacağını, projelerini açıklaması lazım. Seçime giden süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt seçmenin oyunu kazanmak için bir hamle yapmasını beklemiyorum. Yapsa bile sonuç alamaz. Bizim seçmenimiz politik ve bilinçli bir seçmen.”

Paylaşın

“HDP’nin Adayı Büyük İhtimalle Belli Oldu” İddiası

Seçimlere 6 aydan daha az bir zaman kala, HDP’nin Emek ve Özgürlük İttifakı’na önereceği ismin büyük ihtimalle Gültan Kışanak olacağı öne sürüldü. Farklı bir ismin ortaya çıkması sürpriz olarak değerlendiriliyor.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu dün Eş Genel Başkanlar öncülüğünde toplandı. Yaklaşık 5 saat süren toplantıda en önemli gündem cumhurbaşkanı adayı konusu oldu.

Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’ın haberine göre, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın 24 Ocak tarihinde gerçekleştireceği toplantıya her ittifak üyesi kendi aday önerisini masaya sunacak. Bu kapsamda HDP gerçekleştirdiği MYK toplantısında kendi adayına ilişkin tartışmalar yürüttü.

Özellikle son dönemde yapılan açıklamalar doğrultusunda adayın kadın olacağı da sık sık gündeme geldi. Kulislere yansıyan bilgilere göre HDP’nin Emek ve Özgürlük İttifakı’na önereceği ismin büyük ihtimalle Gültan Kışanak olacak.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın bugün yaptığı grup konuşmasında da “kadınları temsil edecek” bir aday vurgusu da bu ihtimali güçlendirdi.

Buldan, “Kadınların, halkımızın, Türkiye halklarının tüm renklerini, kimliklerini, inançlarını, kültürünü, ortak iradesini, emeğini ve özgürlüğünü temsil eden bir cumhurbaşkanı adayımızla seçimlere gireceğimizin altını bir kez daha kalın harflerle çizmek istiyorum” dedi.

Kışanak’ın cezaevinde bulunması sembolik bir anlam taşıyor. Cezasının onanmamış olması da Kışanak’ın adaylığı önünde herhangi bir engelin olmadığını da gösteriyor. Yine kulislere yansıyan bilgiye göre, farklı bir ismin ortaya çıkması sürpriz olarak değerlendiriliyor.

Paylaşın

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Adayımızı Yakın Zamanda Müjdeleyeceğiz

Partisinin haftalık Meclis grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Biri karakış diğeri sonbahar olan iki kutupla bahar bu ülkeye gelmez. Baharı getirecek olan HDP’dir. HDP’nin üçüncü yoludur. Cumhurbaşkanı adayımızı yakın zamanda müjdeleyeceğiz.” dedi ve ekledi:

“Uğruna ağır bedeller ödediğimiz mücadelemizin tabii ki kendi cumhurbaşkanı adayı olacaktır. Siyasette varız, mücadelede varız, cumhurbaşkanlığı adaylığında da varız.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın pazar günü İstanbul Kartal’da gerçekleştirdiği mitingi hatırlatarak başlayan Buldan, konuşmasında özetle şunları söyledi:

“İlk mitingimizi büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Bu ülkeyi karanlığa teslim etmemek üzere o meydanda halkımızla sözleştik. Orada da söyledik burada da söylüyoruz, bu daha başlangıç. Yarınların güçlü sözü olarak geliyoruz. Bu ülkeyi AKP-MHP iktidarından kurtarma ortaklığı ve kararlılığıdır.

Büyük finali ve büyük zaferi mutlaka halkımızla buluşturacağız. AKP-MHP bloku kapatma davasıyla, hazine yardımı gaspıyla, özellikle seçim sürecinde belirsizlik ortamı yaratabilmek için çırpınıp durmaktadır. HDP’siz bir seçim süreci algısı yaratabilmek için sis dalgası oluşturmaya çalıştıklarını görebiliyoruz. Bu çabalar boşuna, nafile çabalardır. HDP için de halkımız için de asla bir belirsizlik ortamı yoktur.

Karamsarlığa, umutsuzluğa yer yoktur. HDP’nin de halkımızın da odaklandığı nokta bu iktidar düzenini bir an önce değiştirmektir. HDP’nin gündemini sadece ve HDP ve halkımız belirler. Bizim gündemimiz mücadele hedefimiz siyasete topluma ekmeğe darbe yapanlara karşı bu ülkeyi demokratik bir geleceğe taşımaktır. Bu gündemi hiç kimse değiştiremeyecektir. Sizi sandıkta yeneceğiz, nokta.

HDP’siz bir seçim hayaline asla ve asla kapılmayın. Mühendislikleriniz halktan, meydanlardan geri döner, elbette ki dönecektir. Elbette bedeller ödedik ama asla boyun eğmedik. Bundan sonra da size, rejiminize, baskılarınıza boyun eğmeyeceğiz, biat etmeyeceğiz, önünüzde diz çökmeyeceğiz. Meydanı size mi bırakacağız? Karşınızda milyonlar var. Mücadelemiz var, direnişimiz var.

Ceketimi satarım HDP’ye her türlü desteği sunarım diyen bir halk iradesini durduracağınızı sanıyorsanız çok büyük yanılıyorsunuz. Bu mücadeleyi Türkiye halklarının ortak iradesi ve gücüyle büyük kazanımlarla buluşturacağız. İktidar seçimler için bir takvim arayışındadır. Sürekli papatya falı açıyorlar, kaybedecekleri günü seçmekte zorluk yaşıyorlar. Onlar için elbette ki zor bir seçim olacak. Hazirandan korktuklarını biliyoruz.

Çünkü 7 haziran sendromları var. Nisan-mayıs arasında gidip gelen bir ittifak var. Gidip de gelemeyeceğiniz tarihi ben söyleyeyim. Bu seçimlerin ikinci turu kesinlikle hazirandadır ve hazirandan kaçamayacağınızı özellikle belirtiyorum. Onun için takvimlere pek fazla umut bağlamayın derim. Sizi kurtaracak bir gün yoktur. Ya zamanında yapılacak bir takvimde kaybedeceksiniz ya da erkene alacağınız bir takvimde gideceksiniz. Bütün yollar gidişinize çıkmaktadır.

Sevgili Demirtaş’ın kamuoyuyla paylaştığı mesajların engellenmesine yönelik arayışlarda bir kez daha görüyoruz. Sevgili Demirtaş’ı susturabileceklerini sanıyorlar. Demirtaş milyonların kendisidir. Milyonları susturamaz halkın sesini kesemezsiniz. Halkın sahiplendiği ve umut olarak gördüğü bir siyaseti tecritle, yasaklarla, baskıyla engelleyemezsiniz.  Onun için bir kez daha sorumlu, duyarlı herkese seslenmek istiyorum iktidarın tecrit politikasına hep birlikte karşı çıkalım.

Biz tarihi sorumluluğumuzu yerine getirme konusunda kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyoruz… Yakın zamanda cumhurbaşkanı adayımızı müjdeleyeceğiz. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz demokrasi mücadelemizin kendi cumhurbaşkanı adayı da olacaktır.

İktidarın küçük ortağı bugün yine bize laf etti. Ben de diyorum ki, asıl sizin ve ortağınızın Kürt düşmanlığı siyasetinin bitirilecek olması demokrasinin en büyük onurudur. Bu onuru da bu ülkeye ilk seçimlerde bizler yaşatacağız.”

Paylaşın

Selahattin Demirtaş’tan “Sandık Güvenliği” Mesajı

Seçimlere ilişkin sosyal medya paylaşımlarına devam eden Selahattin Demirtaş, sandık güvenliğine dikkat çektiği son mesajında, “Güzel günlere inanmayan, motive olmayan bir halk sandığa gitmez” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Daha da önemlisi, seçim sürecinde veya oy verme gününde sandığa darbe yapmaya kalkan olursa halk darbecilerin karşısına dikilmez. Tek güvence halktır; halkın inancı, örgütlülüğü, motivasyonu ve kararlılığıdır”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘sandık güvenliği’ mesajı verdi.

Sosyal medyadan paylaşım yapan Demirtaş “Güzel günlere inanmayan, motive olmayan bir halk sandığa gitmez. Daha da önemlisi, seçim sürecinde veya oy verme gününde sandığa darbe yapmaya kalkan olursa halk darbecilerin karşısına dikilmez. Tek güvence halktır; halkın inancı, örgütlülüğü, motivasyonu ve kararlılığıdır” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, daha sonra yaptığı paylaşımda ise amatör müzisyenlere yönelik ‘seçim şarkısı yapın’ çağrısını tekrarladı.

“Haydi bu seçimin önemini anlatan şarkıları siz yapın, en güzellerini halk seçsin” diyen Selahattin Demirtaş, başlattığı kampanyayı da şöyle duyurdu:

“Biz arkadaşlarla bir seçim şarkısı yaptık biliyorsunuz. Şimdi sıra sizde. Yeni bir şarkı yapın ya da bir şarkıyı uyarlayın. Videoya çekin veya ses kaydı alın. Wetransfer linki oluşturun ve şuraya gönderin: https://demirtasinfo.com/tr/sarki-etkinligi… 23 Ocak Pazartesi 20.00’ye kadar bekliyorum.”

Demirtaş ayrıca ilk üçe girecek müzisyenlere enstrüman, katılan herkese imzalı kitabının hediye edileceğini açıkladı.

Paylaşın

Kapatma Davası: HDP’den Anayasa Mahkemesi’ne Yeni Başvuru

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP Hukuk Komisyonu’nun Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) kapatma davasına ilişkin yeni bir başvuru yaptığını açıkladı.

Haber Merkezi / Başvuruda kapatma davası kararının seçimler sonrasına bırakılması istendi. HDP’nin başvurusunda tüm muhakeme işlemlerinin seçimlere kadar durdurulması ve seçimlerin ardından devam etmesi talep edildi.

HDP Hukuk Komisyonu, kapatma davasına ilişkin kararın seçimlerin sonrasına bırakılması talebiyle AYM’ye başvuru yaptı. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, yapılan AYM başvurusuna ilişkin şunları söyledi:

“Kapatma davası evrensel hukuk ilkelerinin tamamına aykırı şekilde açıldı. Bu dava hukukla açıklanabilecek bir sürecin sonucu değildir. Aksine tamamen siyasi saiklere ve hedeflere dayalı bir operasyonun parçasıdır. Dava açılmadan önceki dönemi hatırlarsak partili cumhurbaşkanının HDP’ye yönelik çeşitli suçlamaları ve hedef gösteren açıklamaları vardı.

Daha sonra iktidarın küçük ortağı MHP bir kampanya başlattı. Partimize karşı kapatma davası açılması için tehdit ve şantaj içeren açıklamalar geldi.

Bu kampanyanın bir neticesi olarak sembolik açıdan anlamlı bir tarihte açıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iddianameyi AYM’ye 17 Mart 2021’de teslim etti, yani MHP’nin kongresinin yapılacağı tarihten bir gün önce.

‘Bloke kararı, AYM’nin varlık nedeninin inkarı’

Bu kararların en önemlileri de Türkiye’ye karşıdır. Yargının siyasi hesaplara alet edilmesinin tipik bir örneğidir HDP’ye karşı açılan kapatma davası. En son Hazine yardımının yapılacağı banka hesaplarımıza bloke koyma kararı çıktı. Bu kararın oy çokluğuyla alındığı biliniyor. Kararın her açıdan hukuka aykırı iç hukukun bütün temel ilkelerini ihlal edecek şekilde alındığını da açıkladık.

Hazine yardımının yapılacağı hesaplara bloke konma kararı apaçık şekilde AYM’nin varlık nedeninin inkârı anlamına geliyor.”

AYM, Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin’in HDP’nin Hazine yardımının kesilmesi talebini 5 Ocak’ta görüşmüştü.

Şahin, HDP’nin katılması istemiyle AYM’de dava açmıştı. Yargıtay başsavcısı, HDP’nin kapatma davasına ilişkin sözlü savunma vereceği 10 Ocak öncesinde bu partiye Hazine yardımlarının kesilmesini istemişti. Şahin ayrıca yardımın yattığı hesaplara bloke konması talebinde de bulunmuştu.

AYM, HDP’nin Hazine yardım hesabına geçici olarak bloke koymuştu. Karar yediye karşılık sekiz oy çokluğuyla alınmıştı.

HDP’nin savunmasının alınması için 30 gün süre verilmiş, savunmadan sonra tedbirin devam edip etmeyeceğine yeniden karar verileceği belirtilmişti.

Paylaşın

Selahattin Demirtaş: Mutlaka Kazanacağız

İstanbul Kartal’da gerçekleştirilen Emek ve Özgürlük İttifakı mitingine dair paylaşım yapan Demirtaş, “Seçim kampanyasında ve demokrasi mücadelesinde coşkunun önemini, verdiği gücün etkisini Kartal Meydanında tüm ülke, herkes gördü” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Coşkuyu diri tutalım, büyütelim. Coşkuyla kazanacağız, el ele kazanacağız, mutlaka kazanacağız!”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi ( HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul Kartal’da gerçekleştirilen Emek ve Özgürlük İttifakı mitingine dair sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.

“Coşkuyla kazanacağız, el ele kazanacağız, mutlaka kazanacağız” diyen Demirtaş, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Seçim kampanyasında ve demokrasi mücadelesinde coşkunun önemini, verdiği gücün etkisini Kartal Meydanında tüm ülke, herkes gördü. Coşkuyu diri tutalım, büyütelim. Coşkuyla kazanacağız, el ele kazanacağız, mutlaka kazanacağız!”

Paylaşın

Emek Ve Özgürlük İttifakı Seçim Startını Kartal’da Verdi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı “Birlikte Değiştirelim” şiarıyla ilk mitingini İstanbul Kartal Meydanı’nda gerçekleştirdi. 

Miting öncesi Emek ve Özgürlük İttifakı içerisinde yer alan siyasi partilerin eş genel başkanları, eş sözcüleri ve başkanları, kortej halinde mitingin gerçekleştirileceği Kartal Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi.

Kortejde, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Perihan Koca, Pelin Kahiloğulları, Juliana Gözen, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Dönem Sözcüleri Barış Kayaoğlu ve Dilşad Canbaz ile partililer yer aldı. Kortejde, “Savaşa, yoksulluğa, baskılara dur diyelim. Birlikte değiştirelim” pankartı açıldı. Kurulan kortejde HDP bileşenleri Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), SODAP, SYKP, Yeşil Sol Gelecek Partisi de yer aldı.

Mitinge ayrıca Karhan Gümrükleme işçileri, Halkevleri, Kaldıraç, Uluslararası İşçi Derneği, LİMTER-İŞ’te örgütlü direnişçi LCW işçileri, Kadın Meclisleri, Demokratik Emekliler Sendikası, Doğu-Güneydoğu Dernekleri Federasyonu, İstanbul Amed Federasyonu, Muş Dernekler Federasyonu, Silvanlılar Derneği, Batman Dernekleri Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Alevi Bektaşi Federasyonu, Amed Dernekleri Federasyonu, Birleşik Emekliler Sendikası, KESK Başkanı Mehmet Bozgeyik, Patnos Federasyonu, Demokratik Alevi Dernekleri İstanbul ve Gebze şubeleri ve eş başkanı, Hubyar Sultan Derneği, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nden Şenol Karakaş, Adalet Nöbeti tutan anneler ve DDKD Temsilcisi Mehmet Eminen, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ve Abisi Gürkan Korkmaz, Karakoçan Dernekler Federasyonu, Iğdır Dernekler Federasyonu, Dersim Dernekler Federasyonu, Van Dernekler Federasyonu, Silvan Siirt Dernekler Federasyonu, KAYDER, Bitlis Dernekler Federasyonu, Diyarbakır Bismil Derneği, Diyarbakır Silvan Tokluca Köy Derneği, İkitelli Muş Derneği ile diğer pek çok kurumun yönetici ve üyeleri, yazarlar, sanatçılar da katılarak destek verdi.

Ayrıca tüm engellere rağmen mücadelelerinden vazgeçmeyen kadınlar ve LGBTİQ+’lar, hakları için yıllarca mücadele eden Emekliler ve EYT’liler; parasız, özgür ve anadilinde eğitim mücadelesi veren gençler, dünyayı emekleriyle var eden ve işyerlerinde direnişe devam eden işçiler ve emekçiler, ülkenin dört bir yanında devam eden ekoloji mücadelesini yürütenler miting kürsüsünden selamlandı.

Barış Anneleri Meclisi üyeleri, beyaz tülbentleriyle Kartal Meydanı’na zılgıtlarla giriş yaptı. Meydandaki kitle, Barış Annelerini alkışlarla karşıladı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü “Savaşa, yoksulluğa, baskılara dur diyelim. Birlikte değiştirelim” sloganıyla gerçekleşen miting öncesinde bazı yolların trafiğe kapatıldığını duyurdu. Miting alanına gökkuşağı bayraklarıyla girmek isteyenlerin bayrakları polisler tarafından içeri alınmadı. Mitingde Gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin isimleri ve hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden tutuklanan Gezi tutsaklarının isimleri okundu. Mitinge katılan yurttaşlar, alkışları ve sloganlarıyla Gezi tutsaklarına desteğini ifade etti.

Demirtaş, Demirtaş’ın Sürprizi ile Başladı

Edirne Cezaevi’nde 2016 yılından bu yana  tutuklu bulunan HDP eski  Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, mitinge sosyal medyadan mesaj gönderdi. Demirtaş, paylaşımında “Ben yola çıktım, geliyorum, halayda buluşalım #EmekveÖzgürlükİçin” ifadelerine yer verdi. Ayrıca mitingin startı, sözlerini ve müziğini Selahattin Demirtaş’ın yazdığı “Emekçiyiz” şarkısıyla verildi.

Sefalet düzeni değil, demokratik cumhuriyet”

TÖP Sözcüsü Juilana Gözen: 15 Ocak 2023. Bu tarihi kimse unutmayacak. Bu tarih Türk halkıyla Kürt halkının kendi seçeneğini yarattığı tarih olarak kayıtlara düşecek. İşçilerin insanca çalışabildiği, onurlu bir yaşam sürebildiği günlere bir adım daha atıyoruz. Söz veriyoruz kardeşler; ülkeyi bataklığa sürükleyenleri göndermeye söz veriyoruz. Hoş geldiniz dostlar; emeği ve özgürlüğü için savaşanlar hoş geldiniz. Şimdi emin olun ki birilerinin ödü kopuyor. Yargılanacağı günler yakın diye korkuyorlar, korksunlar, korkmakta haklılar. Çünkü her birinden tek tek hesap soracağız. Bizden çaldıkları ne varsa geri alacağız. Bizden çaldıkları hayatları, hakları geri alacağız. Söz bitti artık kardeşler saflar netleşti. Dibine kadar suça batmış bu faşist iktidar kendi koltuğunu korumak pahasına halka savaş açmış.

Ülkeyi çetelerle, mafyalara tarikatlarla cehenneme çevirdiler, işçileri açlığa sürükleyip neymiş hukuk onun iki dudağının arasındaymış. Neymiş seçim tarihini de kendisi belirleyecekmiş. Seçimlere kimlerin gireceğini belirleyecekmiş. Seçimlerde hangi partilerin yer alacağını belirleyecekmiş. Neymiş milyonlarca insanın iradesi olan HDP’yi kapatacakmış. Ne yaptıysan ne ettiysen bu 20 yıllık iktidarında bu halk sana boyun eğmedi şimdi mi eğecek, hadi oradan hadi oradan.

Diğer taraftan kardeşler, sanki iktidarın ekmeğine yağ sürmek için kurulmuş, ‘İktidar bir hamle yapsın bir Kürtlere, Alevilere, gençlere, kadınlara saldırısın da arkasında dizilelim’ diyen 6’lı Masa. Aman ha işçiler bir adım önce çıkmasın, aman ha gençler ayaklanmasın, kadınlar sokakları doldurmasın. Doldurmasın ki onların iktidarında onların başına bela olmasın. Ama öyle yağma yok. Zamanında işçilerin onlarca grevini yasaklayanlar şimdi bize ekonomik kalkınmadan bahsediyor. Türkiye’yi Orta Doğu’da savaş bataklığına sürükleyenler şimdi bize barıştan bahsediyor. 17 bin faili meçhul ile anılanlar şimdi gelmiş bize iç huzuru anlatıyor. Şimdi onlar bu sicile bu geçmişle burada toplananların, işçilerin Kürtlerin, Alevilerin, gençlerin, kadınların, LGBTİ+ iradesini yok sayacak öyle mi? Nasıl olsa bizim adayımıza mahkumlar diyecekler öyle mi?

Kardeşler bilsinler ki işçiler, Kürtler, Aleviler, gençler, kadınlar seçeneksiz değil. Biz varız biz. Emek ve Özgürlük İttifakı var. İşte buradayız. İttifakımız patronlarla sendikal ağalarının değil işçilerin ittifakıdır, ittifakımız Türklerle Kürtlerin, Alevilerle Sünnilerin, Çerkezlerin, Ermenilerin, Arap Alevilerinin ittifakıdır. Bu topraklarda görülecek bir hesabımız var. Hiçbir yere gitmiyoruz, üniversitelerimizi de memleketimizi de biz özgürleştireceğiz diyen gençlerin ittifakıdır ittifakımız. Ve kadınlar, erkek egemenliğinin ‘camını çerçevesini indireceğiz’ diyen kadınların ittifakıdır ittifakımız.

Karadeniz’de gürül gürül akan derelerin Şırnak’ta kesilen ağaçlarla Ege’deki zeytinliklerin ittifakıdır bizim ittifakımız. Bu topraklara onurlu bir barış ve özgürlük getirecek yegane güç işte buradadır sevgili kardeşler. İşte buradayız. Kimsenin şüphesi olmasın devrimciler, sosyalistler, yurtseverler bu toprakların yüz akıdır. Sorumluluğunu bilir ama bizi çantada keklik sananlar bilsinler bu halk kendi seçeneğini yaratmasını da bilir. Kardeşler burada hep birlikte bir söz veriyoruz söz veriyoruz 7 gün boyunca cenazesi yerde yatan Taybet Ana için.

10 Ekim’de Suruç’ta kaybettiğimiz arkadaşlarımız yoldaşlarımız için söz veriyoruz. Veysel için, Polen için, Cebrail için, Ezgi için söz veriyoruz. Soma’da tekmelenen maden işçileri için söz veriyoruz. İzmir’de HDP il binasında katledilen Deniz için, Deniz Poyraz için söz veriyoruz. Söz veriyoruz kardeşler, bu iktidarı göndereceğiz, bu iktidarı göndereceğiz, onurlu bir barışı ve demokratik bir cumhuriyeti hep birlikte emek ve özgürlük ittifakı ile inşa edeceğiz. Yolumuz açık olsun.

“Göndereceğiz: Kamulaştıracağız, demokratikleştireceğiz”

EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk: Hoş gelmişsiniz, kardeşler, arkadaşlar, hevaller, ne kadar güzelsiniz, ne kadar çoksunuz, yıldızlar kadar çok gelmişsiniz. Hoş gelmişsiniz, sefalar getirmişsiniz. Bugün şansımıza hava güneşli, siz de çok güzelsiniz. Bakıyorum, görüyorum ki işçiler, emekçiler gelmiş buraya, Kürt halkı gelmiş, Aleviler gelmiş, kadın kurtuluş mücadelesi veren kadın kardeşlerimiz gelmiş. Gökkuşağı bayrağını taşıyan, eşitlik isteyen kardeşlerimiz gelmiş. Doğayı savunanlar gelmiş, gençler gelmiş. Ne kadar iyi etmişsiniz.

Buradan sesleniyoruz, defalarca da seslendik. Dedik ki: ‘Bu ülkede bir Kürt meselesi var. “Gelin bunu çözün” dedik. Onlar ne yaptılar? Diyarbakır’da, Mardin’de, Van’da, Şırnak’ta ne yaptılar? Kayyım atadılar kayyım. Var mı böyle eşitlik, var mı böyle aynı gemide olmak, var mı böyle özgürlük, olur mu böyle? Ne yaptılar? Gittiler, Selahattin Demirtaş’ı dört duvarın arasına koydular. Bunu kabul eder miyiz biz? Kabul etmeyiz tabii ki sevgili kardeşler, sevgili yoldaşlar. Dediler ki “Suriye sınırını geçeceğiz, Irak sınırını geçeceğiz”. Dediler ki, “Bir gece ansızın hep bu sınırları geçeceğiz.” Biz onlara buradan diyoruz ki: Devletin kendisinin açıkladığı rakamlara göre bu ülkede halkın yaşadığı bir açlık sınır var. Emekçilerin aldığı ücretler açlık sınırında. Ey AKP, ey Erdoğan, gücün yetiyorsa gel de bu açlık sınırını geç! Bırak Suriye sınırını, Irak sınırını; barıştan yana ol. Operasyonu ve savaşları bırak. Kürt halkıyla barış.

Halklarımız o dağılmış pazar yerlerinde ezik, çürük sebzeleri toplamaya çalışıyor. Halkımız ucuza bayat ekmek alabilmek için fırınlarda sıra bekliyor. Halkımızın durumu bu. Bu mitingin başlığı var ya “yoksulluğa karşı” diye, yoksulluk bu düzeyde. Halkımız başvurduğu hastanelerde randevu alamıyor, inim inim inliyor. Halkımız doktor bulsa ilaç bulamıyor. Bir de bakıyoruz ki öbür tarafta yandaşların koca koca binalarda büyük, mermer hastaneleri duruyor. Böyle sağlık sistemi olmaz. Biz halkın sağlık sorunlarını çözebilmek için çok büyük kamu yatırımları yapacağız ve o yandaşların büyük hastaneleri eğer halka randevu vermiyorsa onları da kamulaştıracağız. Halkımıza o randevuları verecekler!

Bu arada işçi ücretleri açıklandı. Erdoğan işçi ücretlerini açıklarken dedi ki “Bizim sırtımızda yumurta küfesi var.” Sonra da kameralara bakarak gülümsedi. Soruyorum buradan Erdoğan, o esnada kimin için gülümsedin? O esnada patronlar için mi, 5’li çete için mi gülümsedin? Yoksa o vicdansız hükümetin için mi gülümsedin? Buradan sesleniyorum, sakın unutma Erdoğan: Orada güldün ama son gülen iyi güler. Ve halk bu işin sonunda çok iyi gülecek.

Birleşiyoruz, kuvvetleniyoruz. Birleşmiş ve örgütlenmiş bir halkı asla hiçbir kuvvet yenemez. Yenilmedik. Gördüğünüz gibi halkımız burada toplanmış, geri çekilmemiş, korkmamış, yenilmemiş, yenilmedi. Seni yeneceğiz AKP. Seni göndereceğiz AKP, seni GÖN-DE-RE-CEĞİZ! Birleştik, bütün gücümüzle göndereceğiz. “Kim gönderecek beni?” mi diyorsun? Türkiye halkları gönderecek seni. İşçiler ve emekçiler gönderecek. Emek ve Özgürlük ittifakı: Biz göndereceğiz seni!

Göndereceğiz onları! O nedenle diyorum ki, burada sorunları dile getirdiğimiz gibi büyük umutlarımızı da dile getirdik. Büyük gücümüzü de ortaya koyduk. Sevgili hevaller, kardeşler, yoldaşlar: Üreten biziz ve üreten bizsek yöneten de biz olacağız! Yaşasın Emek ve Özgürlük İttifakı! Yolumuz açık olsun.

Bağımsız, demokratik Türkiye ve insanca yaşamı birlikte kazanacağız

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz: Arkadaşlar dediler ki ‘yahu bu miting nasıl olacak, toplayabilecek miyiz?’ Kartal Meydanı almadı, almadı. Helal olsun size. Özgürlük çığlığı geliyor, Türkiye’yi böyle özgürleştireceğiz. Faşizmi sıradanlaştırmaya çalışıyorlar. Hatırlayın Almanya faşizme teslim olduğunda, İtalya faşizme teslim olduğunda ne demişti o Alman papaz: ‘Önce Yahudileri götürdüler sesim çıkmadı, sonra sosyalistleri götürdüler sesim çıkmadı, sonra komünistleri götürdüler sesim çıkmadı, Çingeneleri götürdüler sesim çıkmadı sıra bana geldiğinde baktım ses çıkaracak kimse kalmamıştı.’ Şimdi bugün sana söylüyorum kardeşim bak iyi dinle; Kürtleri götürdüler sesin çıkmadı, belediyelere, kayyım atadılar sesin çıkmadı, HDP’yi kapatmaya çalıştılar sesin çıkmadı, grevleri yasakladılar sesin çıkmadı. Bak sıra sana geldiğinde ses çıkaracak kimse kalmaz, bunu bil. İşte burası ses çıkaranların meydanı buraya gel buraya.

Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, Türkiye’nin en büyük şehrinin seçme ve seçilme iradesine darbe vurdukları zaman tereddütsüz oraya gittik. Dedik ki: ‘HDP’li belediyelere uygulanan kayyım ne ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne uygulanan operasyon da aynı şeydir.’ Ama sizler de Saraçhane’den buraya geleceksiniz buraya. Emek ve Özgürlük İttifakı olmadan İstanbul bu kuşatmayı kıramaz. Diyarbakır’ı yanına almadan İstanbul bu ablukayı dağıtamaz. Gelin birleşelim, bu ülkeyi birlikte özgürleştirelim. Bu mitingde emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Seçim ekonomisi ile giriyor Erdoğan ve yönetimi. Açıkça buradan söylüyoruz, kaşıkla verecekler kepçe ile değil kazanla seçimden sonra geri alacaklar. Halkın tepesine vergiyi, borcu yıkacaklar. Buna izin vermeyeceğiz. Tek adam yönetimini, arkasındaki sermaye düzenini, çete mafya düzeni, bu çürümüş düzeni bizler, halk gönderecek. Çünkü halk birden büyüktür.

Bakın burada dipten gelen bir dalga var bu dalgaya kulak varan. Bekaert’te grev yasağını dinlemediler işçiler, Erdoğan kararnamelerini dinlemediler, fiili grev yaptılar ve kazandılar. EYT’liler uzun süre mücadele ettiler ve emeklilik hakkını kazandılar. Kadınlar bir öğün yemek hakkı için mücadele ettiler, anasınıfında, yurtlarda bir öğün yemek hakkını çocuklar için kazandılar. Liman işçileri, tersane işçileri aramızda dalga dalga geliyor işçiler. Antep’te döküm işçileri ayaktalar. Saya işçileri ayaktalar. Diyarbakır’da, Amed’de bugün fırın işçileri ayaktalar. Metal sektöründe 2 bin işçi grev kararı alıyor. İşte kazana kazana birleşe birleşe geliyoruz. Neşeyle, umutla coşkuyla geliyoruz. Bütün engelleri bütün bariyerleri aşacağız çocuklarımız özgür karınlarının tok olduğu mutlu bir memlekette yaşayacak.

Bitirirken şunu söylemek istiyorum: Burada sadece İstanbul’dan, Türkiye’den yurttaşlarımız yok. Burada Gezi’den Kobanî Davasına kadar tutuklu eş başkanlardan milletvekillerine ve belediye başkanlarımıza kadar tutsak arkadaşlarımız da var, bu mitingde el ele kol kolayız. Bu da böyle bilinsin. Şimdi bize soruyorlar diyorlar ki ‘seçimlerde ne yapacaksınız.’ Biz 5 Ocak’ta Emek ve Özgürlük İttifakı partileri olarak bir bildiri yayınladık. Birinci olarak en geniş toplumsal mutabakatla ortak bir adayın ortaya çıkması için işe başlıyoruz, kolları sıvıyoruz buna var mısınız dedik.

İkinci olarak bak kardeşim bu sese kulak vermiyorsan ısrarla bu sese kulak kapatıyorsan bak sana söylüyorum bu ülkede işçilerin oyları, yoksul emekçilerinin oyları, kamu emekçilerinin oyları, kadınların gençlerin oyları, Kürt halkının oyları, eşit yurttaşlık isteyen Alevilerin oyları çantada keklik değil kardeşim, bunu da bileceksin. Eğer inkarcı tutumunu sürdürürsen Emek ve Özgürlük İttifakı kendi adayını çıkaracak kardeşim. Halkla birlikte bu meydanlardan çıkaracak. Tekrar soruyorum kardeşlerim bu yetkiyi Emek ve Özgürlük İttifakı partilerine veriyor musunuz? Veriyor musunuz? (Evet sesleri) O zaman göreceksiniz el mi yaman bey mi yaman.

Sözlerimi Nâzım Hikmet’in dizeleriyle bitiriyorum. Nâzım Hikmet’in doğum günü bugün. Şan olsun. Ne diyor Nâzım:

Onlar umudun düşmanıdır sevgilim. Akar suyun meyve çağında ağacın düşmanı sana düşman bana düşman düşünen insana düşman. Vatan ki bu insanların evidir onlar vatana düşman. Ve elbette bir daha geri dönmemecesine yıkılıp gidecekler, ve elbette dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle, dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, işçi tulumuyla bu güzel memlekette hürriyet, selam olsun.

Bu meydandan iktidara kaybettireceğimiz seçimin startını veriyoruz”

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: Merheba hevalino, merheba gelê me yê hêja. Merheba dayikên hêja, ciwanên delal. Hûn bi xêr hatine, ser serê min, ser çavên min re hatine.

Emek burada, özgürlük burada, cesaret burada, kararlılık burada. Sevgili halkımız, hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, baş göz üzerine geldiniz. Bugün bu mitingi düzenleyen, bizleri sizlerle buluşturan, bu organizasyonda emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar var olsunlar. Bir kez daha görüyoruz ki emek burada, özgürlük burada, cesaret burada kararlılık burada. İyi ki buradasınız, iyi ki varsınız.

Bugün savaşa karşı yoksulluğa karşı baskılara dur demek için buradayız. Tecrit politikalarına, savaş politikalarına, siyasi irade gaspına, kayyım rejimine dur demek için buradayız. Evet bugün kadınların ve gençlerin özgürlüğü için buradayız ama aynı zamanda jin jiyan azadî demek için buradayız. Doğa talanına, yaşam talanına, hukuk talanına dur demek için buradayız sevgili arkadaşlarım. Demokrasinin şehri güzel İstanbul’u karanlığın merkezi yapmaya çalışan AKP-MHP rejimine karşı, dur demek için buradayız.

Bugün Emek ve Özgürlük İttafakı’nın ilk mitingini İstanbul’da gerçekleştiriyoruz. Bu daha başlangıç sevgili arkadaşlarımız. Herkes, 82 milyon bu havayı hissedecek, bu rüzgarı hissedecek, bu havayı soluyacak ve seçimlerde İstanbul bir kez daha kendisini ispat edecek. Bundan hiç kimsenin kaygısı ve kuşkusu olmasın. Çünkü asıl hikaye bizim hikayemizdir. 7 Haziran’da başlayan bir başarı hikayemiz var. bu başarı hikayesini şimdi ülkeyi yönetme hikayesine çevireceğiz. Halklarımızla birlikte, dostlarımızla, bileşenlerimizle, ittifaklarımızla birlikte seçimlere damgamızı vuracağız sevgili arkadaşlarım.

Bizim mücadelemiz İstanbul kadar büyüktür, İstanbul kadar kararlıdır. Bunun için diyoruz ki bizim ittifakımız İstanbul kadar güzeldir, İstanbul’un bahçesidir. Hepimiz için bu ittifak hayırlı uğurlu olsun. Sevgili arkadaşlarım, İstanbul demek elbette ki Türkiye demek. Seçimlerde İstanbul’da kazandık mı Türkiye’de de kazandık demektir. Çünkü şunu biliyoruz İstanbul Amed’dir, Cizîra Botan’dır, Serhat’tır, Akdeniz’dir, Karadeniz’dir, Ege’dir, Çukurova’dır. Yani kısacası İstanbul HDP’dir. Ama şunu da ifade etmek isterim ki bu meydan Mahirlerin, Kemallerin, İboların, Mazlumların, Orhan Doğanların, Berkin Elvanların, Mehmet Sincarların, Musa Anterlerin meydanıdır. İşte bu meydandan yapılacak olan seçimlerin startını verdiğimizi ilan ediyoruz.

Elbette ki hedefimiz daha da büyümektir, bu ittifak daha da büyüyecek, daha da genişleyecek ve bu düzeni mutlaka değiştirecek bu ittifak. Bunun için bu seçimler tarihi öneme sahiptir. Yapılacak olan seçimler aydınlık ile karanlık arasında yapılacak olan bir tercih olacaktır. Demokrasi ile faşizm arasında yapılacak olan bir tercih seçimi olacaktır. Aynı zamanda bu seçimler AKP ve MHP ittifakının fişini çekeceğimiz bir seçim olacaktır.

Onurlu bir barışın yolunu açacaktır, bu seçimler tecride son verileceğinin, bu seçimler aynı zamanda İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğimiz bir seçim olacaktır. Buradan kadınlara bunun sözünü veriyorum. Ama bir şey daha daha ifade etmek isterim. İşte şimdiden seçimlere gece demeden, gündüz demeden, 7’den 70’e, Kürd’üyle, Türk’üyle, Alevi’siyle Sünni’siyle Ermeni’siyle, Süryani’siyle her birimiz çalışacağız, kazanacağız ve başaracağız. Kazanacağız arkadaşlar, başarı bizimdir. Serkeftin hevalino. An azadî, an azadî, an serkeftin an serkeftin. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

İstanbul’u emeğin ve özgürlüğün, demokrasinin üssü yapacağız”

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar: Gelên Stenbolê yên hêja, gelên Tirkiyeyê yên bi rûmet ez we hemûyan bi dilgermi silav dikim.

Sevgili İstanbul halkları, hepinizi yürekten selamlıyorum. Bu coşkulu buluşmayı gerçekleştiren bütün emekçi arkadaşlarımıza huzurlarınızda teşekkürlerimizi sunuyoruz. Hepsi sağ olsunlar, var olsunlar. Sizler sağ olun var olun. Günlerdir söylüyoruz; bekle bizi İstanbul diye. İşte buluşmaya, kucaklaşmaya geliyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı Türkiye halklarının bütün renklerinin bulunduğu bu şehirde kucaklaşmaya geliyor dedik. Ve bizleri kucakladınız. Coşkunuzla, heyecanınızla, sevginizle bu sesi bütün ülkeye en gür şekilde yansıttınız. Hepinize teşekkür ediyorum. Sağ olun dostlar.

Neden İstanbul’dan başladık çünkü bu zulüm ve yıkım iktidarı İstanbul’u faşizmin üssü yapmak istiyor. Türkiye’ye giydirmek istedikleri rejimi burada pişirmek istiyorlar ama biz dedik ki: ‘Hayır, İstanbul faşizme karşı dimdik duracak ve bunu bu meydanda gösterecek’ dedik, İşte gösteriyoruz hep birlikte. ‘İstanbul’u emeğin ve özgürlüğün, demokrasinin üssü yapacağız’ dedik. İşte sözümüzün karşılığı sizin yüreklerinizin gümbür gümbür sesidir.

Geliyor Emek ve Özgürlük İttifakı. Bütün baskılara, sömürüye, savaş politikalarına, polis baskınlarına, kumpas davalarına rağmen HDP ile birlikte yürüyor Emek ve Özgürlük İttifakı. Büyüyerek geliyor. Bu ülkeyi güzelleştirmeye geliyor, bu iktidarı göndermeye geliyor, bu düzeni değiştirmeye geliyor Emek ve Özgürlük İttifakı.

Değiştireceğiz bu düzeni ve göndereceğiz bu iktidarı. Bu iktidar ve düzen savaştan ve sömürüden besleniyor, talandan ve yalandan besleniyor. Biz de diyoruz ki, hep birlikte savaş oyunlarını bozacağız. Savaşa karşı barışın en güçlü ittifakını kuracağız. Her savaş ve operasyon aşımızdan, ekmeğimizden çalınması demektir. Savaş politikalarıyla yoksul halkı daha da yoksullaştırıyorlar. Ekmeği, aşı çalıyorlar. Bu ülkenin geleceğini gasp etmek istiyorlar. Bu ülke halkını daha da yoksullaştırıyorlar. İşte biz buna dur diyoruz, savaşa hayır diyoruz. Yaşasın barış ittifakı.

‘Değiştirmeye geliyoruz’ dedik. Burada başlıyoruz. Seçimler var önümüzde, seçimlerle birlikte hayatın her alanında mücadeleyi büyüteceğiz. Bu ittifakı genişleterek geleceğin inşasının merkezi gücü haline getireceğiz. Yeni bir başlangıç, demokrasi ve barış, emek ve özgürlük üzerine kurulacak yeni bir cumhuriyet, demokratik cumhuriyet için geliyoruz, eşit yurttaşlık için, doğanın hakları için, kadın hakları için, gençlerin hakları için geliyoruz. Halklar birleşiyor, inançlar, gençler, kadınlar, birleşiyor.

Halkların görkemli mücadelesi bu denizi büyütüyor, gençler önümüzü açıyor. Geliyoruz, değiştirmeye geliyoruz. Savaşa karşı barışı, sömürüye karşı onurlu barışı kurmak için geliyoruz. Yalana karşı hakikati kurmak için geliyoruz. Bu iktidarı göndereceğiz, bu düzeni değiştireceğiz, burada olan olmayan bütün yoldaşlarımızla birlikte bu inançla yürüyeceğiz. Kazanacağız, mutlaka kazanacağız kimsenin şüphesi olmasın. Bu güç bu ülkeyi demokrasiye barışa emek ve özgürlüğün olduğu bir geleceğe taşıyacak. Em ê bi ser bikevin, bawer bikin, serkeftin ji bo me. Mutlaka kazanacağız. Hepinizi bu inançla bu kararlılıkla yürekten selamlıyorum.

Dertleri halkın değil kendilerinin çıkarını ve iktidarını korumak”

SMF Sözcüsü Barış Kayaoğlu: Hür yaşama özlemini haykırırken, kavgayı sevinçle kuşanan kadınlar merhaba. Üniversitelerde, barikatlarda geleceği bilimle harmanlayan gençler merhaba. Fabrikada, tarlada, sokakta yok sayılan emeklerine bükülmez kılıç olup ısrarla sahip çıkan işçi ve emekçiler merhaba. Tarihin zifiri karanlığını, devrimci kararlılıkla aydınlatanlar, zalimin karşısında kızıl nehir olup akanlar, engin denizlere akanlar, tüm dillerin kültürlerin bir arada yaşamasını savunanlar, dünyayı yeniden kurma cüretini gösteren siper yoldaşlarımız, dostlarımız merhaba.

Hepinizi Sosyalist Meclisler Federasyonu adına selamlıyorum hoş geldiniz yoldaşlar dostlar. Hepinizin bildiği gibi hegemonyasını eşitsizlik, sömürü gasp ve korku üzerinden sürdüren yasakçı iktidarın derdi sermayeye uşaklık etmektir. Yüzde 10 zengin zümrenin hissesini artırmaktır. Bu iktidarın derdi kendinden olmayan kim varsa, kendinden korkmayan kim varsa damgalayıp yasaklamak ve ötekileştirmektir. Dertleri halkın değil kendilerinin ve yüzde 10’luk zengin zümrenin çıkarını ve iktidarını korumak. Irkçılığı, tekçiliği, cinsiyetçiliği yaymak ve sömürüyü aklamaktır. Onların derdi esasta gündem yaratıp yolsuzluklarını, hukuksuzlukların, rant ve talan için yaptıkları soygunun üstünü örtmektir.

Hepinizin bildiği gibi geçen gün iktidarın faşist politikalarının bir yansıması olarak HDP’nin hazine yardımına bloke konuldu. Hep birlikte bu gidişata dur demezsek, birlikte değiştirmek için ısrar etmezsek bu faşist abluka her geçen gün daha da büyüyecek.

Hepinizin bildiği gibi parlamentoda 2023 bütçe görüşmelerinde işçiden, emekçiden, yoksuldan alıp zengine verdiler, eğitime, bilime, istihdama değil savaşa yatırım yaptılar. Bıçağın keskin ucunu emekçiye doğrultup krizin faturasını dar gelirliye, emekçiye ödetmeye çalışıyorlar. İşçiden, emekçiden alıp zenginlere veriyorlar. Biz biliyoruz sahip oldukları servet bizden çaldıklarıdır. Onların sahip olduğu servet işçiden emekçiden çalıntıdır. Bu soygun düzenine, bu bezirgan saltanatına, bu zulüm çarkına dur diyeceğiz. Birlikte değiştireceğiz. Hakları gasp edilen işçi ve emekçiler olarak hiçbirimiz bu soygun düzenine mecbur değiliz. Şiddete, istismara maruz bırakılan kadınlar, LGBTİ+, çocuklar bunlara mecbur değil.

Daha adil, eşit, özgür bir dünyada yaşayabiliriz, bunu hep birlikte kurabiliriz. İşte Emek ve Özgürlük İttifakı bunun en güzel örneğidir. Daha da önemlisi artık sermaye partileri arasında tercih yapmaya mecbur değiliz. Kendimizi, kentimizi ülkemizi, ekonomimizi yönettiğimiz, söz, yetki ve kararın işçi ve emekçilerde olduğu bir yaşamı inşa edebiliriz. Biz buna inanıyoruz ve bu uğurda mücadele ediyoruz. Bir arada durmakta ısrar ederek tüm sorunlarımızı aşabileceğimize inanıyoruz. Irkçılığın, ötekileştirmenin olmadığı eşit, adil ve özgür bir dünyada farklılıklarımızla bir arada yaşayabiliriz. Emek ve Özgürlük İttifakı ile birlikte bu yolda birlikte yürüyecek ve birlikte yol alacağız.

Son olarak düşüncelerinden vazgeçirmek için çıplak arama, işkence, tecrit gibi uygulamalara maruz bırakılan binlerce ama binlerce tutsak yoldaşımız var. Ezilen halkların hak mücadelesi için tecrit altında, bilinçlerine tutularak özlemlerini haykıran devrimci tutsaklara buradan selam olsun. Yine insanca onurlu bir yaşam mücadelesi hepinizin bildiği gibi dünyanın her bir köşesinde sürüyor. Latin Amerika’dan Uzak Doğu’ya, Avrupa’dan Afrika’ya özgürleşme mücadelesinde omuzlayan ve dövüşenler var. Selam olsun meydanlarda emekçilerin barış sloganlarını haykıranlara. Özgürlük ve barış sloganları haykıranlara selam olsun, işçilere, emekçilere kadınlara gençlere selam olsun. Bu bezirgan saltanatı, bu zulüm sürmesin diye verdiğiniz mücadeleyi ve sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Paylaşın